Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suç, ceza kanununa göre suç teşkil eden yaralama eyleminin kastedilenden daha ağır veya başka bir netice meydana getirmesiyle oluşur. Burada kişi yaralama eyleminde bulunuyor. Fakat ortaya çıkan sonuç TCK 87. Madde kapsamında olan duruma sebebiyet veriyorsa verilecek ceza arttırılır. TCK 87’ye göre failin kastı yaralama suçunu gerçekleştirmeye yönelik olsa bile, fail, meydana gelen daha ağır veya başka neticeye göre cezalandırılır. Kasten yaralama suçu, bir kimsenin vücuduna acı verilmesi, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan etkili bir eylem işlemek suretiyle zarar verilmesidir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu açısından bu madde “temel suç” olarak kabul edilmektedir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu ise ayrı bir suç olarak TCK 87. maddede düzenlenmiştir.
TCK 87. maddesinde bağımsız bir suç düzenlenmeyip kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine yer verilmektedir. Kanunda, bu maddede suç sayılan hallerde uygulanacak cezayı belirleyebilmek için kasten yaralama suçunun temel şekli ve bir kısım nitelikli hallerin düzenlendiği bir önceki 86. maddeye atıf yapıldığından öncelikle 86. maddeye göre cezayı tayin etmek ve çıkan sonuca göre netice sebebiyle ağırlaşmış halden verilecek cezayı belirlemek gerekir. Burada öngörülen ağır neticeler cezalandırılırken, fiilin icrai veya ihmali davranışla gerçekleşmiş olması arasında bir fark yoktur.
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanununda “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının ikinci bölümü olan “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde düzenlenmiştir. TCK’nın 86. maddesi kasten yaralamayı düzenlerken, 87. maddesi neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu düzenlemektedir. Biz bu makalemizde TCK’nın 87. maddesinde yer alan neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu inceleyeceğiz.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu Nedir?
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suç, ceza kanununa göre suç teşkil eden yaralama eyleminin kastedilenden daha ağır veya başka bir netice meydana getirmesiyle oluşur. Burada kişi yaralama eyleminde bulunuyor. Fakat ortaya çıkan sonuç TCK 87. Madde kapsamında olan duruma sebebiyet veriyorsa verilecek ceza arttırılır. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, mağdura karşı işlenen fiilin mağdurun vücudunda kalıcı etkiler bırakması halinde söz konusu olur. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, mağdurun vücudunda bıraktığı kalıcı etkilere göre iki grup halinde değerlendirilmektedir.
- Aşağıdaki hallerde, yani kasten yaralama suçu neticesinde;
- Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevi sürekli zayıflarsa,
- Mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa yol açacak bir durum meydana gelirse,
- Mağdurun yüzünde sabit iz oluşursa,
- Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum meydana gelirse,
- Hamile bir kadına karşı işlenip çocuğun vaktinden önce doğumuna neden olunursa
TCK 86. maddeye göre belirlenen hapis cezası bir kat arttırılır. Ancak, suçun TCK madde 86/1-2’ye uygun hareketlerle işlenmesi halinde, yani temel suç kastının basit yaralamaya yönelik olması halinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun cezası 3 yıldan, TCK md.86/3’e uygun hareketlerle yani temel suç kastının nitelikli yaralamaya yönelik olması halinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun cezası 5 yıldan az olamaz. (TCK 87/1. madde)
- Aşağıdaki hallerde de, yani kasten yaralama suçu neticesinde;
- Mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine neden olunursa,
- Mağdurun duyularından veya organlarından birinin sürekli işlevini yitirmesine neden olunursa,
- Mağdurun konuşma veya çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına neden olunursa,
- Mağdurun yüzünün sürekli değişikliğine neden olunmuşsa,
- Hamile bir kadına karşı işlenip çocuğun düşmesine neden olunmuşsa,
TCK m.86’ya göre belirlenen hapis cezası iki kat arttırılır. Ancak, suçun TCK madde 86/1-2’ye uygun hareketlerle işlenmesi halinde, yani temel suç kastının basit yaralamaya yönelik olması halinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun cezası 5 yıldan, TCK md.86/3’e uygun hareketlerle yani temel suç kastının nitelikli yaralamaya yönelik olması halinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun cezası 8 yıldan az olamaz. (TCK 87/2)
- Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki şekilde belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
- Kasten yaralama sonucu mağdurun ölümü gerçekleşirse, TCK md.87/4’deki ölüm neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu meydana gelecektir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçunun Şartları
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda ortaya çıkan neticeden failin sorumlu tutulabilmesi için, netice ile temel suç arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Ayrıca burada temel suç ile ortaya çıkan netice arasında objektif isnadiyet de bulunmalıdır. Somut olaya göre değişkenlik göstermekle birlikte, ağır neticenin ortaya çıkmasının 3. kişinin ya da mağdurun davranışından ileri gelmesi ya da mağdur veya 3. kişinin kusurunun bulunması halinde isnadiyet durumu söz konusu olmayacaktır. Bu durumda failin netice bakımından cezalandırılması da mümkün olmayacaktır. Fail sadece temel suçtan cezalandırılacak, ağırlaşan suçtan sorumlu olmayacaktır. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan söz edilebilmesi için;
- İlk şart, temel suç tipi bakımından kasten hareket edilmesidir.
- İkinci olarak, failin gerçekleşen ağır veya başka netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekmektedir.
Kasten yaralama suçunu düzenleyen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 87. maddesi;
(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz. (Asliye Ceza Mahkemesi)
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz. (Asliye Ceza Mahkemesi)
(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan on iki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklindedir. (Ağır Ceza Mahkemesi)
Görüldüğü üzere, maddede neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun hangi hallerde oluşacağı belirtilmiştir. Burada öngörülen netice hallerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinde tereddüt varsa Adli Tıp Kurumuna başvurulması gerekir. Bu maddenin fıkralarında düzenlenen haller için tek tek, suçun basit hali için öngörülen cezadan daha ağır cezalar getirilmiştir.
Yaralama Suçunun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Halleri
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Duyularından veya Organlarından Birinin İşlevinin Sürekli Zayıflamasına Neden Olması
Duyu, mağdurun duyma, görme, tat alma, koklama, dokunma gibi özelliklerini ifade eden bir terimdir. Organ ise, vücutta belli bir görev yapan veya hareket sağlayan anatomik ve fizyolojik kısımlarının bütünü olarak tanımlanabilir. Organ vücudun içinde veya dışında olabilir, organ kavramının belirlenmesi tamamen tıbbi bir konudur. İşlevin zayıflaması, duyu veya organlardan birinin görevini gereği gibi, yaralama öncesinde olduğu gibi yapamayacak hale gelmesini ifade eder. Eylem ile sonuç arasındaki illiyet bağı, bu durumlarda mutlaka tespit edilmelidir. Bu nitelikli halin uygulanması için duyu veya organın işlevini, görevini yapmakta zayıflamasının sürekli olması gerekir. Yapılan tedavi ile zayıflığın giderilmesi durumunda, bu nitelikli hal uygulanmaz. Buna karşılık meydana gelen zayıflığın yapay alet ve cihazlar, yani protez, takma kol, bacak, yapay böbrek gibi cihazlarla giderilmiş olması, bu nitelikli halin uygulanmasına engel olmaz.
Dişlerin kırılması durumunda, kırılan diş sayısının mağdurun çiğneme fonksiyonu üzerinde yarattığı etkiye bakılarak sonuca ulaşılmalıdır. Mağdurun olay nedeniyle duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olup olmadığı, yaralanmadan 18 ay sonra yapılacak muayene sonucu Adli Tıp Uzmanı tarafından verilecek raporla belirlenir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Konuşmasında Sürekli Zorluğa Neden Olması
Konuşmada sürekli zorluğa neden olma, doktrinde “açık ve anlaşılabilir biçimde konuşma yeteneğinin her hangi bir surette değişikliğe uğraması şeklinde tanımlanmıştır. Bu nitelikli halin uygulanması için, özellikle konuşma merkezi, dil ve ses telleri gibi konuşmaya yarayan yapılarda oluşan harabiyet sonucu, konuşma yeteneğinin kullanılmasında güçlükle karşılaşılması gerekir. Bu nitelikli halin uygulanması için, konuşmada zorlanmanın sürekli olması gerekir. Örneğin kekelemek, akıcı konuşamamak, telaffuz veya bazı harfleri söyleme güçlüğü buraya girebilir. Yaralama eylemi sonucu, zorluğun meydana gelip gelmediğini tespit etmek için, mağdurun fiil öncesi durumu ile sonrası durumunun karşılaştırılması gerekir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Yüzünde Sabit İze Neden Olması
Yüz, doktrinde “Kişiye cepheden bakıldığında üstte saçlı deri sınırı (saçı dökülen ya da azalan kişilerde görülebilen frontal bölge dahil), yanlarda kulaklar dâhil olmak üzere kulakların arkasından inen hayali düz çizgilerin her iki klavikula ile kesiştiği noktalar ile altta fossa jugularisten başlayıp yanlara doğru klavikulalan takip eden çizgiler arasında kalan bölge” biçiminde tanımlanmıştır. Bu nitelikli halin uygulanması için, yüzde bir izin meydana gelmesi gerekir. İz ise, kalıcı, sabit nitelikte olan ve yüzde meydana gelen yara kalıntıları gibi belirtiler olup, yüzün daimi değişikliği sonucunu doğurmayan, az veya çok derin veya yüz hatlarından daha yüksekteki girinti veya çıkıntılar olarak tanımlanabilir. Eser belli bir uzaklıktan görülebiliyor ve bakan kimse herhangi bir dikkat sarf etmeden fark edebiliyorsa, bu izin yüzün doğal görünümünü etkilediği kabul edilmelidir. Mağdurun yüzündeki izin kalıcı olup olmadığı, O’nun yaptığı işe ve sosyal durumuna göre değil, herkes için aynı kriterler uygulanmak suretiyle belirlenmektedir.
Yüzde bir yaralanma olduğunda, bu yaralanma az çok derin nitelikte ise, bu durumda bu yaralanma nedeniyle mağdurun yüzünde sabit iz niteliğinde olup olmadığının ATK Şube Müdürlüğünden sorulması gerekir. Adli tip uygulamalarında, bu konudaki değerlendirme yaralanmadan en az altı ay sonra yapılmaktadır. Yüzde sabit iz meydana geldiğinde, artık yaralamanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği gözetilerek temel cezanın TCK’nın 86/1. Maddesi uyanınca belirlenmesi gerekir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Yaşamını Tehlikeye Sokan Bir Duruma Neden Olması
Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir yaralama fiilinin söz konusu olabilmesi için, mağdurun sağlığına verilen zararın ya da meydana getirilen hastalığın yakın bir ölüm sonucunu meydana getirmeğe elverişli nitelikte olması gerekir.Bu tehlikenin baş göstermiş olması yeterli olup, müdahale sonucu kısa sürede engellenmiş olması önemli değildir. Kısa süreliğine de olsa, mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durumun gerçekleşmiş olması, bu nitelikli halin uygulanması için yeterlidir. Mağdurun kafasında oluşan kırıklar, iç organlarda meydana getirilen harabiyetler, baş, göğüs veya karın bölgesinde meydana gelen kesici delici alet yaralanmaları, büyük damar-sinir kesileri, yanmalar yaşamı tehlikeye sokan yaralanmalardır.
Uygulamada özellikle ilk muayeneyi yapan doktorların, ne olur ne olmaz düşüncesi ile, çoğu olayda, olay nedeniyle “mağdurun yaşamı tehlikeye düşmüştür” biçiminde raporlar verdiği görülmektedir. Hatta “suur açık, koopera normal, darp ve cebir izi yok, hayati tehlike mevcut, iş güç kaybı yok” biçiminde raporlar verildiğine bile rastlanılmaktadır. Daha sonra alınan uzman hekim raporunda da, yaşamın tehlikeye düşmediği bildirilir ise, mutlaka adli tip uzmanından veya Kurumundan üçüncü bir rapor alınmalıdır. Eğer ikinci raporu veren uzman, adli tıp uzmanı ise, üçüncü rapora gerek yoktur.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Gebe Bir Kadına Karşı İşlenip de Çocuğunun Vaktinden Önce Doğmasına Neden Olması
Bu nitelikli halin uygulanması için her şeyden önce failin, gebe olan mağdura karşı yaralama eylemini gerçekleştirilmesi ve eylemin etkisi ile, uygun illiyet bağı kapsamında mağdurun çocuğunun vaktinden önce doğurmuş olması aranır. Çocuğun vaktinden önce doğup doğmadığını ve failin eyleminin bu sonucu doğurmaya elverişli olup olmadığını uzman hekim (KD uzmanı veya Adli Tıp Uzmanı) belirleyecektir. Çocuğun canlı doğması, bu nitelikli hali YTCK’nin 87/2. Maddesinde düzenlenen çocuğun düşmesine neden olma suçundan ayırır. Çocuk ölü doğmuşsa, artık YTCK’nin 87/2. maddesi hükümleri uygulanacaktır.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun İyileşmesi Olanağı Bulunmayan Bir Hastalığa veya Bitkisel Hayata Girmesine Neden Olması
Bu nitelikli halin uygulanması için, mağdurun bitkisel hayata girmiş ama çıkmış olması gerekir. Mağdur bitkisel hayata girmiş ve sonrasında ölmüş ise, kasten adam öldürme veya YTCK’nın 87/4, maddesindeki neticesi sebebiyle adam öldürme söz konusu olur. Mağdurun bitkisel hayatta bulunduğu sürece kanaatimizce bu durumu mahkeme bekletici mesele yapacak ve sonucuna göre hüküm kuracaktır.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Duyularından veya Organlarından Birinin İşlevinin Yitirilmesine Neden Olması
Duyulardan birinin işlevinin yitirilmesinden kastedilen, koku ve tat alma, görme, dokunma, işitme duyularından birinin, görevini tamamen yapamaz duruma gelmesi, algılama yeteneğinin yok olması iken; organlar- dan birinin işlevinin yitirilmesinden amaç ise, el veya ayaklardan birisinin veya diğer organlardan birisinin vücuttan tamamen ayrılması veya organın fonksiyonunu hiç veya gereği gibi yapamaz hale getirilmesidir.
Adli Tıp Kurumu’na göre; vücutta çift olarak bulunan organlardan birinin işlevini tamamen yitirmesi halinde, diğer organ fonksiyon görmeye devam edebilir. Bu durumda, organın işlevinin zayıflaması değil, işlevin yitirilmesi söz konusudur. Çünkü, kanun metninde duyu ve organlardan birinin işlevinden söz edilmektedir. Daha açık bir deyişle vücutta birden fazla bulunan organın görevini yapamaz hale getirilmesi durumunda da bu nitelikli hal uygulanacaktır.
Adli Tıp Kurumu, organda meydana gelen arızanın niteliğine göre, basamaklı sistemi kabul ederek, organdaki veya ekstremitedeki anatomik kayıp ve/veya fonksiyonel bozukluğun o organ veya ekstremitenin kendi anatomik yapısı ve/veya fonksiyonuna göre %10-50 arasındaysa “işlevin sürekli zayıf- laması”; % 50’nin üstünde ise “işlevin yitirilmesi” olarak değerlendirmektedir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Konuşma veya Çocuk Yapma Yeteneklerinin Kaybolmasına Neden Olması
Konuşma yeteneğinin kaybı, merkezi sinir sisteminde (özellikle beyinde) veya ses tellerinde ya da ağız boşluğunda veyahut bunların hepsinde meydana gelen yaralanmalar sonucunda, mağdurun hiç ses çıkaramaz veya anlaşılır bir şekilde ses çıkaramaz hale gelmesini ifade eder. Konuşma yeteneğinin kaybı ile, konuşmada sürekli zorluk çekme farklıdır. Şöyle ki, konuşmasında sürekli zorluk çeken kimse, zorlayarak da olsa konuşabilmekte, bir kısım sesleri çıkarabilmektedir, bu iş zor da olsa mağdur bunu yapabilmektedir. Konuşma yeteneğinin kaybı halinde ise, mağdur ağzı yoluyla ya hiç ses çıkaramamakta veya çıkardığı sesler bir duyguyu veya ifade etmek istediği anlamı alabilecek, anlaşılabilecek, söylemek istediği bir sözü başkasına nakledebilecek nitelikte değildir. Bu nitelikli halin uygulanması için, konuşma yeteneğinin tamamen yitirilmesi gerekir. Geçici olarak, bu yeteneğin kaybı durumunda bu nitelikli hal uygulanmaz. Çocuk yapma kabiliyetinin kaybı ise, uterus, ovaryumlar ve testisler gibi üremeye yardımcı organlarda meydana gelen yaralanmalar sonucu mağdurun bir daha doğal yoldan çocuk yapamaz hale gelmesidir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Yüzünün Sürekli Değişikliğe Neden Olması
Eğer, yüz sınırları içinde oluşan yaralanmanın bıraktığı iz, o kişiyi önceden tanıyanların onu tanımasında duraksamaya yol açacak şekilde yüzün doğal görünümünü bozmuş ise, bu durumda yüzde sürekli değişiklikten bahsedilir. Yüzde meydana getirilen değişikliğin sürekli olması gerekir. Yüzün sürekli değişip değişmediğinin belirlenmesi, olaydan altı ay geçtikten sonra Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile belirlenecektir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Gebe Bir Kadına Karşı İşlenip de Çocuğunun Düşmesine Neden Olması
Bu nitelikli halin uygulanması için ilk olarak, mağdur gebe bir kadın olmalı ve ikinci olarak da fail mağdurun gebe olduğunu bilmelidir. Bu bendin uygulanabilmesi için fiile bağlı olarak, çocuğun düşmüş olması, başka bir deyişle ceninin ana rahminden ayrılmış ve ölü doğmuş olması gerekir. Fiilin sonucu olarak cenin anne karnında ölmüşse bu durumda da düşmeden söz edilmelidir. Çocuk, fiil nedeniyle yaşama yeteneğine sahip şekilde ve sağ olarak doğmuşsa, bu durumda erken doğum söz konusu olacağından, düşükten değil, YTCK’nın 87/1e. maddesinde yer alan nitelikli halden söz edilir.
- Kasten Yaralama Fiilinin, Mağdurun Vücudunda Kemik Kırılmasına veya Çıkığına Neden Olması
Vücutta kırık veya çıkık meydana getirip getirmediği, getirmiş ise bu kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarına etkisi, tıbbi bir konu olduğunda adli tıp raporu ile belirlenecektir. Kırığın mağdurun hayat fonksiyonlarına etkisine göre, TCK’nın 87/3. Maddesi uyarınca artırım oranı belirlenecektir.(Adli tip kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde Sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK’nın 87/3.maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında arttırılması öngörülmüş olması karşısında, mağdurun adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin (1.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK’nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasının (14) oranında arttırım yapılması suretiyle fazla ceza verilmesi, (3. CD, 11.05,2017, 12972/6240)
Kasten Yaralama Neticesinde Mağdurun Ölmesi (TCK m. 87/ 4)
Kasten yaralama fiili sonucunda mağdur ölmüşse ve fail, ölüm sonucu bakımından en azından taksirle hareket etmişse; fail, sonucu nedeniyle ağırlaşmış yaralama suçundan sorumlu olur (TCK m. 23). Burada neticesi nedeniyle ağırlaşmış yaralama suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki şartların bulunması gerekir (TCK m. 23, 87/4):
- Failde yaralama kastı olmalıdır. Failde öldürme kastıyla hareket etmişse bu suç değil, doğrudan “kasten öldürme suçu” oluşur (TCK m. 81).
- Yaralama kastıyla yapılan eylem sonucunda mağdur ölmelidir.
- Hareket ile mağdurun ölümü arasında nedensellik bağı bulunmalıdır.
Failin öldürme suçundan sorumlu tutulabilmesi için, ölüm sonucu bakımından en azından taksirle hareket etmiş olması gerekir. Failin bu sonucun oluşmasından taksirle de sorumlu tutulamaması halinde, yalnızca nedensellik bağının varlığı, faili sonuçtan sorumlu tutmak için yeterli olmaz.
Öte yandan failin, neticesi nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan sorumlu tutulması için ise; açıkça yaralamaya dönük bir fiilde bulunması gerekli değildir. Hayatın olağan akışına göre yaralamanın oluşabileceğini öngörebilecek durumda olmasına rağmen eylemine devam etmesi ve ölümün bu hareket sonucunda oluşması yeterlidir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçunun Unsurları
Fail
Kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişi suçun failidir. 5237 Sayılı Kanunu’nun 87. maddesinde düzenlenen suçun faili olmak için belli nitelikler aranmamaktadır. Dolayısıyla bu suç özgü (mahsus) suçlardan değildir. Bu nedenle de anılan suç herkes tarafından işlenebilir. Öte yandan, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunda eylem, başkasının vücuduna yönelik olmalıdır. Bu nedenle eylemin kişinin kendisine yönelmemesi gerekmektedir. Yani fail ile mağdur aynı kişi olamaz.
Mağdur
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunda mağdur bakımından bir özellik yoktur. Dolayısıyla herkesin bu suçun mağduru olması mümkündür. Mağdurun insan olması yeterlidir.
Suçun Konusu
Bu suçla korunan değer kişilerin vücut bütünlüğü ve dokunulmazlığıdır. Kişilerin vücut bütünlüğü ve dokunulmazlığı hakkı Anayasamızın 17. Maddesinde “…kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz…” hükmü uyarınca güvence altına alınmıştır. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun konusu, mağdurun bedensel veya ruhsal varlığıdır. Failin yaptığı hareketle maddede belirtilen sonuçlardan biri oluşursa, bu suç meydana gelir.
Fiil
Maddede sayılan hallerden birinin meydana gelmesine neden olan tüm hareketler bu suçu oluşturur. Bu nedenle bu suç serbest hareketli suç tipleri arasında yer alır. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunda fiil yaralama eylemidir.
Suçun Manevi Unsuru
Manevi unsur, işlenen fiil ile kişi arasındaki manevi bağı ifade eder. Suçun oluşabilmesi için bu bağın kurulması gerekir. Suçun manevi unsuru denildiği zaman, fiilin kasten veya taksirle işlenmiş olması durumuna bakılması gerekir. Sonucu nedeniyle ağırlaşmış yaralama suçunun oluşabilmesi için fail yaralama kastıyla hareket etmelidir. Failde öldürme kastı varsa, sonucu nedeniyle ağırlaşmış yaralama suçu değil, “kasten öldürme suçu” oluşur. Sonuç olarak, bu suç ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Bu suçun oluşması için genel kast yeterlidir. Failin fiili gerçekleştirirken özel bir kastının olmasına gerek yoktur. Hakim failin kastını belirler. Burada kastın niteliği çok önemlidir. Failin kastı mağduru öldürmekse ama yaralama gerçekleşmişse, faile kasten öldürmeye teşebbüsten ceza verilir.
Neticesi Nedeniyle Ağırlaşmış Yaralama Suçunun Cezası
Sonucu nedeniyle ağırlaşmış yaralama suçunun cezası TCK.nın 87. maddesinde değişik durumlara göre düzenlenmiştir. Bu durumlara göre konuyu incelersek;
Kasten yaralama fiili, mağdurun;
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- Konuşmasında sürekli zorluğa,
- Yüzünde sabit ize,
- Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, 86. maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz. 86. maddede öngörüle ceza ise, bir yıldan üç yıla kadar hapistir.
Yine 87. madde uyarınca, kasten yaralama fiili, mağdurun;
- İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- Yüzünün sürekli değişikliğine,
- Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, 86. maddeye göre tespit edilen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren durumlarda beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına sebep olması halinde, 86. maddeye göre tespit edilen ceza, kırık veya çıkığın hayati fonksiyonlardaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
Suçun Özel Görünüşleri
Teşebbüs
TCK m.35’te teşebbüsü kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması hali olarak düzenlenmiştir. Suça teşebbüste fail suçu tamamlamak amacıyla hareket etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememektedir. Bu durumda ise kişiye tamamlanmış suça oranla daha az bir ceza verilmektedir. TCK m. 86’daki basit kasten yaralama suçunda teşebbüs olanaklıdır. Bu kapsamda TCK madde 35 üzerinden teşebbüse ilişkin hükümler uygulanacaktır. Ama TCK m. 87’deki sonucu nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunda teşebbüs olanaklı değildir. Zira, kanunun bu suç tipi için öngördüğü sonuç, zaten gerçekleşmiştir.
İştirak
TCK m. 37 gereği iştirak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesidir. Bu suça iştirak her hali ile mümkündür. Bu suç, suça iştirak halleri olan azmettirme, faillik, yardım etme durumlarına uygundur. Suçu işleme kararı birlikte alınmışsa ve hareket birlikte gerçekleştirilmişse müşterek faillik oluşur. Suça katılım birlikte karar almadan olursa, her fail kendi fiilinden ayrı ayrı sorumlu tutulur.
İçtima
Suçların içtimai, bir kişinin birden fazla ceza kanunu hükmünü ihlal etmesi ve bu sebepten de birden fazla suçtan sorumluluk doğması halinde oluşmaktadır. Suçların içtimai kurumu ceza sorumluluğunun sınırlarını daraltıcı niteliktedir. İçtimai hükümlerine göre kişinin bir veya birden çok fiille, ceza kanununun aynı hükmünü veya farklı hükümlerini bir veya birden çok kez ihlal etmesi, dolayısı ile failin birden çok suçtan değil yalnızca tek bir suça göre cezalandırılmasıdır. TCK m. 44 fikri içtimai şöyle tanımlamaktadır: “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşumuna sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.”
Kasten yaralama suçuna gelince; aynı nitelikte birden fazla hareketin bulunması halinde suçların içtimaı ortaya çıkmaz. Fail mağdura birden fazla yumruk atarsa tek suç oluşur. Öte yandan eylem yumruk ile başlayıp, kesici veya delici aletle devam ederse, hakim tek bir fiilden ceza verir. Burada hakimin tehlikenin ağırlığını, mağdura verilen zararı ve eylemin niteliğini nazara alarak cezanın alt sınırından uzaklaşması gerekir. Öte yandan failin mağdura yöneltmiş olduğu fiilin hangi zaman zarfında gerçekleştiği de önemlidir. Buna göre bir suç değil, birden çok yaralama suçu gerçekleşebilir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezası, yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından, hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Hukuk sistemimize göre, kasten işlenen suçlardan bir yıl veya altındaki hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilmektedir. Dolayısıyla, sonucu nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçu nedeniyle verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez. Zaten 87. maddede adli para cezasına hükmedilebileceğinden veya hapis cezasının adli para cezasına çevrilebileceğinden söz edilmemiştir.
Erteleme
Erteleme kararı şudur: Mahkeme yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit etmiş ve onu hakkında hapis cezasına hükmetmiştir. Ama mahkeme kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçmişse, ortada erteleme kararı vardır. Sonucu nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçuna gelince, hükmedilen ceza 2 yılın üzerinde olacağından erteleme kararı verilemez.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan, bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Neticesi nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçuna gelince, hükmedilen ceza 2 yılın üzerinde olacağından, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilemez.
Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması
Soruşturma Aşaması
Neticesi nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçu şikayete bağlı suçlardan değildir. Dolayısıyla herhangi bir şikayet olmazsa da, suçun işlendiğini haber alan Savcılık makamı tarafından re’sen (kendiliğinden) soruşturma yapılır. Soruşturma aşamasında savcı, yeterli delilin var olduğuna kanaat getirirse iddianame düzenleyecektir. Aksi halde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir. Halk arasında bu karara takipsizlik kararı da denmektedir. Savcının iddianame düzenleyebilmesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe söz konusu olmalıdır. Böyle bir şüphe şartının şart koşulmasının nedeni, yargının iş yükünün gereksiz davalarla artırılmaması ve insanların gereksiz yere yargılanmamasıdır.
Kovuşturma Aşaması
Kovuşturma aşamasında; suç üzerine soruşturma aşaması tamamlanmıştır. Artık bir ceza mahkemesinde dava açılmış demektir. Kovuşturma aşamasında; yargılama makamı, savcılık makamı ve savunma makamının işbirliği söz konusudur. Savcının düzenlediği iddianamenin Mahkeme tarafından kabul edilmesi ile kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Kovuşturma aşamasında ceza mahkemeleri görevli olacaktır. Kovuşturma evresi son evredir. Kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek cezaya hükmolunur. Eğer sanık suçsuz bulunursa beraatına hükmedilecektir.
Gözaltı ve Tutukluluk Hali
Gözaltı kararı savcının kararı ile şüphelinin polis ya da jandarma tarafından özgürlüğünün geçici bir süreliğine sınırlanmasını sağlayan karardır. Gözaltına alma kararı için hâkim kararı aranmamaktadır. Gözaltı kişinin özgürlüğünün sınırlandığı anda başlamaktadır. Dolayısıyla aslında şüphelinin yakalandığı anda gözaltı süresi başlamaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesinde gözaltına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. İlgili maddeye göre gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünde zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemeye göre neticesi nedeniyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunda Cumhuriyet Savcısı’nın vereceği kararla şüpheli gözaltına alınabilecektir.
Tutuklama kararı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda en ağır koruma tedbiri olarak düzenlenmiştir. Tutuklama kararı da gözaltı kararı gibi geçici bir koruma tedbiridir. CMK’nın 100. maddesinde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, soruşturma ya da kovuşturma evresinde şüpheli ve sanık için tutuklama kararı verilebilir. Ancak verilecek olan tutuklama kararı verilmesi beklenen ceza ve işin önemi ile ölçülü olmalıdır. Ceza yargılamasında asıl olan sanık ya da şüphelinin tutuksuz bir biçimde soruşturma ya da kovuşturmasına devam edilmesidir. Dolayısıyla tutuklama hali her zaman istisnai bir nitelikte olan koruma tedbiridir. Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.
CMK.nun 100/3 maddesine uyarınca, neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama mevcutsa, suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir. Somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varsa, hakim tutuklamanın diğer şartlarına bakmaksızın doğrudan tutuklama kararı verebilir.
Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Uzlaşma
Ceza hukukunda uzlaşma Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddelerinde düzenlenmiştir. Suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma müzakereleri ve uzlaşma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında yapılabilir. Uzlaşma şikayetten vazgeçme değildir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Madde 253. maddesine göre; “Türk Ceza Kanununda yer alan … kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88)” suçları uzlaşma kapsamındadır. Ama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçu uzlaşma kapsamında değildir.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da cezada indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nda her suç tipi için düzenlenmemiştir. Kimi suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri, kanunilik ilkesi gereğince yalnızca düzenlenmiş olduğu suç tipleri bakımından uygulanabilecek bir hukuki müessesedir. Evrensel hukuka göre, kimsenin kendi vücut bütünlüğü ve bununla ilgili haklar üzerinde sınırsız tasarruf yetkisi yoktur. Öte yandan kasten yaralamaya ilişkin herhangi bir etkin pişmanlık düzenlemesi de bulunmamaktadır. Zaten suç işlendiği anda mağdur zarar görür, telafisi de mümkün değildir. Tüm bu değerlendirmelerin sonucu olarak vurgulamak isteriz ki; kasten yaralama suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Görevli Mahkeme
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanunun 14. Maddesine gereğince; “Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur”. Türk Ceza Kanununun 87. maddesine göre cezaların üst sınırı on yıldan az olması nedeniyle kasten yaralama suçunda asliye ceza mahkemesi görevlidir. Ancak, TCK. md. 87/4’te düzenlene “kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi” durumunda cezanın üst sınırı on yıldan fazladır. Bu nedenle kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse davada ağır ceza mahkemesi görevlidir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçuna İlişkin Örnek Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Esas No: 2015/27921, Karar No: 2016/8533 sayılı ve 5.4.2016 tarihli kararı
- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu
- TCK 87. Madde
Sanığın eylemi ile müştekinin hayati tehlike geçirecek ve vücudunda kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanması karşısında, 5237 Sayılı TCK’nın 87. Maddesindeki nitelikli hallerden birden fazlasının ihlal edilmesi sebebiyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği…
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Esas No: 2016/17071, Karar No: 2017/9726 sayılı ve 3.7.2017 tarihli kararı
- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu
- TCK 87. Madde
… Sanıkların tek eylemi ile katılanın hayati tehlike geçirmesine ve kemik kırığına neden olacak şekilde yaralamaları nedeniyle; sanıkların en ağır cezayı gerektiren sonuçtan dolayı bir defa cezalandırılması gerekmekte olup, 5237 Sayılı TCK’nın 86/1. maddesinin uygulamasından sonra TCK’nın 87/1-d. ve 87/1-son. maddelerinin uygulanması ile yetinilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 87/3. maddesiyle artırım yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmolunması… hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA …
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Esas No: 2018/5347, Karar No: 2018/19278 sayılı ve 11.12.2018 tarihli kararı
- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu
- TCK 87. Madde
Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ile ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 Sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılması öngörülmüş olması karşısında, müştekinin adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK’nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi… hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA…
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Esas No: 2017/14141, Karar No: 2018/10024 sayılı ve 29.5.2018 tarihli kararı
- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu
- TCK 87. Madde
Katılanın organlarından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde yaralanması sebebiyle suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nin 86/3-e ve 87/2-b maddelerinin birlikte uygulanması sebebiyle cezalarının 8 yıldan az olamayacağı TCK’nin 87/2-son maddesinin son cümlesinde belirlenmesine rağmen, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde suça sürüklenen çocuklara eksik ceza tayini … hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA …
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin Esas No: 2010/1291, Karar No: 2011/7330 sayılı ve 30.11.2011tarihli kararı
- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu
- TCK 87. Madde
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıklardan K.’le mağdur R.’in arkadaşı tanık Ö. arasında husumet bulunduğu, olay gecesi taraflar arasında kadın temini nedeniyle kurdukları irtibat sonucunda, her üç sanığın sanıklardan Y. ‘ın kullandığı araçla, mağdur R.’in de araçla beraberinde tanıklar Ö. ve N. olduğu halde buluşma noktası olan olay mahallinde geldiklerinde, taraflar arasında çıkan tartışma üzerine, sanıklardan K.’in, aracın arka kısmında oturan sanık A.’a sık diye talimat vermesinin ardından, sanık A.’ın ele geçirilemeyen av tüfeğiyle mağdurunda içinde bulunduğu aracı hedef seçerek ve birden çok kez ateş ettiği, yaptığı atıştan birisinin otomobilin arka sol stop lambasından giren kurşunun aracın bagaj kısmından geçerek arka koltuk arkasındaki metal saçı da delerek, sol arka koltukta oturan mağdura isabetiyle, sol lumbol bölgeden girip sol ingunial bölgeye doğru seyrederek, ince barsak ve dalağı parçalayıp dalağın alınmasına neden olduğu, mağdurun, yaşamsal tehlike doğuracak, basit bir tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek ve organlardan birinin işlevinin yitirilmesine yol açacak şekilde yaralandığı, aracın hemen olay yerinden uzaklaştığı anlaşılmakla;
a) Sanık A. tarafından kullanılan suç aletinin niteliği, etkili mesafeden ve yaşamsal bölgelerin hedeflenmesi suretiyle ateş edilmesi, atış sayısı ve yaralanmanın niteliği gözetildiğinde, sanık A.’ın ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle sanık A.’ın kasten insan öldürmeye kalkışma, sanık K.’in yaşı küçük sanık A.’ı suça azmettirmekten, diğer sanık Y. ‘ın ise suça yardım etmekten cezalandırılması yerine eylemin kasten yaralama olarak kabul edilerek eksik ceza tayini,
b) …5237 sayılı TCK.nun 86 ncı maddesi uyarınca temel ceza belirlenmesi, aynı yasanın 86/3-e maddesi uyarınca cezanın yarı oranında artırılmasından sonra 87/2-b maddesi gereğince ceza iki kat artırılarak 2 yıl 12 ay hapis cezası belirlendikten sonra 87/2-son maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi
Yasaya aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamadeki düşünce gibi BOZULMASINA”
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu Örnek Suç Duyurusu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
Mağdur : Adı ve Soyadı (T.C. Kimlik No) – Adresi
Vekili : Av. Umur YILDIRIM
Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat: 4 No: 7, 06530 Çankaya/ ANKARA
Şüpheli : Adı ve Soyadı (T.C. Kimlik No) – Adresi
Suç : Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu (TCK md. 87)
Suç Tarihi : …/…/….
Konu : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikayet dilekçesidir.
Açıklamalar :
- Burada müvekkil hakkında, kim olduğuna ve şüpheli tarafından neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunun nasıl konu edildiğine ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
- Yaşanılan olay ayrıntılı bir biçimde izah edilmelidir.
- Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
- Dilekçenin ekinde yer verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.
Hukuki Sebepler: TCK ve ilgili diğer tüm mevzuat.
Hukuki Deliller: Tanık, suça konu olayın video görüntüleri ve ilgili her türlü delil.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle, şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av. Umur YILDIRIM
İmza