Kapalı ve açık cezaevi ceza hukuku bakımından önemli kavramlardır. Çünkü yargılanan kişinin hangi cezaevinde yatacağı kişi bakımından hayati öneme sahiptir. Mahkum yakını olanlar bilirler ve çevrelerine yakınları açık ceza evine geçtiğinde “açığa geçince rahat etti” derler. Gerçekten hapis cezasının açık ceza evinde çektirilmesi ile kapalı ceza evinde çektirilmesi arasında ciddi farklar vardır. Bu nedenle “açık cezaevi” ile “kapalı cezaevi” nedir, hangi durumlarda hangisine yatılır bilmekte gereklidir. Suç ve ceza insanlık tarihi boyunca var olmuş ve var olmaya devam edecektir. Devletlerin izlediği suç politikaları da değişmeye ve gelişmeye devam edecektir. Bugün gelinen noktada, yaptırım sistemi içerisinde önemli bir yer teşkil eden hapis cezası bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Hapis cezası; Türk Ceza Kanunu m. 45’te öngörülen yaptırımlardan biri olup Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesi gereği üç tür (ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve kısa süreli hapis cezası) hapis cezası mevcuttur. Kapalı cezaevi ve açık cezaevi tanımları şudur:
- Kapalı cezaevleri; iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, firara karşı engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları kapalı, hapis cezasının sıkı şartlar altında çektirildiği yerlerdir.
- Açık cezaevi ise hükümlülerin iyileştirilmelerine, çalıştırılmalarına ve meslek edinmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır. Açık cezaevlerine ayrılan hükümlüler cezaevi dışında iş alanlarında çalışabilir, kimse tarafından dinlenmeden telefonla konuşabilir, çeşitli etkinliklere katılabilir, aileleriyle bağlarını sürdürmeleri-güçlendirmeleri ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak için izin alabilirler .( yılda üç defa, yani dört ayda bir, yol süresi ile birlikte 7 güne kadar izinli olarak dışarıda yakınları ile vakit geçirebilirler)
En genel haliyle hapis cezası, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunan hükümlünün, özgürlüğünden bir süre yoksun kalması suretiyle infaz edilen bir yaptırım türüdür. Hapis cezası sayesinde failin özgürlüğüne ket vurulmakta, failin gerçekleştirmiş olduğu davranışı düşünmesine olanak sağlanmakta ve ayrıca hapsedilmenin/ kapatılmanın hazin duygusunu fail hissetmektedir. Yaşanan tüm bu gelişmeler göstermektedir ki, suçta işlemiş olsa, ceza infaz kurumunda bulunan fail netice olarak insandır. Cezalandırırken dahi bir insanın cezalandırıldığı gerçeği göz önünde tutulmuş ve bu duruma uygun bir yaptırım sistemi inşa edilmeye çalışılmıştır.
Hapis Cezasının İnfazı ve Ceza İnfaz Kurumlarının Türleri
5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun (CGTİHK) 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun amacı, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. CGTİHK’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte hükümlülere uygulanacak cezalar ve güvenlik tedbirleri bu kanunun getirdiği hükümlere göre infaz edilmeye başlanmıştır. İlgili kanuna göre hapis cezasının infazında ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanması gerekmektedir. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulmaması temel ilke kabul edilmiştir.
İnsanların, işlemiş olduğu suçların karşılığını özgürlükleriyle ödedikleri mekânlar hapishane, cezaevi, kodes, mahpushane, ceza infaz kurumu gibi kavramlarla ifade edilmiştir. Yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu ise yeknesak bir biçimde “ceza infaz kurumu” şeklinde adlandırma yapmayı uygun bulmuştur. Cezaevi kavramı, hakkında hapis cezası tatbik edilen failin tutulduğu yer için kullanılırken henüz hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmamış şüphelilerin tutulduğu yeri ifade etmek için kullanılan tutukevi kavramını karşılamamaktadır. Bu sebeple, hem tutukevi hem de cezaevi kavramını kapsayıcı bir ifade olarak “ceza infaz kurumu” kavramının kullanılması isabetli bir tercih olmuştur. Zira, ceza infaz kurumu, üst bir kavram şeklinde anlaşılmalı ve cezaevi, tutukevi ve ıslah evi gibi kavramların ceza infaz kurumunun türleri olduğu belirtilmelidir.
Kapalı cezaevleri; güvenlikleri en üst derecede olan, içten ve dıştan koruma ile görevli personeli bulunan ve dışarıya temasa imkân vermeyen cezaevleridir. Kapalı cezaevlerinde tutulanların gerek açık görüş gerekse kapalı görüş hakları ile telefonla görüşme hakları son derece sınırlıdır. Açık cezaevleri ise; güvenlikleri daha esnek olan, hükümlülerin belli zamanlarda dışarıya çıkmasına dahi izin verilen cezaevleridir. Açık cezaevlerinin amacı, kişiyi topluma kazandırmaktır. Bu nedenle, ceza miktarının azlığı veya belli bir kısmının kapalı cezaevinde infaz edilmiş olması halinde, iyi halli olan hükümlünün topluma yeniden dahil edilmesi amaçlanmaktadır. 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 8 ve 15. Maddeleri arasında infaz kurumlarının türleri düzenlenmiştir. Kanunun yaptığı sınıflandırma şöyledir;
- Kapalı ceza infaz kurumları (m. 8)
- Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları (m. 9)
- Kadın kapalı ceza infaz kurumları (m. 10)
- Çocuk kapalı ceza infaz kurumları (m. 11)
- Gençlik kapalı ceza infaz kurumları (m. 12)
- Açık ceza infaz kurumları (m. 14)
- Çocuk eğitim evleri (m. 15)
Görüldüğü üzere tüm ceza infaz kurumlarının türleri hakkında yapılan en temel ayrım açık veya kapalı infaz kurumu şeklindeki tasniftir. Bu ayrımın yapılması ise infaz kurumlarının güvenlik dereceleri ile ilişkilidir. Diğer bir ifadeyle, açık ceza infaz kurumlarının sahip olduğu güvenlik önlemleri kapalı ceza infaz kurumlarına kıyasen daha gevşektir. Bu makalemizde Açık ve Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ile Kapalı Cezaevinden Açık Cezaevine geçiş şartları hakkında bilgilendirmede bulunacağız.
Açık Ceza İnfaz Kurumları
Açık ceza infaz kurumlarının diğer adı açık cezaevidir. Açık ceza İnfaz Kurumları ile ilgili olarak 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 14. maddesinde,
(1) Açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır. Açık ceza infaz kurumları ihtiyaca göre ayrıca;
a) Kadın açık ceza infaz kurumları,
b) Gençlik açık ceza infaz kurumları,
Şeklinde kurulabilir.
(2) Aşağıdaki hâllerde hükümlüler hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir:
a) Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar.
b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar.
c) Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler.
d) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.
(3) Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına 89 uncu madde uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda karar verilir.
(4) Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hâkiminin onayından sonra uygulanır.
(5) Doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınanlar dahil olmak üzere bu kurumlarda bulunan hükümlülerden;
a) Firar edenler veya başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı verilenler idare ve gözlem kurulu kararıyla,
b) Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp, bu cezası kesinleşmiş olanlar veya asayiş ve düzenin sağlanması amacıyla disiplin cezası kesinleşmemiş olsa bile eylemi kurum düzeni ya da kişi güvenliği bakımından tehlike oluşturanlar idare ve gözlem kurulu kararıyla,
c) Açık ceza infaz kurumu şartlarına veya çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hâkiminin onayıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilirler.
(6) Hükümlülerin, suç ve ceza türlerine göre, açık ceza infaz kurumlarına ayrılıp ayrılmamalarına, açık ceza infaz kurumlarında geçirecekleri sürelere, kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınanların kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Kapalı ceza infaz kurumları ile mukayese edildiğinde, açık ceza infaz kurumları normal hayata daha çok benzerlik göstermektedir. Nitekim, bu durum açık ceza infaz kurumlarında uygulama bulan infaz sisteminin amacı ile izah edilebilir. Bu amaç, failin bir iş veya meslek ile iştigaline olanak sağlayıp, infaz kurumlarında mevcut bulunan çalışma ortamları sayesinde kişinin üretkenlik kazanmasına yardımcı olmaktır. Bu bağlamda, bu infaz kurumunda bulunan hükümlüler, topluma tekrar adapte olması daha muhtemel bireylerdir.
Kapalı Ceza İnfaz Kurumları
Kapalı ceza infaz kurumlarının diğer adı kapalı cezaevidir. Kapalı ceza İnfaz Kurumları ile ilgili olarak 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 8. Maddesinde: “Kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, firara karşı teknik, mekanik, elektronik veya fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasın olanaklı bulunduğu, yeterli düzeyde güvenlik sağlanmış ve hükümlünün gereksinimine göre bireysel, grup hâlinde veya toplu olarak iyileştirme yöntemlerinin uygulanabileceği tesislerdir.” Olarak belirtilmiştir.
Aynı Kanununun 9. Maddesinde ise yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları düzenlenmiş olup buna göre, “Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlilerine sahip, firara karşı teknik, mekanik, elektronik ve fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı güvenlik rejimine tâbi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir. Bu kurumlarda bireysel veya grup hâlinde iyileştirme yöntemleri uygulanır.” Şeklinde belirtilmiştir.
Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında cezası infaz edilmesi gerekenler Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ile süresine bakılmaksızın, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, Türk Ceza Kanununda yer alan;
a) İnsanlığa karşı suçlardan,
b) Kasten öldürme suçlarında,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan,
d) Devletin güvenliğine karşı suçlardan,
e) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan mahkûm olanların cezaları, bu kurumlarda infaz edilir.
Ayrıca eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli hâlde bulunan ve özel gözetim ve denetim altında bulundurulmaları gerekli olduğu saptananlar ile bulundukları kurumlarda düzen ve disiplini bozanlar veya iyileştirme tedbir, araç ve usullerine ısrarla karşı koyanlar bu kurumlara gönderilirler.
Kapalı Cezaevinden Açık Cezaevine Geçiş Şartları
Kapalı Cezaevinden Açık Cezaevine Geçiş için gerekli şartlar Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinde yer almaktadır. Bu yönetmelikle hükümlülerin; doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına, açık ceza infaz kurumları arası nakillerine ve açık ceza infaz kurumlarından kapalı ceza infaz kurumlarına iadelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amaçlanmaktadır.
Terör suçları, örgütlü suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere; kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, taksirli suçlardan ise toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, adlî para cezası hapis cezasına çevrilenlerin ve İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların cezaları doğrudan açık ceza evinde yerine getirilir. Farklı durumlara göre açık cezaevine geçiş şartları şunlardır;
Doğrudan Açık Cezaevine Geçiş Şartları
Burada bahsedilen kişinin kapalı cezaevine girmeden doğrudan açık cezaevine alınarak cezasının infaz edilmesidir. Bunlar,
(1) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere;
a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,
b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,
c) Adlî para cezası hapis cezasına çevrilenlerin,
ç) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir.
Görüldüğü üzere ceza miktarı fark etmeksizin terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarından ceza alanların doğrudan açık cezaevine geçemezler. Örneğin cinsel tacizden dolayı 2.5 yıl ceza alan kişi doğrudan açık cezaevine geçmesi mümkün değildir. Bu kişiler ancak kapalı cezaevinde infazı başladıktan sonra gerekli şartları sağlaması halinde açık cezaevine alınabilir.
Kapalı Cezaevinden Açık Cezaevine Ayrılma Şartları
Aşağıdaki şartların sağlanması halinde kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilen hükümlüler açık cezaevinden infazı sağlanabilir. Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 6. Maddesine göre hükümlülerden;
- Toplam cezaları on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve yukarı olanlar ise onda birini kurumlarda infaz edip, iyi hâlli olan ve koşullu salıverilme tarihine yedi yıl veya daha az süre kalanlar,
- Müebbet hapis cezasına mahkûm olup, koşullu salıverilme tarihine beş yıl veya daha az süre kalanlar,
- Cezaları yüksek güvenlikli kapalı kurumlar veya diğer kapalı kurumların yüksek güvenlikli bölümlerinde infaz edilenlerden toplam cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi hâlli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine üç yıl veya daha az süre kalanlar, açık kurumlara ayrılabilir.
Açık kurumlara ayrılabilmek için ayrıca;
- Nitelikli hırsızlık (TCK m.142, yağma (TCK m.148-149), uyuşturucu alım-satımı (TCK m.188), uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma (TCK m.190) gibi suçlardan mahkum olan hükümlüler koşullu salıverilme tarihine beş yıldan az süre kalması halinde açık cezaevine geçiş yapabilir.
Ancak nitelikli hırsızlık ve yağma suçları 671 sayılı KHK kapsamında kaldığından, bu suçların işlendiği tarihe göre açık cezaevine geçiş için iki farklı uygulama mevcuttur. Örneğin; nitelikli hırsızlık ve yağma suçlarını işlediğinden 9 yıl hapis cezası alan bir kişi açık cezaevine ayrılması için 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlarda 1 ay kapalı cezaevinde cezasının infaz edilmesi gerekir. Nitelikli hırsızlık ve yağma suçlarının 01.07.2016 tarihinden sonra işlenmesi halinde ise, 9 yıl ceza alan bir kişinin açık cezaevine ayrılması için 1 yıl kapalı cezaevinde cezasının infaz edilmesi gerekir. Bunun nedeni 671 sayılı KHK’ye göre 01.07.2016 tarihinden önce işlenen nitelikli hırsızlık ve yağma suçlarının cezanın infaz oranı 1/2 iken, 01.07.2016 tarihinden sonra işlenen bu suçlarda cezanın infaz oranı 2/3’tür.
- Cinsel saldırı (tecavüz) suçu (TCK md.102), çocukların cinsel istismarı (TCK md.103), eşe karşı işlenen kasten öldürme veya kasten yaralama veya eziyet suçlarından (TCK 82/1-d, 86/3-a ve 96/2-b maddeleri) mahkum olanlar koşullu salıverilme tarihine üç yıldan az süre kalması halinde açık cezaevine geçebilir. Cinsel taciz suçu bu kapsam dışındadır. Bu suçu işleyenler kapalı cezaevine giriş yapacak ve iyi halli olması ve gerekli genel şartları sağlaması halinde ise açık cezaevine geçiş yapabilecektir. Yani diğer cinsel suçlarda aranan koşullu salıverilmeye 3 yıl kalma şartı cinsel taciz suçunda aranmayacaktır.
- Topluma Kazandırma Kanunu ile mülga 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanununun 14. maddesi ve Etkin Pişmanlık hükümlerinden yararlananların koşullu salıverilme tarihine iki yıldan az süre kalması halinde açık ceza infaz kurumuna ayrılma hakkını kazanır.
- Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması halinde açık cezaevine geçme hakkı kazanır.
- Birden fazla cezanın toplanarak infazı hâlinde, açık kuruma ayrılmada esas alınacak suç, koşullu salıverilme tarihine en az sürenin arandığı suçtur. Örneğin, kişi yağma suçu nedeniyle 2 yıl, kasten yaralama suçu nedeniyle 2 yıl olarak verilen cezalar hakkında toplama kararı alındığında, açık cezaevine geçiş hakkı için ölçü alınacak suç vasfı yağma suçu değil, yaralama suçudur. Görüldüğü üzere birden fazla cezaların toplanması kararı, hükümlünün açık cezaevine geçiş koşullarını zorlaştırmaktadır.
Kapalı Cezaevinde Yatma Süresi ve Açığa Geçme Hakkı Sonuç Olarak
Ana Kural;
- Cezalarının TOPLAMI 10 YILDAN AZ olan hükümlüler, cezalarının SADECE 1 AYINI kapalı cezaevinde geçirmek, “iyi halli” olmak ve KOŞULLU SALIVERME SÜRESİNE 7 YIL VEYA DAHA AZ KALMASI kaydıyla açık cezaevine ayrılma hakkına sahiptirler.
- Cezalarının toplamı 10 YIL veya DAHA FAZLA olan hükümlüler ise, TOPLAM CEZALARININ 1/10’UNU (onda birini) kapalı cezaevinde geçirmek, “iyi halli” olmak ve KOŞULLU SALIVERME SÜRESİNE 7 YIL VEYA DAHA AZ KALMASI şartıyla açık cezaevine ayrılma hakkına sahiptirler.
Ancak, Yukarıda her iki madde de ortak belirtilen 7 yıllık süre, bazı istisnai suçlarda 5 yıl, bazı istisnai suçlarda ise 3 yıl olarak uygulanmaktadır. Bu suçların hangileri olduğunu açıklayalım;
1. Hükümlünün, Koşullu Salıverilmesine 5 Yıl Kala Açık Cezaevine Geçme Hakkı Kazanılan Suçlar;
- Müebbet hapis cezasına mahkumiyet ,
- Yağma Suçu, Nitelikli Yağma Suçu (TCK m.148-149),
- Nitelikli hırsızlık Suçu (TCK m.142),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti, uyuşturucu kullanılmasını kolaylaştırma suçu (TCK m.188-190),
Bu suçlardan mahkum olan bir kimsenin kapalı cezaevinden açığa geçiş yapabilmesi için, koşullu salıverilmesine en fazla 5 yıl kalmış olması gerekir.
2. Hükümlünün, Koşullu Salıverilmesine 3 Yıl Kala Açık Cezaevine Geçme Hakkı Kazanılan Suçlar;
- Cinsel saldırı suçu (TCK m.102),
- Cinsel İstismar Suçu (TCK m.103),
- Eşe karşı işlenen kasten öldürme veya kasten yaralama veya eziyet suçlarından (TCK m.82/1-d, m.86/3-a ve m.96/2-b) mahkum olanlar,
- Cezaları yüksek güvenlikli kapalı kurumlar veya diğer kapalı kurumların yüksek güvenlikli bölümlerinde infaz edilenlerden toplam cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi halli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine üç yıl veya daha az süre kalanlar,
Bu suçlardan mahkum olan bir kimsenin kapalı cezaevinden açığa geçiş yapabilmesi için, koşullu salıverilmesine en fazla 3 yıl kalmış olması gerekir. Kanun koyucu bu suçlarda öngörülen süreleri azaltarak; hükümlünün cezaevinde daha fazla yatırılmasını amaçlamış ve bu suçların caydırıcılığını arttırmayı hedeflemiştir. Örnek vermek gerekirse;
Örnek 1; Hükümlünün 12 yıl ceza aldığı ve 7 yıl yatarının olduğu varsayımında ( yatarının nasıl hesaplanacağını KOŞULLU SALIVERİLME (ŞARTLI TAHLİYE) & DENETİMLİ SERBESTLİK adlı makalemizde detaylıca açıklamıştık. Buraya tıklayarak söz konusu makalemize ulaşabilirsiniz) ;
Cevap; Sanığa verilen ceza 10 yıldan fazla olduğundan cezasının onda birini kapalı kurumlarda infaz edip, iyi hâlli olma ve koşullu salıverilme tarihine 7 yıldan az süre kalması’ şartı gereğince; 1 YIL 2 AY HAPİS cezasını kapalı ceza infaz kurumunda çektikten sonra açık ceza infaz kurumuna geçer.
Yani, 7 yıl cezaevinde kalması gereken toplam sürenin 1 yıl 2 aylık kısmını kapalıda geçirdikten sonra açığa geçecek ve 5 yıl 10 ay açık cezaevinde kaldıktan sonra denetimli serbestlik ile tahliye olabilecektir.
Örnek 2; Hükümlünün 8 yıl ceza aldığı ve 3 yıl yatarının olduğu varsayımında ( yatarının nasıl hesaplanacağını KOŞULLU SALIVERİLME (ŞARTLI TAHLİYE) & DENETİMLİ SERBESTLİK adlı makalemizde detaylıca açıklamıştık. Buraya tıklayarak söz konusu makalemize ulaşabilirsiniz);
Cevap; Sanığa verilen ceza 10 yıldan az olması nedeniyle cezasının 1 ayını kapalı kurumlarda infaz edip, iyi hâlli olma ve koşullu salıverilme tarihine 7 yıldan az süre kalması’ şartı gereğince; 1 ay HAPİS cezasını kapalı ceza infaz kurumunda çektikten sonra açık ceza infaz kurumuna geçebilecektir.
Yani, 3 yıl cezaevinde kalması gereken toplam sürenin 1 ayını kapalıda geçirdikten sonra açığa geçebilecek ve 2 yıl 11 ay açık cezaevinde kaldıktan sonra denetimli serbestlik ile tahliye olabilecektir.
Açık Cezaevinin Avantajları
- Telefonla görüşme hakkı; Ücretli telefonlarla serbestçe görüşme yapabilirler. Görüşmeler dinleme ve kayıt altına almaya tabi değildir.
- Eğitim Alma Hakkı; Örgün ve yaygın öğretimden yararlanabilirler. Örneğin üniversiteye devam edilebilir.
- Sosyal Güvenlik; Hükümlünün çalışmasının karşılığında SGK primi ve cüz’i de olsa maaş ödenir.
- Özel İzin Hakkı; Hükümlülerin aileleriyle bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla kurum en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet Başsavcılığının onayı ile yılda en çok üç kez olmak üzere her defasında yol hariç üç güne kadar izin verilebilir. Gidilecek mesafe göz önünde bulundurularak gidiş geliş için toplam dört günü geçmemek üzere yol izni verilir.
Kapalı ceza evinde kalan hükümlüye göre daha kolay ve rahat şartlarda kullanılabilen;
- Avukatla görüşme hakkı
- Kültür ve sanat etkinliklerine katılma hakkı
- Kütüphaneden yararlanma hakkı
- Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı
- Hükümlünün radyo, televizyon yayınları olanaklarından yararlanma hakkı
- Mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkı