Açık Cezaevine İadem Talep Edildi Ne Yapmalıyım?

acik cezaevine iadem talep edildi

Açık cezaevine iadem talep edildi” ne yapmalıyım? Bu soruyu cezaevinde yatan her kişi bir defa sormuştur. Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hâkimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilir.

Hükümlüler yeni gelen düzenlemeler ile koşullu salıverilme tarihlerine kadar olan belli kısımları denetimli serbestlik koşulları altında infaz edebilmektedirler. Ancak denetimli serbestlik altında oldukları sırada aşağıda belirtilen hususların ortaya çıkması durumunda hükümlüler hakkında açık cezaevine iade talebi oluşturulabilmektedir.  Bu talep Denetimli Serbestlik Müdürlüğü (DSM) (https://cte-ds.adalet.gov.tr/) tarafından gerçekleştirilirken, talep İnfaz Hakimliğince değerlendirilmektedir. Bu makalemizde “Açık cezaevine iadem talep edildi” ne yapmalıyım sorusunun cevabını sizlere vereceğiz.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Açık Cezaevine İade Nedir?

Bilindiği üzere, açık cezaevinde bulunan hükümlülerin dış dünyayla bağlantılarının kolaylıkla sağlanması amacıyla, cezalarının koşullu salıverilme tarihlerine kadar olan kısımları denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilmektedir. Ancak cezasının denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle infazına başlanılan hükümlünün, bu tarihten sonra devam eden infazından bağımsız olarak alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açılması halinde açık cezaevine gönderilmesine karar verilebilir. Hükümlünün açık cezaevine gönderilmesini Denetimli Serbestlik Müdürlüğü talep ederken, kararı veren merci İnfaz Hakimliğidir.  Açık cezaevine iade talep edilmesi durumunda infaz hakimliğine itiraz etmeniz gereklidir.

Hükümlünün açık cezaevine gönderilmesinden sonra kalan cezasının infazına burada mı devam edeceği yoksa yeniden denetimli serbestlik tedbiri altında mı infaz edileceği  kovuşturma sonunda verilen karar belirleyecektir. Şöyle ki, yargılama sonunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi durumunda, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle devam edilmesine karar verilir. Aksi durumda ise cezanın infazına açık cezaevinde bulunmak suretiyle devam edilebilecektir. Dolayısıyla aleyhinizde açılan ikinci bir ceza davası özgürlüğünüzün ellerinizden uçmasına ve uzun süre cezaevinde kalmanıza neden olabilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşmanız halinde alanında uzman bir avukatın yapacağı yönlendirme doğrultusunda başlatacağınız hukuki işlem ile yapacağınız itiraz ve talepler doğrultusunda özgürlüğünüze yeniden kavuşabilirsiniz.

acik cezaevine iadem talep edildi ne yapmaliyim
acik cezaevine iadem talep edildi ne yapmaliyim

Açık Kuruma Gönderilme (İade) Nedenleri

  • Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 5 Gün İçinde Müracaat Edilmemesi

Hükümlü “infaz kurumundan ayrılmasını” takip eden günden itibaren  “5 gün” içerisinde talebinde belirttiği dsm’ye kendiliğinden müracaat etmek zorundadır. Hükümlü, dsm’ye 5 gün içerisinde müracaat etmezse 7. günü mesai bitimine kadar beklenir, 7. günden sonra kayıt kapatılarak herhangi bir işlem yapılmadan infaz hâkiminden hükümlünün açık kuruma gönderilmesine karar verilmesi istenir (DSY m. 79/6). Bahse konu 2 günlük ek süre, mazeret bildirmeye zaman tanımak içindir. Hükümlünün 6. veya 7. günü müracaat etmesi ve mazeret bildirmesi halinde kayıt kapatılmaz, hükümlünün beyanı, varsa mazereti ve buna ilişkin belge, bilgi veya beyan tutanak altına alınarak, hazırlanan tutanak dosyası ile birlikte karar verilmek üzere infaz hakimine gönderilir. İnfaz hakiminin kararına göre işlem tesis edilir.

Hükümlünün gecikme nedenini haklı mazerete bağlaması ve buna ilişkin tedavi belgesi sunması halinde, gerekli araştırma yapılarak mazeretinin doğru olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekir. Mazerete rağmen hükümlü hakkında açık kuruma gönderilme kararı verilmesi, kararın iptali nedenidir. Örneğin, hükümlünün kimliğini ispata yarayan bir belge temin için vasisini nüfus müdürlüğünde hazır edemediği için kimlik çıkaramadığına ilişkin savunması araştırılır.  Doğruluğu saptandığında mazeretini belgelendirdiği kabul edilir. Keza hükümlü ds’ye ayrıldıktan sonra dsm’ye müracaat etmesi gereken süre içinde askere alınır. Yahut istirahat raporu alırsa, bu nedenler iradesinden kaynaklanmadığından açık kuruma gönderilmesine yol açmaz.

  • Yükümlülüğü İhlalde Israr Göstermesi

Hakkında belirtilen yükümlülüklere, DSM’nin hazırladığı “denetim ve iyileştirme programına” , ds görevlilerinin bu kapsamdaki “uyarı ve önerileri” hakkında hazırlanan “denetim planına” uymamakta ısrar eden hükümlünün, dsm’nin talebi üzerine cezasının ştt’ye kadar olan kısmının infazı için “açık kuruma gönderilmesine” infaz hakimi tarafından karar verilir. Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve ds personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine iidk tarafından veya Kanunda yazılı hallerde iidk’nın önerisi üzeri ne infaz hakimi tarafından uyarılır (DSY m. 44/1). Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (DSY m. 44/2) Israr olgusunun ne zaman gerçekleşeceği İK m. 105/A-6 de değil, DSY m 44’te düzenlenmiştir. Buna göre;

DSY m. 44/3-cüm. 1 ve 2’ye göre, ds kararının infazında, “yetişkin yükümlü tarafından yükümlülüğün 1 yıl içerisinde mazereti olmaksızın ve kasıtlı olarak 3 defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılı Yükümlünün 2 kez uyarılmasının ardından 1 yıl içerisinde 3. ihlalin tespit edilmesi halinde dosyanın kapatılması ile ilgili süreç başlatılır.

Görüldüğü üzere, yetişkin yükümlünün ds yükümlülüğünü geçerli bir mazereti olmaksızın “1 yıl içinde “2 kez” ihlal etmesi, ısrar için yeterliyken, yeni DSY m. 44/3-cüm. 1 ve 2 hükmüyle ısrar için “1 yıl” içinde “3 kez” ihlal etmesi zorunluluğu getirilmiştir. 1 yıllık süre, ilk ihlal nedeniyle yapılan uyarının hükümlüye yazılı olarak gıyapta veya huzurda tebliğiyle başlar ve bir sonraki yılın aynı günü sona erer. Buna göre, ısrar için 1 yıl içinde mazeretsiz ve kasıtı olarak ilk uyarı dahil toplam 3 ihlalde bulunmak gerekmektedir. Sürenin hesabında takvim yılı baz alınmayacağından, 1. ihlale ilişkin uyan yazısı 1.9.23 tarihinde tebliğ edilmişse, 3. ihlalin en son 19-24 tarihinde gerçekleşmesi gerekir. 1.9.24 tarihinden sonraki ihlal açık kuruma gönderilmeye sebep teşkil etmez. İhlallerden bir veya ikisinin 23 yıl üçüncüsünün 24 yılı içerisinde gerçekleşmesi, ısrar için yeterlidir 3 kez ihlali de 1 yıl içinde aramanın nedeni, 1 yıllık ds suresinin kuralı teşkil etmesi ve daha uzun sürelerin geçici düzenlemelere dayanmasıdır.

İlk ihlal üzerine uyanı yazısının tebliği üzerine 2. ihlalin, 15 günlük itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin önemi bulunmamaktadır. Aksi durumun kabulü, hükümlünün ilk ihlale ilişkin uyarı kararına karşı gidilecek itiraz kanun yolu süresince kanun koyucunun hükümlüye ihlal hakkı tanıdığı anlamına gelecektir Uyan için yapılan tebligatta, I yıl içerisinde yetişkin yükümlüler bakımından 3. kez ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılması ile ilgili sürecin başlatılacağı ve dosyanın ilgili yargı merciine gönderileceği yükümlüye ihtar edilir (DSY m. 44/4). Dsm’nin 22.11. 18 tarihli kapalıya iade talebinin infaz hakimliğinde karara bağlanmayı beklediği (dosyanın tekrar dsm’ye gönderilinceye kadarki) süre içerisinde bulunan 3.12.18 4.2.19 tarihleri arasında gerçekleşen ihlal yükümlülük ihlali olarak kabul edilmez. Ds ihlali nedeniyle açık kuruma gönderilmesine karar verilen hükümlünün bu karara itirazda bulunması üzerine itirazın kabul edilmesi halinde, ds dosyasının kapalı olduğu bu aşamada itirazın kabulüyle birlikte tedbire kaldığı yerden devam edileceğinden, 2. ihlal tarihiyle itirazın kabul tarihi arasındaki ihlalin yok sayılması gerekir. Buna karşılık ilk ihlalden ötürü uyarıda bulunulması ve başka cezaların toplama dahil edilmesinden sonra gerçekleşen 2. ihlal, ihlallerin sayısında hesaba katılır ve hükümlünün tüm cezaların toplanması üzerine yeniden belirlenen ştt’ye kadar açık kuruma gönderilmesine yol açar.

  • Yükümlünün İnfaz Kurumuna Geri Dönmek İstemesi

Ds’ye ayrılma talebe bağlı olduğuna göre, hükümlünün bu talebinden istediğinde vazgeçmesi mümkün olmalıdır. Nitekim İK m. 105/A-6-c uyarınca hükümlünün infaz kurumuna “geri dönmek istemesi” halinde dsm’nin talebi üzerine, cezasının geri dönüş talep tarihinden ştt’ye kadar olan kısmının infazı için “ açık kuruma gönderilmesine” infaz hakimince karar verilir. Hükümlünün talebi üzerine açık kuruma gönderilmesinden sonra yeniden ds’den yararlanmak istemesi halinde, ne şekilde hareket edileceği tartışmalıdır. Düzenlemenin lafzı, hükümlünün bir kez daha ds’den yararlanmasına engeldir. Fakat İK m. 105/A-6-c’de, hükümlünün talebi halinde ds tedbirinin sona erdirilerek açık kuruma gönderilmesinin emredilmesi anlamsızdır. Kanaatimizce, açık kuruma ayrılmayı hak eden, hatta iyi halli olduğu tespiti edilerek ds’den faydalanan hükümlünün kötü hali sebebiyle değil de bir takım özel sebeplerle bu usulden vazgeçtiği zaman, açık kuruma gönderilmesinin önü açılmalıdır.

  • İşlenen Yeni Suçtan Kamu Davası Açılması

İk m. 105/A-7 hükmünün önce b ve c bentleri, akabinde a bendi daha önce Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş, böylelikle anılan fıkraya istinaden hükümlünün açık kuruma gönderilmesinin yola kapanmıştı. 742. K. ile IK m. 105/A-7 hükmü yeniden düzenlenerek oluşan boşluk giderilmiştir. Yeni hükme göre, hükümlü, hakkında da tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı “1 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren “kasıtlı” bir suçtan dolayı “kamu davası açılmış olması ha inde, dsm’nin talebi üzerine infaz hakimi tarafından, hükümlünün “açık kuruma gönderilmesine karar verilebilir, kovuşturma sonucunda “beraat, ceza verilmesine yer olmadığı”, “davanın reddi” veya “düşme kararı” verilmesi halinde, hükümlünün cezasının infazına da tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hakimi tarafından karar verilir.

acik cezaevine iade
acik cezaevine iade

Açık Cezaevine İadeye Karşı İtiraz Kanun Yolu

Öncelikle 7242 s. K. m 45 ile İK m. 105/A-6-b’de yer alan “kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine” ibaresinin “açık cezaevine gönderilmesine şeklinde değiştirilmesi, 14. 04.2020 tarihinden önce kapalı kuruma iade şeklinde verilen kararları hükümsüz hale getirmemektedir. Söz konusu değişiklik, esasa etkili olmayan şekli bir düzenleme niteliğindedir. Dolayısıyla karar üzerine süresinde dsm’ye başvurulmaması halinde hükümlünün kaçması suçunun oluşmasını engellememektedir.

7242 s. K. ile IK m. 105/A-6’ya göre, hükümlünün, dsm’ye 5 gün içinde müracaat etmemesi, ds yükümlülüklerine uymamada ısrar etmesi veya infaz kurumuna geri dönmek istemesi halinde, dsm’nin talebi üzerine, açık kuruma gönderilmesine, dsm’nin bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir. Düzenlemeyle, uygulamada kararın ds tedbirine karar veren infaz hâkimliğinin mi, yoksa müracaat edilmesi gereken dsm’nin bulunduğu yer infaz hakimliğinin mi yetkili olduğu hususundaki belirsizlik son bulmuştur.

Hükümlü veya adına kanuni temsilcisi, iidk’nın gerek ilk, gerekse devam eden ihlallerine yönelik aldığı kararlara karşı, işlemi (kararı) öğrendiği tarihten itibaren “15 gün”, her halükarda işlemin yapıldığı tarihten itibaren “30 gün içinde iidk’ya “itiraz yahut infaz hakimine “şikâyet” hakkına sahiptir. Şikayet, dilekçe ile doğrudan infaz hakimliğine yapılabileceği gibi, cbs veya dsm aracılığıyla da yapılabilir. Doğrudan infaz hakimliğine yapılmayan başvurular hemen ve en geç “3 gün içinde infaz hakimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikâyet, tutanağa bağlanır ve tutanağın bir sureti başvurana verilir. Şikayet, kararın yerine getirilmesini durdurmaz. Meğer ki infaz hâkimi telafisi olanaksız zararlara neden olacak açık bir hukuka aykırılığın varlığı m tespit ettiği için, kararın geçici olarak durdurulmasına veya ertelenmesi ne karar vermiş olsun. iidk’lar, uygulamada genellikle yükümlülüğün ihlaline yönelik itirazı ya reddederek veya hiç dikkate almayarak infaz hakimliğinden hükümlünün açık kuruma gönderilmesi yönünde talepte bulunmaktadırlar. İnfaz hakimliği, iidk’nın talebini uygun görmediğinde reddi cihetine giderek ds tedbirinin kaldığı yerden devamı veya ds tedbirinin kaldırılarak hükümlü nün açık kuruma gönderilmesi yönünde kararlar tesis etmektedir.

 İnfaz hakimliği de tedbirinin kaldırılmasına karar vermekle yetinemez, aynı kararda hükümlünün açık kuruma gönderilmesine de karar vermek zorundadır. Ceza infaz hakimliğince hükümlünün cezasının kalan kısmının değil, stt’ye kadar olan kısmının açık kurumda infazına karar verilmesi gerekir İnfaz hakimliğince verilen bahse konu kararlara karşı, hükümlü veya savcı tarafından 4675 s IHK m 6/5 uyarınca Ağır ceza mahkemesi nezdinde “7 gün içinde “itiraz” kanun yoluna gidilebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, kararın infazını durdurmaz. (CMK m. 269/1)

Yorum Gönderin

turkiyede cikan aflar

Türkiye’de Çıkan Aflar

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

istanbul asliye ceza mahkemesi

İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi Adres ve Telefon Bilgileri

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

yardim veya bildirim yukumlulugunu yerine getirmeme

Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünü Yerine Getirmeme – TCK 98

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık