İntihara yönlendirme suçu; aklında intihar etmek gibi bir düşüncesi olmayan kişiyi intihar etmeye azmettirmek, teşvik etmek ya da aklında intihar etme düşüncesi olan kişinin kararını kuvvetlendirmek, intihar etmesine yardım etmek şeklinde gerçekleşen suç tipidir. İntihar ise kişinin kendi yaşamına kendi eliyle son vermesi yani kendisini öldürmesidir. Nitekim insan varlığı ve tabiatı itibariyle hayatta kalma mücadelesini veren bir canlıdır. İntihar olgusu dinen, ahlaken ve toplumsal olarak kabul görmeyen bir normdur. Ancak kişi kendi iradesiyle kendisini öldürdüğünde bu intihar etmek olarak adlandırılır. Başlı başına intihar etmek suç olarak kabul edilmemekle birlikte, intihara yönlendirmek Türk Ceza Kanunu’nun 84. Maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Örneğin yakın arkadaşına “Hayattan bunaldım, bazen kendimi öldürmeyi düşünüyorum ama vazgeçiyorum ailem var diye.” Diyen bir kişiye arkadaşının, “Ölmek istiyorsan bu senin hakkın, ben sana bir silah vereyim kafana sıkarsan acısız bir şekilde saniyeler içinde ölebilirsin.” demesi ve kişinin intihar etmesi halinde fail intihara yönlendirme suçundan ceza alacaktır. İntihara yönlendirme suçu 4 fıkrada düzenlenmiş olup 4 şekilde gerçekleşebilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
- Bir kişiyi intihara azmettirmek, (TCK 84/1)
- Bir kişiyi intihar etmeye teşvik etmek, (TCK 84/1)
- Bir kişinin intihar etme kararını kuvvetlendirmek, (TCK 84/1)
- Bir kişinin intihar etmesine herhangi bir şekilde yardım etmek, (TCK 84/1)
Dünya Sağlık Örgütü iki çeşit intiharın varlığını kabul etmiştir. Bunlardan birisi tamamlanmış intihar olup kişinin ölümü ile gerçekleşirken diğeri intihar girişimi olarak adlandırılıp kişinin intihar ettikten sonra hayatının kurtarılması olarak adlandırılmıştır. Ancak Türk Ceza Kanunu, ceza hukukunda suça iştirak hükümleri sistematiğini esas alarak intihar edeni değil, sadece intihara yönlendireni cezalandırmayı kabul etmiştir. Bu nedenle intihar ettiği takdirde ölüm gerçekleşse de gerçekleşmese de kişiye herhangi bir ceza verilmeyecektir. Ancak intihara yönlendiren kişiye ağırlaştırıcı nedenlerin var olmadığı durumlarda 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecektir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda intihara yönlendirme suçu ve cezasından (TCK m. 84) bahsedeceğiz.
İntihara Yönlendirme Suçu Nedir?
İntihara yönlendirme suçu; kişinin kafasında intihar etme düşüncesi olan veya olmayan durumlarda, aklına bu fikri sokarak kuvvetlendirmek suretiyle işlenir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap “Özel Hükümler” İkinci Kısım “Kişilere Karşı Suçlar” Birinci Bölüm “Hayata Karşı Suçlar” bölümünde İntihara Yönlendirme başlığı altında 84. Maddede düzenlenmiştir. Yasa maddesine göre bir kimseyi intihar etmeye azmettiren ya da teşvik eden, aklındaki intihar etme kararını kuvvetlendiren ve intihar etmesine herhangi bir şekilde yardım eden kişi intihara yönlendirme suçundan cezalandırılacaktır. İntihara yönlendirme suçunda verilecek ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suç hakkında yürütülecek yargılama asliye ceza mahkemelerinde görülecektir. Eğer kişi bu yönlendirme etkisiyle intihar ederse verilecek ceza 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olacaktır ve yine asliye ceza mahkemelerinde dosya görülecektir. Fiilin alenen yapılması halinde de verilecek ceza 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası olacaktır.
İntihara yönlendirme suçunun mağduru işlenen fiilin sonuçlarını anlamada güçlük çekiyor ve kavrayamıyorsa verilecek cezada kasten öldürme hükümleri uygulanacaktır. Bununla birlikte bir kişiye cebir veya tehdit uygulayarak intihara mecbur bırakanlar da yine kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81. Maddesine göre, bir insanı kasten öldüren kişi hakkında müebbet hapis cezasına hükmedilecektir. Aynı zamanda hem cebir tehdit uygulayarak intihara sevk edenler hem de işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak kişileri intihara sevk edenler asliye ceza mahkemesinde değil ağır ceza mahkemelerinde yargılanacaktır. Eski 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda intihara yönlendirme suçundan ceza verilmesi için kişinin ölmüş olması gibi bir şartın gerçekleşmiş olması aranmaktayken yeni 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda böyle bir şart aranmamaktadır. Ancak daha ağır cezayı gerektiren hal olarak suçun nitelikli halleri arasında bu husus düzenlenmiştir. intihara yönlendirme suçunu konu edinen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. Madde metni şu şekildedir:
Madde 84 – İntihara Yönlendirme
- Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/10 md.)
- İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.
İntihara Yönlendirme Suçu – TCK 84 | |
---|---|
Kanun Maddesi | 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 84 |
Şikayet | Şikâyete tabi değildir. Resen soruşturulur. |
Zamanaşımı | 8 yıldır. |
Tutuklama ve Adli Kontrol | Tutuklama ve adli kontrol kararı verilebilir. |
Uzlaşma | Uzlaşmaya tabi değildir. |
Etkin Pişmanlık | Etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz. |
İndirim | Şartları varsa 62 indirimi uygulanabilir. |
Memurluğa Etki | Memuriyete engeldir. |
Görevli Mahkeme | Asliye Ceza Mahkemesidir. |

İntihara Yönlendirme Suçunun Şartları
İntihara yönlendirme suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Özel Hükümler bölümünde Hayata Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen 84. Maddede yer almaktadır. Yasa metnine göre bir şahsı intihar etmeye azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren, intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Buna ilişkin dosyalar asliye ceza mahkemelerinde görülür. Eğer kişi intihar ederse ya da aleni bir şekilde intihara yönlendirme suçu gerçekleşirse verilecek cezada artırım nedenleri uygulanacaktır. Bu durumlarda dahi görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleri olacaktır. Son olarak eylem; işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayamayan bir kişiye karşı işleniyorsa (Algılama yeteneği hiç olmayabileceği gibi sonradan ortadan da kaldırılabilir.) ya da cebir ile tehdit kullanılarak kişi intihara mecbur ediliyorsa fail kasten öldürme suçundan cezalandırılacaktır. Bu nedenle böyle bir dosya ağır ceza mahkemesinde görülecektir.
Suç seçimlik hareketli bir suç olduğundan yukarıda açıklandığı üzere 4 şekilde işlenebilir. Bu hareketlerden herhangi birinin var olması suçun oluşması için yeterlidir. Ayrıca suç neticesi harekete bitişik ani suçlardandır. Bu nedenle suça teşebbüs mümkün değildir. Herhangi bir seçimlik hareket gerçekleştiği takdirde suç gerçekleşmiş sayılacaktır. Ayrıca intihara yönlendirilen kişinin intihar ederek yaşamını yitirmesi ya da başka bir neticenin gerçekleşmesi suç açısından gerekli bir şart değildir. Ayrıca suç kasten işlenebilen bir suçtur, taksirle işlenmesi mümkün değildir. Özetle intihara yönlendirme suçunun şartları şu şekilde sıralanabilir:
- Seçimlik hareketli suçlardan birinin meydana gelmesi gerekir. (Azmettirme, teşvik etme, yardım etme, kararı kuvvetlendirme.)
- Kişinin intihar sonucunda ölmesi şartı aranmamaktadır. Ölmese de fail cezalandırılacaktır.
- Suçun kasten işlenmesi gerekir, taksirle işlenmesi mümkün değildir.
İntihara Yönlendirme Suçunun Unsurları
- Fail : Fail Türk Ceza Kanunu’nda suç kabul edilen hukuka aykırı bir eylemi yapan kişidir. Yani failin bir hareket yeteneği bulunmakta olup suçun gerçekleşmesi için birtakım eylemler gerçekleştirir. İntihara yönlendirme suçunun faili herhangi bir kişi olabilir. Yasa maddesinde failin taşıması gereken herhangi bir özel şart aranmamıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki her ne kadar 84. Maddenin 4. Fıkrasında failin kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacağı belirtilmişse de kasten öldürme suçunun nitelikli halleri olan TCK m. 82 hükmü intihara yönlendirme suçu için uygulanmayacaktır. Fail ile mağdurun hısımlık akrabalık ilişkisi olması suç için ağırlaştırıcı bir neden olarak da öngörülmemiştir. Özetle fail aklında intihar etme düşüncesi olmayan bir kişiye bu düşünceyi aşılayan ya da aklında intihar etme düşüncesi olan kişinin kararını kuvvetlendiren hatta ona intihar etmesi için herhangi bir şekilde yardım eden kişidir. Tüzel kişilerin bu suç açısından fail olması da mümkün değildir.
- Mağdur : Mağdur kendisine karşı işlenen bir suçtan dolayı vücut bütünlüğünde veya ekonomisinde zarara uğrayan kişidir. Yani mağdurun hak ve menfaatleri ihlal edilmektedir. İntihara yönlendirme suçunda da suçun mağduru herhangi bir kişi olabilir. Yani kendisine karşı intihar yönlendirmesi yapılan herkes bu suçun mağduru olacaktır. Suç kapsamında bir kişi ya da birden fazla kişinin intihar etmeye yönlendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda azmettiren kişi ve azmettirilen kişinin de belli olması gerekmektedir. Eğer belirsiz sayıda kişi alenen intihara azmettiriliyorsa teşvik ediliyorsa suç TCK m. 84/3 kapsamına girecek ve ağırlaştırıcı neden uygulanacaktır. Son olarak mağdur yaptığı eylemin anlam ve sonuçlarını kavrayamıyor olabilir (Örneğin akıl zayıflığı) ya da anlam ve kavrama yeteneği fail tarafından yok edilmiş olabilir (Alkol ya da uyuşturucu madde verilmesi gibi) bu durumlarda mağdurun irade gücü olmadığı için faile verilecek ceza intihara yönlendirmeden değil kasten insan öldürmeden belirlenecektir.
- Suçun Hukuki Konusu : Suç teşkil eden her hareketin bir konusu vardır ve suçun hukuki konusu denilince bundan tipik hareketin üzerinde icra edildiği kişi veya şey anlaşılmaktadır. İntihara yönlendirme suçunun konusu, intihar eden kişinin hayatıdır. Bu suçun oluşabilmesi için, hareketin suçun konusu üzerinde bir zarara yol açması gerekmemektedir. Suç teşkil eden haksızlık bir kişinin intihara yönlendirilmesi ile oluşur. Mağdurun intihar etmesi (TCK m. 84/2) ise bir görüşe göre suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış şeklini diğer bir görüşe göre ise nitelikli halini oluşturmaktadır. Dolayısıyla intihara yönlendirme suçu, bir tehlike suçudur. Suçun oluşması için azmettirme, teşvik etme, intihar kararını kuvvetlendirme ve yardım etme şeklindeki hareketlerin suçun mağdurunu intihara sürükleyebilecek nitelikte olması ve bu hareketlerin mağdurun hayatını tehlikeye düşürmeye elverişli olması gerekir. Hareketin bu nitelikte olup olmadığı belirlenirken, mağdurun içinde bulunduğu somut durum, failin mağdur üzerindeki etkisi ve fail ile mağdur arasındaki ilişkiler gibi hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Başka bir ifade ile suçla korunan hukuki değer bağlamında, failin hareketinin kişinin yaşamı üzerinde somut bir tehlike ortaya çıkarması gerekir ki bu durum da mağdurun hareketten etkilenerek intihar girişiminde bulunup bulunmadığına bakılarak anlaşılır. Bu nedenle intihara yönlendirme suçu bir somut tehlike suçudur.
- Suçun Maddi Konusu : Suçun maddi konusu suçun üzerinde gerçekleştiği kişiler ya da şeylerdir. İntihara yönlendirme suçunun maddi konusu da intihar etmesi için teşvik edilen kişi ya da kişilerdir. Suçun maddi konusunu oluşturan kişiler yabancı uyruklu olabileceği gibi Türk vatandaşı da olabilir. Önemli olan kişinin canlı olmasıdır, canlı olmayan kimseler veya bu kimsenin organları veya dokuları bu suçun konusunu oluşturmaz. Türk Medeni Kanunu’na göre kişilik çocuğun sağ ve tam doğumu ile başlar. Ölümle de sona erer. Nitekim ölü bir kişiye karşı intihara yönlendirme suçu işlenemez zaten ölmüştür. Suçla korunan hukuki yarar da kişinin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğüdür.
- Manevi Unsur : Manevi unsur suçu işleyen fail ile eylemleri arasındaki manevi bağdır. İntihara yönlendirme suçu ancak kasten işlenebilir. Failin kastı suçun maddi unsurlarını gerçekleştirmeye yönelik olmalı, başka bir deyişle fail, bir başkasını intihara azmettirdiğini, teşvik ettiğini, onun intihar kararını kuvvetlendirdiğini veya başkasının intiharına yardım ettiğini bilmelidir. Suçun oluşması için failin seçimlik hareketlerden birisini bilerek yapması yeterlidir; failin kastının mağdurun ölmesini de kapsaması şeklinde ayrıca bir saik aranmamaktadır. Kural olarak kasten işlenen suçların olası kastla da işlenmesi mümkündür. Suç tipinde aksine sonuca ulaşmaya yönelik bir düzenleme bulunmadığına göre bu suçun olası kastla işlenebilmesi mümkündür. Bu halde verilecek ceza belli oranda indirilir.
İntihara Yönlendirme Suçunun Cezası Nedir?
İntihara yönlendirme suçu; 4 paragraf olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. Maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında suçun seçimlik hareketleri yer almıştır. Bunlar intihara azmettirmek, intihara teşvik etmek, başkasının intihar kararını kuvvetlendirmek ve başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmek şeklinde sıralanabilir. bu seçimlik hareketlerden herhangi birini işleyen kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer kişinin yönlendirmesi neticesinde intihar eylemi gerçekleşirse (Mağdurun ölmesi ya da ölmemesi önemli değildir.) verilecek ceza 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olarak belirlenecektir. İntihara teşvik etme eylemi alenen gerçekleşirse verilecek cezada yine artırım uygulanacak ve verilecek ceza 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Eğer intihara teşvik eylemi, işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş birine karşı işleniyorsa ya da cebir/tehdit ile bir kişi intihara mecbur ediliyorsa fail intihara yönlendirme suçundan değil kasten öldürme suçundan sorumlu olacaktır.
- İntihara Yönlendirme Suçunun Temel Halinin Cezası: Türk Ceza Kanunu’nun 84 Maddesinde yer alan İntihara yönlendirme suçunun temel hali 1. Fıkrada düzenlenmiştir. Yasa hükmüne göre, intihara yönlendirme suçu işleyen bir kişiye verilecek ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. 84.maddenin 1.fıkrasında düzenlenen intihara yönlendirme suçunun temel şeklinin cezası, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, hakim somut olayın özelliklerine ve suçun işleniş şekline göre TCK’nun 61. maddesinde öngörülen hususları da göz önünde bulundurarak alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirleyip uygulayacaktır.
- İntihara Yönlendirme Suçunun Nitelikli Halinin Cezası: İntihara yönlendirme suçunun kanun kapsamında nitelikli hali üç ayrı fıkrada ayrı durumlar olarak düzenlenmiştir. Bunlardan birincisi mağdurun intihar etmesi halidir ancak ölümün gerçekleşmesi şartı aranmamaktadır. Bu durumda verilecek ceza 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Doktrindeki kimi yazarlara göre mağdurun ölmesi halinde verilecek ceza hakimin takdirine göre de arttırılacaktır. İkinci nitelikli hal ise alenen kişi ya da kişilerin intihara teşvik edilmesidir. Bu durumda verilecek ceza 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Son olarak bir kişinin işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemişse, anlam ve algılama yeteneği ortadan kaldırılmışsa ya da kişi üzerinde cebir veya tehdit kullanılarak intihara mecbur edildiyse fail hakkında verilecek ceza intihara yönlendirme suçundan değil kasten insan öldürme suçundan belirlenecektir. Ancak önemle belirtilmelidir ki kanunda açıkça yazılmayan cezalarda artırım ve eksiltme yapılamaz.
- İntihara Yönlendirme Suçunda İndirim Halleri: İntihara yönlendirme suçunda uzlaşma, şikayetten vazgeçme gibi ceza muhakemesi normları uygulanmamaktadır. Hakim suçun işleniş biçimi, suç işlemede kullanılan araçlar, zaman, yer gibi hususları dikkate alarak belirlediği temel cezada alt ve üst sınır arasında bir temel ceza belirler. Akabinde artırım nedenleri uygular ve sonrasında belirlenen cezada indirim hükümleri uygulanır. Şartları bulunuyorsa 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. Maddesinde yer alan indirim hükümleri uygulanabilir. Bunlar yaş küçüklüğü, iyi hal indirimi, içtima kuralları, akıl zayıflığı gibi sıralanabilir. Bunların dışında yasa kapsamında intihara yönlendirme suçu için herhangi bir indirim sebebi öngörülmemiştir.
- İntihara Yönlendirme Suçunun Tüzel Kişiler Tarafından İşlenmesi: Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde TCK’nın açık hükmü gereğince, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanır. Bu güvenlik tedbirleri, faaliyet izninin iptali ve müsaderedir. Aynı suç mağdurları ile ilgili yurtdışında yargılama yapılmış ise yurtdışında infaz edilen tutukluluk ya da hükümlülük varsa Türkiye’de verilen cezadan mahsup gerekir. İntihara yönlendirme suçunun ise tüzel kişiler tarafından işlenmesi mümkün değildir.
İntihara Yönlendirme Suçu Cezası | Cezası |
---|---|
TCK 84 Basit Hali Cezası | 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası |
İntihara Yönlendirme Suçunun Teşebbüste Kalması | İntihara yönlendirme suçuna teşebbüs mümkün değildir. |
İntihara Yönlendirme Suçunun Tüzel Kişilerce İşlenmesi | İntihara Yönlendirme suçunun tüzel kişiler tarafından işlenmesi mümkün değildir. |
İntihara Yönlendirme Suçunun Nitelikli Halinin Cezası | Ayrı fıkralarda düzenlendiği üzere; 4 yıldan 10 yıla, 3 yıldan 8 yıla hapis cezası verilebilir. |
İntihara Yönlendirme Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi | İntihara Yönlendirme suçu kasten işlenebilen bir suçtur, ihmali davranışla işlenemez. |

İntihara Yönlendirme Suçu Örnekleri
- İntihara yönlendirme suçuna örnek vermek gerekirse; fail A ile mağdur B’nin 10 yıllık bir evlilikleri olduğunu düşünelim. Mağdur B’nın internet üzerinden tanıştığı bir kişiyle görüşmeler yaptığını hatta birlikte pansiyonda bir gece kaldığını bunları öğrenen A’nın ise kayınvalidesini arayarak her şeyi anlattığını varsayalım. Annesinin kendisini araması ile eşinin her şeyden haberi olduğunu öğrenen B’nin A’yı arayarak “Öyle bir şey yok” diye yalanladığı, A’nın ise buna karşılık “Seni gelirsem silahla vuracağım, ben gelmeden kendini vur, bu işi bana bırakma, beni bir daha arama.” dediği olayda failin eylemi intihara azmettirme olarak nitelendirilecektir.
- Bir başka örnek ise, aklında intihar etme düşüncesi bulunan A’nın Ankara’daki polis merkezine giderek silahı kendi başına dayadığı bir olayda kolluk kuvvetlerinin yardım etmeye çalıştığını varsayalım. Ancak A’nın “Bana karışmayın yoksa sizi de vururum.” Diyerek tehditvari sözleri neticesinde, kolluk kuvvetlerinin müdahale edemediğini düşünelim. Bu durumda A’nın kolluk kuvvetlerinin önünde kendisini öldürdüğü bir olayda kolluk kuvvetleri herhangi bir şekilde engel olamadığı için intihara yönlendirme suçundan ceza almayacaktır.
- Son bir örnek vermek gerekirse, iki arkadaş olan C ve D şahıslarını düşünelim. Arkadaşlardan birisi majör depresyon tedavisi görmekte olup, psikiyatriye giderek günlük ilaç kullanmaktadır. Ancak yaşama isteği olmadığından sürekli arkadaşına bahsetmektedir. Arkadaşı ise artık dayanamayıp gerçekten ölmek isteyip istemediğini sorar. Akabinde intihar etme düşüncesi olan arkadaşına istersen sana yardım ederim diyerek bir şişe zehir verdiğini düşünelim. İntihar etme düşüncesi olan kişinin bu zehri içerek intihar ettiği olayda sanık intihara yönlendirme suçundan yargılanacaktır.
İntihara Yönlendirme Suçunun Özel Görünüşleri
- Teşebbüs : Kural olarak bir kişi hakkında cezaya hükmedilebilmesi için bu davranışların ceza kanununda yasaklanan suçlardan olması gerekir. Eğer fail suç işleme kastıyla hareket etmesine rağmen elinde olmayan sebeplerle suçu gerçekleştiremezse teşebbüsün varlığından bahsedilir. Ancak intihara yönlendirme suçu seçimlik hareketli bir suç olmasının yanı sıra neticesi harekete bitişik bir suçtur. Bu suçlarda ise kural olarak teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bununla birlikte suçun tamamlanmış olması için kişinin intihara teşebbüs etmesi de şart değildir. Bu nedenle icra hareketlerinin gerçekleşmesi suçun tamamlanması için yeterlidir. İcra hareketleri ise TCK’nin 84. Maddesinde yer alan azmettirme, teşvik etme, yardım etme gibi hareketlerdir. Ancak doktrindeki bazı yazarlar mağdurun intihara kalkışma anında suçun tamamlandığından bahsettiğinden suça teşebbüsün mümkün olduğundan bahseder. Failin mağduru intihardan vazgeçirmesi halinde de teşebbüsten söz edildiğinden söz etseler de kural olarak intihara yönlendirme suçunda teşebbüs mümkün değildir.
- İştirak : İştirak esas itibariyle suça yardım etme ve suça azmettirme şeklinde iki şekilde işlenebilir. Azmettirme aklında suç işleme düşüncesi olmayan bir kişinin başka biri tarafından ikna edilerek suç işlemeye karar vermesinin sağlanmasıdır. Yardım etme ise suç işleme kararı vermiş olan bir kişinin suçu işlemesi için maddi-manevi olarak katkı sağlamak şeklinde gerçekleşir. İntihara yönlendirme suçuna her türlü iştirak mümkündür. Ancak belirtilmesi gereken husus şudur ki kişinin mağdurun intiharına yardım etmesi ya da teşvik etmesi iştirak hükümlerini değil asıl fail gibi cezalandırılacağını düzenlemektedir. Örnek üzerinden ilerlemek gerekirse eğer fail mağdurun aklında intihar etme düşüncesi yoksa ve ona intiharın ahiret hayatında önüne güzellikler getireceğini vaat ederek güzellediyse burada intihara yönlendirme suçundan bahsedilir. Ancak boynuna ipi geçiren mağdurun ayağının altındaki sandalyeyi teklemeyerek ölümüne neden olduysa kasten insan öldürme suçunun varlığından söz edilir.
- İçtima : Fail, bir suç işleme kararının icrasını yaparken, aynı kişiyi farklı zamanlarda intihara yönlendirirse, zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Ancak fail tek bir eylemi ile birden fazla kişiyi intihara sürüklerse aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanacaktır. Nitekim bu husus 5237 sayılı TCK’nin 84/2. Maddesinde de yer almış olup, yasa hükmüne göre verilecek ceza da temel cezaya göre daha fazla olacaktır. Nitekim böyle bir durumda kişiye verilecek ceza 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Ancak burada mağdurların belli kişiler olması önemlidir. Zira aksi halde TCK m. 84/3 çerçevesinde değerlendirilmesi gerekecektir. İçtima bakımından incelenmesi gereken bir diğer husus ise, zincirleme suçtur. Zira bu suç TCK m. 43/1 bağlamında zincirleme suç şeklinde de işlenebilir. Mesela, failin intihara azmettirdiği kişi, ilacı içer fakat ölmezse, bu defa bu kişinin eline silah vermek suretiyle intihar etmesinin istenmesi halinde intihara yönlendirme suçu zincirleme suç şeklinde işlenmiş olur ve bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır. İlaveten intihardan sonra cesedin gizlenmesi, gizlice gömülmesi gibi hareketler bağımsız suç teşkil etmektedir.
Uzlaşma, Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
- Uzlaşma : Uzlaşma ile amaçlanan bir uzlaştırmacı huzurunda fail ve mağdurlar bir araya getirilerek iletişim yolu ile aradaki uyuşmazlıkların giderilmesidir. Uzlaştırma kapsamındaki suçlar kanunda tadadı olarak sayılmıştır. Bunlar basit kasten insan yaralama, taksirle insan yaralama, kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi, tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal etme, iş ve çalışma hürriyetini ihlal etme, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, suç eşyasının satın alınması ve satılması, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçları olarak sıralanmaktadır. Ancak intihara yönlendirme suçu uzlaşma kapsamında olan bir suç değildir.
- Adli Para Cezasına Çevirme : Adli para cezaları, mahkemenin, suçun failine verilen hapis cezasının süresine göre belirlenecek bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesi konusunda karar vermesi ve failin hapis cezasından kurtulması durumudur. Burada bir hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için verilen cezanın bir yılın altında olması gereklidir yani bu çevirme ancak kısa süreli hapis cezalarında mümkündür. Bazı durumlarda hapis cezasının bir kısmı para cezasına dönüştürülür ve fail hem hapis cezası hem de para cezasına çarptırılır. İntihara yönlendirme suçunda ise hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Nitekim suçun alt sınırı 2 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak yargılama sonucunda bir yıl ya da daha az süreli hapis cezasına hükmedilirse bu ceza adli para cezasına çevrilebilecektir bu da intihara yönlendirme suçunda mümkün değildir.
- Erteleme : Erteleme bir kişi hakkında hapis cezasına hükmedildikten sonra infazının ertelenmesi olarak adlandırılır. Kişi deneme süresi içerisinde iyi halli olarak hareket ederse cezaevine hiç girmeden cezası infaz edilmiş sayılır. Yani kişi hakkında hükmedilen cezanın infazı belirli bir süre geri bırakılır ve o süre içerisinde herhangi bir suç işlenmediği takdirde de infaz edilmiş sayılır. Erteleme kararı kapsamında mahkeme tarafından yargılaması yapılan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte kişiye belirli bir hapis cezası da verilmiştir. Ancak mahkeme kişiye vermiş olduğu bu hapis cezasını, kişi ceza infaz kurumuna girmeden, şartlı olarak vazgeçilmesi yoluna gidilebilir. Bu durumda hapis cezasının ertelenmesinden bahsedilecektir. Erteleme, TCK m. 51/1’de; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır” şeklinde düzenlenmiştir. Erteleme sonuç ceza (hükmolunan ceza) üzerinden yapılacağı için 84. maddenin 1. fıkrasında alt sınırdan ceza verildiği zaman hem on sekiz yaşını doldurmuş ve altmış beş yaşını bitirmemiş olan kişiler hem de on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından erteleme mümkün olabilecektir. TCK m. 84/2 çerçevesinde alt sınırdan ceza verildiği zaman ise erteleme mümkün değildir.
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı : Ceza Muhakemeleri Kanununa göre hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için sanığın suçun işleniş biçimi, suçun işlenişindeki amaç ve saikler, yanında sanığın kişiliği, yaşayışı, iş ve güç durumu vb. durumlar önem arz eder. Bu durumların değerlendirilmesi sonucu mahkeme kişinin gelecekte topluma zarar doğurmayacağına kanaat getirmesi halinde bu kararı verebilir. HAGB alan sanığın belli süreler içerisinde başka bir suça karışması durumunda cezası uygulanabilir hale gelecek ve hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır. Bununla birlikte yapılan son değişikliklere göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı artık sanığın rızasına bağlı olmaktan çıkarılmış olup bu karara karşı itiraz değil istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Bununla birlikte 2 yıl ve altında ceza alan suçlarda HAGB kararı verilmesi mümkün olduğundan intihara yönlendirme suçu açısından, 84.maddenin 1. fıkrasındaki alt sınırdan ceza verildiği zaman HAGB kararı mümkün olabilecektir. Ancak nitelikli halleri açısından HAGB kararı verilmesi mümkün değildir.
Soruşturma ve Kovuşturma Evresi
Soruşturma Evresi
Mağdur ya da suçtan zarar gören kişinin şikayetçi olması Cumhuriyet Savcılığı’na yapacağı başvuru ya da kolluk kuvvetlerine yapacağı ihbar ile gerçekleşir. Bu şikayet neticesinde Savcılığa intikal eden dosyanın savcılıkta işlem görmesi soruşturma evresinin neticesidir. Göçmen kaçakçılığı suçu şikayete bağlı bir suç olmadığı için Cumhuriyet Savcılığı tarafından resen soruşturulması gerekmektedir. Bu nedenle hem soruşturma evresi hem de kovuşturma evresinde mağdurun şikayetçi olmasına gerek yoktur. Hal böyleyken şikayetten vazgeçmenin de dosya üzerinde bir etkisi olmayacaktır.
Cumhuriyet savcısının şüpheli şahsın suçu işlediğine dair yeterli somut delilleri toplaması ve yeterli şüpheye ulaşması ile iddianame düzenlenir. Bunun aksi durumunda yeterli şüphe oluşmadığında Cumhuriyet Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir. Bu karara karşı tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilebilir. İtiraz kabul edilirse dosya doğrudan kovuşturma evresine geçmez, tekrar soruşturma evresinde incelenir. İtiraz reddedilirse dosya kapanır. İtirazı inceleyecek olan merci Sulh Ceza Hakimliğidir. Her koşulda iddianame düzenlendiği takdirde dosya kovuşturma evresine geçecektir. Soruşturma evresinde şüpheli konumunda olan fail de kovuşturma evresinde sanık konumuna geçecektir.
Kovuşturma Evresi
Kovuşturma evresi; görevli ve yetkili mahkemenin Cumhuriyet Savcılığı’nın sunduğu iddianameyi kabul etmesi ile başlar ve yargılama sürecini ifade eder. Kovuşturma evresi mahkeme tarafından yürütülmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere soruşturma evresinde şüpheli olan şahıs kovuşturma evresinde sanık olarak isimlendirilir. Kovuşturma evresinde sözlü yargılama yapılır ve yargılamalar duruşmalı olarak ilerler. Duruşmada sanık ve sanık vekili dinlenir bunun yanı sıra müşteki yani şikâyet eden kişi de dinlenir. Ayrıca müşteki sıfatına sahip olan taraf, katılma talebi sunduğu takdirde mahkemenin kabulü ile katılan sıfatına sahip olur.
Sanığa verilecek ceza kovuşturma evresinin sonunda belirlenir. Ancak sanık bu aşamadan önce kendisine isnat edilen suçu ve cezasını tam olarak öğrenmiş olmalıdır. Ayrıca cezalandırılması için de suçu işlediği sabit olmalıdır. Örneğin göçmen kaçakçılığı suçunun faili olarak iki şüpheli varsa ancak hangisinin suçu işlediği sabit değilse her ikisi de beraat edecektir. Bununla birlikte, kovuşturma evresi neticesinde verilecek kararlar beraat, HAGB hatta zamanaşımına uğradığı takdirde davanın düşmesi şeklinde sıralanabilir. İntihara yönlendirme suçunun kovuşturma evresi tamamlandığında sanığın suçu işlediği sabit ise verilecek ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak belirlenecektir. Artırım ve indirim nedenlerinin uygulanması da mahkemenin takdirine kalacaktır.

İntihara Yönlendirme Suçunda Gözaltı ve Tutukluluk
Bir kişi hakkında gözaltı kararı verilebilmesi için bu kişi hakkında somut delillerin var olması gerekir. Cumhuriyet Savcılığı gözaltı kararı verir vermez kişinin fotoğrafı çekilir ve parmak izi alınır. Aynı zamanda şüphelinin kendisine gerekli bilgiler verilmeli ve hekime götürülerek muayenesinin yapılması gerekir. Gözaltı süresi her ne kadar Olağanüstü Hal Durumlarında (OHAL) 30 güne kadar çıksa da uluslar arası bir sözleşme olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde en fazla 4 gün olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte kişinin tek başına işlediği suçlarda belirlenen gözaltı süresi ile toplu olarak işlenen suçlarda gözaltı süreleri birbirinden farklı olarak düzenlenmiştir. Bunlarda 24 saati geçmemesi öne sürülmüştür. Toplu olarak işlenen suçlarda (birden fazla sanığı olan) bu süre 4 güne kadar uzatılmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nu madde 91’de geçen fıkrada mülki amirlerin talimatı ile belirlenen bazı kolluk amirlerine bir kişiyi 24 saate kadar gözaltına alma yetkisi verilmiştir. Bu yetki tabi ki suçlara göre belirlenmektedir. İntihara yönlendirme suçunda da, savcının gözaltı kararı ile failin gözaltına alınması mümkündür.
Tutuklama kararı ise Ceza Muhakemesi Kanunu madde 100 ve devamındaki maddelerinde düzenlenmiştir. Tutuklama suç işlendiğine ilişkin kuvvetli, yoğun kuşku bulunan bir kişinin özgürlüğünün kesin hüküm öncesi mahkeme kararı ile kısıtlanmasıdır. Tutuklamanın amacı ceza yargılamasının yapılmasını sağlamaktır. Ayrıca sanığın ileride olabilecek bir infazı da gerçekleşmiş sayılacaktır. Önemle belirtilmelidir ki tutuklama kararını verebilecek tek merci mahkemelerdir. Cumhuriyet savcılıkları tutuklama kararı veremez yalnızca tutuklanmayı talep edebilir. Tutuklama kararının verilemeyeceği birtakım durumlar kanun kapsamında düzenlenmiştir. Örneğin kişi hakkında yalnızca adli para cezasını gerektiren bir suçtan dolayı yargılama yapıldı ve buna ilişkin ceza verildiyse tutuklama kararı verilmez. Bununla birlikte vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar dışında en fazla 2 yıl hapis cezası belirlenen suçlar hakkında da tutuklama kararı verilemez. İntihara yönlendirme suçunda da tutuklama kararı verilmesi mümkündür. CMK 102/1gereğince intihara yönlendirme suçunda tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir. Tutuklamanın somut koşulları bulunmaktadır. Bu koşullar şu şekilde sıralanabilir:
- Kuvvetli suç şüphesi bulunmalıdır.
- Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
- Tutuklama, somut olayda orantılı bir tedbir olmalıdır.
İfade, Savunma ve Yargılama Süreci
İfade, kişi hakkında yapılan suç duyurusu ve şikayet nedeniyle olay hakkındaki bilgi ve savunmasının alınması için yapılan bir usuldür. Ancak intihara yönlendirme suçu şikayete tabi bir suç değil resen araştırılması gereken bir suçtur. Bu nedenle, resen soruşturulması yapılan bir suç hakkında kişinin ifadesi alınır. Eğer şüpheli şahıs ifadeye gitmiyorsa bu durumda hakkında yakalama kararı çıkarılacaktır. İfade kolluk görevlileri tarafından alınabileceği gibi bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından da alınabilir. Buna benzer şekilde sorgu ise şüpheli ya da sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda kovuşturma evresinde suç hakkında dinlenmesidir.
Savunma hakkı ise şüpheli ya da sanığın en önemli haklarından biri olup irade özgürlüklerini ifade etmektedir. Çünkü kişi üzerine isnat edilen suç hakkında kendisini savunabilmelidir. Bu nedenle kişiye ayrıntılı olarak üzerine isnat edilen suç anlatılır. Ayrıca kendisini savunabilmesi için belirli bir süre de kişiye verilmektedir. Şüpheli şahıs kendisini bizzat savunabileceği gibi bir avukatın yardımından da yararlanabilir. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu noktada destek vermekteyiz. İntihara yönlendirme suçu işlendiği takdirde koruma tedbirlerinin uygulanması da mümkündür. Örneğin taşınmazlara ya da hak ve alacaklara el konulabilir. En önemlisi de kişinin teknik araçlarla izlenmesi mümkün hale gelir. Suçun örgüt kapsamında işlenmesi halinde tanık koruma programından yararlanılması da mümkün olur. Tanık yalnızca suçun mağduru değil aynı zamanda bu kişinin yakınları da olabilir. Yargılama 5235 sayılı kanunun 10, 11, 12. Maddeleri uyarınca asliye ceza mahkemelerinde yürütülecektir.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
- Şikayet Süresi : Şikayete tabi suçlar; bir suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için mağdur ya da suçtan zarar gören kişinin şikayetçi olması şartı aranan suçlardır. Kural olarak şikayet süresi 6 ay olarak belirlenmiştir. Yani ilgili kişi 6 ay içerisinde şikayette bulunmadığı takdirde suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Süre fiil ve failin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Ancak intihara yönlendirme suçu şikayete tabi bir suç değildir. Cumhuriyet Savcılığı tarafından resen soruşturulması gerekmektedir. Bu yüzden şikayet sürelerinin de bu suç kapsamında bir önemi bulunmamaktadır.
- Zamanaşımı : 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nu madde 66’da dava zamanaşımı adı verilen kurum düzenlenmiştir. Kural olarak zamanaşımı süresinin dolması ile dava düşer ve yargılama sona erer. Ayrıca kanuna göre zamanaşımı süreleri belirlenirken ceza bu surette tayin edilir. Örnek vermek gerekirse bir suç hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alınması gerekiyorsa zamanaşımı süresi 30 yıl olarak belirlenmiştir. Bunun dışında beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlar için zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir. Özetle zamanaşımı süresinin dolması ile mahkemelerin dava konusu suç hakkında yargılama yapması mümkün değildir. İntihara yönlendirme suçunda ise zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir.
- Etkin Pişmanlık : Etkin pişmanlık, kişilerin işledikleri suçtan sonra kendi iradeleri ile pişman olması, suçtan dolayı meydana gelen olumsuzlukların giderilmesi ve adalete katkı sunması ile bazı ceza indirimleri öngören bir kurumdur. Etkin pişmanlığın söz konusu olabilmesi için bahse konu suçun kanunda sayılan suç tiplerinden biri olması gerekir. Ayrıca hüküm verilene kadar verilen zarar giderilmelidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 168. Madde hükmüne göre; suç tamamlandıysa ancak bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadıysa, fail, azmettirici, yardım eden şahısların pişmanlık göstermesi halinde etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. Bu kişilerin bizzat pişmanlıklarını göstermesi gerekir şöyle ki vermiş olduğu zarar maddi olarak giderilebiliyorsa aynen geri verilmesi ve tazmin edilmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda verilecek cezanın üçte ikisine (2/3) kadarı indirilmektedir. İntihara yönlendirme suçu için ise etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabileceği gibi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle intihara yönlendirme suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
- Görevli Mahkeme : İntihara yönlendirme suçu ile ilgili görevli mahkeme, 5235 sayılı Yasanın 10, 11 ve 12. maddesi ile suç için kanunda öngörülen cezanın alt sınırı itibariyle Asliye Ceza Mahkemesidir. Bu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olsa dahi bu durumda görevli mahkeme yine Asliye Ceza Mahkemesi olacaktır. İntihara yönlendirme suçunda yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı veya mahkeme ise, suçun işlendiği yerdeki yargı yeri suç kapsamında yetkili olacaktır. Ancak işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacaklarından bu durumda görevli mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesi olacaktır.
İntihara Yönlendirme Suçu Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar: 2018/1963
Sanık … hakkında; suç tarihinde 18 yaşından küçük olan katılan …‘yı intihara yönlendirme ve eziyet suçlarından açılan kamu davalarında, 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçların zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nun 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMUK’nun mağdur … katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar: 2018/547
A) Sanıklar … ve … hakkında intihara azmettirme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanıkların eylemleri bir bütün halinde intihar kararını kuvvetlendirme olarak vasıflandırılıp, suç tanımının “intihara yönlendirme” olarak yapılması gerekirken, “intihara azmettirme” olarak belirlenmesi, yasaya aykırı görülmüş ise de; sonuca etkisi bulunmayan seçimlik hareketlerin karıştırılmasından ibaret olan bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararda geçen “intihara azmettirme” ibarelerinin “intihara yönlendirme” şeklinde düzeltilerek onanmasına,
B) Sanıklar … ve … hakkında intihara yönlendirme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde ise; Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; müntehir … ile sanık Makbulenin kardeşi, …‘un ise kayınbiraderi olan …‘nın evlendikleri, ilişkiye girmek istediklerinde …‘nın ereksiyon olamaması nedeniyle …‘in vajinasına parmak soktuğu, kanama olmadığını görünce onu bakire olmamakla suçladığı, diğer sanıklar … ve …‘yi de alarak hastaneye götürüp muayene ettirmek istedikleri, adli vaka olmadığı gerekçesiyle gittikleri hastanelerden olumsuz cevap aldıkları, daha sonra ailesine götürdükleri, durumu annesine anlatıp eve geri döndükleri, bu arada …‘nın …‘e kağıtlar yazdırıp, beyanlarını ses kaydına aldığı, ertesi gün … ve …‘in birlikte sanıkların 11. katta bulunan evlerine gittikleri, …‘nın sanıklara olayları anlatıp, yakındığı sırada …‘in sanıkların evinin balkonuna çıkıp aşağıya atlamak suretiyle intihar ettiği, otopsi raporuna göre, halen bakire olduğu anlaşılan olayda; sanıkların kendilerine anlatılan olayları dinlemekten başka icra hareketi sayılabilecek bir eylemleri ve olayda atfı kabil kusurları bulunmadığı gözetilerek beraatlerine karar verilmesi yerine, yanılgılı değerlendirme ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyetlerine karar verilmesi bozma nedenidir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar: 2014/1248
Dosya kapsamına göre, mağdur Metin ile haklarında verilen hüküm kesinleşen D. ve M.’nın birlikte işledikleri “nitelikli öldürme”, “yağma” ve “hürriyeti sınırlama” suçlarından hükümlü olarak aynı cezaevinde bulundukları, D. ve M.’nın, yanlarına yine hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olan E. ve sanık E.’i de alarak, sürekli baskı altında tuttukları mağduru, kendileri yararına kantin alışverişi yapmaya zorladıktan, olay günü mağdurun parasının kalmaması sebebiyle sanıkların isteklerini yerine getiremediği, bunun üzerine, sanıkların hep birlikte bahçeye çağırdıkları mağduru darp etmeye başladıkları, temin ettikleri bir çamaşır ipini mağdurun kalmış olduğu koğuşun pencere demirine bağladıkları, ardından “intihar etmezsen seni öldürürüz” diyerek, buldukları tabureyi asmış oldukları ipin altına koydukları, mağduru tabureye çıkıp kendisini asması için yoğun bir baskı uygulayarak zorladıkları, nihayet tüm bu baskılardan bunalan mağdurun tabureye çıkıp boynuna ipi geçirdiği, tabureye vurduğu tekmeyle birlikte boynundan sallanmaya başladığı, bu esnada paniğe kapılan sanıkların ipi kesmek suretiyle mağduru kurtardıkları olayda,
Mağdurun kendi iradesi ile değil, sanık E.’in de içinde bulunduğu grubun fiili ve psikolojik baskı ve zorlamaları sonucu intihar ortamına sürüklendiği, bu durumda ölümün gerçekleşmesi halinde TCK’nun 84/2-son maddesi uyarınca “kasten öldürme” suçundan, ölümün sanıktan kaynaklanmayan bir nedenle gerçekleşmemesi halinde “öldürmeye teşebbüs” ten neticenin bizzat sanık tarafından engellenmesi halinde ise TCK’nun 36. maddesi uyarınca “kasten yaralama” suçundan hüküm kurulması gerektiği, somut olayda neticenin sanık tarafından engellendiği anlaşıldığı halde, sanığın, “kasten yaralama” suçundan, TCK’nun 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saik gibi hususlar göz önünde bulundurularak, üst sınırdan bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde “intihara yönlendirme” suçundan hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA karar verilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 20/01/2020 Tarihli 2019/3668 E. 2020/166 K. Sayılı Kararı
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın kızı maktulenin cep telefonu ile yaptığı görüşmelerden şüphelenerek, kızından cep telefonunu kendisine vermesini istediği, maktulenin cep telefonunu vermeden önce silme işlemi yapması üzerine kendisini basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte darp ettikten sonra “kendini ispatla, ya sen kendin intihar edecek-sin, ya da ben seni döve döve öldüreceğim” diye söyleyip evden ayrıldığı, bir süre sonra maktulenin av tüfeğiyle kendisini vurarak intihar ettiği olayda, sanığın olay öncesi maktuleye karşı sarf etmiş olduğu sözlerin içeriği dikkate alındığında, sanığın eyleminin TCK’ nin 87/4-son maddesindeki cebir veya tehdit kullanmak suretiyle intihara mecbur etme niteliğinde olmayan TCK’nin 84/3 maddesindeki intihara teşvik niteliğinde olduğu ve bu suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini…
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 15/01/2020 Tarihli 2019/3055 E. 2020/117 K. Sayılı Kararı
Mağdur Halil İbrahim’in alınan beyanlarına göre; sanıklar Bayram, Kenan ve İlker’ in kendisini tehdit ederek intihar etmeye zorladıklarını, bu haliyle sanıkların eylemlerinin TCK’nin 84/4. maddesinde yazılı kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik karan verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması…
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 25/11/2019Tarihli 2019/3162 E. 2019/5135 K. Sayılı Kararı
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, maktul Ahmet ile ayni otelde alınan ve ailece görüştükleri anlaşılan sanık Seray’ın, olaydan önce 30/10/2013 tarihinde evinden bir miktar dövizin alınması nedeniyle polis merkezine başvurarak paranın ve anahtarın yerini bildiği için ölenden şüphelendiğini beyan ederek şikayetçi olduğu, tanık anlatımlarına göre de, sanığın arkadaşı Ahmet’i, “Paramı getireceksin, seni rezil ederim, getirmezsen tek çaren ölümdür” diyerek tehdit ettiği, ölen Ahmet’in bu durumu gurur meselesi yaparak bunalıma girdiği ve cep telefonunda “Maviş” olarak kayıtlı olan sanığa, “Maviş iyi düzen kurmuşsun helal olsun, ben senin dediklerini yaptım ama paranı asla almam, beni hırsızlıkla suçlayamazsın ben Ahmet ustayım telefonunu açık tut sana bir sürprizim var” seklinde mesaj attığı ve sonrasında da Manavgat Köpüsünden ırmağa atlayarak intihar ettiği olayda; Evinden hırsızlık yapıldığı iddiasında olan sanığın, uzun süredir arkadaşlık yaptığı Ahmet’ten şüphelendiğini beyan ederek şikayetçi olması ve bu bağlamda öleni tehdit etmekteki kastinin essen falindigini öne sürdüğü parayı geri almaya yönelik olduğu, durumu gurur meselesi yaparak bunalma giren Ahmet’in intihar etmesiyle sonuçlanan olayda TCK’nin 84. maddesinde düzenlenen intihara yönlendirme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi…
İntihara Yönlendirme Suç Duyurusu Dilekçesi
(Suçun İşlendiği Yer) CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ : İsim Soyisim (TC Kimlik No) – (Adres Bilgileri)
VEKİLİ : Av. Umur YILDIRIM
Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. No:2 Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat:4 Daire:7, 06530 Çankaya
ŞÜPHELİ : İsim Soyisim (TC Kimlik No) – (Adres Bilgileri)
SUÇ : İntihara Yönlendirme Suçu (TCK Madde 84)
SUÇ TARİHİ : …/…/…
SUÇ YERİ : (…)
KONU : Şüpheli şahıs hakkında işlemiş olduğu intihara yönlendirme suçu nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma neticesinde şahıs hakkında kamu davası açılması taleplerimizi havidir.
AÇIKLAMALAR
- Giriş kısmında müvekkilin kim olduğu, şüpheli şahsın kim olduğu, tarafların nasıl tanıştığı ve iletişime geçtiği gibi hususlar ayrıntılı olarak anlatılır. Bununla birlikte suç nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi-manevi zarar da giriş kısmında özetlenebilir.
- Şüpheli şahsın, suça yönelik eylemlerinin ne şekilde işlediği ayrıntılı olarak anlatılır. Yaşanılan olaydan bahsedildikten sonra ayrıntılı olarak deliller sunulur. Aynı zamanda ek olarak bu delillerin sunulması gerekmektedir. Şüphelinin maktulü nasıl ölüme sürüklediği ne şekilde ikna ettiği ayrıntılı olarak anlatılır.
- Sonuç kısmında ise dilekçenin ekinde yer alacak deliller toparlanır. Gerekli görüldüğü takdirde suça ilişkin açıklamalara ve mahkeme kararlarına yer verilir.
HUKUKİ SEBEPLER : TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Tanık, yemin, sözleşmeler, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli şahıs hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz. (Tarih)
Müşteki Vekili
Av. Umur YILDIRIM
(e-İmza)
İntihara Yönlendirme Suçu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
- TCK’nin 84 maddesi nedir?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. Maddesi “İntihara yönlendirme” başlığını taşır. Madde kapsamında düzenlendiği üzere bir kişinin; bir başka kişiyi intihar etmeye azmettirmesi, teşvik etmesi, aklında intihar düşüncesi olmayan bir kişiye bu düşünceyi aşılaması, aklındaki intihar kararını kuvvetlendirmesi hatta intihar etmesi için ona yardım etmesi halinde intihara yönlendirme suçundan cezalandırılması gerekmektedir. Suçun temel halinin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir.
- İntihara teşebbüs suçu takibi şikâyete bağlı mı?
TCK’nin 84. Maddesinde düzenlenen suç intihara yönlendirme suçudur. Yani bir kişinin intihar etmeye teşvik edilmesi, intiharına yardım edilmesi gibi haller madde kapsamında suç olarak sayılmıştır. Bu suçun takibi şikayete bağlı değildir, resen soruşturulur. Ancak intihara teşebbüs etmek ise Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak sayılmamıştır. Bu nedenle şikayet edilmesi de mümkün değildir.
- Alenen teşvik ne demek?
Alenen teşvik ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84/3. Maddesinde düzenlenmiş olup verilecek cezada ağırlaştırıcı neden olarak uygulanmaktadır. Eylemin alenen gerçekleşmesi halinde bir çok kişi söylemleri ya da fiilleri duyup algılayabiliyor anlamına gelmektedir. Ancak intihar hakkındaki görüşlerin açıklanması alenen teşvik için yeterli değildir. Telkinde bulunulması gerekmektedir.