Yürütmenin Durdurulması Şartları ve İtiraz (İYUK 27. Madde)

yurutmenin durdurulmasi

Yürütmenin durdurulması; idari işlemin yürütülmesini (sonuç doğurmasının) açılan idari davasının sonuna kadar ve dava konusu idari işlemin tüm hukuki sonuçlarını geçici olarak durduran, tedbir mahiyetinde bir ara karardır. Yürütmenin durdurulması kararı iptal davası ile birlikte talep edilir. Yürütme durdurma davası diye ayrı bir dava türü yoktur. Tek başına YD (yürütmenin durdurulması) talepli bir dava açılamaz. İdari işlemlerdeki kanunilik karinesinin geçici olarak askıya alınması şeklinde de tanımlanabilecek olan yürütme durdurma kararları; idari işlemin iptal edilmesi anlamına gelmemekle birlikte yargılama boyunca işlemin hukuka uygun olduğuna ilişkin karinenin ve aynı zamanda işlemin uygulanmasının durdurulması anlamına gelmektedir. Yani yürütme durdurma kararıyla, dava sonuna kadar mesleğe veya eğitime başlarsınız ancak davanız esastan devam eder. Yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için belli şartların gerçekleşmesi gereklidir. Bunlar;

  • İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğması,
  • İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması,
  • Yürütme durdurma harcı yatırılması,
  • Yürütme durdurma talebi,
  • Davalı idarenin savunması alınması veya savunma süresinin geçmesi,
  • Gerekçe gösterilmesi,
  • İptal davasının açılması (Tek başına yürütme durdurma diye bir dava yoktur.)
  • Teminat (duruma göre)

Hukuka uygunluk karinesi kamu hukukunda yer alan idarenin bireyden üstün tutulduğu ve tesis ettiği işlemlerin hukuka uygun olduğu hususundaki genel kabul anlamına gelmektedir. Yürütmenin durdurulması işlemi ile kamu hukukunda yer alan bu hukuka uygunluk karinesinin yargılama süresince ertelenmesi, bu sayede de işlemin uygulamasının durdurulması ve idari işlem hiç tesis edilmemiş gibi idarenin kamu gücü sayesinde elde ettiği ezici kudretin sınırlandırılması, bu sayede de bireyin idareye karşı korunması sağlanmaktadır.

yurutmenin durdurulmasi nedir
yurutmenin durdurulmasi nedir

Yürütmenin Durdurulması Nedir?

Yürütmenin durdurulması; hukuka aykırılık iddiası ile iptal davasına konu olan bir idari işlem hakkında yetkili yargı yerinin dava konusu idari işlemi geçici olarak durdurmasıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, açılan idari davada, idari işlemin hukuka uygunluk karinesini askıya alarak, uygulamasını en geç dava sonuçlanıncaya kadar erteleyen idare hukukuna özgü bir yargı kararıdır. Özel hukuk davalarında verilen ihtiyati tedbir kararına benzemektedir.

İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlanır. Yani idare tarafından alınan bir karar veya yapılan işlem, idare mahkemesi tarafından iptal edilinceye kadar, hukuka uygun olduğu kabul edilir ve uygulanmasına devam edilir. Tarafların idari işleme karşı itiraz etmesi ve ona karşı dava açması, dava konusu işlemin yürütülmesini kendiliğinden durdurmaz. Bu hüküm İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde açıkça şu şekilde düzenlenmiştir: “Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.”

Ancak, yargı yerleri ilerde idari işlemin hukuka aykırı olduğunu saptayıp işlemi iptal ederlerse, bu iptal kararının geriye yürümesi, yani işlem hiç yapılmamış gibi bir sonucun ortaya çıkması gerekir. Aksi takdirde yargı denetimi anlamsız hale gelecektir. Bu nedenle dava sonuçlanıncaya kadar geçici önlemler alınmak suretiyle bireyin idari işlemlere karşı korunması gerekmektedir. Bu sebeple dava konusu işlemin sebebiyet vereceği zararın önlenmesi için Danıştay ve idare mahkemelerine işlemin uygulanmasını durdurma yetkisi verilmiştir.

İdari Dava Açma Ücreti 2024 Yılı

Posta Ücreti (İdari Dava):

  • Yeni Dava 870,00 TL
  • Yürütmenin Durdurulması İstemli 1.218,00 TL
  • Yeni Dava Duruşma ve Yürütmeyi Durdurma İstemli 1.392,00 TL

Harçlar (İdari Dava):

  • Başvuru Harcı 427,60 TL
  • Karar Harcı 427,60 TL
  • Yürütmenin Durdurulması Harcı 704,50 TL
  • Delil Tespit Harcı 704,50 TL
  • Müdahil Harcı 427,60 TL
  • Keşif Harcı 3.030,30 TL
  • Vekalet Harcı 60,80 TL
  • Suret Harcı (İdare) 22,10 TL x Sayfa Sayısı
  • Nisbi Karar Harcı Binde 68,31*1/4
  • Nisbi Karar Harcı (ölüm, yaralanma vb. davalarda) Binde 68,31*1/20

Posta Ücreti (Vergi Davası):

  • Yeni Dava 350,00 TL
  • Yürütmenin Durdurulması İstemli 400,00 TL

Harçlar (Vergi Davası):

  • Başvuru Harcı 427,60 TL
  • Vekalet Harcı 60,80 TL
  • Suret Harcı (Vergi) 14,70 TL

İstinaf Ücreti (Bölge İdare Mahkemesi)

Posta Ücreti (İdari Dava): 400 – 600 TL

Harçlar (İdari Dava):

  • İstinaf Başvurma Harcı (İdare) 1.169,40 TL
  • YD Harcı (İdare) 704,50 TL
  • YD İtiraz Harcı (İdare) 1.169,40 TL
  • İstinaf Başvurma Harcı (Vergi) 1.239,30 TL

Danıştay Temyiz ve Karar Düzeltme Başvuru Ücreti (Danıştay)

Posta Ücreti (İdari Dava): 400 – 600 TL

Harçlar (İdari Dava):

  • Temyiz Yoluna Başvurma Harcı (İdare) 2.107,80 TL
  • Karar Harcı 891,50 TL
  • YD Harcı 704,50 TL
  • Karar Düzeltme Harcı 891,50 TL

Posta Ücreti (Vergi Davası): 400 – 600 TL

Harçlar (Vergi Davası):

  • Temyiz Yoluna Başvurma Harcı (Vergi) 1.863,00 TL
  • YD Harcı 891,50 TL

Danıştay’a Yeni Açılacak Davalarda

Posta Ücreti (İdari Dava): 400 – 600 TL

Harçlar (İdari Dava):

  • Başvuru Harcı: 656,90 TL
  • Karar Harcı: 891,50 TL
  • YD Harcı: 704,50 TL

Posta Ücreti (Vergi Davası): 400 – 600 TL

Harçlar (Vergi Davası):

  • Başvuru Harcı 891,50 TL
  • YD Harcı 891,50 TL

Anayasa Mahkemesine Açılacak Yeni Davalarda

  • Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Harcı 3.518,70 TL

Not: Yeni açılan davalarda posta masrafı, taraf sayısı ile talep durumuna göre (duruşma, keşif, yürütmenin durdurulması v.b.) değişebilir. Yeni açılan davalarda posta ve harç masraf toplamı 1.300 TL ile 3.000 TL arasında değişmektedir.

yurutme durdurma harc ve masrafi
yurutme durdurma harc ve masrafi

Yürütmenin Durdurulması İYUK 27. Madde

  1. Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.
  2. Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
  3. Dava dilekçesi ve eklerinden yürütme durdurma isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.
  4. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.
  5. YD istemli davalarda 16. maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.
  6. Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.
  7. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare mahkemesi   kararlarına  karşı  en  yakın  bölge  idare  mahkemesine,  idare  ve  vergi  mahkemeleri   ile    tek  hakim   tarafından  verilen   kararlara   karşı  bölge  idare  mahkemesine  (…) kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
  8. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır.
  9. Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar on beş gün içinde yazılır ve imzalanır.
  10. Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.

Yürütmenin durdurulması” kurumu esasen işlemin icrailiğinin durmaması ve uzun süren yargılamalar nedeniyle; mahkemeden beklenen nihai faydanın mahkeme bitene dek alınmama ihtimalini önleme amacı taşımaktadır. Bu durumda YD sadece işlemin hukuka aykırılığının giderilmesi değil; kişilerin uğrayabileceği mağduriyetleri de önlemeyi hedef alır. İYUK m.27 uyarınca “Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.” şeklinde düzenlenerek idari işlemlerin hukuka uygunluk karinesi hüküm altına alınmıştır. Ancak uzun süren yargılama süreci ile birlikte dava sonucunda ortaya çıkan işlemin hukuka aykırılığı hususunun kişi bazında büyük mağduriyetlere sebep olmasının önüne geçilmesi amacıyla yürütme durdurma kararının uygulanmadığı hallerle karşılaşmaktayız.

yurutmenin durdurulmasi iyuk 27
yurutmenin durdurulmasi itiraz

Yürütmenin Durdurulması Talebi Üzerine Verilecek Kararlar

Yürütmenin durdurulması talebi hakkında idari yargı mercilerince verilebilecek kararlar denildiğinde ilk akla gelen, somut olayın şartlarına ve duruma göre yürütmenin durdurulması isteminin reddi veya kabulü kararlarıdır. Bunun yanı sıra, 6352 sayılı Kanun değişikliğinden önce uygulamada başvurulan ve bu değişiklikle birlikte kanuni düzenleme altına alınan yürütmenin durdurulması isteminin savunmadan sonra incelenmesi ve yürütmenin durdurulmasının savunmaya kadar kabulü kararları da idari yargılama hukukumuzda yerini almıştır. Dava dilekçesi ve davalı idarenin savunmasının alınmasına rağmen yürütmenin durdurulması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamadığı durumlarda idari yargı yerlerince yürütmenin durdurulması isteminin ara kararından sonra incelenmesi veya yürütmenin durdurulması isteminin keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra incelenmesi yönünde kararlar verildiği görülmektedir.

Bu kararlar, İYUK’nda sayılmamasına rağmen idari yargı yerlerince uygulamada geliştirilen kararlardır. Bu kararlar, yürütmenin durdurulması talebini karşılamamakta, sadece somut olayda yürütmenin durdurulması şartlarının oluşup oluşmadığının tespitini sağlama amacına hizmet etmektedir. Söz konusu kararlar ile birlikte talep edilen bilgi ve belgelerin gönderilmesinin veya keşif ve bilirkişi incelemesinin tamamlanmasının ardından yürütmenin durdurulması talebi hakkında yeniden bir karar verileceği açıktır. Ayrıca, özellikle vergi yargılamasında başvurulan yürütmenin durdurulması hakkında karar verilmesine yer olmadığı ile aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yapılan yürütmenin durdurulması talebi hakkında verilen yürütmenin durdurulması talebinin incelenmeksizin reddi kararları da yürütmenin durdurulması talebi üzerine verilebilecek kararlar arasındadır.

  • Yürütmenin Durdurulmasının Davalı İdarenin Savunmasının Alınmasından veya Savunma Verme Süresi Geçtikten Sonra İncelenmesi Kararı

Yürütmenin durdurulması talepli açılan davalarda çoğunlukla yürütmenin durdurulması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği dava dilekçesinden anlaşılamadığından; davalı idarenin savunmasının alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gibi durumlarda, idari yargı yerlerince yürütmenin durdurulmasının davalı idarenin savunması alındıktan sonra incelenmesine karar verilmektedir. Zira çoğu zaman idari işlemlerdeki hukuka aykırılığın bazı ön araştırmalar yapılmadan yalnızca dava dilekçesi ve eklerindeki belgelere bakılmak suretiyle hemen ve açıkça tespit edilmesi oldukça zordur. Özellikle açıkça hukuka aykırılık koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti, ancak davalı idarenin savunması ile veya gerekli duyulan bilgi ve belgelerin idareden istenilmesinden sonra yapılabilmektedir.

Uygulamada da yürütmenin durdurulması talepli açılan davalarda idari yargı yerlerinin, “Uyuşmazlığın niteliğine ve davanın durumuna göre, yürütmenin durdurulması isteminin davalı idarenin birinci savunmasının alınmasından veya yasal cevap verme süresi geçtikten sonra incelenmesine” şeklinde bir karar almak suretiyle öncelikle davalı idarenin savunmasının alınması, sonrasında ise talebin incelenmesi yoluna gittikleri görülmektedir. Yürütmenin durdurulması isteminin davalı idarenin savunmasının alınmasından sonra incelenmesine karar verilmesi durumunda İYUK’nun 27. maddesinin 5. fıkrasında yer alan; “yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16 ncı maddede yazılı süreler kısaltılabileceği ve tebliğin memur eliyle yapılmasına karar verilebileceği” hükmü uyarınca 16. maddede yazılı sürelerin kısaltılabilmesi ve tebliğin memur eliyle yapılması, bu sayede yargılama süreci kısaltılarak bireylerin temel hak ve özgürlüklerine yapılan olası müdahalenin daha kısa sürede önlenmesi mümkün olabilecektir.

  • Savunma Alınmaksızın Yürütmenin Durdurulması

İYUK’nun ilk halinde yürütmenin durdurulmasının savunmaya kadar kabulü kararı düzenlenmemiş olmakla birlikte bu karar türü, yargı içtihatlarıyla uygulamaya girmiştir. Bu kararlar, çoğunlukla idari işlemin uygulanmaya devam edilmesi durumunda telafisi imkânsız zararların ortaya çıkması ihtimali karşısında davalı idarenin savunması alınana kadar davacı taraf lehine bir güvence oluşturmak amacıyla verilen kararlardır. Özellikle, uygulanması süreklilik göstermeyen, yani bir defa uygulanmakla tükenecek işlemler bakımından ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesi amacıyla uygulamada bu yola gidilmesi tercih edilmiştir. Zira bu gibi işlemler bir defa ya da kısa bir süre uygulanmakla tükenecek olduklarından bu işlemlerin yürütülmesinin durdurulması için açıkça hukuka aykırı olup olmadıklarının tespit edilmesine kadar uygulanmalarının tamamlanması ve ortada durdurulması gerekecek bir uygulamanın bulunmaması ve hatta yargılamanın tamamlanmasının anlamsız hale gelmesi olasılığı ile karşı karşıya kalınmaktadır. İşte böyle bir durumla karşı karşıya kalınmaması için uygulamada davalı idarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması yöntemi benimsenmiştir. Öğretide, bu kararlar için, “geçici olarak yürütmenin durdurulması” ya da “geçici kabul” isminin de kullanıldığı görülmektedir.

Kanun koyucu idari işlemlerin bir kısmını uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlem olarak nitelendirip idarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması kararı verilebileceğini belirtmiştir. Savuma alınmaksızın yürütmenin durdurulması kararı dava açıldığı tarihten itibaren 10-15 gün arasında verilen geçici bir tedbirdir. Yürütmeyi durdurma savunmadan sonra tekrar görüşülür. Fakat kişi dava açıldığı tarihten itibaren ivedi şekilde mesleğine başlar. YD kararı, makalemizde de bahsettiğimiz gibi idari işlemlerde temel ilkelerden biri kabul edilen hukuka uygunluk karinesinin geçici olarak göz ardı edilmesi ve işlemin uygulanmasının durdurulmasıdır. Yürütmenin durdurulması kararı verilen bir idari davada, bu karar idareye tebliğden itibaren 30 gün içinde uygulanmak zorundadır. Kişi idari işlem kendisine hangi aşamada tesis edildiyse o andaki haline geri döner.

  • Teminat Alınmaksızın Yürütmenin Durdurulması

Yürütmenin durdurulması kararının ayrıca iki özel koşulu bulunmaktadır. Uygulamada istisnai olarak ve mali işler haricinde kullanılmayan teminat karşılığı yürütmenin durdurulması, özel koşullarının ilki olarak göze çarpmaktadır. Teminat istenen dava örnekleri mali işleri haricinde çok nadirdir. İkinci özel koşul ise idarenin savunmasının alınmaksızın yürütme durdurma kararı verilebilmesi için bir işlemin uygulanmakla etkisi tükenecek işlemler kategorisinde bulunması koşuludur. İdare, kamu hizmetini, kamu gücü ayrıcalıklarından yani idare edilenlere göre üstün hak ve yetkilere sahip olarak yürütür. Kamu hizmetinin yürütülmesi gayesiyle idarenin tek yanlı iradesiyle tesis ettiği ilgililerin hukuki durumunu etkileyecek nitelikteki işlemleri, hiçbir makamın onayına veya aracılığına gerek olmaksızın, kendiliğinden yürütülme özelliğine sahiptir İdari işlemin bu özelliğe sahip olabilmesi için hukuka uygun olması da gerek yoktur.

Hukuka aykırı olan idari işlemler de idare tarafından geri alınıncaya veya idare mahkemeleri tarafından iptallerine karar verilinceye kadar yürütülmesi zorunlu olma özelliklerini korurlar. İdari işlemlerin, idari yargı yerlerinde dava konusu edilmesi ve iptalinin istenilmesi de, tek başına bu işlemlerin icrailiğini etkilemez. Bu ilkenin arka planında idari işlemlerin hukuka uygunluk karinesinden faydalanmaları yatmaktadır. İdari işlemler, bu özellikleri sebebiyle, iptalleri istemiyle dava açılmış olsa bile, dava sonuçlanıncaya kadar idare tarafından uygulanırlar ve bütün hukuki sonuçlarını doğururlar.

Yürütmenin Durdurulması Kararının Hukuki Niteliği Nedir?

Hukuken yürütmenin durdurulması kararı bir ara karar niteliğindedir. Çünkü idare mahkemesi tarafından, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi durumunda, esas dava karara bağlanıncaya kadar, eski durumun devamı sağlanır. Bir başka deyişle, ilgililerin idari yargıda dava konusu yaptıkları işlemin uygulanması, dava sonuna kadar ertelenir. Ara karar niteliğinde olmasından mütevellit yürütmenin durdurulması istemleri üzerine bu kararlara karşı yalnızca karşı itiraz yoluna gidilebilir.

Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması, dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz (İYUK m. 27/1). Ancak vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konu su edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Burada duran yalnızca tahsil işlemleridir.

Sonuç olarak; yürütmenin durdurulması, yargı görevinin bir parçasını oluşturur. Mahkeme, önüne gelen uyuşmazlığı karara bağlarken, davacıya yapılan haksızlığın giderilmesi, ya da zararın azaltılması için gereken önlemleri alabilir. Yürütmenin durdurulması, en azından zararı önleyici bir amaç gütmesi yönünden, adalete uygun ve yargılamanın yararlı bir parçasıdır.

Yürütmenin Durdurulması Kararının Şartları Nelerdir?

Anayasa m.125 ile İYUK m.27/2’de: “…İdari işlemlerin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarından birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.” YD kararı bu gücü sınırlayıcı ve bireyi koruyucu tedbirlerdendir. Bu nedenle çok önemli iki temel koşulu vardır. YD kararı verilebilmesi için bu iki temel koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar;

  • Dava konusu idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması gerekmektedir.
  • Dava konusu idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması kuvvetle muhtemel olmalıdır.
  • Bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gereklidir.

Yürütmenin durdurulması isteminin kabul edilebilmesi için aranılan ilk şart, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olmasıdır. Hukuka uygun idari işlem, idari işlemin kurucu unsurları yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları tam ve sağlıklı olduğu zaman oluşur. İdare hukukunda aykırılık, hukuka aykırı davranıştan kaynaklanabileceği gibi, irade beyanındaki sakatlıklardan (hata, hile ve ikrahda) kaynaklanabilir. Söz konusu genel irade sakatlıkları da görülebilmekle birlikte idare hukukunda asıl hukuki sakatlık hali hukuka aykırılıktır. Hukuka aykırılık, idari işlemlerin başta Anayasa olmak üzere kanunlara, kanunlara eşit hukuk kaynaklarına ve düzenleyici idari işlemlere aykırılığını ifade eder.

Yürütmesinin durdurulması isteminin kabulü için aranılan ikinci koşul, dava konusu idari işlemin uygulanmasının telâfisi güç veya imkansız zararlar doğurmasıdır. Yürütmenin durdurulmasının talep edilebilmesinin şartlarından olan telâfisi güç veya imkansız zararlar doğmasından anlaşılması gereken idari yargı organları tarafından idari işlem hakkında verilecek iptal kararı üzerine dava konusu idari işlemden önceki durumun tesisinin imkansız veya güç olmasıdır. Telafisi güç ya da imkansız zarar, maddi bir kavram değil eski halin geri gelmesini mümkün kılmayacak durum anlamındadır. Hal böyle olunca verilecek bir iptal kararının geriye yürür biçimde uygulanabilmesi, eski halin iadesi, başka bir deyişle o işlem sanki hiç yapılmamış gibi bir olgunun gerçekleşebilmesini önleyici her durum telafisi güç ya da imkansız zarar sayılmalıdır.

İdari işlemin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilebilmesi için idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve telafisi güç ve imkansız zararlar doğması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır. Kanun koyucu iki şartın birlikte bulunması koşulunu aramak suretiyle yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesini zorlaştırma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Bu da yürütmenin durdurulması kurumunun ortaya çıkış gayesi ile bağdaşmamakta ve hak kaybına sebebiyet vermektedir. Yürütmenin durdurulması kararının uygulanması için kararın idareye tebliğ gerekir. Karar idareye tebliğ edildikten sonra 30 gün içinde uygulanmalıdır. Aksi durumda görevlilerin sorumluluğu doğacaktır.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Uygulanması

Yürütmenin durdurulması yönündeki idari yargı kararları iptal kararlarıyla aynı etki ve sonucu doğurmaktadır, yani dava konusu işlemi tesis edildiği andan itibaren ortadan kaldırmaktadır. Bunun sonucunda dava konusu işlem hiç tesis edilmemiş gibi olmakta ve dava konusu işlemden önceki hukuki duruma dönülmektedir. Bununla birlikte iptal ve yürütme durdurma kararları arasında önemli bir fark bulunmaktadır. İptal kararı nihai bir karar iken yürütmenin durdurulması kararı nihai bir karar olmayıp arar kararı niteliğindedir. Bu nedenle idarenin itirazı üzerine yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması söz konusu olabileceği gibi yürütmenin durdurulması kararı verilen bir davada iptal isteminin reddi ve bunun sonucu olarak yürütmenin durdurulması kararının ortadan kalkması mümkündür.

Her ne olursa olsun idarenin tüm yargı kararlarına olduğu gibi yürütmenin durdurulması kararlarına uyması Anayasal ve yasal bir zorunluluktur. Bu zorunluluğa aykırı hareket edilmesi, yani yürütmenin durdurulması kararlarına uyulmaması ve uygulanmaması idarenin mali sorumluluğuna yol açabileceği gibi ilgili kamu görevlilerinin görevi ihmal nedeniyle cezai sorumluluğuna da sebep olabilecektir.

İdarenin yargı kararlarına uymak ve yargı kararlarının gereğini yerine getirmek görev ve sorumluluğu yargı fonksiyonunun ve hukuk devleti ilkesinin zorunlu ve doğal bir sonucu olduğu gibi Anayasa ve Kanun hükümleri ile de açıkça vurgulanmış, aksine tutum ve davranışlar hukuki ve cezai yaptırıma tabi tutulmuştur. Şöyle ki:

  • Anayasamızın 138. maddesinin son fıkrası “yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
  • İdari Yargılama Usulü Kanunumuzun 28. maddesinin ilk fıkrası “idare mahkemelerinin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.”
  • İdari Yargılama Usulü Kanunumuzun 28. maddesinin üçüncü fıkrası “idare mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”

Türk Ceza Kanunumuzun “görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. maddesi “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”, “görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükümlerini amir bulunmaktadır. Anılan hükümler gereğince yürütmenin durdurulması yönündeki idari yargı kararlarının idarece en fazla otuz gün içince yerine getirilmesi gerekmektedir.

yurutmenin durdurulmasi itiraz
yurutmenin durdurulmasi iyuk 27

Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilemeyecek Haller

İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlara neden olacak nitelikte bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde idare mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi uygulamakla etkisi tükenecek işlemler dışındaki işlemlere karşı açılacak davalarda, davalı idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması verilmesi yasaklanarak kararın zamanı konusunda bir kısıtlama yapılmıştır.

  • Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama
  • Naklen atama
  • Görev ve unvan değişikliği
  • Geçici veya sürekli görevlendirmelere
  • Yoklukla malul işlemlerde
  • Savaş halinde yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

İlişkin idari işlemlerin, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmayacağı belirtilmek suretiyle de, davanın konusu yönünden mahkemenin takdir yetkisi sınırlandırılmıştır. Bu madde kapsamında, açıkça hukuka aykırı olan bir işlem uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte olsa bile, yasada belirtilen dava türleri arasında ise mahkemece savunma alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecektir. Örneğin, bir kamu görevlisinin naklen atanmasına ilişkin bir işlem hakkında, idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek, mahkemece bu işlem uygulanmakla etkisi tükenecek bir işlem olarak nitelendirilemeyecektir.

Yürütmenin Durdurulmasının Kabulü Kararı

İdari yargı yerlerince, davalı idarenin savunmasının gelmesinin ardından yapılan inceleme sonucunda dava konusu idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar ile idari işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu sonucuna varılır ise dava konusu işlemin
yürütülmesinin durdurulmasına karar verilecektir. 6352 sayılı Kanun ile İYUK’nun 27. maddesinde yapılan değişiklik ile birlikte usuli bir şart olarak yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için davalı idarenin savunmasının alınması veya savunma verme süresinin geçmesi zorunluluğu getirilmiştir. Buna göre, yürütmenin durdurulması talebini içeren dava dilekçelerin ilk incelemesi sonucunda herhangi bir eksiklik tespit edilmemesi durumunda davalı idarenin savunması alındıktan sonra incelenmesine karar verilmesi gerekmektedir. Bu düzenleme ile artık davalı idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulmasının kabulü kararı verilmesi mümkün olmamakla birlikte bu kuralın tek istisnası yukarıda belirtildiği üzere uygulanmakla etkisi tükenecek işlemlerdir. Uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlemlerin yürütülmesi, şartları oluşmuş ise savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilmektedir.

Yürütmenin durdurulması talebinin kabulüne ilişkin kararlar gerekçeli olmak zorundadır. Mahkeme tarafından kararın gerekçesinde dava konusu edilen işlemin neden hukuka aykırı ve doğuracağı telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Yürütmenin durdurulması kararlarında gerekçe bulunması zorunluluğu İYUK’nun 27. maddesinin ilk halinde de mevcut olmasına rağmen 6352 sayılı Kanun’un 57. maddesi ile İYUK’nun 27/2. fıkrasına eklenen “Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur.” cümlesi ile bu hususa ilişkin zorunluluk tekrarlanmıştır.

Yürütmenin Durdurulması İsteminin Reddi

Yürütmenin durdurulması istemi davanın açılmasından sonraki 3. ve 4. ay arasında görüşülüp karara bağlanan bir karardır. İstemin ilk derece mahkemesi tarafından reddi halinde Bölge İdare Mahkemesine redde ilişkin itirazda bulunmak gerekmektedir. Bu itiraz taraflara tebliğden itibaren 7 gün içerisinde yapılmalıdır. Aksi halde itiraz usulden reddedilecektir. Yürütmenin durdurulması isteminin reddi yukarıda belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmemesi sebebiyle verilen geçici bir tedbirdir. Tarafımıza sıklıkla ‘’Yürütmeyi durdurma red kararı ne demek?’’ şeklinde sorular yöneltilmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere yürütmeyi durdurma red kararı; yürütmeyi durdurma kararının reddedildiği, davanın esastan görülmeye devam ettiğini ifade etmektedir.

İdare mahkemelerinin yürütmenin durdurulması isteminin reddi yönündeki kararlarına bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebilmektedir. İdare mahkemelerince verilen yürütme durdurma isteminin reddi kararına karşı 7 gün içerisinde bölge idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Yürütmeyi Durdurma Kararına İtiraz yasal süresi içerisinde yapılmaz ise usulden reddedilir.

2577 Sayılı Kanun 27. Madde

Yürütmenin durdurulması konusu 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunumuzun 27. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre:

  • Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.
  • Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.
  • Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.
  • Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.
  • Yürütme durdurma kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur.
  • Sadece ilgili kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez
  • Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir.
  • Yürütmenin durdurulması istemli davalarda tebligat ve cevap verme süreleri kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.
  • Yürütme durdurma kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.
  • Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare  mahkemesi   kararlarına  karşı  en  yakın  bölge  idare  mahkemesine,  idare  ve  vergi  mahkemeleri ile tek hakim tarafından  verilen  kararlara   karşı  bölge  idare  mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
  • Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır.
  • Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.

Yürütmenin Durdurulması Kararına Karşı Nasıl İtiraz Edilir?

İlk derece mahkemesi olarak açılan davalarda yürütme durdurma istemlerinin kabulü ya da reddi yönündeki kararlara karşı ilgili taraflarca itiraz yolu açıktır. Buna göre, yürütme kararlarının kabulüne davalı idare, reddi kararına karşıda davacılar itiraz edecektir. Yürütme durdurma kararına itiraz idari yargılama bakımından önemli bir kurumdur. Yürütmenin durdurulması istemine karşı Bölge İdare Mahkemesine 7 gün içinde itiraz edilebilir. Yürütmenin durdurulması istemi reddedilmişse davacı, yürütmenin durdurulması istemi kabul edilmişse davalı davalı idare tarafından bu karara itiraz edilebilir. Yürütmenin durdurulması talebinin kabulüne veya reddine karşı itiraz edecek tarafın başvuracağı itiraz mercii aşağıda da belirteceğimiz üzere, bu kararı veren yargı yerine göre değişmektedir. Şöyle ki;

  • İdare ve vergi mahkemelerince kurul, ya da tek yargıçla verilenlere karşı, bölge idare mahkemesine,
  • Bölge idare mahkemelerince verilenlere karşı, en yakın bölge idare mahkemesine,
  • Danıştay dava dairelerince verilenlere, konusuna göre, ya İdari, ya da Vergi Dava Daireleri Kuruluna,
  • Çalışmaya ara verme süresi (adli tatil) içinde ise, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı, en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hakimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye itiraz edilebilir.

İtiraz süresi, yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararın tebliğ edildiği günü izleyen günden itibaren 7 (yedi) gündür. İtiraz yoluna bir kez başvurulabilir. İtiraz merci, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır (İYUK m. 27/7). Yürütmenin durdurulmasına ilişkin verilen kararlar on beş gün içinde yazılır ve imzalanır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir (İYUK m. 27/7). Bu kararlara karşı başka bir merciine ya da hukuksal yola başvurma olanağı yoktur.

YD red kararına itiraz edilirken YD şartlarının gerçekleştiği açıklanmalıdır. Yani dava konusu işlemin hukuka açıkça aykırılık gerekçeleri ortaya konulmalı ve uygulanması halinde ne gibi telafisi güç zararlara neden olacağı ya da şimdiden olduğu somut bir şekilde açıklanmalıdır. İtirazın kabulüne ve dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi istenmelidir. Dilekçeleri itirazı inceleyecek mahkemeye gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye hitaben yazılmalıdır (X Bölge İdare Mahkemesine gönderilmek üzere Y İdare Mahkemesine). İtiraz edilen yd red kararının tarih ve sayısı ile kararı veren mahkemenin adı yazılmalı ve Kanunda belirtilen diğer hususlar çerçevesinde dilekçe hazırlanmalıdır.

İdare mahkemesi ilk derece mahkemesi olarak yürütme durdurma kararı vermişse, yürütme durdurma kararına itirazı inceleyecek merci Bölge İdare Mahkemesi’dir. Yerel mahkemenin bağlı bulunduğu Bölge İdare Mahkemesi dosya üzerinden karar verir. Danıştay İdari Dava Dairesi vermişse Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yapılır.  Danıştay Vergi Dava Daire vermişse Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu karar verir. Yürütme durdurma kararına itiraz edildikten sonra verilen karar kesindir, itiraz edilemez. Yürütme durdurma ile ilgili son karar verildikten sonra dosya yerel mahkemesine gönderilir. Yargılama kaldığı yerden esastan devam eder. Yürütme durdurma itiraz (YD İtiraz), kararı veren mahkemeye verilecek dilekçeyle gerçekleştirilir. Dilekçe de yürütme durdurma kararına itirazı inceleyecek merciinin ismi yazılmalıdır. Yine yürütme durdurma kararına itiraz edilirken yürütme durdurma harcı yatırılmalıdır.  Son olarak yürütme durdurma kararına itiraz ederken idare hukuku avukatı ile süreci yönetmeniz davanızın yürütülmesi bakımından önemlidir.

İkinci Kez Yapılan Yürütmenin Durdurulması Talebi

Yürütmenin durdurulması talebi reddedildikten sonra yeniden talepte bulunulabilmesi için yeni birtakım gelişmelerin ve hukuki nedenlerin ortaya çıkması gerektiği, ilk istem reddedilmiş olsa bile yeni bir takım hukuki sebeplerin gündeme gelmesi halinde yeniden YD isteminde bulunulabileceği kabul edilmektedir. Uygulamada ise yürütmenin durdurulması talebinin reddedilmesinin ardından yeni bir delil veya hukuki neden ileri sürmeden yeniden yürütme durdurma talebinde bulunulduğu görülmektedir.

İYUK’nun 27. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 57. maddesi ile eklenen 10. fıkrasında; “Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.” denilmek suretiyle yeni bir durum ortaya çıkmamasına ve farklı bir nedene dayanmamasına rağmen tekrar YD talep edilmesi engellenmek istenmiştir. Belirttiğimiz üzere idari yargılama hukukumuzda yürütmenin durdurulması talebinde bulunulabilmesi için bir süre öngörülmemiş, yargılamanın her aşamasında talepte bulunulabilmesinin yolu açık tutulmuştur. Ancak bu düzenleme ile davacının ikinci kez istemde bulunabilmesi için ilk yürütmenin durdurulması talebinden farklı yeni olguların ve sebeplerin ortaya çıkması gerekmektedir. Artık aynı sebeplerle ikinci kez talepte bulunması imkanı ortadan kalkmıştır.

Kanunla aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yapılan yürütmenin durdurulması isteminde bulunulması yasaklandığından idari yargı yerlerinin ikinci kez talepte bulunulması durumunda bu başvurunun ilk başvuru ile aynı sebeplere dayandığını tespit etmesi durumunda bu talebi incelemesi ve “yürütmenin durdurulmasının incelenmeksizin reddine” kararı vermesi gerekmektedir. Ancak idari yargı yerlerinin ise bu hususa gerekli özeni göstermedikleri söylenebilir. İdari mahkemeler, ikinci kez yapılan yürütmenin durdurulması talebinin ilk başvuru ile aynı sebeplere dayanması durumunda kimi zaman yürütmenin durdurulması talebinin incelenmeksizin reddine karar verirken kimi zaman ise yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar vermektedirler.

Danıştay’ın bir kararında ise yeni bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği belirtilmesine rağmen “Dava dosyası içeriği bilgi ve belgeler ile davacının iddiaları incelendiğinde, yeni bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği ve davanın durumu ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminin reddine” denilmek suretiyle talebin incelenmeksizin reddine değil, reddine karar verilmiştir. (Danıştay Beşinci Dairesi’nin 28/5/2013 tarih ve E:2011/5251 sayılı kararında da; “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesine 6352 sayılı Kanunun 57. maddesi eklenen son fıkrada, aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamayacağı öngörülmüş olup, davacının aynı sebeplerle ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesinin son fıkrası uyarınca yürütme durdurma isteminin ikinci kez reddine”
denilmektedir.)

Yürütmenin Durdurulması Kararının Sonuçları Nelerdir?

Yürütmenin durdurulması talebi dava dilekçesi ile birlikte davanın açıldığı idare mahkemesine yapılmalıdır. Yürütme durdurma talebi iptal talebi ile birlikte dava dilekçesinde istenir. Bununla birlikte dava açıldıktan sonra da yürütmenin durdurulması talebinde bulunulmasında bir engel yoktur. Yürütmenin durdurulması isteminde bulunulurken dava konusu işlemin somut olarak ne gibi telafisi güç veya imkansız zararlara yol açtığı açıklanmalı ve aynı zamanda dava konusu işlemin hukuka aykırılık nedenleri açık bir şekilde ortaya konulmalıdır. Söz gelimi dava konusu işlem nedeniyle kişinin işini kaybedecek olması ve bunun sonucunda gelirinden mahrum kalması, kendisini ve ailesini geçindirememesi, borçlarını ödeyememesi, yardıma muhtaç hale gelmesi dava konusu işlemin sebep olduğu telafisi güç zararlara örnek gösterilebilir.

Yürütmenin durdurulması kararı, iptali istenilen işlemin icrailiğini ve hukuka uygunluk karinesini dava sonuna kadar askıya alarak işlemez hale getirir. Dava sonunda idari işlemin iptaline karar verilirse yürütmenin durdurulması kararı yerini iptal kararına bırakır. Çünkü, iptal kararının uygulanmasıyla yürütme durdurma kararına gerek kalmamaktadır. Mahkeme tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması halinde, iptali istenen işlemin tesis edilmesinden önceki hukuki durumun geri gelmesi, kimi zaman kendiliğinden, kimi zaman da idarenin tesis edeceği yeni bir işlemle mümkün olabilmektedir. Ayrıca idare; yürütme durdurma kararlarını derhal uygulamak zorundadır. Kanunda idarenin bu kararları uygulamak için 30 günlük azami süresi olduğu belirtilmektedir.

Yürütmeyi Durdurma Kararının Uygulanması

Yürütmenin durdurulması yönündeki idari yargı kararları iptal kararlarıyla aynı etki ve sonucu doğurmaktadır, yani dava konusu işlemi tesis edildiği andan itibaren ortadan kaldırmaktadır. Bunun sonucunda dava konusu işlem hiç tesis edilmemiş gibi olmakta ve dava konusu işlemden önceki hukuki duruma dönülmektedir. Bununla birlikte iptal ve yürütme durdurma kararları arasında önemli bir fark bulunmaktadır. İptal kararı nihai bir karar iken yürütmenin durdurulması kararı nihai bir karar olmayıp arar kararı niteliğindedir. Bu nedenle idarenin itirazı üzerine yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması söz konusu olabileceği gibi yürütmenin durdurulması kararı verilen bir davada iptal isteminin reddi ve bunun sonucu olarak yürütmenin durdurulması kararının ortadan kalkması mümkündür.

Her ne olursa olsun idarenin tüm yargı kararlarına olduğu gibi yürütme durdurma kararlarına uyması Anayasal ve yasal bir zorunluluktur. Bu zorunluluğa aykırı hareket edilmesi, yani yürütmenin durdurulması kararlarına uyulmaması ve uygulanmaması idarenin mali sorumluluğuna yol açabileceği gibi ilgili kamu görevlilerinin görevi ihmal nedeniyle cezai sorumluluğuna da sebep olabilecektir. İdarenin yargı kararlarına uymak ve yargı kararlarının gereğini yerine getirmek görev ve sorumluluğu yargı fonksiyonunun ve hukuk devleti ilkesinin zorunlu ve doğal bir sonucu olduğu gibi Anayasa ve Kanun hükümleri ile de açıkça vurgulanmış, aksine tutum ve davranışlar hukuki ve cezai yaptırıma tabi tutulmuştur. Şöyle ki:

  • Anayasamızın 138. maddesinin son fıkrası “yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
  • İdari Yargılama Usulü Kanunumuzun 28. maddesinin ilk fıkrası “idare mahkemelerinin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.”
  • İdari Yargılama Usulü Kanunumuzun 28. maddesinin üçüncü fıkrası “idare mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”
  • Türk Ceza Kanunumuzun “görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. maddesi “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”, “görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Hükümlerini amir bulunmaktadır.

Anılan hükümler gereğince yürütmenin durdurulması yönündeki idari yargı kararlarının idarece en fazla otuz gün içince yerine getirilmesi gerekmektedir. Yürütme durdurma istemli iptal davası açmak için idare hukuku avukatı ile davanızı açmanız menfaatleriniz açısından oldukça önemlidir. Zira idare hukuku spesifik ve kendine has kuralları olan bir alandır.

Yürütmenin Durdurulmaması Kararlarının Yerine Getirilmemesinden Doğan Sorumluluk

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere idare, yürütmenin durdurulması kararını 30 gün içerisinde geciktirilmeksizin yerine getirmek zorundadır. Bu zorunluluğun gereği gibi yerine getirilmemesi durumunda davalı idarenin doğrudan, davalı idare personeli kamu görevlisinin ise, rücu müessesesinin işletilmesi suretiyle dolaylı olarak mali sorumluluğu bulunmaktadır.

İdare bu zorunluluğa uymazsa ağır bir hizmet kusuru işlemiş olur. İdare bu davranışından kaynaklanan maddi ve manevi zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Ayrıca yargı kararlarının kamu görevlileri tarafından yerine getirilmemesi halinde açılacak tazminat davaları ancak yine ilgili idare aleyhine açılabilecektir. Bunun sonucunda idare, kamu görevlisinin kusuru derecesinde kararın yerine getirilmemesinde kusuru bulunan kamu görevlisine rücu etmek zorundadır.

Yürütmeyi Durdurma Kararı Örnekleri

Danıştay 4.D; 07.10.1987 tarihli, 986/5213 E.

  • Yürütmenin Durdurulması Kararı
  • İYUK 27. Madde

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden davada ileri sürülen iptal sebeplerinin aksi iddia edilemeyecek derecede ciddi ve yürütmeyi durdurmayı haklı kılacak nitelikte bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan iptali istenen kararın derhal uygulanmasının telafisi güç zararların doğmasına neden olacağı sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle, uyuşmazlık konusu vergi ve ceza miktarı kadar kanunen geçerli teminat karşılığında yürütmenin durdurulmasına … gününde oybirliği ile karar verildi.


Danıştay 5.D; 24.03.1987 tarihli, 987/504 E.

  • Yürütmenin Durdurulması Kararı
  • İYUK 27. Madde

1982 Anayasasının 138 ve … İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddeleri uyarınca, idareler mahkeme kararlarının icabına uymak zorunda olup, davacının 25.02.1987 günlü kararname ile üçüncü kez aynı görevden alınması, Danıştayın 05.05.1981 gün ve 81/387 sayılı, 15.10.1986 gün ve 86/1040 sayılı iptal kararlarının uygulanmaması amacına yönelik görüldüğünden davalı idarenin savunması alındıktan sonra dosya yeniden incelenip bir karar verilinceye kadar yürütmenin durdurulmasına … oybirliği ile karar verildi.


Danıştay 1.D; 21.06.1983 tarihli, 983/116 E. ve 983/144 K.

  • Yürütmenin Durdurulması Kararı
  • İYUK 27. Madde

… T.C. Anayasasının 125 inci ve … İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddeleri hükümlerine göre, yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ya da imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi halinde verilmektedir. Böyle olduğuna göre, yürütmenin durdurulması kararının verilmiş olması, bu kararın verilmesi aşamasında dava konusu işlemin hukuka açıkça aykırılığın idari yargı yerince saptandığını ortaya koyar. Bu nitelikteki bir işlemle, kendi kusur ve iradesi dışında görevinden ayrılmak durumunda kalan ilgiliye bu nedenle görev yapamadığı süreye ilişkin aylık ve özlük haklarının ödenmemesi düşünülmemek gerekir.

Bir iptal davasında verilmiş bulunan yürütmenin durdurulması kararlarının, henüz ortada iptal kararı bulunmadığı halde, iptali istenen işlemi ve ona bağlı işlemleri durduran ve geriye yürüyen sonuçlar doğuran, başka bir anlatımla işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlayan kararlardan olduğu ve bu özellikleri nedeni ile iptal kararları ile aynı nitelikte olan kararlardan bulunduğu yolundaki idare hukuku ilkesi göz önüne alınacak olursa, bunun, bu yönden de bir hukuksal zorunluluk halini aldığı ortaya çıkar.

Bu durumda, haklarında tesis edilen, göreve son verme, görevden çekilmiş sayılma, ya da benzeri işlemlerin yürütmenin durdurulması kararı ile, durdurulması üzerine, görevine döndürülen memurlara fiilen görev yapmadıkları döneme ait özlük haklarının ödenmesi gerektiğine oy çokluğu ile karar verildi.


Danıştay DDK; 20.01.1967 tarihli, 965/472 E. ve 967/49 K.

  • Yürütmenin Durdurulması Kararı
  • İYUK 27. Madde

Davacının resen emekliye sevki hakkındaki işlemin yürütülmesi, Danıştay Dava Daireleri Kurulunca … dava sonuna kadar durdurulmuş olmasına göre idarenin bu kararları yerine getirmek suretiyle görevi iade etmesi gerekir … kararın icaplarına uygun işlem tesis edilmemesi … idare için ağır bir hizmet kusuru teşkil eder … davacının hakkındaki kararın yerine getirilmemesi sebebiyle uğradığı zarar karşılığı olarak emekliye sevk tarihini takip eden … tarihinden talebi veçhile … ayına kadar altı aylık maaş ve ona bağlı hakları tutarının tazminat olarak ödenmesine…


Savunma Alınmaksızın Yürütmenin Durdurulması Kararı

  • Yürütmenin Durdurulması Kararı
  • İYUK 27. Madde

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği’nin Ek-3-I-A maddesinde belirtilen sağlık şartlarını taşımadığından bahisle Aydın Polis Meslek Eğitim Merkezi’nden ilişiğinin kesilmesine ilişkin 06.08.2018 tarihli işlem ile bu işleme dayanılarak tesis edilen 10.08.2018 tarihli ilişik kesme işleminin; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara 6. İdare Mahkemesi’nce işin gereği görüşüldü:

1-Dava konusu işlemlerin, davacının okulla ilişiğinin kesilmesine ilişkin olması nedeniyle uygulanmakla etkisi tükenecek nitelikte bulunduğundan, olayın niteliği ve davanın durumuna göre davalının birinci savunması ve aşağıdaki ara kararına cevap alındıktan ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçtikten sonra yeniden incelenmesine kadar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yürütmesinin durdurulmasına,

2-Dava konusu Aydın Polis Meslek Eğitim Merkezi’nden ilişik kesilmesine ilişkin 06.08.2018 tarihli olur ile bu işleme dayanılarak tesis edilen 10.08.2018 tarihli ilişik kesme işlemi, ilişik kesilmesine dayanak alınan tüm Sağlık Kurulu raporlarının ve işleme dayanak teşkil eden tüm bilgi ve belgelerin onaylı örneğinin gönderilmesinin davalı idareden istenilmesine,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesi gereğince savunma ve ara kararı süresinin (10) gün olarak belirlenmesine, 19/09/2018 tarihinde oy birliğiyle  karar verildi.


Savunmadan Sonra Yürütmenin Durdurulması Kararı

  • Yürütmenin Durdurulması Kararı
  • İYUK 27. Madde

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 48. maddesinde “Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır. A) Genel şartlar: … 8. (Ek: 3/10/2016 – KHK-676/74 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/60 md.) Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak.” koşulu aranmakta ise de; davacının erkek kardeşi hakkında TGB eylem etkinliğe katıldığına yönelik istihbari bilgi esas alınarak işlem tesis edildiği, fakat etkinliğin ve etkinliği düzenleyen oluşumun niteliği, legal olup olmadığı, etkinlikle ilgili izin alınıp alınmadığı gibi konular hakkında herhangi bir araştırmanın yapılmadığı ve Mahkememize bu hususlarla ilgili herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı; Güvenlik Soruşturması Komisyonu tarafından değerlendirme yapılırken hangi hukuki ve nesnel kriterlerin uygulandığı hususunun da izah edilemediği görülmektedir.

Hal böyle olunca; davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuz kabul edilme gerekçesine yer verilmediği ve ara kararına cevaben bu hususta soyut istihbari bilgi dışında herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı da göz önüne alındığında, herhangi bir somut veriye dayanılmadan tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, dava konusu işlemin, davacının Anayasa ile teminat altına alınan çalışma ve kamu hizmetine girme haklarını engellediği dikkate alındığında, uygulanması halinde davacı açısından telafisi güç zararlar doğabileceği de açıktır.

Açıklanan nedenlerle, hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 tarihinde oy birliğiyle  karar verildi.

Danıştay’ın resmi sitesinden daha fazla emsal karara ulaşabilirsiniz. https://www.danistay.gov.tr/


  • “… diğer taraftan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu saptanmasına rağmen uygulamanın sürdürülmesi, tüm eylem ve işlemleri hukuka uygunluk karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacak, davacı açısından akademik anlamdaki mesleki çalışması yönünden zarara sebep olacaktır. Özellikle, davacının atanmak istediği kadronun belirli sayıda öğretim üyesini barındırdığı da düşünüldüğünde, ileride verilecek bir iptal kararı ile önceki halin iadesinin zorlaşacağı gibi bu durum yeni davaların açılmasına da sebep teşkil edebileceğinden, davacı için telafisi güç veya imkansız zararlara sebep olabileceği de açıktır.

Açıklanan nedenlerle hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı Kanunun 27.-maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere 27/11/2018 tarihinde oy birliğiyle  karar verildi.”


  • “… 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, olayda yukarıda anılan kanun hükmünde öngörülen şartların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine, tebligatın tamamlanmasına, kararın tebliğinden itibaren (7)gün içerisinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.”

Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği

ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

İTİRAZ EDEN DAVACI: Adınız ve Soyadınız (T.C Kimlik No)

VEKİLİ: Av. Umur YILDIRIM

Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. Koç İkiz Kuleleri  B Blok Kat:4 No:7 Çankaya/ANKARA

DAVALI: Davalı İdari Kurumun Adı

KONU: Ankara … İdare Mahkemesi’nin 2021/… E. sayılı ve …/…/2021 günlü yürütmenin durdurulmasının reddi kararına karşı itirazlarımızın kabulü ile dava konusu istemlerimize ilişkin yürütmenin durdurulması kararının verilmesi istemidir.

AÇIKLAMALAR

  • Dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması için tüm şartlar gerçekleşmiş olup; işbu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
  • İlgili idarenin sebepsiz yere müvekkilimin sınav başvurusunu reddetmesi hukuk devleti ile bağdaşmayacak bir durumdur. Sürecin bu şekilde ilerlemesi müvekkilimde derin bir üzüntü ve hayal kırıklığı yaratmıştır. Hukuka ve hakkaniyete aykırı işbu işleme karşı açılan davanın amacına uygun bir mahiyet taşıması nedeniyle, işbu zaman diliminden sonra söz konusu sınava girememiştir. Sırf bu sebeple dahi idari işlemin ölçüsüz ve hukuka aykırılığı ortadadır.
  • Dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmaması; Anayasada temel gaklar arasında yer alan özlük ve çalışma hakkını kısıtlayacak sonuçlar yaratmasına neden olacağından telafisi güç ve imkansız zararlara yol açacaktır. Bu sebeple Ankara … İdare Mahkemesi’nin 2021/… E. sayılı ve …/…/2021 günlü yürütmenin durdurulması istemimizin reddine ilişkin karara ilişkin itiraz etme zorunluluğumuz doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : 1982 TC Anayasası, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve ilgili tüm sair mevzuat.

HUKUKİ DELİLER: Dava dilekçemizde yer verilen ve Sayın Mahkemenizce de resen dikkate alınacak her türlü yasal delil.

SONUÇ VE TALEP:Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve re’sen rastlanacak  sair sebeplerle;

  • Ankara … İdare Mahkemesinin …/…/2021 günlü ve 2021/…. E. sayılı yürütmenin durdurulması istemimizin reddine ilişkin karara ilişkin İTİRAZLARIMIZIN KABULÜNE,
  • Dava konusu işlemin YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA,

karar verilmesini vekil eden adına saygı ile arz ve talep ederiz. …/…/2021

                                                                         Davacı Vekili

                                                                    Av. Umur YILDIRIM

Yürütme Durdurma Hakkında Sık Sorulan Sorular

  • Yürütmenin durdurulması İYUK kaçıncı maddede düzenlenmiştir?

Yürütmenin durdurulması İYUK 27. maddede düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında telafisi güç ve imkansız zararlar ile birlikte açıkça hukuka aykırılık varsa yürütme durdurma kararı verilebilir.

  • Yürütmenin durdurulması kararına itiraz süresi ne kadardır?

Yürütmenin durdurulmasına itiraz süresi tebliğden itibaren 7 gündür.

X
kadim hukuk ve danışmanlık