Denetimli serbestlik; kişi hakkında alternatif ceza ve tedbir uygulanması için toplum içinde denetim ve takip faaliyetlerinin tamamını kapsar. Denetimli serbestlik uygulanabilecek kişiler, şüpheli sanık ya da hükümlülerdir. Bu kişilerin toplum içindeki iyileştirilmelerine yönelik faaliyetlerinin tamamı da denetimli serbestlik içerisinde yer alır. Denetimli serbestlik ile gözetilen amaç hükümlünün suç işlemesinin sebebi olan davranışlarını düzeltmektir. Böylece kişinin tekrar suç işlemesinin önüne geçilecektir. Denetimli serbestlik, kanun tarafından belirlenen deneme süresinde, kişinin cezasının sosyal hayat içerisinde infazına olanak sağlayan bir ceza muhakemesi kurumudur. Suç işleyen hükümlü, cezasını infaz etmek üzere öncelikle cezaevine alınmakta belli bir süre sonra tahliye edilerek denetimli serbestlik yoluyla dışarıda gözlemlenmektedir. Denetimli serbestlik yasası, kişinin ailesiyle bağlarını sürdürebilmesi ve dış dünyayla uyum sağlayabilmesi gerekçesiyle çıkartılmış bir kanundur. Hükümlü cezasını cezaevinde infaz ederken koşullu salıverilmesine belli bir süre kalınca tahliye edilerek dışarda sosyal hayat içerisinde denetim altında tutulmaktadır. Denetimli serbestlik uygulanarak cezası infaz edilen hükümlüye imza, çalışma veya çeşitli sosyal sorumluluk projelerine katılmak gibi yükümlülükler de yüklenmektedir.
Denetimli Serbestlik Uygulamasının Şartları:
- Mahpusun talebi
- Açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitim evinde bulunmak
- Koşullu salıverilme süresine 1 yıl veya daha az süre kalmış olmak
- İyi halli olma
- İnfaz hakimliğinin kararı
Denetimli serbestlik hususlarına örnek verilecek olursa, ceza infaz kurumlarından serbest bırakılan kişinin takip edilmesi ya da madde bağımlısı olan kişilerin rehabilite edilmesi olarak gösterilebilir. Bunların yanı sıra mağdurun uğradığı zararın da giderilmesi gerekmektedir. Bu sayede suçlar nedeniyle toplumun ve mağdurun uğradığı zarar azaltılır ve korumaya çalışılır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda denetimli serbestliğin ne olduğundan ve denetimli serbestliğin nasıl sorgulandığından bahsedeceğiz.
Denetimli Serbestlik Nedir?
Denetimli serbestlik, şüpheli sanık ya da hükümlü hakkında mahkemenin belirttiği koşullar ve süre içerisinde toplumla bütünleşmesi için hizmet ve program sağlanmasıdır. Denetimli serbestlik hususlarının kabul edilmesinin amacı, faile verilen cezanın toplumu korumak için yeterli olmamasıdır. Bu yüzden suç işleyen kişinin bir kez daha suç işlemesinin önlenmesi için alternatif yaptırım yolları geliştirilmiştir.
Denetimli serbestlik kurumunun doğuşu 19. Yüzyıla dayanmaktadır. Alternatif ceza yöntemlerinden biri olan denetimli serbestlik kurumu, çağdaş ceza infaz sistemlerinden birisi olarak kabul edilir. Denetimli serbestlik için belli başlı kurum ve kuruluşlardan destek alınır. Böylece eskiden hükümlü olan kişinin yeniden topluma kazandırılması sağlanır. Bu çalışma hayatına katkı sağlama şeklinde yapılabileceği gibi kişinin eğer bağımlılığı bulunuyorsa rehabilite edilmesini de sağlamak şeklinde gerçekleşebilir. Denetimli serbestlik ile amaçlanan hususlar şu şekilde sıralanabilir:
- Hapis cezalarına nazaran alternatif ceza yöntemleri geliştirmek,
- Kişinin yeniden suç işlemesinin önüne geçmek,
- Failin yeniden topluma kazandırılmasını sağlamak.
Denetimli Serbestlik Şartları Nelerdir?
Hapis cezası ile cezalandırılan hükümlü kişi cezasının kalanının denetimli serbestlik hükümleri çerçevesinde uygulanması için ceza infaz kurumuna bir başvuruda bulunacaktır. Ceza infaz bu kurumu bu aşamada bazı durumları göz önünde bulunduracaktır. Örneğin kişi hakkında hükmedilen ceza miktarını, işlediği suçu, ceza infaz kurumundaki iyi halli durumunu inceleyecektir. Ayrıca hükümlü hakkında rapor düzenlenmesi de mümkündür. Bu durumlar göz önünde bulundurularak hükümlü hakkında ya bu talebin reddine karar verilir ya da kabulüne karar verilir.
Ceza infaz kurumu talebin kabulüne karar verilirse kişinin raporunu ve dosyasını İnfaz Hakimliği’ne karar vermesi için gönderir. Ancak hükümlü hakkında verilen bu karar ret kararı olursa hükümlüye 15 gün içerisinde karar tebliğ edilir. Bu durumda hükümlünün yapması gereken 30 gün içerisinde İnfaz Hakimliği’ne itiraz etmektir. İtiraz neticesinde yine ret kararı verilirse hükümlü 7 gün içerisinde Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edebilir. denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması ile kişinin cezasının infaz edilmesi için bazı şartlar bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Hükümlü Ceza İnfaz Kurumu’na bir talepte bulunur.
- Hükümlü kapalı ceza infaz kurumunda ise açık ceza infaz kurumuna taşınma şartı olmalıdır.
- Hükümlü açık ceza infaz kurumunda ise ikinci maddedeki gibi bir şart aranmamaktadır.
- Hükümlü çocuk eğitim evinde ise ikinci maddedeki gibi bir şart aranmamaktadır.
- Hükümlünün koşullu salıverilme süresine 1 yıl ve daha az süre kalması gerekir. (Bu durumun istisnası bazı durumlarda 2 yıl bazı durumlarda da 3 yıl olarak belirlenmiştir.)
- Hükümlünün iyi halli olması gerekir.
- Hükümlü hakkında İnfaz Hakimliği’nin karar vermesi gerekir.
Denetimli Serbestlik Süresi
Denetimli serbestlikte denetim süresi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesine göre kural olarak 1 yıldır. Ancak, bazı durumlarda bu süre 2 yıla veya 3 yıla kadar çıkabilmektedir. Denetimli serbestlik müdürlükleri, kişinin bir meslek edinmesi ya da bir sanatla uğraşması için eğitim kurumları açar. Bu kurumlarda barınma imkanı da sağlanır. Ancak kişiler denetimli serbestlik hükümlerine tabi ise belli yerlere gitmesi vs. yasaktır. Denetimli serbestliğin sağladığı diğer yararlardan birisi de kişilerin topluma yararlı bir işte çalıştırılmasıdır. Bu çalışma için kişinin eğitim alması gerekiyorsa bu eğitimin de sağlanması mümkündür. Denetimli serbestlik, ceza ve adalet sistemine, toplumsal olgularda dikkate alınarak öncelikli olarak suç işleyen kişilerin toplum içerisinde ıslah edilerek topluma kazandırılması olarak ifade edilebilir. Bu sistemde suç işleyen kişi toplumdan koparılmadan ,toplum içerisinde cezası infaz edilmektedir.
Şüpheli sanık ya da hükümlünün toplum içinde serbest bırakılması için elektronik bir cihazla takibinin yapılması da mümkündür. Ancak elektronik izlemenin yapılması için şüpheli sanık ya da hükümlünün rızasının alınması gerekmektedir. Zaten amaç kişinin hürriyetini bağlayıcı ceza dışında bir ceza almasını sağlamaktır. Ayrıca ekonomik külfet açısından da devlete daha az yük yüklenmesi için denetimli serbestlik hükümleri uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra suçluların daha hızlı bir şekilde sosyalleşmelerinin önü de açılacaktır.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesine göre, açık cezaevinde veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine 1 yıl kalan hükümlüler denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak tahliye edilebilirler. Yani, denetimli serbestlik süresi kural olarak 1 yıldır.
Denetimli Serbestlik Türleri
Ceza hukukumuzda bir takım önleyici tedbirler mevcut bulunmaktadır. Bu tedbirlerden en yaygın olarak kullanılan tür ise hüküm açıklandıktan sonra infaza geçilmesi ile uygulama alanı bulabilen denetimli serbestlik tedbiridir. Yani denetimli serbestlik kişi hakkında verilen hapis cezasının kesinleşmesi ile birlikte uygulanacaktır. Yine denetimli serbestlik tedbiri uygulamada soruşturma veya kovuşturma aşamalarında da farklı hallerde uygulanabilmektedir. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında karşılaşılabileceğiniz denetimli serbestlik türleri şöyle sıralanabilir;
- Adli kontrol tedbiri: Adli Kontrol, CMK’nın 109 ile 115. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Adli kontrol, tutuklama nedenlerinin varlığı halinde, şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine kanunda öngörülen yükümlüklere tabi tutulmasıdır.
- Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar: Kısa süreli hapis cezaları; adlî para cezasına, zarar tazminine,, belirli yerlere gitmekten ve girmekten yasaklanmaya, ehliyet ve ruhsat belgesinin geri alınmasına yada kamuya yararlı işte çalıştırılma şeklinde seçenek yaptırımlara dönüştürülebilir.
- Hapis cezasının ertelenmesi halinde verilen yükümlülükler: Hapis cezasının ertelenmesi durumunda mahkeme tarafından, mağdurun veya kamunun maruz kaldığı zararların iadesine, suç öncesi haline getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine karar verilebilir.
- Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma: TCK 53.madde gereğince Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine 3 farklı şekilde karar verilebilir; Mahkumiyet ile birlikte zorunlu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir. (TCK 53/1. madde), Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir. (TCK 53/5. madde) Ceza mahkeme tarafından bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı verebilir.
- Tedavi ve/veya denetimli serbestlik: Denetimli serbestlik,kanun tarafından belirlenen deneme süresinde, kişinin cezasının sosyal hayat içerisinde infazına olanak sağlayan bir ceza muhakemesi kurumudur.
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması: Ceza Muhakemeleri Kanununa göre hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için sanığın suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, yanında sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu vb. durumlar önem arz eder. Bu durumların değerlendirilmesi sonucu mahkeme kişinin gelecekte topluma zarar doğurmayacağına kanaat getirmesi halinde hükmn açıklanmasının ertelenmesine karar verilir.
- Etkin pişmanlık: Etkin pişmanlık, kişilerin işledikleri suçtan sonra kendi iradeleri ile pişman olması, suçtan dolayı meydana gelen olumsuzlukların giderilmesi ve adalete katkı sunması ile bazı ceza indirimleri öngören bir kurumdur. Etkin pişmanlığın söz konusu olabilmesi için bahse konu suçun kanunda sayılan suç tiplerinden biri olması gerekir. Ayrıca hüküm verilene kadar verilen zarar giderilmelidir.
- Hapis cezasının konutta infazı: 5275 sayılı kanunun 110. Maddesinde konutta infaz kurumu düzenlenmiştir. ilgili düzenlemeye göre; Mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı kalmak üzere; Kadın, çocuk veya altmışbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl, Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl, Yetmişbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl, veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
- Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik: Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur. Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Tekerrür halinde cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
- Adli para cezasına karşılık kamuya yararlı bir işte çalıştırılma: Cumhuriyet savcısının kararı doğrultusunda, hükümlünün ödenmemiş adli para cezasının karşılığı olan gün sayısının hapis cezasına dönüştürülmesi ve bu süreçte hükümlünün kamuya faydalı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması gerekmektedir.
Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinin Görevleri
Denetimli serbestlik müdürlüklerinin görevleri 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu ile belirlenmiştir. Yasaya göre soruşturma ve kovuşturma evrelerinde hatta bu evreler sonrasında farklı farklı görevler belirlenmiştir. Örneğin soruşturma evresinde kanunda belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin çalışmalar yürütmek, Cumhuriyet Savcılığının şüpheli hakkında gerekli gördüğü durumlarda sosyal araştırma raporu düzenlemek ve talep halinde psiko-sosyal danışmanlıklar yapmaktır. (5402 sayılı Kanun m. 12)
Müdürlüğün kovuşturma evresindeki görevleri ise yine 5402 sayılı Kanun ile belirlenmiştir. Yasanın 13. Maddesine göre; yasada belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin çalışmalar yürütmek, istek halinde sanık hakkında psiko-sosyal danışmanlık yapmak ve mahkeme ya da hakimin isteği ile sanık hakkında sosyal araştırma raporu düzenlemek olarak sıralanabilir. Bunların dışında kovuşturma evresindeki görevler, salıverilme sonrasındaki görevler ve elektronik cihazların kullanılması suretiyle takipte yer alan görevler olarak 3’lü bir ayrım yapılır. Özetle denetimli serbestlik müdürlüklerinin görevli oldukları karar türleri şu şekilde sıralanabilir:
- Adli kontrol tedbiri (CMK m. 109/3)
- Tedavi (TCK m. 191/3)
- Denetimli serbestlik uygulanarak cezanın infazı (CGTİHK m. 105/A)
- Adli para cezasına karşılık kamu adına bir işte çalışma (CGTİHK m. 106/3)
- Mükerrirlere özgü ve bazı faillere özgü infaz rejimi (CGTİHK m. 108/4, 6, 9)
- Kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımları (TCK 50/1)
- Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (TCK m. 53/5, 6)
- HAGB (CMK m. 231/8)
- Hapis cezasının ertelenmesi (TCK m. 51/4, 5)
- Etkin pişmanlık (TCK 221/5)
- Çocuk hakkında denetim hükümleri uygulanması (ÇKK m. 5, 36)
- Ev hapsi (CGTİHK m. 110/2)
- Koşullu salıverilme sonrası denetimli serbestlik (CGTİHK m. 107/7, 8, 9)
Denetimli Serbestliğin Teşkilat Yapısı
Denetimli serbestlik kurumu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile birlikte 20.07.2005 tarihinde 5402 sayılı “Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu” ile hukuk sistemine girmiştir. Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra yürürlüğe giren 5402 sayılı Kanunun 05.04.2012’de 6291 sayılı Kanun’un 6. Maddesi ile adı değiştirilerek “Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu” olarak değiştirilmiştir.
Ceza hukukunun amacı suçu ve suçluyu korumaktır. Denetimli serbestlik sistemi ile cezaların alternatifi sağlandığı gibi afların da alternatifi sağlanmaktadır. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevfik Evleri Genel Müdürlüğühttps://cte.adalet.gov.tr/ bünyesinde Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı kurulmuştur. Bunun yanı sıra ülke çapında kuruluş sağlanması için illerde ve Adalet Komisyonu olan yerlerde de Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile Koruma Kurulları oluşturulmuştur. Güncel rakamlara göre 81 il ve 58 ilçede 139 Denetimli Serbestlik Müdürlüğü kurulmuştur.
Hükümlüye Verilecek Belgeler ve İnfaz Dosyasının Gönderilmesi
Ceza infaz kurumu, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlülere şu belgeleri vermelidir; İnfaz hâkimliği kararının onaylı bir sureti, Hükümlü bilgi formunun onaylı ve fotoğraflı bir sureti, Nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport, evlilik cüzdanı gibi kişinin kimliğini ispata yarayan belge. Hükümlünün kimliğini ispata yarayan herhangi bir belgenin bulunmaması halinde, ceza infaz kurumunca bunun nedenini açıklayan bir yazının ayrıca hazırlanıp hükümlüye verilmesi gerekecektir.
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına karar verilen hükümlülere ait infaz dosyaları, ceza infaz kurumu idaresince nakil nedeni ile tahliye evrakı düzenlenerek, hükümlünün talep ettiği Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne, kararın verildiği gün UYAP bilişim sistemi üzerinden gönderilmelidir. Hükümlüye ait fiziki infaz dosyası, kararın verildiği gün, ceza infaz kurumunca ilgili denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmelidir. Yani hükümlü hakkındaki infaz dosyası hem UYAP sistemi üzerinden hem de fiziki olarak posta ve benzeri yollar ile Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne ulaştırılmalıdır.
Denetimli Serbestlik Sürecinde Yükümlülüklerin Belirlenmesi
Denetimli serbestlik müdürlüğüne süresinde müracaat eden hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak, toplum içinde denetimine ilişkin esaslar ile eğitim ve iyileştirilmesine yönelik programlar tespit edilir ve bu tespitler doğrultusunda hükümlü hakkında uygulanacak yükümlülükler belirlenir. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen her hükümlü hakkında kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma yükümlülüğünün uygulanmasına karar verilir.
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen yüksek riskli hükümlüler hakkında ayrıca bir konutta denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü verilir. Bu tür hükümlüler hakkında belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülüğüne karar verilir. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak, ihtiyacı olduğu belirlenen her hükümlü hakkında eğitim ve İyileştirilmeye yönelik belirlenen programlara katılmasına karar verilir.
Hükümlünün risk durumu, işlediği suçun nitelikleri, özellikle çocukların ve suç mağdurlarının korunması göz önünde bulundurularak, diğer yükümlülüklere ek olarak belirlenen yer veya bölgelere gitmekten yasaklama ya da belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülüklerinden birine veya her ikisine birlikte karar verilebilir.
Denetimli Serbestlik Sürecinde Yükümlülüklere Aykırı Davranılması
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar bazı yükümlülükleri yüklenmesi mümkündür;
- Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,
- Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,
- Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,
- Belirlenen programlara katılması.
Hükümlünün yukarıda belirtilen yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilmesi mümkündür. Bu yükümlülükler, hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak değiştirilebilecektir. Hükümlü denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazı yönteminde bazı kurallara uymaması halinde, açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilecektir. Uymama halleri şunlardır:
- Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne 5 gün (01.01.2021 tarihine kadar 25 gün) içinde müracaat etmemesi,
- Hakkında belirlenen yükümlülüklere, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,
- Hükümlünün ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi.
Yukarıda belirtilen hallerin varlığı halinde, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün talep üzerine koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafında karar verilecektir.
Kimi Özel Durumda Denetimli Serbestlik Hükümlerinin Uygulanması
Özel durumlar iki şekilde sıralanabilir. Bunlardan birincisi kadının 0-6 yaş arasında çocuğu bulunması halinde koşullu salıverilme süresine 2 ve daha az yıl kalmış olmasıdır. İkincisi ise bir hastalık, engellilik ya da yaşlılık nedeniyle hayatını tek başına idame ettiremeyen kişilerin koşullu salıverilmesine 3 ve daha az yıl kalması halinde mümkündür. Ancak denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanabilmeleri için diğer şartları da taşımaları gerekmektedir.
Bunun dışında kişinin uyuşturucu madde kullanması ile ilgili denetimli serbestlik hükümleri uygulanıyorsa, madde kullanımının tespiti için sağlık kuruluşlarına gönderilmesi gerekir. Amaç kişinin bağımlılıkla mücadele etmesidir. Şüpheli kişi denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanmak için başvuru yaptığı tarihten itibaren 5 gün içinde sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır. Kişinin sonraki süreçlerde de idrar testi ile bu yükümlülüğünü devam ettirmesi gerekir aksi takdirde iki kez idrar testi yaptırmadığı halde denetimli serbestlik kararı kaldırılmaktadır.
Bu tarihe kadar işlenen suçlar bakımından iki farklı hal öngörülmektedir;
- 0-6 yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitirmiş hükümlüler hakkında CGTİHK’nın 105/A maddesinin 3. Fıkrasında yer alan 2 yıllık süre, 4 yıl olarak uygulanır.
- Maruz kaldığı ağır bir hastalık engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken süreler CGTİHK’nın 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilebilir.
Burada bir takım suçlar istisna olarak tutulmuş ve bu suçlar bakımından yukarıda belirtilen hükümlerin uygulanması mümkün değildir. Bu suçlar;
- Kasten öldürme suçları
- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar
- Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar
- Terör suçları
Denetimli Serbestlik Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/3846 E. 2019/2710 K. ve 13.05.2019 Tarihli Kararı
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, 5560 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilen sanığa, Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ederek denetimli serbestlik tedbiri uygulamasına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, bu davetiyenin hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen hükümlünün çağrıya uymadığı ve bu şekilde yükümlülüklerini ihlal edip denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı, bu nedenle tedbirin infaz edildiği tarih itibariyle uygulanması gereken 5560 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca yargılamaya devam edilme koşulları oluştuğu,
Ayrıca, sanık hakkında doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının sanık lehine olduğu, bu nedenle, tedbiri ihlal eden sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasında yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur.” şeklindeki hüküm gereğince, yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesinin yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, “ısrar koşulu gerçekleşmediğinden durma kararı verilmesi gerektiği” gerekçesine dayanan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/3682 E. 2019/8481 K. ve 18.12.2019 Tarihli Kararı
Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş ve suç tarihinde infaz edilmekte olan herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı ve bu hususun Mahkemece ayrıca araştırıldığı ve gerekçede belirtildiği, duruşma davetiyesinin yasal ihtar ile birlikte denetimli serbestlik müdürlüğü kararı ekli olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından, tebliğnamede yer alan bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında 10.04.2014 tarihinde verilip 24.04.2014 tarihinde kesinleşen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen 07.05.2014 ve 17.09.2014 tarihli çağrı yazısı tebliğ mazbatasının düzenlendiği tarihte geçerli olan 05.03.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinde çocuk olan sanıkla ilgili çağrı yazısının sanığın velisi adına düzenlenip velisi adına tebliğe çıkarılacağına dair bir hüküm olmadığından, çağrı yazısının bizzat sanık adına düzenlenip sanık adına tebliğe çıkarılması gerekirken, velisi adına düzenlenip tebliğe çıkarılması usulsüz olup, bu tebliğden sonra sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmediği ileri sürülerek, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüğünü ihlal ettiği kabul edilemeyeceğinden, sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,