Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası açmak mümkündür. Bunun için belli şartlar vardır. Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası 60 gün içinde yapılmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. 60 gün içerisinde idare mahkemesine iptal davası açılmalı ya da kuruma yasal süre içinde itiraz edilmelidir. Yoksa hakkınız son bulacaktır. Bilindiği üzere öğretim görevlisi kadrolarına atanmada Üniversite tarafından gerçekleştirilen bilim sınavı notları belirleyici olmaktadır. Bu bilim sınavlarının veya bilim sınavının notlandırmasının şüpheli bulunduğu durumlarda akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası açılabilmektedir. Söz konusu iptal davası nihai değerlendirme sonuçlarının ilanından itibaren başlayan 60 günlük süre içinde Üniversitenin bulunduğu yer idare mahkemesinde açılmalıdır. Öğretim görevlisi kadrosuna atamada iptal davası sürecinde idare mahkemesi tarafından alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması yoluyla notlandırmaların yeniden değerlendirilmesi sağlanabilmektedir.
Üniversitelerin birincil işlevi inceleme, araştırma yapmak ve bilim adamı yetiştirmektir. İkincil işlevi ise bilimsel bilginin yaygınlaştırılmasıdır. Üniversiteler öğretim ve araştırma gibi iki amaç doğrultusunda hareket etmektedir. Öğretim işlevi araştırmaya göre daha eski bir kavramdır. Üniversitelerle ilgili yapılan tanımları özetlersek; insan gücü yetiştirmek, bilim üretmek ve edinilen bilgiyi yaymak gibi görevlerinin olduğu ortak sonucuna varılmaktadır. Bilginin üretilmesinde ve ihtiyaç duyulan alanlarda nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde üniversitelerdeki nitelikli akademisyenlerin ve personellerin varlığı önemlidir. Üniversiteler varoluş nedenlerini hizmet bağlamında karşılayabilmek için değişik unvan ve kadrolarda çalıştırılan akademik ve idari personeli istihdam etmektedir. Kadim Hukuk olarak bu yazımızda “Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası” hakkında bilgi vereceğiz.
Akademik Personel Nedir?
Akademik personel, en temel anlamıyla yükseköğretim kurumlarında çalışan personeli ifade etmektedir. Akademik personelin tabi olduğu ve şu an yürürlükte olan kanun, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’dur. Bu kanun, akademik personelin özlük haklarını düzenlemektedir. Ancak, üniversite öğretim elemanları ile üst düzey kuruluşlar ve üniversitelerde görevli memur ve diğer personelin özlük haklarına ilişkin Yükseköğretim Kanunu’nda düzenleme bulunmayan durumlarda, ilgili mevzuat olan Üniversite Personel Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Üniversite Personel Kanunu’nda hüküm bulunmayan konularda genel hükümler geçerli olacaktır. Bu çerçevede, genel hükümler bağlamında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun hükümleri de uygulanacaktır.
2547 sayılı Kanun’un ifadesine göre, öğretim elemanı terimi, akademik personel statüsünde bulunan bireyleri tanımlar. Kanunun 3. maddesine göre, öğretim elemanı tabiri, yükseköğretim kurumlarında faaliyet gösteren öğretim üyelerini, öğretim görevlilerini ve araştırma görevlilerini içermektedir. Öte yandan, “öğretim üyeleri” ifadesi, yükseköğretim kurumlarında görev yapan profesörleri, doçentleri ve doktor öğretim üyelerini içermektedir.

Akademik Personel Türleri
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 3. maddesinde düzenlenen akademik personel, öğretim elemanı başlığı altında toplanmış üç ayrı personel türünü ifade eder. Bu kategorilerde bulunan kişiler; öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve araştırma görevlileri, akademik personel statüsüne sahiptir. Öğretim üyeleri kavramı ise yükseköğretim kurumlarında görev yapan profesörler, doçentler ve doktor öğretim üyelerini kapsamaktadır.
- Öğretim üyeleri
Bu bölümde yalnızca öğretim üyelerinin unvanlarının tanımına ve yasal mevzuata değinilecek olup yükseltilme ve atanma başlıklarına çalışmanın ilerleyen kısımlarında ayrıntılı olarak değinilecektir. Öğretim üyeleri, öğretim elemanları ana başlığının altında düzenlenmiştir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda tanımlandığı üzere, “Öğretim üyeleri: Yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve doktor öğretim üyeleridir.
- Öğretim görevlisi
Kanuna göre öğretim görevlisi kavramı şu şekilde ifade edilmektedir: “Öğretim Görevlisi: Yükseköğretim kurumlarında okutulan dersleri vermek, uygulama yapmak veya yaptırmakla yükümlü olan öğretim elemanıdır.” (2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m.3). Üniversitelerde öğretim görevlileri, öğretim üyeliği pozisyonunda yer almayan dersler veya uzmanlık gerektiren konular için uzmanlıklarıyla tanınmış kişiler arasından seçilebilirler. Yükseköğretim kurumlarında öğrencilere derslerin verilmesi ve eğitim programlarının uygulanması gibi görevleri üstlenen öğretim elemanlarıdır.
- Araştırma görevlisi
Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında akademik araştırma projelerine ve incelemelere destek olan aynı zamanda katkı sağlayan ve ilgili diğer görevleri yerine getiren akademik personeldir. Araştırma görevlisi pozisyonuna başvuruda bulunabilmek için, sınavın gerçekleştirildiği yılın ocak ayının ilk gününden itibaren otuz beş yaşını tamamlamamış olmak gerekmektedir. Araştırma görevlisi atanma süreci, ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanının önerisiyle birlikte, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdüründen alınan olumlu görüş doğrultusunda atanma süreci gerçekleşir. Bu atanma süreci, rektör onayı alınarak tamamlanır. Araştırma görevlileri, atandıkları kadroda en fazla üç yıl süreyle görev yapma hakkına sahiptirler. Bu belirlenen süre sonunda, görevleri otomatik olarak sonlanır. Ancak, bu süreç yenilenerek ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü ve rektör onayı ile tekrar atanabilirler. Bu düzenlemeler, akademik personelin performansını değerlendirmek, çeşitli projelerde yer almalarını teşvik etmek ve akademik kurumun kalitesini sürdürmek amacıyla uygulanır.
Akademik Kadrolara Atama İşlemlerinde Usul
Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği, kadroların rektörlük tarafından duyurulacağını belirtmektedir. Bu çerçevede, rektörlük, ilk etapta var olan kadro taleplerini değerlendirmelidir. Ancak, başvuru olmadan ve duyuruya çıkmak da dahil olmak üzere üniversitenin ihtiyaçları ve hizmet gereksinimlerine uygun olarak akademik kadro ilanı yapabilir. Bu durumda, anabilim dalı veya bölüm başkanının görüşü alınma zorunluluğu bulunmaktadır.
- Öğretim üyesi kadrolarına atama usul ve koşulları
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği çerçevesinde kurala bağlanmıştır. Doktor öğretim üyeliği, doçentlik ve profesörlüğe yükseltilme ve atanma işlemlerini düzenleyen yönetmeliğin 3. maddesinde ise genel şartlar düzenlenmiştir:
MADDE 3
- Bu Yönetmelik hükümlerine göre doktor öğretim üyesi, doçent ve profesör kadrolarına atanabilmek için; a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesindeki genel şartlara sahip olmak,43 b) Yükseköğretim kurumlarının, 2547 sayılı Kanunun 23 üncü, 24 üncü ve 26 ncı maddeleri uyarınca belirlenerek Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanmış öğretim üyeliğine yükseltilme ve atanmayla ilgili ek koşullar varsa, bu koşulları sağlamış olmak, gerekir.
- 2547 sayılı Kanunun yabancı uyruklu öğretim elemanları ile ilgili hükümleri saklıdır.
- İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez.
Atama işlemi, öğretim elemanının üniversitede istihdam edilmesi ve ders verme sürecinde görev alabilmesi için gerekli koşulların değerlendirilmesini içerir.
- Araştırma Görevlisi Atama Usul ve Koşulları
Araştırma görevlilerinin kendi kişisel ve akademik gelişimleri için hem de ülkenin ve üniversitelerin geleceği için ihtiyaçlara uygun insan gücü yetiştirmek, ulusal veya uluslararası düzeyde bilime katkı sunma hususlarında sorumlulukları vardır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 65. Maddesi kapsamında hazırlanan “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine dayanılarak araştırma görevlisi kadrolarına atamalar yapılmaktadır.
Araştırma görevliliği kadrosuna atama yapılırken merkezi sınav ve yükseköğretim kurumları tarafından yapılacak sınav olmak üzere iki aşamalı sistem mevcuttur. Akademik personel ve lisansüstü sınav (ALES) merkezi sınav olarak uygulanmaktadır. Araştırma görevlisi atamalarında naklen atamalar için ön şart ÖSYM’nin gerçekleştirdiği merkezi sınavda 100 puan üzerinden 70 ve üzeri puan almaktır. ALES’e başvurabilmek için lisans programından mezun olabilecek durumda olmak, lisans mezunları, yurt dışında lisansını tamamlayanların denklik belgesini almış olması gerekir. Doktorasını tamamlayanlar merkezi sınava tabii tutulmamaktadır.
Giriş sınavı ise üniversitelerin kendi bünyelerinde gerçekleştirdiği sınavdır. Yükseköğretim kurumlarının uygun görmesiyle üniversite senatosu tarafından araştırma görevlilerinin norm kadroları belirlenmektedir ve kadroların kullanımı rektör tarafından yapılmaktadır. Yükseköğretim kurumları tarafından araştırma görevlisi alım ilanları Resmi Gazete ve kendi sitelerinde ilan edilmektedir. İlana çıkan araştırma görevliliği kadroları için giriş sınavı jürisi oluşturulmaktadır.
Yükseköğretim kurumlarında; fakültelerde dekanın; konservatuar, meslek yüksekokulları ve enstitülerde müdürün önereceği,( ilgili anabilim dalı başkanı yoksa anabilim dalı başkanı oda yoksa bölüm başkan) yabancı dillerde ise yüksekokul müdürü olmak üzere en az sekiz öğretim üyesi içinden yönetim kurulunca seçilecek üç asıl bir yedek üye giriş sınav jürisini oluşturmaktadır. Ayrıca seçilecek asıl üyelerden birinin atama yapılacak kadronun gerektirdiği görev alanı ile ilgili olmaları gerekir. Giriş sınav jürisi, ön değerlendirme aşamasında başvuru yapan adayların içinden ilan edilen kadronun on katı kadar adayı belirler. Araştırma görevliliği kadrolarında merkezi sınavın %60’ı yabancı dil puanın %40 ‘ ı dikkate alınarak belirlenir. Adayların nihai değerlendirmedeki puanları ile lisans not ot ortalamaları kadro ilanın yapıldığı internet sitesinde ilan edilmektedir.

Akademik Kadro Sınavına İtiraz ve İptal Davası Nasıl Yapılır?
Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası idare mahkemesine açılır. İptal davası, idarenin hukuka uygunluğunu sağlama amacını taşımaktadır. Bu dava türü, idarenin hukuka aykırı işleminin ortadan kaldırılmasıyla birlikte, idarenin hukuki durumunun düzeltilmesini hedefler. İptal davası, özellikle idare hukukuna özgü bir nitelik taşır, zira bu davayla idarenin hukuka aykırı işlemleri hukuk düzeninden çıkarılarak, hukuka uygunluğu sağlanır. Bu bağlamda, iptal davası, hukuk devleti ilkesinin uygulanmasını temin eden ve belki de en önemli araçlardan birini oluşturan bir hukuki mekanizmadır. Diğer bir ifadeyle, iptal davası, yasal düzenlemeye bağlı olmaksızın “hukukun genel ilkeleri” içinde var olan bir dava türü olarak kabul edilmekte ve bu sayede hukuk devleti ilkesinin güvencesini oluşturmaktadır. Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası 60 gün içinde açılmalıdır.
Akademik personel ile ilgili idari işlemlerde, eğer bu işlemlerde yetki, şekil, sebep, konu veya amaç unsurlarında hukuka aykırılık tespit edilirse, bu tür sakatlıkların giderilmesi için idarenin düzeltme, geri alma veya kaldırma işlemlerini uygulaması mümkündür. Ancak uygulamada genelde bu şekilde bir yaklaşım bulunmamakla birlikte hukuka aykırı idari işlemler yargı merciinin alacağı bir iptal kararıyla ortadan kaldırılmaktadır. Kısaca idarenin usul veya esasa aykırılık teşkil eden işlemleri menfaati etkilenen kişilerce açılan iptal davaları ile yargısal denetime tabi tutulmaktadır. İptal davaları, idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarında bir veya birkaçının hukuka aykırılığı nedeniyle kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan davalardır. İptal davası açmak isteyen akademik personelin, ilgili idari işlemle kişisel, meşru ve makul bir menfaatinin ihlali de aranmaktadır.
İptali gerektiren idari işlemin hukuka aykırılık sebepleri, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir. Bu bağlamda, idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden herhangi birinin hukuka aykırılığı durumunda, bu unsurlara iptal nedenleri adı verilir. İdari işlemin temel unsurları olan bu faktörlerden herhangi birinde ortaya çıkan sakatlık, söz konusu işlemin hukuki geçerliliğini etkileyerek iptal edilmesi için yeterli bir temel oluşturacaktır.
Akademik Kadro Sınavının İptal Davasında Yargılamaya İlişkin Usul Kuralları
İdare mahkemelerinde açılacak iptal davalarında da usule ilişkin kuralların denetimi büyük önem arz etmektedir. Yargı yerlerinde açılacak iptal davalarının süresi içerisinde açılmış olması, taraf teşkilinin usule uygun olması, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmış olması gibi hususlar davanın usule uygun olduğunu göstermektedir.
Akademik personel atama işlemlerine karşı açılacak iptal davaları, görevli ve yetkili mahkeme başlığı altında ayrıntılı açıklanacağı üzere idare mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Bu sebeple kanun hükmü gereği akademik personel atama işlemlerine karşı açılacak iptal davalarında dava açma süresi altmış gündür.
Akademik personel atama işlemlerinin iptali davalarında dava açma süresinin başlangıcı bildirimden sonra başlamaktadır. Uygulamada akademik kadro ilanlarına başvuran ve ataması yapılmayan adaylara yazılı bildirim yapılması, genellikle tebliğ ile gerçekleştirilmekle birlikte; adaylara başvuru evraklarında belirttikleri mail yolu ile de bildirim yapıldığı görülmektedir. Çok sık rastlanılmamakla birlikte ilgili kadro alım ilanına atanan adayın üniversitelere ait resmi internet sitesinde yayınlanması yoluna gidilerek duyurulduğu durumlara da rastlanılmaktadır. Bu durumda, ataması yapılmayan adaylara herhangi bir bildirim yapılmadığı da söz konusu olabilmektedir. Ancak böyle bir durumda ilgili akademik kadroya başvuran ancak atanamayan adaya yazılı bir bildirimde bulunulduğundan söz edilemez.
Akademik personel atama işlemlerine karşı açılacak iptal davaları da idare mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Bu davalar genel görevli yargı yeri olan idare mahkemelerinde açılırlar. Ayrıca atama işlemini yapan üniversitenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olarak kabul edilir.
Kişiye Özel Akademik Kadro İptal Davası
Üniversiteler tarafından açılan akademik kadro ilan şartlarının kişiye özel ilan şartlarını taşıması, ilan şartlarına uyan adaylardan atanamayanların daha atananlardan liyakatli olduğunu düşünmesi ya da doğrudan kişiye özel ilan açılması durumlarında kadro ilanına veya atama işlemine karşı itiraz ve davalar söz konusu olabilmektedir. Konulan şartlar şayet kişiyi tarif eder, keyfi, subjektif nitelik taşıdığı anlaşılması halinde iptal davası açılması gerekmektedir. Konuyla ilgili olarak YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığının web sayfasında Akademik Kadro İlanlarında Aranan Ek Koşullara İlişkin Bilgi Notunda:
“Konu hakkında Yükseköğretim Kuruluna gelen ve incelenmek/soruşturulmak üzere ve incelenmek/soruşturulmak üzere Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına gönderilen şikayet dilekçelerinde; üniversitelerin akademik personel alımı için ilana çıktığı kadrolara ilişkin olarak ek koşullar belirlediği, ancak söz konusu ek koşulların bir adayı işaret edecek biçimde spesifik olarak belirlendiği ve böylece ilana diğer adayların katılımın engellendiği, ilanlara konulan ek koşullar yoluyla belirli kişilerin alınarak üniversitede kadrolaşmaya gidildiği şeklinde iddialar yer almaktadır. Yapılan inceleme ve soruşturmalarda Üniversiteler tarafından çıkılan bazı ilanlarda yer alan ek koşulların belirli bir adayı tanımlamaya yönelik olarak ve akademik rekabeti engelleyecek biçimde belirlenebildiği, ataması yapılan kişilerin yayınları ile belirlenen ek koşul arasında büyük benzerlikler bulunduğu ve hatta bazı atamalar için doğrudan ataması yapılan kişilerin yüksek lisans ya da doktora tez başlıklarının ek koşul olarak belirlendiği, bazı ilanlarda bilimsel kalite ve bilim disiplinleri arasındaki farklılıklarla açıklanamayacak ölçüde kısıtlayıcı ve rekabeti engelleyici koşullar belirlendiği görülmüştür.
Üniversitelerin çıkmış olduğu ilanlarda belirlediği ek koşulların kişiyi tanımlamaya yönelik olarak akademik rekabeti engelleyecek nitelikte olmasının, Anayasanın eşitlik ilkesine ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na aykırılık teşkil edeceği, tesis edilen işlemin dava konusu edilmesi halinde yargı makamları tarafından atama işleminin iptal edileceği, buna bağlı olarak üniversitenin işleyişi üzerinde olumsuzluk etkiler yaratacağı ve kişiler açısından mağduriyetler yaratacağı, söz konusu atama işleminde rol alan yetkililer açısından idari ve cezai sorumluluklar doğuracağı açıktır.”
Şeklinde belirterek bir kişiyi işaret edecek şekilde kişiye özel ilanlar için uyarılarda bulunmuştur.
Yayınlanan ilanların kişiye özel kadro niteliğinde olması halinde hakkı ihlal edilen aday ilanı yayınlayan üniversiteye itirazda bulunabilir. Yapılan itiraz yayınlanan ilanda belirtilen şartların bir kişiyi işaret edecek şekilde veya belirli bir kişiyi kadroya almak için o kişinin vasıflarına göre hazırlanması durumlarının hukuki bir dille dile getirilmesinde fayda vardır. Yapılan itiraz sonucunda idare tarafından 30 gün içerisinde cevap verilmezse zımni ret olarak kabul edilerek dava açma süresi yani 60 günlük süreniz başlayacaktır. İtiraz yolu zorunlu değildir. İlanın yayınlanmasından itibaren idareye itirazda bulunmadan 60 gün içerisinde iptal davası açılabilmesi mümkündür.
60 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, süre geçtikten sonra açılacak dava esasa girilmeksizin usul yönünden reddedilecektir. Bu sebeple kişiye özel ilan yayınlandığı iddia eden kişinin bu hak düşürücü süreyi kaçırmamak için tedbirli davranmaktır. Bu noktada idare hukuku avukatının hukuki bilgisinden yararlanmakta fayda vardır. Zira idari davalar uzmanlık gerektiren davalardır.