0 (312) 911 9553
·
info@kadimhukuk.com.tr
·
Pzt-Cuma 09:00-18:00
Danışmanlık

Kasten Öldürme Suçu ve Cezası – TCK 81. Madde

11kasten oldurme sucu ve cezasi nedir

İçerik Başlıkları

Kasten öldürme suçu insanlık tarihi boyunca daima suç olarak görülmüştür. İnsanın en temel ve en korunması gereken haklarından olan yaşam hakkını korumak adına hem tüm ülkelerin ceza kanunlarında hem de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmiştir. Nitekim gerek Anayasa’nın 17/1 maddesi gerek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3-5 maddeleri gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2’nci maddesi yaşam hakkını hukuken koruma altına almıştır. Kasten öldürme suçu soruşturma ve kovuşturması CMK 150/3 uyarınca sanığa müdafii (avukat) atanmadan yapılamaz.

Kasten öldürme suçunda failin öldürme kastıyla mı, yoksa yaralama kastıyla mı hareket ettiğini belirleyebilmek için dış dünyaya yansıyan davranışlarına bakmak gereklidir. Somut olayın özelliklerine göre failin öldürme kastıyla hareket edip etmediği belirlenmelidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu konuda belirli kriterler getirmiştir. Kasten öldürme suçu;

  • Fail ile maktul arasında olay öncesine dayalı öldürmeyi gerektiren husumet olup olmadığı,
  • Olayda kullanılan aracın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
  • Maktuldeki darbe sayısı ve şiddeti,
  • Darbelerin vurulduğu yerin hayati bakımından önemi,
  • Failin hareketlerine kendimi yoksa engel durumdan mı son verdiği,
  • Suç aletini kullanış biçimi,
  • Olay sonrası failin maktule karşı davranış biçimi

dikkate alınarak ortaya çıkarılır.

Kasten öldürme suçu, çocuk, kadın veya aile bireylerine karşı işlenirse 6284 sayılı kanunun 20/2 maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bildirilmelidir. Bu makalemizde, Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere TCK 81-82-83’de düzenlenen, kasten öldürme suçunu, kasten öldürme suçunun özelliklerini, unsurlarını, cezasını, kasten öldürme suçunda görevli mahkemeyi kasten öldürme suçunda zamanaşımını, uzlaşmayı, etkin pişmanlığı, şikayete tabi olup olmadığını, kasten öldürme suçunda adli para cezası, erteleme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hususlarını izah edeceğiz.

Kasten Öldürme Suçu Nedir?

Bir insanı öldürmek için kasten buna elverişli bir fiil icra edilmesi, kasten öldürme suçuna vücut vermektedir.

TCK’nın “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hayata Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde düzenlenen kasten öldürme suçu ve cezası temel hali TCK’nın 81. maddesinde, nitelikli hali ise 82. maddesinde, 83. maddesinde ise ihmali davranışla kasten öldürme suçunun işlenmesi hükümleri düzenlenmiştir. İlgili maddeler;

Kasten Öldürme

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Madde 81 (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Nitelikli Haller

Madde 82 – (1) Kasten öldürme suçunun;

a) Tasarlayarak,

b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,

c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak suretiyle,

d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,

e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,

g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,

i) (Ek bend: 29/06/2005-5377 S.K./9.mad) *1* Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,,

j) Kan gütme saikiyle,

k) Töre saikiyle,

İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Kasten öldürme suçu işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde CMK 100/3 . maddesi uyarınca tutuklama nedeni var sayılabilir.

Kasten Öldürme Suçunun Şartları Nelerdir?

  • Kasten öldürme suçunda korunan hukuki değer kişinin yaşam hakkıdır. Dolayısıyla kasten öldürme suçu ancak yaşayan bir kişi hakkında işlenebilir.
  • Kişinin bu suçtan cezalandırılabilmesi için, mağdurun öldüğünün hiçbir tereddüt kalmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
  • Kasten öldürme suçunun işlenebilmesi için failin hareketi ile ölüm sonucu arasında uygun illiyet bağı da bulunmaktadır.
  • Bu suçun oluşması için genel ya da olası kasıt ile bir insanı öldürme sonucu gerçekleşmelidir.
  • Kasten öldürme suçunun oluşması için fail öldürdüğü nesnenin bir insan olduğunu bilmelidir. Failin burada bir yanılgıya düşmesi söz konusu da olabilir. İleride bir cisim görüyor fakat canlı bir insan olduğunu düşünmüyor, maddi konuda bir hata yapacaktır. Bu hatanın bulunmasından fail yararlanabilir. Yeteri kadar özen gösterseydi o kişinin bir insan olduğunu bilebilecek durumda olması durumu ortaya çıkarsa özen yükümlülüğü gündeme gelecektir. Özen yükümlülüğünü eğer ihlal etmişse şüphesiz taksirli insan öldürme suçu gündeme gelecektir.

Kasten öldürme suçu ile ilgili teknik araçlar ile izleme, ses ve görüntü kaydı alma, dinleme ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararı alınabilir.

Kasten Öldürme Suçunun Unsurları

  • Kasten Öldürme Suçu Faili

Kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişi suçun failidir. Kasten öldürme suçunun özgü bir suç olmayıp genel suç olarak düzenlenmesinden dolayı faili gerçek kişi olmak kaydı ile herkes olabilir. Bu suçun faili olabilmek için herhangi bir özellik aranmamaktadır fakat fail ile mağdur arasındaki belli akrabalık bağı suçun nitelikli halinin oluşmasına sebebiyet verir. Mağdurun, failin altsoyu, üst soyu, eşi ya da kardeşi olduğu durumlarda kasten adam öldürme suçunun basit hali değil nitelikli hali oluşmuş sayılacaktır.

  • Kasten Öldürme Suçu Mağduru

Suçun mağduru, ceza normu tarafından korunan, suç filli ile ihlal olunan varlık ya da menfaatlerin hamilidir. Kasten öldürme suçu ve cezası mağduru, failin kendisi dışında yaşayan her gerçek kişi olabilir. Bu hususta değinilmesi gereken nokta öncelikle tüzel kişilerin bu suçun mağduru olamayacağı ve ancak yaşam hakkına hali hazırda sahip olan dolayısıyla ancak yaşayan kişilerin bu suçun mağduru olabileceğidir. Anne rahminde henüz doğmamış olan cenine veya ölü bir kişiye karşı bu suç işlenemez. Bebek tam ve sağ olarak doğduğu andan itibaren kasten öldürme suçunun mağduru olabilir.

Mağdurun sıfatı ya da içinde bulunduğu somut durum suçu nitelikli hale getirebilir veyahut suçun niteliğini değiştirebilir. Öncellikle mağdurun, failin üst soy veya altsoyu ya da eşi veya kardeşi olması, çocuk veya beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak durumda olması, gebe bir kadın veya görevini yerine getiren kamu görevlisi olması halinde nitelikli kasten öldürme suçu oluşacaktır. Mağdurun Cumhurbaşkanı olması durumu ise suçun niteliği değiştiren neden olarak görülmüş ve TCK’nın 310. Maddesinde düzenlenmiştir.

Kasten öldürme suçunun mağduru, failin kendisi olamaz. Her ne kadar intihar TCK kapsamında bir suç olarak düzenlenmese de “intihara yönlendirme” başlığı altında intihara azmettirme, teşvik etme, intihar kararını kuvvetlendirme ya da yardım etme düzenlenmiştir.

  • Kasten Öldürme Suçu Hukuki Konusu

Suçun hukuki konusu, hukuk tarafından korunan hukuki değer ya da hukuki menfaat olarak nitelendirilen; ceza normları ile de koruma altına alınan menfaat ve değerlerdir. Kasten öldürme suçu ve cezası korunan hukuki değer kişilerin yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı kişinin en temel ve en korunması gereken haklarından biridir. Zira yaşam hakkı korunamayan kişinin nihayetinde korunacak bir hakkı da kalmayacaktır.

  • Kasten Öldürme Suçunda Fiil

Hareket unsurunu başkasını öldürme fiili oluşturur. Mağdurun, beden ve ruh sağlığı üzerinde herhangi bir hareketle hayatı sona erdiğinde suç gerçekleşmiş sayılacaktır. Serbest hareketli bir suçtur ve icrai ya da ihmali bir hareketle işlenebilir. TCK’nın 81. Maddesi icrai, 83.Maddesi ihmali hareketle işlenen öldürme suçunu düzenlemiştir. Her türlü hareket, icrai davranışla öldürme suçunun unsurunu oluşturabilir.

Önemli olan yapılan tek, birden fazla ve ya sürekli hareketin, varsa hareketle birlikte kullanılan vasıtanın suçun işlenmesine elverişli olmasıdır. Yapılan hareket sebebiyle oluşan endişe korku ile de bu fiil gerçekleştirebilir. Önemli olan nokta, failin hareketi ile ölüm arasında uygun illiyet bağı bulunmasıdır ve bu bağın bulunup bulunmadığı her somut olaya göre ayrı ayrı değerlendirilir. Uygun illiyet bağının bulunmadığı durumlarda gerçekleştirilen hareket kasten öldürme suçunu oluşturmayacaktır.

  • Kasten Öldürme Suçunun Manevi Unsuru

Kasten öldürme suçu isminden de anlaşılacağı üzere kasıt ile işlenebilecek bir suçtur. Olası kast ya da doğrudan kastla da işlenebilir. Doğrudan kasıtla bir suçun işlenmesi için, o suçun bilerek ve isteyerek işlenmesi gerekirken; olası kasıtla bir suçun işlenmesi için ise, suçun gerçekleşme ihtimalini öngörerek ve adeta olursa olsun diyerek suçun işlenmesi gerekir. Suçun nitelikli hallerini düzenleyen 82.Madde de ise tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle, kan gütme ve ya töre saikiyle işlenmesi halleri özel kasta tabidir ve ani kast ile işlenmesi mümkün olmamaktadır.

  • Kasten Öldürme Suçunda Nitelikli Unsurlar

Suçun temel şekline ilave edilen ve cezanın artırılmasını veya indirilmesini gerektiren hallere, suçun nitelikli halleri denmektedir. Böyle durumlarda kanunda belirtilen suçun basit halinin yanında ek, bir hareket, bir unsur ortaya çıkacaktır.

TCK’nın 82.Maddesinde sayılan vasıtalar veyahut şekillerde suçun işlenmesi, aynı suçun nitelikli halini oluşturacaktır. Suçun nitelikli hallerini tek tek incelemek gerekirse;

1. Tasarlayarak

Yargıtay, tasarlamanın oluşması için dört koşul aramaktadır. Bunlar;

  • Failin suçu işlemeye koşulsuz olarak karar vermesi
  • Suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında belirli bir sürenin olması
  • Süre içerisinde failin soğukkanlılık ile düşündükten sonra dahi kararından vazgeçmeyip fiili işlemekte ısrar etmesi
  • Kararının koşula bağlı olmaması

       şeklindedir.

Bir diğer taraftan, Yargıtay’ın tasarlayarak adam öldürme suçunda kişide yanılma halinde suçun nitelikli halinin oluşmayacağı yönünde kararı da mevcuttur.

2. Canavarca hisle veya eziyet çektirerek

Her ne kadar kanunda canavarca his tanımı yapılmamış olsa da, her somut olaya göre durum ayrı ayrı değerlendirilecek olup, genellikle failin insanlara özgü duygulardan yoksun bir şekilde öldürme eylemini gerçekleştirmiş olması şeklinde yorumlanmaktadır. Eziyet çektirme durumu ise canavarca hisle öldürme durumundaki gibi failin sübjektif durumundan çok, suçun işlenme şekli ile alakalıdır. Bu nitelikli halin oluşabilmesi için eziyetin mağdurun ölümünden önce gerçekleşmiş olması gerekmektedir.

Mağdurun insan onuruna yakışmayacak bir biçimde bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açan davranışların varlığı gereklidir. Ölümün eziyet sonucu olmasına gerek yoktur. TCK’nın 95. ve 96. Maddelerinde ayrı olarak eziyet suçu da düzenlenmiştir. Bu noktada kasten öldürme suçunun nitelikli halinden bahsedebilmemiz için öldürme kastı ve eziyet çektirme amacı bulunmalıdır. Nitekim işkence fiilinin sonucunda failin kastı olmadan ölüm meydana geldiğinde kasten öldürme suçu değil neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence suçu söz konusu olacaktır

3. Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle

Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak suretiyle kasten öldürme halinde genel tehlike de oluşmuşsa hem genel tehlike suçu hem de nitelikli kasten öldürme suçu gerçekleşecektir ve fikri içtima hükümleri uygulanacaktır ancak bu suçun oluşması için genel tehlike yaratma zorunluluğu yoktur. Bu eylemlerin gerçekleştirilmesi ya da araçların kullanılması yeterlidir. Bir diğer husus ise, bu şekilde genel tehlike yaratılması halinde ya da tehlikeli araçlar kullanılması suretiyle işlenen fiilde, fail ölüm sonucunun meydana gelmesini istemelidir ve sonuç ile hareket arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Mağdur ya da mağdurların belirli olması zorunluluğu yoktur, öldürme kastı bulunması yeterlidir.

4. Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı

Bu bent kapsamında üstsoy ve altsoydan kasıt faille kan bağı olan altsoy ve üstsoydur. Üvey akrabalar bu kapsamda değerlendirilmez. Ancak sadece üvey kardeşler bu kapsama girer. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin akrabalık derecelerini bilmesi gerekmektedir. Öldürme kastı söz konusu bentteki kişilere karşı olmalıdır dolayısıyla kişide yanılma veya sapma sonucu bu suç işlenirse nitelikli hal oluşmayacaktır.

5. Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı

Bu hükümle suçu nitelikle hale getirirken kasıt kendini korumaktan aciz bir kimseye karşı işlenen fiilin, faildeki ahlaki kötülüğü gözler önüne sermesi ve suçun işlenmesindeki kolaylığı nedenleridir. TCK’nın 6.maddesinden yola çıkarak çocuk deyiminin on sekiz yaşını doldurmamış kişileri kapsayacağı ve evlenme ya da kazai rüşt kararı ile reşit olan kişinin de on sekiz yaşını doldurmadığı halde bu kapsama gireceği açıktır. Mağdurun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olması adli tıp uzmanın raporu ile tespit olunur fakat mağdur ölmüş ise otopsi sırasında uzman hekimin incelemesi gerekecektir.

6. Gebe olduğu bilinen kadına karşı

Ana rahmindeki cenine karşı henüz hali hazırda yaşam hakkı ve kişiliği olmadığı için kasten öldürme suçu işlenemez fakat failin gebe olduğunu bile bile kasten öldürme suçunun işlendiği halde durum suçun nitelikli halini oluşturacaktır. Bu noktada failin suçu işlerken veya işlemeden önce mağdurun gebe olduğunu bilmesi gerekmektedir.

7. Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle

Kamu görevi nedeni ile işlenen kasten öldürme suçunda ise suçun salt kamu görevlisine karşı işlenmesi suçun unsurlarının oluşması için yeterli olmamakta, mağdurun görevin gerekliliklerine uygun davranması sebebiyle öldürülmesi şartı aranmaktadır. Bu noktada kamu görevliliği sıfatı sona eren birinin de görevinin gerekliliklerine uygun davranmasından dolayı kasten öldürülmesiyle suçun nitelikli hali oluşacaktır.

8. Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla

Bu bentteki halde, amaç suç ve araç suç olarak iki ayrı suç söz konusudur ve adam öldürme suçunun araç suç olması gerekmektedir. Dolayısıyla asıl amaç olan suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak, işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla failin adam öldürme suçunu gerçekleştirmesi gerekir. Örneğin, failin amaç suç olan cinsel saldırı suçunda, daha sonra yakalanmamak için mağduru öldürmesi bu bentteki hallerden birine örnek olarak verilebilir. Bu noktada amaç suç ve araç suç arasında illiyet bağı bulunmalıdır ve bu noktada her suç ayrı ayrı değerlendirilecektir. Amaç suçun suç niteliğinde olması gerekmektedir.

9. Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle

Bu bent 08.07.2015 tarihinden sonra maddeye eklenmiştir dolayısıyla bu tarihten sonra işlenen suçlarda uygulanacaktır. Failin kasıtlı olarak bir suçu işlemeye karar vermesi ve bu suçu işleyememiş olması ve suçu işleyememekten duyduğu kızgınlık  neticesiyle kasten birini öldürmesi gerekmektedir. Bu bendin uygulanmasında iki önemli husus vardır. Öncellikle gerçekleştirilmek istenen fiilin kasıtlı bir suç niteliğinde olması ve suçun icra hareketlerine başlanmış olup, tamamlanmamış olması gerekmektedir. Bu nokta fail amaç suça teşebbüs ve nitelikli kasten öldürme suçu için ayrı ayrı sorumlu tutulacaktır.

10. Kan gütme saikiyle

Failin öldürülen bir kimsenin intikamını almak için, daha sonra suçlunun mensup olduğu gruptan birisini veya suçluyu öldürmesi ile oluşan bu nitelikli suç halinin ancak haksız tahrikin bulunmadığı koşullarda uygulandığını da belirtmek gerekir. Nitekim, kan gütme saikiyle kasten öldürmenin oluşabilmesi için failin ilk öldürme olayından sonra  duyduğu acı ve öfkeden arınarak geleneklerin etkisiyle ve münhasıran bir görevi yerine getirme isteğiyle hareket etmesi gerekmektedir ki bu da haksız tahrik kurumunun mevcudiyetini zaten engelleyecektir. Kan gütme saikiyle öldürmede tasarlayarak adam öldürme suçunun oluşması da olasıdır. Son olarak ise bu nitelikli halin oluşması için  ilk olayda öldürülen kişi ve fail arasında kan bağının bulunması şartına gerek yoktur.

11. Töre saikiyle

Toplum içinde töre cinayeti olarak da bilinen bu hal, töreye aykırı bir davranış sebebiyle, aile ya da aşiret tarafından alınan bir kararla, failin bu kararı yerine getirmekle yükümlü kişi olarak mağduru öldürmesi halidir ve esasen tasarlayarak öldürmedir. Fakat bu nitelikli halin oluşması için tasarlamanın koşulları aranmaz. Aynı kan gütme saikiyle adam öldürme de olduğu gibi, haksız tahrik hükümleri töre saikiyle kasten öldürme de uygulanması mümkün değildir.

Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi (TCK 83)

İcrai bir harekette bulunmadan, yalnızca kanun gereği yapılması zorunlu hareketi yapmamak suretiyle işlenen suçlar, ihmali suçlar olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun hareket unsuru, önleme yükümlülüğü altında bulunan veya mağdura karşı önceden belli bir davranışta bulunan kimsenin, pasif davranarak, hareketsiz kalarak başkasının ölümüne sebebiyet vermesidir. Suçun hareket ögesini ihmali davranış oluşturmaktadır. İhmali davranıştan söz edilebilmesi için, failin belirli bir konuda icrai bir davranışta bulunmakla yükümlü olması gerekir. Kanunen icrai bir davranışla yükümlü olmayan kişi bu suçu işleyemez. Bu maddede Kanun belirli durumdaki (garantör) kişilere icrai davranış yükümlülüğü getirmiştir.

TCK’nın 83. maddesine göre ihmali ve icrai davranışın birbirine eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; belli bir icrai davranışta bulunma hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması veya önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması gerekir.

Failin İhmali Davranışla Kasten Öldürme Suçunu İşleyebilmesi İçin Yükümlülükleri Nelerden Kaynaklanabilir?

  • Sonucu Önleme Yükümlülüğünün Kanundan Kaynaklanması

Yükümlülüğün doğrudan kanundan kaynaklandığı hallerdir. Burada üzerinde durulması gereken ilk husus, bu yükümlülüğün mutlaka kanuni düzenlemelerle yüklenmiş olması gereğidir.

Farklı kanunlarla bir kimseye belli bir yönde davranması konusunda yükümlülük yüklemiş olabilir.

Ömeğin, TMK’nın 335, 339, 342, 346, 347, 348, 349 ve 350. maddelerinde çocuklar ile anne babanın birbirlerine karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu mükellefiyetler gösterilmiştir. Örneğin, bebeğini olumsuz şartlarda dağda terk eden veya yeni doğan bebeği beslemeyen anne Kanuni yükümlülüğünü yerine getirmeyerek ölüme neden olduğundan 83. madde ile cezalandırılır.

2559 sayılı PVSK’nın 1.maddesine göre, “polis; asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur, yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereği polisler yardım isteyenlere yardım etmekle yükümlüdürler.

Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen polisler de, ihmal suretiyle bu suçu işlemiş olabileceklerdir.

Hekimler de, Hususi Hastaneler Kanunu’nun 32. maddesi ve Tibbi Deontoloji Tüzüğü’nün 18. maddeleri uyarınca resmi bir görevin gerektirdiği haller ile acil durumlarda hastaya bakmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi sonucu, hastanın ölümüne sebebiyet verdiklerinde, TCK’nın 83. maddesi uyarınca sorumlu olacaklardır.

  • Sonucu Önleme Yükümlülüğünün Sözleşmeden Kaynaklanması

Koruma ve gözetim yükümlülüğü bir sözleşme ilişkisinden de kaynaklanabilir. Sözleşme yapılması ile yükümlülük hemen doğmaz. Yükümlülüğün başlaması için, yükümlülük altına giren kimsenin fiilen bu işe başlamış olması gerekir. Yükümlülük doğuran sözleşmelere örnek olarak, cankurtaranlık sözleşmesi, hasta bakıcılığı ve çocuk bakıcılığı sözleşmesi, resmen görevli olmayan ve acil bir durumla karşı karşıya kalmayan doktorla yapılan tedavi sözleşmesi, dağcılık rehberliği sözleşmesi, vs. girer. Örneğin, boğulma tehlikesi geçirene yardım yükümlülüğünü yerine getirmeyerek ölüme neden olan cankurtaranın eylemi 83. madde kapsamına girer.

  • Yükümlülüğün Önceki Tehlikeli Davranıştan Kaynaklanması

Davranışı ile bir zarar doğması tehlikesine neden olan kişinin, ortaya çıkan zararı önleme yükümlülüğü mevcuttur. Bu yükümlülüğe, öngelen tehlikeli eylemden kaynaklanan garantörlük de denmektedir. Bir kimse başkaları açısından tehlikeli olabilecek bir davranışta bulunduktan sonra, bu tehlikenin zarara dönüşmemesi için ne yapılması gerekiyorsa o davranışta, bulunmak yükümlülüğü altındadır. Bu davranışta bulunmayarak yükümlülüğü yerine getirmediği durumlarda, ihmali davranışla suç işlemiş olacaktır. Örneğin hakim, hastasına verdiği ilacın yan etkilerini veya ameliyat komplikasyonlarını tedavi etmekle yükümlüdür.

İhmali davranışla öldürme suçu, aslında kasten işlenebilen bir suçtur. Failin ihmali davranışla öldürme suçunda kast, yükümlülüğünün gereğini yerine getirmediğini bilme ve mağdurun öleceğini bilme ve isteme şeklinde kendini gösterir.

Kasten Öldürme Suçunun Cezası

  • Kasten Öldürme Suçunun Temel Halinin Cezası (TCK m.81)

Kasten öldürme suçu ve cezası basit halinin cezası “müebbet hapis cezası” dır. TCK m.53/1 hükmü uyarınca kişi kasten işlediği suçlar dolayısıyla hak mahrumiyetlerine tabi tutulmaktadır ki bunlar; kamu görevi ile atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, siyasi hakları kullanmaktan, velayet, vesayet veya kayyımlığa ilişkin bir haktan vs. yoksun bırakma gibi yaptırımlar olabilir.

Kasten insan öldürme suçu cezası müebbet hapis cezasıdır.

  • Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Hallerinin Cezası (TCK m.82)

Kasten öldürme suçunun nitelikli halinin cezası “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” dır. Aynı olayda birden fazla nitelikli halin birleşmesi halinde faile birden fazla değil tek ceza verilir. Örneğin, tasarlayarak ve ayrıca gebe olduğu bilinen bir kadına karşı işlenen kasten öldürme suçunda faile tek ceza, ağırlaştırılmış müebbet verilecektir. Ayrıca, TCK’da 43. Maddede düzenlenen zincirleme suç hükümleri, kasten öldürme suçunda uygulanmayacaktır. Dolayısıyla birden fazla nitelikli kasten öldürme suçunun varlığı halinde her biri için ayrı ayrı cezalara hükmolunacaktır.

Kasten öldürme suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının müebbet hapis cezasından farkı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile buna ilişkin tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre düzenlenen hapis cezası olmasıdır. Kasten adam öldürme suçuna teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on üç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Kasten adam öldürme suçunda, haksız tahrik ya da nefsi müdafaa gibi durumların bulunduğu hallerde cezada ya indirim yapılacak ya da ceza verilmeyecektir.

  • Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Cezası (TCK m.83)

Kasten öldürme suçunun ihmal davranışla işlenmesi halinde kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.

Kasten Öldürme Suçunun Özel Görünüşleri

Kasten öldürme suçu incelenirken suç genel teorisine göre yukarıda sayıldığı üzere maddi ve manevi unsurların üzerinde durulmuştur. Bu anlatılan kurumlar, insanlar tarafından işlenen ve suç sayılan bütün fiilleri tipik olarak cezalandırmaya yeterli görülmemiş, bu yüzden özel görünüş biçimleri de düzenlenmiştir. Anlatılan bütün unsurların suçun işlenişinde var olması demek kişinin her koşulda cezalandırılabileceği anlamına gelmemekte, bazı ek şartların varlığı aranmaktadır. Kasten öldürme suçunun özel görünüşleri iştirak, içtima ve teşebbüs hali olarak düzenlenmiştir, yazımızın devamında bu durumlar ele alınmıştır.

  • Teşebbüs

Kasten öldürme suçunun tamamlanabilmesi ölümün gerçekleşmesine bağlıdır. Failin öldürme için hareketini tamamlaması sonucunda failin elinde olmayan nedenlerle ölümün gerçekleşmemesi durumunda teşebbüs durumundan söz edilecektir.

Kasten öldürme suçu, mağdurun ölümü ile birlikte tamamlanır. Hareket ile netice arasında bir zamanın geçmiş olması önemli değildir. Ancak bu durumlarda nedensellik bağının tespiti zorlaşabilir. Doğrudan doğruya bir insanı öldürmeye yönelik elverişli herhangi bir hareketin yapılmasıyla birlikte fail teşebbüs alanına girmiş olur. 5237 sayılı TCK. eksik- tam teşebbüs ayrımı yapmadığı için teşebbüs nedeniyle cezada yapılacak indirim bakımından artık icra hareketlerinin tamamlanıp tamamlanmadığına değil, o ana kadar yapılan hareketlerin suçun konusu olan yasam hakkına yönelik ortaya çıkardığı zarar veya tehlikeye bakılacaktır.

  • İştirak

Öldürme suçunun başkalarına iştiraki halinde, bu kişilerin eylemleri de aynı değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Kasten öldürme suçu, iştirak hallerinin hepsine elverişlidir. Ancak iştirak iradesi olmayan failin eylemini bağımsız olarak değerlendirmek gerekecektir. Suçun nitelikli halinin iştiraki için ise TCK’nın 40.maddesi birinci fıkrasının ikinci cümlesi “Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalanmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.”  hükmüne göre değerlendirilecektir. Nitelikli hali bilerek suça katılan kişiye nitelikli hal sirayet edecektir. Bilme unsuru eksik kaldığı takdirde kasten öldürmenin nitelikli haline katılma söz konusu olmayacaktır.

  • İçtimaı

Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesi 1. fıkrası gereğince, “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya”  hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak aynı maddenin 3. fıkrasında; “Kasten öldürme (…) suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz” ifadesi yer aldığı için kasten öldürme suçlarında müteselsil suç hükümleri uygulamamaktadır.

Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesi 2. fıkrası gereğince; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” ifadesine karşın aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan; “Kasten öldürme (…) suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz” ifadesi gereğince, inceleme konusu suç açısından aynı neviden fikri içtimaı hükümleri de uygulanamaz.

Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesinde ise, fikri içtimaı hükümleri düzenlenmektedir. Yer alan bu düzenleme, “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır” şeklindedir. Burada dikkat edilmesi gereken, işlenen tek bir fiil ile birden fazla ve farklı nitelikte suçun oluşmasıdır. Böyle bir durumda faile bu suçlardan en ağır olanının cezası verilecektir. Örneğin bir kişiyi yaralamak amacıyla fırlatılan sopa, birini yaraladıktan sonra veya kişiye isabet etmeden işyeri camına çarparak camın kırılmasına neden olabilir. Bu durumda, sopa fırlatma fiili tek olup bu tek fiil ile hem tamamlanmış veya teşebbüs aşamasında kalmış kasten yaralama suçu hem de başkasının malına zarar verme suçu işlenmiş olmaktadır. Bu gibi durumlarda kişi işlediği tek bir fiille birden fazla ve birden farklı suçun oluşumuna neden olmaktadır. İşte bu hallerde suçlardan en ağır cezayı gerektireni ile cezalandırılmasıyla yetinilmelidir. Kasten öldürme suçunda da, fikri içtimaı hükümleri uygulama alanı bulmaktadır.

Öte yandan, tek bir fiil ile birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet verilmiyor da bir suçu işlemek için birden fazla fiil icra ediliyorsa ve bu icra edilen fiillerin hepsi ayrı suçların doğmasına sebep oluyorsa; fail gerçekleştirdiği bütün fiillerden ve bu fiillerin sebep olduğu bütün suçlardan cezalandırılmalıdır. Bir başka deyişle, fail yaşanan somut olayda ne kadar ceza hükmünü ihlal etmiş ise o kadar suçtan cezalandırılır. Faile verilen bu cezalar toplanarak infaz edilmektedir. Bu işleme gerçek (maddi) içtimaı denir. Örneğin, bir kişiyi öldürmek amacıyla kapısını kırarak, konutuna giren ve onu öldüren fail; mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal ve kasten öldürme suçlarından ayrı ayrı cezalandırılır.

Kasten Öldürme Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Kararı

  • Kasten Öldürme Suçu Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezası, yargılamayı gerçekleştiren mahkemenin hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar vermesidir. Kasten öldürme suçu ve cezası adli para cezası kurumu mevcut değildir ve uygulanamaz.

  • Kasten Öldürme Suçunda Erteleme Kararı

Erteleme kararında, mahkemece yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiş ve kişi hakkında hapis cezası hükmedilmesine rağmen mahkeme tarafından kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi halinde erteleme kararı verilmiş olacaktır. Kasten öldürme suçunda erteleme kurumu mevcut değildir.

  • Kasten Öldürme Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Kasten öldürme suçu ve cezası hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu mevcut değildir ve uygulanamaz.

Kasten Öldürme Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması

Kasten öldürme suçunun Kanun’da düzenlenmiş olduğu TCK 81-82-83 maddelerde öngörülen soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete tabi değildir. Bu suçlardan dolayı, Cumhuriyet Başsavcılığınca resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.

  • Kasten Öldürme Suçunda Soruşturma Aşaması

Savcılık tarafından, suçun işlendiğine ilişkin bilgi edinildikten sonra kolluk mahiyetiyle araştırma başlatılacaktır. Bu araştırmada şüphelinin hem aleyhine, hem lehine deliller toplanmalıdır. Nitekim savcının görevi, bir suç işlendiği iddiasını araştırmaktır. Bu aşama tamamlandığında; eğer gerçekten yeterli delile ulaşılmışsa savcılık tarafından dava açılacak, aksi halde kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verilecektir. Savcının bir iddianame düzenlemesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe söz konusu olmalıdır. Böyle bir yeterli şüphe şartının şart koşulmasının nedeni, yargının iş yükünün gereksiz davalarla artırılmaması ve insanların gereksiz yere yargılanmamasıdır. Soruşturma evresinde gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda bir diğer ihtimal olarak, savcılık tarafından iddianame düzenlenerek kamu davası açılmasını talep edilebilir.

Kasten öldürme suçunda, suçun şikayete tabi bir suç olmaması nedeniyle soruşturma evresi re’sen başlatılacaktır. Bu kapsamda, kasten öldürme suçuna ilişkin Cumhuriyet Başsavcılıklarına ihbarda bulunulabilir ve savcılık tarafından kasten öldürme suçu nedeniyle soruşturma re’sen başlatılır.

  • Kasten Öldürme Suçunda Kovuşturma Aşaması

Kovuşturma evresine geçildiğinde, artık soruşturma bitmiştir, ortada bir ceza davası vardır ve her şey aleni bir şekilde yapılmaktadır. Kovuşturma aşamasında; yargılama makamı, savcılık makamı, savunma makamının işbirliği söz konusudur. Kovuşturma aşaması, iddianamenin kabul edilmesi veya kabul edilmiş sayılması ile başlar. Kovuşturmanın içinde farklı evrelerden bahsedilebilir; duruşma hazırlığı, duruşma, hüküm ve kanun yolu bu evrelerdendir. Soruşturmanın tamamlanması sonrasında kasten öldürme suçuna ilişkin kovuşturma aşaması gerçekleştirilecek ve kovuşturma evresinin tamamlanması sonrasında faile verilecek ceza belirlenecektir.

Ceza Muhakemesi Kanunun tamamını buradan okuyabilirsiniz. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5271.pdf

Kasten Öldürme Suçunda Gözaltı ve Tutukluluk Hali

  • Kasten Öldürme Suçunda Gözaltı Hali

Gözaltı hali, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 96. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre; Gözaltı süresi, 24 saattir. Bu 24 saat haricindeyse kişinin yakalanmasından itibaren hâkim önüne çıkarılana kadar 12 saatlik yol süresi mevcuttur. Başka bir deyişle, gözaltı süresi toplamda 36 saati geçemez. Savcı tarafından gözaltı kararı verilebilmesi için bunun soruşturma için gerekli olması lazımdır ve kişinin suç işlediğine dair şüpheyi ortaya koyan somut deliller bulunmalıdır.

Birden fazla kişinin bir şekilde karıştığı (3’ten fazla) ve olayın çözülmesi için birden fazla kişi hakkında işlem yapılması gereken durumlarda, 24 saatlik sürenin, cumhuriyet savcılığınca toplamda 3 gün daha uzatılması mümkündür. Ancak bu uzatma her seferinde 1 gün için yapılabilmektedir. Sürenin sonu geldiğinde, cumhuriyet savcısı ya tutuklanması için, ya da adli kontrole tabi tutulması için sulh ceza hâkimine sevk eder veya salıverme kararı verir. CMK madde 91/4 hükmü, gözaltı ile ilgili olarak özel bir düzenleme öngörmektedir. Burada, gözaltı kararını yalnızca cumhuriyet savcısının verebiliyor olması kuralına önemli bir istisna getirilmiştir. Kolluk amiri 24 saate kadar ve kamu düzenini bozacak toplumsal olaylar sırasında 48 saate kadar gözaltı kararı gözaltı kararı verir ve bu sürenin sonunda cumhuriyet savcısına haber verir. Yani cumhuriyet savcısına haber verilmeden önce, bu süreler boyunca gözaltında kalabilecektir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre kasten öldürme suçunda Cumhuriyet Savcısı’nın gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.

  • Kasten Öldürme Suçunda Tutukluluk Hali

Tutuklama en ağır koruma tedbiridir. Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde ve devamında yer alan hükümlerde düzenlenmiştir. Tutuklama kararını, sadece hâkim verebilmektedir. Savcının veya kolluk amirinin tutuklama kararı vermesi, hukuken hiçbir şekilde mümkün değildir. Tutuklama her zaman ihtiyari bir tedbirdir. Muhakemenin yürütülmesinde esas olan sanığın/şüphelinin tutuksuz olmasıdır, dolayısıyla tutuklama her zaman bir istisna niteliğinde olan koruma tedbiridir ve bunun uygulanmasının zorunlu tutulduğu bir hal kanunen yoktur. Olayda muhakeme şartı varsa, tutuklama kararı verebilmek için bunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Tutuklama kararının verilebilmesi için, tutuklamanın somut koşulları bulunmaktadır. Bu koşullar;

  • Kuvvetli suç şüphesi bulunmalıdır.
  • Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
  • Tutuklama, somut olayda orantılı bir tedbir olmalıdır.

Sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.

Kasten öldürme suçunda, tutuklama kararı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde de yer aldığı üzere verilebilecek bir karardır.

Kasten öldürme suçu ile ilgili tutukluluk süresi CMK 102/2 uyarınca en fazla 2 yıldır. Zorunlu hallerde bu süre 3 yıl uzatılabilir. Bu süreye istinaf ve temyiz süresi dahil değildir.

Kasten Öldürme Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

  • Kasten Öldürme Suçunda Şikayet Süresi

Takibi şikayete tabi olan suçlar Türk Ceza Kanunu’nda açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu şekilde TCK’da düzenlenen suçlarda şikayete tabi olduklarına dair bir düzenleme bulunmuyor ise, söz konusu suçalr şikayete tabi suçlar değillerdir. Kasten öldürme suçunun TCK 81-82 ve 83. maddelerinde yer alan düzenlemelerde, şikayete tabi olduğu yönünde bir ibare bulunmadığından; kasten adam öldürme suçu soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi bir suç değildir.

  • Kasten Öldürme Suçunda Zamanaşımı

Türk Ceza Kanunu uyarınca kasten öldürme suçunun 81. madde de düzenlenen temel şekli için zamanaşımı süresi 25 yıldır ancak nitelikli halinin gerçekleşmesi durumunda bu süre 30 yıl olacaktır.

  • Kasten Öldürme Suçunda Uzlaşma

Uzlaşma, suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma şikâyetten vazgeçme değildir. Kasten öldürme suçu uzlaştırma kapsamındaki suçlardan bir tanesi değildir.

  • Kasten Öldürme Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da ceza da indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nda her suç tipi için düzenlenmemiştir. Kimi suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri, kanunilik ilkesi gereğince yalnızca düzenlenmiş olduğu suç tipleri bakımından uygulanabilecek bir hukuki müessesidir. Kasten öldürme suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

  • Kasten Öldürme Suçunda Görevli Mahkeme

Kasten öldürme suçunun basit halinde de nitelikli halinde de görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda ise yetkili mahkeme teşebbüste, son icra hareketinin gerçekleştirildiği yer mahkemesidir.

Kasten Öldürme Suçu Yargıtay Kararları

  • Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Kasten İhmali Davranışla Öldürme Suçuna İlişkin 8.12.2015 tarihli 2014/1-161 E. 2015/493 K. Sayılı Kararı (TCK 83)

..Sanığın akrabası Şerafettin ile yaşadığı cinsel ilişki sonucunda hamile kalıp, hamileliğini gizlediği, olay tarihinde öğle saatlerinde kimse görmeden dedesinin kullanılmayan evinin tuvaletinde doğum yaptığı, bebeğin göbek kordonunu bağlamadan tuvaletin 35 metre uzağında bahçelere giden patika yolun kenarındaki çalılıkların üzerine çıplak şekilde attığı, daha sonra ailesi ile birlikte yaşadığı eve dönerek günlük yaşamına devam ettiği, aynı gün saat 19.30 sıralarında olay yerinden geçen tanık Şükrü … tarafından bebeğin tesadüfen canlı olarak bulunup hastaneye sevkinin sağlandığı, ancak ertesi gün bebeğin tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği olayda;

“Sanığın ilişkisini ve hamileliğini gizlemesi, bebeğin göbek kordonunu bağlamadan çıplak şekilde tarlalara giden patika yolun yanındaki çalılıkların üzerine atması, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 30.09.2010 tarihli raporunda da bebeğin çıplak olarak açık alana terk edilmiş olmasının ölümün meydana gelmesinde etkisi olduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın asıl amacı terk olmadığı gibi icrai eylemi ve davranışları göz önüne alındığında ihmali davranışla ölüme neden olma suçunun da söz konusu olamayacağı, bebeğin yola 180 cm mesafeye atılması, bebeğin atıldığı yer itibarıyla yoldan geçen birisi tarafından bulunulabilme ihtimalinin olması, nitekim bebeğin canlı olarak tanık Şükrü tarafından bulunması dikkate alındığında sanığın eylemi sonucunda bebeğin ölümünün muhakkak ve kesin, olmayıp muhtemel olduğu, sanığın da muhtemel bu neticeyi istememekle birlikte göze alıp kabullendiği, bu nedenle doğrudan kastın varlığından da söz edilemeyeceği anlaşıldığından sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir.”


  • Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Hallerine İlişkin 14.01.2014 Tarihli 2013/1-530 E. 2014/1 K. Sayılı Kararı

Kasten öldürme suçunun kan gütme saikiyle işlendiğinin kabulü için ilk öldürme olayı ile ikinci olay arasında çok kısa olmayan bir sürenin geçmesi gerektiği kural olarak kabul edilmiş ise de, Ceza Genel Kurulunun 12.11.1973 gün ve 321-88 sayılı kararında, ikinci öldürme fiilinin mağdurunun ilk öldürme fiilinin faili değil de onun bir yakını olması halinde, iki öldürme olayı arasında çok kısa bir zaman geçmiş olsa dahi, kan gütme saikiyle hareket edildiğinin kabulü gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Fail, münhasıran kan gütme saiki ile değil, başka sebepler nedeniyle suçu işlediğinde, bu nitelikli halin uygulanması mümkün değildir. Failin, eylemi gerçekleştirmesinin bir başka sebebe bağlanamadığı, münhasıran kan gütme saiki ve görev bilinci ile kasten öldürme suçunu işlediği hallerde, kan gütme saiki ile öldürme gündeme gelecektir.

Kasten öldürme suçunun kan gütme saiki ile gerçekleştirilmesi failin sübjektif durumu ile ilgili nitelikli bir hal ise de, öldürülmek istenen kişinin şahsı da kan gütme saiki ile eylemin işlenmesinde ön plana çıkmaktadır. Zira kan gütme saiki ile öldürmede fail suçu herhangi bir kişiye karşı değil de, önceki suçun failine veya onun mensubu bulunduğu grup ya da aileden birisine karşı gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla kastettiği kişide hata yaparak başka birini öldüren failin eyleminde kan gütmenin şartları oluşsa bile, kasten öldürme suçunun nitelikli halinden değil, temel şeklinden sorumlu olması gerekmektedir.


Kasten Öldürme Suçu Örnek Suç Duyurusu

………  (Suçun İşlendiği Yer Buraya Yazılacak) Cumhuriyet Başsavcılığı’na

MAKTUL                         : İsim Soyisim (TC Kimlik No)

Adres Bilgileri

MÜŞTEKİ                       : İsim Soyisim (TC Kimlik No)

Adres Bilgileri

VEKİLİ                           : Av. Umur YILDIRIM

Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. No:2 Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat:4 Daire:7, 06530 Çankaya

ŞÜPHELİ                       : İsim Soyisim (TC Kimlik No)

Adres Bilgileri

SUÇ                              : Kasten Öldürme Suçu (TCK 81/82/83)

SUÇ TARİHİ VE YERİ  : …/…/…

KONU                       : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikâyet dilekçesidir.

AÇIKLAMALAR

  • Burada maktulün kim olduğuna, müştekilerin maktul ile ilişkilerine, şüphelinin kim olduğuna ve şüpheli ile maktul arasındaki ilişkiye ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
  • Burada yaşanılan olay anlatılmalıdır.
  • Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
  • Dilekçenin ekinde verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.

HUKUKİ SEBEPLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER  : Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM  : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.

                 Müşteki Vekil

              Av. Umur YILDIRIM     

                          İmza

Kasten Öldürme Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

  • Canavarca Hisle Adam Öldürme Suçunun Cezası Nedir?

Canavarca hisle adam öldürmek düzenlemesinde, canavarca hisle ifadesinden; toplum bilinci ve ahlakının geniş tepkisini çeken, amacı itibarı ile tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimini sergileyen psikolojik bir güdüyü ifade eden kavram olarak algılanması gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’na göre, canavarca hisle adam öldürme suçunun cezası ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.

  • İyi Hal İndirimi Nedir?

İyi hal indirimi olarak bilinen husus Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirimdir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilmelidir. . Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir.

  • Kasten adam öldürme suçunda meşru savunma/müdafaa hangi durumlarda geçerli kabul edilir?

Meşru müdafaanın varlığı hukuka aykırılığı ortadan kaldırır ve eylemi suç olmaktan çıkartır. Meşru müdafaanın oluştuğunun kabul edilebilmesi için, saldırıya ve savunmaya ilişkin şartların birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu şartlardan birincisi, ortada haksız bir saldırının gerçekleşmiş olmasıdır. İkinci olarak, saldırı meşru savunma ile korunabilecek bir hakka yönelik olmalıdır. Bu hakkın kişinin kendisine veya bir başkasına ait olması arasında bir fark yoktur. Üçüncül şart ise, saldırı ve savunmanın aynı anda olmasının gerekliliğidir. Savunmaya ilişkin şartlardan ilki ise, savunmanın zorunlu olmasıdır.

Örneğin, kişi kaçarak bu saldırıdan korunabilecekse kişi kaçmalıdır, bu durumda savunma zorunlu değildir. Savunmaya ilişkin ikinci şart ise, savunmanın saldırına yönelik olması gerekliliğidir. Son olarak ise, saldırı ve savunma arasında bir oran bulunması gerekmektedir. Örneğin, küfrederek üzerinize yürüyen kişiye karşı silah çekerek onu öldürmeniz halinde meşru müdafaadan söz edilmesi mümkün değildir. Meşru müdafaa sonucunda bir kişinin ölümüne sebep olunduğunda, bu şartlar sağlanıyorsa kişiye ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar ile birlikte kişinin beraatına karar verilmelidir.

  • 18 yaş altı adam öldürmenin cezası 2020 nedir?

18 yaş altı adam öldürmenin cezası 2020 yılında müebbet hapis cezasıdır. Fakat indirim yapılır.


Yaşama hakkı ulusal ve uluslararası hukuk metinlerinde temel haklar arasında ilk sırada yer almaktadır. Zira yaşama hakkı olmaksızın diğer temel hak ve hürriyetler kullanılamaz. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilk maddesi ile Anayasamızın kişi hakları ile ilgili bölümünün ilk maddesi olan 17. madde yaşama hakkı ile ilgilidir. Bu maddeler devlete kişilerin yaşam haklarının korunması konusunda ödev ve sorumluluk yüklemektedir. Yaşam hakkına yönelik tehdit ve tehlikelerin önlenmesi ve ceza yaptırımına bağlanması da yaşam hakkının korunması kapsamında devlete düşen ödev ve sorumluluklar arasındadır. Bu çerçevede yaşam hakkının ihlali niteliği taşıyan öldürme fiilleri tüm hukuk düzenlerince suç sayılmakta ve ceza yaptırımına tabi tutulmaktadır.

Kasten öldürme suçunda mağdur veya sanık olan kişilerin ceza avukatı ile süreci yönetmesi menfaatlerine olacaktır. Zira ağır ceza davaları karışık ve önemli davalardır. Bu sebeple profesyonel destek alınmalıdır. Hızlı bir şekilde çözüme ulaşabilmek ve hak kaybı yaşamamak adına; hukuki prosedürlerin her aşamasına hakim olan tecrübeli uzman ekibimizle birlikte Kadim Hukuk Bürosu olarak bu alanda hizmet vermekteyiz. Hukuki destek için buradan ulaşabilirsiniz.

] }


Avatar

1990 yılında Kırıkkale’de doğan Umur Yıldırım, orta öğrenimini Bursa Polis Koleji’nde tamamladıktan sonra yüksek öğrenimine Ankara Polis Akademisi’nde başlamış ve 2011 yılında ayrılmıştır. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlayarak başarı burs ile üç yılda dönem ikincisi olarak mezun olmuştur. Halen tam burslu olarak Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü-Kamu Hukuku Bölümünde yüksek lisansına devam etmekte olan Umur Yıldırım, Kadim Hukuk ve Danışmanlık Bürosu’nun kurucusudur.