Uyuşturucu Kullanma, Bulundurma Suçu ve Cezası – TCK 191

Uyuşturucu Kullanma, Bulundurma Suçu ve Cezası – TCK 191

uyusturucu kullanma bulundurma sucu

Türk Ceza Kanunu’nda uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu (TCK m. 191)’e düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; uyuşturucu kullanma, uyarı madde satın alma, kabul etme ya da bulundurma suçları, ayrı ayrı suç olarak belirlenmiştir. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi (kokain, esrar, eroin vb.) satın alan, hangi sebep ile olursa olsun kabul eden, bulunduran ya da herhangi bir şekilde uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanan kişi uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma veya bulundurma suçunu işlemiş olur.  (TCK md.191) TCK madde 191 uyarınca bahse konu suç dört farklı şekilde işlenebilir:

  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,
  • Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek,
  • Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak,
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak.

Uyuşturucu kullanma; bir kimsenin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ağız ya da burun yoluyla ya da damarına veya deri altına şırınga ederek veya ettirerek ya da başka bir biçimde vücuduna almasıdır. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma ise, bir kimsenin, kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, kullanmak amacıyla fiili ve/veya hukuki egemenliği altında tutmasıdır. Bulundurma, uyuşturucu veya uyarıcı madde üzerinde fiili egemenlik ilişkisinin devam ettirilmesi anlamına gelmektedir. Burada kesintisiz suç söz konusu olduğundan, uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmanın kısa veya uzun süreli olmasının suçun oluşumu açısından bir önemi bulunmamaktadır. (YCGK-K.2020/102) Bu suç ile korunmak istenen hukuki yarar, “bireyin sağlığı ve bireyin sağlığının korunması ile birlikte tüm toplumun ve hatta tüm dünya insanlarının sağlıklarının korunması ve bu hususta gerçekleşmesi mümkün tehlikelerin önlenmesi” olduğu söylenmelidir.

uyusturucu kullanma bulundurma sucu nedir
uyusturucu kullanma bulundurma sucu nedir

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu – TCK 191

Dayanak5237 sayılı TCK 191. madde
Şikayet TCK 191 madde şikayete tabi değildir.
Zamanaşımı8 yıllık zamanaşımı süresi vardır.
Tutuklama ve Adli KontrolTutuklama ve adli kontrol kararı verilebilir.
UzlaşmaTCK 191. maddede uzlaştırma hükümleri uygulanmaz.
Etkin Pişmanlık

Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçunda etkin pişmanlık söz konusu olabilir.

İyi Hal İndirimiŞartları oluşmuşsa cezada TCK 62’ye ⅙’ya kadar indirim yapılabilir.
Memurluğa EtkisiBu suç memuriyete engeldir.
Görevli MahkemeTCK 191. madde asliye ceza mahkemesinde görülür.
CezasıTCK 191/1 iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Uyuşturucu Kullanma Suçu Nedir?

Halk arasında uyuşturucu kullanma suçu olarak bilinen ve TCK. Md. 191’ de düzenlenen “Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçu” yukarıda da arz ve izah etmeye çalıştığımız üzere esasında dört farklı eylemi içerisinde barındıran bir suçtur.

  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak’ tan söz edilebilmesi için, söz konusu madde için mutlaka bir bedelin zilyetliği devreden kimseye verilmesi ve uyuşturucunun da zilyetliğinin satın alana geçirilmiş olması gerekir. Bedelin ekonomik değeri olan herhangi bir şey olması mümkündür. Satın alma eyleminin yüzyüze veya internet ortamı gibi sanal bir ortamda gerçekleştirilmesi, satın almada aracıların kullanılmasının suçun oluşumu bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Uyuşturucu maddenin satın alınmasının TCK Md.191’e uyan suçu oluşturabilmesi için, satın almanın yalnızca kullanmak için yapılmış olması gerekir. Kullanım amacı dışındaki başka bir amaç için uyuşturucu madde satın alınması halinde bu suç değil, TCK’nın 188. maddesinde tanımlanan ticari amaçla uyuşturucu madde satın alma suçu oluşur.
  • Kullanmak için Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Kabul Etmekten söz edilebilmesi için mutlaka fiili zilyetliğine geçirilmesi gerekir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin zilyetliğinin, bu suçun failine geçirilmesi hususundaki anlaşmanın varlığı bu bakımdan yeterli değildir. Kullanmak amacı dışında bir başka amaçla uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kabul edilmesi halinde TCK’nın 191. maddesinde yazılı bu suç değil, koşulları varsa TCK’nın 188. maddesinde yazılı uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçu oluşabilir. Burada uyuşturucu kullanan kişi cezalandırılır.
  • Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bulundurmaktan bahsedebilmek için, failin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kendi kişisel ihtiyacı için bulundurması gerekir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulunduğu yer, faile ait olabileceği gibi başkasına da ait olabilir. Suça konu olan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin cinsi ve etki derecesi, bulundurulan yerin özelliği (örneğin evde, kamuya açık bir yerde, ulaşım aracında ya da herhangi bir yerde bulundurulmasının) veya failin mesleği ve sıfatının TCK 191. maddesinde yazılı suçun oluşumu bakımından önemi yoktur. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bir başkasından çalınması veya zorla alınması ya da dolandırıcılık suçu nedeniyle ele geçirilmiş olması halinde de kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçu gerçekleşir.
  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmaktan maksat bir kimsenin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ağız veya burun yolu ile ya da damarına veya deri altına şırınga ederek veya ettirerek ya da başka biçimde vücuduna almasıdır. Kullanmaktan maksat uyuşturucu veya uyarıcı maddenin vücut içerisine alınması olduğundan, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin yenilmesi, içilmesi, şırınga edilmesi, yakılarak dumanının solunması, koklanması gibi hareketler kullanmak olarak kabul edilir. Failin uyuşturucu maddeyi keyif almak, sıkıntısını gidermek, acı ve ağrısını dindirmek veya intihar etmek amacıyla kullanmış olmasının TCK’nın 191. maddesinde tanımlanan suçun oluşması bakımından bir önemi bulunmamaktadır.

TCK 191. Md. aynen şu şekildedir:

TCK Madde 191

(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.

(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.

(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;

a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,

b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,

c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.

(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.

(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

(8) Bu Kanunun;

a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,

b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.

(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.

(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun Şartları Nelerdir?

Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu, takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu nedenle suçun takibi için, herhangi bir şikayet süresi yoktur. Suç, dava zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturma ve kovuşturma konusu yapılabilir. Suç, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturma ve kovuşturma konusu yapılabilir. Uyuşturucu kullanma suçu takibi şikayete bağlı olmadığı için her zaman resen adli soruşturma başlatılabilir.

Özellikle TCK’da yer alan toplum sağlığına karşı suçlardan olan uyuşturucu madde kullanmak, satın almak, bulundurmak ve kabul etmek suçu, TCK Md.188’ de düzenlenen Uyuşturucu Ticareti suçu ile fazlaca karıştırıldığından suçu oluşturan şartları bilmek oldukça önem arz etmektedir. Seçimlik hareketle işlenebilen bu şartları, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi;

  • Satın Almak
  • Kabul Etmek
  • Bulundurmak
  • Kullanmak şeklinde sıralayabiliriz.

Bu suç, hareketi neticesinde bitişik suç (ya da sırf hareket suçu) olmasının yanı sıra, bu hareketlerden sadece birinin (satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak) gerçekleştirilmiş olması, suçun maddi unsurunun oluşması için yeterli sayıldığından bu suç “seçimlik hareketli”, ayrıca bu suçun, uyuşturucu maddeyi kullanmak için, satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak dışındaki bir hareketle işlenmesinin mümkün olmaması sebebiyle de “bağlı hareketli bir suç” söz konusu olmaktadır. Seçimlik hareketlerden birden fazlasının mevcudiyeti, birden çok suçu değil, yalnızca tek suçu oluşturur.

“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu” ile “uyuşturucu madde ticareti suçu” birbirine karıştırılmamalıdır. Bu iki suçu birbirinden ayırabilmek Yargıtay kararlarında vurgulanan  bir kısım hususları şu şekilde sayabiliriz:

  1. Failin hareketleri: Failin satın aldığı, kabul ettiği veya bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ticari amaç ile elde ettiğine dair somut hareketleri tespit edilerek ortaya konulmadan ticari amaçla hareket ettiğinden söz edilmesi mümkün değildir. Failin bu hususta somut hareketleri ortaya konulmaz ise failin suça konu olan uyuşturucuyu sadece kendisi için bulundurduğu ve kullandığı yolundaki savunmasına itibar edilmesi, bu husustaki şüphenin fail lehine yorumlanması gerekir. Örneğin failin, müşteri arama, alıcı rolündeki görevlilere uyuşturucu veya uyarıcı madde satma teklifinde bulunması, internet veya sosyal medya üzerinden reklam verme, numune gösterme, pazarlık yapma gibi eylemleri failin ticari amaç ile hareket ettiğinin belirtileri olarak kabul edilir.
  1. Failin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Alışkanlığı: Failin bir bağımlılığının bulunup bulunmaması, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak kastının belirlenmesi ve ortaya konulması açısından önemli bir kriterdir. Failden alınacak kan, saç, tırnak gibi örnekler ile yakın tarihlerde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığı tıbben ortaya çıkarılabilmektedir. 
  1. Failin Ekonomik Durumu: Failin ekonomik durumu kullanmak veya ticari amaçla suçu işlediği hususundaki kastının tayininde yol gösterici bir kriterdir. Failin kaynağını açıklayamadığı gelirlerinin varlığı, ekonomik durumunda eskiye nazaran hızlı bir iyileşmenin olması uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yaptığına, buna karşın ekonomik durumunda hızlı bir kötüleşmenin varlığı halinde ise uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak için satın aldığı veya bulundurduğunun kabulünde yol gösterici bir kriter sayılabilir. 
  1. Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Miktarı: Kastın belirlenmesinde en önemli kriter, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin miktarıdır. Ancak uyuşturucu veya uyarıcı maddenin miktarı ne kadar az olursa olsun failin bu maddeyi kar elde etmek veya satmak için elinde bulundurduğu mevcut delillerle açıkça anlaşılmakta ise, failin eylemi TCK’nın 188. maddesine uyan ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurmak suçunu oluşturur. Ticari bir amaç olmadan, elde edilen uyuşturucu maddenin bir kişinin kendi ihtiyacı için makul sayılabilecek bir oranda bulunması halinde kullanma amacının varlığı kabul edilir. Yargıtay, failin kendi kullanım gereksinimi için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması durumlarında özellikle bir yıl süre ile failin bu husustaki ihtiyacını baz almakta “uyuşturucu madde miktarının kişisel ihtiyaç sınırları içerisinde kalıp kalmadığının bir yıllık zaman süreci nazara alınarak Adli Tıp Kurumunca değerlendirilmesi gerektiğini” ifade etmektedir.
  1. Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Bulundurulduğu Yer ve Bulundurulma Biçimi: Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, muntazam ve eşit biçimde bölünmüş paketler halinde saklanması, depo gibi farklı bir mekanda bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcının kullanmak için değil, aksine ticari amaç ile bulundurulduğunun kabulünü gerektirir. 

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun Unsurları

  • Fail

Kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişi suçun failidir. Bu suçun faili, “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satın alan, kabul eden bulunduran veya kullanan kimsedir.” Gerçek kişi olmak kaydıyla herkes bu suçun faili olabilir. Fail, yabancı veya vatandaş olabilir. Yani bu suçun faili olabilmek için özel bir sıfatı taşımak gerekmemektedir. Örneğin suçun failinin sağlık sınıfına mensup bir kimse olması bu suç bakımından ağırlatıcı bir neden olarak düzenlenmiş değildir.

TCK 191/1 maddesinin 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmesi ve getirilen yeni düzenleme ile birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanan kimsenin de artık suçun faili olarak kabul edilmesi bakımından bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu suç bizzat işlenebilen bir suç olup bu sebeple ilgili suç açısından birlikte faillik durumunun da söz konusu olamayacağı ifade edilmektedir.

  • Mağdur

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun mağduru, tüm uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarında olduğu gibi toplumdur. Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu mağduru kullanan kişi veya ona satan değildir. Dikkat edilmesi gereklidir. Mağduru toplumdur.

  • Suçun Maddi Konusu

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da kullanmak suçunun maddi konusu “kullanmak için satın alınan, bulundurulan veya kullanılan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kendisidir. Suçun maddi konusunu oluşturan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanmaya elverişli olması gerekir. Bu sebeple, somut olayda ele geçirilen maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde içerip içermediğinin ve uyuşturucu veya uyarıcı madde içeriyor ise, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin net miktarının belirlenmesi hususunda, Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Kriminal Laboratuvarı ya da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınması gerekir. Suça konu olan uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilmeden ve bu hususta belirtilen biçimde bir rapor alınmadan, sadece failin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığına dair ikrarı mahkumiyet için yeterli değildir.

  • Fiil

Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçu fiilİ, TCK’nın ilgili maddesinde “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” şeklinde ifade edilmiştir. Bu suç bakımından dış alemde meydana gelen değişiklik, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması veya kullanılmasıdır. Bu sebeple bu suç için “hareketi neticesinde bitişik suç” ya da “sırf hareket suçu” ifadesinin kullanılması doğru olacaktır.

Yine TCK’da ilgili suçun tanımına bakıldığında hareketlerin sayısı bakımından “bağlı hareketli bir suç” söz konusu olacaktır. Bu hareketlerden birinin gerçekleştirilmiş olması, suçun hareket unsurunun gerçekleştiğinin kabulü bakımından yeterlidir. Bu nedenle, suçun seçimlik hareketli bir suç olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra, suç seçimlik hareketli bir suç olması nedeniyle, gösterilen hareketlerden birinin gerçekleştirilmiş olması yeterli, birden çok hareketin gerçekleştirilmiş olması ise, birden çok suçun değil, yalnızca bir tek suçun gerçekleştiğinin kabulü biçiminde değerlendirilmelidir.

  • Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanmak için satın alınması, söz konusu maddenin herhangi bir ivaz karşılığında fiili ve hukuki tasarruf edebilme imkânın ele geçirilmesi, zilyetliğinin elde edilmesi olarak anlaşılmalıdır. Bu fiilin varlığından söz edebilmemiz için bahse konu madde için mutlaka bir ivazın maddeyi devreden kimseye verilmesi ve maddenin de zilyetliğinin satın alana geçirilmiş olması gerekmektedir.

TCK m.191 anlamında, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanmak için satın alınması hareketinin gerçekleştiğinin kabul edilmesi için, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin para karşılığı, bir alım ve satım işlemine konu edilmiş olması gerekir. Uyuşturucu maddenin alınması için para veya ekonomik değeri olan bir nesne dışında bir karşılık verilmiş olması durumunda, kanaatimizce, bir satın alma işleminden söz edilemez.

Kullanmak için uyuşturucu madde satın alınması için genel geçer bir alım satım sözleşmesi, bu husustaki bir anlaşma, yeterli görülmekle birlikte, ödemenin Türk Parası veya döviz ile yapılmasının bir önemi yoktur. Önemli olan, satın alınan uyuşturucu veya uyarıcı için belirli bir geçerli nakdin ödenmesi veya ödenmesi vaadinde bulunulmuş olması ve uyuşturucu maddenin fiili hakimiyetinin, satın alana geçirilmiş olmasıdır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınmasında, kullanmak için satın alan bakımından eylem TCK m.191’de gösterilen suçu oluşturduğu halde, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satan kimse bakımından ise eylem TCK m.188’de gösterilen uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçunu oluşturacaktır.

  • Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kabul Etmek

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kabul edilmesi ile anlatılmak istenen, bir kimsenin kullanmak için bir başkasına ait olan uyuşturucu veya uyarıcının zilyetliğini, tasarrufta bulunmak imkânını elde edebilecek şekilde ve herhangi bir karşılık (ivaz) vermeksizin kendi üzerine almasıdır.

Yargıtay’a göre, “Devir alma kullanma amacına yönelik olup, devralınan uyuşturucu madde miktarı da içmek için devir alındığı (kabul edildiği) yolundaki savunmayı doğrular miktarda ise eylemin uyuşturucu madde kullanmak suçunu oluşturduğunun” kabulü gerekir.

  • Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bulundurmak

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak ile kast edilen; bir kimsenin kullanmak için kendisine veya bir başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi tasarruf imkanı bulunacak şekilde, fiili zilyetliği altında bulundurmasıdır. Failin zilyetliğinde bulunan uyuşturucu veya uyarıcı maddenin failin kendisine ya da bir başkasına ait olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Yani fail, bir başkasına ait olan uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla, kendi egemenliği altında tutuyor ise suçun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

Failin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi bizzat çok yakınında, elinin hemen altında tutmasına gerek yoktur. Önemli olan, bu uyuşturucu veya uyarıcı maddeye ulaşmasındaki kolaylık ve imkânın ortadan kalkmamış bulunmasıdır. Bu nedenle, örneğin, failin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi her gün kullanımında olan bir aracının belirli bir bölümüne saklamış olması ile; kullanımı için elinde bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcıyı, kendi kullanımında olan bir bağ evinde saklaması veya tarlasında veya sokağında belirli bazı yerlere gizlemesi arasında fark bulunmamaktadır.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçunun diğer suçlardan ayrılmasını kolaylaştıracak en önemli kriter, kuşkusuz, burada söz konusu maddenin kullanmak amacıyla bulundurulmasıdır. Kullanmak ise söz konusu uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bizzat sanığın kendi ihtiyacı, kendi tasarrufu, tüketimi için bulundurulması olarak anlaşılmalıdır.

  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, TCK m.191 hükmünde açıkça suç sayılır bir hareket olarak düzenlenmemiş, ancak 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 89 ve 68. maddesi ile madde yeniden düzenlendiğinde, suç sayılır bir eylem olarak madde metnine dahil edilmiştir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak ile kast edilen, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin vücut içerisine alınmasıdır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin yenilmesi, içilmesi, vücuda şırınga edilmesi, yakılarak dumanın solunması veya bir kısım uyuşturucu veya uyarıcılarda olduğu gibi bunu koklanması, kullanmak kavramı içinde değerlendirilmelidir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımının, hangi amaç veya saik ile gerçekleştiği, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu bakımından, önemli bir husus olarak değerlendirilemez. Bu nedenle, uyuşturucu veya uyarıcının keyif almak, sıkıntısını gidermek, acı veya ağrısını dindirmek ve hatta intihar etmek amacıyla da kullanılmış olması durumlarında, TCK m.191 hükmünde yer alan kullanmak eyleminin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekir.

  • Suçun Manevi Unsuru

Ceza hukukunda manevi unsur, işlenen fiil ile fail arasındaki bağı ifade eder. Dolayısıyla suçun kastla mı yoksa taksirle mi işlendiğini belirtir. TCK’nın 191. Maddesinde tanımlanan suç, kasten işlenebilecek bir suçtur. Suçun seçimlik hareketlerinin fail tarafından bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesi halinde suçun manevi unsuru gerçekleşmiş olur.

Bu suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Bilmek ve istemek unsurlarının kullanmak amacını da kapsar nitelikte olması gerekir. Esasen TCK’nın 191. maddesinde yazılı suçu TCK’nın 188. maddesinde yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçundan ayıran en önemli özellik, söz konusu satın almak, kabul etmek ve bulundurmak eylemlerinin kullanmak amacıyla işlenmiş olmasında kendisini göstermektedir. Suçun işlenmesinde saikin bir önemi yoktur. Bu nedenle, kullanmak eylemi keyif almak, sıkıntı gidermek, ağrısını gidermek vb nedenlerle yapılmış olsa bile, suçun manevi unsuru gerçekleşir ve fail cezalandırılır.

  • Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

Ceza hukuku anlamında hukuka aykırılık ise, suç tipini ihlâl eden hareketin, sadece ceza hukuku ile değil, tüm hukuk düzeni ile çelişki halinde bulunmasıdır. Bir başka anlatımla, suç tipini ihlâl eden hareketin, hukuk düzeni tarafından tasvip edilmesini, uygun görülmesini gerektiren ve hukuka uygunluk nedeni olarak isimlendirilen bir durumun bulunmamasıdır.

  • Ortaya Çıkabilecek Hukuka Uygunluk Sebepleri

  • Faile karşı zor kullanımı ve hileli davranış: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin şahsın iradesi dışında, zorla veya hile ile verilmesi durumunda, kişinin kendi rızası ile bu maddeyi kendi egemenlik alanına alması ve burada tutması söz konusu olamayacağına göre, böylesi bir durumda, TCK m.191 anlamında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçundan söz edilemeyecek demektir. Örneğin, zorla kaçırılıp fuhşa sürüklenen bir genç kızın cebir veya ağır bir tehdit ile uyuşturucu madde kullanmaya zorlanması durumunda, genç kızın eyleminin suç sayılmasına imkân bulunmamaktadır (TCK m.28)
  • Hakkın kullanılması: Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunda, TCK m.26/1 anlamında hakkın kullanılması, bir hukuka uygunluk sebebi olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin, hastanın yaşam hakkına bağlı olarak, uygulanan tıbbi bir tedavinin gereklerinin yerine getirilmesi bakımından, doktorun, yazdığı bir reçetede yazılı uyarıcı veya uyuşturucu maddeyi satın almış, kabul etmiş taşımış veya kullanmış kimse cezalandırılamaz.
  • Zorunluluk hali: Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu bakımından, TCK m. yazılı zorunluluk hâlinin, bir hukuka uygunluk sebebi olarak uygulanıp uygulanmayacağı tartışmalıdır. Örneğin, zorunluluk durumunun, kullanmak amacıyla bulundurma (pek tabidir ki satın almak ve kabul etmek eylemleri bakımından da) uygulanmaması gerektiği, buna karşın, kullanmak eylemi bakımından bunun kabul edilebileceği ifade edilmiştir. 

Suçun Özel Görünüş Biçimleri

Uyuşturucu veya uyarıca madde kullanma suçu açısından TCK’da düzenlenen ve suçun özel görünüş biçimleri olan teşebbüs, iştirak ve içtima konularının ayrı ayrı irdelenmesi oldukça önem arz etmektedir. Bu suç açısından suçun özel görünüş biçimleri şunlardır:

  1. Teşebbüs
  2. İştirak
  3. İçtima
  • Teşebbüs

Suça teşebbüs, işlenmek istenen bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanılmasına rağmen, elde olmayan nedenlerden dolayı, icra hareketlerinin tamamlanamaması veya icra hareketleri tamamlandığı halde, failin istemi dışındaki nedenlerden dolayı sonucun meydana gelmemesi olarak tanımlanabilir.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu bakımından, teşebbüs, özellikle satın alma ve kabul etme eylemleri bakımından ortaya çıkabilir. Örneğin, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanmak amacıyla satın alınması veya kabul edilmesi hususunda varılan anlaşma (mutabakat) sonrasında, fakat uyuşturucu veya uyarıcı maddenin zilyetliğinin satın alan veya kabul edene geçirilmesi aşamasında meydana gelen bir kesilme ile bunun gerçekleşmemesi durumunda, kullanmak için satın almak veya kabul etmek suçuna teşebbüsten söz etmek gerekir.

  • İştirak

Kanunlardaki düzenleme gereğince, tek bir fail ile işlenebilen bir suçun, birden çok fail tarafından, aralarındaki anlaşma ve işbirliği gereğince gerçekleştirilmesi durumunda failler arasında iştirak söz konusu olmakta ve bu şekilde işlenen suçlara da iştirak şeklinde işlenen suçlar denilmektedir. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçuna iştirak kural olarak mümkündür.

  • İçtima

Kural olarak bir kişi, ceza kanunun suç tanımını içeren birden fazla normunu, bir başka söyleyişle, birden fazla hukuki yararı, bir fiille veya birden fazla fiil ile ihlâl etmesi durumunda, ihlâl ettiği hukuki yarar sayısı kadar suç işlemiş olur. Bu durumda, Ceza Kanunu’nun ihlâli sayısınca suç vardır ve bu nedenle, faile her bir ihlâlin cezası, TCK m.61 hükmüne göre ayrı ayrı hesaplanarak verilir. “Fikri içtima” kenar başlığını taşıyan, TCK m.44 hükmüne göre; “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.

Fikri içtima, bu suç bakımından, özellikle failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satın alması ve kabul etmesi durumunda zor gibi görünüyor ise de, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulmasında; hem kullanmak için bulundurma ve hem de ticari amaç ile bulundurma eylemlerinin birlikte gerçekleşme olasılığı bulunmaktadır.

Buna göre, ticari amaçla bulunduran kimsenin, aynı zamanda ticari amaçla bulundurduğu bu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanması durumunda, ticari amaç ile bulundurulan maddenin kullanmak için olandan ayrılması durumunda, hem kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan (TCK m.191) ve hem de uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçundan (TCK m.188/3) ayrı ayrı cezalandırılması gerekir. Bunun aksine, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin birbirinden ayrılmadığı, ticari amaçla bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcının kullanılması durumunda ise, fikri içtima kuralı gereğince eylemin sadece TCK’nın 188/3 maddesine uyar nitelikte ticari amaç ile uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurulması olarak kabul edilmesi gerekir.

uyusturucu kullanma bulundurma sucu cezasi
uyusturucu kullanma bulundurma sucu cezasi

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu Kovuşturma Aşaması

  • Soruşturma Aşaması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçu soruşturulması veya kovuşturulması şikayete tabi bir suç olmadığından, yani re’sen takip edilecek bir suç olduğundan dolayı savcılık ihbar üzerine veya kendiliğinden soruşturma aşamasını başlatacaktır. Soruşturma aşamasında, işlendiği iddia edilen suça dair deliller toplanmaya çalışılacaktır.

Eğer savcı, yeterli delilin var olduğuna kanaat getirirse iddianame düzenleyecektir. Aksi halde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir. Halk arasında bu karara takipsizlik kararı da denmektedir. Savcının iddianame düzenleyebilmesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe söz konusu olmalıdır. Böyle bir şüphe şartının şart koşulmasının nedeni, yargının iş yükünün gereksiz davalarla artırılmaması ve insanların gereksiz yere yargılanmamasıdır.

  • Kovuşturma Aşaması

Kovuşturma aşamasında; suç üzerine soruşturma aşaması tamamlanmıştır. Artık bir ceza mahkemesinde dava açılmış demektir. Kovuşturma aşamasında; yargılama makamı, savcılık makamı ve savunma makamının işbirliği söz konusudur. Savcının düzenlediği iddianamenin Mahkeme tarafından kabul edilmesi ile kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Kovuşturma aşamasında ceza mahkemeleri görevli olacaktır. Kovuşturma evresi son evredir. Kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek cezaya hükmolunur. Eğer sanık suçsuz bulunursa beraatine hükmedilecektir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçunun Cezası Nedir ?

  • Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına 200 metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Yani, bu halde suçun cezası 2×0.5=3 yıldan 5×0,5=7,5 yıla kadar hapis cezasıdır.
ankara avukat danismanlik
ankara avukat danismanlik

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçunda Kamu Davası Açılmasının Ertelenmesi

Mahkemece yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiş ve kişi hakkında hapis cezası hükmedilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi halinde erteleme kararı verilmiş olacaktır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan dolayı başlatılan soruşturma sonunda, suçun işlendiği kanaatine ulaşılması üzerine, şüpheli hakkında, 04.12.2004 tarih ve 5271 sayılı CMK’nun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, Cumhuriyet savcısı tarafından, beş yıl süreyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine kararı verilmesi gerekir (TCK m.191/2, 1.cümle)

Değişiklikten önceki TCK m.191/2 hükmü gereğince, bu suçtan dolayı açılmış bir davanın ancak sonunda, mahkemece bir denetimli serbestlik kararı verilmesi mümkündü. Bu durum ise özellikle uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunu işlemiş olanlar bakımından, uygulanacak denetimli serbestlik tedbirinin daha geç bir sürede uygulanmasına yol açmakta, böylece, denetimli serbestlik tedbirinden beklenen faydanın aktif olarak elde edilmemesi sonucunu doğurmaktaydı. İşte özellikle, bu sakıncanın giderilebilmesi bakımından, Cumhuriyet savcısına, kamu davasının açılmasının ertelenmesi yetkisi tanınması ve şüpheli hakkında soruşturma aşamasında, denetimli serbestlik ve tedavi tedbirine başvurulabilmesi imkânı getirilmiş olmaktadır. Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Kişinin, erteleme süresi zarfında aşağıdaki fiilleri işlemesi halinde erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılır:

  • Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
  • Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması.

Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz. Bu kararın verilmesi durumunda Cumhuriyet savcısı, şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.

  • Denetimli Serbestlik Tedbirinin Uygulanması

TCK m.191/3’e göre, hakkında beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilen kişi hakkında, bu erteleme süresi içinde, en az bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanacaktır. Yasa koyucu, asgari bir yıl demekle, bu sürenin gerekli görüldüğü takdirde uzatılabileceğini de kabul etmiş olmaktadır. Burada, asıl olan husus, denetimli serbestliğin amacına ulaşmasıdır. Bu süre Cumhuriyet Savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik verilen kişi, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.

  • Tedavi Yükümlülüğüne Karar Verilmesi

TCK 191/3’e göre; “Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde, denetimli serbestlik tedbiri süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Burada anlatılmak istenen husus, denetimli serbestlik tedbiri içinde tedaviye tabi tutulmanın zorunlu olmadığı öncelikle hakkında hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilen şüphelinin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanan kişi olması durumunda denetimli serbestlik süresi içinde ayrıca tedaviye de karar verilebilmesidir.

Burada dikkat çeken en önemli hususlardan birisi denetimli serbestlik tedbirine karar veren ve bu tedbirin uygulandığı süre içinde gerek görülmesi durumunda tedaviye de karar verilebilmesi ve bu kararı verecek olan makamın mahkeme ya da hakim değil Cumhuriyet Savcısı olmasıdır. Türk Ceza Kanunu bakımından, Cumhuriyet Savcısının denetimli serbestlik ve tedavi kararı verebileceği tek hal kendisini burada göstermektedir.

  • Denetimli Serbestlik Kararı ve Tedavi Kararına Karşı Başvurulacak Kanun Yolu

TCK Md.191 gereğince cumhuriyet savcısının, şüphelinin kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da kullandığı yönünde genel bir kanıya ulaşmış olması halinde CMK Md.171’ deki şartlar aranmaksızın beş yıl süre ile ceza davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecektir. Cumhuriyet savcısına kamu davasının açılmasını ertelemek ya da davayı açmak hususunda takdir yetkisi tanınmamıştır. Kamu davasının beş yıl süre ile açılmasının ertelenmesine karar vermesi gerekmektedir.

  • İtiraz

TCK m.191/9’de “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde CMK’nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi… hükümleri uygulanır” biçimindeki açıklama nedeniyle, Cumhuriyet savcısının burada kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararına karşı, CMK m.171’de yer alan itiraz kanun yoluna başvurulabileceğinin kabulü gerekir.

Kamu davasını açmada takdir yetkisi” başlığını taşıyan CMK m.171 hükmünün ikinci fıkrasına göre; “253 üncü maddenin ondokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir”.

Yukarıda yer alan madde metinlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere Cumhuriyet Savcısının kamu davası açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesi şeklinde verdiği karara karşı esas itibariyle suçtan zarar görenin CMK Md.173 hükmüne göre itiraz edebileceği kabul edilmiştir. Buna göre; Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

CMK 173/(3)’e göre “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir”.

  • Denetimli Serbestlik ve Tedavi Kararına Muhalefet Edilmesi

Hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüpheli, bu kararın geçerli olduğu beş yıllık erteleme süresi içerisinde, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi halinde, hakkında kamu davası açılacaktır (TCK m.191/4).

Bunun yanı sıra yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranılmamasının makul sayılabilecek bir gerekçesinin olmaması gerekir. Bir başka anlatım ile, yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamak bir haklı mazerete dayanıyor olması durumunda, davanın açılmasının ertelenmesine karar verilen şüpheli hakkında dava açılmaması gerekir.

Hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüphelinin, bu kararın geçerli olduğu beş yıllık erteleme süresi içerisinde, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması (TCK m.191/4-b), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması (TCK m.191/4-c) halinde, hakkında kamu davası açılacaktır. TCK m.191/6 hükmüne göre ise; “dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez”

  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

TCK m.191/7’e göre; “Şüpheli, erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı, ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir”. Şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verildikten sonra şüphelinin yeniden TCK m.191 yazılı suçu işlemiş olması durumunda, hakkında Cumhuriyet savcılığı tarafından yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesine kararı verilebilir. Çünkü, şüphelinin 191 inci maddede yazılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi imkânından yasal şartların var olması durumunda ancak bir kez istifa ettirilebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, KYOK verilmesinden sonra, işlenecek aynı nitelikteki yeni bir suç için yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur.

TCK m.191/8 hükmüne göre; TCK m 188’de tanımlanan uyuşturucu veya uyanıcı madde imal ve ticareti ile TCK m.190 hükmünde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran 191 inci madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilir.

TCK m.191/8’deki düzenleme ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bu hüküm çerçevesinde karar verileceği açıkça ifade edilmiş olmakla; CMK m.231 hükmüne burada bir istisna getirilmiş olmaktadır. Çünkü, CMK m.231 hükmüne göre, HAGB kararı verilebilmesi için hükmolunacak cezanın 2 yıl veya daha az olması gerekir. Oysa ki bu madde yazılı hapis cezasının alt sınırı 2 yıl, üst sınırı ise 5 yıldır. Bu nedenle buradaki düzenlemenin CMK m.231 bakımından istisnai bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz.

Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verilen sanık hakkında, söz konusu yükümlülüklere aykırı davranması durumunda, hükmün açıklanması kararı verilecektir. Çünkü, hükmün düzenleme amacı dikkate alınarak, kovuşturma sırasında, sanık hakkında, TCK m.191 hükmü gereğince, HAGB kararının verilmesi ile birlikte, sanığın, TCK m.191/4 maddede yazılı yükümlülüklere aykırı davranması veya maddede belirtildiği biçimde 191/1 yazılı eylemlerden birinin yeniden işlenmesi durumunda, HAGB kararını veren mahkeme tarafından, hükmün açıklanmasına (bir anlamda HAGB kararının kaldırılmasına) kararı verilecektir.

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu Görevli Mahkeme, Uzlaşma ve Etkin Pişmanlık

  • Görevli ve Yetkili Mahkeme

Suçun asgari ve azami cezası dikkate alındığında, kamu davasının ağır ceza mahkemesinde değil, asliye ceza mahkemesinde açılması gerekir. Bu suçlarda da diğer suçlarda olduğu gibi genel yetki kuralları (CMK m.12) geçerli olup; suçun işlendiği yerin belli olmaması durumunda özel yetki kuralı (CMK m.13) işlerlik kazanacaktır. Suç için belirlenen azami 5 yıl hapis cezası dikkate alındığında, TCK m.66 hükmü gereğince suçun 8 yıllık suç zamanaşımına tabi olduğu söylemek mümkündür. Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

  • Uzlaşma

Ceza hukukunda uzlaşma Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddelerinde düzenlenmiştir. Suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma müzakereleri ve uzlaşma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında yapılabilir. Uzlaşma şikayetten vazgeçme değildir. Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, bulundurmak veya kabul etmek ya da kullanmak suçu uzlaşma kapsamında düzenlenen suçlardan biri olduğu için uzlaşmaya tabi suçlardan biri değildir. Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçunda uzlaşma mümkün değildir.

  • Etkin Pişmanlık

TCK 191’ de düzenlenen suça ilişkin eylemlerde bulunarak bu suçu işleyen failler resmi makamlarca haber alınmadan önce bu maddeyi nerede, ne zaman ve kimden temin ettiğini söylemek sureti ile suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz. İlgili suç resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra suçun meydana çıkmasına, fail ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet veya yardım eden kişi hakkında verilecek ceza yardımın niteliğine göre dörtte birinden yarısına kadar indirilir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan hakkında soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini talep ederse hakkında cezaya hükmolunmaz.

Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu Yargıtay Kararları

10.CD. 13.3.2017, 014/12180-2017/946

  • Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu
  • TCK 191. Madde

Haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kovuşturma- ya yer olmadığı kararı verilen Mine T., Samire A. ve Aysun A.’IN sanığın kendilerine temin ettiğini söyledikleri maddenin ele geçmemesi nedeniyle uyuşturucu veya uyarıcı nitelikte olup olmadığı tespit edilemediği, adı geçenlerin suç tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandıklarının teknik yöntemlerle saptanmadığı, sanıkta da herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemediği, dolayısıyla adı geçenlerin soyut beyanlar dışında sanığın atılı suçu işlediğini somut bir olgu olarak ortaya koyan, her türlü şüphe den uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.


10.CD. 3.3.2017, 2013/8436-2017/816

  • Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu
  • TCK 191. Madde

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan Fethiye 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 08/03/2012 tarihinde 2011/1125 esas ve 2012/280 karar sayılı karan ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanığın ikinci kez aynı suçu işlediğinin anlaşılması karşısında, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve aynı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca davanın düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.


10.CD. 28.2.2017, 2014/10132-2017/786

  • Uyuşturucu Kullanma ve Bulundurma Suçu
  • TCK 191. Madde

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi yasaya ye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, aykırıdır.


Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

X
kadim hukuk ve danışmanlık