Kişisel Verileri Ele Geçirme, Yayma Suçu ve Cezası–TCK 136

kisisel verileri ele gecirme nedir

Kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme veya yayma suçu, kişinin hayatının gizli alanında kalması gereken ve herkes tarafından bilinmesi mümkün olmayan kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması ile oluşur. Kanunda bu suç, “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu” olarak düzenlenmiştir.

Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, TCK’nın 136. maddesinde seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple, aşağıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir. Bunlar;

  • Hukuka aykırı olarak kişisel verilerin başkasına verilmesi,
  • Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması,
  • Kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi.

TCK 136. maddesinde yer alan kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, yayılması veya başkasına verilmesi suçu; AİHS 8. Maddesi ve Anayasanın 20. Maddesinde güvence altına alınan kişilerin özel hayatının gizliliği ve korunması hususunda bir suçtur. Kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçu aşağıdaki suçlar ile çoğu zaman karıştırılmaktadır.

  • Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi, Kayda Alınması ve İfşa Edilmesi Suçu,
  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu,
  • Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu,
  • Hakaret Suçu
kisisel verileri ele gecirme cezasi nedir
kisisel verileri ele gecirme cezasi

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Nedir?

TCK’nin 136. maddesiyle düzenlenen suçun hareket unsuru, “hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme” biçiminde gösterilmiştir. Bu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Verme, yayma veya ele geçirme hareketlerinden birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir.

  • Verme, bir kimsenin elindeki bir şeyi bir diğerine sunması
  • Yayma, bir kimsenin elindeki bir şeyi birden fazla kimsenin bilgisine sunması, birden fazla kimseye vermesi, ulaştırması
  • Ele geçirme ise, bir kimsenin bir başkasının elinde olan bir materyali onun rızası dışında veya rızasıyla elde etmesi anlamlarına gelmektedir.

Verme ile yayma arasındaki fark, vermede daha ziyade bir kişiye ulaştırılması söz konusu iken, yayma da birden fazla kimseye elindeki do sunulması, ulaştırılması söz konusu olabilmektedir. Kanun koyucu verme ve yaymayı kişisel veriyi elinde bulunduran yönünden belirlerken, ele geçirmeyi k bilgiyi elinde olmayıp sahip olmak isteyen kişi açısından ele almıştır.

Örneğin, bir polis memuru yasal yollardan elde ettiği bir kimsenin telefon numaralarını bir başkasına ulaştırırsa, bu husus verme sayılacak; bu polis memuru telefon numaralarını gazetelere gönderirse, bu husus yayma olarak adlandırılacak; telefon numaralarını elinde olmayan kimse polis memurunda bunu almak için çabalayıp, alırsa ele geçirme söz konusu olacaktır.

[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”blue” icon_fontawesome=”fas fa-balance-scale”]

TCK 136. Madde – Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme

1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.

[/vc_message]

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Şartları

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu şartları şu şekilde ifade edilebilir;

  • Bu suçla korunan hukuki yarar; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8’inci ve Anayasanın 20’inci maddesinde güvence altına alınan kişilerin özel hayatının gizliliği ve korunması hakkıdır. TCK’nın 136’ıncı maddesinde tıpkı 135’inci maddesinde olduğu gibi korunan hukuki değer genel olarak kişilerin özel hayatı ve hayatın gizli alanı, özelde ise kişisel verilerdir.
  • Fail, herhangi bir kişi olabilir. TCK’nın 137’inci maddesine göre kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına vermek, yaymak veya ele geçirmek suçu, kamu görevlisi tarafından ve görevinin gerektirdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belirli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenirse, bu husus artırma nedenidir.
  • Bu suçun mağduru herkes olabilir.
  • Suçun kanuni tanımında belirtilen hareketlerden birinin yapılmasıyla beraber suç tamamlanmaktadır. Bir neticenin gerçekleşmesi bu suç tipinde aranmamaktadır. Suçun hangi hareketlerle işlendiği suçun kanuni tanımında açıkça gösterilmektedir. Bu sebeple bu suç bağlı hareketli bir suçtur. Mutlaka aktif, icrai bir davranışla işlenmesi gereken bir suç olduğu için , icrai hareketle işlenebilen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 136’ıncı maddesine göre bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun kanuni tanımında gösterilen kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına verme, yayma ve ele geçirme hareketlerinden birinin yapılmasıyla suç oluşmaktadır.
  • Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur, taksirle işlenmesi mümkün değildir.

[vc_row][vc_column][vc_column_text] [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_color=”alert-warning” icon_fontawesome=”fas fa-exclamation-triangle”]Parada sahtecilik suçu ve cezası hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız. https://kadimhukuk.com.tr/makale/parada-sahtecilik-sucu-cezasi-tck-197/[/vc_message]

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Unsurları

  • Fail

Türk Ceza Kanunu’muzun 136’ıncı maddesinde düzenlenen bu suç tipinin kanuni tanımı incelendiğinde görüleceği üzere, bu suçun faili, kişisel verileri hukuka aykırı olarak veren, yayan veya ele geçiren kişi şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda fail yönünden herhangi bir özellik aranmamaktadır ve herkes bu suçun faili olabilmektedir.

  • Mağdur

Suçun mağduru, suç ile ihlal edilen varlık veya değerin sahibi olan gerçek kişidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun mağduru da, kişisel verinin ilgili bulunduğu kişidir. Bu suç tipinde fail de olduğu gibi mağdur yönünden de herhangi bir özellik aranmamaktadır. Herkes bu suçun mağduru olabilmektedir.

  • Suçun Hukuki Konusu

Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma ve ele geçirme suçunun konusu kişisel verilerdir. Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiye kişisel veri denir. Bunlar; kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, dernek ve vakıf üyelikleri, sağlık verileri, genetik ve biyometrik veriler, mali bilgiler, fotoğraf gibi kişiyi işaret eden verilerdir. Bu Bağlamda sadece bireyin isim, soyisim, doğum tarihi, doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgileri değil, aynı zamanda kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin bilgileri de kişisel veridir.

  • Fiil

Verme, bir kimsenin elindeki bir şeyi bir diğerine sunması; yayma, bir kimsenin elindeki bir şeyi birden fazla kimsenin bilgisine sunması, birden fazla kimseye vermesi, ulaştırması; ele geçirme ise, bir kimsenin bir başkasının elinde olan bir materyali onun rızası  dışında veya rızasıyla elde etmesi anlamlarına gelmektedir. Örneğin bir memur yasal yollardan elde ettiği bir kimsenin telefon numarasını bir başkasını verirse, bu husus verme sayılacak; bir memur telefon numaralarını gazetelere gönderirse, bu husus yayma olarak adlandırılacak; telefon numaraları elinde olmayan kimse memurdan bunu almak için çabalayıp, alırsa ele geçirme söz konusu olacaktır.

Suçun kanuni tanımında belirtilen hareketlerden birinin yapılmasıyla beraber suç tamamlanmaktadır. Bir neticenin gerçekleşmesi bu suç tipinde aranmamaktadır. Suçun hangi hareketlerle işlendiği suçun kanuni tanımında açıkça gösterilmektedir. Bu sebeple bu suç bağlı hareketli bir suçtur. Mutlaka aktif, icrai bir davranışla işlenmesi gereken bir suç olduğu için , icrai hareketle işlenebilen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 136’ıncı maddesine göre bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun kanuni tanımında gösterilen kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına verme, yayma ve ele geçirme hareketlerinden birinin yapılmasıyla suç oluşmaktadır. Bu seçimlik hareketlere bakacak olursak;

Kişisel Verileri Bir Başkasına Vermek: TCK madde 136 maddesi metninde yer alan ‘’ başkası’’ kelimesi hem gerçek kişileri hem de tüzel kişileri kapsamaktadır. Kişisel veriler hukuka aykırı olarak bu kişilerden birine verildiğinde suç oluşmuş olmaktadır. Kişisel veriler, bu kişiler çeşitli araçlarla verilmiş olabilmektedir. ( Posta, mektup, elektronik posta vb).

Kişisel Verileri Yayma :Kişisel verilerin yayılması demek, kişisel verilerin üçüncü kişilere duyurulması ya da dağıtılması anlamına gelmektedir. Örnek vermek gerekirse; internette bir web sitesinden kişilere ait verileri yayınlamak kişisel verileri yayma olarak değerlendirilmektedir.

Kişisel Verilerin Ele Geçirilmesi Suçu: Kişisel verilerin ele geçirilmesi fiili, başkasının hakimiyeti altında olan bir kişisel verinin, failin hakimiyeti altına girmesi ile gerçekleşmektedir. Kişisel verilerin kayıt altında tutulduğu bilgi ve belgelerin ele geçirilmesi ya da kişisel verilerin kayıtlı olduğu bilişim sistemlerine girilmesi şeklinde işlenebilmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz seçimlik hareketlerin gerçekleştirilmesiyle Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu oluşmuş olmaktadır. Bu suç teşkil eden hareketler nedeniyle herhangi bir zararın doğması şart değildir.

  • Manevi Unsur

Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Kanunumuzda bu suçun taksirle işlenebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı için, bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Söz konusu suç tipinin gerçekleşebilmesi için failin suçunu konusunu oluşturan kişisel verilerin, kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiye ait bir bilgi olduğunu bilerek hareket etmiş olması gerekir.

  • Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Nitelikli Halleri

TCK’nın 136’ıncı maddesinin 2’inci fıkrasına göre, ‘’ Suçun Konusunun CMK madde 236’nın 5. ve 6. Fıkraları Uyarınca Kayda Alınan Beyan ve Görüntüler Olması’’  bir nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Ayrıca TCK madde 137’de; bu suçun “Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle” veya “Belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi halleri, suçun diğer nitelikli halleri olarak düzenlenmiştir.

[vc_row][vc_column][vc_column_text][vc_row][vc_column width=”1/1″][vc_column_text][/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_message message_box_style=”outline” message_box_color=”warning” icon_fontawesome=”fas fa-exclamation-triangle”]Bu her üç durumda cezayı ağırlaştıran nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır. TCK madde 136/2’de yer alan nitelikli halin varlığında ceza ‘’ bir kat’’ artırılırken; TCK madde 137’de yer alan nitelikli halin varlığında ise ceza ‘’ yarı oranında’’ artırılmaktadır.  Bu suç tipinde cezayı azaltıcı bir nitelik hal düzenlenmemiştir.[/vc_message]

1. Suçun Konusunun CMK md. 236’nın 5. ve 6. Fıkraları Uyarınca Kayda Alınan Beyan ve Görüntüler Olması

TCK’nın 136’ıncı maddesinin 2’inci fıkrasında; verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun konusunun, çocukların cinsel istismarı veya nitelikli cinsel saldırı suçlarının mağdurlarının soruşturma evresinde kayıt altına alınan beyan ve görüntüleri olması durumunda, fail hakkında uygulanacak olan ceza bir kat artırılmaktadır şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Bu şekilde bir düzenleme getirilmesinin amacı; mağdurların korunması amacıyla soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ifade ve beyanların kayıt altına alınmasının getirilmesi ve TCK 136’ıncı maddesi kapsamında yapılacak olan ihlallerin, burada belirtilen nitelikteki kayıtları konu alması halinde failin daha ağır şekilde cezalandırılması öngörülmektedir.

2. Suçun Kamu Görevlisi Tarafından Görevinin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi

Kamu görevlisi tarafından, görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle bu suç tipi işlendiğinde suçun nitelikli hali gerçekleşmiş bulunmaktadır.  Bu suç tipinin oluşması için, failin yalnızca kamu görevlisi olması yeterli görülmemiş aynı zamanda failin kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme şeklindeki davranışının, kamu görevinin getirmiş olduğu yetkinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir.

3. Suçun Belirli Bir Meslek ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, failin icra ettiği meslek veya zanaatın kişisel verilerin verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi yönünden ona bir kolaylık sağlamaya elverişli olması ve failin; kolaylıktan yararlanmak suretiyle kişisel veri ihlalini gerçekleştirmiş olması gerekir. Örnek vermek gerekirse; evlere yemek siparişi taşıyan bir kuryenin, bu şekilde telefon numarasını, ad ve soyadını öğrendiği kişiye mesaj atması yada araması ve bu şekilde kişiyi rahatsız etmesi durumunda, bu nitelikli hal uygulama alanı bulmaktadır.

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Cezası

  • Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Temel Hali Cezası

Söz konusu suçun cezası kanunumuzda hapis cezası olarak düzenleme alanı bulmuştur. Bu suç tipinde adli para cezası ile cezalandırma düzenlenmemiştir. Yasal düzenlemeye göre; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.

  • Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Nitelikli Hali Cezası

 Nitelikli unsurlar bakımından ise; suçun konusunun, nitelikli cinsel saldırı suçu mağdurunun veya mağdur olan çocuk ifadelerini içinde barındıran görüntü ve kayıtlar olması durumunda verilecek ceza bir kat arttırılır. TCK madde 137’de düzenlenmiş olan, suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmiş olması halinde ise verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Özel Görünüş Biçimleri

  • Teşebbüs

Kişisel verileri hukuka aykırı aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu, hareketi incelerken de değinildiği üzere, bir sırf hareket suçudur. Bu itibarla verme, yayma veya ele geçirme şeklindeki hareket biçimlerinden birinin gerçekleştirilmesi ile birlikte suç oluşur; ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmaz. Bu nedenle de, bu suç teşebbüse elverişli bir nitelikte değildir.  Ancak suçun icra hareketlerinin parçalara bölünebilmesi ve bu hareketlerin failin elinde olmayan nedenler ile tamamlanamamış olması durumunda, teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün olabilmektedir.

  • İştirak

Bu suç tipinde suça iştirakin her şekilde gerçekleşmesi mümkün kabul edilmektedir. Yukarıda bahsetmiş bulunduğumuz seçimlik hareketler failler arasında önceden anlaşmaya dayalı bir suç işleme kararı kapsamında ortaya çıkmış ise bu takdirde suça iştirak hükümleri uygulanabilmektedir. Faillerin arasında suç işleme konusunda bir anlaşma bulunmamakta ise suça iştirak hükümleri uygulama alanı bulamamaktadır. Aralarında bir anlaşma olmadan failler bu suçu işlemişler ise her biri açısından ayrı bir suç işlenmesi söz konusu olmaktadır.

  • İçtima

Kişisel verileri hukuka aykırı olarak, yayma veya ele geçirme suçunun bileşik suç biçiminde ortaya çıkması söz konusu olabilmektedir.  Bu durumda, TCK madde 136’daki suçu oluşturan hareket biçimlerinin, bir başka suçun unsuru veya cezayı ağırlaştıran bir nitelikli hali olarak ortaya çıkması durumunda, TCK madde 136’dan dolayı ayrıca bir ceza verilmemektedir.

Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu zincirleme şekilde de işlenebilmektedir. Buna göre, aynı kişiye ait bulunan kişisel verilerin, aynı suç işleme kararının kapsamında olarak değişik zamanlarda başkaca kişilere verilmiş, yayılmış veya ele geçirilmiş ise, uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. Bu kapsamdaki fiiller hakkında tek bir ceza uygulanmaktadır ancak verilecek olan bu ceza dörtte birden dörtte üçüne kadar arttırılmaktadır.

Cezanın Ertelenmesi, Adli Para Cezasına Çevrilmesi ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

  • Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezası, hapis cezasıyla beraber veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Bu suç tipinin yasal düzenlemesi incelendiğinde hapis cezasının yaptırım türü olarak düzenlendiğini görmekteyiz. Belli koşulların gerçekleşmesi durumunda bu hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir.

  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; bir suç işleyen sanık hakkında verilen cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Bu suç tipinde HAGB kararı verilmesi mümkündür. HAGB kararı verilebilmesi için suçun cezasının 2 yıl veya daha az olması gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, cezanın ertelenmesi kurumundan farklı olarak mahkemece verilen cezanın sanık hakkında aleyhine bir hukuki sonuç doğurmaması şeklinde sonuçlanmaktadır.

  • Erteleme

Sanık hakkında cezanın infaz edildiğinin sayılmasını sağlayan bu kurum verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya verme suçunda da uygulama alanı bulmaktadır.  Ancak cezanın ertelenebilmesi için gerekli şartlar vardır. Öncelikle kişinin işlediği suçtan dolayı 2 yıl ya da daha az süreli hapis cezasına hükmedilmiş olması gerekmektedir.

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması

  • Soruşturma

Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, şikayete tabi suçlar kategorisinde yer almamaktadır. Bu sebeple de, suçun soruşturulması için müşteki tarafından şikayet başvurusu yapılması gerekmemektedir. Herhangi bir şekilde suçun işlendiği öğrenildiği zaman, savcılık resen soruşturma başlatmalıdır.

  • Kovuşturma

Suçun soruşturulması ve kovuşturma yapılması, TCK’nın 139.maddesi ile kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ayrık tutulduğundan, şikâyete bağlı değildir, soruşturulması ve kovuşturulması resen yapılmalıdır.

Kamu görevlisinin görevi sebebiyle bu suçu işlemesi halinde, soruşturma 4483 sayılı Yasaya göre, yetkili merciden soruşturma izni alındıktan sonra yapılması gerekir.

Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden mağdur aleyhine işlenen bu suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacak ve iddianame tamamlanmadığından da kovuşturma aşamasına geçilemeyecektir.

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Gözaltı Ve Tutukluluk Hali

  • Gözaltı

Gözaltı hali, CMK’nun 91’inci maddesinde düzenlenmiştir. Usule uygun olarak yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saten fazla olamaz. O halde gözaltı süresi toplam 36 saati geçemez.

Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.

Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda Cumhuriyet savcısının gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.

  • Tutukluluk

Tutuklama ceza muhakemesinde yer alan, hakim kararıyla Anayasada ve yasada belirtilen koşulların gerçekleşmesiyle kişi hakkında henüz suçluluğu kesinleşmeden verilen ve özgürlüğünü geçici olarak kaldıran bir koruma tedbiridir. Ceza muhakemesi sırasında delillerin korunmasını, sanığın veya şüphelinin kaçmasını önleyerek böylece muhakeme sonunda verilebilecek olan özgürlüğü bağlayıcı cezanın yerine getirilebilmesini sağlamaya yönelik geçici nitelikte bir araçtır. Ayrıca tutuklama tedbirinin orantılı ve ölçülü olması gerekmektedir.

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda tutuklama kararı verilebilmesi mümkündür. Asliye Ceza Mahkemesinin görev alanına giren bu suçta tutukluluk süresi; soruşturma evresinde 6 ayı, kovuşturma evresinde ise 1 yılı geçemez, bu süre zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir. Özetle; soruşturma veya kovuşturma konusu suç hakkında tutuklama süresinin üst sınırı 1,5 yıl olmaktadır.

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık, Görevli ve Yetkili Mahkeme

  • Şikayet Süresi

Bu suç tipinde herhangi bir şikayete bağlı olmaksızın savcılık makamı soruşturma ve kovuşturma aşamalarına ilişkin olarak süreci resen yürütmektedir. Ancak bu suçun ihbar edilmesi ya da şikayet olmadan başlaması dava zamanaşımı içerisinde gerçekleşmek zorundadır.

  • Zamanaşımı

Kanunda suç olarak öngörülen fiillerin işlenmesinden sonra, yine kanunda öngörülen belirli sürelerin geçmesi halinde fail hakkında kamu davasının açılmasını engelleyen veya açılmış davanın devam etmesine engel teşkil eden kurum dava zamanaşımıdır. Açılmış kamu davasında dava zamanaşımı dolması halinde CMK’nın 223’üncü maddesi gereğince davanın düşmesine karar verilmektedir. Muhakeme hukukunda bir muhakeme şartı olarak kabul edilen dava zamanaşımının dolması halinde savcılıkça dava açılmayacak ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden mağdur aleyhine işlenen bu suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacak ve iddianame tamamlanmadığından da kovuşturma aşamasına geçilemeyecektir.

  • Uzlaşma

Uzlaşma; uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sırasında; şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcinin, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle, uyuşmazlığın giderilmesi sürecidir.

Suçun soruşturulması şikayete bağlı olmadığı ve ayrıca bu suça CMK madde 253’de sayılan suçlar arasında yer verilmediği için uzlaştırma hükümlerine tabi değildir.

  • Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı açıkça kanun maddesinde belirtilmemişse etkin pişmanlığa ilişkin bir uygulama söz konusu olmamaktadır. Etkin pişmanlıkta en önemli husus sanığın ya da şüphelinin suça ilişkin eylem sonucunda sebep olduğu zararı gidererek samimi pişmanlık duyguları içerisinde suça ilişkin kayda değer bilgiler vermesidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamaktadır.

  • Görevli ve Yetkili Mahkeme

Bu suç tipinde görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. Bu suçun işlenmesinde yetkili mercii, verme, yayma veya ele geçirme işlemenin gerçekleştiği yer yetkili merciidir.

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suç Duyurusu Örneği

….. Cumhuriyet Başsavcılığına

Mağdur    : Ad Soyad/ TC- Adres

Şüpheli    : Ad Soyad/ TC- Adres

Suç            : Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu

Suç Tarihi: …/…/…

Açıklamalar

  • Olayı Anlatınız
  • Olayı Anlatınız
  • Olayı Anlatınız

Hukuki Nedenler  : TCK m. 136 ve ilgili mevzuat

Sonuç ve İstem      : Şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak Türk Ceza Kanunun madde 136 gereğince cezalandırılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim …/…/…

                        Ad Soyad- İmza

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2019/13250 Esas  2020/3989 Karar

  • Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu
  • Türk Ceza Kanunu 136. Madde

Dosya kapsamına göre; sanığın bir dönem arkadaşlık yaptığı mağdurun kişisel bilgilerini ve resimlerini kullanarak mağdur adına sahte facebook hesabı açması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın sübut bulan eyleminin TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğuna ilişkin yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

 Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2019/13100 Esas  2020/3721 Karar

  • Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu
  • Türk Ceza Kanunu 136. Madde

Sanık …’ın, … … isimli sahte facebook hesabı üzerinden, katılan … ile onun annesi olan katılan …’in ve katılan … ile onun kardeşi olan İlhan’ın birlikte çektirdikleri fotoğrafları, onların rızasına aykırı şekilde yayımladığı olayda;
Daha önce katılanların bilgisi ve rızası dahilinde farklı facebook hesaplarında yayımlandığı anlaşılan katılanların günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdikleri resimleri, katılanların başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyecekleri özel yaşam alanlarına ilişkin görüntüler olarak kabul edilemeyeceğinden…

Katılanların kişisel veri niteliğindeki resimlerini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle sahte facebook hesabı üzerinden yayımlayan sanığın eyleminin, TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık hakkında TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında düzenlenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,..

 Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2019/1650 Esas  2020/2703 Karar

  • Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu
  • Türk Ceza Kanunu 136. Madde

Sanığın, baldızı ile baldızının eşinin birbirlerine gönderdikleri içeriği özel mesajlarla onların cinsel ve fiziksel mahremiyetlerine ilişkin özel yaşam alanı kapsamındaki görüntülerini görüp, kopyalarını cep telefonuna kaydetmesi biçiminde iddianamede tarif edilen eylemlerinin, zincirleme şekilde TCK’nın 132/1-1, 132/1-2. madde, fıkra ve cümlelerindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal, zincirleme şekilde TCK’nın 134/1-1, 134/1-2. madde, fıkra ve cümlelerindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebileceği ve anılan suçların 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1-a madde, fıkra ve bendi gereğince uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu gözetilerek…

CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülüp, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,…

Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Kişiye ait cep telefonu numarasının kullanılması bu suçun oluşmasına sebep olur mu?

Bir başkasının cep telefonu numarasının izni dahilinde olmadan paylaşılması durumunda kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu oluşmuş olmaktadır.

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme cezası nedir?

TCK’nın 136’ıncı maddesinde “Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu” düzenlenmiş olup ‘’ Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’’ hükmü yer almaktadır.

İzinsiz video paylaşımı suç mudur?

Kişinin fotoğrafının veya videosunun izni dahilinde olmadan sosyal medyadan paylaşılması ‘’Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme ‘’suçunu oluşturur. Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişisel veriler nelerdir?

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısının gerekçesine baktığımızda; ‘’ Kişisel veriler; sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin akli, psikolojik, fiziki, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin verilerdir. Bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade eder.

Yani verilerin; kişinin fiziksel, ekonomik, kültürel, sosyal veya psikolojik kimliğini ifade eden somut bir içerik taşıması veya kimlik, vergi, sigorta numarası gibi herhangi bir kayıtla ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm halleri kapsar. İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi veriler dolaylı da olsa kişiyi belirlenebilir kılabilme özellikleri nedeniyle kişisel verilerdir’’ biçiminde geniş bir şekilde gösterilmiştir.

2 yorum

  1. Ceylan çağlar 22 Aralık 2023 10:09 PM

    Hırsızlık suçlaması nedeniyle mağdur kişi tarafından iftiraya uğradım ortada hiçbir kanıt yokken mağdur kişi tarafından numaram aile bireylerine dağıtılmış. Beni birden fazla numarayla arayıp suçu işleyenin ben olduğumu itiraf etmemi aksi halde başıma gelecekleri beklememi, "devlet falan anlamam ben" diyerek olayı benden bildiğini söyleyerek tehtit edildim. Beni arayıp kanıtsiz suçlayanlardan biri de kendisinin avukat oldugunu mağdura ifade değiştirtip olay yerinde bulunduğum için kesinlikle suçu benim işlediğimi magdurun ifadesini benden şikayetci olacak şekilde değiştireceğini söyledi. Tehtit, taciz ve numaramin iznim dışında dağıtılmış olması yüzünden korkarak polise şikayette bulundum. Sizce sonuç ne olur. Geri dönüş yaparsanız çok mutlu olurum.

  2. Umur Yıldırım 27 Aralık 2023 11:34 AM

    Merhaba. Geçmiş olsun. Savcılık soruşturmanın tamamlanmasından sonra iddianame düzenlerse kişi asliye ceza mahkemesinde yargılanacaktır. Bu eylem TCK 134 ve 136 kapsamında değerlendirilebilir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık - Ankara Avukat

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık