Çocuk düşürme ve düşürtme suçu TCK 99 ve 100. maddelerinde düzenlenmiştir. Çocuk düşürtme suçu; doğumun gerçekleşmesinden önce gebeliği sona erdirmek amacıyla ve tıbbi zorunluluk bulunmamasına rağmen 10 haftayı geçmiş hamileliğin cenine müdahale edilerek ceninin anne karnından çıkarılması ile oluşur. Halk arasında, çocuk düşürtme suçu için “yasadışı kürtaj” veya “kürtaj suçu” terimleri de kullanılmaktadır. On haftayı geçmiş bir hamilelikte kürtajın kadının rızasıyla veya rızasına aykırı yapılmasının suçun vücut bulması açısından herhangi bir önemi yoktur. (TCK 99. madde)
Çocuk düşürme suçu ise; gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu kendi isteğiyle düşürmesidir. (TCK 100. madde) Kadına çocuk düşürmesini sağlayacak veya bu hususa yarayacak vasıta tedarik eden veya çocuğunu düşürmesi hususunda onu teşvik veya tahrik eden kimse suça iştirak hükümleri (yardım eden veya azmettiren) gereği cezalandırılır. Gebelik süresi 10 haftadan az olan cenin, hamile kadının kendi rızasıyla yetkili yerlerde (hastane, tıp merkezi veya muayene yerleri) veya gebe kadının kendi başına yapması kaydıyla suç değildir. Uygulamada, ceza mahkemeleri, gebeliğin sonlandırılmasının tıbbi bir zorunluluk olup olmadığını Adli Tıp Kurumundan hekimlerden oluşan bir kurul tarafından hazırlanan rapor ile tespit etmektedirler.
Türk Ceza Kanunu madde 99’ da düzenlenen çocuk düşürtme ve Türk Ceza Kanunu madde 100’ de düzenlenen çocuk düşürme suçunun amacı Anayasa ve Türk Medeni Kanun gıyabında insan haklarını korumak ve herkesin evrensel olarak en temel hakkı olan Yaşam Hakkını korumaktır. Türk Medeni Kanunun 8. maddesinde belirtildiği üzere “Her insanın hak ehliyeti vardır” ve Türk Medeni Kanunu 28. maddesinde belirtildiği üzere “Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder” denmektedir. Kişilik, kanuna göre tam ve sağ doğmak koşulu ile çocuğun ana rahmine düştüğü anda başlamaktadır. Türk Ceza Kanunu madde 99 ve madde 100 aslında, diğer kanunlarca korunan belirtilen yaşam hakkını korumaktadır.
Çocuk Düşürtme veya Düşürme Suçu – TCK 99 -100. Madde | Cezası |
Rıza Dışı Çocuk Düşürtme (Kürtaj) Suçu | Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.99/1-3) |
Rızaya Dayalı Çocuk Düşürtme (Kürtaj) Suçu | Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Bu fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.99/2-4). |
Yetkili Olmayan Kişinin Çocuk Düşürtme Suçu | Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur (TCK m.99/5). |
Suç Nedeniyle Hamilelikte Çocuk Düşürtme Halinde Cezasızlık | Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir (TCK m.99/6). |
Çocuk Düşürme Suçu | Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. |
Çocuk Düşürtme Suçu Nedir?
Çocuk düşürtme suçu, bir kadının, çocuğunu gebelik sürecinde yasal bir şekilde düşürememesi veya düşük yaptırmasına neden olma durumunda işlenen bir suçtur. Bazı durumlarda düşük sağlık sebebiyle zorunlu olabilir. Bu durumda çocuk düşürtme suçu oluşmaz. Örneğin, anne sağlık açısından risk altındaysa düşük yapılması mümkün olabilir. Ancak, bu koşulların yerine getirilmesi için yasal prosedürlerin takip edilmesi gereklidir.
Türk Ceza Kanunu’na göre, “Çocuk düşürtme” suçu, “kendisi veya başkasının hamileliğini sona erdirmek” suçu olarak tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 99. maddesinde düzenlenen bu suç, aşağıdaki şekillerde işlenebilir:
- Kadının kendi rızasıyla veya rızası olmadan düşük yaptırması
- Başkasının rızasıyla veya rızası olmadan düşük yaptırması
- Düşüğü yaptıran kişinin, düşüğü yaptıran sağlık çalışanı veya yalnızca sağlık çalışanının, düşük yaptırmaya aracılık etmesi
Bu suçların her biri ayrı ayrı cezalandırılır ve Türk Ceza Kanunu’nun 99. maddesinde belirtilen cezalar şöyledir:
- Kendi rızasıyla veya rızası olmadan düşük yaptıran kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Başkasının rızasıyla veya rızası olmadan düşük yaptıran kişi, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Düşüğü yaptıran kişinin, düşüğü yaptıran sağlık çalışanı veya yalnızca sağlık çalışanının, düşük yaptırmaya aracılık etmesi durumunda, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçla korunan hukuki yarar, kadının anne olma hakkı ile kadının ve ceninin yaşama hakkıdır. Ceninin ve gebe kadının hayatı ve vücut bütünlüklerinin korunması yanında toplumun varlığını sürdürme hakkını ve devletin nüfus planlama politikasının da, bu suç ile korunan hukuksal değer içerisinde bulunmaktadır.
Çocuk Düşürtme Suçu – TCK Madde 99
- Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
- Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi) Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi)
- Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ağır Ceza Mahkemesi)
- İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi)
- Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi)
- Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk Düşürme Suçu Nedir?
Çocuk düşürme suçu ise; gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu kendi isteğiyle düşürmesidir. (TCK 100. madde) Kadına çocuk düşürmesini sağlayacak veya bu hususa yarayacak vasıta tedarik eden veya çocuğunu düşürmesi hususunda onu teşvik veya tahrik eden kimse suça iştirak hükümleri (yardım eden veya azmettiren) gereği cezalandırılır. Gebelik süresi 10 haftadan az olan cenin, hamile kadının kendi rızasıyla yetkili yerlerde (hastane, tıp merkezi veya muayene yerleri) veya gebe kadının kendi başına yapması kaydıyla suç değildir. Uygulamada, ceza mahkemeleri, gebeliğin sonlandırılmasının tıbbi bir zorunluluk olup olmadığını Adli Tıp Kurumundan hekimlerden oluşan bir kurul tarafından hazırlanan rapor ile tespit etmektedirler.
Çocuk Düşürme Suçu – TCK Madde 100
(1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Madde düzenlemesinde gebeliği on haftayı aşmış bulunmasına karşın, çocuğunu kasten düşüren kadına verilecek ceza belirtilmiştir. Bu durumda bulunan kadına çocuk düşürmesini sağlayacak veya bu hususa yarayacak vasıta tedarik eden veya çocuğunu düşürmesi hususunda onu teşvik veya tahrik eden kimsenin suça iştirakten dolayı cezalandırılacağı belirtmiştir. Bu suçla korunan hukuki yarar, kişilerin beden ve ruh sağlığı, düşürülen ceninin yaşama hakkıdır. Aynı zamanda anne adayının hayatı, vücut bütünlüğü ve biyolojik anne olma hakkı hatta baba adayı için de baba olabilmek hakkı da korunan değerler arasındadır.
Çocuk Düşürtme Suçunun Şartları Nelerdir?
- Gebe kadının rızası olmadan çocuğunu düşürtmek,
- Tıbbı zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürtmek,
- Kadının çocuğunu düşürtme fiili sebebiyle kadının beden veya ruh sağlığı bakımından zarara uğratmak fiilleri ile madde 99’ da belirtilen suç, değişik şekillerde işlenebilir.
Çocuk Düşürme Suçunun Şartları Nelerdir?
- Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi suçun oluşumu için yeterlidir
Çocuk Düşürtme Suçunun Unsurları
Fail
Kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişi suçun failidir. Çocuk düşürtme suçu fail bakımından bir özellik arz etmez, herkesin bu suçun faili olabilmesi mümkündür. Fail, yabancı veya vatandaş olabilir. Suçun faili konusunu maddede düzenlenen eylemleri ayırarak belirlemekte fayda var;
- Birinci fıkrada düzenlenen yetkili kimseler tarafından kadının rızası olmaksızın çocuğunun düşürtülmesi suçunun faili, ancak rahim tahliyesine yetkili olan kimse olabilir.
- İkinci fıkrada düzenlenen yetkili kimseler tarafından kadının rızası olsa bile 10 haftadan fazla süreyi geçmiş çocuklarda çocuğunun düşürtülmesi suçunun faili de, ancak rahim tahliyesine yetkili olan kimse olabilir. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde tanımlanan 10 haftadan fazla süreli gebe kadının çocuğunun alınmasına rıza göstermesi suçunun faili ise, ancak gebe bir kadın olabilir.
- Maddenin beşinci fıkrasında düzenlenen yetkili olmayan kimseler tarafından çocuğun düşürtülmesi suçunun faili ise, herkes olabilir. Ancak bu kimselerin tüzüğün 3. maddesinde belirlenen yetkili kimselerden olmaması gerekir.
Mağdur
Suçun mağduru, ancak gebe bir kadın olabilir. Gebelik bu maddede düzenlenen suçlar için aynı zamanda ön şarttır. Gebeliğin doğal yoldan veya suni döllenme yoluyla olması arasından bir fark bulunmamaktadır. Gebelik ceninin ana rahminde teşekkülü ile başlar ve rahimde ölmesi veya çıkarılması ile sona erer. Kadının gerçekte gebe olmasına karşın fail ce gebe sanılması durumunda dâhil bu yanılması nedeniyle çocuk düşürme suçundan sorumlu tutulamaz. Daha açık bir deyişle, kadının gebe olmadığı halde gebe zannedilmek suretiyle çocuğun düşürülmesi için icrai hareketlerde bulunursa, ortada suç konusu ve korunması gereken somut hukuki yarar yokluğundan işlenemez suç söz konusu olacaktır. Bu durumda da çocuk düşürtme suçuna teşebbüsten değil, ancak koşulları varsa yaralama suçundan hüküm kurulabilecektir.
Fiil
Çocuk düşürtme suçunun hareket unsurunu her fıkra için ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir;
- Yetkili Kimseler Tarafından Kadının Rızası Olmaksızın Çocuğunun Düşürtülmesi: Birinci fıkrada belirlenen suçun oluşması için eylemi gerçekleştiren kişinin rahim tahliyesine yetkili bir kimse olması, mağdur kadının çocuğun alınması konusunda rızasının bulunmaması, buna karşın çocuğun düşürtülmüş olması hususlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Fıkraya göre cenin bir aylık da olabilir, dokuz aylık da olabilir. Suçun unsurlarından birisi de mağdur kanunun, çocuğun düşürtülmesi konusunda rızasının bulunmaması gerekir.
- Yetkili Kimseler Tarafından Gebelik Süresi 10 Haftayı Geçen Kadının Rızasıyla Çocuğunun Düşürtülmesi: İkinci fıkraya göre, tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunun düşürtülmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu durumda çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında da ceza öngörülmüştür. Buna karşılık, tıbbi zorunluluk bulunduğu takdirde, on haftayı aşan gebelik halinde çocuğun alınmış bulunması ceza sorumluluğunu gerektirmemektedir. Somut olayda tıbbi zorunluluğun bulunup bulunmadığı ayrıca değerlendirilmelidir. Bu suçun oluşması için, çocuğun 10 haftalıktan fazla olması, çocuğun düşürülmesine kadının razı olması, çocuğun alınması konusunda tıbbi zorunluluk bulunmaması ve bu işlemin yetkili hekim tarafından yapılması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
- Sayılan Eylemler Nedeniyle Kadının Beden veya Ruh Sağlığı Açısından Zarara Uğraması veya Ölmesi (3. ve 4. Fıkra) : Bu fıkralarda çocuk düşürtme suçlarının neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenlenmiştir. Kişi suç teşkil eden bit fiili işlerken, kastettiği neticeden daha ağır veya başka bir netice gerçekleşmiş olabilir. Bu gibi durumlarda netice sebebiyle ağırlaşmış suç söz konusudur. Madde metnindeki düzenlemeyle, meydana gelen ağır netice açısından kişinin sorumlu tutulabilmesi için, söz konusu neticeye ilişkin olarak en azından taksir dolayısıyla kusurlu bulunması gerekir. Çocuk düşürtme eyleminden dolayı mağdurun TCK’ nın 99/4 kapsamında beden veya ruh bakımından bir zarara uğrayıp uğramadığına dair rapor aldırıldıktan sonra failin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.
- Yetkili Olmayan Kimseler Tarafından Çocuğun Düşürtülmesi: Yetkili olmayan kişilerin rızaya dayalı olsa bile gebelik süresi on haftayı doldurmamış çocuğu düşürtmesi suçunun nitelikli hali sayılmış ve yetkili olmayan kişilerce çocuğun düşürtülmesi hali artırım nedeni olarak görülmüştür. Suçun oluşması için, gebeliğin 10 haftayı doldurmamış olması gerekir. Gebelik 10 haftayı doldurmuşsa artık bu fıkra değil, ikinci fıkra hükmü uygulanacaktır.
Çocuk Düşürtme Suçunun Manevi Unsuru
Ceza hukukunda manevi unsur, işlenen fiil ile fail arasındaki bağı ifade eder. Dolayısıyla suçun kastla mı yoksa taksirle mi işlendiğini belirtir. 99. maddede düzenlenen çocuk düşürtme ve çocuk düşürme suçu kasten işlenebilir. Doğrudan kasıtla işlenebileceği gibi olası kasıtla da işlenebilir. Fail kadının gebe olduğunu, gebeliğin kanunda belirlenen süreleri doldurmuş olduğu, yaptığı hakaretin çocuk düşürmeye elverişli olduğunu bilmeli ve çocuğu düşürtmeyi istemelidir. Fail bu konudaki hatasından yararlanacaktır. Kadının on haftadan daha aşağı süreli hamile olduğu varsayıldığında, rahim tahliyesinde bulunması halinde, yetkili fail bu hatasından yararlanacaktır. Failin kastı, çocuk düşürtmeye yönelik değil de başka bir suçu işlemeye yönelikle mesela yaralamaya yönelikse bu durumda çocuk düşürtme suçu değil, yaralama suçunun nitelikli hali oluşmuş olacaktır.
Çocuk Düşürme Suçunun Unsurları
Fail
Bu suçun faili özel sıfat taşıdığı için bir özgü suç olarak düzenlenmiştir. Bu suçun faili ancak gebe kadınlar olabilir, kadının yaşı, medeni hali önemli değildir. Gebe olmayan kadının bu suçun faili olması mümkün değildir. Failin bizzat kendi üzerinde bu eylemi gerçekleştirmesi gerektiğinden, gebe olmayan bir kimse bu suça katılabilir ancak doğrudan fail olamaz.
Mağdur
Bu suçun mağduru gebe kadının kendisi değildir, bir kimse hem suçun faili hem de mağduru olamaz. Bu suçun mağduru, ancak anne karnındaki cenin veya toplum olabilir.
Fiil
Bu maddenin uygulanması için çocuğun 10 haftadan fazla süredir anne karnında olması gerekir. Gebelik 10 haftadan fazla sürmemişse, annenin çocuğunu kendi kendine düşürmesi suç değildir. Diğer bir unsur da annenin çocuğunu düşürmesi durumudur. Çocuk düşürme fiili, ceninin ana rahminden çıkarılma suretiyle olsun ya da olmasın doğumdan önce çocuğun öldürülmesine yol açan her türlü fiildir. Serbest hareketli bir suç olarak tanımlanmıştır. Suçun oluşması için de kullanılan vasıtaların çocuk düşürmeye elverişli olması gerekir.
Çocuk Düşürme Suçunun Manevi Unsuru
Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenemez. Kadının gebe olduğunu, hamileliğin on haftayı geçtiğini, yaptığı hareketlerin çocuk düşürmeye elverişli olduğunu ve bunların sonucunda çocuğun düşeceğini bilmesi ve bunların istenmesiyle gerçekleşir.
Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçlarının Cezası Nedir?
Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçlarının Temel Halinin Cezası
TCK’da çocuk düşürtme suçunun temel halinin cezası maddede yazılı olan fıkralara göre belirlenmekte olmasıyla birlikte her bir fıkra suçun işlenişinin ayrı birer boyutu olarak temel hal cezasını içermektedir. Buna göre birinci fıkra gereği oluşacak suçun cezası beş yıldan on yıla kadar hapis, ikinci fıkra gereği oluşacak suçun cezası iki yıldan dört yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır ve bu fıkra gereğince rıza gösteren kadın için bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Üçüncü fıkra gereği oluşacak suçun cezası ilk belirtilen suç için altı aydan oniki yıla kadar, ikinci cümle için ise onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası, dördüncü fıkra gereği oluşacak ilk suçun cezası üç yıldan altı yıla, ikinci suçun cezası ise dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ve beşinci fıkranın ilk cümlesindeki suçun oluştuğu durumlarda da suçun cezası iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıdır. Çocuk düşürme suçunun cezası ise bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olacak şekilde düzenlenmiştir.
Çocuk Düşürtme Suçunun Nitelikli Hallerinin Cezası
Çocuk Düşürtme suçu nezdinde Kanun metninde düzenlenmiştir. Maddenin 3. Ve 4. fıkralarına göre, birinci ve ikinci fıkralarda yazılı kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa veya kadın ölmüşse bu durum suçun nitelikli hali sayılarak daha fazla ceza ile cezalandırılır denmiştir. Aynı maddenin 5. fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca bahsedilen suçlar bakımından rahim tahliyesine yetkili olmayan kimseler tarafından işlenirse, verilecek ceza yarı oranında artırıldığından bahsedilmiştir. Bu durumda hâkimin bir takdir yetkisi söz konusu olmayacaktır.
İndirim Halleri
TCK’da Çocuk Düşürtme suçuna ilişkin olarak hukuka uygunluk halleri düzenlenmiştir. Bunlar;
- Rızanın varlığı: Rıza verecek olan kişi asıl olarak kadındır. Fakat ilgili fıkralar gereğince rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için de eşin de rızası gerekir. Derhal müdahale gerektiren hayatı ve hayati organlardan birini tehdit ettiği acil durumlarda rıza aranmaz.
- Zorunluluk hali: Tıbbi zorunluluk varsa ve gebelik on haftadan fazla olsa bile, rahim tahliye edilebilecektir. Gebeliğin sona erdirilmemesi durumunda, annenin yaşamı tehdit altına girecek veya doğacak çocuk ile onu izleyen nesiller için ağır maluliyet ortaya çıkacaksa, on haftadan sonra bile çocuğun düşürülmesi suç oluşturmayacaktır. Bahsedilen zorunluluk hali, eylemi hukuka uygun hale getirecektir.
Suçun Özel Görünüşleri
Teşebbüs
TCK m.35 teşebbüsü kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması hali olarak düzenlenmiştir. Suça teşebbüste fail suçu tamamlamak amacıyla hareket etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememektedir. Bu durumda ise kişiye tamamlanmış suça oranla daha az bir ceza verilmektedir.
Çocuk düşürtme suçu teşebbüse elverişli bir suçtur. Çocuğun yaşamına son verilmesiyle suç tamamlanmış olur. Bu sonuca ulaştıran tüm eylemler, icrai niteliktedir. Çocuk düşürme suçu da teşebbüse elverişli bir suçtur. Bu suç kapsamında, çocuğun yaşamına son verilmesi ile suç tamamlanmış olur bu sonucu doğurmaya yönelik her türlü hareket icrai niteliktedir.
İştirak
TCK m.37 gereği iştirak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesidir. Çocuk düşürtme suçuna her türlü iştirak mümkündür. Çocuğu düşürten kimsenin eylemine, yalnızca mağdur olan hamile kadının iştiraki söz konusu olamaz. Kadının rızası varsa ya eylem suç olmaktan çıkacaktır ya da onun eylemi rı bir suç oluşturacaktır. Çocuk düşürme suçu özgü bir suç olduğu için bu suça ancak azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edebilir. Çocuğunu düşürmeye çalışan kadına çocuk düşürmesini sağlayacak veya bu hususa yarayacak vasıta tedarik eden veya çocuğunu düşürmesi hususunda onu teşvik eden veya tahrik eden kimsenin suça iştirakten dolayı cezalandırılacağı belirtilmiştir.
İçtima
Suçların içtimai, bir kişinin birden fazla ceza kanunu hükmünü ihlal etmesi ve bu sebepten de birden fazla suçtan sorumluluk doğması halinde oluşmaktadır. Suçların içtimai kurumu ceza sorumluluğunun sınırlarını daraltıcı niteliktedir. İçtimai hükümlerine göre kişinin bir veya birden çok fiille, ceza kanununun aynı hükmünü veya farklı hükümlerini bir veya birden çok kez ihlal etmesi, dolayısı ile failin birden çok suçtan değil yalnızca tek bir suça göre cezalandırılmasıdır. TCK m.44 fikri içtimai şöyle tanımlamaktadır: ‘’İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşumuna sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.’’
Çocuk düşürtme suçlarını diğer suçlardan ayıran en önemli ölçüt, failin kastıdır. Failin kastı çocuk düşürtmeye yönelikse, çocuk düşürtme suçu, başka bir suça yönelikse o suç oluşacaktır. Çocuk düşürme suçunun müteselsilen, zincirleme olarak işlenmesi söz konusu olamaz. Bir kadının birden fazla çocuğa gebe olmasıyla, aynı hareket sonucu hepsinin düşürülmesi halinde, çocuk adedince veya zincirleme olarak suç işlenmiş olmayıp, bir tane çocuk düşürme suçu oluşacaktır.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Adli Para Cezası
Yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından, hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Çocuk Düşürtme suçu cezasının düzenlendiği 99. maddenin ikinci fıkranın ikinci cümlesinde adli para cezası seçimlik yaptırım olarak düzenlenmiştir. Çocuk Düşürme suçu cezasının düzenlendiği 100. maddede de ceza olarak bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlendiğinden, burada da para cezasının seçenek yaptırım olarak düzenlendiği açıktır. Kasten işlenebilen suçlar olarak, verilecek ceza bir yıl ve daha az hapis cezasına hükmedilmesini gerektirdiği takdirde hüküm, para cezasına çevrilebilmektedir.
Erteleme
Mahkemece yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiş ve kişi hakkında hapis cezası hükmedilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi halinde erteleme kararı verilmiş olacaktır. Erteleme kararının şartlarından olan hükmedilen cezanın 2 yıl ve daha az olması şartının gerçekleşmesi, çocuk düşürtme suçunun düzenlendiği maddenin ikinci fıkrasının son cümlesi ve çocuk düşürme suçu açısından mümkün olduğu için erteleme kararının verilmesi mümkün olacaktır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Çocuk düşürtme suçunun düzenlendiği maddenin ikinci fıkrasının son cümlesi ve çocuk düşürme suçu açısından hükmedilen hapis cezasının miktarı 2 yıl ve daha altı olma ihtimali olduğu için suçu işleyen hakkında Hagb kararı verilmesinin olanağı vardır.
Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması
Soruşturma Aşaması
Çocuk düşürme suçunun düzenlendiği 99. maddede düzenlenen suçların hiçbirinin takibi şikâyete bağlı değildir. Maddede belirtilen tüm suç tipleri resen takibi gereken suçlardır. TCK madde 100’ de düzenlenen çocuk düşürme suçunun takibi de şikâyete bağlı olmayıp, resen takip edilen suçlardandır. Re ’sen takip edilecek bir suçlar olduklarından dolayı savcılık ihbar üzerine veya kendiliğinden soruşturma aşamasını başlatacaktır. Bu araştırmada işlendiği iddia edilen suça dair deliller toplanmaya çalışılacaktır. Eğer savcı, yeterli delilin var olduğuna kanaat getirirse iddianame düzenleyecektir. Aksi halde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir. Halk arasında bu karara takipsizlik kararı da denmektedir. Savcının iddianame düzenleyebilmesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe söz konusu olmalıdır. Böyle bir şüphe şartının şart koşulmasının nedeni, yargının iş yükünün gereksiz davalarla artırılmaması ve insanların gereksiz yere yargılanmamasıdır. Soruşturma aşaması savcılık tarafından, kovuşturma aşaması mahkeme tarafından re ’sen yürütülür.
Kovuşturma Aşaması
Kovuşturma aşamasında; suç üzerine soruşturma aşaması tamamlanmıştır. Artık bir ceza mahkemesinde dava açılmış demektir. Kovuşturma aşamasında; yargılama makamı, savcılık makamı ve savunma makamının işbirliği söz konusudur. Savcının düzenlediği iddianamenin Mahkeme tarafından kabul edilmesi ile kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Kovuşturma aşamasında ceza mahkemeleri görevli olacaktır. Kovuşturma evresi son evredir. Kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek cezaya hükmolunur. Eğer sanık suçsuz bulunursa beraatına hükmedilecektir.
Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçlarında Gözaltı ve Tutukluluk Hali
Gözaltı kararı savcının kararı ile şüphelinin polis ya da jandarma tarafından özgürlüğünün geçici bir süreliğine sınırlanmasını sağlayan karardır. Gözaltına alma kararı için hâkim kararı aranmamaktadır. Gözaltı kişinin özgürlüğünün sınırlandığı anda başlamaktadır. Dolayısıyla aslında şüphelinin yakalandığı anda gözaltı süresi başlamaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesinde gözaltına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. İlgili maddeye göre gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünde zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemeye göre çocuk düşürme suçunda birinci fıkrasının ihlali söz konusu olduğu durumlarda Cumhuriyet savcısının vereceği kararla şüpheli gözaltına alınabilecektir.
Tutuklama kararı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda en ağır koruma tedbiri olarak düzenlenmiştir. Tutuklama kararı da gözaltı kararı gibi geçici bir koruma tedbiridir. CMK’nın 100. maddesinde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, soruşturma ya da kovuşturma evresinde şüpheli ve sanık için tutuklama kararı verilebilir. Ancak verilecek olan tutuklama kararı verilmesi beklenen ceza ve işin önemi ile ölçülü olmalıdır. Ceza yargılamasında asıl olan sanık ya da şüphelinin tutuksuz bir biçimde soruşturma ya da kovuşturmasına devam edilmesidir. Dolayısıyla tutuklama hali her zaman istisnai bir nitelikte olan koruma tedbiridir. Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Dolayısıyla suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe uyandıracak somut deliller mevcutsa, fail hakkında tutuklama kararı verilebilir.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Şikâyet Süresi ve Zamanaşımı
Çocuk düşürtme ve çocuk düşürme suçları şikâyete tabi olmayan suçlardan olduğu için herhangi bir şikâyet süresi bulunmamaktadır. Zaten aslında savcılığa, polise veya jandarmaya bulunduğunuz suç duyurusunun niteliği ihbar şeklindedir. Bu ihbarın da herhangi bir süresi olmamasına rağmen çocuk düşürtme ve çocuk düşürme suçunun dava zamanaşımı süresince yapılması gerekmektedir. Aksi halde fail hakkında herhangi bir ceza davası açılamaz. Söz konusu zamanaşımı süresi, Çocuk düşürtme suçu bakımından genel olarak bahsedildiğinde, 5 yıldan fazla olmayan hapis cezaları için 8 yıl, cezası 5 yıldan fazla fakat 20 yıldan az olan suçlar için 15 yıldır. Çocuk düşürme suçunun dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da cezada indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nda her suç tipi için düzenlenmemiştir. Kimi suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri, kanunilik ilkesi gereğince yalnızca düzenlenmiş olduğu suç tipleri bakımından uygulanabilecek bir hukuki müessesedir Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçlarında etkin pişmanlık kurumu düzenlenmemiştir.
Görevli Mahkeme
Çocuk Düşürtme suçunun düzenlendiği 99. maddenin ilk fıkrası, ikinci fıkrası, dördüncü fıkrası ve beşinci fıkrası için görevli mahkeme, 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle Asliye Ceza Mahkemesidir. Söz konusu dava suçun işlendiği yerin Asliye Ceza Mahkemesinde görülecektir. Çocuk Düşürtme suçunun düzenlendiği 99. maddenin üçüncü fıkrası için görevli mahkeme ise Ağır Ceza Mahkemesidir. TCK’ da 100. maddede düzenlenen Çocuk Düşürme suçu için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Bu suç için yetkili yargı mercii hareketin yapıldığı yer merciidir.
Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçlarına İlişkin Örnek Yargıtay Kararları
Y.14.CD.,07.01.2020;2019/3511-2020/80
- Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme
- TCK 99-100. Madde
Katılan ile sanık Ahmet ile aralarında tartışma yaşandığının ve katılanın ikinci kez operasyon geçirmek zorunda kaldığının anlaşılması karşısında, davaya konu çocuğun katılanın iradesi dışında aldırıldığına dair katılan ile tanıkların soyut ifadeleri dışında sanıkların cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçtan beraatları yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi.
Y.14.CD.,20.03.2019; 2015/9177-2019/8370
- Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme
- TCK 99-100. Madde
Dosyada yer alan hekim raporuna göre; mağdurun yaptığı düşüğün sebebinin sanıkların eylemlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilemeyeceğinin belirtilmesi ve sanıkların suçlamaları yargılama boyunca ısrarlı şekilde inkar etmeleri karşısında, atılı suçu işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatları yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi…
Çocuk Düşürtme ve Çocuk Düşürme Suçlarında Örnek Suç Duyurusu
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’ NA
MÜŞTEKİ: Adı ve Soyadı (T.C. Kimlik No) – Adresi
VEKİLİ : Av. Umur YILDIRIM – Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat: 4 No: 7, 06530 Çankaya/ANKARA
ŞÜPHELİ : Adı ve Soyadı (T.C. Kimlik No) – Adresi
SUÇ : Çocuk Düşürtme Suçu/Çocuk Düşürme Suçu (TCK m.99/TCK m.100)
SUÇ TARİHİ : …/…/….
KONU : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikayet dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR
- Burada müvekkil hakkında, kim olduğuna ve şüpheli tarafından Çocuk Düşürtme Suçu ya da Çocuk Düşürme Suçu nasıl konu edildiğine ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
- Yaşanılan olay ayrıntılı bir biçimde izah edilmelidir.
- Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
- Dilekçenin ekinde yer verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.
HUKUKİ SEBEPLER: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av. Umur YILDIRIM
İmza