Doçentlik başvurusunda etik ihlali; yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali, akademik atama ve terfilerde bilimsel araştırma ve yayınlara ilişkin gerçeğe aykırı beyanda bulunmak olarak nitelendirilen bir etik ihlal türüdür. Doçentlik başvuru sürecinde etik ihlal incelemesi yapılır. Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlalinin bir kusur olarak görülmesinin sebebi bu suretle jüri üyeleri yanıltılarak akademik atama ve terfilerde haksız menfaat elde edilmesidir. Makalemizde yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali hakkında detaylı bilgilere yer verilecektir.
15.04.2018 tarihli 30392 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Doçentlik Yönetmeliği; doçentlik başvuru şartlarını, başvuru usulünü ve tüm bu süreçlerin nasıl yönetileceğini düzenler. Yönetmeliğin Üçüncü Bölüm Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiğine Aykırılık, Doçentlik Komisyonu kısmının 7. Maddesinde etik ihlali düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre bir eseri inceleyen jüriler, başvuran kişinin dosyasında yer alan eserde herhangi bir surette yayın etiği veya bilimsel araştırma tekniklerine aykırılık tespit ederse etik ihlalinin varlığından söz edilir.
Bir kişinin doçentlik başvurusu devam ederken dosyasına sunduğu eser üzerinde bilimsel araştırma ve yayın etiklerine aykırılık teşkil eden bir husus tespit edilirse bu husus inceleme altına alınır. İnceleyecek kurum Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonları olarak belirlenmiştir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda doçentlik başvurusunda etik ihlalinin ne olduğundan bahsedeceğiz.
Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali Nedir?
Doçentlik Başvurusuna ilişkin usul ve esaslar Doçentlik Yönetmeliği’ne göre belirlenmektedir. Etik ihlali ise bu yönetmeliğin 7. Maddesinde düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre, doçentlik başvurusunda bulunan bir kişi gerek başvuru süreci devam ederken gerekse başvuru dosyasını inceleyen kurul dosyadaki eserde bilimsel araştırma ve yayın etiğine bir aykırılık tespit ettiği takdirde etik ihlalinin varlığından söz edilecektir.
Etik ihlali, şikayet ve ihbar başvurusu yapıldığı takdirde de incelenebilir. Bu durumda bu iddiaların incelemesini Üniversitelerarası Araştırma Yayın Etiği Komisyonları yapmaktadır. Bu komisyonların içerisinde üç tür Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu bulunmaktadır. Nitekim komisyon çalışmalarını Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’ne göre yürütmektedir. Komisyonun içerisinde bölünen üç komisyon şu şekilde sıralanabilir:
- Fen ve Mühendislik Bilimleri Komisyonu.
- Sağlık ve Spor Bilimleri Komisyonu.
- Sosyal ve Beşeri Bilimler ile Güzel Sanatlar Komisyonu.
Etik ihlal; doçentlik başvurusunda bulunan kişilerin Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’deki bilimsel araştırma ve çalışmalarda uyulması gereken yayın ve etkinlik kurallarına uymaması durumudur. Kişinin doçentlik başvurusunda etik ihlalinin mevcut bulunduğunu düşünen jüri tarafından etik ihlal raporu düzenlenecektir. Bu etik ihlal raporunun düzenlenmesi ile doçentlik başvurusu yapan kişiden savunma vermesi istenecek ve bu süreçte bilimsel araştırma ve yayın etiği komisyonu tarafından etik ihlal durumu ve kişinin savunması birlikte değerlendirilecek, komisyon tarafından karar verilinceye kadar kişinin doçentlik başvuru askıya alınacak ve herhangi bir karar verilmeyecektir.
Doçentlik başvurularında ilk olarak incelenen durum akademisyenin bilimsel araştırmalarında makalelerinde ve diğer etkinliklerinde etik ihlalinin bulunup bulunmadığıdır. Bu yüzden doçentlik başvurusu yapacak akademisyenlerin hakkında etik ihlal raporu düzenlenmesi ile savunma yapması istenmesi durumunda etik ihlalin mevcut olmadığının dair bilgi ve belgelerle etkin bir savunma yapması gerekecektir. Aksi halde doçentlik başvurusunun olumsu sonuçlanması ile akademik kariyeri tehlike altına girecektir. Peki, bu etik ihlali oluşturan durumlar nelerdir? Ve doçentlik başvurusunda etik ihlal raporu düzenlenmesi durumunda hangi cezai durumlarla karşılaşabilirsiniz? Bu makalemizde size bu soruların cevabını vereceğiz.

Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesine Göre Etik İhlalleri
Doçentlik başvurularında bahsedildiği üzere ilk olarak akademisyenini bilimsel araştırma ve etkinliklerinde etik ihlalin olup olmadığı incelenmektedir. Şöyle ki adayın başvurusunda yayın sayısını, yayınlarının indeksini, atıflarını proje miktarlarını yanlış göstermesi de birer etik ihlal oluşturmaktadır. Bunlarla beraber Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’nin Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiğine Aykırı Eylemler başlıklı ikinci bölümünde 4.madde’de etik ihlal oluşturan durumlar detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’nin 4.maddesine göre;
- İntihal: Başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermek etik ihlali oluşturacaktır.
- Sahtecilik: Bilimsel araştırmalarda gerçekte var olmayan veya tahrif edilmiş verileri kullanmak etik ihlali oluşturacaktır.
- Çarpıtma: Araştırma kayıtları veya elde edilen verileri tahrif etmek, araştırmada kullanılmayan cihaz veya materyalleri kullanılmış gibi göstermek, destek alınan kişi ve kuruluşların çıkarları doğrultusunda araştırma sonuçlarını tahrif etmek veya şekillendirmek etik ihlali oluşturacaktır.
- Tekrar yayım: Mükerrer yayınlarını akademik atama ve yükselmelerde ayrı yayınlar olarak sunmak etik ihlali oluşturacaktır.
- Dilimleme: Bir araştırmanın sonuçlarını, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde ve uygun olmayan biçimde parçalara ayırıp birden fazla sayıda yayımlayarak bu yayınları akademik atama ve yükselmelerde ayrı yayınlar olarak sunmak etik ihlali oluşturacaktır.
- Haksız yazarlık: Aktif katkısı olmayan kişileri yazarlar arasına dâhil etmek veya olan kişileri dâhil etmemek, yazar sıralamasını gerekçesiz ve uygun olmayan bir biçimde değiştirmek, aktif katkısı olanların isimlerini sonraki baskılarda eserden çıkartmak, aktif katkısı olmadığı hâlde nüfuzunu kullanarak ismini yazarlar arasına dâhil ettirmek etik ihlali oluşturacaktır.
Bu etik ihlallerin yanında kurul tarafından etik ihlal olarak değerlendirilebilecek diğer hususlar şöyledir;
- Destek alınarak yürütülen araştırmalar sonucu yapılan yayınlarda destek veren kişi, kurum veya kuruluşlar ile bunların katkılarını belirtmemek,
- Henüz sunulmamış veya savunularak kabul edilmemiş tez veya çalışmaları, sahibinin izni olmadan kaynak olarak kullanmak,
- Yayınlarında hasta haklarına riayet etmemek,
- İnsanlarla ilgili biyomedikal araştırmalarda veya diğer klinik araştırmalarda ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranmak,
- İncelemek üzere görevlendirildiği bir eserde yer alan bilgileri eser sahibinin açık izni olmaksızın yayımlanmadan önce başkalarıyla paylaşmak,
- Bilimsel araştırma için sağlanan veya ayrılan kaynakları, mekânları, imkânları ve cihazları amaç dışı kullanmak,
- Bilimsel bir çalışma kapsamında yapılan anket ve tutum araştırmalarında katılımcıların açık rızasını almadan ya da araştırma bir kurumda yapılacaksa ayrıca kurumun iznini almadan elde edilen verileri yayımlamak,
- Araştırma ve deneylerde; hayvanlara ve ekolojik dengeye zarar vermek, çalışmalara başlamadan önce alınması gereken izinleri yetkili birimlerden yazılı olarak almamak, mevzuatın veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin ilgili araştırma ve deneylere dair hükümlerine aykırı çalışmalarda bulunmak,
- Araştırmacılar veya yetkililerce, yapılan bilimsel araştırma ile ilgili olarak muhtemel zararlı uygulamalar konusunda ilgilileri bilgilendirme ve uyarma yükümlülüğüne uymamak,
- Bilimsel çalışmalarda, diğer kişi ve kurumlardan temin edilen veri ve bilgileri, izin verildiği ölçüde ve şekilde kullanmamak, bu bilgilerin gizliliğine riayet etmemek ve korunmasını sağlamamak,
- Akademik atama ve yükseltmelere ilişkin başvurularda bilimsel araştırma ve yayınlara ilişkin yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunmak.
- Akademik teamüllere aykırı olarak bir doçent adayında etik açıdan beklenmeyen tutum ve davranışlarda bulunmak.
- Başvuru dosyasında mevcut olmayan bir dergiyi mevcut, yahut indekslerde taranmayan bir dergiyi taranıyor gibi göstererek, ya da hakemli olmayan bir dergiyi hakemli olarak belirterek yayın yapmak.
Etik İhlali Türleri
Etik ihlali esasında kendi içerisinde çeşitli türlere ayrılmaktadır. Bunlar arasında Yüksek öğretim kurumları yönergeleri, TÜBİTAK, ve yağmacı dergi sayılabilir. Yağmacı dergiler ise yüksek etki yaratmayacağı belli olan ancak açık erişim sağlarken yazarlardan ücret isteyen dergiler olarak tanımlanabilir. Etik ihlallerinin ortaya çıkacağı türler şu şekilde sıralanabilir:
- Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi,
- Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesindeki Doçentlik İhlalleri,
- TÜBİTAK Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Yönetmeliği,
- Yağmacı Dergide Yayın Yaparak ortaya çıkan etik ihlali,
Etik ihlalleri içerisinde doçentlik başvurusu ve diğer alanların bir farkı genel anlamda bulunmamaktadır. Ancak doçentlik başvurusundaki etik ihlalleri diğerlerine göre biraz daha fazla önem taşıdığından Üniversitelerarası Kurullar tarafından düzenleme öngörülmüştür. Bununla birlikte kurullar Üniversitelerarası Kurul Etik Yönergesi’ne göre belirlenecektir. Kural olarak doçentlik sürecindeki etik incelemelerini yürütecek kurul YÖK iken şuan Üniversitelerarası Kurul Etik Yönergesi yapmaktadır.
Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali Türleri ve Savunması
Doçentlik başvurusu yapıldığında bir dosya içerisinde eser sunulur. Bu eserde yer alan bilgilerin başka bir eserin kopyalanması veya atıf yapılmadan kişinin eseri kendi eseri gibi göstermesi halinde intihalden söz edilir. Bununla birlikte gerçekte var olmayan bilgilerin varmış gibi gösterilmesi halinde sahtecilikten söz edilir. Ayrıca araştırılan hususların tahrif edilmesi yani bilerek değiştirilmesi halinde de etik ihlalinin varlığından söz edilir. Yayınlanan bir yazının mükerrer olarak ikinci kez yayınlanması halinde tekrar yayından söz edilir. Yayında desteği geçen kişiler ya da alıntı yapılan yazarların adlarına yer verilmemesi de etik ihlali türleri arasında yer alır. Bunun dışında bilimsel araştırma için sağlanan kaynakların ve cihazların amaçları dışında kullanılması halinde de etik ihlali bulunmaktadır.
Doçentlik başvurusunda etik ihlali bulunması halinde kişinin bir savunma dilekçesi vermesi gerekmektedir. Bu durumda Kurul doçent başvurusunda bulunan kişiye gerekli evrakları teslim ederek etik ihlali savunmasını hazırlamak için süre tanır. Belirlenen süre 15 gündür. Etik ihlalinin varlığı halinde kişinin sunacağı dilekçe bizzat kendisi tarafından hazırlanabileceği gibi alanında uzman bir avukatın yardımı alınarak da hazırlanabilir. Ancak etik ihlali kişinin doçentlik sürecinde önemli bir etkiye sahip olduğundan gerekli savunmanın usulüne uygun ve süresi içerisinde hazırlanması için alanında uzman bir avukatın desteği alınmalıdır. Nitekim aksi takdirde kişinin hem disiplin soruşturması hem de ceza soruşturması geçirmesi mümkün olacaktır. Sunulacak savunma dilekçesi yalın bir dille yazılmalı ve açıklayıcı olmalıdır.
Doçentlik Etik İhlal İdari Disiplin Cezaları
2547 sayılı yükseköğretim kanunu gereğince disiplin cezaları yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanlarına uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarıdır. Kişinin etik ihlali sebebine göre verilecek olan disiplin cezası da değişmektedir. Örnek vermek gerekirse;
- İntihal: Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma (bu kişilerin tekrardan akademik kadroya atanması mümkün değildir.)
- Sahtecilik: Kademe ilerlemesinin durdurulması.
- Çarpıtma: Kademe ilerlemesinin durdurulması.
- Tekrar yayım: Kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme.
- Dilimleme: Aylıktan veya ücretten kesme.
- Haksız yazarlık: Aylıktan veya ücretten kesme.
Görüldüğü üzere doçentlik başvurularınızda etik ihlalin tespiti durumunda ve etik ihlalde bulunmamanıza rağmen jüri tarafından savunmanızın değerlendirmeye alınmaması veya eksik savunma yapılması ile yukarıda sayıldığı gibi ciddi idari yaptırımlar ile karşılaşmanız mümkündür.
Tübitak Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Yönetmeliği’nde Düzenlenen Etik İhlal Durumları ve Cezaları
Tübitak tarafından yayınlanan yönetmelikte de Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi de düzenlenen ihlallere benzer şekilde etik ihlal türlerinin sayıldığı görülmektedir. Tübitak Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Yönetmeliği’nin 9. Maddesine göre etik ihlal oluşturan durumlar şöyledir;
- Uydurma: Hayali veriler sunmak, rapor etmek veya yayımlamak,
- Çarpıtma: Değişik sonuç verebilecek şekilde araştırma araç gereçleri, işlemleri veya kayıtlarında değişiklik yapmak veya sonuçları değiştirmek,
- Aşırma: Başkalarının fikirlerini, yöntemlerini, verilerini, yazılarını ve şekillerini sahiplerine usulüne uygun atıf yapmadan kullanmak veya gerektiğinde sahiplerinden izin almadan kendisine aitmiş gibi kullanmak,
- Tekrar yayım: Bir araştırmanın sonuçlarını, daha önce yayımlanma durumunu belirtmeden birden fazla kez yayımlamak veya yayımlamak için girişimde bulunmak, d) Dilimleme: Bir araştırmanın sonuçlarını, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde ve uygun olmayan biçimde parçalara ayırarak birden fazla sayıda yayın yapmak veya yayın yapmak için girişimde bulunmak,
- Destekleyen kuruluşu belirtmeme: Desteklenerek yürütülen araştırmaların sonuçlarını içeren sunum veya yayınlarda destek veren kurum ya da kuruluşun desteğinin belirtilmesi gerekirken belirtmemek,
- Haksız yazarlık: Birden fazla araştırmacıyla yapılan araştırmaların sonuçlarının sunum veya yayımında, yazarlık sıfatını hak edecek düzeyde katkısı bulunanın ismini çıkarmak, yazarlık sıfatını hak edecek düzeyde katkısı olmayanı yazar olarak eklemek veya yazar sıralamasını uygun olmayan bir biçimde düzenlemek,
- Yayımlanmış veya yayına sunulmuş kendi çalışmasından usulüne uygun olarak kaynak göstermeden alıntı yapmak,
- Kurumca sağlanan kaynakları amacına veya usulüne aykırı biçimde kullanmak,
- Kabul ve taahhüt beyanlarına uymama: Kuruma sunulan araştırma, yayın ve diğer faaliyetlerde öngörülen kabul ve taahhüt beyanlarına uymamak, doğru olmayan, yanıltıcı veya eksik beyanda bulunmak,
- Görevi ihmal veya kötüye kullanma: Kurumun iş ve değerlendirme süreçlerinde yer alan hakem, danışman, uzman, editör, panelist, moderatör, izleyici, raportör, komite veya kurul üyeliği ve benzeri görevleri yerine getirirken usulüne uygun davranmamak, görevi ihmal etmek veya kötüye kullanmak,
- Asılsız veya dayanaksız olarak etik kural ihlali iddiasında bulunmak.
Yukarıda sayılı etik ihlal durumlarının mevcut bulunması halinde akademisyen, ihlalinin kasıt ya da ağır ihmal sonucu gerçekleşmediğine karar verirse, ilgili kişi bundan sonraki bilimsel çalışmalarında daha dikkatli olması konusunda Kurul Başkanı tarafından yazılı olarak uyarılacaktır. Etik kurallara aykırı davranışın kasıt ya da ağır ihmal sonucu gerçekleşmesi, inandırıcı ve yeterli belgelerle ispatlanması durumunda;
- Destekleyen kuruluşu belirtmeme veya “Yayımlanmış veya yayına sunulmuş kendi çalışmasından usulüne uygun olarak kaynak göstermeden alıntı yapmak” hallerinde altı aydan bir yıla kadar,
- Kabul ve taahhüt beyanlarına uymama hallerinde bir yıldan üç yıla kadar,
- Tekrar yayım veya Dilimleme hallerinde bir yıldan iki yıla kadar,
- Uydurma, Çarpıtma, Aşırma, Haksız Yazarlık, Kurumca sağlanan kaynakları amacına veya usulüne aykırı biçimde kullanmak veya Görevi ihmal veya kötüye kullanma hallerinde bir yıldan beş yıla kadar,
- Asılsız ihbarda bulunan kişi veya kişilere ihbarının asılsız çıktığı bildirilir ve bir daha ihbar bildiriminin kabul edilmeyeceği duyurulur.
Bu kişi veya kişilerin bir yıl süre ile proje süreçlerinin sürdürülmemesine ve proje/projeleri yürürlükte ise proje/projelerinin teşvik ikramiyesinin ödenmemesine dair karar verilebilmesi de mümkün olacaktır.
Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali Hakkında Mahkeme Kararları
Danıştay 8. Daire 2016/8077 E. 2020/4219 K. Ve 08.10.2020 Tarihli Kararı
Uyuşmazlıkta, dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Yükseköğretim Kurulu Fen ve Mühendislik Bilimleri Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu tarafından … kodlu, ”…” adlı makalenin yayını konusunda haksız yazarlık yaptığına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işleme ilişkin olarak her ne kadar Mahkeme tarafından yukarıda zikredilen gerekçelerle makalenin yayınında davacının haksız yazarlık yoluyla etik ihlalde bulunmadığına karar verilmiş ise de; davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemin, davalı idare tarafından fen ve mühendislik alanında görev yapan bilirkişilerden konu ilgili olarak rapor alınmak ve yine aynı alanda uzman kişilerin görüşlerine başvurulmak suretiyle tesis edildiği, görüşleri alınanlardan bir kısmının söz konusu makalede davacı ile ilgili etik sorunun olduğunu belirten görüşlerin bulunduğu görülmektedir.
Öte yandan, dava konusu işlemin tesis edilme sebebi olan makalenin yayınında haksız yazarlık yoluyla etik ihlalde bulunma hususunda, Mahkeme kararında dava konusu olayda, etik ihlaline konu edilen makale ve …’in doktora tezini de kapsayan TÜBİTAK projesinin çok araştırıcılık bir proje olduğu, toplam projenin % 60’lık kısmının proje yürütücüsü olan davacı ve proje yöneticisi olan davacının verdiği karar doğrultusunda … tarafından üstlenildiği, makalede yapılan tüm deneysel çalışmaların ve üretilen verilerin proje yürütücüsü olan davacı ile … tarafından gerçekleştirildiği, TÜBİTAK’a teslim edilen bildiride ve nihai raporda …’in adının bulunduğu, bu nedenle …’in söz konusu projeye katkısının bulunduğunun anlaşıldığı, bu makalenin doktora tezi makalesi değil proje makalesi olduğu, …’in doktora tezi ile hangi noktalarda benzer olduğunun somut ve net olarak ortaya konulamadığı belirtilmiş ise de, söze k”onu makaleye ilişkin olarak yukarıda Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmelerin hukuk dışında, teknik bilgiyi gerektirdiği, etik ihlale konu makalenin yayınında haksız yazarlık yoluyla etik ihlalde bulunma hususunun hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Danıştay 8. Daire 2016/8159 E. 2020/4218 K. Ve 08.10.2020 Tarihli Kararı
Uyuşmazlıkta, dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden,8 Yükseköğretim Kurulu Fen ve Mühendislik Bilimleri Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu tarafından … , ” … ” adlı makalenin yayını konusunda haksız yazarlık yaptığına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işleme ilişkin olarak her ne kadar Mahkeme tarafından yukarıda zikredilen gerekçelerle makalenin yayınında davacının haksız yazarlık yoluyla etik ihlalde bulunmadığına karar verilmiş ise de; davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemin, davalı idare tarafından fen ve mühendislik alanında görev yapan bilirkişilerden konu ilgili olarak rapor alınmak suretiyle tesis edildiği, görüşleri alınanlardan bir kısmının söz konusu makalede davacı ile ilgili etik sorunun olduğunu belirten görüşlerin bulunduğu görülmektedir.
Öte yandan, dava konusu işlemin tesis edilme sebebi olan makalenin yayınında haksız yazarlık yoluyla etik ihlalde bulunma hususunda, Mahkeme kararında dava konusu olayda, etik ihlaline konu edilen makale ve …’in doktora tezini de kapsayan TÜBİTAK projesinin çok araştırıcılı bir proje olduğu, toplam projenin % 60’lık kısmının proje yürütücüsü ve yöneticisi olan …’in verdiği karar doğrultusunda davacı tarafından üstlenildiği, makalede yapılan tüm deneysel çalışmaların ve üretilen verilerin proje yürütücüsü olan … ve davacı tarafından gerçekleştirildiği, TÜBİTAK’a teslim edilen bildiride ve nihai raporda davacının adının bulunduğu, bu nedenle davacının söz konusu projeye katkısının bulunduğunun anlaşıldığı, bu makalenin doktora tezi makalesi değil proje makalesi olduğu, …’in doktora tezi ile hangi noktalarda benzer olduğunun somut ve net olarak ortaya konulamadığı belirtilmiş ise de, davacının proje sürecine ve etik ihlale konu makale sürecine dahil olup olmadığı, dahil oldu ise katkısının ne oranda olduğu, etik ihlale konu makalenin doktora tezi mi yoksa proje makalesi mi olduğu, bu makalenin …’in doktora tezi ile benzerliğinin bulunup bulunmadığı konularının ve söze konu makaleye ilişkin olarak yukarıda Mahkeme tarafından yapılan niteledirmelerin açıklığa kavuşturulmasının hukuk dışında, teknik bilgiyi gerektirdiği, etik ihlale konu makalenin yayınında haksız yazarlık yoluyla etik ihlalde bulunma hususunun hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.