Yardım Nafakası

Yardım Nafakası

yardim nafakasi

Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde fakirliğe düşecek ailenin bazı üyelerine ödenen nafakadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun içtihatlarına bakıldığında zorunlu harcamalarını karşılayacak seviyede kazancı olmayan kişiler yoksul olarak kabul görmüştür. Bu zorunlu harcamalar; yeme, barınma, sağlık, eğitim gibi kişiye gerekli olan harcamalardır. Aslında evlilik ya da boşanma ile bir ilgisi yoktur. Farklı durumlarda da yardım nafakasına hükmedilebilir. Hakim istek halinde karar verir ve dava tarihinden itibaren sağlanır. Türk Medeni Kanunu, 4 farklı nafaka çeşidi düzenlemiştir. Bunlar;

  • Tedbir Nafakası: Boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra geçimini sağlamak üzere eşin veya 18 yaşını doldurmamış çocuğun (Lisans eğitim süreci varsa bu süreçlerde dahil) talep ettiği ve tedbiren verilen nafakadır.
  • Yoksulluk Nafakası: Boşanma davasının nihayete ermesiyle yoksulluğa düşecek tarafa verilen nafaka çeşididir.
  • İştirak Nafakası: Boşanma davasının nihayete ermesiyle velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın çocuğun giderlerine katılması için verdiği nafakadır.
  • Yardım Nafakası: Yardım nafakası, boşanma sebebiyle verilen bir nafaka değildir. Bir kişinin yardım etmezse yoksulluğa düşecek aile bireylerine ödediği nafakadır.

Yardım nafakası, kişinin kanunda belirtilen yakınlarının yoksulluğa düşmesi durumunda, onlara yardım etme zorunluluğu kapsamında ödenen bir nafaka türüdür. ‘’Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.’’ (TMK m.364) Yardım nafakası TMK m. 364 ve m. 365’te düzenlenmiştir. Yardım nafakasının TMK dışında çeşitli kanunlarda da uygulanmasına ve dava sürecine ilişkin hükümler mevcuttur. Yardım nafakası, Türk Hukukundaki öncelikli nafaka türlerindedir. Diğer nafaka türleriyle karıştırılması ve yanlış tespit yapılarak hak kayıplarına uğranması olabilir.

yardim nafakasi nedir
yardim nafakasi nedir

Yardım Nafakası Nedir?

Yardım nafakası, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Anlamı ise bir kişinin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek alt soyu, üst soyu veya kardeşlerine ödediği nafaka çeşididir. Diğer bir ifadeyle yardım nafakası ekonomik durumu iyi olan aile bireylerinin ekonomik açıdan zorda olan verdiği destektir. Yardım nafakası yükümlüleri kanunda alt soy, üst soy ve kardeşler olarak belirlenmiştir. Buna göre kişinin, halası, dayısı, amcası, teyzesi gibi yakınları bu hakka sahip değildir. Bir tablo ile göstermek gerekirse:

Anne ve BabayaÖdenir
TeyzeyeÖdenmez
HalayaÖdenmez
AmcayaÖdenmez
DayıyaÖdenmez
Annenin babasına ve annenin annesineÖdenir
Babanın babasına ve babanın annesineÖdenir
Boşanılan EşeÖdenmez
EşeÖdenmez
KardeşlereÖdenir
Evlat Edinilen KişiyeÖdenir
Evlat EdineneÖdenir
Kardeşin Çocuklarına, KuzenlereÖdenmez
TorunaÖdenir

Yardım Nafakasının Şartları Nelerdir?

Fakirliğe düşecek tarafın talebi durumunda hâkim, yardım nafakasına hükmedebilir, kendiliğinden nafakaya hükmedemez. Yardım edilecek birey, yardım edenin altsoyu, üstsoyu veya kardeşlerinden birisi olması gerekmektedir. Nafaka alacaklısının talep sırası miras sırası takip edilerek olmalıdır. Örneğin kişi alt soydan nafaka talep edebiliyorken nafaka alacaklısı üst soya başvurursa talebi reddedilir. Eğer kardeş varlık içinde değilse bu durumda kardeşten yardım nafakası talebi geçerli olmayacaktır.

Yardım nafakası yükümlüleri TMK m.364’e göre alt soy, üst soy ve kardeşlere verilebilir. Buna göre yardım nafakası anneye, babaya, anneanneye, babaanneye, büyükbabaya ( daha ileri üst soy), çocuklara, torunlara, torun çocuklarına ( daha ileri alt soy) veya kardeşlere verilebilir. Ancak kişinin teyzesi, halası, dayısı, amcası, eşi gibi yakınları bu hakka sahip değillerdir. Yardım nafakasının şartları şöyle sıralanabilir:

  • Yardım nafakası için bir dava açılması gerekmektedir.
  • Yardım nafakası talep eden kişinin fakir olması gerekmektedir.
  • Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri ise refah içinde bulunmalıdır.
  • Eğer taraflar arasındaki aile birliği bozulduysa nafaka yükümlülüğü ortadan kalkar.

Yardım Nafakasının Süresi

Yardım nafakası davası, hâkim nafakaya hükmettikten sonra son bulur ve ödeme tarihi davanın başlangıç tarihinden itibarendir. Dikkate alınan tarih davanın açılma tarihidir. Eğer nafaka yükümlüsü ölürse, nafakaya ihtiyacı olan taraf başka bir nafaka yükümlüsüne başvurup tekrardan yardım nafakası isteyebilir. Bunun haricinde yardım nafakası isteyen kişinin artık ihtiyacı olmaması durumda veya nafaka yükümlüsünün ekonomik açıdan durumunun kötüye gitmesi durumunca sona erer.

Ancak bunun için mahkemeye başvurulması gerekir, hâkim kendiliğinden yardım nafakasını bitiremez. Eğer yardım nafakası talebinde bulunan kişi ilerleyen yıllarda nafakanın belirli bir düzeyde arttırılmasını istiyorsa bu hususu mutlaka talep etmelidir. Aksi takdirde mahkeme kendiliğinden nafaka miktarının gelecek her yılda şu oranda arttırılması şeklinde bir karar veremez.

Yardım Nafakasının Miktarı

Yardım nafakası, kanunda belli bir meblağda gösterilmemiştir. Ancak yine kanunda olan bir ifadeye göre; yoksulluğa düşmüş kişinin geçinmesine yetecek ve nafaka yükümlüsüne ağır mali bir yük getirmeyecek şekilde olmalıdır. Bunda da hâkimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Hâkim istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Hakimin yaptığı geniş araştırmalar sonucunda yardım nafakasının verilip verilmeyeceğine ve verilecekse ne kadar olacağı konusunda da takdir yetkisi verilmiştir. Bu takdir yetkisi hiçbir duruma bakılmadan istenilen miktarın uygun olmasına karar verir. Yardım nafakasının, yükümlülerin bir ya da birkaçından istenmesi durumuna aykırıysa hâkim, o bireylerin nafaka yükümlülüğünü azaltabilir ya da kaldırabilir. Mahkemece yardım nafakası miktarının hesaplanma aşamasında şu maddelere dikkat edilmektedir:

  • Tarafların gelir düzeyleri
  • Gelirlerinin niteliği
  • Ekonomik koşullar
  • Hem nafaka yükümlüsünün hem de nafaka alacaklısının ihtiyaçları
  • Orantılılık ve hakkaniyet ilkesi
  • Bilirkişi incelemesi
  • Reşit çocuk için eğitim durumu
yardim nafakasi azaltma arttirma
yardim nafakasi azaltma arttirma

Yardım Nafakası Davasında Usul ile Görevli ve Yetkili Mahkeme

Yardım nafakası davasında yetkili ve görevli mahkemenin doğru tespit edilmesi davada sorun yaşanmaması ve sürecin uzamaması açısından oldukça önemlidir. Davanın görüleceği mahkeme Aile Mahkemesidir. Eğer bulunulan mevkide Aile Mahkemesi aksi takdirde davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi bakmaktadır. Yardım nafakası davası taraflardan birinin yaşadığı yerde açılabilir. Yani davacı kendi bulunduğu konumda açabileceği gibi, kendisinden yardım talebinde bulunacağı kişinin de bulunduğu yerde açabilir.

Nafaka davası açabilmek için öncelikle yardıma muhtaç kişinin bir avukat ile birlikte veya kendi başına bulunduğu konumdaki aile mahkemesine gidip kanunda açıkça belirtilen nafaka yükümlülüğüne sahip olan kişilerden nafaka talebinde bulunmalıdır. Yardım nafakası açan kişi davacıdır. Hâkim davacının mal varlığını, gerçekten yoksulluğa düşüp düşmediğini günümüzdeki ekonomik ve sosyal koşullarını da göz önünde bulundurarak değerlendirir. Davalı ise nafaka yükümlüsü olan kişidir. Davacı mahkemeye yardıma muhtaç olduğunu ve davalı ile arasındaki akrabalığı ispat etmekle yükümlüdür.

Yardım Nafakasının Arttırılması, Azaltılması ve Kesilmesi

Nafakanın azaltılması veya artırılması ya da nafakanın tamamen kaldırılması da mümkündür. Bunun yapılabilmesi için ayrıca dava açılması gerekmektedir. Mahkemece kişinin artan geçim ihtiyaçları, yardımda bulunanın ekonomik durumu, ÜFE oranı (https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Enflasyon+Verileri/Uretici+Fiyatlari) ve çeşitli etkenler göz önüne alınarak karar verilir. Gerekirse bilirkişi incelemesine de başvurulabilir. Gerçeğe uygun olarak bir karar verilir. Bu durum nafakanın arttırılmasıdır. Nafakasının azaltılması veya kaldırılması ise davacının durumunun iyileştiğine, geçimini kendi geliriyle sağlayabiliyor olmasına göre mahkemece karara bağlanır.

Yardım nafakası ödemekle yükümlü olan kişinin ekonomik durumunun gerilemesi, ödeme gücünün zayıflaması ya da tamamen ortadan kalkması halinde mahkemeden yardım nafakasının azaltılması ya da nafakanın kaldırılması talepli dava açabilir. Aynı şekilde nafaka talebinde bulunan kişinin ekonomik açıdan iyileşmesi ve geçimini kendi imkânlarıyla sağlayabilecek duruma gelmesi halinde nafaka kesilebilmektedir. Ancak bu durum için mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Ayrıca yardım nafakası, nafakayı talep eden kişinin ölmesiyle de son bulur. Nafaka yükümlüsü ölürse, talep eden taraf başka bir alt veya üstsoyundan ya da kardeşinden talep edebilir.

Reşit Çocuğun Yardım Nafakası Talebi

Anne ve baba çocuklarına 18 yaşına gelinceye kadar bakmak zorundadır. Ancak çocuk reşit olmasına rağmen okulu devam ediyorsa, yani eğitimin hayatını henüz tamamlamamışsa bu konuda anne ve babanın bakım yükümlülüğü devam etmektedir. Bu konuda anne ve babanın kendisinden beklenebilecek ölçüde yardım etmesi kriteri vardır. Bu nafaka türü eğitim nafakasıdır.

Eğitim nafakasında anne ve baba, ergin olan ancak eğitimi devam eden çocuğun, sosyal ve kültürel ihtiyaçları da dâhil olmak üzere eğitim masraflarını gidermek zorundadır. Ancak ergin çocuğa verilecek yardım nafakası farklı bir konudur. Burada eğitim nafakasından farklı olarak, eğitime devam etme zorunluğu olmaksızın verilir. Yani çocuk okumuyor olsa da verilmesi gerekmektedir.

yardim nafakasi emsal karar
yardim nafakasi emsal karar

Yardım Nafakası Hakkında Yargıtay Kararları

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17254 E. 2016/3205 K. 03.03.2016 Tarihli Kararı

  • Yardım Nafakası

Yardım nafakası aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı gibi, herhangi bir nedenle aile bağlarının zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir.

Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne ve babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir.


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/19706 E. 2015/5566 K. 02.04.2015 Tarihli Kararı

  • Yardım Nafakası

Somut olayda, davacı çocuk dava tarihi itibariyle ergindir. Böylece TMK’nın 328/1 maddesi uyarınca iştirak nafakası son bulmuştur. Bizzat reşit çocuk tarafından eğitiminin devam ettiği belirtilmek suretiyle açılan iş bu dava, TMK’nın 364. maddesi kapsamında “yardım nafakası” verilmesine ilişkindir. O halde Mahkemece yardım nafakası şeklinde niteleme yapılarak karar verilmesi gerekirken 200-TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak aylık 500-TL’ye yükseltilmesi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Ancak, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasındaki “…mahkememizin 29/05/2008 ve 2006/253 esas 208/89 karar sayılı kararı ile hükmedilen ve 12/02/2009 tarihli kararıyla devamına karar verilen ve reşit olduğu için kesilen 200,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 500,00 TL’ye yükseltilmesine…” ifadesinin karar metninden çıkarılarak yerine “… dava tarihinden itibaren aylık 500-TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/9 E. 2016/3772 K. 14.03.2016 Tarihli Kararı

  • Yardım Nafakası

Somut olayda; davacı Hatice’nin, davanın açıldığı tarih itibari ile ev hanımı olup herhangi bir gelirinin olmadığı, yargılama sürer iken 01.02.2015 tarihinde emekli olduğu anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Davacı, dava tarihi itibari ile kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun olduğundan yardım nafakası talebi haklıdır. Ancak davacının emekli olduğu tarih itibariyle kendi geliriyle yaşamını sürdürme imkanı kazandığı düşünüldüğünde, mahkemenin, davacı Hatice yararına emekli olduğu tarihle sınırlı olacak şekilde nafakaya hükmedilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasında yer alan; “250 TL yardım nafakasının” sözcüklerinden sonra “davacının emekli olduğu tarih olan 01.02.2015 tarihine kadar” ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/2827 E. 2016/6878 K. 02.05.2016 Tarihli Kararı

  • Yardım Nafakası

TMK’nun 364.maddesine göre; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”

Aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almıştır.

Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların…” yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır.

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

X
kadim hukuk ve danışmanlık