“İdare avukatı” veya “idare hukuku avukatı”; idare ile hukuki uyuşmazlıkları olan bireylerin, bu uyuşmazlığı en kısa sürede çözerek sorunlarını halletmek için başvurdukları avukata denir. İdare hukuku avukatı kelimesi internette çok fazla aranmaktadır. Bu durum bilgi kirliliğine neden olmaktadır. İdare hukuku uzmanlık gerektiren bir hukuk branşıdır. Her alanda olduğu gibi idare hukukunda da en iyi avukat kim ise onunla yola çıkmak, dava açmak istenir. Müvekkiller için doğrusu budur. Hayatımızın tüm alanlarında en doğrusunu ve en iyisini seçmek isteyen kişilerin idare hukukunda da avukatını seçerken en iyi idare hukuku avukatını seçmelidir. İdare hukuku avukatı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2023 yılı en düşük ücretleri;
- Duruşmasız İdare ve Vergi Mahkemeleri için 10.500,00 TL
- Duruşmalı İdare ve Vergi Mahkemeleri için 20.900,00 TL’dir.
Bu ücreti avukatlar kendi bilgi ve tecrübelerine göre özgürce ücretlerini belirleyebilirler. Fakat burada belirtilen ücretlerden düşük idari dava alamazlar. Bu ücret en düşük ücrettir. İdare hukuku bir kamu hukuku dalıdır. İdare hukuku kuralları özel hukuk dallarında hatta ceza hukukunda olduğu gibi tek bir metin halinde değildir. Hatta bu hukuk dallarını düzenleyen metinler de dahi idare hukukuna ilişkin hükümlere rastlamak mümkündür. Bu nedenle idare hukuku dağınık bir hukuk dalı olarak nitelendirilmektedir. Bu durum idare hukukun yapısından ve alanının çok geniş yapmaktadır. Bu nedenle idare hukuku avukatı seçerken dikkatli ve titiz olmak gerekir.
İdare Avukatı Nedir?
İdare avukatı veya halk arasında idare hukuku avukatı, idare ile yani kamu kurum/kuruluşları ile hukuki uyuşmazlık yaşayan kişilerin, bu uyuşmazlığı en kısa sürede çözmek için başvurdukları avukattır. Türk idare hukukunun karmaşık, yeknesak olmaması sayısız mevzuat ile düzenlenmiş olması bireyleri profesyonel, donanımlı bir idare avukatı arayışına sürükler. İdare hukuku diğer hukuk dalları gibi belli bir mevzuata sahip olmadığından dağınıktır ve bu alanda çalışan avukatın tüm idare mevzuatına hâkim olması bu nedenle önemlidir. İdari dava türleri ;
- İptal Davaları: İdari bir karar veya işlemin yasaya uygun olmadığı iddiasıyla açılan davalar. Bu tür davalar, söz konusu idari işlem veya kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesini talep eder.
- Tam Yargı Davaları: İdari kararların neden olduğu zararların tazmini amacıyla açılan davalardır. Kişinin kamu kurumu tarafından yapılan hatalı bir işlem veya karar nedeniyle uğradığı zararı tazmin etme amacı taşır.Tam yargı davası genellikle şu nedenlerle açılabilir:
- Hatalı İdari Kararlar: Kamu otoriteleri tarafından alınan hatalı veya hukuka aykırı kararlar veya işlemler nedeniyle kişi veya kuruluşun uğradığı zararların tazmin edilmesi amacıyla açılır.
- Kamu Hizmetinin Kötü İşleyişi: Kamu hizmetinin yetersiz veya kötü bir şekilde yerine getirilmesi sonucu oluşan zararların tazmini talebiyle açılabilir.
- İhmalkarlık veya Haksız Fiil: Kamu görevlilerinin ihmalkar davranışları veya haksız filleri nedeniyle ortaya çıkan zararların tazmini için açılabilir.
- İdari İşlem İptali ile Birlikte Tam Yargı Davası: Bir idari işlem veya kararın iptali ve aynı zamanda bu işlem veya karar nedeniyle uğranılan zararın tazmin edilmesi amacıyla açılabilir.
- İdari Sözleşme Davaları: Kamu kurumlarıyla yapılan sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıkların çözümü amacıyla açılan davalar. Örneğin, bir kamu kurumuyla yapılan bir hizmet sözleşmesinin koşullarının ihlali durumunda açılabilir.
İdare avukatı, kişi (özel veya kamu tüzel kişisi) ile kamu kurumu arasında yaşanan hukuki uyuşmazlıkları çözen, kişinin bizzat idari kuruma başvurusunda veya idari yargıda açmak istediği iptal veya tam yargı davasında hizmet veren kişidir. Bu süreçte, idareye başvurunun zorunlu olduğu durumlarda başvuru dilekçesi, idari davalarda dava dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, istinaf ve temyiz dilekçesi hazırlar. İdare avukatı duruşmalı yapılan yargılamalarda duruşmaya katılır. Kısaca idari yargıda gündeme gelebilecek her türlü iş takibini yapan kişiye idare avukatı denir. İdare avukatı, idare hukuku ve idari yargılama hukukunda uzmanlaşmış avukattır. Bu alanda meydana gelen bir çok uyuşmazlığa hakimdir. Yine uyuşmazlık idari yargıya taşınmadan önce idari başvuru süreçleri, işlemin geri alınması, işlemin kaldırılması, kamu denetçiliğine başvuru, savunma verilmeli gibi her türlü itilafı çözme konusunda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunar.
İdari Dava Nedir?
Devlet kurumları tarafından tesis edilen işlemlere karşı açılan davalara idari dava denir. Diğer bir deyişler, kamu kurumlarının, kamu hukukuna dayalı olarak tek taraflı yaptıkları işlemlerin iptali ve idari eylem, sözleşme ve işlemden kaynaklanan tam yargı davalarına idari dava denir. Dava açılması için ilgili işlemin idare tarafından yapılmış olması gerekir. Ayrıca bu işlem kesin ve yürütülebilir işlem olmalıdır. İdare hukukunun tek kaynağı anayasamızdır. Anayasa akabindeki kanunlar ise, KHK yani kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, yönetmelikler diye sıralanmaktadır. Ülkemizde dört ayrı idari yargı kolunda mahkeme vardır. Bunları tek tek sayacak olursak:
- Danıştay Mahkemesi
- Bölge İdare Mahkemeleri
- Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (kapandı)
- İdare ve Vergi Mahkemeleri olarak ayrılmaktadır.
Şayet bir idari işlem hazırlayıcı işlem veya görüş gibi kesin ve yürütülemez bir işlemse buna karşı idari dava açılamaz. İdari işlemin oluşması için başka bir makamın onayına ihtiyaç varsa veya idari işleme karşı zorunlu başvuru yolu öngörülmüşse ( İhale hukukunda Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet başvurusu gibi) bu işlemlere karşı direkt dava açılamaz. Öncelikle zorunlu idari başvuru yolu tüketilmelidir. İdari davalar, İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi ve Danıştay’a açılır.
Anayasamızın 125.maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinde, idari dava türleri tek tek düzenlenmiştir. Bu kapsamda 2577 sayılı Kanunun 2.maddesinde belirtilen dava türleri;
- İptal davaları,
- Tam yargı davaları
- İdari sözleşmelerden kaynaklanan davalar
olmak üzere üçe ayrılmıştır: Açılan idari davalarda mahkemeler yerindelik denetimi yapamaz. İdari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.
İdari Dava Türleri
İdare hukukunda sayısız gerekçe ile dava açılabilir. En çok açılan idari davalara örnek olarak sayılabilecek bazı dava konuları şöyledir:
- Kamulaştırma Davaları
- Meslekten Çıkarma Cezası
- Polis Okulu Mülakat Davaları
- 375 Sayılı KHK ile Kamu Görevinden Çıkarma
- Tayin Davaları
- İdarenin Sorumluluğu Nedeniyle Açılacak Tam Yargı( Tazminat) Davaları
- Memur Davaları
- Disiplin Davaları
- Polis Okulu Sağlık Davaları
- Askeri Lise Davaları
- Memur Emekliliği İle İlgili Davalar
- Terör Mevzuatından Doğan Tazminat İdari Davalar
- Kamu İhale Kanunu ve Devlet İhale Kanunu’ndan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
- Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Davaları
- Görevden Çıkarma Davaları
- Aday Memur İken İlişik Kesme, Açıktan Atama, İlk Atama, Atanmama, İşlemlerinin İptaline İlişkin İdari Davalar,
- Malpraktis Davaları
- Sağlık Mevzuatından Doğan Tam Yargı Davaları
- İmar Plan Düzenlemelerinin İptaline İlişkin Davalar
- İmar Plan Tadilatı ve Plan Tadilat Talebinin Reddine Dair İşlemin İptaline İlişkin Davalar
- İmar Planlarında Arsa ve Arazi Düzenlemesine ilişkin işlemlerin İptaline İlişkin Davalar (Tevhit ve İfraz İşlemlerinin İptaline İlişkin Davalar).
- İmar Planı Uygulamasının İptaline İlişkin Davalar (18. madde Uygulamasına Dair İptal Davaları),
- İmar Yıkım ve İmar Para Cezası İşlemlerinin İptaline İlişkin Davalar
- İmar Yıkım ( Ruhsata aykırı tadilatların, İzinsiz yapının tespiti, yapı tatil zaptı) İmar Para Cezası İşlemlerinin İptaline İlişkin Davalar,
- Her Türlü Ruhsat Belgelerinin İptali İşlemleri ( Silah Ruhsatı, Sürücü Belgesi, Çalışma İzni, İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatlarının İptaline İlişkin Davalar)
- Aile Hekimliğine ilişkin Mevzuattan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar(sözleşme yapma, feshetme, ihtar verme, parasal konular ve aile hekimlerine 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunuyla verilen defin ruhsat nöbeti dahil),
- Kamu İhale Mevzuatından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
- Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşlarının Mevzuatından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar( Baro, Ticaret Odası, SMMO, YMMO)
- Özel Öğretim Kurumları Mevzuatından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
- Üst Kurulların Mevzuatından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar ( EPDK, BBDK, SPK vs.)
- İmar Affından Doğan İdari Uyuşmazlıklara İlişkin İptal Davaları
- Görevden Uzaklaştırma
- Maden Davaları
- Enerji Davaları
- Sağlık Sebebiyle Öğrencilik ve Memurluktan Atılma Davaları
- İdari Sözleşmelerden Doğan Uyuşmazlıklar
İdarenin kamu gücü kullanarak ilgilisinin rızasına bağlı kalmaksızın tek taraflı irade beyanıyla tesis etmiş olduğu işlemler idari işlemlerdir. Kurum içi düzenin sağlanması, kamu hizmetlerinin etkili ve verimli yürütülmesinin temini amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan kamu görevlileri için birtakım disiplin kuralları öngörülmüştür. Bu kurallara aykırı davranma hali disiplin suçunu oluşturmakta ve yasada önceden düzenlenmiş bulunan disiplin cezalarından uygun olanının verilmesini şarttır.
İdari Yargının Amacı
İdari yargılamanın amacı, Hukuk Devleti ilkesinin bir gereği olarak, idarenin hukuka uygunluğunu sağlamaktadır. İdare, kamu gücü kullanmak suretiyle faaliyette bulunarak bireylerin temel hak ve özgürlüklerini etkileyecek işlemler yapar. İdari yargı idarenin kullandığı kamu gücü ile bireylerin temel hak ve özgürlükleri arasındaki dengede hukuka uygunluk denetimini yerine getirir.
İdari yargılamanın amacı adli mahkemelerin bağlı olduğu medeni yargılamanın amacından belli yönlerden ayrılmaktadır. Adli yargıda serbest iradeleriyle eşit konumda bulunan bireyler arasındaki ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü söz konusudur. İdari yargıda ise bir tarafı kamu gücü kullanan idare diğer tarafı ise birey olan, eşitler arası ve serbest iradeye dayalı olmayan, bir ilişki söz konusudur. Medeni yargılamada kişiler arası ilişkide özel menfaatlerin dengelenmesine çalışılırken, idari yargıda idarenin hukuka bağlı kalmasının sağlanmaya çalışılması söz konusudur.
İdari yargılama usulünde, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 6 gerekse Anayasa madde 36’da düzenlenen adil yargılanma hakkının sağlanması amacıyla bireylerin idareye karşı temel hak ve özgürlüklerini koruyabilmesi için bireyler lehine usulü haklar ön plana çıkmaktadır. Özellikle, idari işlemin yapılış usulünde eşit olmayan tarafların yargılanma sürecinde “silahların eşitliği” ilkesi kapsamında iddia ve savunmalarını eşit bir biçimde ortaya koymalarının sağlanması söz konusudur.
İdari Yargı Teşkilatı
İdari yargı, idarenin işlem ve eylemlerini denetler. İdarenin İdare Hukuku alanındaki faaliyetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda çözülür. İdarenin hukuka aykırı işlem, eylem ve sözleşmeleri hakkında açılan davalar; işlemler için iptal ve işlem, eylem ve sözleşmeler için zarar tazmini talepleriyle idari yargıda görülür. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır, İdari Mahkemeler yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin yerine getirilmesini kısıtlayacak idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler. İdari Yargı teşkilatı ilk derece mahkemeleri (idare ve vergi mahkemeleri), istinaf mahkemeleri (bölge idare mahkemeleri) ve Danıştay’dan oluşur. Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş hacmi göz önünde tutularak Adalet Bakanlığınca kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur.
İlk Derece Mahkemeleri
İdari yargıda ilk derece mahkemeleri İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleridir. İdare ve vergi mahkemeleri birer başkan ile yeteri kadar üyeden oluşur. Mahkeme kurulları başkan ile iki üyeden oluşur.
- İdare Mahkemeleri: İdare mahkemeleri idari yargı teşkilatında genel görevli ilk derece mahkemeleridir. İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derece Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davalarını, tam yargı davalarını ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları çözümler.
- Vergi Mahkemeleri: Vergi mahkemeleri genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim harç gibi mali yükümlülükler ile bunların zam ve cezaları ile kamu alacaklarının tahsiliyle ilgili davaları görür. Ayrıca kanunla verilen diğer uyuşmazlıklara bakar.
İstinaf Mahkemeleri
İdari yargıda istinaf mahkemeleri bölge idare mahkemeleridir. Bölge idare mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur. Bölge idare mahkemelerinde biri idare diğeri vergi olmak üzere en az iki daire bulunur. Gerekli hallerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca artırılıp azaltılabilir. Bölge idare mahkemesi başkan ve üyeliklerine Hakimler ve Savcılar Kurulunca atama yapılır. Bölge İdare Mahkemeleri, istinaf başvurularını inceleyerek karara bağlar, kendi yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını karara bağlar ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapar.
Danıştay
Danıştay, Anayasa madde 155 ile Danıştay Kanunu madde l’e göre hem merkezi idarenin en yüksek danışma ve inceleme mercii, hem de yüksek İdare Mahkemesidir. Buna göre Danıştay’ın hem idari hem yargısal görevleri vardır. Danıştay meslek mensupları Danıştay Başkanı, Danıştay Başsavcısı, Danıştay başkanvekili, daire başkanları ile üyeleridir. Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeler yüksek mahkeme hakimleri olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunların kendilerine sağladığı teminat altında görev yaparlar.
Danıştay’ın karar organları, daireler (idare ve vergi dava daireleri), Danıştay Genel Kurulu, İdari İşler Kurulu, İdari Dava Daireleri Kurulu, Vergi Dava Daireleri Kurulu, İçtihatları Birleştirme Kurulu, Başkanlar Kurulu, Başkanlık Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu ve Disiplin Kurulu’ndan oluşur. Danıştay yargısal görevleri kapsamında Danıştay Kanunu madde 24’te belirtilen uyuşmazlıklara ilk derece mahkemesi olarak bakar. Danıştay, yüksek idare mahkemesi olarak ise,
- İlk derece mahkemeleri tarafından verilen ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklara ilişkin verilen nihai kararlar ile merkezi ve ortak sınavlara ilişkin verilen nihai kararlara,
- İstinaf başvurusu üzerine bölge idare mahkemelerince verilen nihai kararlara,
- Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda verdiği kararlara bakar.
İdari Dava Açma Süresi Ne Kadardır?
İdare tarafından işlemin kişiye tebliğden itibaren;
- İdare mahkemeleri için 60 gün,
- Vergi mahkemeleri için 30 gündür.
Bu süreler dışında ayrıca özel kanunlarda özel dava açma süreleri vardır. Eğer idareye işlem yapması için başvuruda bulunduysanız ve 30 gün içinde cevap verilmezse talebiniz reddedilmiş gibi hareket etmeniz gereklidir. Dava açmanız süreniz bu 60 günlük süreden sonra 60 gündür. İdare avukatı tarafından idari dava açma süresi içerisinde görevli ve yetkili olan idari mahkemelerde dava açılması gerekmektedir.
14.07.2021 tarihinde 31541 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ceza Muhakemesi Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” sadece 5271 sayılı Kanunda değişiklikler yapmamış aynı zamanda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda da bazı yeni hükümler getirilmiştir. Bu kapsamında; “Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler.” Eskiden bu süre 60 gündü. Şimdi 30 gündür.
İdari Davalar Hangi Mahkemede ve Nerede Açılır?
İdari davalar idare mahkemesi, vergi mahkemesi ve Danıştay’da açılır. Yetki, bir davanın coğrafi bakımdan hangi yerdeki mahkeme tarafından bakılacağının belirlenmesidir. Yani dava nerede açılmalıdır? İyuk bakımından her dava her yerde açılamaz. Belli kuralları vardır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu 32/1 maddesi uyarınca dava konusu idari işlemin yapıldığı yer mahkemesi genel yetkili mahkemedir. Örnek olarak idari işlemi Sağlık Bakanlığı tesis ettiyse Ankara İdare Mahkemeleri yetkilidir. Fakat İdari Yargılama Usulu Kanunu 33, 34, 35 ve 36. Maddelerde özel yetki kuralları belirlenmiştir.
- Kamu Görevlilerine İlişkin Davalarda Yetki
2577 sayılı İYUK, m. 33:
- Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir.
- Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.
- Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir.
- Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, hâkim ve savcıların mali ve sosyal haklarına ve sicillerine ilişkin konularla, müfettiş hal kâğıtlarına karşı açacakları ve idare mahkemelerinin görevine giren davalarda yetkili mahkeme, hâkim veya savcının görev yaptığı yerin idari yargı yetkisi yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesine en yakın bölge idare mahkemesinin bulunduğu yer idare mahkemesidir.
- Taşınmaz Mallara İlişkin Davalarda Yetki
2577 sayılı İYUK, m. 34:
- İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.
- Köy, belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme, mülki idari birimin, köy, belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yer idare mahkemesidir.
- Tam Yargı Davalarında Yetki
2577 sayılı İYUK, m. 36:
- Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
- Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
- Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer İdari mahkemesidir. (İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme sırasıyla.)
İdari Dava Görevsiz veya Yetkisiz Mahkemede Açılırsa Ne Olur?
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 14 ve 15. maddeleri uyarınca görev ve yetki ilk inceleme aşamasında gözetilecek hususlardandır. Yine davanın her aşamasında resen gözetilir.
- Adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine,
- İdari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilir. Bunu idare mahkemesi resen yapar.
Davanın açılacağı yerdeki idare ve vergi mahkemesine giderek doğrudan elden teslim edebilirsiniz. Dava açılırken harç ve posta gideri alınır. Bu nedenle mahkemeye giderken hazırlık gitmelisiniz. Harç ve posta giderini önceden mahkemeye başvurarak veya arayarak öğrenebilirsiniz. Yaşadığınız idare ve vergi mahkemesi yoksa bulunduğunuz yerdeki asliye hukuk mahkemesine dilekçenizi verebilirsiniz. Yurtdışında yaşıyorsanız Türk konsolosluklarına dilekçenizi verebilirsiniz.
İdari Dava Dilekçesin Bulunması Gerekenler Şartlar
İYUK 3. madde uyarınca;
- Adınız, soyadınız, TC kimlik numaranız ve açık adresiniz,
- Varsa avukatınızın adı, soyadı ve adresi,
- Davalı idarenin ismi ve adresi,
- Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
- Yasal dayanaklarınız,
- Talebiniz,
- Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
- Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
- Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası,
- Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur.
İdari Davalarda Ön İnceleme
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinde, dava dilekçesinin idare mahkemesine teslimi sonrasında, yani dava açılmasıyla birlikte dava dilekçesinde idari yargı merciince öncelikle incelenmesi gereken bazı hususları belirlenmiştir. İlk inceleme şartları aynı zamanda dava şartıdır. Dava şartları yargılamanın her aşamasında idare mahkemesi tarafından resen dikkate alınır. İlk incelemede temel amaç davanın her aşamasında aranan bu şartları davanın başında kontrolünün sağlanıp yargılamanın ilerleyen aşamalarında gereksiz uzamalara sebep olmamaktır. Bu nedenle ilk inceleme usul ekonomisi yönünden oldukça önemli bir araçtır. Bu nedenle idare hukuku avukatı ile davanızı yürütmeniz davanızın uzamaması ve olumlu sonuçlanması bakımından önemlidir. 2577 sayılı Yasanın 14. maddesinde düzenlenen ilk inceleme konuları sırasıyla;
- Görev ve yetki,
- İdari merci tecavüzü,
- Ehliyet,
- İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
- Süre aşımı,
- Husumet,
- Dilekçenin 3. ve 5. maddelere göre düzenlenmesidir.
ilk inceleme konuları yönünden aranan şartlara aykırılığın tespiti halinde Kanunun 15. maddesinde idari yargı merciinin izleyeceği yol belirlenmiştir. İlk inceleme sonrasında idare mahkemeleri dilekçe ret veya dava ret kararı verebilir. Bu nedenle idare hukuku avukatı ile dava dilekçesinin hazırlanması son derece önemlidir.
İdari Dava Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
İdari davalar yazılı yargılama usulüne tabidir. Bu nedenle idari dava dilekçeniz davanın en önemli aracıdır. Dava dilekçesi hazırlanırken son derece titiz davranılmalıdır. Gereksiz ayrıntılara, konudan bağımsız detaylara, değişmiş emsal kararlar veya gereğinden uzun yazılması davanıza zarar verebilir. Benzer şekilde gereğinden kısa yazılmış, önemli hukuki noktaların atlanmış olduğu bir idari dava dilekçesi de davanıza zarar verebilir. Bu nedenle dilekçenizin özenle ve eksiksiz hazırlanması için idare hukuku avukatı ile çalışmanız sizlerin faydasına olacaktır. İdare mahkemelerin asgari avukatlık ücreti;
- Duruşmasız İdare ve Vergi Mahkemeleri için 10.500,00 TL
- Duruşmalı İdare ve Vergi Mahkemeleri için 20.900,00 TL’dir.
İdare Avukatı Ne İş Yapar?
İdare avukatı iptal davası veya tam yargısı davasının açılması, yürütülmesi, istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulması, dilekçelerinin hazırlanması ve takibini sağlar. Bunları yaparken usul kurallarına uyar. İdare hukuku avukatı İdari Yargıla Usulü Kanunu kapsamında belirlenen süreler içerisinde tüm bu yükümlülüklerini yerine getirir. İdare hukuku çok geniş bir dal olduğundan, idare hukuku avukatı olarak verilen hukuki hizmetlerin alanı çok geniştir. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;
- İdarenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirdiği işlemlerin iptal davaları
- İdari eylemlere karşı tazminat davaları
- İdari para cezalarının iptali davaları
- Öğrenci ve memur davalarının açılması, yürütülmesi
- Vergi uyuşmazlıklarında dava açılması ya da uyuşmazlıkların düzeltilmesi / çözümlenmesi
- Kamulaştırma davaları
- Karayolları trafik davalarının açılması
- İhale davalarına bakılması ve ihale hukukuna dair itilaflı süreçlerin çözümlenmesi
- Belediye Kanunu ile ilgili uyuşmazlık davaları
- İmar Hukukuna ilişkin idari davalar
İdare hukuku avukatı, idari hukuku ve yargısı sürecinde yaşanılan tüm sorunlarda profesyonel danışmalık hizmeti de sunarlar.
İdari Yargıda Kanun Yolları
İdare mahkemelerinin verdikleri kararlara karşı başvuru yolları, kanun yolları olarak tanımlanır. Buna göre davanın tarafları, verilen yargı kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, davanın yeniden incelenmesi için üst mahkemelere başvurma imkanına sahip olurlar. Kanun yolları “olağan kanun yolları” ve “olağanüstü kanun yolları” olarak ikiye ayrılır. Olağan kanun yolları, mahkemelerce verilen nihai kararların kesinleşmesine engel olan kanun yollarıdır. Olağanüstü kanun yolları ise olağan kanun yolları tüketildikten sonra kesinleşmiş kararlara karşı gidilebilen kanun yollarıdır. İdari yargılama usulünde olağan kanun yolları “istinaf” ve “temyiz” incelemelerinden oluşur. Olağanüstü kanun yolları ise “kanun yararına temyiz” ve “yargılamanın yenilenmesinden” oluşur. İlk derece mahkemesinin verdiği nihai karar içeriğindeki hüküm paragrafında verilen karara karşı hangi yargı yerine hangi süreler içinde ne tür bir başvuru yapılacağı bilgisi yer almaktadır.
Temyiz Kanun Yolu
Temyiz, ilk derece mahkemesi ile istinaf incelemesi yapan bölge idare mahkemesi tarafından verilen nihai kararlara karşı gidilen bir kanun yoludur. Temyiz başvurusu, ilk derece mahkemesi ile bölge idare mahkemesi kararlarının hukuka uygunluğunun denetlenmesi için yapılır. Temyiz incelemesi Danıştay tarafından yapılır. Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı kararların son inceleme mercidir. Danıştay kanunda belirtilen belirli uyuşmazlıklara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Tüm ilk derece mahkemesi kararları ile bölge idare mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilmez. İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 46 temyiz edilebilecek kararları sınırlı sayıda olmak üzere saymıştır. Bunlara ek olarak İYUK madde 20/A ve 20/B kapsamındaki işlemler doğrudan temyiz incelemesine tabi tutulur. Buna göre İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 46’da sayılan uyuşmazlık konularını içeren davaların temyiz incelemesi üzerine kesinleşmeleri söz konusudur. Temyiz incelemesine konu olan kararlar arasında ilk derece mahkemesi kararı üzerine bölge idare mahkemesinde istinaf yoluyla incelenenler olduğu gibi, Danıştay’ın, Danıştay Kanunu madde 24’e göre ilk derece mahkemesi olarak incelediği uyuşmazlıklar da vardır ve bunlar temyizen Danıştay’da kesin karara bağlanacaktır.
- Temyiz Başvurusunun Usulü: Temyiz yoluna davanın tarafları yazılı dilekçeler ile başvurabilirler. Dilekçeler dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde hazırlanır. Temyiz dilekçesi, Danıştay ilgili dairesine sunulmak üzere, kararı temyiz edilen mahkemeye iletilir.
- Temyiz Başvurusunun Süresi: Bölge idare mahkemeleri tarafından istinaf incelemesi üzerine verilen kararlar bu kararların tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde Danıştay’da temyiz edilir. İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/A’ya göre ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklara ilişkin kararlar ilk derece mahkemesinin verdiği kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde Danıştay’da temyiz edilir. İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/B’ye göre merkezi ve ortak sınavlarla ilgili işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kararlar ilk derece mahkemesinin verdiği kararın tebliğini izleyen günden itibaren 5 (beş) gün içinde Danıştay’da temyiz edilir. Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararlar bu kararların tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde Danıştay’da temyiz edilir. Kanunda belirtilen bu süreler geçirildiği takdirde temyiz başvurusu kabul edilmez.
- Temyiz Başvurusu Sonucu Verilebilecek Kararlar: İYUK 49/1 maddede yer alan -onama-gerekçeyi değiştirerek onama-düzelterek onama kararlarının açıkça eklenmesi değerlendirilebilecektir. Belli durumlarda gerekçesini değiştirerek veya düzelterek “onama” kararı verir ve karar kesinleşir. Danıştay, temyiz incelemesi sonucunda önüne gelen kararı (Kararın temyize tabi olan kararlardan olması gerekmektedir.) hukuka aykırı bulursa “bozma kararı verir ve bozma gerekçesiyle birlikte dava dosyasını kararı veren mercie gönderir. Onama kararı ile birlikte dosya ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de Bölge İdare Mahkemesine gönderilir. Bu karar 7 (yedi) gün içinde tebliğe çıkarılır. Bozma kararları sonrası taraflar haberdar edildikten sonra, dosyanın gönderildiği mahkeme veya Bölge İdare Mahkemesi gerekli işlemleri tamamlayarak yeniden karar verir. Danıştay, temyiz incelemesi sonucu, kısmen onama ve kısmen bozma kararı da verebilir.
İstinaf Kanun Yolu
İstinaf ilk derece mahkemesi kararlarının bir üst mahkeme tarafından maddi ve hukuki verileri çerçevesinde yeniden incelenerek denetlenmesidir. İstinaf incelemesini 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun madde 3/A ile İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 45’e göre Bölge idare Mahkemeleri yapar. İstinaf incelemesini yapmakla yetkili bölge idare mahkemesi, istinafa konu olan kararı veren mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki Bölge İdare Mahkemesidir.
- İstinaf Başvurusunun Usulü: İstinafa davanın tarafları yazılı dilekçeler ile başvurabilirler. Dilekçeler dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde hazırlanır. İstinaf dilekçesinde gerekçeli olarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne/reddine karar verilmesi talep edilir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçedeki hitap ve isteğe bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.
- İstinaf Başvurusunun Süresi: İstinaf başvurusu için süre ilk derece mahkemesi kararının tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gündür. Kanunda belirtilen bu süre geçirildiği takdirde istinaf başvurusu kabul edilmez.
- İstinaf Başvurusu Sonucu Verilebilecek Kararlar: Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararının hukuka uygun olduğu yönünde bir değerlendirme yaparsa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkünse gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararının hukuka uygun olmadığı yönünde bir değerlendirme yaparsa istinaf başvurusunu kabul eder ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verir. Bölge idare mahkemesi kaldırdığı kararın yerine davanın esasını inceleyerek yeniden karar verir. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulursa, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olması hallerinde istinaf başvurusunu kabul eder ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir.
- İstinaf İncelemesine Konu Edilemeyecek İşlemler: İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 45’e göre konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen (Yeniden değerleme oranlarına göre bu miktar her yıl değişmektedir.) vergi davaları, tam yargı davaları, idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup bunlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Bu kararlar ilk derece mahkemesinin kararı ile kesinleşir. İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/A ve 20/B kapsamındaki ivedi yargılama usulüne tabi olan konular hakkında verilen kararlar ile merkezi ve ortak sınavlara ilişkin verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz.
Yargılamanın Yenilenmesi
İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 53’te düzenlenmiş bir olağanüstü kanun yoludur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde ihlal kararlarına yönelik bir imkan sunması sebebiyle de son yıllarda işlerliği artmış olan bir olağanüstü kanun yoludur. Yargılamanın yenilenmesi talebi, İdari Yargılama Usulü madde 53’te yer alan sebeplerden biri dolayısıyla yapılabilir. Yargılamanın yenilenmesi imkanının amacı, kesinleşen bir hüküm olmakla beraber Kanunda sayılan haller sebebi ile ortaya çıkan hukuka aykırılığın giderilmesinin sağlanmasıdır.
Kanun Yararına Temyiz
İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 51’de düzenlenmiş olan kanun yararına temyiz olağanüstü bir kanun yoludur. Kanun yararına temyiz, idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı olan kararların, ilgili bakanlıkların lüzum görmesi üzerine veya Başsavcı tarafından kendiliğinden kanun yararına temyiz edilmesini içerir. Bozulan karar daha önce kesinleşmiş yargı kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Yolu
Anayasa madde 148’e göre herkes Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ekli protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü (devlet) tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru talebiyle başvurabilir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluna gidebilmek için uyuşmazlıkla ilgili idari ve yargısal başvuru yollarının tüketilmiş olması zorunludur. Buna göre, uyuşmazlığın kanunen tabi olduğu istinaf, temyiz ya da istinaf ve temyiz aşamalarını geçirmiş olması gerekir.
Bireysel başvuru yoluna 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun madde 46/1’e göre ihlale yol açtığı iddia edilen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenlerce yapılabilir. Bireysel başvuru 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun madde 47/5’e göre başvuru yolları tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 30 (otuz) gün içinde yapılmalıdır. Başvuru dilekçesi Anayasa Mahkemesi internet sitesinde bulunan Başvuru Formu doldurularak yapılır. Başvuru formunun ekleri hariç on sayfayı geçmemesi gerekir. Bireysel başvuru dilekçesi, doğrudan Anayasa Mahkemesine ya da Anayasa Mahkemesine ulaştırılmak üzere diğer mahkemelere ve yurt dışı temsilciliklerine iletilebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Bireysel Başvuru
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve ek protokollerde belirlenen haklarının ihlal edildiğini düşünen herkes Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakkına sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 35’e göre başvuru sahibinin iç hukuktaki tüm başvuru yollarını tüketmiş olması gerekir. İlgilinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre iç hukuktaki son başvuru yoluna ilişkin kesin karar tarihinden sonra 4 (dört) ay içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurması gerekir.
İdare Hukuku Avukatı Ankara
Devletin ve kamu gücünü kullanan tüm organları hukuk kurallarına uyma yükümlülüğü ve yargı denetiminde olması gerekliliğinin bir sonucu olarak idari yargı yolu ortaya çıkmıştır. Bazı meslektaşların Türkiye’nin en iyi idare hukuku avukatı, en iyi idare hukuku avukatı Ankara, Ankara’nın en iyi idare hukuku avukatı, en iyi idari dava avukatı Ankara, Ankara idari dava avukatı veya en iyi idare hukuku avukatı gibi nitelemeler kullandığını gördüğümüzde oldukça şaşırmaktayız. Türkiye’nin en iyi idare avukatı diye bir tabir yoktur. Türkiye’nin en iyi idare avukatını belirleyecek bir kurumda yoktur. Bunlar sadece avukatların kullandığı, iş getirmek için bir araçtır. İdare hukuku gibi hayati öneme sahip bir davada, sıkıntılı bir psikoloji ile idare hukuku avukatı arayışında olan vatandaşlarımızın, böyle ibarelerle karşılaşıp yanılmamaları, iyi bir idare hukuku avukatı ararken mağdur olmamaları için idare hukuku avukatı seçiminde nelere dikkat etmeleri gerektiğini makalemizde tek tek belirttik.
Diğer taraftan en iyi idare hukuku avukatı şeklinde bir betimleme yapmak ne kadar doğrudur? İdare hukukunun hangi alanında en iyi idare hukuku avukatını aramaktayız? En iyi idare hukuku avukatı mı, en iyi idari dava avukatı mı ya da en iyi kamulaştırma hukuku avukatı mı? Yoksa en iyi Ankara idare hukuku avukatı mı? Polis okulu davaları veya memur disiplin hukuku alanında siz de en iyi idare hukuku avukatını arıyorsanız kesinlikle bir ön araştırma yapmalısınız. Aradığınız kişi idare hukuku alanında en iyi avukat mı yoksa sadece reklam mı yapıyor tespit etmek gerekir. Bu araştırmayı yaptıktan sonra davayı en iyi idare hukuku avukatı ile yürütmeniz en doğrusu olacaktır.
Türk hukuk sistemi içerisinde davalar arasında en çok dava açılan alanlardan biri olan idare hukuku aynı zamanda kendi içerisinde de pek çok dava türünü bulundurmaktadır. İdare hukuku davaları olarak sıklıkla karşılaşılan, yürütme durdurma istemli iptal davaları, kamulaştırma davaları, polis okulu mülakat ve sağlık davaları, güvenlik soruşturması davaları, tayin davaları, disiplin davaları olmaktadır. Bunların dışında kalan görevden uzaklaştırma ve görevden çıkarma gibi hususlar da yine idare hukuku alanını ilgilendiren konulardan olmaktadır.
Yürütme Durdurma İstemli İptal Davası Ne Kadar Sürer?
Yürütme durdurma istemli iptal davalarında yetkili mahkemeler İdare Mahkemeleri olup, idari işlemi tesis eden idarenin bulunduğu adresin bağlı olduğu yerin mahkemesinde dava açılır. Açılacak olan davanın süresi, her hukuki davada olduğu gibi öncelikli olarak mahkemenin yoğunluğuna bağlı olduğu gibi, işlemin ispatlanabilecek delillerin toplanması, dilekçelerin cevaplanma süresi ve dosyanın tekemmül etmesine göre değişiklik göstermek ile beraber ortalama yürütme durdurma kararı için 3-4 ay, nihai yani yerel mahkeme kararı için ortalama 1 yıldır. Dava tecrübesi ile idare hukuku avukatı Ankara ve civar illerdeki idari davaları da dahil olmak üzere, tüm idari davalar için bulunduğunuz ilde avukata başvurarak danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Alanında uzman ve tecrübeli idare hukuku avukatı devlet kurum veya kuruluşları ile aranızda meydana gelen anlaşmazlıkları, sorunları ve problemleri çözüme kavuşturan ve danışmanlık veren kişidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta idare hukuku avukatlarının sadece; devlet kurum, kuruluş ve çalışanları ile normal vatandaş ya da şirketler arasında meydana gelen anlaşmazlıkları çözüme kavuşturduğudur. Başvurduğunuz andan itibaren başınıza gelen olayı idari hukukta bir karşılığı olup olmadığını belirleyen idare avukatı söz konusu olayı suç unsuru taşıdığı konusunda sizi bilgilendirebilir. Gerekli durumlarda sizin için ilgili makamlara başvuruda bulunarak bütün süreci sizin adınıza yürütür.
İdari Dava Avukatı Ankara
İdare avukatı, idare hukuku alanında uzmanlaşmış olan avukata verilen isimdir. Yaptığımız tanımlardan da anlaşılacağı üzere idare hukuku hem çok geniş bir hukuk dalı hem de çok ayrıntılı bir hukuk dalıdır. Dolayısıyla bu alanda uzmanlaşmak ciddi anlamda emek ve tecrübeyi gerektirmektedir. Çünkü idare hukuku pek çok alt dalı da kapsamaktadır. İdare hukuku alanında en çok sorun yaşanan veya hakkında kişilerin en fazla hak mahrumiyeti yaşadığı davalardan olmaktadır. Bu nedenle idare hukuku alanını ilgilendiren davalarda hukuki danışmanlık almak ya da İdare Hukuku Avukatı ve Danışmanlık yardımıyla süreci yönetmek davalardan zararla ayrılmamak adına önemli olmaktadır.
İdare avukatı arıyorsanız Kadim Hukuk ve Danışmanlık ile irtibata geçebilirsiniz. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak deneyimli ve uzman bir kadro ile hizmet veriyoruz. Sağlam, dinamik, genç, deneyimli, profesyonel avukat kadromuz ile hizmet verdiğimiz alanlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
- İdari para cezaları için itiraz davaları,
- İdarenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirildiği durumlarda iptal davaları,
- Belediye Kanunu ile ilgili uyuşmazlıkların çözülmesi,
- Kara yolları trafik davalarının açılması,
- Kamulaştırma davalarının yürütülmesi ve işlemlere itiraz edilmesi,
- Öğrenci ve memur davalarının açılması ve yürütülmesi,
- İdare yüzünden olan kayıplara karşı tazminat davaları,
- İhale davalarına bakılması,
- İhale hukukuna aykırı itilaflı süreçlerin çözülmesi,
- Belediye Kanunu ile ilgili uyuşmazlıkların çözülmesi için hizmet verilmektedir.
İdare hukuku uzmanlık gerektiren bir alandır. Bu alanda faaliyet gösteren Ankara idare hukuku avukatı hakkında bilgiye ulaşabilmek için uzun ve detaylı bir araştırma yapmak gereklidir. Maalesef ki internet çağında bilgiye ulaşmak ne kadar kolaysa yanlış bilgiye ulaşmakta o derece kolaydır. Bu sebeple daha öncesinde idare hukukunda uzmanlaşmış avukattan destek almanız sizlerin menfaatine olacaktır. İdari davalarda haklarınızın etkin bir şekilde korunabilmesi hususunda idare hukuku için idare hukukuna bakan avukatlar bulmanız gerekir. Bundan korunmanın en iyi yolu ise en iyi idare hukuku avukatını değil alanında uzmanlaşmış en iyi idare hukuku avukatını bulmaktır. Avukatlık mesleği yapısı gereği tüm davaları üstlenebilmeye olanak sağlayan bir meslektir.
Avukatların idare hukuku, ceza hukuku, aile hukuku, sigorta hukuku gibi hukukun tüm alanlarında dava almasına engel yoktur. Bu denli geniş ve grift yapıda olan hukuk alanında ihtisaslaşma artık bir mecburiyettir. Bu sebeple Kadim Hukuk ve Danışmanlık avukatları belli alanlarda eski meslek geçmişleri gözetilerek uzmanlaşma, ihtisaslaşma yoluna gitmiştir. İdare hukuku da bunlardan biridir. İdare hukuku yapısı gereği uzmanlık gerektiren bir hukuk dalıdır.
Zira kavramlar arasında büyük bir farklılık ve tezatlık vardır. Çünkü en iyi idare hukuku avukatı, en iyi ankara idare hukuku avukatı veya en iyi polis okulu avukatı gibi sürekli olarak internet üzerinde aramalar yapılmaktadır. Yapılan bu aramalarda konuyla ilgisi olmayan, avukatlık ile ilgisi bulunmayan hatta bu alanda alakasız sonuçlar çıkabilmektedir. Bunun en büyük sebebi bilgi kirliği ve internet dünyasının art niyetidir.
İdare Hukuku Avukatı Ücretleri Ne Kadar?
İdare hukuku avukatı ne kadar alır, idari avukat ücretleri ne kadardır veya idari dava ücretleri gibi konular idari dava avukatı arayanların çok sık aradığı sorulardandır. İdare hukuku avukatı ücreti yasalarla belirlenmiş olmasına rağmen taraflar arasındaki anlaşmaya bağlıdır. Her davanın içeriğine, avukatın vereceği emeğe ve dikkate göre değişmektedir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2024 yılı en düşük ücretleri;
- Duruşmasız İdare ve Vergi Mahkemeleri için 10.500,00 TL
- Duruşmalı İdare ve Vergi Mahkemeleri için 20.900,00 TL’dir.
Bu ücretler en düşük ücretler olup altına dava almak mümkün değildir. İdare hukuku kişiler için hayati öneme sahip bir alan olduğu için talep edilen ücret diğer davalara göre farklılık gösterebilmektedir. İdare hukuku avukatları bu sebeple kendileri fiyat belirlemekte özgürdürler. İstanbul en iyi idari dava avukatı ücretini belirlerken bu kriterler doğrultusunda serbestçe kararlaştırır.
İdare Hukuku Avukatlığına Dair Danışmanlık Hizmetleri
- İdari dilekçelerin denetlenmesi
- İdari dilekçelerin düzenlenmesi ve hazırlanması
- Kamulaştırma davası öncesi ve sonrası takip
- İdari işlemlerde gerekli evrakların düzenlenmesi ve denetlenmesi
- Kamu ihale şartnamelerinin hazırlanması ve denetlenmesi
- İdari sözleşmelerin hazırlanması, yorumlanması ve denetlenmesi
- Kamu ihalelerine katılım
- Şirketlerin vergi mevzuatı çerçevesinde denetlenmesi, aksaklıkların düzeltilmesi
- Dava takibi ve uyuşmazlık çözümü
- Uzlaşma işlemlerinin takibi
- Vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada uzlaşma yoluyla çözümü
- Yürütme durdurma kararına belge ve bilgilerin aktarılması
- İdareye başvuru ve sürecin takibi
İdari Yargıda Adli Yardım
İdari yargılama usulünde adli yardım, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) madde 31’e göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinden yararlanılarak uygulanmaktadır. Adli yardım Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340 maddelerinde düzenlenmiştir. Adli yardımdan yararlanacak kişiler; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olanlar; iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde adli yardımdan yararlanabilirler. Adli yardım talebi kabul edilen kişiye, mahkemenin kararına göre, aşağıdaki imkanlardan biri, birkaçı ya da tamamı sağlanır:
- Yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet,
- Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet,
- Dava sırasında yapılması gereken tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesi,
- Davanın avukat ile takibi gerekiyorsa ve ödeme gücü yoksa bir avukat temini.
Adli yardım imkanı mahkeme kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Adli yardım, adli yardım talebi ve kabulünden önceki yargılama giderlerini kapsamaz. Adli yardım talebinin mahkemece değerlendirilmesinde gerekli evrakın başvuruya eklenmemesi sebebiyle mahkemenin, belgenin tamamlanması için karar vermesi ve bunun üzerine belgenin getirilmesi sürecini uzatacağından adli yardım talebi için gerekli belgelerin eksiksiz olarak başvuruya eklenmesi önemlidir.
Adli yardım talebi davaya ilişkin talebin yapılacağı mahkemeden istenir. Talep, dava ilk derece yargılamasında ise ilk derece mahkemesine, kanun yolları aşamasında ise bölge idare mahkemesi ya da Danıştay’a yapılır. Adli yardım talebinde bulunan kişinin, davaya ilişkin iddiasının özeti, iddiasını dayandıracağı deliller ile birlikte davanın yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını ortaya koyan mali durumunu gösteren belgeyi mahkemeye sunması gerekir.
Adli yardım talebine ilişkin belge her türlü harç ve vergiden muaftır. Adli yardım talebi mahkemece öncelikli olarak görüşülür. Adli yardım talebinin reddedilmesi halinde redde ilişkin karara karşı bir dilekçe ile kararı veren mahkemeye tebliğden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebilir. Adli yardım talebi reddedildiğinde adli yardım talebinde bulunan kişilerce dava harç masraflarının yatırılması gerekmektedir. Adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumu hakkında bilinçli olarak yanlış bilgi verdiği ortaya çıkarsa veya sonraki süreçte mali durumunun iyileştiği anlaşılırsa adli “yardım kararı kaldırılır. Adli yardımdan yararlanan kişinin davayı kaybetmesi halinde yargılama hukukumuzda geçerli olan “kaybeden dava masraflarını öder” ilkesine göre adli yardım kararı sebebiyle ertelenen tüm yargılama giderleri ve devlet tarafından ödenen avanslar kaybeden davacıdan tahsil edilir.
Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri karşılıklılık esasına bağlıdır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında ülkede bulunan yabancıların adli yardım talebinde ikametgah sorunundan kaynaklı iletişim sorunları yanında kimlik/pasaport sahibi olmamaları ya da ibraz etmemeleri halinde adli yardım talebinin değerlendirilmesi süreci sekteye uğrayacağından başvuruda gerekli bilgi ve belgelerin eksiksiz iletilmesi önemlidir.
İdare Hukuku Avukatı Tutmak Zorunlu mu?
Avukat tutmak idari davalarda zorunlu değildir. Herkes kendisini ilgilendiren konularda dava açma hakkına açma hakkına sahiptir. Anca idari dava açma husus ciddi sonuçlar doğurabileceğini göz önünde bulundurmanız gerekir. Bu nedenle idare hukuku avukatı ile çalışmanız faydanıza olacaktır. Her avukat gibi idare hukuku avukatları da bilgi ve tecrübelerini müvekkilleri ile paylaşmaları halinde ücrete hak kazanır. İdare Hukuku Avukatı, idare hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukattır. İdare hukuku, devletin ve kamu tüzel kişilerinin faaliyetlerini düzenleyen hukuk dalıdır. İdare hukuku avukatları, idari işlemler ve idari yargılama süreçleri ile ilgili olarak bireylerin ve kurumların haklarını savunmaktadır. İdare hukuku avukatlarının çalışma alanları şunları içerebilir:
- Kamu ihaleleri ve sözleşmeleri
- Kamu hizmetleri ve kamusal altyapı projeleri
- İmar ve planlama hukuku
- Vergi hukuku
- Kamu personel hukuku
- Çevre hukuku
- Kamu düzeni ve güvenliği
- Sosyal güvenlik hukuku
- İdari yaptırım ve cezalar
- İhale hukuku
- İdari yaptırımlara yönelik hukuk
- Memur hukuku
- HES, RES, GES ile ilgili davalar
- Kamulaştırma hukuku
- Belediyeler hukuku
- İdari yargılamaya yönelik hukuk
- İdari sözleşmeler hukuku
- Malpraktisten kaynaklı tazminatlar
- İmar yani inşa hukuku
- Düzenleyici işlemlere dair işlemler22
İdare hukuku avukatları, özel ve tüzel kişilerin haklarını ve çıkarlarını korumak için idari davalarda temsil ve danışmanlık hizmetleri sunarlar. İdari mahkemelerde dava açma, idari işlemlere itiraz etme ve idari yaptırımlara karşı savunma stratejileri geliştirme gibi konularla ilgilenirler. Ayrıca, idare hukuku avukatları, kamu kurumları ve özel sektör arasındaki işbirliğini düzenleyen sözleşmelerin ve anlaşmaların hazırlanması ve yorumlanması konusunda da uzmanlık sağlarlar.
Avukatın yaptığı iş karşılığı ücret alması Avukatlık Kanunu’nun da bir gereğidir. Bu ücret avukatın hukuki bilgi ve birikiminin karşılığını temsil etmektedir. İdare mahkemesi vekalet ücretini avukat ve uyuşmazlık sahibi serbestçe tayin edebilir. Ancak TBB’nin belirlediği avukatlık asgari ücret tarifesinin altında bir ücret kararlaştıramazlar. Buna göre idare hukuku avukatının, vekalet ücreti avukat ve müvekkil tarafından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında olmamak üzere belirlenir. Mali durumunuz avukat tutmaya elverişli değilse bulunduğunuz il barosuna başvurur yaparak adli yardım kapsamında ücretsiz olarak avukat atanmasını talep edebilirsiniz.