Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller Nelerdir?

Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller Nelerdir?

bosanmada kusur nedir

Evli bir kişinin evlilik birliği içerisindeyken eşine karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu sorumluluklarını yerine getirmeyerek yani evlilik birliğinin gereklerine aykırı davranarak boşanmaya az da olsa neden olmasına boşanmada kusur denir. Evli çiftlerin evlilik birliği içerisinde birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü, ortak giderlere katılma yükümlülüğü, birbirlerine karşı özen yükümlülüğü gibi yerine getirmeleri gereken karşılıklı yükümlülükleri bulunmaktadır. Çiftler bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde evlilik birliği sarsılmakta ve boşanmalar gündeme gelmektedir. Eşler kendisinden beklenen sadakat ve evlilik birliğinin doğurduğu diğer yükümlülüklere aykırı davranması sonucu boşanmaya neden olmasına boşanmada kusur denir. Boşanma davalarında bir çok husus kusur üzerinden değerlendirilir ve karara bağlanır. Bu nedenle boşanmada kusur sayılan haller çok önemlidir. Boşanmada kusur sayılan haller ve kusurun özellikleri TMK’nin 161 ve devamı maddelerinde yer alır. Boşanmada kusurun önemi şöyledir;

  • Ağır kusurlu eşin açmış olduğu boşanma davası reddedilir.
  • Ağır kusurlu olduğu tespit edilen eş nafaka alamaz.
  • Ağır kusurlu olduğu tespit edilen eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemez.
  • Ağır kusurlu olan eş, diğer şartlar da söz konusu ise nafaka ve maddi/manevi tazminat ödemek durumunda kalır.
  • Ağır kusur kabul edilen davranış, zina veya hayata kast ise hakim, kusurlu tarafın artık değerdeki pay oranını azaltmaya veya kaldırmaya karar verebilir.

Tam da bu noktada tarafların kusuru ve kusurunun ağırlığı oldukça önem arz etmektedir. Zira, boşanma davasının açılması ile birlikte talep edilebilecek tazminat, nafaka, mal paylaşımı gibi hususların belirlenmesi açısından kusur kavramı oldukça önemlidir. Boşanma davaları büyük oranda kusur belirlemesi üzerinden ilerlemekle birlikte kusur her davada ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

bosanmada kusur sayilan haller
bosanmada kusur sayilan haller

Boşanmada Kusur Nedir?

Evli bir kişinin evlilik birliği içerisindeyken eşine karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu yükümlülüklerini yerine getirmeyerek yani evlilik birliğinin gereklerine aykırı davranarak boşanmaya az da olsa neden olmasına boşanmada kusur denir. Eşler evlilik birliği süresince birbirlerine gerek maddi gerekse manevi olarak destek olmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini ihmal eden eşe boşanma esnasında kusur atfedilecektir.

Kusur ilkesi gereği kanun ancak eşlerden birinin kusurlu olması durumunda boşanmaya izin vermiştir. Boşanma hakkı, kusursuz eşe verilmiştir. Kanun kusurlu eşin dava açmasını engelleme eğilimindedir. Nitekim Yargıtay’ın görüşleri de bu yöndedir. Bu görüşe göre kusurlu olan eş, kendi kusurlu davranışına dayanarak hak elde edemeyeceği gibi boşanma da talep edemez. Ancak evlilik birliğinin temelden sarsıldığının tespit edildiği durumlarda hakim, davacı kendi kusuruna dayanmış olsa bile boşanmaya karar verebilir.

DİKKAT: Boşanma da kusur konusu boşanmaya, nafakaya, tazminata vs. bir çok unsura etki edecektir. Bu nedenle davanızı en baştan itibaren avukat yardımı ile sürdürmek menfaatinize olacaktır.

Boşanma davası açıldıktan sonra buradan TCKN ve e-devlet şifresi ile giriş sağlayarak davanızı takip edebilirsiniz. https://www.turkiye.gov.tr/uyap-portali-vatandas-girisi

Boşanmada Kusur Sayılan Haller Nelerdir?

Boşanmada kusur sayılan haller ve kusurun özellikleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 161 ve devamı maddelerinde sayılmıştır. Ancak bu, kanunda sayılanlarla sınırlı değildir. Bir başka deyişle, kanunda kusur sayılan hallere sınır koyulmadığı için her bir boşanma davasının türüne ve özeliğine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, bu tür durumlara sınırsız örnek sayılması mümkündür. Ancak unutulmamalıdır ki, her bir boşanma davası kendine hastır. Dolayısıyla, bir boşanmada kusur sayılan hal ve haller bir başka boşanma sürecinde kusur olarak değerlendirilmeyebilir. Genel olarak boşanmada kusur sayılan hallere birkaç örnek vermek gerekirse şu haller boşanmada kusur olarak kabul edilebilir:

  • Taraflardan birisinin zina yapması,
  • Eşlerden birisinin diğer eşe karşı pek kötü muamelede bulunması, onur kırıcı davranışlar sergilemesi,
  • Taraflardan birisinin diğerinin hayatına kastetmesi,
  • Eşine ilgisiz ve özensiz davranmak
  • Hakaret etmek ve yalan söylemek etmek
  • Eşin çalışmasına izin vermemek
  • Ailesinin eşini darp etmesine sessiz kalmak
  • Ailesiyle görüştürmemek
  • Eşini yakının evine bırakmak
  • Şiddet uygulamak
  • Ölüm tehditinde bulunmak
  • Hakaret etmek ve onur kırıcı davranışlarda bulunmak
  • Eşlerden birinin kendisini küçük düşüren bir suç işlemesi veya haysiyetsiz yaşam sürmesi,
  • Taraflardan birisinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerinden kaçınmak amacıyla müşterek konutu terk etmesi,
  • Eşlerden birisinin akıl hastalığına tutulması,
  • Taraflardan birinin diğerine karşı fiziki, ekonomik, psikolojik şiddette bulunması,
  • Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması.
  • Ahlak dışı tekliflerde bulunmak,
  • Güven sarsıcı davranışlarda bulunmak,
  • Bağımsız konut tesis etmemek,
  • Cinsel ilişkiye girmekten kaçınmak,
  • Eşini istememek,
  • Evlilik birliğinin giderlerine katılmamak
  • Kişisel temizliğe dikkate edilmemesi
  • Eşini çalışma hayatında küçük düşürmek
  • Aşırı alkol almak
  • Aşırı kıskançlık
  • Beddua etmek
  • Cinsel uyumun sağlanamaması

Yukarıda yer verilen kusur halleri sınırlı sayıda değildir. Nitekim pek çok Yargıtay kararları da incelendiğinde görülmektedir ki, sınırsız sayıda boşanmada kusur haller sayılabilir. Kusur değerlendirmesi somut olaya bağlı kalınarak yapılmaktadır. Özellikle tarafların yaşam biçimleri, meslekleri veya günlük rutinler gibi etkenler kusur değerlendirmesinde ölçüt olarak ele alınabilir.

 

Anlaşmalı Boşanma Davasında Kusur

Anlaşmalı boşanma davasında boşanma isteyen taraflar boşanmanın hukuki ve mali sonuçları üzerinde anlaşmış olarak dava açarlar. Boşanmanın tüm sonuçları üzerinde anlaşmaya varılması sebebiyle artık kusur incelemesi yapılmasına ve kusura göre tazminat veya nafaka belirlenmesi gibi durumlara gerek kalmaz. Boşanma konusunda herhangi bir çekişme bulunmadığı için hangi tarafın ne oranda kusurlu olduğunun bir önemi yoktur.  Bu bakımdan, anlaşmalı boşanma davalarında kusur tartışması genellikle olmaz. Boşanacak eşler boşanma konusunda ve boşanmanın ferilerinde anlaştıkları takdirde mahkeme boşanmaya karar verebilecektir.  Kusur, tarafların ileri sürdüğü hukuka uygun her türlü delille belirlenir.

Türk Medeni Kanunumuzda, kusurun etkisi asli değildir. Ancak kanun koyucu, davacının kusurunun daha ağır olması durumunda, davalının açılan davaya itiraz hakkını korumuş böylelikle kusuru etkin hale getirmiştir. Boşanma davaları açısından kusur, evlenmiş olan eşlerden her birinin evliliğin sorumluluklarını, Türk Medeni Kanununda sayılan yükümlülükler ile aile olma edimini benimsemiş bireylerin sorumluluklarını yerine getirmemesi sonucunda ortaya çıkandır. Kusurlu olmayan eşin korunması esasına dayanan kusur ilkesi gereğince, ancak eşlerden birinin kusurlu olması halinde boşanmaya karar verilmektedir. Diğer bir ifade ile kusursuz eşin boşanma hakkı vardır.

Çekişmeli Boşanma Davasında Kusur

Kusur kavramı esas olarak  çekişmeli boşanma davalarında karşımıza çıkmaktadır. TMK m.166 gereği; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, eşlerden biri diğer eşe nazaran daha fazla kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilmekte ve hakim tarafların boşanmalarına karar verebilmektedir. Bu durumda kusur boşanmanın aslına ve ferilerine etki etmektedir.

Kusur, boşanma sebepleri ve boşanmanın mali sonuçları açısından önemli bir kriterdir. Ayrıca kusurlu olmayan eşin korunması esasına dayanan kusur ilkesi gereğince, ancak eşlerden birinin kusurlu olması halinde boşanmaya karar verildiğinden, kusursuz eşin boşanma hakkının olması açısından da önemlidir. Boşanma davasını açacak olan eşin kusuru daha ağır ise, diğer eşin açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa mahkemece boşanmaya karar verilebilir. Kanun koyucunun genel eğilimi kusurlu kişinin kendi kusuru sebebiyle bir hak sağlamasını engelleme yönündedir. Ancak bu eğilim de kusursuz eşin itirazıyla sınırlı durumdadır.

bosanmada kusur oranlari
bosanmada kusur oranlari

Boşanmada Kusur Nasıl Belirlenir?

Mahkeme, boşanma davalarında tarafların hangi oranda kusurlu olup olmadıklarını anlamak için tarafların dosya kapsamında sundukları somut delilleri inceler.  Bununla birlikte, eşleri evlilik birliği içerisindeki eylemlerine, davranışlarına, tutumlarına bakılır. Hâkim kusur araştırmasıyla birlikte kusursuz, az kusurlu veya eşit kusurlu ya da ağır kusurlu gibi eşlerin durumunu tespit ederek davanın seyrini belirler. Kusur çoğu kez kişilerin sosyal ve kültürel yapılarına, değer yargılarına ve çevrelerine göre değişen, bir ölçüde soyut, göreceli bir kavramdır. Dolayısıyla önceden şu veya bu eylemin ve davranışın daha ziyade kusur veya daha az kusur olarak kabulü ve bu konuda kesin, değişmez, nesnel bir ölçünün konulması olanak dışıdır. Bu kapsamda boşanma davasında hangi eşin ne oranda kusurlu olduğunu belirlemek hakimin takdirine bırakılmıştır.

Boşanmada kusur, dava sürecinde tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerini, nafaka düzenlemelerini ve hatta boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini doğrudan etkiler. Bu makalede, boşanmada kusur sayılan haller, kadının ve erkeğin kusurları, kusur oranının belirlenmesi, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarında kusurun etkisi gibi konulara detaylı olarak değinilecektir. Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan davranışların neler olduğunu ve bu davranışların boşanma sürecine nasıl yansıdığını üstte açıkladık.

Boşanma Sebepleri Bakımından Kusurun Değerlendirilmesi

  • Zina Sebebiyle Boşanma: Zina Türk Medeni Kanunu’nda özel boşanma sebebi olarak değerlendirilmiştir. Eşlerden birinin üçüncü bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesi durumunda diğer eş açısından mutlak bir boşanma sebebi doğmaktadır. Zina söz konusu olduğunda, zina yapan eşin kusuru gündeme gelmektedir. Kişi zina sırasında manevi ya da maddi cebir altında eylemi gerçekleştirdiğini ispatlarsa kusurun ortadan kalkacağı kabul edilmektedir.
  • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma: TMK 162’de düzenlenen bu üç boşanma sebebi bakımından kusur değerlendirmesi aslında aynı usullerle yapılmaktadır. Hayata kast durumunda hayatına kast edilen kişi ne kadar kusurlu olursa olsun hakim hayata kast sebebiyle boşanma hususunda hüküm kurduğu takdirde hayata kast eden kişi tam kusurlu sayılmaktadır. Pek kötü veya onur kırıcı davranış söz konusu olduğunda ise kusur karşılaştırması yapılmaz, hakimin bu özel ve mutlak sebeplerle boşanma hususunda karar vermesi durumunda davranışları sergileyen taraf tam kusurlu sayılmaktadır.
  • Suç İşleme Sebebiyle Boşanma: Suç işleme sebebiyle boşanma, mutlak bir boşanma sebebi olmayıp nisbidir. Aynı zamanda evlilik birliğinin temelden sarsıldığının ispatı gerekmektedir. Dolayısıyla tarafların hal ve hareketlerinin hakim tarafından değerlendirilmesi ve kusur değerlendirilmesi yapılması gerekmektedir.
  • Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma: Haysiyetsiz hayat sürme, kanunda nisbi boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Aynı zamanda evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekmektedir. Haysiyetsiz hayat süren eşin kusurlu sayılması için bu davranışın devamlı olması gerekmektedir. Bahsedilen davranışların haysiyetsiz olarak değerlendirilmesi gerekip gerekmediği hakim takdirindedir.
  • Terk Sebebiyle Boşanma: Terk sebebiyle boşanma halinde terk eyleminin iradi olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Kişinin elinde olmayan sebeplerle uzun süre ortadan kaybolması boşanmaya sebebiyet vermez. Aynı zamanda terk eden kişinin aile birliğine ilişkin sorumluluklarından kaçma yönünde kastı bulunması gerekmektedir.
  • Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma: Evliliğin devamının çekilmez hale gelmesi şartı aranmaktadır. Akıl hastalığı boşanma sebebinin asli unsuru olduğundan kusur değerlendirmesinin önemi oldukça azdır.
bosanmada kusur
bosanmada kusur

Tarafların Eşit Kusuru Halinde Ne Olur?

Tarafların eşit kusurlu olması boşanmaya engel değildir. Ancak menfaati boşanma nedeniyle zedelenen eşin maddi ve manevi tazminat isteminde bulunabilmesi için talepte bulunacak eşin diğer eşe göre daha az kusurlu ya da kusursuz olması gerekmektedir. Boşanma davasında eşit kusurlu olunması durumunda ya da ağır kusurlu tarafın talepte bulunması durumunda, talepler reddedilmektedir. Öte yandan, kusurun belirlenmesi açısından önemli bir konu da nafaka konusudur. Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin, kusurunun diğer eşe göre daha ağır olmaması koşuluyla nafaka talebinde bulunması mümkündür. Bu konuda, tazminattakinin aksine, eşlerin eşit kusurlu olması halinde de, eş lehine nafakaya hükmedilmesi mümkündür. Yargıtay kararlarında;

  • Sürekli yalan söyleyen hakaret eden eşe fiziksel şiddet uygulayan eşle,
  • Ahlak dışı tekliflerde bulunan ve bağımsız konut tesis etmeyen eşin başkalarıyla mesajlaşan eşle,
  • Hakaret eden eşle uzun süre cinsel ilişkiden kaçınan eşin,
  • Eşini istemeyen eşle hakaret eden eşin
  • Düzenli çalışma hayatı olmayan eşle güven sarsıcı davranışlar içerisinde olan eşin

eşit kusurlu olduğuna karar vermiştir.

Tam Kusur Halinde Ne Olur?

Boşanma davalarında hakim tarafları asli kusurlu ve tali kusurlu olarak ayırabileceği gibi boşanma sebeplerine be olayların şartlarına göre taraflardan birinin boşanmada tam kusurlu olduğuna da hükmedebilir. Boşanma davalarında tam kusurlu olan eş; boşanmada talep edilebilecek tazminat, nafaka vb. konularında oldukça dezavantajlı konumdadır. Özellikle belirtmek gerekirse özel boşanma nedenleri söz konusu olduğu zaman kişi tam kusurlu sayılır. Yani; zina, hayata kast, pek kötü muamele, haysiyetsiz yaşam sürme, terk gibi davranışlar kişiyi tam kusurlu hale getirir.

  • Nafakada Kusurun Önemi

Boşanma davalarında nafaka dediğimizde 3 tür nafaka söz konusu olmaktadır. Bunlar şu şekildedir:

  • Yoksulluk Nafakası
  • İştirak Nafakası
  • Tedbir Nafakası

Hakim dava esnasında nafakaya hükmedeceği zaman kusur araştırması akla ilk gelen konulardan biri olmaktadır. Ancak burada dikkat edilecek husus, nafakayı ödeyecek eşin kusurunun bulunup bulunmadığının bir öneminin olmamasıdır. Boşanma davasının tarafı eş kusursuz olsa dahi mahkeme tarafından diğer eşe nafaka ödemesine hükmedilebilir. Öte yandan nafaka talep edecek olan eş için ‘kusur’ önemlidir. Nafaka almak isteyen eş; ağır kusurlu olmaması şarttır. Nafaka talep eden eş, diğer eşten daha az kusurlu ya da eşit kusurlu olmalıdır.

  • Çocuk Velayetinde Kusurun Önemi

Boşanma davalarında velayet konusunda asıl önemli olan husus çocuğun yüksek yararıdır. Dolayısıyla çocuğun velayetinin verildiği eşin kusurlu olup olmadığına bakılmaz. Çocuğun bakımı ve gözetimi bakımından hangi eşte kalması çocuk için uygun olacaksa o eş ağır kusurlu olsa dahi velayet ağır kusurlu eşe verilebilir. Çocuğun velayetinin verilmesinde kusurun bir önemi yoktur. Asıl önemli olan çocuğun üstün yararı olup çocuğun en menfaatine olarak şekilde hakim tarafından karar verilir.

  • Mal Paylaşımında Kusurun Önemi

Eşler boşanma kararı vermeleri üzerine evlilikleri süresince kazanılan mallar TMK’da düzenlenen hükümler çerçevesinde paylaştırılır.  Eşler evlilikleri süresince kural edinilmiş mallara katılma rejimini tabi olmakla birlikte kendi aralarında kararlaştırdıkları farklı bir mal rejimine de tabi olabilirler. Ancak bu hususun kusur araştırmasında bir önem yoktur. Taraflar farklı bir mal rejiminde karar kılmış olsalar dahi eşlerin kusuru mal paylaşımını etkileyecek bir husus değildir. Mal paylaşımı esnasında kusur araştırması yapılmamaktadır.

  • Tazminatta Kusurun Önemi

Boşanma nedeniyle menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan eşin diğer eşten maddi ve manevi tazminat talep edebilme hakkı bulunmaktadır. Ancak buradaki en önemli husus bu tazminat taleplerinin kabulüne karar verilebilmesi için tazminat talebinde bulunan eşin diğer eşe nazaran kusursuz yahut daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eşit kusurlu ya da ağır kusurlu eşin tazminat talebi reddedilecektir.

Boşanmada Kusur Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/3222 Esas 2019/2070 Karar sayılı 04.03.2019 Tarihli Kararı

  • Boşanmada Kusur
  • TMK 161. Madde ve Devamı

Somut olayda, yerel mahkeme kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, tarafların kusurları somut olarak belirtilmemiş, kusur değerlendirmesine esas alınan vakıalar gerekçede gösterilmemiştir. O halde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, mahkemece kusura ilişkin bir tespit yapılmadan yeterli gerekçeden yoksun ve denetime elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 02.03.2020 tarihli ve 2020/571 E., 2020/1745 K. sayılı kararı

  • Boşanmada Kusur
  • TMK 161. Madde ve Devamı

Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını, öbür yandan da kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 14.01.2021 tarihli ve 2020/6031 E., 2021/161 K. sayılı kararı

  • Boşanmada Kusur
  • TMK 161. Madde ve Devamı

Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı erkeğin TMK’nun 164. maddesine dayalı olarak boşanma davası açtığı, dava dilekçesinin konu bölümünde ve içeriğinde bunu açıkça yazdığı, davacı vekilinin de 09.12.2015 tarihli duruşmada da davanın terk nedeniyle boşanma davası olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre; dava TMK 164. maddesine dayalı terk nedeniyle açılan boşanma davasıdır. Ancak mahkemece hükmün gerekçesinde TMK’nun 166/1 maddesine dayalı kusur tespiti yapılmıştır. Dava TMK 164. maddesine dayalı terk nedeniyle açılan boşanma davası olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş TMK 164 maddesi uyarınca davalı kadının kusuru olup olmadığına ilişkin olumlu olumsuz karar vermektir. Hal böyleyken mahkemece davanın TMK 166/1 maddesi olduğu yönündeki belirlemesi ve buna göre yapılan kusur tespiti hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/4494 Esas 2019/8456 Karar sayılı 10.09.2019 Tarihli Kararı

  • Boşanmada Kusur
  • TMK 161. Madde ve Devamı

Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan vakıalarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın, boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Türk Medeni Kanunu‘nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2709 E. 2020/987 K. sayılı kararı

  • Boşanmada Kusur
  • TMK 161. Madde ve Devamı

“…Boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği, kadın eşin ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususunda Özel Daire ile yerel mahkeme arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, tarafların sabit olan eylemleri nedeni ile boşanmaya sebep olan olaylarda kusur derecelerinin ne olduğu noktasındadır. Taraflar arasında 07.09.2013 tarihinde gerçekleşen yaralama olayının Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2014 tarihli ve 2013/254 E., 2014/47 K. sayılı yargılamasına konu olduğu, bu yaralama sonucunda kadın eşin durumunu bildirir 31.10.2013 tarihli kati sağlık raporunda geçen “….Çekilen Toraks BT de sağda total pnömotoraks mevcuttu. Mevcut bulgularla hastaya sağ tüp torakostomi ve kapalı sualtı drenajı uygulandı. Hasta bu hâli ile mevcut travmadan dolayı hayati tehlike geçirmiştir,…” ifadelerden kadın eşin hayati tehlike geçirecek şekilde sırtından bıçaklandığı anlaşılmıştır.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 2. maddesinde “Herkesin yaşama hakkı hukuk tarafından korunur,…” şeklindeki düzenlemeye paralel Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesinde “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir,…” hükmü ile yaşamın kutsallığı ilkesinden hareketle yaşama hakkının bütün hakların temeli olduğu, somut olayda erkek eşin; kişilik haklarının ihlal edilmesi karşısında kadın eşin yaşama hakkını ihlal ettiği gözetilerek tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda en azından eşit kusurlu sayılmaları gerekir.”

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık