Kasten öldürme suçu, bir kişinin başka bir kişinin hayatını sonlandırması fiilini konu edinmektedir. Kasten öldürme suçunda asli korunan hukuki değer yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı ise, insan haklarında en temel hak olarak görülmektedir. Nitekim gerek Anayasa’nın 17/1 maddesi gerek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3-5 maddeleri gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2’nci maddesi yaşam hakkını hukuken koruma altına almıştır. Kişinin yaşamına son verildiği takdirde diğer insani hakların bir anlamı kalmayacağı kabul edilmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun en ağır cezalarından biri olan kasten öldürme suçu 81. maddede düzenlenmiştir. Hükme göre “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” denilerek, bir kişinin hayatına kasten son veren kişinin müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut vakıaya göre değişmekle beraber bazı durumlarda fail yaralama kastı ile hareket etmiş olsa da ortaya çıkan sonuç ölüm olabilmektedir. Bu durumda kişi kast etmiş olduğu sonuçtan yargılanmalıdır. Yaralama amacıyla hareket etmenize rağmen ölümle sonuçlanması durumunda kasten öldürme değil, kasten yaralama suçundan yargılanmanız gerekir. Nitekim Yargıtay tarafından da kişinin yaralama kastıyla hareket edip etmediğini belirlemek için birtakım ölçütler öngörülmüştür. Bunlar;
- Fail ile maktul arasında olay öncesine dayalı öldürmeyi gerektiren husumet olup olmadığı,
- Olayda kullanılan aracın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
- Maktuldeki darbe sayısı ve şiddeti,
- Darbelerin vurulduğu yerin hayati bakımından önemi,
- Suç aletini kullanış biçimi,
- Olay sonrası failin maktule karşı davranış biçimidir.
Bu ölçütler her zaman kesinlik arz etmez. Bu aşamada failin yaralama kastıyla hareket ettiğinin ispatı gerekir. İşte bu gibi durumlarda alanında uzman avukatlarla çalışmak, hayati öneme sahiptir. Kasten öldürme suçu, çocuk, kadın veya aile bireylerine karşı işlenirse 6284 sayılı kanunun 20/2 maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bildirilmelidir. Kasten öldürme suçu Türk Ceza Kanunu’nda ayrıntılı olarak 3 madde şeklinde düzenlenmiştir. 81. maddede suçun basit hali düzenlenmiş, 82. maddede suçun nitelikli hallerine yer verilmiş ve 83. maddede de suçun ihmali davranışla işlenmesi hüküm altına alınmıştır. Bu ayrıntılı düzenlemelerin asıl sebebi, suçun ve ortaya çıkan sonucun öneminden kaynaklanmaktadır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak, işbu makalede suça ilişkin ayrıntılara yer verilecek ve ceza davasında sanık veya katılan olarak yer alan kişilerin dikkat etmesi gereken hususları anlatmaya çalışacağız.
Kasten Öldürme Suçu Nedir?
Kasten öldürme suçu, kanunda açık olarak düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre bir insanı kasten öldüren kişinin suçun faili konumunda olacağı hüküm altına alınmıştır. Öldürmek fiili Türk Dil Kurumu tarafından “bir canlının hayatına son verme” olarak açıklanmıştır. Öldürme fiilinin gerçekleşebilmesi için öncelikle mağdurun canlı bir insan olması gerekmektedir. Verilen açıklamada her ne kadar canlı kelimesi kullanılsa da suçun hayvana veya bitkiye karşı işlenmesi durumunda kasten öldürme suçu gerçekleşmeyecektir. Şartları bulunduğu takdirde mala zarar verme suçu gündeme gelebilmektedir.
Kasten öldürme suçu, failin başka bir insanın hayatına son verilmesini bilmesi ve istemesini de içermektedir. Fail farkında olmadan ya da failin öldürme isteği bulunmadığı takdirde kasten öldürme suçundan sorumlu olmayacaktır. Çünkü günlük hayatta yaşanılan birtakım münferit olaylar neticesinde kişilerin hayatı sonlanabilmektedir. Kasten öldürme suçu bakımından önemli olan fail konumunda bulunan kişinin öldürme isteğinin bulunmasıdır.
Kasten öldürme suçunda, failin hangi amaçla fiili gerçekleştirdiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Fail her ne amaçla hareket ederse etsin ölme sonucu gerçekleştiği takdirde suçun işlendiği kabul edilmektedir. Buna ek olarak yine suçun kime karşı işlendiğinin de bir önemi bulunmamaktadır. Fail öldürme kastının bulunduğu kişiyi değil de, başka bir kişiyi öldürmesi durumunda yine suçun gerçekleştiğinden söz edilecektir.
Kasten Öldürme Suçunun Şartları Nelerdir?
Kasten öldürme suçunun var olabilmesi için, failin birtakım şartları yerine getirmiş olması beklenmektedir. Bunlar;
- Failin canlı bir kişiye karşı suçu işleme amacıyla hareket etmesi gerekmektedir.
- Failin mağdurun ölmesi yönünde kasta sahip olması gerekmektedir.
- Failin mağdurun ölmesine sebebiyet verecek nitelikte hareket etmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde failin yaralama kastıyla hareket ettiği kabul edilebilmektedir.
- Failin mağdurun ölümüne sebebiyet vermiş olması gerekir. Failin hareketleri ve mağdurun ölümü arasında nedensellik bağı bulunması gerekmektedir.
- Failin kasten öldürme suçunu işlendiğinden söz edilebilmesi için mağdurun öldüğünün kesin bir tespitinin yapılmış olması gerekir. Mağdurun kayıp olması durumunda kasten öldürmeden söz edilemez.
Kasten Öldürme Suçu Unsurları
Fail
Kasten öldürme suçunda fail herkes olabilmektedir. Faillik hususunda özgü faillik söz konusu değildir. Bir başkasının hayatına son verme kastıyla hareket eden kişi fail olarak adlandırılır. Bu suçta fail ve mağdurun birleşmesi mümkün değildir. Yani intihar eden kişi hem fail hem de mağdur konumunda yer alamamaktadır. Nitekim intihar fiili kanunumuzda da suç olarak düzenlenmemiştir.
Fail ve mağdur arasındaki ilişki ise bazı durumlarda cezayı ağırlaştıran neden olarak düzenlenmiştir. Nitekim kanunun 82. maddesinde suçun üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı işlenmesi, cezayı ağırlaştıran neden olarak öngörülmüştür. Bazı durumlarda ise failin mesleği sebebiyle de cezanın ağırlaştırılması söz konusu olabilmektedir. Kanunun 82. maddesinde yine kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle suçu gerçekleştirmiş olması cezayı ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir.
Mağdur
Mağdur, suçun kendisine karşı işlendiği kişidir. Kasten öldürme suçunun mağduru herkes olabilir. Buna ek olarak mağdur yalnızca insan olabilmektedir. Canlı olmasına rağmen suçun hayvana veya bitkiye karşı işlenmesi durumunda kasten öldürme suçu gerçekleşmeyecektir. Kişinin mağdur olabilmesi için aynı zamanda canlı olması gerekmektedir. Suçun canlı olmayan ölü bir kişiye karşı işlenmesi durumunda kasten öldürme suçunun gerçekleştiğinden bahsedilemez. Bu sebeple kasten öldürme suçunda ölen kişinin ölüm anının tespiti önem taşımaktadır. Ölüm anının tespitinde ise öğretide ve uygulamada beyin ölümü esas alınmaktadır.
Kişinin yaşamaya başlama anı bakımından ise ceninin ana rahminden ayrılarak dış dünyada kendi varlığını oluşturması esas alınmaktadır. Anne karnında bulunan canlıya karşı suçun işlenmesi durumunda kasten öldürme suçundan bahsedilmeyecektir. Şartları bulunduğu takdirde çocuk düşürtme suçları gündeme gelebilmektedir. Kasten öldürme suçu bakımından yine mağdurun özellikleri de önem taşımamaktadır. Olay anında mağdurun kusurlu olması da yine suça etki eden sebepler arasında değildir. Koşulları bulunduğu takdirde faile verilecek cezadan indirim yapılabilmektedir.
Suçun Hukuki Konusu
Kasten öldürme suçunda korunan hukuki yarar kişinin yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı, genel olarak insan hakları öğretisinde kişinin en temel hakkı olarak açıklanmaktadır. Bunun sebebi ise kişinin yaşam hakkının ihlal edilmiş olması durumunda diğer haklarının bir anlamı kalmayacağıdır. Bir nevi diğer insan hakları bakımından bir ön şart olarak kabul edilebilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde de “Herkesin yaşam hakkı kanunla korunur. Kanunun ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında, hiç kimse, kasten öldürülemez.” denilerek yaşam hakkının ne kadar önemli olduğuna vurgu yapılmıştır. Yine Anayasa’nın 17. maddesinde de “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” denilerek yaşam hakkı anayasal olarak da güvence altına alınmıştır. Devlet tarafından da koruma altına alınan yaşama hakkı, oldukça büyük öneme sahiptir. Bu sebeple kanun koyucu tarafından yaşam hakkının ihlal edilmesi suç olarak düzenlenmiştir. Bir başkasının yaşam hakkını ihlal eden kişi kasten öldürme suçunu işlemiş olacaktır.
Fiil
Kasten öldürme suçu, serbest hareketli suçlardandır. Bunun anlamı ise fiilin nasıl gerçekleştiğinin bir önemi bulunmamasıdır. Fail, hangi şekilde bir başkasının hayatına son verirse versin ölüm neticesi ortaya çıktığı takdirde suçun işlendiği kabul edilecektir. Bu bakımdan kasten öldürme suçunda fiil mağdurun öldürülmesidir. Ancak bazı durumlarda öldürme şekli cezayı ağırlaştıran neden olarak öngörülmüştür. Kasten öldürme suçu aynı zamanda neticeli suçlardandır. Suçun gerçekleşmesi işin mağdurun yaşamının sonlanması gerekmektedir. Bu sebeple kasten öldürme suçunda asıl önemli olan ölüm sonucunun gerçekleşmesidir. Failin icra hareketlerini tamamlamasına rağmen, yani kişiyi öldürmeye elverişli hareketleri gerçekleştirmesine rağmen mağdurun ölmemesi halinde teşebbüs söz konusu olur.
Manevi Unsur
Suçun manevi unsuru genel kasttır. Bu suç bakımından özel kast şart koşulmamıştır. Failin kasten öldürme fiilini gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi yeterlidir. Aynı zamanda failin, mağdurun hayatının sonlanacağının da bilincinde olması gereklidir. Bu da failin mağdurda ölüm neticesinin gerçekleşmesini istemesi anlamına da gelmektedir. Suçun taksirli hali kanunun başka bir maddesinde düzenlenmiştir. Taksirle öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinde ayrıca hüküm altına alınmıştır. Yine kasten öldürme suçu genel kast ile işlenebileceği gibi, olası kast ile de işlenebilmektedir. Failin ölüm sonucunu öngörmesine rağmen gerçekleşmeyeceğine olan inançla fiili gerçekleştirmesi durumunda olası kastla adam öldürme suçu meydana gelecektir.
Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 82. Madde)
Suçun nitelikli hali, fiilin veya failin özellikleri sebebiyle cezanın ağırlaştırılmasına sebebiyet veren hallerdir. Kasten öldürme suçunun nitelikli halleri ise Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede yer alan nitelikli haller;
- Kasten Öldürme Suçunun Tasarlayarak İşlenmesi: Kasten öldürme suçunun tasarlama sonucunda gerçekleştirilmesi durumunda suçun nitelikli halinden söz edilecektir. Tasarlamanın gerçekleşmesi için Yargıtay tarafından dört koşul aranmaktadır. Bunlar;
- Failin suçu işlemeye olan kararlığının koşulsuz olarak bulunması,
- Bu kararın hemen verilip uygulanmaması, karar ve suç işleme anı arasında belli bir sürenin geçmesi,
- Bu süre içerisinde failin soğukkanlılıkla kararını düşünmesine rağmen yine de suç işleme kararlılığında olması,
- Suç işleme kararının herhangi bir koşula bağlı olmaması.
Bu şartların somut vakıada varlığı halinde Yargıtay tarafından failin tasarlayarak hareket ettiği kabul edilmektedir. Bir ceza yargılamasında katılan sıfatında bulunan kişinin de failin tasarlamadan dolayı da cezalandırılmasını sağlamak için bu unsurların varlığını kanıtlaması gerekmektedir. Tasarlayarak kasten öldürme suçunun yanlış kişiye karşı işlenmesi durumunda kasten öldürme suçunun nitelikli halinden söz edilemeyecektir. Bunun sebebi ise kişinin öldürmeyi tasarladığı kişi ile aslında öldürdüğü kişinin arasında fark bulunmasıdır. Kişi gerçekte öldürdüğü kişiyi öldürmeyi tasarlamamıştır. Yargıtay bu durumda kişinin suçun basit halinden cezalandırılması gerektiğine karar kılmıştır.
- Kasten Öldürme Suçunun Canavarca Hisle veya Eziyet Çektirerek İşlenmesi: Bu bent bakımından asıl önemli olan husus failin fiili nasıl gerçekleştirdiğidir. Fail, mağduru öldürdüğü esnada mağdura acı çektirmişse bu fıkra uygulama alanı bulabilir. Canavarca hisle adam öldürmek suçunun tam bir tanımı bulunmamaktadır bu sebeple örnekleme yoluyla açıklanmaktadır. Canavarca hisle adam öldürme suçlarına örnek olarak;
- Sırf öldürmek için insan öldürmek,
- Kutsal ayin gerçekleştirmek için adam öldürmek,
- Mağdurun acı çekmesinden zevk alındığı için adam öldürmek,
- Kullanmış olduğu silahı denemek için adam öldürmek gibi durumlar verilebilir.
Bu örneklerde asıl dikkat çekilmesi gereken husus, failin mağdurun hayatını hiç önemsememiş olmasıdır. Fail yalnızca kendi hazzı, zevki ve amaçları uğruna bir başkasının hayatına son vermektedir. Bu gibi durumlarda failin canavarca hareket ettiğini kabul etmek gerekmektedir. Aynı zamanda canavarca hissinin varlığı için failde herhangi bir acıma duygusunun bulunmadığının kanıtlanması gerekmektedir.
Mağdurun eziyet çektirilerek öldürülmesi durumunda ise, failin kastı insan öldürme yönünde olmasına rağmen insan öldürme suçunun icrası esnasında failin aynı zamanda kişiye acı çektirme isteği bulunmaktadır. Fail mağdurun ölümünü yavaşça yerine getirmekte ve faili öldürürken sebebi olmamasına rağmen mağdura acı çektirmektedir. Suçun bu halinde özellikte failde mağdura acı çektirme kastının da bulunması gerekmektedir. Suçun bu nitelikli halinin gerçekleşmesi için mağdurun ölüm anına kadar acı çektiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Bu aşamada özellikte maktulun bedeni üzerinde yapılacak incelemeler ve inceleme sonucunda hazırlanacak otopsi raporları önem taşımaktadır. Maktulün ölümünden sonra cesedi üzerinde gerçekleştirilecek işlemler suçun nitelikli haline vücut vermeyecektir.
- Kasten Öldürme Suçunun Yangın, Su Baskını, Tahrip, Batırma veya Bombalama ya da Nükleer, Biyolojik veya Kimyasal Silah Kullanmak Suretiyle İşlenmesi: Suçun bu nitelikli halinin asıl amacı, suçun işleniş biçiminin toplum açısından genel bir tehlike yaratmasıdır. Bentte düzenlenen şekiller göz önüne alındığında söz konusu biçimlerin yalnızca öldürülen kişi değil kamu açısından da tehlike sağlayacağı açıktır. Suçun bu biçimde işlenmiş olması durumda nitelikli hal olarak değerlendirilmesi için failin kastının bir kişinin hayatına son vermek amacıyla yangın çıkarmak, su baskınına sebebiyet vermek, tahrip etmek, batırmak veya bombalamak olması gerekir. Özellikle nükleer silah kullanmak suretiyle suçun işlenmesi ihtimalinde yalnızca öldürülen kişi değil diğer kişiler için de tehlikeli sonuçlar ortaya çıkacağından verilecek ceza ağırlaştırılmıştır.
- Kasten Öldürme Suçunun Üstsoy veya Altsoydan Birine ya da Eşe, Boşandığı Eş veya Kardeşe Karşı İşlenmesi: Kasten öldürme suçunun fail ile arasında akrabalık bağı bulunulan kişiye karşı işlenmesi, ahlaki açıdan daha büyük kötülük bulunması sebebi ile nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Nitekim kişilerden aralarında akrabalık bulunan kişilere karşı kötülük yerine normalden daha iyi tavırlarda bulunması beklenmektedir.
- Kasten öldürme suçunun eşe karşı işlenmesinden kasıt failin resmi nikahlı eşine karşı işlemesidir. Aralarında yalnızca dini nikah bulunan kişiler arasında suçun gerçekleşmesi durumunda suçun nitelikli hali uygulanamayacaktır. Suçun boşanmış eşe karşı işlenmesinde ise kişiler arasında kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunması gerekmektedir.
- Kasten öldürme suçunun kardeşe karşı işlenmesinden kasıt kişinin ebeveynlerinin aynı olduğu ya da ebeveynlerinin bir tanesinin aynı olduğu kişiler anlaşılmalıdır. Yine bu durumda da suçun nitelikli hali oluşacaktır. Yine bu bent kapsamına üvey kardeş de girmektedir.
- Kasten öldürme suçunun altsoy veya üstsoya karşı işlenmesi ise yine bu bent kapsamında düzenlenen nitelikli hallerden biridir. Kişinin üstsoyundan kasıt anne babasıdır. Yine kişinin büyük annesi veya büyük babası da bu bent kapsamındadır. Altsoy ise kişinin çocukları veya torunlarıdır. Bu maddenin kapsamına yalnızca kan hısımlığı girmektedir. Suçun kayın hısımlarına karşı işlenmesi durumunda nitelikli halden söz edilemez.
- Kasten Öldürme Suçunun Çocuğa veya Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Olan Kimseye Karşı İşlenmesi: Suçun bu halinin nitelikli olarak sınıflandırılmasının sebebi, bu kişilere karşı suç işlenmesinin kolaylığından kaynaklanmaktadır.
- Kasten öldürme suçunun çocuğa karşı işlenmesinden kasıt mağdurun 18 yaşından küçük olmasıdır. Mağdurun fiziksel özelliklerinin bir önemi bulunmamaktadır. Mağdur 18 yaşını doldurmamış olmasına rağmen failden fiziksel olarak daha avantajlı bulunsa dahi suçun nitelikli halinin gerçekleşmiş olduğu varsayılmaktadır. Yine mağdur 18 yaşını doldurmamış olmasına rağmen mahkeme kararıyla reşit sayılmış olsa dahi çocuk olarak nitelendirilecek ve suçun nitelikli hali gerçekleştiği kabul edilecektir. Ancak failin, mağdurun çocuk olduğunu bilmeden hareket ettiği durumlarda cezanın ağırlaştırılması söz konusu olamayacaktır. Fail bu durumda hatasından yararlanacaktır.
- Kasten öldürme suçunun beden veya ruh sağlığı açısından kendini savunamayacak kişiye karşı işlenmesi ise çok geniş kapsamlıdır. Kişinin kendini savunamayacak durumda olmasının tespiti somut vakıaya göre yapılacaktır. Özellikle bu bent kapsamına uyku durumunda olan, ruh sağlığı bakımından hastalığı bulunan, akıl sağlığı yerinde olmayan, fiziksel olarak engelli konumunda bulunan kişilere karşı işlenmesi girmektedir. Aynı zamanda suçun aşırı alkol ve uyuşturucu etkisi altında bulunan kişilere karşı işlenmesi durumunda da suçun nitelikli hali söz konusu olacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun Gebe Olduğu Bilinen Kadına Karşı İşlenmesi: Suçun gebe kadına karşı işlenmesi durumunda dolaylı olarak iki canlının hayatına son verilmesi söz konusudur. Yukarıda açıklandığı üzere anne karnındaki bebek henüz kendi yaşamına başlayamadığından kasten öldürme suçuna konu olamayacaktır. Ancak failin mağdurun gebe olduğunu bilmesi durumunda, dolayı olarak bir canlının hayatına daha son verdiğinin farkındadır. Kaldı ki kanunda da bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin mağdurun gebe olduğunu bilmesi, şart tutulmuştur. Failin, mağdurun gebe olduğunu bilmemesini iddia etmesi durumunda somut olaya göre mağdurun fiziksel özellikleri göz önüne alınabilir. Aynı zamanda failin mağdurun karnındaki bebeğin öldürme kastı olup olmadığına bakılmaz. Karnındaki bebeğin hayatına son vermek istemese dahi gebe olduğunu bildiği bir kadının öldürmesi durumunda ceza suçun nitelikli halinden verilecektir. Aynı zamanda bebeğin ölüp ölmemesi bu nitelikli halin uygulanması bakımından önemli değildir. Annenin hayatını kaybetmesine rağmen bebeğin kurtarılmış olması ihtimalinde yine de nitelikli hal uygulanacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun, Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle İşlenmesi: Failin mağdurun kamu görevlisi olduğunu bilmesi gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu bakımından kamu görevlisi, kamu adına yürütülen bir hizmette kamuya ait güç ve yetkileri kullanan kişi anlamına gelmektedir. Aynı zamanda mağdurun yürütmüş olduğu kamu görevi sebebiyle öldürülmesi gerekmektedir.
Suçun bu nitelikli halinin uygulanması için suçun kamu görevinin yürütüldüğü esnada işlenmesine gerek yoktur. Mağdur konumunda bulunan kamu görevlisi mesai saatleri dışında ya da emekli olabilir. Yürütmüş olduğu kamu görevi nedeniyle öldürülmesi yeterlidir. Ayrıca kamu görevlisi, kamu görevine aykırı davrandığı sebebiyle suçun işlenmesi durumunda nitelikli hal uygulanamayacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun, Bir Suçu Gizlemek, Delilleri Ortadan Kaldırmak veya İşlenmesini Kolaylaştırmak ya da Yakalanmamak Amacıyla İşlenmesi: Bu bent, aslında kasten öldürme suçun araç suç olarak işlenmesi durumunu düzenlemektedir. Fail işlemiş olduğu diğer suç bakımından da ayrıca cezalandırılacaktır. Asıl işlenmek istenen suçun teşebbüs aşamasında kalmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bir suç işleme amacıyla kasten öldürme suçunda, kasten öldürme için yapılan yargılama ve işlenmesi amaç edinilen suç için yapılan yargılama birleştirilmelidir. Olaylar tek bir ceza davası kapsamında incelenmelidir. Kasten öldürme suçunun nitelikli halinin uygulanması için kişinin başka bir suç işleme amacında olduğunun tespitinin yapılması gerekmektedir. Aksi halde faile nitelikli halden ceza verilemez. Örneğin, hırsızlık yapmak için gece vaktinde girilen evde, mağdurun uyandığını fark edip mağduru öldüren failler hem hırsızlık suçundan hem de kasten öldürme suçunun nitelikli halinden yargılanacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun Bir Suçu İşleyememekten Duyduğu İnfialle İşlenmesi: Bu durumda fail, işlemeyi düşündüğü bir suçu işleyememekten duymuş olduğu kızgınlık dolayısıyla suçu işlemektedir. Failin gerçekleştirmek istediği ancak gerçekleştiremediği suçun kasıtlı bir suç olması gerekmektedir. Yine burada işlenmek istenen suçun mağduru ile öldürülen kişinin aynı olmasına gerek yoktur. Bu bent kapsamında fail, hem icra hareketlerine başlamış olmamasına rağmen tamamlayamadığı suça teşebbüsten yargılanacak hem de kasten öldürme suçundan yargılanacaktır. Aynı zamanda işlenmek istenen ancak tamamlanamayan suç ve kasten öldürme suçu arasında bir nedensellik bağı bulunması gerekmektedir. Yani kişi, ilk suçu işleyemediği için kasten öldürme suçunu işlemelidir.
- Kasten Öldürme Suçunun Kan Gütme Saikiyle İşlenmesi: Bu bent, özellikle ülkemizde yıllardır süre gelen kan davalarının önüne geçilebilmesi için getirilmiştir. Kan gütme saiki genel olarak, öldürülen bir kişinin intikamının alınması amacıyla başka birinin öldürülmesi anlamına gelmektedir. İşte kanun koyucu tarafından öldürülen bir kişinin intikamının alınması amacıyla işlenen suçu nitelikli hal olarak düzenlemiştir. Adam öldürme suçunun kan gütme saikiyle işlendiğinin kabulü için birtakım koşulların varlığı aranmaktadır. Bunlar;
- Olaya önceki bir ölüm olayı neden olmalıdır.
- Fail, önceki ölümü gerçekleştiren kişinin mensup olduğu gruptan ya da aileden birini öldürmelidir.
- İlk öldürülen kişi ile kan gütme saikiyle adam öldüren kişi arasında kan bağı bulunmasına gerek yoktur. Önemli olan kişinin kan gütme amacıyla hareket etmesidir.
- İlk ölüm ile sonraki arasında geçen sürenin çok uzun olmaması gerekmektedir.
- Kasten Öldürme Suçunun Töre Saikiyle İşlenmesi: Töre, Yargıtay tarafından “bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, adet” olarak açıklanmıştır. Suçun töre saikiyle işlendiğinin kabul edilebilmesi için namus kurtarmak adına, aile meclisinin kararı alınarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yargıtay tarafından suçun töre saikiyle işlendiğinin kabul edilmesi için öngörülen koşullar;
- Fail, mağdurun töreye aykırı davrandığı düşüncesinde olmalıdır.
- Fail görev bilinciyle suçu işlemelidir.
- Mağdur, failin haksızlık olarak nitelendirdiği şekilde davranmalıdır.
- Mağdurun, failin ailesi ya da mensup olduğu grupla geniş anlamda bir ilişkisi bulunmalıdır.
Kasten Öldürme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi – TCK 83
Kanunun 83. maddesinde kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi suç olarak düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede “Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.” Denilerek kişinin yükümlü olduğu davranışı yerine getirmemesi durumunda meydana gelen ölümden sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
83. maddede cezalandırılması amaçlanan asıl davranış, failin yapmakla yükümlü olduğu hareketi yapmaması sebebiyle ölüm neticesi meydana getirmesidir. Bu sebeple failin ihmali davranışının söz konusu olduğu söylenmektedir. Kişinin ihmali davranışla sorumlu tutulabilmesi için bir davranışı yerine getirmekle yükümlü olması gerekmektedir. İhmal ise yapılması gereken bir davranışın yapılmaması anlamına gelmektedir.
TCK’nın 83. maddesine göre ihmali ve icrai davranışın birbirine eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; belli bir icrai davranışta bulunma hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması veya önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması gerekir.
Sonucu Önleme Yükümlülüğünün Kanundan Kaynaklanması
Yükümlülüğün doğrudan kanundan kaynaklandığı hallerdir. Burada üzerinde durulması gereken ilk husus, bu yükümlülüğün mutlaka kanuni düzenlemelerle yüklenmiş olması gereğidir. Örneğin, TMK’nın 335, 339, 342, 346, 347, 348, 349 ve 350. maddelerinde çocuklar ile anne babanın birbirlerine karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu mükellefiyetler gösterilmiştir. Örneğin, bebeğini olumsuz şartlarda dağda terk eden veya yeni doğan bebeği beslemeyen anne Kanuni yükümlülüğünü yerine getirmeyerek ölüme neden olduğundan 83. madde ile cezalandırılır.
2559 sayılı PVSK’nın 1.maddesine göre, “polis; asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur, yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereği polisler yardım isteyenlere yardım etmekle yükümlüdürler. Hekimler de, Hususi Hastaneler Kanunu’nun 32. maddesi ve Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 18. maddeleri uyarınca resmi bir görevin gerektirdiği haller ile acil durumlarda hastaya bakmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi sonucu, hastanın ölümüne sebebiyet verdiklerinde, TCK’nın 83. maddesi uyarınca sorumlu olacaklardır.
Sonucu Önleme Yükümlülüğünün Sözleşmeden Kaynaklanması
Koruma ve gözetim yükümlülüğü bir sözleşme ilişkisinden de kaynaklanabilir. Sözleşme yapılması ile yükümlülük hemen doğmaz. Yükümlülüğün başlaması için, yükümlülük altına giren kimsenin fiilen bu işe başlamış olması gerekir. Yükümlülük doğuran sözleşmelere örnek olarak, cankurtaranlık sözleşmesi, hasta bakıcılığı ve çocuk bakıcılığı sözleşmesi, resmen görevli olmayan ve acil bir durumla karşı karşıya kalmayan doktorla yapılan tedavi sözleşmesi, dağcılık rehberliği sözleşmesi, vs. girer. Örneğin, boğulma tehlikesi geçirene yardım yükümlülüğünü yerine getirmeyerek ölüme neden olan cankurtaranın eylemi 83. madde kapsamına girer.
Yükümlülüğün Önceki Tehlikeli Davranıştan Kaynaklanması
Davranışı ile bir zarar doğması tehlikesine neden olan kişinin, ortaya çıkan zararı önleme yükümlülüğü mevcuttur. Bu yükümlülüğe, öngelen tehlikeli eylemden kaynaklanan garantörlük de denmektedir. Bir kimse başkaları açısından tehlikeli olabilecek bir davranışta bulunduktan sonra, bu tehlikenin zarara dönüşmemesi için ne yapılması gerekiyorsa o davranışta, bulunmak yükümlülüğü altındadır. Bu davranışta bulunmayarak yükümlülüğü yerine getirmediği durumlarda, ihmali davranışla suç işlemiş olacaktır. Örneğin hakim, hastasına verdiği ilacın yan etkilerini veya ameliyat komplikasyonlarını tedavi etmekle yükümlüdür. İhmali davranışla öldürme suçu, aslında kasten işlenebilen bir suçtur. Failin ihmali davranışla öldürme suçunda kast, yükümlülüğünün gereğini yerine getirmediğini bilme ve mağdurun öleceğini bilme ve isteme şeklinde kendini gösterir.
Olası Kastla Öldürme Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında suçun olası kast ile işlenmesi düzenlenmiştir. Maddeye göre “Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.”
Olası kast, failin suçun gerçekleşeceğini öngörmesine yani suçu bilmesine rağmen neticeye razı olma şeklide tanımlanmaktadır. Failin olası kast ile hareket ettiğinin tespiti somut olayın özelliklerine göre yapılmalıdır. Özellikle silahla öldürme suçları bakımından, ateş edilen yer, ateş edilme anında failin ne durumda olduğu ya da mağdur ve failin arasındaki ilişki bu belirlemede dikkat edilen unsurlardandır. Failin olası kastla öldürmesinin kabul edilmesi için, failin neticeyi yani mağdurun ölümünün doğrudan istemediğinin ispatlanması gerekmektedir.
Olası kastla insan öldürme suçuna, düğün kutlamaları amacıyla havaya ateş ettiği esnada balkonda bulunan bir kişinin alnından vurularak öldürülmesi örnek verilebilir. Çünkü, örnek verilen olayda fail her ne kadar bir kişiyi öldürme fikriyle hareket etmese de yüksek apartmanların bulunduğu bir çevrede insanların evlerine doğru ateş ederek birinin yaralanabileceğini öngörmektedir. Aynı zamanda ateş ettiğinde birinin yaralanmasının veya ölmesinin muhtemel olduğunun da bilincindedir. Buna rağmen fiili gerçekleştirmektedir.
Kasten Öldürme Suçunun Cezası Nedir?
Kasten Öldürme Suçu Cezası
Kasten öldürme suçunun basit halinin cezası Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre kasten öldürme suçu cezası müebbet hapis cezasıdır. Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam etmektedir. Müebbet hapis cezasında kişinin koşullu sarıverilmesi için infaz kurumunda geçirmesi gereken süre 24 yıldır. Müebbet hapis cezasıyla cezalandırılan bir kişi, infaz kurumunda 24 yılı geçirmesinin ardından koşullu salıverilebilecektir. Buna ek olarak TCK m.53/1 hükmü uyarınca kişi kasten işlediği suçlar dolayısıyla hak mahrumiyetlerine tabi tutulmaktadır ki bunlar; kamu görevi ile atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, siyasi hakları kullanmaktan, velayet, vesayet veya kayyımlığa ilişkin bir haktan vs. yoksun bırakma gibi yaptırımlar olabilir.
Nitelikli Hallerinin Cezası
Suçun nitelikli halleri yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Kasten öldürme suçunun yukarıda sayılan hallerinin gerçekleştirilmesi durumunda kişi müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacaktır. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı farklı koşullarda gerçekleştirilmektedir. Kanunun 25. Maddesine göre,
- Hükümlü, tek kişilik odada barındırılır.
- Hükümlüye, günde bir saat açık havaya çıkma ve spor yapma hakkı tanınır.
- Hükümlü hiçbir suretle ceza infaz kurumu dışında çalıştırılamaz ve kendisine izin verilmez.
- Hükümlüyü; eşi, altsoy ve üstsoyu, kardeşleri ve vasisi, belirlenen gün, saat ve koşullar içerisinde onbeş günlük aralıklarla ve günde bir saati geçmemek üzere ziyaret edebilirler.
- Hükümlü, kurum iç yönetmeliğinde belirtilenlerin dışında herhangi bir spor ve iyileştirme faaliyetine katılamaz.
gibi koşullarda infaz edilmektedir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan kişiler infaz kurumunda geçirdikleri 30 sene sonrasında koşullu salıverilme şartlarında infazı mümkündür.
Olası Kast ile Öldürmenin Cezası
Türk Ceza Kanunu’nun kastı düzenleyen 21. maddesinde suçun olası kast ile işlenmesi durumunda verilecek ceza hüküm altına alınmıştır. Hükme göre “Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.” Bu halde kasten öldürme suçunun nitelikli halinin olası kast ile işlenmesi durumunda verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından, müebbet hapis cezasına çevrilecektir. Kasten öldürme suçunun basit halinin gerçekleştirilmesi durumunda ise verilecek müebbet hapis cezası, 20 yıldan 25 yıla kadar olmak üzere süreli hapis cezasına çevrilecektir.
Daha Az Cezayı Gerektiren Haller
Kasten adam öldürme suçunda en çok karşımıza çıkan daha az cezayı gerektiren hal haksız tahriktir. Haksız tahrik Türk Ceza Kanunu’nun 29. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” denilerek haksız bir fiile karşılık olarak kasten adam öldürme suçunun işlenmesi halinde verilecek müebbet hapis cezasının 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasına çevrilebileceği hüküm altına alınmıştır. Yine nitelikli kasten öldürme suçunda da verilecek ceza 18 yıldan 24 yıla kadar değişebilecektir. Haksız tahrikin varlığının kabul edilebilmesi için bir takım şartlar öngörülmüştür. Bunlar;
- Kişinin tahrik olabileceği derecede bir haksız fiil olmalıdır.
- Fail, bu haksız fiilden duymuş olduğu hiddet ve şiddet neticesinde fiili gerçekleştirmelidir.
- Suç, tahrik sayılan fiili gerçekleştiren kişiye karşı işlenmelidir. Tahrik eden kişinin yakınına karşı işlenmesi durumunda haksız tahrik indirimine gidilemez.
- Haksız tahrik altında suçu işleyen kişi, kendine yapılan haksız fiile rıza göstermemelidir.
Kasten öldürme suçunda bir başka daha az cezayı gerektiren hal ise meşru müdafaadır. Meşru müdafaa, gerek kendisine gerekse başkasının hakkına yönelen, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o andaki hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmektir. Kasten öldürme suçunda, failin kendisinin canına kast eden kişiyi engellemek amacıyla öldürmesi durumunda meşru müdafa söz konusu olabilmektedir. Failin meşru müdafaa kapsamında ceza almaması için sınırın aşılmamış olması gerekmektedir. Meşru müdafaanın koşulları;
- Bir saldırı bulunmalıdır.
- Bu saldırının haksız bir saldırı olması gerekmektedir.
- Saldırının yönelmiş olduğu hak korunabilir nitelikte olmalıdır.
- Saldırı ve savunma aynı anda gerçekleşmelidir.
- Savunma zorunlu ve saldırana karşı yapılmalıdır.
- Savunma orantılı olmalıdır.
Yukarıda sayılan koşulların varlığı halinde faile, fiil meşru müdafaa kapsamında değerlendirildiğinden ceza verilmeyecektir.
Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi Suçunun Cezası
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 83. maddesinde düzenlenmiş. İlgili maddede “Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.” denilerek verilecek cezada indirime gidileceği hüküm altına alınmıştır. Fıkranın son cümlesinde somut olayda kişinin kusuruna göre herhangi bir indirime gidilmeyebileceği de düzenlenmiş durumdadır. Bu sebeple kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi durumunda, kasten öldürme suçu gibi sonuçlar doğabilmektedir.
Kasten Öldürme Suçunun Özel Görünüşleri
Teşebbüs
Teşebbüs, failin suçun icra hareketlerine başlamasına rağmen, elinde olmayan sebeplerle tamamlayamaması anlamına gelmektedir. Teşebbüs Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenmiştir. Teşebbüs halinde kişi, meydana gelen zarar veya tehlikeye göre cezalandırılmaktadır. Maddede suçun teşebbüs aşamasında kalması ihtimalinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası, müebbet hapis cezası yerine 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Kasten öldürme suçu bakımından suçun basit halinin teşebbüs halinde kalması halinde kişi müebbet hapis cezası yerine 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaktır. Kasten öldürme suçunun nitelikli halinde ise durum değişmektedir. Verilecek ceza daha ağırdır. Kasten öldürme suçunun nitelikli halinin teşebbüs aşamasında kalması durumunda fail 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaktır.
Kasten öldürme suçunda diğer bir dikkat etmesi gerekilen husus gönüllü vazgeçmedir. Gönüllü vazgeçme kanunun 36. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre suçun icra hareketlerinden kişinin kendi isteğiyle vazgeçmesi durumunda kişi, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz. Ancak failin cezalandırılmaması için aynı zamanda gerçekleşmesi gereken neticeyi önlemesi gerekmektedir. Fail, öldürmek istediği kişiyi öldürmekten vazgeçip, hastaneye yetiştirdiği takdirde gönüllü vazgeçmeden yararlanabilecektir.
İştirak
Suça iştirak Türk Ceza Kanunu’nun dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. Bir kişiyle işlenebilen suçların birden fazla kişi ile gerçekleştirmesi durumunda iştirak söz konusu olur. İştirak halinde her fail, suçu tek başına işlemiş gibi cezalandırılmaktadır. Fail sayısı kadar suç bulunmaktadır. İştirakten söz edilebilmesi için faillerin iştirak iradesinde olması gerekmektedir. Bir diğer anlatımla, failler suçu beraber işlediklerinin bilincinde olması aynı zamanda da suçu beraber işlemek yönünde isteklerinin bulunması gerekmektedir.
İştirak halindeki kişiler 37. maddeye göre fail olarak sorumlu tutulur. Her fail, suçu tek başına işlemişçesine sorumludur. Kasten öldürme suçunda da iştirak mümkündür. Kasten öldürme suçunun iştirak halinde işlenmesi durumunda her bir fail sorumlu tutulacaktır. Kanunda ve yine dördüncü bölümde suça azmettiren ve suça yardım eden kişilerin de cezai sorumluluğu düzenlenmiştir. Suça azmettirmek, başka bir kişinin aklında suç işleme fikri olmamasına rağmen kişiyi suç işlemeye ikna etmek olarak tanımlanmaktadır. Kasten öldürmeye azmettiren kişi de, öldüren kişiyle aynı cezayla cezalandırılacaktır. Suça yardım etme ise üç biçimde olabilmektedir. Bunlar,
- Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
- Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
- Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.
Kasten öldürme suçuna yukarıda verilen üç şekilden birini kullanarak yardım eden kişi de cezalandırılmaktadır. Yardım eden kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası, müebbet hapis cezası yerine 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
İçtimaı
Suçların içtimaı, kanunun beşinci bölümünde düzenlenmiştir. Suçların içtimaı, ortada birden fazla suç bulunmasına rağmen faile tek bir ceza verilmesi durumudur. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinin üçüncü fıkrasında kasten öldürme suçu zincirleme suç hükümlerinin dışında bırakılmıştır. Hükme göre, öldürdüğü kişi sayısı kadar cezalandırılacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesinde ise, fikri içtimaı hükümleri düzenlenmektedir. Yer alan bu düzenleme, “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır” şeklindedir. Burada dikkat edilmesi gereken, işlenen tek bir fiil ile birden fazla ve farklı nitelikte suçun oluşmasıdır.
Böyle bir durumda faile bu suçlardan en ağır olanının cezası verilecektir. Örneğin bir kişiyi yaralamak amacıyla fırlatılan sopa, birini yaraladıktan sonra veya kişiye isabet etmeden işyeri camına çarparak camın kırılmasına neden olabilir. Bu durumda, sopa fırlatma fiili tek olup bu tek fiil ile hem tamamlanmış veya teşebbüs aşamasında kalmış kasten yaralama suçu hem de başkasının malına zarar verme suçu işlenmiş olmaktadır. Bu gibi durumlarda kişi işlediği tek bir fiille birden fazla ve birden farklı suçun oluşumuna neden olmaktadır. İşte bu hallerde suçlardan en ağır cezayı gerektireni ile cezalandırılmasıyla yetinilmelidir. Kasten öldürme suçunda da, fikri içtimaı hükümleri uygulama alanı bulmaktadır.
Adli Para Cezasın Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli parasına çevirme, Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre verilen kısa süreli hapis cezası sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezasına çevrilebilir. Kısa süreli hapis cezası ise, yargılama sonucunda verilen cezanın 1 yıl ve altı olması durumunda söz konusu olmaktadır. Kasten öldürme suçu bakımından adli para cezasına çevirme söz konusu olmayacaktır. Kasten öldürme suçunun cezası yukarıda da bahsedildiği üzere müebbet hapis cezasıdır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, hiçbir ihtimalde verilecek ceza bir yıl veya altı hapis cezası olamayacaktır. Bu sebeple 50. maddede öngörülen adli para cezasına çevirme, kasten öldürme suçu bakımından mümkün değildir.
Erteleme
Hapis cezasının ertelenmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesinde düzenleniştir. Hükme göre sanığa verilen cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olması durumunda hapis cezası ertelenebilecektir. Ancak hapis cezasının ertelenebilmesi için aynı zamanda daha önce kasıtlı bir suçtan ceza almamış olması, suçu işledikten sonra duyduğu pişmanlık sebebiyle bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması gerekmektedir. Kasten öldürme suçu bakımındansa hapis cezasının ertelenmesi söz konusu değildir. Hapis cezasının ertelenmesi, verilen cezanın iki yıl veya altı süreli hapis cezalarında mümkündür. Bahsedildiği üzere kasten öldürme suçundan verilecek cezanın hiçbir zaman iki yıl veya daha altında bir sürede olması mümkün değildir. Bu sebeple kasten öldürme suçundan dolayı verilecek hapis cezası ertelenemeyecektir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Karar Verilmesi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre sanığa verilen ceza iki yıl veya daha az süreli olması durumunda mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinde, verilen ceza infaz edilmez. Fail beş yıl süreyle denetimli serbestlik koşullarına tabii tutulur. Kasten öldürme suçunda ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. Bunun sebebi ise kasten öldürme suçunda verilecek cezanın iki yıl veya daha az süreli olmasının imkansız olmasıdır. Kasten öldürme suçundan verilecek hükmün açıklanması, hiçbir zaman geri bırakılamayacaktır.
Kasten Öldürme Suçu Soruşturma ve Kovuşturma Evresi
Soruşturma Evresi
Kasten öldürme suçunda soruşturma evresinin başlayabilmesi için, suçun işlendiğinin savcılığa bildirilmesi yeterlidir. Cumhuriyet başsavcılığınca suçun öğrenilmesinden itibaren soruşturma işlemleri başlatılmaktadır. Olayın oluş biçimine göre deliller toplanacaktır. Bu aşamada özellikle şüphelilerin belirlenmesi, şüphelilerin ifadelerinin alınması ve olay hakkında bilgi sahibi kişilerden beyanların alınması gerekir. Kasten öldürme suçunda soruşturma evresinde tutukluluk kararı verilebilecektir.
Soruşturma evresi, savcının toplamış olduğu deliller sonucunda yeterli şüpheye ulaşması durumunda tamamlanacaktır. Savcılık tarafından toplanan delillerin, suçun işlendiğine ilişkin şüpheye yer vermesi halinde savcı gerekçeleriyle birlikte iddianamesini hazırlar. Hazırlanan iddianamede deliller tek tek değerlendirilir. Aynı zamanda değerlendirilen deliller hakkında gerekçeler belirtilir. Eğer savcılık tarafından toplanan deliller yeterli şüphe oluşturmazsa savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir. Bu kararın halk arasında bilinen adı takipsizliktir. Soruşturma evresi iddianamenin hazırlanmasıyla veya takipsizlik kararının kesinleşmesiyle sona ermektedir.
Kovuşturma Evresi
Kovuşturma evresi esasen ceza davasıdır. Hazırlanan iddianamenin kabulü kararı ve iddianameye 15 gün süreyle cevap verilmemesi durumunda kamu davası açılmış olur. Ceza yargılamasında sözlü yargılama esastır ve yargılama duruşma esnasında gerçekleştirilir. Taraflar duruşma esnasında toplanan delilleri değerlendirir ve deliller hakkında beyanlarını belirtir. Duruşma evresinin tamamlanmasından sonra olay örgüsü hakkında mahkemenin bir kanaati oluşmuştur. Mahkeme oluşan kanaati neticesinde karar vermektedir. Kovuşturma evresinde sanık açısından dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Özellikle daha az cezayı gerektiren hallerin kanıtlanması sanık bakımından hayati önem taşımaktadır. Mahkemenin yargılama sonucunda vereceği karara karşı taraflar kanun yolu başvurusunda bulunabilir. Mahkemenin 15 yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına hükmetmesi halinde dosya bölge adliye mahkemesi tarafından re’sen incelenecektir.
Kasten Öldürme Suçu Gözaltı ve Tutukluluk Hali
Gözaltı
Gözaltı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre yakalanan kişi cumhuriyet başsavcılığınca bırakılmadığı takdirde soruşturma işlemlerinin tamamlanması için gözaltına alınabilir. Gözaltı süresinde, şüphelinin ifadesi alınır ve şüpheliye ilişkin tamamlanması gereken işlemler tamamlanmaktadır. Gözaltının asıl amacı, suçun ilk öğrenildiği aşamalarda şüphelinin kaçma ihtimalinin engellenmesidir. Gözaltı kararı, en çok 24 saatliğine verilebilir. Şüphelinin en yakın hakimin önüne çıkarılması için gereken süre ise 1 saati geçemez. Kasten öldürme suçunda da gözaltı kararı yaygındır. Kişinin gözaltına alınabilmesi, soruşturma için zorunlu olmasına ve suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.
Birden fazla kişinin bir şekilde karıştığı (3’ten fazla) ve olayın çözülmesi için birden fazla kişi hakkında işlem yapılması gereken durumlarda, 24 saatlik sürenin, cumhuriyet savcılığınca toplamda 3 gün daha uzatılması mümkündür. Ancak bu uzatma her seferinde 1 gün için yapılabilmektedir. Sürenin sonu geldiğinde, cumhuriyet savcısı ya tutuklanması için, ya da adli kontrole tabi tutulması için sulh ceza hâkimine sevk eder veya salıverme kararı verir. CMK madde 91/4 hükmü, gözaltı ile ilgili olarak özel bir düzenleme öngörmektedir. Burada, gözaltı kararını yalnızca cumhuriyet savcısının verebiliyor olması kuralına önemli bir istisna getirilmiştir. Kolluk amiri 24 saate kadar ve kamu düzenini bozacak toplumsal olaylar sırasında 48 saate kadar gözaltı kararı gözaltı kararı verir ve bu sürenin sonunda cumhuriyet savcısına haber verir. Yani cumhuriyet savcısına haber verilmeden önce, bu süreler boyunca gözaltında kalabilecektir.
Tutukluluk
Tutukluluk hali Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre somut suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve bir tutukluluk nedeni bulunması halinde şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilecektir. Kasten öldürme suçu 100. maddede sayılan katalog suçlar arasındadır. 100. maddede yer alan katalog suçlarda tutukluluk kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı yeterlidir. Kasten öldürme suçu bakımından sanık veya şüpheli konumunda bulunan kişi hakkında da kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı halinde tutuklama kararı verilebilecektir.
Tutuklama kararı, soruşturma evresinde cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından kovuşturma evresinde ise yargılamayı yürüten mahkeme tarafından verilmektedir. Tutukluluk kararı ağır ceza mahkemesinin görevine giren hallerde en çok iki yıldır. Kasten öldürme suçu da öngörülen ceza bakımından ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmektedir. Bu sebeple kasten öldürme suçu kapsamında yargılanan sanık hakkında en fazla iki yıl süreyle tutuklama kararı verilebilecektir.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Şikayet Süresi
Şikayete bağlı suçlarda şikayet süresi 6 aydır. Mağdur, faili ve fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunmak zorundadır. Aksi takdirde suçun soruşturulması ve kovuşturulması imkansız hale gelecektir. Ancak kanunda, bazı suçlar şikayete bağlı tutulmuştur. Bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulması ise şikayete bağlı değildir. Soruşturma ve kovuşturma aşamasına geçilmesi işin cumhuriyet başsavcılığının suçun işlendiğinden haberdar edilmesi yeterlidir. Kasten öldürme suçu, özellikle yaşam hakkına ilişkin olduğundan soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan değildir. Soruşturma işlemlerine başlanması için suçun işlendiğinden savcılığın haberdar edilmesi yeterlidir. Kasten öldürme suçunda kişiler tarafından soruşturma işlemlerine başlanmasının talebi suç duyurusu şeklinde gerçekleşmektedir. Bu sebeple maktulun yakınları tarafından suç duyurusunda bulunabilmesi mümkündür.
Zamanaşımı
Zamanaşımı, dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı olarak ikiye ayrılmaktadır. Dava zamanaşımı, işlenen suç sebebiyle ceza davasının açılabileceği süreyi ifade etmektedir. Dava zamanaşımı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı 30 yıl, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda ise 25 yıldır. Kasten öldürme suçunun basit halinde dava zamanaşımı süresi 25 yıl olarak karşımıza çıkarken, suçun nitelikli hali bakımından dava zamanaşımı süresi 30 yıldır. Ceza zamanaşımı ise, suçun işlendiği tarihten itibaren failin cezalandırılabileceği süreyi ifade eder. Ceza zamanaşımı Türk Ceza Kanunu’nda 68. maddede düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre ağırlaştırılmış hapis cezasını gerektiren suçlarda ceza zamanaşımı 40 yıl, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda ise 30 yıldır. Bu sebeple kasten öldürme suçunun basit halinde ceza zamanaşımı 30 yıl, nitelikli halinde ise 40 yıldır.
Uzlaşma
Uzlaşma, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede failin, mağdurun zararını gidermesi yoluyla tarafların anlaşması ve bu sayede ceza kovuşturmasına gerek kalmaması amaçlanmıştır. Aynı zamanda suç işleyen kişilerin infaz kurumlarından uzak tutulması da genel amaçtır. Uzlaştırma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda ve maddede yer alan katalog suçlarda uygulanabilmektedir. Makalemizin şikayet süresi kısmında da bahsedildiği üzere kasten öldürme, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Aynı zamanda 253. maddede düzenlenen katalog suçlar arasında da bulunmamaktadır. Bu sebeple kasten öldürme suçunda uzlaştırma kurumu uygulanamayacaktır. Failin mağdurun zararını giderek anlaşılması mümkün değildir.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da ceza da indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nda her suç tipi için düzenlenmemiştir. Kimi suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri, kanunilik ilkesi gereğince yalnızca düzenlenmiş olduğu suç tipleri bakımından uygulanabilecek bir hukuki müessesidir. Kasten öldürme suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ceza yargılamasında görevli mahkeme, 5235 sayılı kanunun 12. maddesine göre belirlenmektedir. İlgili maddeye göre müebbet hapis ve 10 yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarda görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Kasten öldürme suçunda öngörülen ceza ise müebbet hapis cezası, nitelikli kasten öldürme suçu için ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Bu sebeple kasten öldürme suçundan yapılan yargılama ağır ceza mahkemelerince gerçekleştirilecektir. Yetkili mahkeme ise, yargılamanın nerede yapılacağına ilişkindir. Yetkili mahkeme Türk Ceza Kanunu’nun 12. maddesine göre belirlenir. Maddeye göre yargılamakla yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Neticede kasten öldürme suçundan yapılacak yargılamada görevli ve yetkili mahkeme suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesidir.
Kasten öldürme suçunda mağdur veya sanık olan kişilerin ceza avukatı ile süreci yönetmesi menfaatlerine olacaktır. Zira ağır ceza davaları karışık ve önemli davalardır. Bu sebeple profesyonel destek alınmalıdır. Hızlı bir şekilde çözüme ulaşabilmek ve hak kaybı yaşamamak adına; hukuki prosedürlerin her aşamasına hakim olan tecrübeli uzman ekibimizle birlikte Kadim Hukuk Bürosu olarak bu alanda hizmet vermekteyiz. Hukuki destek için buradan ulaşabilirsiniz.
Kasten Öldürme Suçu Hakkında Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 10.03.2022 tarihli ve 2021/11315 E., 2022/1910 K. sayılı kararı
- Kasten Öldürme Suçu ve Cezası
- TCK 81. Madde
Oluşa, dosya kapsamına, sanık hakkında düzenlenen adli tıp raporu ve maktule ait otopsi raporuna göre; sanığın köpek çiftliği olarak kiraladığı evde, namlularını değiştirip yenilediği tabanca ve av tüfeklerinin ticaretini yaptığı, olay günü akşam saat 20:00 sıralarında kalabalık arkadaş grubu ile alkol alıp uyuşturucu kullandığı, bir süre sonra maktulün de bu ortama katıldığı, ilerleyen zamanda evden ayrılanların ardından evde sanıkların kaldığı, bu sırada maktulün, sanığın silahlarıyla oynamaya başlaması üzerine çıkan tartışma sırasında, sanık …’nin otopsi raporunda belirtildiği şekilde maktulü önce darp ettiği, sonrasında kurusıkıdan çevirdiği silahla, göğüs bölgesine bir el ateş etmek suretiyle öldürdüğü olayda, sanığın eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına ilişkin ilk derece mahkemesi tarafından kurulan hükme yönelik olarak istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde olası kastla öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş olup…
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 28.09.2023 tarihli ve 2022/9119 E., 2023/5770 K. sayılı kararı
- Kasten Öldürme Suçu ve Cezası
- TCK 81. Madde
Sanığın kızı olan 15 yaşından büyük Yaren ile mağdurun bir dönem arkadaş oldukları ve mağdur ile Yaren’in kaçarak cinsel ilişkiye girdikleri, daha sonra mağdurun Yaren’den uzaklaştığı sanığın mağdur ile kızı ile olan ilişkisi hakkında görüşmek istediği, bir kaç kere görüşmek istediği halde mağdura ulaşamadığı, mağdurun ailesinin sanığa çocukları evlendirme anlamında … verdikleri ancak sonradan buna yanaşmadıkları, sanığın olay tarihinde mağdura telefon açtığı, kendisinin Akyazı merkezde lokantada olduğunu öğrenmesi üzerine mağdurun bulunduğu lokantaya gittiği, mağdurun lokantadan çıkarak sanık ile görüşmeye geldiği, Çarşı merkezinde mağdur ile sanığın baş başa kaldığı sırada sanığın mağdura verdiği sözleri hatırlatarak sitem etmesi üzerine sanığın aksi sabit olmayan savunmalarına göre mağdurun sanığın kızı hakkında diğer kişilerle ilişkilerini kastederek argo kelimeler kullanması üzerine sanığın üzerinde bulunan ruhsatsız tabancayı çıkararak mağdura doğru 5 kere ateş ederek yaraladığı, sanığın yakın mesafeden ateşli silah ile mağdurun hayati bölgesi olan karın ve göğüs bölgesine birden fazla defa ateş etmesi ve mağdurun ağır yaralanarak hayati tehlike geçirmiş olması ve ancak erken tıbbi müdahale ile hayatta kalmış olması karşısında sanığın eylemine bağlı kasten öldürmek olduğu kabul edilmiştir. (….)temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 28.09.2023 tarihli ve 2022/14965 E., 2023/5776 K. sayılı kararı
- Kasten Öldürme Suçu ve Cezası
- TCK 81. Madde
Olay günü sanığın inceleme dışı sanık … vasıtası ile kardeşi olan katılana kendisine belirli bir miktar para göndermesi için haber yolladığı, katılanın, sanığın talebini kabul etmediği ve çalışmakta olduğu taksi durağından müşterisini alarak uzaklaştığı, yaklaşık bir saat kadar sonra durağa döndüğünde inceleme dışı sanık …’ın işletmekte olduğu çay ocağından sanık …’ın elinde bir poşet olduğu halde kendisine doğru gelmekte olduğunu gördüğü ve kendisine zarar verebileceği endişesi ile kaçmaya başladığı, sanık …’ın yaya olarak kaçmakta olan katılanın arkasından toplamda 4 el ateş ettiği, sanığın ateş etme biçimi ve sayısı ile eylemini katılanın kaçarak saklanması neticesinde tamamlayamamış olması hususları birlikte değerlendirilerek sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 18.09.2023 tarihli ve 2022/2652 E., 2023/5362 K. sayılı kararı
- Kasten Öldürme Suçu ve Cezası
- TCK 81. Madde
Balıkçılıkla uğraşan sanıklardan …’ın 23.07.2020 tarihinde, daha önceden tanıdığı maktul … ve arkadaşlarına sipariş üzerine balık götürdüğü, hep birlikte alkol almakta olan maktul ve arkadaşlarının sanıktan getirdiği balıkları pişirmesini istedikleri, sanığın bunu kabul etmemesi üzerine sanığı önce orada ve sonrasında da ıssız bir yere götürerek dövdükleri, çırılçıplak soyarak makatına şişe sokmak dahil olmak üzere işkence düzeyine varan müessir fiillerde bulundukları, bu olayı içine sindiremeyen sanık …’ın 27.07.2020 günü yanında kardeşleri sanıklar …, … ve … olduğu halde … plaka sayılı araç ile maktulü aramaya başladıkları ve Perşembe pazarı mevkiinde yakalayarak hep birlikte etrafını çevirip kaçmasını engelledikleri maktule yönelik sanık …’ın ruhsatsız tabancasıyla ateş ederek ölümüne sebebiyet verdiği anlaşılan olayda, maktul ve arkadaşlarının sanık …’a karşı gerçekleştirdikleri haysiyet kırıcı eylemlerin yarattığı hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında hareket eden sanıkların, …’ın başına gelen olaydan sorumlu tuttukları maktule karşı önceden yaptıkları plan dahilinde gerçekleştirdikleri eylemleri ile haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme suçunu işledikleri kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir. Sanıkların öldürme kararını ne zaman aldıklarının ve buna bağlı olarak belli bir hazırlıkla eylemlerini gerçekleştirdiklerinin kesin olarak saptanamadığı, oluşan şüpheli durumun sanıklar aleyhine yorumlanamayacağı, bu itibarla tasarlamanın koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmuştur.
Kasten Öldürme Suçu Örnek Suç Duyurusu
… (Suçun İşlendiği Yer Buraya Yazılacak) Cumhuriyet Başsavcılığı’na
MAKTUL : İsim Soyisim (TC Kimlik No) – Adres Bilgileri
MÜŞTEKİ: İsim Soyisim (TC Kimlik No) – Adres Bilgileri
VEKİLİ : Av. Umur YILDIRIM
Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. No:2 Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat:4 Daire:7, 06530 Çankaya
ŞÜPHELİ: İsim Soyisim (TC Kimlik No) – Adres Bilgileri
SUÇ : Kasten Öldürme Suçu (TCK 81/82/83)
SUÇ TARİHİ VE YERİ : …/…/…
KONU : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikâyet dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR
- Burada maktulün kim olduğuna, müştekilerin maktul ile ilişkilerine, şüphelinin kim olduğuna ve şüpheli ile maktul arasındaki ilişkiye ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
- Burada yaşanılan olay anlatılmalıdır.
- Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
- Dilekçenin ekinde verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.
HUKUKİ SEBEPLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.
Müşteki Vekil
Av. Umur YILDIRIM
İmza
Kasten Öldürme Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
- Canavarca Hisle Adam Öldürme Suçunun Cezası Nedir?
Canavarca hisle adam öldürmek düzenlemesinde, canavarca hisle ifadesinden; toplum bilinci ve ahlakının geniş tepkisini çeken, amacı itibarı ile tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimini sergileyen psikolojik bir güdüyü ifade eden kavram olarak algılanması gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’na göre, canavarca hisle adam öldürme suçunun cezası ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
- İyi Hal İndirimi Nedir?
İyi hal indirimi olarak bilinen husus Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirimdir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilmelidir. . Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir.
- Kasten adam öldürme suçunda meşru savunma/müdafaa hangi durumlarda geçerli kabul edilir?
Meşru müdafaanın varlığı hukuka aykırılığı ortadan kaldırır ve eylemi suç olmaktan çıkartır. Meşru müdafaanın oluştuğunun kabul edilebilmesi için, saldırıya ve savunmaya ilişkin şartların birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu şartlardan birincisi, ortada haksız bir saldırının gerçekleşmiş olmasıdır. İkinci olarak, saldırı meşru savunma ile korunabilecek bir hakka yönelik olmalıdır. Bu hakkın kişinin kendisine veya bir başkasına ait olması arasında bir fark yoktur. Üçüncül şart ise, saldırı ve savunmanın aynı anda olmasının gerekliliğidir. Savunmaya ilişkin şartlardan ilki ise, savunmanın zorunlu olmasıdır.
Örneğin, kişi kaçarak bu saldırıdan korunabilecekse kişi kaçmalıdır, bu durumda savunma zorunlu değildir. Savunmaya ilişkin ikinci şart ise, savunmanın saldırına yönelik olması gerekliliğidir. Son olarak ise, saldırı ve savunma arasında bir oran bulunması gerekmektedir. Örneğin, küfrederek üzerinize yürüyen kişiye karşı silah çekerek onu öldürmeniz halinde meşru müdafaadan söz edilmesi mümkün değildir. Meşru müdafaa sonucunda bir kişinin ölümüne sebep olunduğunda, bu şartlar sağlanıyorsa kişiye ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar ile birlikte kişinin beraatına karar verilmelidir.
- 18 yaş altı adam öldürmenin cezası 2024 nedir?
18 yaş altı adam öldürmenin cezası 2020 yılında müebbet hapis cezasıdır. Fakat indirim yapılır.