Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu; kişinin hayatının gizli alanında kalması gereken veya herkes tarafından bilinmeyen kişisel bilgilerinin yanı sıra başkaları tarafından bilinmesi mümkün olan kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan bilgilerin hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması şeklinde oluşan suç tipine denir. Örneğin, kişiye ait cep telefonunu umumi tuvalete yazarak yayılmasını sağlayan kişi “kişisel verileri yayma” suçu işlemiş olur. Bir kimsenin ad, soyad ve adres bilgilerini aralarında husumet bulunan insanlara veren kişi “kişisel verileri başkasına verme” suçunu işlemiş olur. Halk arasında bu suça, “kişisel bilgilerin ele geçirilmesi suçu” da denilmektedir. Bu suç TCK’nın 136. maddesinde seçimlik hareketli olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple, aşağıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir. Bunlar;
- Hukuka aykırı olarak kişisel verilerin başkasına verilmesi,
- Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması,
- Kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi.
TCK 136. maddesinde yer alan kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, yayılması veya başkasına verilmesi suçu; AİHS 8. maddesi ve Anayasanın 20. Maddesinde güvence altına alınan kişilerin özel hayatının gizliliği ve korunması hususunda bir suçtur. TCK 136 ve 137. maddede düzenlenen bu suç tipinde çok fazla dava vardır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda “Kişisel Verilerin Ele Geçirilmesi Suçu ve Cezasından (TCK m. 136-137)” bahsedeceğiz.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Nedir?
TCK’nin 136. maddesiyle düzenlenen suçun hareket unsuru, “hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme” biçiminde gösterilmiştir. Bu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Verme, yayma veya ele geçirme hareketlerinden birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir.
- Verme, bir kimsenin elindeki bir şeyi bir diğerine sunması
- Yayma, bir kimsenin elindeki bir şeyi birden fazla kimsenin bilgisine sunması, birden fazla kimseye vermesi, ulaştırması
- Ele geçirme: bir kimsenin bir başkasının elinde olan bir materyali onun rızası dışında veya rızasıyla elde etmesi anlamlarına gelmektedir.
Verme ile yayma arasındaki fark, vermede daha ziyade bir kişiye ulaştırılması söz konusu iken, yayma da birden fazla kimseye elindeki do sunulması, ulaştırılması söz konusu olabilmektedir. Kanun koyucu verme ve yaymayı kişisel veriyi elinde bulunduran yönünden belirlerken, ele geçirmeyi k bilgiyi elinde olmayıp sahip olmak isteyen kişi açısından ele almıştır.
Örneğin, bir polis memuru yasal yollardan elde ettiği bir kimsenin telefon numaralarını bir başkasına ulaştırırsa, bu husus verme sayılacak; bu polis memuru telefon numaralarını gazetelere gönderirse, bu husus yayma olarak adlandırılacak; telefon numaralarını elinde olmayan kimse polis memurunda bunu almak için çabalayıp, alırsa ele geçirme söz konusu olacaktır.
TCK 136. Madde – Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme
- Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
TCK 137. Madde – Nitelikli Haller
- Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçu | TCK 136. Madde |
---|---|
Kanun Maddesi | 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 136 |
Şikâyet | Şikayete tabi değildir. Resen soruşturulur. |
Zamanaşımı | 8 yıldır. |
Tutuklama ve Adli Kontrol | Tutuklama ve adli kontrol kararı verilebilir. |
Uzlaşma | Uzlaşmaya tabi değildir. |
Etkin Pişmanlık | Etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz. |
İndirim | Şartları varsa 62 indirimi uygulanabilir. |
Memurluğa Etki | Memuriyete engeldir. |
Görevli Mahkeme | Asliye Ceza Mahkemesidir. |

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Unsurları
- Fail: Fail Türk Ceza Kanunu’nda suç kabul edilen hukuka aykırı bir eylemi yapan kişidir. Yani failin bir hareket yeteneği bulunmakta olup suçun gerçekleşmesi için birtakım eylemler gerçekleştirir. Türk Ceza Kanunu’muzun 136’ıncı maddesinde düzenlenen bu suç tipinin kanuni tanımı incelendiğinde görüleceği üzere, bu suçun faili, kişisel verileri hukuka aykırı olarak veren, yayan veya ele geçiren kişi şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda fail yönünden herhangi bir özellik aranmamaktadır ve herkes bu suçun faili olabilmektedir.
- Mağdur: Mağdur kendisine karşı işlenen bir suçtan dolayı vücut bütünlüğünde veya ekonomisinde zarara uğrayan kişidir. Yani mağdurun hak ve menfaatleri ihlal edilmektedir. Suçun mağduru, suç ile ihlal edilen varlık veya değerin sahibi olan gerçek kişidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun mağduru da, kişisel verinin ilgili bulunduğu kişidir. Bu suç tipinde fail de olduğu gibi mağdur yönünden de herhangi bir özellik aranmamaktadır. Herkes bu suçun mağduru olabilmektedir.
- Suçun Hukuki Konusu: Suçun hukuki konusu; kanunda korunan hak ve menfaatlerdir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma ve ele geçirme suçunun konusu kişisel verilerdir. Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiye kişisel veri denir. Bunlar; kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, dernek ve vakıf üyelikleri, sağlık verileri, genetik ve biyometrik veriler, mali bilgiler, fotoğraf gibi kişiyi işaret eden verilerdir. Bu Bağlamda sadece bireyin isim, soyisim, doğum tarihi, doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgileri değil, aynı zamanda kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin bilgileri de kişisel veridir.
- Manevi Unsur: Manevi unsur suçu işleyen fail ile eylemleri arasındaki manevi bağdır. Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Kanunumuzda bu suçun taksirle işlenebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı için, bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Söz konusu suç tipinin gerçekleşebilmesi için failin suçunu konusunu oluşturan kişisel verilerin, kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiye ait bir bilgi olduğunu bilerek hareket etmiş olması gerekir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Cezası Nedir?
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu esas olarak 2 madde halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 136 – 137. maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmünün 1. fıkrasında kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirlenmiştir. Ayrıca TCK’nın 136’ıncı maddesinin 2’inci fıkrasına göre, “Suçun Konusunun CMK madde 236’nın 5. ve 6. Fıkraları Uyarınca Kayda Alınan Beyan ve Görüntüler Olması’’ bir nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Ayrıca TCK madde 137’de; bu suçun “Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle” veya “Belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi halleri, suçun diğer nitelikli halleri olarak düzenlenmiştir.
- Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Temel Halinin Cezası: Suçun temel hali 1. fıkrada düzenlenmiştir. Söz konusu suçun cezası kanunumuzda hapis cezası olarak düzenleme alanı bulmuştur. Bu suç tipinde adli para cezası ile cezalandırma düzenlenmemiştir. Yasal düzenlemeye göre; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
- Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Nitelikli Halinin Cezası: Nitelikli unsurlar bakımından ise; suçun konusunun, nitelikli cinsel saldırı suçu mağdurunun veya mağdur olan çocuk ifadelerini içinde barındıran görüntü ve kayıtlar olması durumunda verilecek ceza bir kat arttırılır. TCK madde 137’de düzenlenmiş olan, suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmiş olması halinde ise verilecek ceza yarı oranında artırılır.
- Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda İndirim Halleri: Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda uzlaşma, şikayetten vazgeçme gibi ceza muhakemesi normları uygulanmamaktadır. Hakim suçun işleniş biçimi, suç işlemede kullanılan araçlar, zaman, yer gibi hususları dikkate alarak belirlediği temel cezada alt ve üst sınır arasında bir temel ceza belirler. Akabinde artırım nedenleri uygular ve sonrasında belirlenen cezada indirim hükümleri uygulanır. Şartları bulunuyorsa 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinde yer alan indirim hükümleri uygulanabilir. Bunlar yaş küçüklüğü, iyi hal indirimi, içtima kuralları, akıl zayıflığı gibi sıralanabilir.
- Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Tüzel Kişiler Tarafından İşlenmesi: Tüzel kişilerin ise bu suçun faili olması ve haklarında ceza yaptırımı uygulanması mümkün değildir. Suçun bir tüzel kişinin faaliyeti kapsamında veya tüzel kişi yararına işlenmesi halinde ise sorumlu tüzel kişi hakkında ancak TCK m.60’da belirtilen güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Cezası | Kanuni Dayanağı |
---|---|
TCK 136 Basit Hali Cezası | 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası |
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Teşebbüste Kalması | TCK m. 35’te yer alan teşebbüs hükümleri gereği verilecek cezada indirim yapılabilir. |
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Tüzel Kişilerce İşlenmesi | Tüzel kişilerin ise bu suçun faili olması ve haklarında ceza yaptırımı uygulanması mümkün değildir. |
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi | İnsan ticareti suçu kasten işlenebilen bir suçtur, ihmali davranışla işlenemez. |

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Nitelikli Halleri
TCK madde 137’de; bu suçun “Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle” veya “Belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi halleri, suçun diğer nitelikli halleri olarak düzenlenmiştir. Bu her iki durumda cezayı ağırlaştıran nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır. TCK madde 136/2’de yer alan nitelikli halin varlığında ceza “bir kat” artırılırken; TCK madde 137’de yer alan nitelikli halin varlığında ise ceza “yarı oranında” artırılmaktadır. Bu suç tipinde cezayı azaltıcı bir nitelik hal düzenlenmemiştir.
- Suçun Kamu Görevlisi Tarafından Görevinin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi: Kamu görevlisi tarafından, görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle bu suç tipi işlendiğinde suçun nitelikli hali gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu suç tipinin oluşması için, failin yalnızca kamu görevlisi olması yeterli görülmemiş aynı zamanda failin kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme şeklindeki davranışının, kamu görevinin getirmiş olduğu yetkinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir.
- Suçun Belirli Bir Meslek ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi: Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, failin icra ettiği meslek veya zanaatın kişisel verilerin verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi yönünden ona bir kolaylık sağlamaya elverişli olması ve failin; kolaylıktan yararlanmak suretiyle kişisel veri ihlalini gerçekleştirmiş olması gerekir. Örnek vermek gerekirse; evlere yemek siparişi taşıyan bir kuryenin, bu şekilde telefon numarasını, ad ve soyadını öğrendiği kişiye mesaj atması yada araması ve bu şekilde kişiyi rahatsız etmesi durumunda, bu nitelikli hal uygulama alanı bulmaktadır.
- Suçun Konusunun CMK md. 236’nın 5. ve 6. Fıkraları Uyarınca Kayda Alınan Beyan ve Görüntüler Olması: TCK’nın 136’ıncı maddesinin 2’inci fıkrasında; verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun konusunun, çocukların cinsel istismarı veya nitelikli cinsel saldırı suçlarının mağdurlarının soruşturma evresinde kayıt altına alınan beyan ve görüntüleri olması durumunda, fail hakkında uygulanacak olan ceza bir kat artırılmaktadır şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Bu şekilde bir düzenleme getirilmesinin amacı; mağdurların korunması amacıyla soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ifade ve beyanların kayıt altına alınmasının getirilmesi ve TCK 136’ıncı maddesi kapsamında yapılacak olan ihlallerin, burada belirtilen nitelikteki kayıtları konu alması halinde failin daha ağır şekilde cezalandırılması öngörülmektedir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Örnekleri
- Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçuna bir örnek vermek gerekirse; Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Polis memuru olarak görev yapan bir polis memurunun eski sevgilisine ait otel kayıtlarına ilişkin verileri Pol-net sisteminden sorgulayarak temin etmesi halinde bu suç oluşur.
- Bankamatiğe düzenek kurarak bir kimsenin banka kartının şifresini öğrenen kişi “kişisel verileri ele geçirme suçu” işlemiş olur. Bir kimseye ait cep telefonunu umumi tuvalete yazarak yayılmasını sağlayan kişi “kişisel verileri yayma” suçu işlemiş olur. Bir kimsenin ad, soyad ve adres bilgilerini aralarında husumet bulunan insanlara veren kişi “kişisel verileri başkasına verme” suçunu işlemiş olur.
- Cep telefonu operatörü olan büyük telekomünikasyon şirketlerinde çalışan bir kişinin toplu bir şekilde belli bir ilçedeki telefon numaralarını ticaret yapan bir şirkete vermesi halinde de bu suç işlenmiş olur.
- Kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçu aşağıdaki suçlar ile çoğu zaman karıştırılmaktadır.
- Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi, Kayda Alınması ve İfşa Edilmesi Suçu,
- Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu,
- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu,
- Hakaret Suçu
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Özel Görünüşleri
- Teşebbüs: Kişisel verileri hukuka aykırı aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu sırf hareket suçudur. Bu itibarla verme, yayma veya ele geçirme şeklindeki hareket biçimlerinden birinin gerçekleştirilmesi ile birlikte suç oluşur. Ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmaz. Bu nedenle de, bu suç teşebbüse elverişli bir nitelikte değildir. Ancak suçun icra hareketlerinin parçalara bölünebilmesi ve bu hareketlerin failin elinde olmayan nedenler ile tamamlanamamış olması durumunda, teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün olabilmektedir.
- İştirak: Bu suç tipinde suça iştirakin her şekilde gerçekleşmesi mümkün kabul edilmektedir. Yukarıda bahsetmiş bulunduğumuz seçimlik hareketler failler arasında önceden anlaşmaya dayalı bir suç işleme kararı kapsamında ortaya çıkmış ise bu takdirde suça iştirak hükümleri uygulanabilmektedir. Faillerin arasında suç işleme konusunda bir anlaşma bulunmamakta ise suça iştirak hükümleri uygulama alanı bulamamaktadır. Aralarında bir anlaşma olmadan failler bu suçu işlemişler ise her biri açısından ayrı bir suç işlenmesi söz konusu olmaktadır.
- İçtima: Kişisel verileri hukuka aykırı olarak, yayma veya ele geçirme suçunun bileşik suç biçiminde ortaya çıkması söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, TCK madde 136’daki suçu oluşturan hareket biçimlerinin, bir başka suçun unsuru veya cezayı ağırlaştıran bir nitelikli hali olarak ortaya çıkması durumunda, TCK madde 136’dan dolayı ayrıca bir ceza verilmemektedir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu zincirleme şekilde de işlenebilmektedir. Buna göre, aynı kişiye ait bulunan kişisel verilerin, aynı suç işleme kararının kapsamında olarak değişik zamanlarda başkaca kişilere verilmiş, yayılmış veya ele geçirilmiş ise, uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. Bu kapsamdaki fiiller hakkında tek bir ceza uygulanmaktadır ancak verilecek olan bu ceza dörtte birden dörtte üçüne kadar arttırılmaktadır.
Uzlaşma, Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
- Uzlaşma: Uzlaşma; uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sırasında; şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcinin, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle, uyuşmazlığın giderilmesi sürecidir. Suçun soruşturulması şikayete bağlı olmadığı ve ayrıca bu suça CMK madde 253’de sayılan suçlar arasında yer verilmediği için uzlaştırma hükümlerine tabi değildir.
- Adli Para Cezasına Çevirme: Adli para cezası, hapis cezasıyla beraber veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Bu suç tipinin yasal düzenlemesi incelendiğinde hapis cezasının yaptırım türü olarak düzenlendiğini görmekteyiz. Belli koşulların gerçekleşmesi durumunda bu hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir.
- Erteleme: Sanık hakkında cezanın infaz edildiğinin sayılmasını sağlayan bu kurum verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya verme suçunda da uygulama alanı bulmaktadır. Ancak cezanın ertelenebilmesi için gerekli şartlar vardır. Öncelikle kişinin işlediği suçtan dolayı 2 yıl ya da daha az süreli hapis cezasına hükmedilmiş olması gerekmektedir.
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; bir suç işleyen sanık hakkında verilen cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Bu suç tipinde HAGB kararı verilmesi mümkündür. HAGB kararı verilebilmesi için suçun cezasının 2 yıl veya daha az olması gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, cezanın ertelenmesi kurumundan farklı olarak mahkemece verilen cezanın sanık hakkında aleyhine bir hukuki sonuç doğurmaması şeklinde sonuçlanmaktadır.

Soruşturma ve Kovuşturma Evresi
Soruşturma Evresi
Mağdur ya da suçtan zarar gören kişinin şikayetçi olması Cumhuriyet Savcılığı’na yapacağı başvuru ya da kolluk kuvvetlerine yapacağı ihbar ile gerçekleşir. Bu şikayet neticesinde Savcılığa intikal eden dosyanın savcılıkta işlem görmesi soruşturma evresinin neticesidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, şikayete tabi suçlar kategorisinde yer almamaktadır. Bu sebeple de, suçun soruşturulması için müşteki tarafından şikayet başvurusu yapılması gerekmemektedir. Herhangi bir şekilde suçun işlendiği öğrenildiği zaman, savcılık resen soruşturma başlatmalıdır. TCK 136. madde kapsamında soruşturma resen, ihbar veya şikayet üzerine başlar.
Cumhuriyet savcısının şüpheli şahsın suçu işlediğine dair yeterli somut delilleri toplaması ve yeterli şüpheye ulaşması ile iddianame düzenlenir. Bunun aksi durumunda yeterli şüphe oluşmadığında Cumhuriyet Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir. Bu karara karşı tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilebilir. İtiraz kabul edilirse dosya doğrudan kovuşturma evresine geçmez, tekrar soruşturma evresinde incelenir. İtiraz reddedilirse dosya kapanır. İtirazı inceleyecek olan merci Sulh Ceza Hakimliğidir. Her koşulda iddianame düzenlendiği takdirde dosya kovuşturma evresine geçecektir. Soruşturma evresinde şüpheli konumunda olan fail de sanık konumuna geçecektir.
Kovuşturma Evresi
Kovuşturma evresi; görevli ve yetkili mahkemenin Cumhuriyet Savcılığı’nın sunduğu iddianameyi kabul etmesi ile başlar ve yargılama sürecini ifade eder. kovuşturma evresi mahkeme tarafından yürütülmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere soruşturma evresinde şüpheli olan şahıs kovuşturma evresinde sanık olarak isimlendirilir. Kovuşturma evresinde sözlü yargılama yapılır ve yargılamalar duruşmalı olarak ilerler. Duruşmada sanık ve sanık vekili dinlenir bunun yanı sıra müşteki yani şikâyet eden kişi de dinlenir. Ayrıca müşteki sıfatına sahip olan taraf, katılma talebi sunduğu takdirde mahkemenin kabulü ile katılan sıfatına sahip olur.
Sanığa verilecek ceza kovuşturma evresinin sonunda belirlenir. Ancak sanık bu aşamadan önce kendisine isnat edilen suçu ve cezasını tam olarak öğrenmiş olmalıdır. Ayrıca cezalandırılması için de suçu işlediği sabit olmalıdır. Suçun soruşturulması ve kovuşturma yapılması, TCK’nın 139.maddesi ile kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ayrık tutulduğundan, şikâyete bağlı değildir, soruşturulması ve kovuşturulması resen yapılmalıdır.
Kamu görevlisinin görevi sebebiyle bu suçu işlemesi halinde, soruşturma 4483 sayılı Yasaya göre, yetkili merciden soruşturma izni alındıktan sonra yapılması gerekir. Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden mağdur aleyhine işlenen bu suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacak ve iddianame tamamlanmadığından da kovuşturma aşamasına geçilemeyecektir.
Gözaltı ve Tutukluluk
Gözaltı
Gözaltı hali, CMK’nun 91’inci maddesinde düzenlenmiştir. Usule uygun olarak yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saten fazla olamaz. O halde gözaltı süresi toplam 36 saati geçemez.
Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda Cumhuriyet savcısının gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.
Tutukluluk
Tutuklama ceza muhakemesinde yer alan, hakim kararıyla Anayasada ve yasada belirtilen koşulların gerçekleşmesiyle kişi hakkında henüz suçluluğu kesinleşmeden verilen ve özgürlüğünü geçici olarak kaldıran bir koruma tedbiridir. Ceza muhakemesi sırasında delillerin korunmasını, sanığın veya şüphelinin kaçmasını önleyerek böylece muhakeme sonunda verilebilecek olan özgürlüğü bağlayıcı cezanın yerine getirilebilmesini sağlamaya yönelik geçici nitelikte bir araçtır. Ayrıca tutuklama tedbirinin orantılı ve ölçülü olması gerekmektedir. Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda tutuklama kararı verilebilmesi mümkündür. Asliye Ceza Mahkemesinin görev alanına giren bu suçta tutukluluk süresi; soruşturma evresinde 6 ayı, kovuşturma evresinde ise 1 yılı geçemez, bu süre zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir. Özetle; soruşturma veya kovuşturma konusu suç hakkında tutuklama süresinin üst sınırı 1,5 yıl olmaktadır.
İfade, Savunma ve Yargılama Süreci
İfade, kişi hakkında yapılan suç duyurusu ve şikayet nedeniyle olay hakkındaki bilgi ve savunmasının alınması için yapılan bir usuldür. Ancak Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma suçu şikayete tabi bir suç değil resen araştırılması gereken bir suçtur. Bu nedenle, resen soruşturulması yapılan bir suç hakkında kişinin ifadesi alınır. Eğer şüpheli şahıs ifadeye gitmiyorsa bu durumda hakkında yakalama kararı çıkarılacaktır. İfade kolluk görevlileri tarafından alınabileceği gibi bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından da alınabilir. Buna benzer şekilde sorgu ise şüpheli ya da sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda kovuşturma evresinde suç hakkında dinlenmesidir.
Savunma hakkı ise şüpheli ya da sanığın en önemli haklarından biri olup irade özgürlüklerini ifade etmektedir. Çünkü kişi üzerine isnat edilen suç hakkında kendisini savunabilmelidir. Bu nedenle kişiye ayrıntılı olarak üzerine isnat edilen suç anlatılır. Ayrıca kendisini savunabilmesi için belirli bir süre de kişiye verilmektedir. Şüpheli şahıs kendisini bizzat savunabileceği gibi bir avukatın yardımından da yararlanabilir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu noktada destek vermekteyiz.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
- Şikayet Süresi: Şikayete tabi suçlar; bir suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için mağdur ya da suçtan zarar gören kişinin şikayetçi olması şartı aranan suçlardır. Kural olarak şikayet süresi 6 ay olarak belirlenmiştir. Yani ilgili kişi 6 ay içerisinde şikayette bulunmadığı takdirde suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Süre fiil ve failin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktı. TCK madde 139’da şikayet unsuru düzenlenmiştir. İlgili hükümde aynen; “(1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.” denilmiştir.
- Zamanaşımı: Kanunda suç olarak öngörülen fiillerin işlenmesinden sonra, yine kanunda öngörülen belirli sürelerin geçmesi halinde fail hakkında kamu davasının açılmasını engelleyen veya açılmış davanın devam etmesine engel teşkil eden kurum dava zamanaşımıdır. Açılmış kamu davasında dava zamanaşımı dolması halinde CMK’nın 223’üncü maddesi gereğince davanın düşmesine karar verilmektedir. Muhakeme hukukunda bir muhakeme şartı olarak kabul edilen dava zamanaşımının dolması halinde savcılıkça dava açılmayacak ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir. Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden mağdur aleyhine işlenen bu suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacak ve iddianame tamamlanmadığından da kovuşturma aşamasına geçilemeyecektir.
- Etkin Pişmanlık: pişmanlık, kişilerin işledikleri suçtan sonra kendi iradeleri ile pişman olması, suçtan dolayı meydana gelen olumsuzlukların giderilmesi ve adalete katkı sunması ile bazı ceza indirimleri öngören bir kurumdur. Etkin pişmanlığın söz konusu olabilmesi için bahse konu suçun kanunda sayılan suç tiplerinden biri olması gerekir. Etkin pişmanlıkta en önemli husus sanığın ya da şüphelinin suça ilişkin eylem sonucunda sebep olduğu zararı gidererek samimi pişmanlık duyguları içerisinde suça ilişkin kayda değer bilgiler vermesidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamaktadır.
- Görevli ve Yetkili Mahkeme: Bu suç tipinde görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. Bu suçun işlenmesinde yetkili mercii, verme, yayma veya ele geçirme işlemenin gerçekleştiği yer yetkili merciidir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suç Duyurusu Örneği
….. Cumhuriyet Başsavcılığına
Mağdur: Ad Soyad/ TC- Adres
Şüpheli: Ad Soyad/ TC- Adres
Konu: Müvekkilim X’e ait videolar kendisinin rızası olmaksızın bir kaç farklı kullanıcı tarafından yayılmakta ve de müvekkilimin ailesi ve de arkadaş çevresinde itibarı yok edilmeye çalışılmaktadır. Müvekkilimin özel hayatının gizliliğini ihlal ederek özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işleyen kişinin bu suçtan ve de re’sen tespit edilecek suçlardan dolayı internet IP adresi belirlenerek cezalandırılması talebimiz hakkındadır.
Suç: Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu
Suç Tarihi: …/…/…
Açıklamalar
- Müvekkilim X sadece takipçilerine açık olan bir sosyal medya uygulamasının kullanıcısıdır. Kendisini takip eden bir takım hesaplar kendisinin rızası olmaksızın paylaştığı videoları yaymakta ve de müvekkilimizin saygınlığını zedeleyecek şekilde aleyhinde kullanmaktadır.
- Şüpheli müvekkilimin annesine, ‘X’ adlı sosyal medya hesabından müvekkilin arkadaşlarıyla olan bir videosunu rızası olmaksızın atarak ‘Sizin oğlunuz X İstanbul’da kötü işler yapıyor her gün eskort ve o tarz kızlarla alem yapıyor’ şeklinde mesaj atmıştır. Bununla da kalmayarak müvekkilimin kuzenine ve kız kardeşine aynı hesaptan mesajlar atarak müvekkilimin çevresinde onun saygınlığını zedeleyecek, onu ve şerefine karşı saldırmaya çalışmıştır. Nitekim müvekkilin kız kardeşine ‘Sen X’in neyi oluyorsun’, kuzenine ‘Kız sen Onun kız kardeşi misin’ şeklinde mesaj atması söz konusu durumun göstergesidir.
- Müvekkilimin arkadaşlarına yine sosyal medya üzerinden ‘X’ adlı hesaptan mesajlar atmış ve müvekkilime ‘… Onun ne bok olduğunu yaşayınca öğrenirsin.’, ‘şerefsiz.’, ‘döl israfı’, ‘abaza şerefsiz’, ‘abaza’, ‘köpek’, şeklinde hakaretler etmiştir. Sunduğumuz ekte (EK:1) bütün bu konuşmalar mevcuttur.
- Şüpheli kişi müvekkilimiz X ile de sosyal medya yoluyla iletişime geçmiştir. Her ne kadar müvekkilimiz şüphelinin kimliğini öğrenmek adına kişiyle mesajlaşsa da şüpheli kimliğini açık etmemiştir. Bu konudaki mesajlar da EK:1′ de mevcuttur.
- Müvekkilimin onur ve şerefine karşı saldırıda bulunulmuştur ve yine müvekkilim hakkında asılsız karalama yapmakta ve yine benzer şekilde müvekkilime ait video ve resimler rızası olmaksızın yaymaktadır. Müvekkilimin kız arkadaşlarına ‘seninle götün büyük diye yatmak istiyor.’ şeklinde mesaj atması söz konusu iddiayı kanıtlamaktadır. Bu durumu belgeleyen mesajlaşmalar dilekçe EK:1’de tarafınıza sunulmuştur.
- Yukarıda açıklanan suç konusu olaylarla ilgili/ilgililer hakkında gerekli tahkikatın yapılarak sorumluluğu ve kusuru bulunanlar hakkında ait olduğu mahkemelerde ceza davası açılmasını hukuk davası açma haklarımız saklı kalmak kaydıyla iş bu müracaatımız zorunlu olmuştur.
Hukuki Nedenler: TCK m. 136 ve ilgili mevzuat
Sonuç ve İstem: Şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak Türk Ceza Kanunun madde 136 gereğince cezalandırılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim …/…/…
Ad Soyad- İmza
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13250 Esas 2020/3989 Karar
- Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu
- Türk Ceza Kanunu 136. Madde
Dosya kapsamına göre; sanığın bir dönem arkadaşlık yaptığı mağdurun kişisel bilgilerini ve resimlerini kullanarak mağdur adına sahte facebook hesabı açması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın sübut bulan eyleminin TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğuna ilişkin yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13100 Esas 2020/3721 Karar
- Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu
- Türk Ceza Kanunu 136. Madde
Sanık …’ın, … … isimli sahte facebook hesabı üzerinden, katılan … ile onun annesi olan katılan …’in ve katılan … ile onun kardeşi olan İlhan’ın birlikte çektirdikleri fotoğrafları, onların rızasına aykırı şekilde yayımladığı olayda;
Daha önce katılanların bilgisi ve rızası dahilinde farklı facebook hesaplarında yayımlandığı anlaşılan katılanların günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdikleri resimleri, katılanların başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyecekleri özel yaşam alanlarına ilişkin görüntüler olarak kabul edilemeyeceğinden…
Katılanların kişisel veri niteliğindeki resimlerini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle sahte facebook hesabı üzerinden yayımlayan sanığın eyleminin, TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık hakkında TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında düzenlenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,..
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/1650 Esas 2020/2703 Karar
- Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu
- Türk Ceza Kanunu 136. Madde
Sanığın, baldızı ile baldızının eşinin birbirlerine gönderdikleri içeriği özel mesajlarla onların cinsel ve fiziksel mahremiyetlerine ilişkin özel yaşam alanı kapsamındaki görüntülerini görüp, kopyalarını cep telefonuna kaydetmesi biçiminde iddianamede tarif edilen eylemlerinin, zincirleme şekilde TCK’nın 132/1-1, 132/1-2. madde, fıkra ve cümlelerindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal, zincirleme şekilde TCK’nın 134/1-1, 134/1-2. madde, fıkra ve cümlelerindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebileceği ve anılan suçların 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1-a madde, fıkra ve bendi gereğince uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu gözetilerek…
CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülüp, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması.
Sıkça Sorulan Sorular
Kişiye ait cep telefonu numarasının kullanılması bu suçun oluşmasına sebep olur mu?
Bir başkasının cep telefonu numarasının izni dahilinde olmadan paylaşılması durumunda kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu oluşmuş olmaktadır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme cezası nedir?
TCK’nın 136’ıncı maddesinde kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İzinsiz video paylaşımı suç mudur?
Kişinin fotoğrafının veya videosunun izni dahilinde olmadan sosyal medyadan paylaşılması "Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme" suçunu oluşturur. Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kişisel veriler nelerdir?
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısının gerekçesine baktığımızda; ‘’ Kişisel veriler; sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin akli, psikolojik, fiziki, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin verilerdir. Bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade eder. Yani verilerin; kişinin fiziksel, ekonomik, kültürel, sosyal veya psikolojik kimliğini ifade eden somut bir içerik taşıması veya kimlik, vergi, sigorta numarası gibi herhangi bir kayıtla ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm halleri kapsar. İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi veriler dolaylı da olsa kişiyi belirlenebilir kılabilme özellikleri nedeniyle kişisel verilerdir’’ biçiminde geniş bir şekilde gösterilmiştir.
Hırsızlık suçlaması nedeniyle mağdur kişi tarafından iftiraya uğradım ortada hiçbir kanıt yokken mağdur kişi tarafından numaram aile bireylerine dağıtılmış. Beni birden fazla numarayla arayıp suçu işleyenin ben olduğumu itiraf etmemi aksi halde başıma gelecekleri beklememi, "devlet falan anlamam ben" diyerek olayı benden bildiğini söyleyerek tehtit edildim. Beni arayıp kanıtsiz suçlayanlardan biri de kendisinin avukat oldugunu mağdura ifade değiştirtip olay yerinde bulunduğum için kesinlikle suçu benim işlediğimi magdurun ifadesini benden şikayetci olacak şekilde değiştireceğini söyledi. Tehtit, taciz ve numaramin iznim dışında dağıtılmış olması yüzünden korkarak polise şikayette bulundum. Sizce sonuç ne olur. Geri dönüş yaparsanız çok mutlu olurum.
Merhaba. Geçmiş olsun. Savcılık soruşturmanın tamamlanmasından sonra iddianame düzenlerse kişi asliye ceza mahkemesinde yargılanacaktır. Bu eylem TCK 134 ve 136 kapsamında değerlendirilebilir.Kadim Hukuk ve Danışmanlık - Ankara Avukat