İçerik Başlıkları
Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması, suç teşkil eden eylemin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi ve ceza adaletine olumlu hareketleriyle katkı sunması halinde atıfet hükümlerinin uygulanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Halk arasında etkin pişmanlık yasası olarak ifade edilir. Diğer bir ifadeyle etkin pişmanlık; bir insanın işlemiş olduğu suçtan bir süre sonra kendi hür iradesi ile pişman olmasıdır. Suçlu kişi; suç olarak tanımlanan söz konusu fiilin ortaya çıkardığı olumsuzlukları giderdiği veya yargılanma sürecine katkıda bulunduğu takdirde pişmanlığını ortaya koyar. Türk Ceza Kanunun 168. maddesine göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı suçlar şunlardır:
- Hırsızlık (141-147. maddeleri)
- Yağma (148-150. maddeleri)
- Mala zarar verme (151-152. maddeleri)
- Güveni kötüye kullanma (155. madde)
- Dolandırıcılık (157-159. madde)
- Hileli iflas (161. madde)
- Taksirli iflas (162. madde)
- Karşılıksız yararlanma (163. madde)
- 12.2006, 5560 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle 245. maddeye eklenen 5. fıkra uyarınca 1. fıkrada belirtilen başkasına ait banka veya kredi kartını ele geçirme, elinde bulundurma, kullanma veya kullandırtma fiilleri,
Hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde etkin pişmanlık ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Bir başka deyişle, cezanın tamamen ortadan kaldırılması veya söz konusu cezada indirim yapılmasını öngören düzenlemeler TCK 168. maddesinde düzenlenmiştir.

Etkin Pişmanlık Nedir?
Neticeli suçlarda, icra hareketini tamamlayan failin, meydana gelmesi kendi elinde olan neticeyi özgür iradesiyle önlemesine “etkin pişmanlık” denir. Yasal tanımlamada ise; 5237 sayılı TCK 168. madde etkin pişmanlığı düzenlemektedir. Maddenin gerekçesinde; “Suç tamamlandıktan sonra kişi pişmanlık gösterebilir. Bu durumda, işlenmiş ve tamamlanmış olan suç işlenmemiş hâle artık döndürülemez. Ancak, suç tamamlandıktan sonra, pişmanlık duyarak, gerçekleştirilen haksızlığın neticeleri mümkün olduğunca ortadan kaldırılabilir.’’
Bu düşüncelerle, etkin pişmanlık; hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve karşılıksız yararlanma suçlarında cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep olarak kabul edilmiştir. Etkin pişmanlık sebebine yer verilen bazı suç tipleri açısından cezanın bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkacağı kabul edilmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 184/5. bendi (imar kirliliğine neden olma suçu)
Etkin pişmanlıkta, fiilin hukuka aykırılığının ortadan kalkmamasının kanuni neticesi; fail hakkında “beraat kararı” değil, ‘‘ceza kararı verilmesine yer olmadığı’’ kararına hükmedilmesidir. Koşulu ise; fail hakkında cezaya hükmolunmaması için etkin pişmanlığın cezayı hafifleten bir neden olarak değil, cezayı kaldıran bir şahsi sebep olarak düzenlemiş olması zorunludur.
5271 sayılı CMK 171. maddede; Henüz soruşturma evresinde de koşulların gerçekleşmesi şartıyla Cumhuriyet Savcısı tarafından “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararı verilebileceğini hükmetmiştir.
Etkin Pişmanlığın Unsurları
1. Fiile İlişkin Şartlar
- Tamamlanmış Bir Suç Olmalıdır.
Suçların tamamlanma anı her suç için farklılık göstermektedir. Etkin pişmanlık, suçun bütün unsurlarıyla tamamlanmasından ve neticenin meydana gelmesinden sonra söz konusudur. Kesintisiz (mütemadi) bir suç olan ” hürriyetten yoksun kılma” suçu, mağdurun hürriyetinden yoksun kılınması ile tamamlanır. 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinde; “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işleyen fail, soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa” faile verilecek cezada indirim yapılmasını öngörmüştür.
- Tamamlanmış Suça İlişkin Etkin Pişmanlık Hükmü Münhasıran Düzenlenmiş Olmalıdır.
İlgili suça ilişkin kanuni bir düzenleme olmalıdır. Kanunu düzenleme yoksa etkin pişmanlıktan yararlanamaz.
2. Faile İlişkin Şartlar
- Fail Bizzat Pişmanlık Göstermelidir.
Etkin pişmanlıktan yararlanılması için failin pişmanlık gösteren eylemleri bizzat gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bir örnekle izah edecek olursak; ; hırsızlık suçunda çalınan malın iadesi fail tarafından değil de, failin bir yakını tarafından gerçekleştirilirse fail etkin pişmanlık hükmünden yararlanmamalıdır.
İade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu veya kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçirilmiş olması gibi hallerde, failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceğinden 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanma şartları oluşmayacaktır.
Buna karşın, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartı yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka sözle ifade edilmesi zorunluluğu bulunmayıp, davranışlar yoluyla da ifade edilmesi olayın özelliğine göre mümkün olabilecektir.
- Failin Pişmanlığı Etkin (Aktif) Olmalıdır.
Failin etkin pişmanlıktan yararlanması için göstermesi gereken aktif tutum; suçla mücadelede etkin işbirliği sağlama, bilgi vererek suçun aydınlatılmasına katkı sağlama, örgütlü suçlulukla mücadeleye katkı sağlama, failin hukuka aykırı duruma son vermesi, iade veya tazmin suretiyle etkin pişmanlık, resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmeyi isteme şeklinde olabilir.
- Fail Suçun Tamamlanmasından Sonra Pişmanlık Göstermelidir.
Tamamlanmamış suçlarda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
- Pişmanlık Kanunda Öngörülen Zamanda Gösterilmiş Olmalıdır.
Etkin pişmanlık; suçun tamamlanmasından sonraki aşamada; soruşturma başlamadan önce, soruşturma evresinde, kovuşturma evresinde hüküm verilmeden önce, kovuşturma evresinde hüküm verildikten sonra ve hatta kovuşturma evresi tamamlandıktan sonra da söz konusu olabilir.

Ceza Kanununda Etkin Pişmanlık Uygulanan Suçlar
Suçun tamamlanmasından sonra failin gönüllü olarak neticeyi telafi etmeye yönelik gerçekleştirdiği davranışlara etkin pişmanlık denir. Etkin pişmanlık gönüllü vazgeçmenin tamamlanmış suçlardaki görünüm şekli olarak nitelendirilebilir. Kanun koyucu sadece tamamlanmamış suçlar için gönüllü vazgeçmeye ceza sorumluluğunu kaldıran bir sonuç bağlamıştır. Dolayısıyla kural olarak etkin pişmanlığın ceza sorumluluğu üzerinde etkisi yoktur. Bununla birlikte Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler Kısmında bazı suç tipleriyle bağlantılı bir şekilde etkin pişmanlığa ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. (93, 110, 168, 184/V, 192, 201, 221, 248, 254, 269, 274, 281/III, 282/V, 289/II, 293, 297/IV, 316/II madde).
- Organ ve Doku Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 91-92-93)
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 109-110)
- Malvarlığına Karşı Suçlarda Etkin Pişmanlık (Yağma Hırsızlık vs.)(TCK 141-168)
- İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 184)
- Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti ile Kullanma Bulundurma Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 188-191)
- Parada Sahtecilik Etkin Pişmanlık (TCK 197-201)
- Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçundan Etkin Pişmanlık (TCK 221)
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanması Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 245)
- Zimmet Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 247-248)
- İrtikap Suçundan Etkin Pişmanlık (TCK 250)
- Rüşvet Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 252-254)
- İftira Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 267-269)
- Yalan Tanıklıkta Etkin Pişmanlık (TCK 272- 274)
- Yalan Yere Yemin Suçundan Etkin Pişmanlık (TCK 275)
- Suç Delillerine Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 281)
- Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 282)
- Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçundan Etkin Pişmanlık (TCK 292)
- Silahlı Örgüt Yöneticisi veya Üyesi Olma Suçundan Etkin Pişmanlık (TCK 314)
Etkin Pişmanlığın Faile Uygulanan Cezaya Etkisi
Etkin pişmanlık her suç tipi aynı hüküm ve sonucu doğurmaz. Suç açısından etkin pişmanlık koşullarını sağlamış faile mahkeme hüküm tesis ederken iki farklı şekilde hareket edebilir.
- Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinin koşullarının oluştuğu bazı suç tiplerinde, Cumhuriyet Savcısı tarafından, ‘‘ Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (Takipsizlik Kararı)’’
- Mahkeme kişinin cezasında belirli bir oranda İndirime Bu indirim oranı her suç tipi için farklı farklıdır ve ilgili suç düzenlemesinde belirtilir.
- Mahkeme kişiye hiç ceza vermeyebilir. Böyle bir durumda mahkemenin vereceği hüküm ‘‘Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Dair’’ karardır.
- Bazı suçlarda etkin pişmanlıktan yararlanan kişi belirli bir süre için denetimli serbestlik hükümlerine tabi tutulabilir
Etkin Pişmanlığın uygulandığı suç tiplerinde; Her birisinde ayrı ayrı ceza indirimi uygulanacaktır. Bazı suçlarda yalnızca cezasızlık öngörülmüşken bazılarında belirli bir oran belirlenmiştir. Kanunda sayılı etkin pişmanlığın uygulandığı bazı suç tiplerinde, hakime takdir hakkı verilmiştir. Bazı suçlar için; ¼’ü ile ½’si arasında veya ‘‘cezaya hükmolunmaz’’ gibi cezai müeyyideler belirlenmiştir.
Etkin Pişmanlıkta Ne Kadar İndirim Yapılır?
Etkin pişmanlık ve ceza indirimi konusunu etkileyen hususlar söz konusu pişmanlığın ne zaman gerçekleştiği ve etkin pişmanlığın uygulanacağı suç vasfıdır. Etkin pişmanlığın gerçekleştiği zamana göre cezada yapılacak indirim de farklılık gösterir.
- Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları vb suçlar söz konusu ise suç tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilir.
- Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezan yarısına kadarı indirilir.
- Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek ceza, kovuşturma başlamadan önce etkin pişmanlıktan yararlanılmışsa yarısına, kovuşturma başladıktan sonra yararlanılmışsa üçte birine kadarı indirilir.
- Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
- Uyuşturucu madde suçlarında TCK madde 192’deki indirim oranları uygulanır.
Etkin Pişmanlıkta Mağdurun Zararı Giderilmesinin Önemi
Kanunda sayılan bazı suç tiplerinde etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için; mağdurun zararının giderilmesi koşulu sağlanmalıdır. Bu bir tür ‘‘mağdurun zararının tazmin edilmesi’’ gibidir. Tazmin şekli, her somut olayın kanuni düzenlemedeki koşulları ile olayın oluş şekillerine göre farklılık arz etmektedir. Etkin pişmanlıkta zararın hangi aşamada giderildiği önemlidir. Bu nedenle soruşturma aşamasında zararın giderilmesi lehinize olacaktır.
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu
TCK, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (TCK md. 109) işleyen failin, bu suç nedeniyle soruşturma başlamadan mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın onu kendiliğinden güvenli bir yere bırakması halinde, 2/3’ne kadarı oranında ceza indiriminden yararlanmasını öngörmüştür.
- Hırsızlık Suçu
TCK, hırsızlık suçu (TCK md.168) işleyen faile; hırsızlık suçu nedeniyle neden olduğu zarar giderdiğinde bir kısım ceza indirimi uygulanır:
- Fiili işleyen kişi, azmettiren veya suça yardım eden; mahkemede dava açılmadan önce yani savcılık aşamasında, mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse, suça ilişkin cezada 2/3 oranına kadar ceza indirimi yapılır.
- Fiili işleyen kişi, azmettiren veya suça yardım eden, mahkemede dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce mağdurun uğradığı zararı tazmin ederse kendisi hakkında 1/2 oranına kadar ceza indirimi yapılır.

Etkin Pişmanlık Nasıl Uygulanır?
Etkin pişmanlığa sonuç bağlanan kimi suçlarda failin bu durumu bu cezai sorumluluğu tamamen bertaraf etmekte (Madde 93/I), kimi suçlarda ise sadece ceza sorumluluğunu azaltan bir etki göstermektedir. (Madde 93/II, 110, 168). Etkin pişmanlık cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebebi oluşturmaktadır. Dolayısıyla gönüllü vazgeçme gibi etkin pişmanlık da, haksızlığın unsurları ve kusurluluk dışında yer almaktadır.
Türk Ceza Kanununda iki şekilde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ceza indirimi alınabilir. Bunlar;
- Yargılanacak olan ya da yargılanmakta olan şüpheli /sanık kişinin, soruşturma veya kovuma aşamalarında;
- Suç ortaklarını,
- Suça yardım edenleri,
- Suça azmettirenleri
Cumhuriyet Başsavcılığına veya mahkemeye bildirerek suçun ortaya çıkmasını ve suç faillerinin cezalandırılmasını temin etmesiyle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ceza indirimi alması durumudur.
- Yahut şüpheli /sanık kişi tarafından işlenen suç nedeniyle mağdurun uğradığı zararın ziyanın veya mağduriyetin;
- Ayni ya da nakdi olarak aynen geri verme veya
- Ayini ya da nakdi olarak tazmin etme, telafi etme suretiyle giderilmesi halinde sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ceza indirimi almasıdır.
Türk Ceza Kanunu, şüpheli veya sanığın suç teşkil eden fiil hakkında verdiği bilgiyi, fiilin kimler tarafından işlendiğin, bu bilgiyi hangi aşamada verdiğini, kimlerin yakalanmasını sağladığına göre ceza indirimi yapmaktadır. İşlenen suçun niteliğine göre indirim oranı belirlenmektedir. Türk Ceza Kanunun düzenleniş biçiminde etkin pişmanlık halinde uygulanacak indirimin en üst sınırını belirleyerek hakimin, kanunun belirlediği bu üst sınırı aşmamak şartıyla cezada indirim yapmasını öngörmüştür. Örneğin, bir suç tipi ile ilgili kanunda “3/4’üne kadar indirilir” ibaresi varsa, hakim sanığın verdiği bilgiye göre 3/4’üne kadar değil de, örneğin 1/2 oranında indirim yapabilecektir. Yani, kanunun ceza indirimi için üst sınır belirlediği durumlarda hakim bu sınırı aşmamak koşuluyla sınırın altında indirim oranı uygulayabilecektir.
Malvarlığına Karşı İşlenen Suçlarda Etkin Pişmanlık (TCK 168. Madde)
Malvarlığı suçlarında etkin pişmanlık, TCK 168. maddenin birinci fıkrasına giren hallerde diğer bir ifadeyle soruşturma aşamasında etkin pişmanlık gösterilerek zararın giderilmesi durumunda hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas suçlarında cezanın ikisine kadarının, yağma suçunda yarısına kadarının; zararın kovuşturma aşamanda giderilmesi halinde ise hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas suçlarında cezanın yarısına kadarını, yağma suçunda üçte birine kadarının indirileceği kabul edilmiştir.
TCK 168. Madde
TCK 168. Madde Gerekçe
Suç tamamlandıktan sonra kişi pişmanlık gösterebilir. Bu durumda, işlenmiş ve tamamlanmış olan suç işlenmemiş hâle artık döndürülemez. Ancak, suç tamamlandıktan sonra, pişmanlık duyarak, gerçekleştirilen haksızlığın neticeleri mümkün olduğunca ortadan kaldırılabilir.
Bu düşüncelerle, etkin pişmanlık; hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve karşılıksız yararlanma suçlarında cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebep olarak kabul edilmiştir. Ancak, bunun için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Önce, failin veya suça iştirak eden kişinin bizzat kendisinin pişmanlık göstererek iade veya tazmini gerçekleştirmesi gerekir. Suçun işlenmesiyle kişilerin görmüş bulundukları zararın aynen iade veya mümkün olduğu kadar azaltılmak suretiyle tazmin edilmesi gerekir. Etkin pişmanlığın cezada indirim yapılması sebebi olarak kabul edilebilmesi için, zararın tamamen veya mümkün olduğu kadar aza indirilerek gerçekleştirilmesi gerekir. Kısmen geri verme veya tazminde, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, mağdurun aynen iadeye veya tazmine rıza göstermesi gerekir.
Etkin pişmanlığın kovuşturma başlamadan önce, yani işlenen suçtan dolayı kamu davası açılmadan önce gösterilmesi gerekir.
Etkin pişmanlık durumunda hâkim maddede belirlenen oranda cezada indirim yapabilir. Bu konuda, hâkime etkin pişmanlığın samimiyetine ve zararın tazmin edilen miktarına göre, takdir yetkisi tanınmıştır. Bu hükümle, işlenen suçun yağma olması hâlinde de, cezada belli oranda indirim yapılması yolu açılmıştır.
Açıklama
TCK’nın 168. maddesiyle, bazı suçlar tamamlandıktan ve fakat hüküm verilmeden evvel failin pişmanlık göstererek mağdurun zararını gidermesi durumu, etkin pişmanlık olarak düzenlenmiştir. 765 sayılı TCK’nın 523’üncü maddesi düzenlemesinde kısmen iade düzenlenmemişken, 5237 sayılı TCK düzenlemesi ile kısmen iadeye de mağdurun rızasının olması koşuluyla etkin pişmanlığın uygulanabilmesi olanaklı hale gelmiştir.
TCK’nın 168’inci maddesinde hangi suçlar hakkında bu madde uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı sayılarak belirtilmiş olup bu suçlar dışında bu maddenin uygulanması söz konusu değildir. TCK’nın 168. maddesine göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı suçlar şunlardır:
- Hırsızlık (m.141-147; m.146 hariç)
- Yağma (m.148-150)
- Mala zarar verme (m.151-152)
- Güveni kötüye kullanma (m.155)
- Dolandırıcılık (m.157-159)
- Hileli iflas (m.161)
- Taksirli iflas (m.162)
- Karşılıksız yararlanma (m.163)
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanma suçu
TCK’nın 168. maddesine göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağı suçlar şunlardır:
- Hakkı olmayan yere tecavüz (m.154)
- Bedelsiz senedi kullanma (m.156)
- Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf etme (m.160)
- Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi verme (m.164)
- Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (m.165)
- Bilgi vermeme (m.166)
TCK’nın 168’inci maddesine göre, etkin pişmanlık hükümleri “…suçları tamamlandıktan sonra” uygulanacaktır. 5237 sayılı TCK’ya göre artık teşebbüs aşamasında kalan suçlarda failin götürebileceği eşyayı bırakıp kaçması durumunda, suç tamamlanmış olmadığından etkin pişmanlık hükümleri uygulanamayacaktır.
Madde metnine göre iade veya tazmini, suçun failinin, azmettirenin veya yardım edenin yapması gerekir. Fakat bazı görüşler ve Yargıtay tarafından iade veya tazminin mutlaka sayılan kişiler tarafından yapılması zorunlu görülmemektedir. Fail veya suç ortaklarının iadeyi bizzat pişmanlık göstererek serbest iradeleriyle gerçekleştirmiş olmaları gerekir. Fail suça konu malı bir başkasına satmış ve suça konu mal failin bu kişiyi söylemesi üzerine bu kişiden alınmış ise etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için malın alındığı kişinin zararının fail tarafından karşılanmış olması gerekir. Aksi halde fail etkin pişmanlık hükümlerinden istifade edemez.
Kural olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için iade veya tazminin tamamen zararı giderecek nitelikte olması gerekir. Kısmi iade durumunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için mağdurun rızasının bulunması gerekmektedir. Etkin pişmanlık hükümlerinden failin yararlanabilmesi için iade veya tazminin hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir.
TCK’nın 168’inci maddesiyle suç tamamlandıktan sonra fail veya ortağının iade veya tazminde bulunması durumunda hangi oranda indirim yapılacağı hususu suçlara göre ve iade veya tazminin yapıldığı zamana göre ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. Fail, iade veya tazmini suç tamamlandıktan sonra fakat hakkında kovuşturma başlamadan önce yaparsa fail veya ortağı hakkında farklı bir indirim oranı uygulanacak, kovuşturma başladıktan sonra fakat hüküm verilmeden evvel iade veya tazmin gerçekleştirilirse farklı bir indirim oranı uygulanacaktır.
CMK’nın 2’nci maddesine göre kovuşturma aşaması, iddianamenin kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi anlatır. Bu durumda fail, suçu işledikten ve suç tamamlandıktan sonra iddianamenin kabulüne kadar geçen aşamada iade veya tazminde bulunursa cezada 2/3 -1/2 oranında indirim yapılacak, iddianamenin kabulünden hükmün verilmesine kadar geçen aşamada iade veya tazminde bulunursa 1/2 – 1/3 oranında indirim yapılacaktır.
Kanun koyucunun yaptığı diğer ayrım suçun niteliğine göre ayrımdır. Failin işlediği suç hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas ve karşılıksız yararlanma ise uygulanacak indirim 2/3 – 1/2 arasında iken, yağma suçunda, indirim oranı 1/2 – 1/3 arasında olabilecektir.
5 Temmuz 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı yasa ile maddede değişiklik yapılarak (1)’inci fıkrada yer alan “ve karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılmış, maddeye eklenen (4)’üncü fıkra ile “karşılıksız yararlanma” suçuna ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmış ve bu suçla ilgili olarak etkin pişmanlık hükmünün koşullarının soruşturma tamamlanıncaya kadar yerine getirilmesi halinde kamu davasının açılmayacağı, zararın hüküm verilinceye kadar tazmini halinde ise verilecek cezanın 1/3 üne kadar indirileceği, ancak kişinin bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamayacağı hükme bağlanmıştır.
Malvarlığına Karşı İşlenen Suçlarda Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararı
6. Ceza Dairesi 2020/6456 E., 2021/10701 K. “İçtihat Metni
- Etkin Pişmanlık
- TCK 168. Madde
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
11.05.2018 tarihinde kabul edilerek 18.05.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 5237 sayılı TCK’nın 163. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçu kapsamında Belediyelere karşı su borcundan kaynaklanan af mahiyetinde yasal bir düzenleme olduğu, anılan Kanunun 1.maddesinin g. bendinin 3. cümlesi ile aynı maddenin ğ. bendi uyarınca vadesi 31.03.2018 ve öncesi olup ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakların tahsilinden vazgeçileceğinin düzenlendiği, 26.05.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Maliye Bakanlığı’nın 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin 7143 sayılı Kanunun Genel Tebliğine göre 31 Temmuz 2018 olan başvuru tarihinin 7 numaralı Cumhurbaşkanı kararı ile 27.08.2018 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılarak bu tarihe kadar ilgili idareye başvuranlar için ilk taksit ödeme süresi olan 01 Ekim 2018 tarihinin 140 numaralı Cumhurbaşkanı kararı ile 15.10.2018 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatıldığının anlaşılması karşısında; ilgili kurumdan sanığın 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında başvurusunun bulunup bulunmadığı sorulup, varsa ödemelerin düzenli yapıldığının tespiti halinde sanık hakkında TCK’nın 168/5 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşme kararı verilmesi gerektiği, sanığın idareye anılan Kanun kapsamında borcun yapılandırılması ile ilgili herhangi bir başvurusunun bulunmadığının tespiti halinde ise; karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’ nun 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda katılan kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarı, ödemesi halinde hakkında kamu davası açılamayacağının, ödeme süresi ve yerinin soruşturma merciince sanığa bildirilmeden, bildirime ilişkin belge denetime esas şekilde dosyaya konmadan, sanığa dava açılmasını engelleme imkanı tanınmadan kamu davası açılması karşısında; bunun iddianamenin iadesi sebebi olduğu gözetilmeden kabul edilip yapılan yargılamada, sanığın ödeme yapıp yapmadığı ve ödenen miktarın kurumun vergili ve cezasız zarar bedelini karşılayıp karşılamadığının araştırılmadığı anlaşılmakla, gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak bildirilen cezasız ve vergili bedele ilişkin sanığa belirtilen bildirimin yapılması ve sonucuna göre hakkında düşme kararı verilip verilemeyeceğinin takdiri gerekirken, eksik işlem ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Uyuşturucu Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 192. Madde)
Uyuşturucu madde ticareti veya imali suçları, etkin pişmanlık hükümlerinin titizlikle uygulandığı suçlardandır. Bu nedenle bu suçu işleyen şüpheli/sanık fail, suç resmi kurumlar tarafından öğrenilmeden diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu maddelerin saklandığı yeri veya imal edildiği yeri yetkili mercilere bildirirse, suç ortakları veya uyuşturucu madde yakalandığı takdirde hakkında cezaya hükmolunmaz.
Üstte açıklandığı üzere TCK bu suçlarda soruşturma öncesine gitmiş, daha soruşturma başlamadan şüpheli/sanık failin etkin pişmanlık göstermesi halinde cezalandırılmamasının yolunu açmıştır. Belirtelim ki, maddenin gerekçesinde; “maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin suçlar bakımından özel bir pişmanlık hali düzenlenmiştir…
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir…” açıklamalarına yer verilmiştir.
5237 sayılı TCK’da “etkin pişmanlık” başlığı altında yapılan düzenlemede, eylem suç olmaktan çıkmamakta, duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının bertaraf edilmesi nedeniyle faile ceza verilmemek suretiyle cezayı kaldıran ya da azaltan bir durum söz konusu olmaktadır.” Denilmektedir.
Uyuşturucu madde ticareti suçundan şüpheli/sanık fail hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için, yakalandıktan sonra verdiği bilgilerin daha önce görevliler tarafından öğrenilip öğrenilmediği ve ilgili bilginin suçun ortaya çıkmasında ya da suç ortağının yakalanmasında yahut belirlenmesinde etkili olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
TCK 192. Madde
TCK 192. Madde Gerekçe
Maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin suçlar bakımından özel bir pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, diğer suç ortakları ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerler hakkında bilgi vermesi ve verilen bilginin, suç ortaklarının yakalanmasını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir. Bu düzenlemede, etkin pişmanlık cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir şahsî sebep olarak kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Burada da etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiği hususunda soruşturma makamlarına bilgi vererek, suçluların yakalanmalarını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırması gerekir. Bu koşullar altında etkin pişmanlık gösteren kişi hakkında cezaya hükmolunmaması kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir.
Maddenin dördüncü fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi açısından özel bir etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlamadan önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezalandırılmaz.
Açıklama
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile kullanma bulundurma suçu, TCK da özel hükümler başlıklı ikinci kitabın, topluma karşı başlıklı üçüncü kısımdaki, kamu sağlığına karşı suçlar adlı üçüncü bölümde 188. ve 191. maddelerinde düzenlenmiştir.
TCK’nin 192’nci maddesinde cezayı kaldıran veya azaltan bir şahsi neden olarak etkin pişmanlık hali düzenlenmiş bulunmaktadır. Etkin pişmanlık ancak suç işledikten sonra söz konusu olabilecektir. Etkin pişmanlığın varlığı halinde CMK’nın 171’inci maddesi uyarınca cezayı kaldıran şahsi sebebin varlığı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.
- maddenin 1. fıkrasının uygulama koşulları:
- Kişinin uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarını bizzat işleyen veya bu suçun işlenmesine bir şekilde katılan kişi olması gerekir.
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarını bizzat işleyen veya bu suçun işlenmesine bir şekilde katılan kişinin pişmanlık duyarak, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber vermesi gerekmektedir.
- maddenin 2. fıkrasının uygulama koşulları:
- Failin, etkin pişmanlığı suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından önce göstermesi gerekir.
- Failin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini yetkili makamlara bildirmesi gerekir.
- Fail tarafından verilen bilginin, suçluların yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırmış olması gerekir.
- maddenin 3. fıkrasının uygulama koşulları:
- Failin bizzat kendisinin etkin pişmanlıkta bulunması gerekir.
- Failin hizmet ve yardımı, soruşturma ve yargılama makamlarına yapması gerekir.
- Failin etkin pişmanlığı, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra ancak mahkemece hüküm verilmeden önce göstermesi gerekir.
- Failin, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesi gerekir.
192’nci maddenin (4)’üncü fıkrasının uygulama koşulları:
- Failin kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ve bulundurmak suçunu işlemiş olması gerekir.
- Resmi makamlardan tedavi edilmesini bizzat failin kendisi istemelidir.
- Başvurunun resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına yapılması gerekir.
- Başvurunun soruşturma başlamadan önce yapılması gerekir.
- Failin başvuruyu tedavi edilmek isteği ile yapması gerekir.
Uyuşturucu Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararı
10. Ceza Dairesi 2020/4195 E., 2020/8220 K. “İçtihat Metni”
- Etkin Pişmanlık
- TCK 192. Madde
- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
- Bozma ilamımız sonucunda yapılan araştırmada İzmir Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nün 17/07/2019 tarihli yazısında sanık hakkında müdürlüklerinde dosya kaydının bulunmadığı ancak Karşıyaka Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nde suç tarihini kapsayan dosyalarının olduğu ve istenilen bilgilerin buradan temin edilebileceği bildirildiği halde Karşıyaka Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nden suç tarihi itibariyle sanık hakkında infazı devam eden tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri bulunup bulunmadığı sorulmadan eksik araştırma ile hüküm kurulması,
- Sanığın haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen Hidayet … Sonuçar ve … ile birlikte bulunduğu araçta paspas üzerinde ele geçirilen suç konusu esrarın kendisine ait olduğunu söylemek suretiyle aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada kendi suçunun ortaya çıkmasını sağladığı anlaşıldığından, TCK’nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
- Sanığın, tekerrüre esas alınan “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen ve 04/06/2012 tarihinde kesinleşen 10 ay hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin mahkûmiyet hükmünün; 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanun’la 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası gereğince uyarlanması sonucu “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ve koşulları gerçekleştiğinde CMK’nın 231. maddesinin 10. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinin gerekmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 26/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Etkin Pişmanlık (TCK 110)
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu açısından etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda etkin pişmanlık TCK 110. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Aşağıda belirttiğimiz üzere, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, doğrudan kişi özgürlüğünü hedef alan bir suçtur. Bu nedenle etkin pişmanlık hükümleri nedeniyle indirimden yararlanmak ancak mağdurun özgürlüğünün kısıtlanmasına fail tarafından son verilmesiyle mümkün hale gelir. Bu suç yönünden de etkin pişmanlık hükümleri, hürriyetten yoksun kılma suçu tamamlandıktan sonra uygulanacaktır. Etkin pişmanlık için, suç tamamlandıktan sonra, mağdurun güvenli bir yerde serbest bırakılması gerekir. Bunun, kendiliğinden olması, yani her hangi bir zorlama olmadan gerçekleşmesi gerekir. Ayrıca etkin pişmanlığın bu suç nedeniyle soruşturma başlamadan önce gerçekleşmesi gerekir. Soruşturma başladıktan sonra etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
Madde 110
TCK 110. Madde Gerekçe
Madde metninde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu açısından etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık için, suç tamamlandıktan sonra, mağdurun güvenli bir yerde serbest bırakılması gerekir. Bunun, kendiliğinden olması, yani herhangi bir zorlama olmadan gerçekleşmesi gerekir. Ayrıca, etkin pişmanlığın, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce gerçekleşmesi gerekir. Soruşturma makamlarının işe el koymasından serbest bırakma halinde, etkin pişmanlık hükmünden yararlanılamayacaktır.
Etkin pişmanlıktan yararlanılabilmesi için, hürriyetinden yoksun kılınan mağdurun şahsına zarar verilmemelidir.
Etkin pişmanlık halinde, kişinin cezasında belli bir oranda indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Açıklama
TCK’nın 110. maddesine göre, özgürlüğü kısıtlama suçunu işleyen kimse bu suç nedeniyle soruşturma başlamadan önce, mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın kendiliğinden bir yere bırakacak olursa, ceza indirilir. Bu düzenleme suç tamamlandıktan sonra gerçekleştiği için, etkin pişmanlık niteliğindedir. Etkin pişmanlığı oluşturan davranışın bizzat fail tarafından gerçekleştirilmiş olması şart olmayıp, failin iradesine dayanan üçüncü kişinin hareketinin de bu hareketin yapılmasına fail tarafından neden olunduğu sürece kabul edilmesi gerekir.
110. maddenin uygulama koşulları:
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu tamamlandıktan sonra, etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.
- Failin mağduru, soruşturma başlamadan önce serbest bırakması gerekir.
- Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için mağdurun şahsına bir zarar dokunmaması gerekir.
- Fail mağduru kendiliğinden bırakmalıdır.
- Fail mağduru güvenli bir yerde bırakmalıdır.
- Fail mağduru serbest bırakmalıdır.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararı
8. Ceza Dairesi 2019/3343 E., 2021/16207 K. “İçtihat Metni”
- Etkin Pişmanlık
- TCK 110. Madde
- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.12.2015 tarihli, 2014/14-710 Esas, 2015/502 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında sanıkların, mağduru bir süre eski bir bina içerisinde tuttuktan sonra, soruşturma başlamadan önce, nitelikli bir yaralamaya sebebiyet vermeden kendiliğinden serbest bıraktıklarının anlaşılması karşısında, haklarında TCK.nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
- Sanıklar hakkında temel ceza belirlenirken uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK.nın 109/2. maddesi yerine, aynı Kanunun 109/2-b. Maddesi olarak gösterilmesi, Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 16.06.2021 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy Gerekçesi
“Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın maddelerinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için:
1- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlanmış olması,
2- Failin mağduru soruşturmaya başlanılmadan serbest bırakılması,
3- Failin, mağdurun şahsına bir zarar vermemiş olması,
4- Failin, mağduru ”kendiliğinden” serbest bırakılması,
5- Failin mağduru ”güvenliği bir yerde” serbest bırakmış olması koşullarının tamamının birlikte
gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda, diğer koşulların gerçekleştiği konusunda bir duraksama bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, ”mağdurun şahsına bir zarar verilmemiş olma” koşulu üzerinde durulmalıdır.
Öğretide, 5237 sayılı TCK’nın 110. maddesinde geçen ”mağdurun şahsına zarar” ifadesinden, mağdurun vücut bütünlüğüne ve cinsel dokunulmazlığına yönelik davranışların anlaşılması gerektiği baskın görüş olarak ortaya konulmuştur. (M. Emin Artuk–Ahmet Gökçen–Caner Yenidünya, TCK Şerhi, s. 2887; İlhan Üzülmez, G.Ü.H.F. Dergisi, yıl: 2007, sayı:1-2, s. 1203-1204; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan–Mustafa Artuç, TCK, C.III, s. 3681)
Kaldı ki kanun koyucu TCK’nın 109/6. maddesinde; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacağı belirtilmiş ancak kanun koyucu iradesi aynı yasanın 110. maddesinde ”neticesi sebebiyle ile ağırlaşmış yaralama hallerinde” deyimi yerine bu kez ”şahsına zararı dokunmaksızın” deyimini tercih etmiştir. Kanun koyucunun suçun işlenmesi süresinde ve işlenen suçun doğal sonucu olarak oluştuğu kabul edilen BTM ile giderilebilir nitelikteki yaralanmaların TCK’nın 110. maddesi kapsamında değerlendirilmesine ilişkin bir gerekçesi ya da iradesi söz konusu değildir. Aksinin kabulü kanun koyucunun iradesinin önüne geçmek olur. Kanunun cebiri, 109/2. maddede suçun unsuru sayması tek başına BTM niteliğindeki yaralanmaların aynı kanunun 110. maddesinde belirtilen ”şahsa zarar” kavramı içinde kalmadığı şeklinde yorumlanamaz. Bu genişletici bir yoruma yol açar.
Keza bu yaralanmanın suçun işlenmesi sırasında ve işlenen suçun doğal sonucu olarak” oluşması da basit yaralanmaların TCK’nın 110. maddesinde belirtilen zarar kavramı kapsamı dışında tutulması için yeterli bir gerekçe değildir. Aksinin kabulü halinde bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak amacıyla kaçırma, alıkoyma gibi eylemler sırasında işin fıtratından kaynaklanan yaralanmaların mağdur yönünden doğal ve katlanılması gereken sanık yönünden sorumluluk yaratmayan yaralanmalar olarak kabulü sonucunu doğuracaktır. Oysa zararlar mağdurun isteği ile değil sanığın haksızlık oluşturan hukuka aykırı eylemiyle gerçekleşmiştir.
Yine nitelikli yaralanmalara neden olanlar ile basit yaralama gerçekleştiren ve mağdurları serbest bırakan failler arasındaki adaletsizliğin giderilmesi gerektiği ileri sürülebilirse de bu kez basit de olsa hiçbir zarara neden olmadan mağdurları bırakanlar ile basit de olsa yaralamaya neden olan failler arasında adaletsizlikten bahsedilecektir.
Çoğunluk kararında göz ardı edilen bir hususta, hırsızlığa konu eşya ve para yönünden TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıkta, mağdurun tüm maddi zararlarının giderilmesi beklenmekte, kısmi giderme halinde ise mağdurun rızasının aranmasıdır. Kanun koyucunun, mal varlığına yönelik suçlar yönünden tüm zararın tamamiyle giderilmesini (rıza ile kısmen giderme hariç) ararken kişinin vücut ve ruh sağlığı bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen bir eylem için basit yaralanmaların etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel görmemesi söz konusu olamaz ve iradesinin bu şekilde yorumlanması yasanın ruhuna aykırıdır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; somut olayla ”mağdurenin şahsına zarar vermeksizin” serbest bırakma şartının gerçekleşmediği kanaatiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmak mümkün olmamıştır. 16.06.2021
Örgüt Kurma, Örgüt Yöneticiliği veya Üyeliği Suçunda Etkin Pişmanlık (TCK 221. Madde)
Örgüt suçları yapısı gereği zor ve karışık suçlardır. Örgüt faaliyeti kapsamında suç işlenmesi halinde hem örgüt suçundan hem de amaca yönelik suçtan ayrı ayrı ceza verilmesi söz konusudur. En ağır yaptırımlar örgüt yöneticilerinindir. Örgüt yöneticisi örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan ceza alır. Örgütün varlığı için en az üç kişinin suç işlemek için, hiyerarşik bir ilişki içinde, sürekli ve amaç suçları işlemeye elverişli suç ve gereçlere sahip olması gerekir. Aşağıda daha da detaylandıracağımız üzere genel mahiyette örgüt fiillerine dair genel başlıklarla örgüt suçları ve etkin pişmanlığın uygulama şartlarını şöyle sıralayabiliriz;
- Örgüt kurmak ve/veya yönetmek: Bu fiil için örgüt tarifine bakmak yeterlidir. Etkin soruşturmaya başlamadan örgüt yöneticisinin örgütü dağıtması veya verdiği bilgilerle örgütün dağılması sağlanmalıdır. Bu halde cezaya hükmolunmaz.
- Örgüte üye olma: Örgüt üyesi suça iştirak etmemeli, örgütten gönüllü ayrılmayı yetkili makamlara bildirmesi halinde cezaya hükmolunmaz.
- Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suça iştirak etmeden yakalanırsa: Şüpheli veya fail elverişli bilgi ile örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamışsa cezaya hükmolunmaz.
- Suç işlemek amacıyla;
- Örgüt kuran,
- Örgüt yöneten,
- Örgüte üye olan,
- Üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen,
bilerek isteyerek yardım edenlerin aşağıdaki haller gerçekleşirse ceza verilmez. Bunlar,
- Gönüllü olarak teslim olması ve örgüt yapısı ve faaliyetin çerçeve sinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde ceza hükmolunmaz.
- Yakalandıktan sonra bu bilgileri vermesi halinde hakkında bu suçtan dolayı cezada 1/3’ten 3/4’e kadar indirim yapılır.
- Etkin pişmanlıktan farklı fiillerde olsa bir defadan fazla yararlanılamaz. 1-3 yıl arası denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
Madde 221
Madde 221 Gerekçe
Madde metninde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada, örgüt kurucu veya yöneticileri ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kişiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olan kişilerle ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Örgüt üyesinin, etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilmesi için, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ve ayrıca, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Bu koşullar gerçekleştikten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma başlatılmış olmasının veya örgütün faaliyeti çerçevesinde başkaları tarafından suç işlenmiş olmasının, etkin pişmanlıktan yararlanma açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Üçüncü fıkrada ise, yakalanan örgüt üyesi ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Yakalanmış olmasına rağmen, bu fıkrada belirlenen şartların gerçekleşmesi hâlinde örgüt üyesi cezalandırılmayacaktır. Bu şartlardan birisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmak; diğeri ise, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermiş olmaktır. Verilen bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir.
Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkânından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır.
Kurucu, yönetici veya üyenin, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı hakkında verilecek cezada belli oranda indirim yapılması kabul edilmiştir.
Etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakılan kişiler açısından güvenlik ve topluma uyum sorunu yaşandığı bilinmektedir. Bu nedenle, etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmelidir. Bu bir yıllık süre, kişinin serbest bırakıldığı andan itibaren işlemeye başlar. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması açısından, etkin pişmanlık nedeniyle kişi hakkında cezaya hükmolunmaması ile indirilmiş cezaya hükmolunması arasında bir fark gözetilmemiştir. Uygulanmasına başlanan denetimli serbestlik tedbirinin süresi hâkim kararıyla uzatılabilecektir. Ancak süre üç yıldan fazla olamaz.
Açıklama
5237 sayılı TCK’nın 221. maddesinde “etkin pişmanlık” başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 2008/9-18-78 sayılı kararının gerekçesinde de vurgulandığı üzere, terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Yasa kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu yasanın iki yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Yasa çıkarılmış, Yasa’nın 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı Yasalarla uzatılmış ve beklenen amaca ulaşılamaması nedeniyle bu kez 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. En son olarak da 5237 sayılı yasanın 221. maddesinde etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 01.04.1991, 9/41-105 E. K., sayılı içtihadında da belirtildiği üzere; pişmanlık yasalarının çıkarılmasında yasa koyucunun amacı suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasadışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221. maddesinin düzenleniş biçimi nazara alınarak Yargıtay 16. Ceza Dairesinin yerleşik uygulamalarında, koşullarının bulunması halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının hüküm kesinleşinceye kadar talep edilebileceği ve uygulanabileceği kabul edilmektedir.
TCK’nın 314. maddesinin 3. fıkrasında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır” hükmü mevcut olup; bu madde ile sadece TCK’nın 220. maddesine yollama yapılmadığı, aynı zamanda etkin pişmanlığı düzenleyen TCK’nın 221. maddesine de yollama yapıldığı konusunda görüş birliği mevcuttur.
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması talebe bağlı değildir. Ancak etkin pişmanlıktan yararlanmak istemeyen kimsenin de, yararlandırılması mümkün değildir. Yine örgüt üyesi olduğunu kabul etmeyen kimsenin de, etkin pişmanlıktan yararlandırılması mümkün değildir.
- maddenin 1. fıkrasının uygulama koşulları:
- Fail örgütün kurucusu ya da yöneticisi olmalı,
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmamış ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmemiş olmalı,
- Fail örgütü dağıtmalı veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlamalıdır.
221. maddenin 2. fıkrasının uygulama koşulları:
- Fail örgüt üyesi olmalı,
- Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmalı,
- Örgütten gönüllü olarak ayrılmış olmalı,
- Örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmelidir.
- maddenin 3. fıkrasının uygulama koşulları:
- Fail örgüt üyesi olmalı,
- Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmalı,
- Yakalanmış olmalı,
- Pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermelidir.
- maddenin 4. fıkrasının 1. cümlesinin uygulama koşulları:
- Fail örgütün kurucusu, yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalı,
- Gönüllü olarak teslim olmalı,
- Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
221.maddenin 4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulama koşulları:
- Sanık örgütün kurucusu, yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalı,
- Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli,
- Yakalanmış olmalıdır.
Örgüt Kurma, Örgüt Yöneticiliği veya Üyeliği Suçunda Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararı
16. Ceza Dairesi 2019/4367 E., 2021/364 K. “İçtihat Metni”
- Etkin Pişmanlık
- TCK 221. Madde
1-Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık müdafiinin 21.01.2019 tarihinde kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararına ilişkin 06.02.2019 tarihinde temyiz yasa yoluna müracaat ettiği anlaşılmakla, sanık müdafiinin 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra yaptığı temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık … yönünden dosyadaki diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu anlaşılmakla, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamış, sanık …’nin dosya kapsamına yansıyan örgütsel faaliyetleri ve konumu nazara alındığında; temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan makul bir oranda uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken hâl olarak kabul edilmiştir.
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (TCK’nın 221/2 m.), hakkında soruşturma başladıktan sonra gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221/4 m. ilk cümlesi), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması durumunda yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221/3 m.) sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanmış olup örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezasından indirim yapılacaktır (TCK’nın 221/4. fıkra 2. cümlesi). Bu kapsamda olay irdelendiğinde; 16.12.2016 tarihinde Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadesinde, örgütsel faaliyetler ve örgüt üyeleri hakkında bilgiler veren ve bu bilgilerin Ordu Emniyet Müdürlüğü personelleri tarafından tanzim edilen 02.04.2018 tarihli tutanakla da örgütteki konumu ve faaliyetleri ile uyumlu olduğu ve soruşturmalar bakımından fayda sağladığı belirtilen sanık hakkında; etkin pişmanlığın gerçekleştiği aşama ve verilen bilgilerin niteliği de dikkate alınarak TCK 221/4-2 maddesi kapsamında cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden takdirde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.