Mirastan feragat sözleşmesi, miras sözleşmesinin bir türüdür. Feragat sözleşmesi, miras bırakanla mirasçısı arasında ve mirasçının mirasçılık sıfatından vazgeçmesine ilişkin bulunan iki taraflı bir sözleşmedir. Feragat sözleşmesi ile mirasçı, kısmi olarak, tamamen karşılık alarak yani ivazlı olarak ya da hiç karşılıksız (ivazsız) olarak vazgeçer. Medeni Kanunun 475. Maddesi, bir kişinin mirasçılarından biri ile mirastan feragat sözleşmesi yapabileceğini öngörmüştür. Ancak bu sözleşmenin MK 492. maddesinde belirtilen resmi şekle uygun olarak yapılması gerekmektedir. Mirastan feragat sözleşmesi 2 türlüdür. Bunlar;
- İvazlı\Karşılıklı Mirastan Feragat Sözleşmesi: Mirastan ivazlı feragat kişinin bir menfaat karşılığında miras hakkından kendi iradesi ile vazgeçmesidir. Buradaki menfaat ile kastedilen genellikle maddi karşılığı olan mal varlığı unsurlarıdır. Burada mirasçı, muristen yani miras bırakandan bir karşılık alarak mirasından vazgeçmiş olur. Örnek vermek gerekirse; miras bırakanın hayatta iken mirasçısına bir daire vermesi karşılığında mirasçının, miras payından vazgeçmesi bu kapsamda değerlendirilir.
- İvazsız\Karşılıksız Mirastan Feragat Sözleşmesi: Mirastan ivazsız feragat halinde ise feragat eden mirasçı, herhangi bir menfaat elde etmeden miras hakkından vazgeçmektedir. Başka bir anlatımla, mirasçı miras bırakanın sağlığında, ondan hiçbir karşılık almaksızın muhtemel mirasçılık hakkından feragat eder. Burada miras bırakan, yalnızca mirasçının feragat beyanını kabul etmekte, ivazlı feragat sözleşmesinde olduğu gibi herhangi bir borç altına girmemektedir.
Davanın konusunu oluşturan mirastan feragat sözleşmesine muris katılmamış olması, şekil şartının eksik olması sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle yapılan sözleşme geçersiz olacaktır. Mirastan feragat soy ilişkisini sona erdirmez. Bununla beraber mirastan feragat eden mirasçı da tereke ile olan ilişkisini tamamen kesmemiştir. Sadece feragat eden mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat edenini altsoyu da sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça feragatin sonuçlarından etkilenir.
Mirastan Feragat Sözleşmesi Nedir?
Mirastan feragat sözleşmesi, TMK. 528/I maddesi uyarınca, mirasbırakan ile muhtemel yasal mirasçısı arasında, ileride doğacak miras payından tamamen veya kısmen ivazlı veya ivazsız olarak vazgeçmesine ilişkin bir miras sözleşmesi türüdür. Miras bırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. “mirastan feragat, miras hakkının değil, mirasçılık sıfatının yitirilmesine yol açar. Yani mirasçı terekeden bir talepte bulunamaz. Zira mirasçılık sıfatını kaybetmiştir. Mirastan feragat eden kişi, miras açıldığı zaman sağ değilmiş gibi miras dışında kalır. Şüphesiz mirastan feragat, kural olarak saklı payı ilgilendirir. Mirastan feragat saklı payın tamamı hakkında olabileceği gibi, bir bölümü için de olabilir.
Mirastan feragat ile mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler birbirinden farklıdır. Mirasçılar arasında miras bırakan sağken yapılmış fakat miras bırakanın katılmadığı mirastan feragat sözleşmeleri geçersizdir. Mirastan feragat sözleşmesi feragat edenin mirasçılarını da ilgilendirir. Miras bırakanın yapmış olduğu muvazaalı işlem yok hükmünde ve baştan itibaren geçersiz ise, mirastan feragat sözleşmesine hukuksal sonuç bağlanmalıdır.
Mirastan Feragat Sözleşmesi Yapabilecek Kişiler
Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakanla mirasçılarından birisi arasında karşılıksız ya da karşılık sağlanarak resmi vasiyetname şeklinde yapılabilir ve feragat eden mirasçının saklı payından vazgeçmesi sonucunu doğurur. Mirastan feragat sözleşmesinin miras bırakan ile her hangi bir mirasçısı arasında yapılması mümkündür. Yani mirastan feragat sözleşmesi, muris ile her türlü mirasçısı arasında yapılabilir. Bunun anlamı feragat sözleşmesinin diğer tarafını oluşturan mirasçının hangi derecede mirasçı olduğu, saklı payı olup olmadığı, yasal mirasçı veya atanmış mirasçı olduğu farklılık arz etmez.
Bu konuda sözleşme yapılan mirasçının, mirasçılık derecesi, saklı payının olup olmaması, yasal veyahut atanmış mirasçı olması bir önem arz etmeyecektir. Sözleşmenin tarafları mirastan feragat sözleşmesi yapma iradelerini iki tanık önünde ve resmi memur huzurunda aynı anda belirtirler. Resmi memurun illa noter olmasına gerek yoktur. Sulh hâkimi veyahut kanun ile kendisine yetki verilmiş bir resmi memur olabilir.
Mirasçıların kendi aralarında yaptıkları feragate dair sözleşmeler, bunlardan birinin miras hakkından vazgeçmesine dair olsa bile bu bir mirastan feragat sözleşmesi niteliğine haiz olmayacaktır. TMK m. 677 yani miras payı üzerinde sözleşme ile TMK m. 678 yani mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler, mirastan feragat sözleşmesi olarak kabul edilemez. Örnek olarak vermek gerekirse, murisin hayatta olduğu zaman diliminde mirasçıların aralarında anlaşarak içlerinden birinin veya ikisinin, bir bedel karşılığı veya tamamıyla ivazsız olarak, mirasçılık hakkından vazgeçtiğine dair bir mukavele yapılmıştır. Bu bir feragat sözleşmesi değildir. Keza, müteveffa öldükten sonra da bir mirasçının miras hakkından vazgeçtiğine dair, diğer mirasçılarla veya üçüncü bir şahısla yaptığı sözleşme de bir feragat sözleşmesi olmayacaktır. Bu hallerde miras hakkının temlikine dair bir anlaşma mahiyeti olacaktır.
Feragat Edenin Mirasçılık Sıfatını Kaybetmesi
Bilindiği üzere mirasın açıldığı andan itibaren mirasçılık sıfatı kazanılır. Feragat sözleşmesi murisin hayatta olduğu zaman diliminde yapıldığına göre daha mirasçılık sıfatına haiz değillerdir. Sözleşme ile miras hakkından feragat eden kişi, gelecekte bir hak niteliğinde olan miras hakkına haiz olma imkânını kaybeder ve sonuç olarak muris ölümüyle birlikte o kişinin mirasçılık sıfatı ortaya çıkmayacaktır. Yani miras bölüşümü sırasında feragat eden sanki sağ değilmiş gibi işlem yapılacaktır.
Feragat eden kişi, murisin ölümü ile birlikte aslında mirasçılık sıfatını kazanamayacaktır. Bu durumda feragat edenin kaybettiği mirasçılık hakkı değil, sadece mirasçılığın iktisabına ilişkin olan beklenen haktır. Feragat mukavelesiyle bu beklenen haktan vazgeçilmektedir. Feragat eden mirasçı olamadığı için, mirasçılara ait haklara da sahip olamayacaktır. Mirastan feragat, miras hakkının değil mirasçılık sıfatının yitirilmesine ilişkindir. Yani miras hakkından vazgeçilmesi mümkün değildir ancak mirasçı olarak terekeden bir şey isteme hakkı feragatle ortadan kaldırılabilecektir.
Mirastan Feragat Edenin Mirasçılarının Hakları
Miras bırakanın katılımıyla yapılan mirastan feragat sözleşmesi resmi şekilde yapılması ile mirastan kaynaklı hakları TMK m. 528 ve devamı uyarınca lehine feragat eden kişiye geçecektir. Yapılan sözleşme feragat edenin mirasçılarını bağlayacaktır. Muris muvazaası ile yapılan işlem baştan beri geçersiz sayılacağı için, lehine mirastan feragat edilen kişinin bu sözleşmeye dayanarak muris muvazaası hukuksal nedeniyle iptal ve tescil davası açabilir.
Bu konuyla alakalı verilen bir Yargıtay kararında; “miras bırakanın yapmış olduğu muvazaalı işlemin yok hükmünde olacağı ve baştan itibaren geçersiz bulunduğu gözetildiğinde, mirastan feragat sözleşmesine hukuki netice bağlanması gerekeceği tartışmasızdır. O halde davanın taşınmazların tümü itibariyle kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru değildir.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi. T.23.06.2009-3686/7314) (Yargıtay sitesi: https://www.yargitay.gov.tr/)
Mirastan Feragat Sözleşmesinde Şekil
Mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyet şeklinde yapılması gerekir. Bu şekil bir geçerlilik şartıdır. Kanunda, bir sözleşmenin belli bir şekilde yapılmasını gerekli görmüş ise, öngörülen şekle uyulmadan yapılan sözleşme geçersiz olacaktır. Yani şekil eksikliği olan işlem geçersiz olup tarafları bağlayıcı niteliği kazanmaz. Resmi vasiyetname, uygulamada daha çok noterler tarafından düzenlenmektedir. TMK m.532, TMK m. 535 resmi vasiyetname düzenleme şekli farklı biçimde gösterilmiştir. Sözleşmenin tarafları mirastan feragat sözleşmesi yapma iradelerini iki tanık önünde ve resmi memur huzurunda aynı anda belirtirler. Tanıklarda sözleşmeye tanık olduklarına dair imza atarlar. Resmi memurun illa noter olmasına gerek yoktur. Sulh hâkimi veyahut kanun ile kendisine yetki verilmiş bir resmi memur olabilir. Genellikle bu konuda noterler tercih edilmektedir.
Muris mirastan feragatte bulunan mirasçıya terekenin tasarrufta bulunulabilecek kısmını geçen edimlerde diğer mirasçılar bunun tenkisi talebinde bulunabileceklerdir. Bu durumda mirastan feragatte bulunanın sadece saklı payını aşan kısımlar tenkise tabi olacaktır. Fakat bunun için yukarıda söylediğimiz gibi sağlanan edimin saklı paylı mirasçıların saklı paylarına müdahil olması gerekmektedir. Saklı paya sahip mirasçıların feragat edenden talep edebilecekleri miktar saklı payları miktarını aşan kısım ile sınırlıdır. Feragat edenin bu talebe karşı seçimlik hakkı vardır. Ya talep edilen saklı payı aşan kısmı öder ya da almış olduklarının tamamını verip feragatte bulunmamış gibi paylaşıma katılmayı isteyebilir. Bununla beraber lehine feragatte bulunulan kişi veya kişilerin mirasçı olamamaları, feragat eden ile aynı zümrede başka mirasçının olmaması ve şarta bağlı mirastan feragat sözleşmelerinde bozucu şartın gerçekleşmesi ile feragat sözleşmesi kendiliğinden sona erecektir.
Mirastan Feragat Sözleşmesi Türleri
- İvazlı Mirastan Feragat Sözleşmesi
Mirastan feragat sözleşmesinin bir karşılık alınarak yani ivazlı şekilde yapılması durumunda altsoyun da mirasçılık hakları son bulmaktadır. Saklı payları için bile tenkis davası açmaları mümkün olmayacaktır. Ancak ivazlı sözleşmede altsoyun saklı pay hakkının devamına ilişkin ifadelerin yer alması durumunda feragat eden altsoyu miras payına ve saklı payına ilişkin taleplerde bulunmaları mümkün olacaktır.
- İvazsız Mirastan Feragat Sözleşmesi
Mirastan feragat sözleşmesinde ivazsız olarak yapılması durumunda bu sözleşme sadece feragat edeni bağlar. Alt soyunun yasal miras paylarına ilişkin talepte bulunmalı mümkün olacaktır. İvaz olmaksızın yapılan sözleşmede altsoyun miras payından da feragat edileceğine dair bir hüküm koyulması halinde, altsoyun mirasa dair talepte bulunup bulunamayacağı tartışmalıdır. Kanaatimizce altsoyun böyle bir hükmün varlığında dahi saklı pay için tenkis talebinde bulunabilmesi gerektiğidir.
Mirastan Feragat, Mirasçılık Belgesi Almaya Engel mi?
Mirastan feragat edilmiş olması, mirasçılık belgesi almaya engel değildir. Belirtilen hususlara ilişkin hukuki sonuçlarının terekenin bölüşülmesi sırasında gözetileceği belirtilerek istenen mirasçılık belgesinin düzenlenip verilmesi gerekir. Ancak kararda ret durumu sebebi ile mirasçılık sıfatından yoksun olanların ve bu kişilerin payının kimlere intikal edeceğinin de belirtilmesi gerekir. Mirasçılık belgesi, mirasçılık sıfatının ispatında kullanılan bir belgedir. Mirasçılık belgesi aynı zamanda mirasçılar tarafından bir yetki belgesi olarak da kullanılır. Mirasçılar bu belge ile tereke üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptirler. Kişinin mirasçılık sıfatını ispat etmeye yarayan bir belge olsa da mirasçılık belgesi, maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Mirasçılık belgesinin hükümlerine karşı her zaman aksi ispatında bulunulabilir. Buna göre mirasçılık belgesi, aksi ispat edilene kadar mirasçılar bakımından bir karine teşkil eder.
Mirastan feragat sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. Aksi halde geçerli olmaz, çünkü sözleşmeye miras bırakan katılmamış olup vekaleten düzenlenmiştir. Yine bu konuya ilişkin olarak bir Yargıtay kararı örneği verilmesi gerekirse “Mirastan feragat sözleşmesi ( TMK. M. 528, miras sözleşmesinin bir çeşidi olduğundan, resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur ( TMK. M. 545 ve Y.İç. B.K. 11.02.1959 tarih, 16/14 sayılı kararı ) . Davaya konu 07.06.2004 tarihli sözleşmeye miras bırakan Cemal bizzat katılmayıp vekaleten düzenlendiğinden, geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2007/6349 K. 2007/7938 T. 14.5.2007) Şeklindeki Yargıtay kararı açık bir şekilde vekâleten mirastan feragat sözleşmesinin düzenlenemeyeceğini göz önüne sermektedir.
Atanmış Mirasçı ve Vasiyet Alacaklısı ile Mirastan Feragat Sözleşmesi Yapılmasına İhtiyaç Var mıdır?
Miras sözleşmesi ile veyahut vasiyet ile mirasçı veya alacaklı haline gelen kişiler ile mirastan feragat sözleşmesi yapılmasına gerek yoktur. Miras sözleşmesini yazılı bir anlaşma ile feshetmeleri yeterli olacaktır. Muris, miras anlaşması ile bağlıdır ve kaide olarak bundan tek taraf olarak rücu edemez. Böyle bir halde de, feragat sözleşmesine ihtiyaç olmayabilir.
Zira MK m. 493/1 (TMK m. 546/1) gereğince, tarafların yazılı bir anlaşması ile miras sözleşmesine son verilebilir. Böyle bir anlaşma feragat anlaşması olamayacaktır, fakat miras anlaşmasının feshine dair bir anlaşmadır. Bunun yapılması daha da kolaydı Feragat sözleşmesi, resmi vasiyet şeklinde yapılmak gerektiği halde, miras mukavelesinin feshi anlaşması alelade yazılı şekille de yapılabilecektir.
Mirastan Feragat Sözleşmesini İptali
Yasada iptal sebepleri numerus clasus olarak sıralanmıştır. Bu sebepler yorumla genişletilemez. Şöyle ki ölüme bağlı tasarrufların iptali nedenleri, mirastan feragat sözleşmesinin de iptali nedenleri olarak kabul etmek olasıdır. Bu nedenleri şöyle sıralayabiliriz;
- Tasarrufun miras bırakanın tasarruf ehliyetinin bulunmadığı sırada yapılmış olması:
Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarruflar için kişilerin “tasarruf ehliyeti” ne haiz olması gereklidir. Örnek vermek gerekirse vasiyet yapmak için kişinin ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. Keza miras sözleşmesi yapabilmek için kişinin ayırt etme gücüne sahip, ergin olması ve kısıtlılık halinin bulunmaması gerekir. Vasiyetnamede 15 yaşı doldurma, miras sözleşmesinde ergin olma şeklindeki ayrımın çeşitli sebeplerden kaynaklandığı belirtilmiştir. Mirastan feragat için bir miras anlaşması yapılması durumunda, iki tarafında reşit olması zorunludur. Vasiyet yolu ile bir seçim yapılmışsa, yani tek taraflı bir feragat söz konusu olursa, mümeyyiz olup, 15 yaşını bitirmiş olması yeterlidir.
Dava dilekçesinde feragat sözleşmesinin resmi vasiyete ilişkin şekil koşullarına uygun düzenlenmediği, vasiyetçi kişinin akli melekesinin yerinde olmadığı sırada vasiyetin tanzim edildiği şeklinde ifadeye yer verilmişse, mahkemece öncelikle ehil yönüyle araştırma yapılacak özellikle ATK raporu aldırılıp, akli melekesinin yerinde olduğu görülürse, iptal davası hemen reddedilmeyecektir. Şekil yönüyle araştırma ve incelemeye geçilerek değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekecektir. Diyelim ki ileri sürülen maddi vakıalara uygun her hukuksal nedene ilişkin talebi karşılar biçimde karar verilmesi zorunluluğu vardır: “Dava, vasiyetnamenin iptali (TMK m. 557) istemine dair olup, iptal sebeplerinden biri olarak murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece, vasiyet yapıldığı tarihte murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda, murisin sağlığına dair tüm bilgi ve belgeler toplanarak, vasiyetnamenin tanziminde alınan rapor eklenerek Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Tarih: 17.09.2013-10562/12799)
- Tasarrufun Yanılma, Aldatma, Korkutma Veya Zorlama Sonucunda Yapılması:
Sayılan nedenler feragat sözleşmesinde taraf olan miras bırakan ile mirasçısının birinin ya da her ikisinin iradelerinin bozulmasına yol açmaktadır. Mirastan feragat sözleşmesi yapılırken miras bırakan ile feragat eden mirasçının iradesini olumsuz etkileyen bu olguların mevcudiyeti ve kaçınacağı muhakkak olan durumda aldatma söz konusudur. Yanların aldatılması ise, onu arzu edilenin dışında bir irade açıklamaya sevk olunmasıdır. Bir başka anlatımla miras bırakan, mirasçının gerçeği bilmesi halinde iradesini açıklamaktan kaçınacağı muhakkak olan durumda aldatma söz konusudur. Korkutma veya zorlama da yanların tehdit veya icbarla ölüme bağlı tasarruf yapmaya mecbur bırakılmasıdır. Örnek olarak murisin kendisinin veya yakınlarından birinin can bütünlüğüne veya ekonomik malvarlığına karşı hemen yapılması muhtemel olan bir saldırının varlığı korkutma veya zorlamadır.
- Şekil Koşullarına Uyulmaması:
Mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyetname şeklinde düzenleneceği için yasal şekil şartlarına uyulmadan yapıldığı takdirde vasiyetnamenin iptaline ilişkin kanuni hükümlere dayanarak iptalini isteyebilir. Bu sebeple ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin yasal hükümlere göz atmak gerekmektedir. Ehliyetsizlik nedeni herhangi bir süreye tabi olmadan, diğer rızayı ortadan kaldıran sebeplerin sürelere uymak suretiyle feragat sözleşmesinin iptali istenebilir.
Sözleşmenin tarafları son arzularını resmi memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar. Mirastan feragat sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. Mirastan feragat sözleşmesinin resmi vasiyet şeklinde düzenlenmesinin sonucu olarak bu sözleşmeden tek yönlü irade beyanıyla dönülmesi mümkün değildir.
Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptalinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
Mirastan feragat sözleşmesinin iptali gündeme geldiğinde ilgili tarafın bu iptal davasını açması gereken görevli mahkememiz asliye hukuk mahkemesidir. Yetki bakımından bakıldığında ise miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi gündeme gelecektir.
Medeni Kanunumuzun 529. Maddesinin birinci fıkrasına göre “Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat hükümdendir.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında da “Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat yine hükümden düşer.” Şeklinde bir düzenleme yer almaktadır.
Tereke Alacaklılarının Mirastan Feragat Edene veya Mirasçılarına Karşı Dava Açma Hakkı
Mirasın açılması anında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde miras bırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar.(TMK m.530)
Burada mirastan feragat eden mirasçıdan alacaklı olanlar değil, terekeden alacaklı olanların haklarının korunması söz konusudur. Miras bırakandan alacaklı olanlar ancak dava yoluyla m.530 hükmün dayanarak alacaklarını talep edebilirler. Davalı olarak da miras bırakandan feragat sözleşmesi uyarınca bir ivaz almamış olan mirasçılara karşı dava açılmalıdır. Bunlar miras bırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde almış olduklarını mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarındaki yani açılma anında ellerinde bulunan miktar ölçüsünde geri vermekle yükümlüdürler. Tereke alacaklılarının dava açabilmesi için şu koşullar birlikte aranır:
- Mirasın açılması anında tereke mevcudu, borçları ödeyemeyecek durumda olmalı,
- Feragat sözleşmesi dışında kalan diğer mirasçılarca bu borçlar ödenmemiş bulunmalı,
- Mirasın açılmasından önceki beş yıl içinde feragat eden mirasçı bir ivaz almış olmalı.
Feragat eden mirasçının, tereke borcundan sorumluluğu ikincil niteliklidir. Bu borçların diğer mirasçılarca ödenmemesi halinde söz konusudur. “İvazsız olarak feragat eden mirasçı, hiçbir şekilde terekenin borçlarından sorumlu değildir.”
Mirastan Feragat Sözleşmesini Ortadan Kaldıran Sebepler
- Anlaşma: Feragat sözleşmesi miras sözleşmesinin bir türü olduğu için or tadan kaldırılmasında tarafların yazılı anlaşması yeterlidir. TMK m. 546/1’e göre; miras sözleşmesi tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir. Burada taraflardan amaç, miras bırakanla mirastan feragat etmiş bulunan mirasçıdır. Resmi vasiyetname şeklinde düzenlenen feragat sözleşmesinin orta- dan kaldırılmasında resmi şekil zorunluluğu yoktur.
- Ehliyetsizlik, şekil eksikliği: Resmi vasiyet biçiminde yapılması gereken feragat sözleşmesi ehliyetsizlik, rıza fesadı ve yasal şekil şartlarına aykırılık nedenlerinden dolayı feshedilmesi mümkündür.
- Borç ve yükümlülüğün yerine getirilmemesi: “İvazlı feragat mukavelelerinde, mahfuz hisseli mirasçı aldığı veya alacağı bir ivaz karşılığında miras hakkından tamamıyla veya kısmen vazgeçmektedir. Burada hayatta vaki bir borç altına giren muristir, vazgeçmesine karşılık mirasçısına muayyen bir ivaz verecektir. Şayet bu borç yerine getirilmezse, feragat eden mirasçı feragat sözleşmesini MK m 494 (TMK m. 547) hükmü gereğince feshedebilir. Şu halde borç ve taahhüdün ihlali sebebiyle, feragat mukavelesinin feshi hakkı, sadece feragat eden şahsa aittir, murisin böyle bir sebeple fesih hakkı yoktur.”
- Miras bırakana karşı mirastan çıkarılmayı gerektiren davranışta bulunma: Feragat sözleşmesinin yapılmasından sonra feragat eden mirasçının, miras bırakana karşı mirasçılıktan çıkarma sebebi oluşturan davranışta bulunduğu ortaya çıkarsa, miras bırakan mirastan feragat sözleşmesini tek taraflı olarak ortadan kaldırabilir. (TMK m. 546/2) Tek taraflı ortadan kaldırma, vasiyetnameler için kanunda öngörülen şekillerden biriyle yapılır. Örneğin resmi vasiyetnameye konu edilen feragat sözleşmesinden mirastan ıskat sebepleri bulunmadıkça, tek taraflı olarak ortadan kaldırılamaz.
Feragat Eden Mirasçının Miras Bırakanın Borçlarından Sorumluluğu
Mirastan feragat sözleşmesi ile ileride doğacak haklarından tam feragat eden mirasçı murisin borçlarından sorumu olmaz. Kısmi feragatte ise, mirasçılık sıfatı devam ettiği için diğer mirasçılarla birlikte murisin borçlarından, feragat sözleşmesinin ivazlı veya ivazsız olmasına bakılmaksızın, şahsi ve müteselsilen sorumludur. İvazlı feragat TMK’nin 530. maddesine göre; “Mirasın açılması anında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde miras bırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar.”
TMK’nin 530. maddesindeki sorumluluk ikinci plandadır ve sınırlıdır. Feragat eden ancak, ölümden önceki son beş yıl içinde aldığı ivaz ile sorumludur. İvazı daha evvel almışsa, sorumlu olmaz. Ayrıca feragat eden son beş yıl içinde almış olduğu ivazdan sadece talep anında zenginleştiği oran ile sorumludur.
Mirastan Feragat Sözleşmesi – Mirasın Reddi Arasındaki Farklar
Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakanın sağlığında yapılırken, mirasın reddi miras bırakan öldükten sonra yapılır. Mirasın reddi ile altsoydakiler bu durumdan etkilenmezlerken şartları sağladıkları takdirde mirasçılık sıfatını kazanabileceklerdir. Mirastan feragat sözleşmesi ivazlı yapılmış ise altsoylar için de geçerli hale gelir. Ancak yine de mirastan feragat sözleşmesinde bunun aksinin kararlaştırılması mümkündür.
Mirastan feragat ivazsız olarak yapılmışsa aynı mirasın reddinde olduğu gibi altsoylar bu durumdan etkilenmeyeceklerdir. Mirastan feragat sözleşmesi iki taraflı bir hukuki işlemken mirasın reddi tek taraflı olarak mirasçı tarafından yapılabilmektedir. Mirastan feragat sözleşmesinde ve mirasın reddi işlenen prosedür ve süreçler açısından birbirinden ayrılmaktadır. Kişilerin bu süreçleri göz önünde bulundurarak hangi hukuki prosedüre başvuracaklarına dikkat etmeleri gerekmektedir.
Mirastan Feragat Sözleşmesi Yargıtay Kararları
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2009/3686 K 2009/73141 23.6.2009
- Mirastan Feragat Sözleşmesi
Miras bırakan S’in tüm mirasçıların da katılımı ile… Noterliğinin 09.02.1989 tarihinde düzenlenen sözleşme ile K dışındaki davalılar miras haklarından feragat etmişlerdir. Anılan bu mirastan feragat sözleşmesi resmi olarak yapıldığı için 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı İnançları Birleştirme Kararı gereğince geçerli olup bunların mirastan kaynaklanan haklarının Türk Medeni Kanununun 528 ve devam eden hükümleri gereğince davacı durumunda bulunan mirasçı Mahmut’a geçeceği sabittir Öyleyse yapılan sözleşmenin feragat edenin mirasçılarını bağlamayacağı söylenemez…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E. 2008/2053 K. 2008/3995 T 17.7.2008
- Mirastan Feragat Sözleşmesi
Noterliğince düzenlenen “Düzenleme Şeklinde Mirastan Feragat Sözleşme- 51 başlıklı belgede, 500 000 YTL karşılığında davacı Esra’nın, miras bırakanı Fahrettin den kalacak miras payından davalı Mehmet lehine feragat ettiği, sözleşmenin Mehmet’in de katılımıyla düzenlendiği açıklanmıştır. Dava, TMK’nin 528. maddesi uyarınca davacı ile miras bırakan arasında kurulan mirastan feragat sözleşmesinin iptali ve miras payının tanınması isteğine ilişkindir. Öngörülen 500.000 YTL bedelin miras bırakan Fahrettin tarafından davacıya ödendiği noterce düzenlenen sözleşmede belirtilmiş olup, belgenin aksi aynı güçte başka bir belge ile kanıtlanamadığı gibi, takdiri delillerle de bu yön doğrulanmamıştır.
Yargıtay 1 Hukuk Dairesi E. 2014/18553 K. 2014/18172 T 24 12 2014
- Mirastan Feragat Sözleşmesi
Davacılar vekili ibraz ettiği dilekçe ile davacıların Muris Aziz… ‘in… mahallesi 24 parsel sayılı taşınmazını Tapuda satış işlemi olarak gösterilen aslında bağış olan işlemle davalıya devrettiğini işlemin muvazaalı olduğunu, ayrıca davacılardan baskı ve tehditle miras paylarından feragat etmelerini sağladığını ve 24 parsel sayılı taşınmazın ve satış işleminin iptali ve mirasçılar adına tescilini, mümkün olmadığı takdir de mirasçıların saklı payları oranında tenkisine karar verilmesini istemiş, ancak noterliğinin 08.12 1994 tarihli 45772 yevmiye nolu feragatnamenin tetkikinde davacı Güzin ‘n 12.09.1994 tarihli noterliğinin 45405 yevmiye nolu feragatname ile davacılardan Nejla Gülsüm in dava komsu 24 parsel sayılı taşınmazdaki miras hisselerinden ivazlı feragat ettikleri ve bu feragatnamelerin geçerli olup 24 parsel için miras haklarım talep edemeyecekleri ve davalıya yapılan satış işleminin iptalim istemeleri mümkün olmayıp davanın reddi gerekmekle…