İhraç kriterleri ceza ve idari yargılamalar için son derece önemli bir konudur. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal ve bu dönemde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yüz bini aşkın kamu personeli terör örgütü üyeliği ile suçlanarak kamu görevinden ihraç edilmiştir. OHAL sonrasında da yine aynı gerekçelerle sözleşme yenilememe, feshetme, devlet memurluğundan çıkarma gibi idari işlem ve kararlarla çok sayıda kamu personelinin görevine son verilmiştir. Bu gerekçeler güvenlik soruşturmalarının olumsuz sonuçlanmalarına neden olmaları açısından da kişilerin kamu görevine girmesine engel olmaktadır. Bu nedenle ihraç kriterleri önemlidir. İhraç kriterleri kısaca;
- 17/25 Aralık’tan sonra Bank Asya ve Paralel Yapı’nın diğer şirketlerine parasal katkı sağlamak.
- FETÖ’nün sendikaları ve derneklerinde yönetici veya üye olmak.
- ByLock ve benzeri özel şifreli yazışma programını kullanmak.
- Kimse Yok Mu Derneği’ne bağışta bulunmak.
- Emniyet ve MİT ve MASAK raporlarının olması.
- Kapsamlı sosyal medya taraması.
- Örgütün sivil toplum kuruluşları adı altında sohbet ve toplantılarına katılmak.
- Doğal akış dışında kısa sürede terfi etmiş veya özel görevlere getirilmiş olmak.
- Örgüte ‘himmet’ adı altında para aktarmak.
- Güvenilir ihbarlar, ifade ve itiraflar bulunması.
- Takip ettikleri sitelerin incelemesinden elde edilen sonuçlar.
- FETÖ üyesi şirketlerin normal olmayan işlemlerini yapmak, koruyup kollamak.
- Yargıda ve emniyette örgüt lehine hareket ettiği tespit edilen kişiler arasında yer almak.
- Paralel Yapı’nın ev ve yurtlarında kalanların sonraki yıllarda gösterdiği davranışlar.
- İş yerinde diğer çalışanlardan, tanıyan kişilerden elde edilen bilgiler.
- Örgütün gazete, dergi aboneliği ve çocuğunu okullarına göndermeyi 17/25 Aralık’tan sonra sürdürmektir.
Kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça kişilerin terörist ilan edilmesi ve yaptırıma tabi tutulması hukuka açıkça aykırıdır. Ancak haklarında hiçbir soruşturma ya da kovuşturma olmayan, iddianame düzenlenmeyen, dava açılmayan, takipsizlik kararı verilen veya beraat eden birlerce kamu çalışanı da OHAL süresince ya da sonrasında KHK’larla veya idari işlem ve kararlarla görevlerinden ihraç edilmiş, OHAL Komisyonuna, veya idari ya da adli mercilere yaptıkları başvurulardan bir sonuç alamamışlardır. O halde bu ihraçlar neye ve hangi ölçüt ve kriterlere göre yapılmaktadır?
Görevden Çıkarma İhraç
Görevden çıkarılma; kişinin bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluk görevinden çıkarılmasıdır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E maddesinde düzenlenen görevden çıkarılma durumunda kişiler ihracın kendilerine tebliğ edilmesinden itibaren 60 gün içerisinde ilk derece mahkemeleri olan idare mahkemelerine itiraz edebilir. Disiplin cezalarının verilmesini gerektiren fiillerin öğrenildiği tarihten itibaren belirli bir süre içerisinde disiplin soruşturması başlamadığı takdirde soruşturma zamanaşımına uğrayacaktır. Şöyle ki, kamu görevinden çıkarılma cezası alan bir kişi hakkında 6 ay içerisinde disiplin soruşturması başlatılmadıysa sonrasında soruşturma başlatılmaz. Yani soruşturma zamanaşımına uğrar.
Kamu görevinden çıkartma, kişiye verilecek en ağır disiplin cezasıdır. Nitekim kişinin bir daha kamu görevinde istihdam edilmeyeceği anlamına gelmektedir. Görevden çıkarılma kamu görevinden çıkarılma ve devlet memurluğundan çıkarılma olarak ikiye ayrılır. Devlet memurluğundan çıkarma 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlenmiş olup yasada yer alan eylemler gerçekleştiği takdirde uygulanır ve memura belirli güvenceler verilir. Bu güvencelere uyulmadığı takdirde disiplin cezasının iptal edilmesi söz konusu olacaktır. Kamu görevinden çıkarılma ise 375 sayılı KHK ile usulü güvenceler dikkate alınmadan uygulanan bir yaptırımdır. Memurun terör örgütleri ile irtibat ve iltisakı olduğu kanaati ile değerlendirme yapılır ve kişinin savunması alındıktan sonra kamu görevinden çıkarılmasına karar verilir. İki türlü de kişilerin bu konularda dava açması mümkündür. 60 günlük dava açma süresi içerisinde idare mahkemelerinde açılacak dava ile memurun görevine geri dönmesinin yolu açılır.
Memurlara Uygulanan Disiplin Cezaları
Memurlara çeşitli eylemlerinden dolayı farklı disiplin cezaları verilmesi mümkündür. Aşağıda ayrıntılı olarak anlatılacağı üzere kişi hakkında verilecek disiplin cezalarından birincisi uyarmadır. Uyarma, kişinin görevinde daha dikkatli olması gerektiğinin bildirilmesidir. Bu bildiri yazılı şekilde yapılır. Memura verilecek bir sonraki ceza kınama cezasıdır. Kınama cezası için kişinin görev ve davranışlarında kusurlu olarak hareket ettiği bildirilir. Bu bildiri uyarmada olduğu gibi yazılı şekilde yapılmaktadır.
Memura verilecek bir sonraki ceza aylıktan kesme cezasıdır. Kanunda sayılı hallerde kişinin aylığından kesilmesi mümkündür. Ayrıca aylıktan kesme cezasında memurun brüt aylığının 1/30 ila 1/8’i arasında kesinti yapılabilir. Memura verilecek sonraki ceza ise kademe ilerlemesinin durdurulmasıdır. Bu cezada kişinin kademesinin ilerlemesi 1-3 yıl arası durdurulur. Memura verilecek en ağır ceza ise devlet memurluğundan çıkarılma cezasıdır. Özetle memurlara uygulanan disiplin cezaları şu şekilde sıralanabilir:
- Uyarma
- Kınama
- Aylıktan kesme
- Kademe ilerlemesinin durdurulması
- Devlet memurluğundan çıkarma
Fetö İhraç Kriterleri 2024
Ne yazık ki şimdiye kadar ihraçların hangi kriterlere göre yapıldığı konusunda hiçbir resmi açıklamada bulunulmamıştır. Bu makalede ceza mahkemesi, idare mahkemesi kararları ve idari işlemler üzerinden Fetö ihraç kriterleri 2019’u toparlanmıştır. Ancak basına yansıyan haberlerden, yetkililerin açıklamalarından, OHAL Komisyonu ve yargı kararlarından hiçbir suç işlememiş, hatta disiplin cezası dahi almamış olsa bile bir kamu personeli ile yasa dışı oluşum arasında herhangi bir şekilde bir bağ kurulabilmesinin o personelin kamu görevinden ihracı için yeterli görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu bağ da kamu görevlisinin kişisel ve sosyal ilişkilerinin, hatta hayata bakış açısının sübjektif bir değerlendirmeye tabi tutulmasıyla kurulmaktadır ki bu durumun hukuka uygunluğundan söz edebilmek mümkün değildir. Bu çerçevede kişinin kendisinin ve yakın çevresinin:
- Sosyal medya paylaşımları ve bu paylaşımlarındaki yorum ve değerlendirmeleri, takip ettiği kişiler,
- Bankasya hesabının olup olmadığı, hesap türü ve miktarı, hesap hareketleri, Bankanın takibe alınması ve elkonulması sürecinde hesabında artış olup olmadığı,
- Yardım yaptığı ya da desteklediği kişi, kurum ve kuruluşlar, vakıflar ve dernekler, yardım kuruluşları,
- Takip ettiği yazılı, görsel ve sosyal medya yayınları, siteler, gazete, kitap ve dergiler,
- Öğrenim gördüğü ve mezun olduğu okullar, gittiği kurs ve dershaneler, katıldığı seminer ve paneller,
- Üye olduğu sendika, dernek, vakıf ve diğer sivil toplum kuruluşları,
- Özel sektörde çalıştığı kurum ve kuruluşlar, işyerleri,
- Yasa dışı oluşumlarla irtibatlı olduğu şüphesi olan kişilerle yaptığı görüşmeler, konuşmalar, mesajlaşmalar,
- Bylock kullanıp kullanmadığı,
- Genel kabul görmüş siyasi eğilimlere uygun olmayan turum ve davranışları olup olmadığı,
- Hakkında yapılan ihbarlar,
- Hakkındaki kurum kanaati,
- İdari ve adli soruşturmalarda, iş ve işlemlerde adının geçip geçmediği,
- Özel yurtlarda ve öğrenci evlerinde kalınıp kalınmadığı,
- Sohbet ya da toplantılara katılıp katılmadığı,
- Himmet verip vermediği,
ve benzeri hususların Fetö ihraç kriteri 2019 olarak kullanıldığı görülmektedir. İlk derece yakınlar başta olmak üzere yakın çevresi de bu kriterler nedeniyle haklarının ihlali ve kişinin cezalandırılması için yeterli görülebilmektedir. Tsk ihraç kriterleri de aynı şekildedir. Sadece daha hassas incelenmektedir.
İhraç kriteri olarak kullanılan bu hususlar yürürlükte olan kamu personel mevzuatı ve ceza hukuku hükümleri kapsamında değerlendirilerek terör örgütü ile iltisak ortaya konulmaktadır. Suç işlediği öne sürülen kamu görevlileri hakkında uygulanacak usul ve hükümler de mevzuatımızla tespit edilmiştir. Kamu personel mevzuatı hükümleri gereğince disiplin suçu işlediği öne sürülen kamu personeli hakkında disiplin soruşturması açılması ve kendisine savunma hakkı tanınması gerekmektedir. Disiplin cezası ile cezalandırılan kamu görevlisinin ayrıca itiraz ve dava hakları da bulunmaktadır Aynı şekilde, suç işlediği öne sürülen kamu personeli hakkında usulüne uygun bir adli soruşturma ve kovuşturma neticesinde karar verilmesi gerekmektedir.
Görevden Çıkarılmayı Gerektiren Suçlar
Bir kişinin görevden çıkarılması için belirli suçları işlemesi gerekmektedir. Nitekim kişi hakkında işlemiş olduğu fiil öğrenildikten sonra 6 ay içerisinde disiplin soruşturması başlatılmalıdır. Soruşturma sürecinin sonunda disiplin amiri kişinin savunmasını alır ve ceza verilmesi gerektiğini düşünürse dosyasına kanaatini içeren yazıyı ekleyerek disiplin kuruluna gönderir. Yüksek disiplin kurulu tarafından kişinin sözlü ya da yazılı savunması talep edilir. Bu hususta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 129. Maddesinde yer alan haklardan da kişilerin yararlanmasına olanak tanınır.
Yüksek disiplin kurulunun görevden çıkartma cezası vermediği durumlarda istem reddedilir. Bu durumda ilgili amirler başka bir ceza verilmesine veya verilmemesine karar verebilir. Ancak bu hususta gerekçeleri ayrıntılı bir şekilde yazmalıdırlar. Kişilerin görevden çıkarılmasını gerektiren suçlar Devlet Memurları Kanunu’nda ayrıntılı olarak sıralanmıştır. Bu hususlar dışında herhangi bir eylemden dolayı kişinin görevden çıkarılması mümkün değildir. Görevden çıkarılmayı gerektiren suçlar şu şekilde sıralanabilir:
- Siyasi amaçlarla kamu hizmetinin yürütülmesini engelleme,
- Grev vb. eylemlere katılmak, bu eylemlere yardım etmek,
- Yasaklanmış bildiri, pankart vb. basmak, dağıtmak, asmak,
- Siyasi partilere girmek,
- 1 yılda 20 gün özürsüz devamsızlık yapmak,
- Savaş, afet durumlarında amirlerin verdiği görevleri yapmamak,
- Amir ya da iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
- Memurlukla bağdaşmayacak, yüz kızartıcı hareketlerde bulunmak,
- Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
- Siyasi eylemleri nedeniyle arananları görev yerinde gizlemek,
- Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek eylemler yapmak,
- 5816 sayılı kanun gereği Atatürk aleyhine suç işlemek,
- Terör örgütleri ile eylem birliği içerisinde olmak, propagandasını yapmak.
Yeni İhraç Kriterleri 2024
OHAL süresinde ve sonrasında yukarıdaki kriterlere göre yapılan ihraçlar savunma hakkı tanınmadan, masumiyet karinesi ve cezaların şahsiliği ilkelerine aykırı bir şekilde tesis edilmeleri başta olmak üzere tüm yönleriyle hukuka aykırı bulunmaktadır. Bununla birlikte, günümüzün olağanüstü şartlarında bu kriterlerin terör örgütü üyeliği için yeterli olduğu algısının yerleşmiş olduğu dikkate alınarak ihraçlara karşı yapılacak idari ve adli başvurularda konunun çok dikkatli bir şekilde ele alınması ve açıklanması gerekmektedir. Yeni ihraç kriterleri 2019 yılında oluşmaya başlamıştır. Yaşanılan hak kayıplarını önlemek amacıyla kriterler daraltılmaya başlamıştır.
Söz gelimi bir kamu personeli çocuğunu OHAL KHK’sı ile kapatılan bir okula gönderdiği gerekçesiyle ihraç edilmiştir. Oysa ki, bu okul o dönemde Devletin ilgili kurum ve kuruluşlarından aldığı izin ve ruhsatlar çerçevesinde, Devletin izni ve bilgisi dahilinde, gözetim ve denetiminde faaliyet göstermekteydi. Dolayısıyla da resmi usul ve prosedüre uygun bir şekilde faaliyet gösteren bir okula gittiği gerekçesiyle kimsenin haklarından mahrum bırakılarak cezalandırılması mümkün değildir.
Bununla birlikte bu konuda açıklama yapılırken bu okulun tercih edilmesindeki çevresel ve diğer etkenlere de yer verilmelidir. Gerçekten de, kişiler çocuklarını gönderecekleri okulları seçerken evine olan yakınlığına, eğitim saatlerinin mesai saatlerine olan uyumuna, eğitim kalitesine, ücretine, servis ve sosyal imkanlarına bakmaktadır. Aynı şekilde işsizlik oranının çok yüksek olduğu ve iş bulmanın bir hayli zor olduğu günümüz koşullarında kimse çalışacağı işyerinin ve patronlarının yasadışı bağlantılarını araştırmaz ve bilemez. Bilmesi de mümkün değildir. Yasa dışı faaliyet gösteren kişi, kurum ve kuruluşları tespit ederek gereken önlemleri almak devletin görevi ve sorumluluğudur. Bu itibarla yasa dışı bir işyerinde SGK kaydı olduğu gerekçesiyle vatandaşın cezalandırılması hukuka uygun değildir.
Bir örnek daha vermek gerekirse, üniversite eğitimi için memleketin bir ucundaki evinden diğer ucundaki okuluna giden bir öğrenciye devlet yurdunun çıkmaması, eğitimine devam etmek için özel bir yurtta kalmak zorunda kalması ve resmi izinle çalışan bu özel yurtta kaldığı için daha sonra memurluğa alınmaması hukuken hiçbir şekilde izah ve kabul edilebilir bir durum değildir.
Fetö İhraç İdari Dava
Sonuç olarak OHAL dönemi ve sonrasındaki ihraçlar ile kamu görevine alınmama yönündeki işlemler hukuka uygun değildir. Zira savunma hakkı, usulüne uygun bir disiplin soruşturması, itiraz ve dava hakları tanınmadan disiplin cezası verilemez. Adil yargılama sonucu verilen ve kesinleşen bir mahkumiyet hükmü olmadıkça kişilerin terör ile bağlantılı ilan edilmeleri mümkün değildir. Ohal komisyonu kriterleri 2019 maalesef ki hangi kriterleri dikkate aldığı verdiği kararlardan anlaşılmamıştır.
Bununla birlikte aksi yöndeki yerleşik uygulama ve algı dikkate alınmalı. Bu yöndeki işlemlere karşı idari ve adli yönden çevresel ve fiziki etkenleri de göz önünde bulunduran detaylı açıklamalarda bulunulmalıdır. Bu aşamalardaki idari ve adli süreçlerde konusunun uzmanı olan idare ve ceza avukatından profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır. Yaşanılan hak kayıpları, devamında sürdürülecek yargılama aşamasında da devam etmemesi için idare hukuku avukatı ile çalışmanız önerilir.
Kişilerin belirli sebeplerle memurluktan çıkarılması mümkündür. Ancak kimi durumlarda memurluktan çıkartmalar haksız ve hukuka aykırı sebeplerle yapılabilir. Böyle durumlarda kişilerin devlet memurluğundan çıkarılmaları işlemlerine karşı iptal davası açması gerekir. İptal davaları idare mahkemelerinde açılır. Kişiye memurluktan çıkarıldığı hususunun tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde iptal davası açması gerekmektedir. Yetkili mahkeme ise memurun son görev yaptığı yerdeki idare mahkemesidir.
Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı iptal davası açmak mümkün olsa da itiraz mercii öngörülmemiştir. Her ne kadar diğer disiplin cezalarında itiraz merci öngörülmüşse de memurluktan çıkarma kararı için itiraz merci öngörülmemiştir. Anayasanın idarenin her türlü işlemine karşı dava açmak mümkündür maddesine göre kamu görevinden çıkarılmaya ilişkin hususlarda da iptal davası açılması mümkündür. Bu nedenle alanında uzman bir idare hukuku avukatının yardımına başvurulmalıdır.
Görevden Çıkarma Hakkında Mahkeme Kararları
Danıştay 8. Daire 2017/2408 E. 2024/3547 K. 06.06.2024 Tarihli Kararı
Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için, Anayasanın 48. ve 49. maddeleri çerçevesinde, “çalışma özgürlüğü” bağlamında yapılacak sınırlamalara yönelik kuralın ikincil mevzuat hükümleri ile belirlenip belirlenemeyeceğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamelerinin ilgili hükümlerinde öngörülen meslekten veya kamu görevinden çıkarma veya bu hükümlere dayanılarak idari işlem ile kamu hizmetindeki görevine son verme işlemleri; adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen diğer yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan, geçici olmayan ve nihai sonuç doğuran “olağanüstü tedbir” niteliğinde olup yargı içtihatları bu yöndedir.
Danıştay 8. Daire 2023/2602 E. 2024/2569 K. 03.05.2024 Tarihli Kararı
Uyuşmazlıkta, dava dosyasında ve UYAP sisteminde yer alan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, 26 projede gerek kesin raporun kabul edilmesinden önce gerekse kabul edildikten sonra projelerde kalan paralarla alınmayan araç ve gereçlerin alınmış gibi gösterildiği, proje yürütücüsü öğretim üyelerinin imzalarının taklit edilerek sahte imza kullanıldığı, satın alımların doğrudan temin sınırları içerisinde kalan tutarlarla ve büyük çoğunlukla aynı firmalar üzerinden yapıldığı, konuya ilişkin alınan personel ifadelerinde usulsüz işlemlerin dile getirilmesine rağmen konuya kayıtsız kalınıldığı, yaklaşık zararın 888.117,13-TL olduğu, davacının rektör yardımcısı sıfatıyla bilimsel araştırma projeleri birimi komisyon başkanı olarak görev ve sorumluluğunun bulunduğu projelerde gerçekleştirilen usulsüzlüklerden doğrudan sorumluluğunun bulunduğu, sübuta eren eylemlerinin disiplin soruşturması kapsamında kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici nitelikte olduğu, bu fiillerin kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren eylemler arasında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.