Çağrı kağıdı, Cumhuriyet Savcılığı tarafından gönderilen, kişi hakkında kesinleşmiş ceza mahkemesi kararının uygulanması için teslim olması gerektiğini bildiren bir Cumhuriyet Savcılığı davetidir. İnfaz hukukunda birçok yerde karşımıza 3-5 yıl kuralı çıkmaktadır. Temelde bu kuralın sirayet ettiği birçok nokta bulunmakta olup bunlardan biri, hükümlü hakkında kasıtlı suçlarda 3 yıl taksirli suçlarda 5 yıl ve altı bir cezayı gerektiren hallerde çağrı kağıdı, bunların üstünde bir cezanın varlığı halinde ise yakalama emri tatbik edilmesi durumudur. Kasıtlı suçlarda 3 yıl taksirli suçlarda 5 yıl ve üstü bir cezayı gerektiren hallerde ise çağrı kağıdı hazırlanmayacak, hükümlü hakkında yakalama kararı çıkartılacaktır.
Hükümlü, çağrı kâğıdını tebliğ aldığı tarihten itibaren 10 gün içerisinde teslim olursa, infaz süreci daha hızlı ilerleyecektir. Şayet süre içerisinde teslim olunmaz ise hükümlü hakkında kesinleşen cezanın infaz edilmesi amacıyla yakalama kararı çıkarılacak ve yakalanan kişi öncelikle kapalı cezaevine alınacağından, tekrar açığa ayrılmak için başvuruda bulunmak gerekecek, tüm bu işlemler yasal prosedürü uzatacaktır.
Çağrı Kağıdı Nedir?
Çağrı kağıdı, verilen bir hükmün kesinleşmesini müteakip cezanın infazı için teslim olunması gerektiğini bildiren Cumhuriyet Savcılığı davetidir. 5275 sayılı CGTİHK 20/2.maddesi gereğince kesinleşen ilam infaz edilmek üzere gönderildikten sonra cumhuriyet başsavcılığınca infaz defterine kaydedilir. Ve ilamdaki cezanın süresi veya türü gözetilerek hükümlü hakkında çağrı kağıdı veya yakalama emri çıkartılmaktadır. Hükümlü hakkında kasıtlı suçlarda 3 yıl taksirli suçlarda 5 yıl ve altı bir cezayı gerektiren hallerde çağrı kâğıdı çıkarılmaktadır. Özellikle yatarı olmayan yani 2 yıl ve altı suçlarda gönderilen çağrı kâğıtları halk tarafından girdi çıktı kâğıdı olarak da bilinmektedir. Ancak bu yanlış bir tanımlama olacaktır.
Hükümlülerin kendiliğinden hapis ve güvenlik tedbirleri için teslim olmaması durumunda, yakalama emri veya çağrı kağıdı düzenlenecektir. Kişi hakkında çağrı kağıdı düzenlenmesi durumunda tebliğden itibaren 10 gün içerisinde kişinin savcılığa gitmesi gerekmektedir. bu 10 günlük sürenin geçmesinden sonra savcılık makamınca kişi hakkında yakalama emri düzenlenecektir.
Çağrı Kağıdı Hangi Hallerde Düzenlenir?
Kesinleşen suç kasıtlı suçlar bakımından 3 yıl ve taksirle işlenen suçlar bakımından 5 yılın altında kalıyorsa, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 5. Maddesi gereği hükümlü hiç kapalı cezaevine girmeden doğrudan açık cezaevinde cezasını infaz edecektir ve bu tür durumlarda, hükümlüye Çağrı Kağıdı tebliğ edilir. Şayet sonuç ceza kasıtlı suçlar bakımından 3 yıl ve taksirle işlenen suçlar bakımından 5 yılın üzerinde ise çağrı kâğıdı hazırlanmadan ve tebliğ edilmeden, doğrudan hükümlü hakkında yakalama kararı çıkarılacak ve hükümlünün yakalanmasıyla cezanın infazına başlanılacaktır.
Çağrı kağıdının çıkarılması gereken haller şu şekildedir;
- Kasten işlenen suçlarda 3 yıl, taksirle işlenen suçlarda ise 5 yıldan fazla hapis cezasını içermen, bu sürelerden az hapis cezalarında çağrı kağıdı düzenlenmelidir.
- Adli para cezasından çevrilen hapsin infazından hükümlüye öncelikle çağrı kağıdı gönderilmelidir.
Hükümlüye çağrı kağıdının çıkarılması, o kişinin cezasının doğrudan CGTİHK’nın 14. Maddesindeki bazı istisnai haller ve suçlar haricinde açık ceza infaz kurumunda yerine getirileceğini göstermektedir.
Çağrı Kağıdının Gönderilmesi – Tebligat
Çağrı kağıdı 5275 sayılı CGTİHK 20/3.maddesi gereği hükümlünün ilamdaki adresine gönderilir. Hükümlünün ilam adresine çağrı kağıdı çıkarılmasının ardında, tebliğden itibaren 10 gün içerisinde ilamı çıkaran infaz savcılığına veya kendisine en yakın infaz savcılığına müracaat etmesi gerekmektedir. eğer 10 gün içerisinde müracaat etmez ise hakkında yakalama emri çıkarılır. Bununla birlikte 6352 sayılı kanun’un geçici 3/2 maddesi ve açığa ayırma yönetmeliğinin 5/1 ve 9/3-a maddesi gereğince, tebliğden itibaren 10 gün içerisinde müracaat etmesi halinde bu cezasını açık ceza infaz kurumunda infaz edebileceği tebliğ olunur.
Hükümlünün ilam adresine öncelikle 7201 sayılı Tebligat Kanunu 10/1. maddesine göre “normal tebligat” gönderilir. Hükümlü ilam adresinde bulunur ise tebligat yapılır. Ancak hükümlü bu adreste bulunamaz ise ikinci aşama olarak nüfusta kayıtlı olan adres kayıt sistemindeki mernis adresine “Mernis Şerhi konularak 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre yeni bir tebliğat daha çıkartılır. Mernis adresine çıkartılan bu tebligattan başka tebligat yapılmaz. İçtihadı birleştirme kararına göre bu adrese yapılan tebligat geçerlidir. İnfazda ilanen tebligat yapılmaz Hükümlü adres değişikliğini, 5275 sayılı CGTİHK’nın 20/3 maddesi gereğince yargılama aşamasında mahkemeye, infaz aşamasında ise İnfaz savcılığına bildirmek zorundadır. Hükümlü adres değişikliğini, infaz aşamasında İnfaz savcılığına bildirmez ise ilam adresine (yani mahkeme hükmünde gösterdiği adresine) yapılan tebligat geçerli sayılır.
Hükümlünün 10 Gün İçerisinde İnfaz Savcılığına Müracaatı
Hükümlü kendisine tebliğ edilen Çağrı kağıdını aldıktan sonra, 10 günlük yasal sürede en yakın infaz savcılığına cezasını infaz etmek üzere, münacat ederse; 5275 sayılı CGTİHK’nın 14/2. maddesi ve 02/09/2012 tarihli Açığa Ayrılma Yönetmeliğinin 5/1 ve 9/3 – a maddesi gereğince, hükümlü tebliğden itibaren 10 gün içinde infaz savcılığına müracaat etmesi halinde, bu cezasını kapalı infaz kurumuna girmeden “Doğrudan açık ceza infaz kurumunda” çekebilecektir.
Cezasını doğrudan açık ceza infaz kurumunda çekebilecek hükümlüler şunlardır: 5275 sayılı CGTİHK’nun 14/2, maddesi gereğince, (Değişik: 14/4/2020 7242/18 md.) ve (02/09/2012 tarihli Açığa Ayrılma Yönetmeliğinin 50 maddesi gereğince). Aşağıdaki hallerde hükümlüler hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.
- Kasıtlı suçlarda toplam 3 yıl veya daha az sureyle hapis cezasına mahkum olanlar
- Taksirli suçlarda toplam 5 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanlar
- Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler
- İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların cezaları
İnfaz savcılığı, Çağrı Kağıdını teslim alıp, 10 günlük sürede gelen hükümlü hakkında, doğrudan açık ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere “Açık ceza infaz kurumlarına gönderme tutanağı” tanzim edilerek kendisine tebliğ edecek imzasını alacaktır.
Bu tutanağa göre, hükümlüye 10 gün içerisinde gönderilen açık ceza infaz kurumuna teslim olacağı, teslim olmadığı taktirde 5275 sayılı CGTİHK’nın 19/1 maddesi gereğince hakkında “Yakalama Emri” çıkartılacağı ve Yönetmeliğin 9. maddesi gereğince işlem yapılacağı ihtar edilecektir 1-Hükümlü “Açık ceza infaz kurumlarına gönderme tutanağını” tebliğ alıp 10 gün içerisinde belirtilen açık ceza infaz Kurumuna giderek teslim olursa burada cezasını infaz edecektir. Hükümlü 10 günlük yasal surede belirtilen açık ceza infaz kurumuna giderek teslim olmazsa o zaman 5275 sayılı CGTİHK’nın 19/1. maddesi gereğince hakkında UYAP üzerinden kolluğa Yakalama Emri çıkartılacaktır.
Hükümlünün Çağrı Kağıdını Tebliğ Aldıktan Sonra, 10 Günlük Yasal Sürede Mazeretini Bildirerek İnfazının Ertelenmesini Talep Etmesi Durumu
Hükümlü kendisine tebliğ edilen Çağrı Kağıdını aldıktan sonra, 10 günlük yasal surede en yakın infaz savcılığına mazeretini belirterek infazının ertelenmesi için, müracaat ederse; infazın ertelenmesi, infaza ara verme kararları verilebilmektedir.
- İnfazın Ertelenmesi: Hakkında çağrı kağıdı çıkartılan ve tebliğden itibaren 10 günlük süre içerisinde infaz savcılığına gelerek teslim olan hükümlünün meşru bir mazereti varsa, 6411 Sayıla Kanun’la değişik 5275 sayılı CGTİHK’nın 17/1-2 maddeleri gereğince 1 yıl infaz erteletebilir. Yine mazeretine bağlı olarak ayrıca 1 yıl daha erteletebilir (1 yıl+1 yıl) olmak üzere, toplam olarak 2 yıl kişinin müracaat ve mazeretine bağlı olarak infazın ertelenmesi mümkündür. İnfazın ertelemesi kararını, hükmü veren mahkemenin bağlı olduğu yerdeki infazdan sorumlu olan ve Çağrı Kağıdını çıkartan infaz savcılığa veya hükümlünün dilekçe ile müracaat ettiği kendisine en yakın olan infaz Cumhuriyet savcılığı tarafından verebilir.
- İnfaza Ara Verme: Hükümlünün hapis cezasının infazına başlanmış olsa bile “İnfaza ara vermekte” mümkündür. 7242 sayılı Kanun’ la değişik 5275 sayılı CGTİHK’nın 17/4 maddesi gereğince, Hükümlünün yükseköğrenimini bitirebilmesi, ana baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hale gelmesi veya hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları ya da hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hallerde, Cumhuriyet başsavcılığınca 1 yılı geçmeyen surelerle hapis cezasının infazına ara verilebilir Ancak bu ara verme iki defadan (1 yıl + 1 yıl = Toplam 2 yıl) fazla olamaz.
Hükümlünün 10 Gün İçerisinde İnfaz Savcılığına Müracaat Etmemesi
Hükümlü Çağrı Kâğıdının usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, 10 günlük yasal sürede ilamı çıkartan Cumhuriyet savcılığına veya en yakın Cumhuriyet savcılığına teslim olmaz veya kaçar ya da kaçacağına dair şüphe uyandırırsa, hükümlü hakkında kolluk güçlerine UYAP üzerinden Yakalama Emri çıkartılacaktır. İstisna olarak, hükümlü kaçacağı hakkında şüphe uyandırır, kaçar veya saklanırsa Cumhuriyet savcısı hapis cezasının infazını sağlamak için, Çağrı Kağıdı çıkartmaksızın, “Doğrudan Yakalama Emri” de çıkarılabilecektir (5275 s.k.nun 19/1. Maddesi gereği). Bu durum infaz savcılığının takdirine bağlanmıştır.
Hakkında Yakalama Emri çıkarılan hükümlünün yakalanabilmesi amacıyla gerektiğinde konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapılabilmesi bakımından Ceza Muhakemesi Kanununun 119. maddesi hükümleri uygulanır. Häkim tarafından verilecek arama kararları, “Sulh ceza hakimi” tarafından verilir. Hakkında infaz savcısı tarafından Yakalama Emri çıkarılan hükümlünün evinde iş yerinde veya kamuya açık olmayan kapalı alanda bulunduğunun ihbar alınması üzerine, arama kararını kimin vereceği konusunda uygulamada problem oluyordu. 5275 sayılı CGTİHK’nın 19/4. maddesi gereğince, bu konuda CMK’nın 119. maddesi hükümleri uygulanarak, “Sulh ceza hâkimliğinden” arama kararı istenebilecektir.