Yaş düzeltme davası; kişinin yaşının ve doğum tarihinin nüfus kütüğüne maddi hata sonucu yanlış yazılması üzerine yetkili mahkeme kararı ile düzeltilmesi için açılan özel hukuk dava türüdür. Yaş düzeltme davası, bir diğer ifadeyle yaş tahsisi davası, kişinin kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu durumlarda açılan davadır. Uygulamada yaş düzeltme davasına genellikle evlilik, askerlik, eğitim, emeklilik gibi nedenlerde yaşanan hak kayıpları için açılır. Yaşın düzeltilmesinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile ancak mümkündür. Harici yaş düzeltme mümkün değildir. Bu nedenle yaş büyütme veya yaş küçültme davası açılır. Bu şekilde nüfus kaydının değiştirilmesi için mutlaka kesinleşmiş mahkeme kararı olması gerekmektedir. Yaş tahsisi davası ile yaş düzeltme davası aynı anlama gelmektedir. Bu nedenle yaş düzeltme davası karşımıza yaş tahsisi davası olarak da çıkmaktadır. Yaş düzeltme davası uygulamada yaş tahsisi davası, yaş küçültme davası, yaş büyültme davası olarak karşımıza çıkabilmektedir. Yaşın önemine dair Kanunların bazıları şunlardır;
- 1111 sayılı Askerlik Kanununun, “yaşlarını değiştirenler” başlıklı 81. maddesinde kural olarak; “Askerlik çağına girdikten sonra yaşlarını değiştirenlerin yaşlarında yapılan değişikliğin askerliklerine tesiri yoktur…”
- 5434 sayılı TC. Emekli Sandığı Kanununun 105. maddesi ile, yaş düzeltmesi için 18 yaş sınırını getirmiştir. Yaş düzeltmeleri 18 yaş doldurmadan yapılmışsa geçerli sayılacak, sonraki düzeltmeler anılan Yasa açısından dikkate alınmayacaktır. Bu düzenleme ile de yaş düzeltme kararlarına sınırlı bir geçerlilik tanındığı görülmektedir.
- 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 66. maddesi hükmünde; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının sigortalının bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri… esas tutulur.” Madde, açıkça yaş düzeltmesinden söz etmese de, ilk defa çalışılmaya başlayan tarihteki nüfus kütüğünde yazılı kayıtların gözetileceğinin belirtilmiş olması karşısında benzer sonuca ulaşılmaktadır.
- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 120/2. maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. Bu hükme göre; “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.”
Ülkemizde uzun yıllardan beri kişilerin nüfusa geç kaydedilmesi şeklindeki durumlarla karşılaşılmakta olup, bu durum kişilerin gerçek yaşlarının nüfusta farklı şekilde görülmesi ve bunun sonucunda da hayatlarının ileriki dönemlerinde çeşitli sorunlarla karşılaşma riskini beraberinde getirmektedir. Kişilerin yapmış oldukları hukuki işlemlerin akıbeti bu sorunların başında gelmektedir. Yaş düzeltme davası bir çok davayı etkileyen bir dava türüdür. Zira bir çok işlemde yaş şartı vardır. Yaş düzeltme davaları uygulamada büyük önem taşımaktadır. Özellikle askerliğe giriş, emeklilik, evlilik, eğitim, sınav, daha az ceza almak ve memuriyete girme gibi durumlarda kişilerin nüfus kayıtlarındaki yaşlarının doğruluğu büyük öneme sahiptir.

Yaş Düzeltme Davası Nedir?
Yaş düzeltme davası, kişinin kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu durumlarda asliye hukuku mahkemesine açtığı davadır. Özü itibariyle bir çeşit nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır diyebiliriz. Yaş düzeltme davası ile çeşitli tıbbi, biyolojik ve fizyolojik veriler uzmanlar tarafından incelenir ve raporlanır, tanık beyanı gibi deliller ile ortaya konulan somut olgular hakim tarafından değerlendirilir ve mahkemece kimlik yaşının hatalı olduğuna ve gerçek yaşı yansıtmadığına kanaat getirilmesi halinde nüfus kayıtlarındaki doğum tarihi kaydının ve dolayısıyla da yaşın değiştirilmesine karar verilir. Yaş tahsisi davası, bir diğer ifadeyle yaş düzeltme, kişinin kimlik yaşının gerçek yaşından farklı olduğu durumlarda açılan davadır. Nüfus kaydında yer alan bilgilerin gerçek durumu yansıtmaması daha çok doğum tarihi ve buna bağlı olarak da yaş hususlarında söz konusu olmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36 ‘ya göre ise, Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir, değiştirilir, boş bırakılır veya silinir. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır.
Nüfus kaydında yer alan bilgilerin gerçek durumu yansıtmaması daha çok doğum tarihi ve buna bağlı olarak da yaş hususlarında söz konusu olmaktadır. Yakın geçmişimize kadar, özellikle kırsal kesimde, çocuklar nüfusa geç veya erken ya da diğer kardeşleriyle birlikte kaydedilme nedeniyle kayıtlar gerçek yaş durumunu yansıtmayabilmekteydi. Yapılan bu yanlışlar, kişilerin yaşamında bazı sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Örneğin, kişi bazı ruhsat işlemlerini yapabilmek adına çocuğunun yaşını erken olarak nüfusa kaydettirilmekte, ancak ileri yaşlara gelindiğin de, bazen, bazı sınavlara girmek için yaş üst sınır öngörüldüğünden kişi, sınava girememektedir. Bunun yanında güncel bir konu olarak, bedelli askerlikten yararlanma bakımından da gerçek yaşı nüfusta yazmayan kişiler sorun yaşamış ve bedelli askerlik imkanından yararlanamamıştır. Bu gibi nedenlerle yaş değişikliği davası son derece önem arz etmektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun m. 218/2 hükmünde bulunan, “Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.” şeklindeki düzenleme uyarınca kanun koyucu, ceza mahkemelerine kovuşturma aşamasında yaş düzeltilmesi konusunda özel bir yetki vermiştir.
Yaş Tahsisi Davası Açılmadan Yaş Düzeltilebilir mi?
Yaş düzeltme işlemi yapılması Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. Maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmünce kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kaydının düzeltilmesi mümkün değildir. Ancak madde hükmüne göre aile kütüklerine tescil esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğü tarafından dayanak belgesine uygun olarak düzeltilebilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus nüfus müdürlüklerince yapılacak düzeltmelerin sadece maddi hatalar olmasıdır. Yaş düzeltme nüfus müdürlüğü tarafından yapılabilecek bir düzeltme değildir. Yaş düzeltme talepleri sadece mahkeme kararı ile yapılabilecek işlemler arasında olmaktadır.
Yaş Düzeltme Davası Şartları
Nüfus kaydında yer alan bilgilerin gerçek durumu yansıtmaması daha çok doğum tarihi ve buna bağlı olarak da yaş hususlarında söz konusu olmaktadır. Yakın geçmişimize kadar, özellikle kırsal kesimde, çocuklar nüfusa geç veya erken ya da diğer kardeşleriyle birlikte kaydedilme nedeniyle kayıtlar gerçek yaş durumunu yansıtmayabilmekteydi. Yapılan bu yanlışlar, kişilerin yaşamında bazı sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Örneğin, kişi bazı ruhsat işlemlerini yapabilmek adına çocuğunun yaşını erken olarak nüfusa kaydettirmekte, ancak ileri yaşlara gelindiğinde, bazen, bazı sınavlara girmek için yaş üst sınır öngörüldüğünden kişi, sınava girememektedir. Bunun yanında güncel bir konu olarak, bedelli askerlikten yararlanma bakımından da gerçek yaşı nüfusta yazmayan kişiler sorun yaşamış ve bedelli askerlik imkânından yararlanamamıştır. Bu gibi nedenlerle yaş değişikliği davaları son derece önem arz etmektedir. Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 35’e göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.
İsim değişikliğine ilişkin davalarda kural olarak davacının haklı bir neden ileri sürmesi gerekmekle beraber kanun koyucu yaş düzeltme davalarında davanın açılabilmesi bakımından herhangi bir neden aramamaktadır. Mahkemece yaş değişikliğine karar verilebilmesi için yine de sıkı şartlar öngörülmüş bulunmaktadır. Bu şartlar;
- Kişi hastanede veya doğum evinde doğmuş olmamalıdır. (İlgili kurum kayıtları kesindir.)
- Kişinin dış görünüşü nüfusta kayıtlı yaşa uygun olmamalıdır.
- Kişinin dış görünüşü, beyan ettiği yaşa uygun olmalıdır.
- Kişi yaşını büyütmek istiyorsa, beyan edilen yaşta bir kardeş mevcut bulunmamalıdır.
- Yaşını küçültmek için, nüfusa yazımdan önceki tarihte doğduğunu iddia etmemelidir.
- Kişi daha önce yaş düzeltme yapmış olmamalıdır. Bu şartlar varsa dava açılması gerekir.
- Hastane – Doğumevinde Doğmuş Olmama Şartı
Yaş değiştirmek isteyen kişi herhangi bir hastane veya doğumevinde doğmuş olmamalıdır. Kişinin doğumuna ilişkin resmi bir evrak veya buna ilişkin bir kayıt mevcutsa ise mahkeme elindeki verilere bağlı kalarak davanın reddine karar verecektir. Doğuma ilişkin kayıtlar hastane arşivlerinden veya nüfus müdürlüklerine yapılacak başvuru üzerine kontrol edilebilmektedir.
- Dış Görünüş Şartı (Fiziksel Şart)
Yaş değiştirmek isteyen kişi, beyan ettiği yaşa uygun bir fiziksel görüntüye sahip olmalıdır. Bahsedilen yaşa ait fiziksel görüntünün mevcut olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve tespiti neticesinde beyan dikkate alınmayıp dava reddedilecektir. Bununla birlikte yargı uygulamasında beyan edilen yaşın 1-2 yaş farklı olması bu şartın gerçekleşmesi bakımından yeterli kabul edilebilmektedir.
- Kardeşe İlişkin Şart
Kişinin beyan ettiği yaşta bir başka kardeşinin mevcut olması davanın reddedilmesini gerektiren hallerden bir tanesidir. Zira yargılamada annenin hamilelik süresi dikkate alındığında aynı dönemde iki kişinin doğumunun gerçekleşmesi mantık kurallarıyla ve hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından davanın reddine karar verilecektir. Uygulamada davacının kardeşi varsa davacı ile kardeşinin doğum tarihi arasında en az 180 günlük süreye uygun olmayan düzeltme talepleri mahkeme tarafından reddedilebilmektedir. İkiz kardeşlerin dava açmaları halinde bu davaların birleştirilmesi söz konusu olacaktır. Bahsedilen bu şartlar dışında uygulamada davacıya ait resmi kurumlarda bulunan kayıtlar, (Okula başlama kayıtları, askerlik hizmetine dair kayıtlar yargılamanın sonuçlanmasında önemli fonksiyonlara sahiptir.) Ayrıca, davacı resmi hastane doğum kayıtlarının esas alınması suretiyle yaşındaki yanlışlığın giderilmesini her zaman talep edebilme hakkına sahip durumdadır.
- Yaş Düzeltme Davalarında Kemik Radyolojisi Teknolojisi
Yaş düzeltme-değiştirme davaları sırasında ilgili mahkeme, davacının kemik yaşının tespitini isteyebilir. Adli Tıp Kurumu aracılığıyla kişinin kemik yaşının tespiti gerçekleştirilir ve kemik yaşına göre mahkeme talebe ilişkin bir karar verebilir. Ancak kemik yaşına dair tespit, en geç kişinin 25 yaşına ulaşmasına kadar gerçekleştirilebilmektedir. Zira bu yaştan sonra kemiklerin gelişim göstermemesi nedeniyle yaş tespiti imkanı oldukça azalmaktadır.

Yaş Düzeltme Davası Kim Karşı Açılır?
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası’nın 36/1-b maddesi ile, aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği ve ad değişikliği halinde, Nüfus Müdürlüğü’nün bu kişinin çocuklarının baba ve ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği hüküm altına alınmıştı. Buna göre kayıt değişikliğine ilişkin davalar sadece bir defa açılabilmekteydi.” Yargıtay bu kesin sonucu kısmen olsun gidermek adına ana baba tarafından açılan değişikliklerin, ilgili kişinin açtığı dava sayılmayacağı gerekçesiyle yumuşatmıştır.
- Davacı: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a ben- dine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. Yasanın hükmünden de anlaşılacağı gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabilmesi için yasada öngörülen koşulların bulunması gerekir. Dolayısıyla ilgili resmi dairenin gösterdiği bir lüzum bulunmaması veya dava konusu olay yürütülmekte olan soruşturmayı değiştirecek nitelikte değilse Savcının kendiliğinden böyle bir dava açması mümkün değildir.” Savcılar, davaname ile birlikte, Asliye Hukuk Mahkemesinde yaş düzeltilmesi davası açabilecektir. Yaşın düzeltilmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılması niteliğinde olduğundan, yaşı düzeltilmek istenen kişi tarafından bizzat kullanılmalıdır. İradi temsil her zaman mümkündür. Ancak vekille dava açıldığında vekâletnamede bu konuda özel yetkinin bulunması gerekecektir. Fiil ehliyeti bulunmayanlar bakımından velayeten anne baba dava açabilecektir.
- Davalı: Kişisel durum sicillerinin değiştirilmesi, düzeltilmesi HMK 382 anlamında çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığından, dava hasımsız olarak açılacaktır. Ancak Nüfus Müdürlüğünün, maddi ilgili sıfatıyla duruşmada yer alması sağlanmalıdır. Ayrıca menfaati etkilenecek kişilerin de davaya dahil edilmeleri gerekecektir.
Nüfus kayıtları niteliği gereği kamu düzeninden olduğundan bu anlamda Savcılık makamlarının bu kayıtlara ilişkin araştırma ve gerektiğinde dava açma yetkisi dahi bulunmaktadır. Yaş düzeltme davalarında temel mevzuat 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’dur. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun m. 35/1 hükmüne göre: “Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.” İlgili hüküm uyarınca özellikle maddi hatadan dolayı yanlış gözüken kayıtların dava açmadan nüfus müdürlüklerine yapılacak başvuru sonucu düzeltilebilmesi mümkündür.
Yaş Tahsisi Davasını Kimler Açabilir?
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Yaş tahsisi davasını,
- Yaşını değiştirmek isteyen kişi açabilir.
- Yaşını düzeltmek isteyen kişinin ergin olmaması durumunda kişinin velisi (anne veya baba) veya vesayet altında bulunuyor olması durumunda vasisi açabilir.
- Kamu düzeni ile ilgili durumlarda Cumhuriyet Savcısı açabilir.
Yasanın hükmünden de anlaşılacağı gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabilmesi için yasada öngörülen koşulların bulunması gerekir. Dolayısıyla ilgili resmi dairenin gösterdiği bir lüzum bulunmaması veya dava konusu olay yürütülmekte olan soruşturmayı değiştirecek nitelikte değilse Savcının kendiliğinden böyle bir dava açması mümkün değildir. Yaşın düzeltilmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılması niteliğinde olduğundan, yaşı düzeltilmek istenen kişi tarafından bizzat kullanılmalıdır. İradi temsil her zaman mümkündür. Ancak vekille dava açıldığında vekâletnamede bu konuda özel yetkinin bulunması gerekecektir. Fiil ehliyeti bulunmayanlar bakımından velayeten anne baba dava açabilecektir.
Yaş Düzeltme Davalarında Yargılama Süreci
Yaşın düzeltilmesi davaları HMK. 382 anlamında çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığından basit yargılama usulüne tabi bir yargılama olacaktır. Nüfus kaydının değiştirilmesine ilişkin davalar, savcı, nüfus müdürü veya görevlendireceği memur önünde görülüp karara bağlanır. (NHK m.36) 490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36/1-a maddesi hükmüne göre, kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülüp karara bağlanması zorunludur.” Ayrıca vekil aracılığıyla yaşın değiştirilmesi davası açılabilmesi için vekâletnamede özel yetki bulunması gerekecektir. Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddi hata söz konusu değilse; aile kütüğünün her hangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik, Türk Medeni Kanununun 39. maddesi uyarınca mutlaka kesinleşmiş mahkeme kararı ile yapılacağından, maddi bir hatadan kaynaklanmayan yaş düzeltme hususunda mahkemeden karar alınması zorunludur.
Nüfus Hizmetleri Yasasına göre açılan kayıt düzeltme davaları, kamu düzeniyle yakından ilgili olduğundan, hakim tarafların veya tanıkların beyanlarına bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp, doğru sicil oluşturmak mecburiyetindedir. Yaş düzeltilme davasında dikkate alınan hususlar genel olarak, doğumun hastanede veya doğrum evinde olup olmadığı, dış görünüşün talep edilen yaşla uyumlu olup olmadığı, aynı yaşta başka kardeşinin olup olmadığı, varsa o kardeşin doğum tarihi gibi hususlar dikkate alınmaktadır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Nüfus kaydının düzeltilmesi davaları, bu kapsamda yaşın düzeltilmesi davası herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı değildir. bu nedenle her türlü kanıta başvurulabilir. Dolayısıyla zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir. Bunların yanında askerlik, okul vb. kayıtları da araştırılmalıdır.
Kişi hastanede doğmuşsa ve bu durum hastanenin resmi kayıtlarına geçmişse, mahkeme bu hususla bağlı olduğundan davanın reddedilmesi muhtemeldir. Bu nedenle doğrum nerede gerçekleştiği son derece önemlidir. Ayrıca talepte bulunan kişinin diş görünüşü de beyan ettiği yaşa uygun ol malıdır. 1-2 yaş farkı pek sorun doğurmasa da görünenden 10 yaş fazla ya da küçük bir yaşın gerçek olduğunun beyan edilmesi hayatın olağan akışına da aykırılık teşkil edecektir. Kardeşinin bulunup bulunmadığı, varsa kardeşin yaşının dikkate alınması ise daha çok kardeşler arasındaki yaş farkına bakarak annenin iki kardeşin doğumu arasındaki süreçte tekrar gebe kalıp kalamayacağının tespit edilmesi bakımından önem arz etmektedir. Yaş düzeltilmesine karar verilirken, kardeşlerin yaşıyla uyumlu bir tarihe göre doğrum tarihinin düzeltilmesine karar verilmelidir:
Yaş düzeltme davalarında yargılama süreci aşağıdaki sırayla ilerlemektedir:
- Davanın açılması
- Kişinin nüfus kayıtları getirtilmesi, kardeş ve anne-babaya ilişkin bilgilerin araştırılması süreci
- Davacının duruşmada hazır bulundurulması ve dış görünüşün incelenmesi
- Mahkemece görülecek lüzum üzerine “kemik radyografisi” raporu istenmesi.
- Tanıkların beyanı ve dosyadaki mevcut delillerle birlikte yaş değişikliğine ilişkin kararın verilmesi.
- Gerekçeli kararın yazılması
- Mahkeme kararının kesinleşmesi
Davacının nüfus kaydında sadece doğum yılı yazılmış ise ay olarak Temmuz ayının birinci günü; sadece gün yazılmamış ise o ayın ilk günü esas alınarak karar verilecektir. Yaş düzeltme davası, kişi ergin ise kendisi, değilse; velisi veya vasisi tarafından açılacaktır. Bunun dışında Cumhuriyet savcısı da dava açılması talepli olarak yaşın düzeltilmesini sağlayabilmektedir. Yaş düzeltme davalarında tanık beyanları, doğum tarihinin kanıtlanmasında büyük önem taşımaktadır. Duruşma sırasında dinlenilecek olan tanıkların net ve duraksamaya yer vermeyecek bir biçimde tanıklık etmeleri önemlidir. Yargılama sürecinde davacı ile annesi arasındaki yaş farkı da mahkemece dikkate alınmaktadır.

Yaş Tahsisi Davasında Neler Delil Olarak İleri Sürülebilir?
Yaş tahsisi davalarında kişinin iddia ettiği yaşta olduğunun ispatı için ileri sürebileceği başlıca deliller;
- Tanık Beyanı,
- Kemik Yaşı Hesaplanması,
- Bilirkişi Raporu,
- Uzman Görüşü,
- Hastane Kayıtları,
- Nüfus Kayıtları,
- Konu ile ilgili kolluk tutanakları,
- Konu ispatına yarar her türlü delil.
Kemik Yaşı Nedir, Ölçümü Nasıl Yapılır?
İnsan vücudu yaş aldıkça gelişmekte ve değişmektedir. Kemikler de belirli yaşlara göre değişmekte ve gelişmektedir. Kişinin kemik yapısı itibariyle ortaya çıkan yaşa kemik yaşı denilmektedir. Kemik yaşının tespit edilmesi yaş tahsisi davasının en önemli delili ve değerlendirme ölçütü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak kemik yaşı ölçümünden en doğru sonucun alınabilmesi için 25 yaş sınırının aşılmamış olması gerekmektedir. Kişinin kimliğinde yazan yaş her zaman doğru olmayabilmektedir. Böyle zamanda kişinin gerçek yaşının tespiti için kemik yaşına bakılmaktadır. Kemik yaşı esas olarak iskeletin gelişmesi, olgunlaşma derecesi olmaktadır. Kemik yaşı, sol el bileği filmi tetkiki ile belirlenir. Kemik yaşı tespiti ile 1-2 yıl sapma payı olsa da yaş tespitinde kullanılan en güvenilir yöntem olmaktadır.
İnsanların kemik gelişimi belli bir süre devam eder ve bir süre sonra durur. Anılan sebeple kemik yaşının tespiti en fazla 25 yaşına kadar yapılabilmektedir. Kemik gelişiminin 22-25 yaşında tamamlanması nedeniyle kemik yaşı tespiti belirtilen yaştan sonra yapılmaz. Yapılması halinde de doğru sonuç alınması mümkün olmayacaktır. Kemik yaşının tespiti adli tıp kurumu aracılığı ile ya da bir sağlık kurumunda yapılır. Mahkemece adli tıp kurumu veya sağlık kurumundan gelen kemik yaşı tespiti doğrultusunda karar verilmektedir. Kemik yaşının tespiti için 25 yaş sınırına dikkat edilmesi sonucun en doğru şekilde alınması bakımından önemlidir. 25 yaş sınırının aşıldığı hallerde hakim tarafından başkaca deliller ile muhakeme yapılarak karar verilecektir. Yaş tahsisi davası için kanunda herhangi bir süre öngörülmemiştir. Kişi istediği bir zaman diliminde Yaş Tahsisi Davası açarak nüfus kaydını düzeltebilecektir.
Yaş Düzeltme Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Görevli mahkeme, dava şartı olup bir davaya bakmakta görevli olan mahkemenin belirtilmesidir. Dava açılacağı zaman dikkat edilmesi gereken iki temel usulü şart vardır. Bunlardan biri uyuşmazlığa hangi mahkemenin bakacağı yani hangi mahkemenin görevli olduğu; diğeri ise hangi yer mahkemesinin bakacağı yani hangi mahkemenin yetkili olduğu hususudur. Mahkeme davanın her aşamasında görevli olup olmadığını inceleyebilir. Taraflarda, davanın her aşamasında da görevsizlik iddiasını ileri sürebilmektedirler. İstinaf ve temyiz aşamasında da, görevsizlik iddiası ileri sürülebilmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesinde çekişmesiz yargı işleri düzenlenmiş, 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; yaş tahsisi davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu kabul edilmektedir. Yaş düzeltme davalarında, davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmasına dikkat edilmelidir. Yaş düzeltme davaları bakımından görevli ve yetkili mahkemenin tespiti meselesi Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun m. 36’da düzenlenmiş bulunmaktadır:
Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usullere uyulur:
“a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) (1) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.”
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle yaşa ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasında mahkeme, istem sahibinin yerleşim yerinde bulunan asliye hukuk mahkemesidir. Bu yetki kamu düzeninden olup hakim tarafından resen dikkate alınmalıdır.
Hükümde görüldüğü üzere ilgili dava, kişinin yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacaktır. Bu davada davalı olarak, davacının yerleşim yerinde bulunan nüfus müdürlüğü gösterilmelidir. Davacı hakkında mevcut bir cezai kovuşturma varken yaş düzeltme davası açılması halinde bu dava görevsizlik yönünden reddedilecektir. Zira sanık veya mağdur olan kişinin gerçek yaşlarının tespit edilmesi ceza yargılaması bakımından özel bir öneme sahip olduğundan tespite ilişkin kararı, kovuşturmayı yürüten ceza mahkemesi verecektir.

Yaş Düzeltme Davasında Zamanaşımı ve Süresi
Yaş Düzeltme Davası bakımından bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır; dava her zaman açılabilir. Bununla birlikte bu davaların yalnızca bir defa açılabileceği öngörülmüştür. Zira açılan dava sonucunda kişinin gerçek yaşı zaten tespit edilmiş olacaktır. Nüfus Hizmetleri Yasasına göre açılan kayıt düzeltme davaları, kamu düzeniyle yakından ilgili olduğundan, hakim tarafların veya tanıkların beyanlarına bağlı kalmaksızın gerçeği araştırıp, doğru sicil oluşturmak mecburiyetindedir. Yaş düzeltilme davasında dikkate alınan hususlar genel olarak, doğumun hastanede veya doğrum evinde olup olmadığı, dış görünüşün talep edilen yaşla uyumlu olup olmadığı, aynı yaşta başka kardeşinin olup olmadığı, varsa o kardeşin doğum tarihi gibi hususlar dikkate alınmaktadır.
Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Nüfus kaydının düzeltilmesi davaları, bu kapsamda yaşın düzeltilmesi davası herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı değildir. bu nedenle her türlü kanıta başvurulabilir. Dolayısıyla zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir. Bunların yanında askerlik, okul vb. kayıtları da araştırılmalıdır.
Yaş düzeltme davasında yargılama süresi mahkemelerin yoğunluğuna göre 2-6 ay arasında değişebilmektedir. Mahkemece, kemik yaşının tespitine ilişkin bir talep söz konusu olması halinde dosyanın Adli Tıp Kurumuna gitmesi, kurumca incelenmesi ve geri dönmesi süreçleriyle birlikte bahsedilen yargılama süresi bir müddet daha uzayabilmektedir. Nüfus Hizmetleri Kanunumuzun 36/1-b. Bendine Göre: “Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.” Eskiden yaş tahsisi davalarının bir kez açılması mümkündü ancak uygulamada sorunlar çıkması üzerine bu konuda yasal düzenlemede değişikliğe gidilmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanunu hükmüne göre güncel uygulamada yaş tahsisi davalarının birden çok kez açılması mümkündür.
Yaş Düzeltme Davalarının Askerliğe – Bedelli Askerliğe Etkisi
Bilindiği üzere bedelli askerlik uygulamasında yaş bakımından belirli bir taban belirlenmekte ve o yaşı tamamlamış olma şartı aranmaktadır. Ancak mevzuat düzenlemesi askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değiştirmenin kural olarak askerlik işlemlerinde dikkate alınmadığını ortaya koymaktadır. Askerlik Kanunu’nun m. 81 düzenlemesi şu şekildedir: Askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değişiklikleri (mahkemece resmi hastane doğum kayıtları esas alınarak yapılanlar hariç) askerlik işlemlerinde dikkate alınmaz. Ancak; yoklamaları sırasında aile kütüğünde yazılı yaşları ile görünümleri uyumlu olmayanlardan kayden yaş düzeltmelerine engel bulunmayanların yaşlarının düzeltilmesi için askerlik şubesi başkanı tarafından Cumhuriyet savcısına müracaat olunur ve yargılama sonucuna göre askerlikleri yaptırılır.
Birinci fıkra uyarınca yaşları düzeltilenlerden düzeltilen yaşlarına göre henüz askerlik çağına girmemiş olanların yoklamaları emsalleri ile birlikte yapılarak silah altına alınırlar. Birinci fıkra uyarınca yaşları düzeltilenlerden düzeltilen yaşlarına göre askerlik çağına girmiş ancak 23 yaşını bitirmemiş olanlar yoklamalarını müteakip emsalleri ile birlikte silah altına alınırlar. Düzeltilen yaşlarına göre 23 yaşını bitirmiş olanlar ise yoklamalarını müteakip Milli Savunma Bakanlığınca belirlenecek sınıf ve tertibat yerlerine derhal sevk edilirler. Askerlik çağına girmeden önce yaşlarını büyütmüş olanların yoklamaları değişen yaşlarına göre yapılır.
Yaş tahsisi davalarının askerlik bakımından değerlendirilmesi bakımından 1111 sayılı Askerlik Kanunu ve ilgili mevzuatlar dikkate alınmalıdır. Askerlik Kanunu’nda yaşlarını değiştirenler için yapılan düzenleme ile,
- Askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değişiklikleri askerlik işlemleri yapılırken dikkate alınmayacaktır. Ancak mahkemece resmi hastane doğum kayıtlarının esas alınması ile gerçekleştirilmiş olan değişiklikler dikkate alınır.
- Kişinin, yoklama sırasında aile kütüğünde yazılı yaşı ile fiziki görünümü uyumlu değilse, yaş düzeltilmesine engel bir durum da bulunmaması durumundan askerlik şubesi başkanı tarafından yaş düzeltilmesine istinaden Cumhuriyet savcısına müracaat edilir ve yargılama sonucuna göre askerlik işlemleri söz konusu olur.
- Yaş tahsisi davasına sonucuna göre düzeltilen yaş itibariyle askerlik çağına girmemiş olan kişilerin yoklamaları emsalleri ile birlikte yapılır ve bu kişiler bu şekilde silah altına alınır.

Ceza Yargılamasında Yaş Tahsisi Davası Nasıl Etkili Olur?
Ceza yargılamasında sanığın ve mağdurun yaşı suç tipinin belirlenmesinde önemli bir etken olabilir. Bu hallerde ceza yargılamasını incelemekle görevli ve yetkili ceza mahkemesi tarafından yaş düzeltilmesi davasına ilişkin özel hukuk usullerine göre inceleme yapılıp arar verilebilir. Hatta böyle bir iddianın varlığı halinde ceza mahkemesinin durumun gereklerini yerine getirmemesi istinaf ve temyiz merciileri tarafından bozma sebebidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 218 hükmüne göre,
- “Yüklenen suçun ispatı, ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise; ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak da bu Kanun hükümlerine göre karar verebilir. Ancak, bu sorunla ilgili olarak görevli mahkemede dava açılması veya açılmış davanın sonuçlanması ile ilgili olarak bekletici sorun kararı verebilir.
- Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.” şeklinde belirtilmiştir.
Yaş Düzeltme Davalarının Sigortalılık ve Emekliliğe Etkisi
Yaş düzeltilmesine ilişkin mahkeme kararları kararın kesinleşmesinden itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Bu yüzden sigortalılık konusunda kişinin Sosyal Güvenlik Kurumuna ilk giriş tarihinden sonra yapılan yaş düzeltme işlemleri kural olarak sigorta işlemlerinde dikkate alınmayacaktır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun mevcut bu düzenlemeleri Sosyal Güvenlik Kurumu’nca çıkartılan “5510 sayılı Kanuna Göre 4/1-(a) ve 4/1-(b) Kapsamındaki Sigortalıların Tahsis İşlemleri” konulu 2011/58 sayılı Genelgede de aynen korunmuştur. Ancak bu genelgede önemli bir farklılık olarak yaş düzeltmelerinin sigortalığa etkisinin birkaç istisna ile kabul edildiği görülmektedir.
Genelgeye göre, “Sigortalıların, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının tespit edildiği veya ilk defa uzun vadeli sigorta kollarına tabi olduğu tarihten sonraki yaş düzeltmeleri dikkate alınmayacaktır. Diğer taraftan, nüfus kütüğünde ilk defa kayıtlı olan doğum tarihinin; Nüfus kütüğünün yenilenmesi sırasında, yeni kütük kayıtlarına, Nüfus kütüklerinin naklinde, yeni nüfus idaresi kayıtlarına, Türk vatandaşlığına geçenlerin Türkiye’deki nüfus idaresi kayıtlarına, hatalı işlenmiş olması nedeniyle yapılan düzeltmelerin, sigortalıların iradesi dışında nüfus idaresince yapılan maddi hataların giderilmesi amacını taşıması nedeniyle düzeltilmesi halinde, bu hususların belgelenmesi veya mahkeme kararında belirtilmiş olması halinde söz konusu kayıt düzeltmelerinde, düzeltilen yeni kayıt esas alınacaktır.”
Emeklilik yaşının da yaş düzeltme davası açmak suretiyle değişmesine hukuken imkan bulunmamaktadır. Yaş değişikliği gerçekleştirilse dahi bu değişikliğin emeklilik için beklenmesi gereken süreye bir etkisi olmayacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin 19.11.2008 tarihli, 2008/64 Esas ve 2008/129 Kararı da ‘ilk defa sigortalı olunduktan sonra yapılmış yaş düzeltmelerinin emeklilik hesaplarında geçerli sayılmamasının Anayasaya aykırı olmadığı” şeklindedir.

Yaş Düzeltme Davası Yargıtay Kararları
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/3841 Esas, 2018/5474 Karar
- Yaş Düzeltme Davası (Yaş Büyütme ve Küçültme)
Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesiyle şüpheli hakkında çocuğun cinsel istismarı ve cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan hazırlık soruşturması başlatılmıştır. Mağdurun yaşı, fiziki hali ve görüntüsü nedeniyle yaşıtlarından büyük göründüğü tespit edilmiştir. İlgili devlet hastanesine sevk edilmesiyle mağdurun kemik yaşının 18-22 yaş aralığı ile uyumlu olduğu, nüfus kayıtlarının ise gerçeği yansıtmadığı saptanmıştır. Davacılar tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde davalının nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığı, doğum tarihinin gün ve ay baki kalarak yaş düzeltme talebiyle dava açılmıştır. Mahkeme, davalının yerleşim yerinin başka bir ilde olması nedeniyle yetkisizlik kararı vermiştir. Ancak diğer mahkeme de yapmış olduğu araştırmada yaşadığı ilin ilk açılan mahkemede olduğunu belirterek karşı yetkisizlik kararı vermiş olduğundan yetki ve görevsizlik uyuşmazlığını incelemeye almıştır.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun m. 36/1- (a) bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltmeyi isteyen Cumhuriyet savcılarının yerleşim yerindeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği hüküm altına alınmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun m. 19/1 hükmüne göre ise yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Yargıtay, netice itibariyle kesin yetki bulunmadığından ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın görülerek sonuçlanması gerektiğini belirterek oy birliği ile karar vermiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/6725 Esas, 2017/17658 Karar
- Yaş Düzeltme Davası (Yaş Büyütme ve Küçültme)
Davacı, 20.04.1971 doğumlu olup 05.01.1968 olarak düzeltilme talepli yaş düzeltme davası açmış, mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşılık davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde … Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabında davacının 20.04.1974 tarihinde ilkokula kaydolduğunu ve mezuniyetinin ise 09.05.1980 yılında olduğunu belirttiğini saptamıştır. Cevabın ekinde ise ilgiliye ait olan öğrenci kütük defter fotokopisi ile diploma defteri fotokopisi gönderildiği tespit edilmiştir. Yaş tashihine ilişkin davalar kamu düzeninden olup hakim taleple bağlı kalmayarak kendiliğinden de araştırma yapabilir, elde edeceği bulgulara göre çelişki meydana getirmeyecek şekilde hüküm kurması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay uygulamalarında 25 yaş sonrasında yaş tespiti yapılamayacağına dair ne kadar karar verilmiş olursa olsun dosyadaki belgelere göre, resmiyette 3 yaşında ilkokul kaydı yapıldığı ve 9 yaşında ilkokul diploması kazanmaya hak kazandığı görülmektedir. Söz konusu kayıtlar, hayatın olağan akışına aykırı olduğundan mahkemenin ret kararı vermesi hukuka aykırı bulunarak bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay 18. HD. , 29.04.2010 Tarihli, 2010/2542 Esas, 2010/6595 Karar Sayılı Kararı;
- Yaş Tahsisi Davası
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin 1/a bendinde, her ne kadar nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine, Cumhuriyet Savcıları tarafından görevli Asliye Hukuk mahkemesinde açılabileceği belirtilmiş ise de, Cumhuriyet Savcılarının suçların soruşturulması sırasında şüpheli olarak tespit ettikleri kişilerin, ceza hukuku mevzuatına uygun şekilde yargılanmalarını sağlamak amacı ile düzenleyecekleri iddianamelerin isabetli bir şekilde tanzimi için, soruşturma aşamasında şüpheliler veya suç mağdurları ile ilgili olarak bu tür davaları açmak hak ve yetkisine her zaman sahiptirler. Mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen davaname uyarınca, şüpheli B…….. D……….’ın gerçek yaşının tespiti için gerektiğinde adli tıp kurumunun ilgili ihtisas dairesinden de rapor alınmak sureti ile yaşının tespiti ile nüfus kayıtlarında gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilmesi gerekirken, CMK.nun 218. maddesi gereğince açılacak davada ilgili mahkemece bu konuda düzeltme yapılmasının mümkün olması, talebin şüphelinin 18 yaşını aşar şekilde düzeltme isteği içermemesi, ilgililerce Cumhuriyet Savcılığına herhangi bir talepte bulunulmaması hususları gerekçe yapılarak, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 18. HD. 02.07.2012 Tarihli , 2012/7070 Esas, 2012/8332 Karar Sayılı Kararı
- Yaş Tahsisi Davası
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre açılan doğum tarihinin düzeltilmesi davası olup Kanunun 36.maddesi uyarınca nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmünün dikkate alınmaması,
- Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, yasal hasım olan nüfus müdürlükleri ile doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen küçüğün velayet hakkına dayanılarak anne ve babasına, çocuk vesayet altına alınmışsa vasisine karşı davanın yöneltilerek gösterdikleri deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen kayden 16.12.1997 doğumlu …’nun ana ve babasının davalı olarak davaya dahil edilmemesi,
- Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek zorundadır. Yargıtayın yerleşik uygulamaları doğrultusunda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen küçüğün gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye sevki sağlanıp kemik grafileri de çekilmek suretiyle sağlık kurulu raporu aldırılması gerektiği düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA..
Yargıtay 18. HD. 01.03.2010 tarihli, 2009/13015 Esas, 2010/3119 Karar Sayılı Kararı
- Yaş Tahsisi Davası
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır.
Nüfus kütüğüne 03.08.1994 doğum tarihli olarak kaydedilen …in, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 07.08.2009 günlü sağlık kurulu raporuna göre 16-17 yaşlarında olduğu tespit edilmiştir. Saptanan bu durum karşısında mahkemece adı geçenin doğum tarihinin kardeşleri ile engel oluşturmayacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, sağlık kurulu raporu gözardı edilip davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yargıtay 18. HD. 03.10.2013 tarihli, 2013/11249 Esas, 2013/12828 Karar Sayılı Kararı
- Yaş Tahsisi Davası
Davacının Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunda davacının kemik yaşının 35 yaş ve üzeri ile uyumlu olduğu belirtilmiş olup bu rapor ve tanık beyanları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alınan bu rapor davacı …’in düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamamaktadır. Ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacı …’in yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgeler yeterli sayılamaz. İlgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı olasılığı da bulunmaktadır. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesi yolunda hüküm kurulması,
Kabule göre de; doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen Sibel ile aynı anneden doğduğu anlaşılan 10/04/1973 doğumlu kardeşi Yüksel arasında düzeltilen doğum tarihine göre 3 ay 27 günlük bir zaman farkı bulunmaktadır. Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Yaş Düzeltme Davası Dilekçe Örnekleri
ÖRNEK 1
ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI:
ADRES:
VEKİLİ:Avukat Umur Yıldırım
DAVALI: … İl Nüfus Müdürlüğü
ADRES:
KONU: Yaş Düzeltme (Yaş Küçültme) İsteminden İbarettir.
AÇIKLAMALAR:
- Müvekkil …… tarihinde doğmuştur. Ancak nüfus cüzdanında, nüfus memurlarının hatasına binaen doğum tarihi …….. olarak yazılmıştır.
- Müvekkilim evde doğmuş olup bahsi geçen tarihten yaklaşık 10 gün sonra müvekkilimin dayısının oğlu olan ………… dünyaya gelmiştir. Söz konusu duruma…………… babası ………… ve annesi ………….. Sayın Mahkemeniz huzurunda tanıklık edecektir. Müvekkilimizin görünümü ve kemik yapısı da iddiamızı açıkça doğrulayacaktır.
- Bilindiği üzere yaşını küçültmek isteyen kişinin istediği yaşta kardeşi olmamalıdır. Müvekkilin kendisinden küçük kardeşi …….. doğumlu olup müvekkil ile arasındaki yaş farkı ilgili yasa da belirtilen sürenin üzerindedir.
- Müvekkil nüfus memurlarının hatası sonucu nüfus kayıtlarına yanlış işlenmiş olup bu sebeple hukuki muamelelerde sorunlar yaşamaktadır. İleride de telafisi mümkün olmayan zararların doğması ihtimali olasıdır. Ayrıca her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı gibi gerçek doğum tarihinin nüfus cüzdanına işlenmesini isteme hakkı vardır.
- İşbu sayılan nedenlerden ötürü müvekkilimin mevcut doğum tarihinin, gerçek olan ………. olarak nüfus kayıtlarında düzeltilmesini isteme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK, Nüfus Hizmetleri Kanunu ve ilgili Mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Nüfus Kaydı, Tanık Beyanları ve sair her türlü kanuni delil.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü, müvekkilimin doğum tarihinin ……. olarak düzeltilmesine karar verilmesini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla, vekaleten arz ve talep ederiz…/…/…
Davacı Vekili
Av. Umur YILDIRIM
İmza
EK: Vekaletname Sureti
Yaş Tahsisi Davası Örnek Dilekçe
ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
Davacı : Ad Soyad (TC: ….) – Adres
Vekili: Av. Umur YILDIRIM
Davalı : Nüfus Müdürlüğü
Dava Konusu : Yaş düzeltme talebimizden ibarettir.
Açıklamalar
- Müvekkil …. , nüfus kayıtlarına göre ….. doğumlu olarak görünmekte ancak bu durum gerçek doğum tarihi yansıtmamaktadır. (Bu bölümde değiştirilmek istenen yaş, gerekçeleri ayrıntılı bir şekilde somut olaya uygun olarak anlatılmalıdır. Emsal yargı kararları dilekçeye eklenmeli, ilgili kanun maddelerine de somut olay ile bağdaştırılarak dilekçede yer verilmelidir.)
- Müvekkilin dış görünüşü ve gerekirse kemik yaşının tespiti dikkate alındığı takdirde aslında … doğumlu değil … doğumlu olduğu açık bir şekilde ortaya çıkacaktır. Konuya ilişkin tanık anlatımları da gösterecektir ki müvekkilin gerçek doğum tarihi … ‘dir.
- Müvekkilin nüfus kaydındaki gerçeğe aykırı doğum tarihi dolayısıyla müvekkil ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. ( Bu kısımda değiştirilmek istenen yaş/kimlikte görünen ile ilgili kişinin yaşadığı mağduriyetler açıklanmalıdır.)
Hukuki Nedenler: TMK , Nüfus Kanunu ve sair ilgili mevzuat
Hukuki Deliller: Nüfus kayıtları, doğum tutanağı, bilirkişi, tanık ve diğer deliller
Sonuç ve Talep: Yukarıda izah ettiğimiz ve sayın mahkemenin re’sen dikkate alacağı diğer sebeplerle müvekkilin doğum tarihinin …. olarak düzeltilmesine karar verilmesini vekaleten ve saygılarımla arz ve talep ederiz. ../../2023
Davacı Vekili
Av. Umur YILDIRIM