Azmettirme; belirli bir suçu işleme konusunda henüz bir fikri olmayan kişinin, başkası tarafından etkilenerek suç işleme kararı aldırılmasıdır. Azmettirme sonucunda suç işleme kararı aldırılan kişi, işlenecek suçun failidir. Azmettiren kişi, suçun işlenmesine eylemli olarak katılmadığı halde, kendisinde suç işleme fikri bulunmayan bir kişinin iradesini etkileyerek suç yoluna sokması nedeniyle cezalandırılmaktadır. Başka deyişle azmettirenin haksızlığı, suç kararı alınmasına sebep olunmasındadır. Azmettirme; faillik ve şeriklik şeklinde ikiye ayrılan suça iştirak biçimlerinden şeriklik içerisinde yer almaktadır. Şeriklik, azmettirme ve yardım etmeden ibarettir. TCK kapsamında azmettiren suçun kanundaki cezası ile cezalandırılır. Azmettirme TCK’da birinci kitabın ikinci kısmında “suça iştirak” başlığı altında 38. maddesinde düzenlenmiştir. Azmettirmenin 3 şartı vardır. Bunlar;
- Bir kişinin suç işleme kararının verdirilmesi,
- Azmettirmenin kasta dayanması,
- Azmettirilen suçun icrasına başlaması.
Azmettirme, Türk Ceza Kanunu Birinci Kitabın İkinci kısmında, “Suça İştirak” başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. İlgili hükme göre (TCK m.38); “Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır”. Azmettirme müessesesi ceza hukuku
bağlamında büyük önemi haizdir. Kanun koyucular suça neden olunmasının tüm toplum için tehlikeli olduğu gerekçesi ile suçun arkasındaki gerçek kişiyi de cezalandıracak hükümleri kanunlara koymuşlardır.
Azmettirme Nedir?
Azmettirme; belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. Azmettirici suçun işlenmesine eylemli olarak katılmadığı halde, kendisinde suç işleme fikri bulunmayan bir kişinin iradesini etkileyerek suç işleme yoluna sokması nedeniyle cezalandırılır. Azmettirenin suçun kanundaki cezası ile cezalandırılacağı kabul edilmiştir. Azmettirmenin kabulü için; azmettiren ve azmettirilen kişilerin varlığı ve azmettirmeye konu bir suçun bulunması gerekir. Azmettiren ve azmettirilen şahıslar ancak gerçek kişiler olabilir.
Azmettiren, suçun işlenişinde doğrudan bir katkısının olmaması ve suç üzerinde hakimiyet kuramaması nedeniyle müşterek faillikten ayrılmaktadır. Geniş anlamda faillik kavramı bakımından azmettirenin de kavram içinde düşünülmesi mümkün ise de modern ceza hukuku anlayışında azmettiren şeriklik statüsü içinde değerlendirilmektedir.’ Yargıtay da kararlarında azmettirmeyi iştirak şekli olarak kabul etmektedir. Azmettiren fail olmayıp, yalnızca suç kararının alınmasında müessir olan manevi şerik durumundadır. Ancak, suç siyaseti gereği kanun koyucu azmettirenin cezasının da işlenen suçun cezası ile aynı olması gerektiğini kabul etmiştir.
TCK madde 38 – Azmettirme
- Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
- Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
- Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hallerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.
Kanunun ilgili maddesinden anlaşılacağı üzere azmettirmenin herhangi bir tanımı yapılmamıştır. Ancak Türk hukukunda azmettirme belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesi olarak kabul edilmiştir. Nitekim azmettirme ile kafasında suç işleme bağlamında hiçbir düşünce olmayan asıl faile (azmettirilene) suç işleme kararı aldırtılmaktadır.
- TCK 38/2 fıkrasında, üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezasının belli bir oranda artırılması uygun görülmüştür. Ancak, çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmayacaktır. Bu durumlarda azmettirenin cezasında artırım öngörülmesinin hukuki dayanağı, ayrıca, azmettirme olgusunun tek başına bir haksızlık ifade etmesidir.
- TCK 38/3 fıkrasında, ceza soruşturması ve kovuşturmasının amacına hizmet eden bir hükme yer verilmiştir. Buna göre, azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında verilecek cezada indirim yapılabilecektir. Bu durumda indirim yapılması hususunda hakim takdir yetkisine sahiptir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, kişiliğe ilişkin olarak verilen bilginin maddi gerçeğin ortaya çıkmasını sağlaması gerekir.
Azmettirme Suçu Nasıl Oluşur?
Azmettirmenin konusu, suç teşkil eden bir fiildir. Konusu suç oluşturmayan bir eylemin icrasına ilişkin karar aldırma, azmettirme olarak kabul edilemez. Azmettirmenin konusunun bulunmaması veya konusunun gerçekleşme sinin mümkün olmaması halinde imkansız azmettirmeden söz edilir ve bu halde azmettirme fiili suç teşkil etmez. Bu nedenle, azmettirmeden söz edilebilmesi için öncelikle, konusu suç oluşturan ve kasıtla işlenen bir fiilin varlığı zorunlu görülmelidir. Suç teşkil eden belirli ve somut bir fiil bulunması kaydıyla, işlenecek suçun mağdurunun belli bir kimse olması zorunlu görülmemelidir.
Fail azmettirenin kastının tamamen dışında kalan bir suç işlemişse, işlenen fiil ile azmettirilen fiil arasında sapma önemli değilse azmettiren bu suçtan dolayı sorumludur. (yağmaya azmettirmede hırsızlık suçunun işlenmesinde, azmettiren hırsızlıktan cezalandırılır) Buna karşılık sapma önemli ise sadece azmettirilen suçtan cezalandırılır. (A, B yi yağma suçu işlemeye azmettiriyor. B ayrıca C’ye cinsel saldırıda bulunuyor. A, yalnızca yağmaya azmettirmeden dolayı cezalandırılır.)
Eğer asıl fiilde netice yüzünden cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren bir durum varsa, azmettirenin sorumluluğu m.23’e göre çözülmeli ve bu ağır netice bakımından taksiri varsa azmettirende bu neticeden sorumlu tutul- malıdır. (A, B yi C’yi yaralaması için azmettiriyor. Yaralama neticesinde C’nin ölmesi gibi) kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, teoride olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. (CGK, 06.03.2012/345-73)
Azmettirme için olay öncesi davranışlar daha önemli. Azmettirmenin varlığı için sanığın olaydan sonraki davranışlarından çok, olaydan önceki davranışları göz önüne alınmalıdır. Sanık Dilek’in diğer sanık Hasan. H’yi azmettirdiğine ilişkin yerel mahkemece gerekçe olarak gösterilen davranışların büyük bir kısmı, ölüm olayından sonra gerçekleşen davranışlar olup, bunlar tek başına azmettirmenin varlığı için yeterli değildir. (Sanık Dilek herhangi bir nedenle eşinin öldürülmesine sevinmiş olsa bile, eşinin ailesi ile aralarının açık olması, sanık Hasan ile aralarında duygusal bir ilişkinin bulunduğu yönünde köyde dedikodunun dolaşması nedeniyle eşinin öldürülmesi olayından kendisinin de sorumlu tutulacağı korkusu, diğer sanık Hasan’ın kolluğa şikâyette bulunması halinde çocukları ve kendisine de zarar vereceği yönündeki tehditleri dolayısıyla bu şekilde davrandığının kabulü gerekmektedir.) (CGK, 16.02.2010/251-25)
Azmettirmenin Unsurları
1. Azmettirmenin Maddi Unsurları
- Azmettirmenin Bir Konusunun Bulunması
Her suçta olduğu gibi azmettirmenin de bir konusu olmalıdır. Azmettirmeye konu olabilecek suçun gerçekleşmesi mümkün olmalıdır; aksi takdirde konusu olmayan veya konusu imkansız olan suçta “imkansız azmettirme” söz konusu olacaktır. Azmettiren, işlettirilmek istenen fiilin suç olmadığını biliyorsa veya suçun oluşmasının elverişsiz olduğunu biliyorsa bu durumda “elverişsiz azmettirmede” azmettirmeden söz edilemez.
- Azmettiren ve Azmettirilenin Olması
TCK madde 38’de azmettiren, başkasını suç işlemeye azmettiren kişi olarak ifade edilmektedir. Kanundaki düzenlenişinden anlaşılacağı üzere azmettiren kişi ile azmettirilen aynı kişi olamaz; azmettirmede azmettiren dışında bir başka kişi suç işleme kararını almaktadır. Bu bakımdan azmettirilen kişinin de belirli olması gerekmektedir; aksi takdirde azmettirme değil, tahrik suçu meydana gelmektedir. Tüzel kişilerin fiil ehliyeti olmadığından, kusur ehliyeti de yoktur. Bu nedenle tüzel kişiler bakımından ne suça azmettirmesi ne de azmettirilmesi mümkün değildir. Nitekim tüzel kişiler bakımından tüzel kişi adına hareket eden gerçek kişi azmettiren veya azmettirilen konumunda olmaktadır. Ancak Anayasa Mahkemesinin bu konuda aksi görüşü de mevcuttur.
- Mağdurun Belirli Olması
Azmettirme fiili belli bir kişiye karşı olmalıdır. Azmettiren tarafından suça teşvik edilen azmettirilen, azmettirme fiilini belli bir şahsa karşı işleyebilir. Azmettirmenin söz konusu olabilmesi için mağdurun belli bir şahıs olması gerekmektedir.
- Azmettirme Hareketi Neticesinde Azmettirilen de Suç İşleme Kararı Oluşması
Azmettirme hareketi olmadan azmettirmeden söz edilmesi mümkün değildir. Azmettirme hareketi, azmettirilenin icra hareketlerine başlamasına kadar suç işlemesine teşvik edici ve ikna edici hareketlerdir. Azmettirenin, azmettirme hareketi azmettirilen şahsın suç işleme kararını alması ve icra hareketlerini başlamasını sağlayacak derecede olması gerekmektedir. Nitekim, azmettirme hareketi olmasaydı azmettirilenin bu suçu işlemeyecek olması gerekmektedir. Azmettirilenin suç işleme kararı almasında azmettiren dışında başka etmenler de etkili olabilir. Ancak azmettirenin azmettirme hareketinden önce azmettirilen tarafından suç kararı alınmamışsa azmettirme söz konusu olur.
- Azmettirme Neticesinde Azmettirilenin İcra Hareketlerine Başlaması
Azmettirme neticesi ile demek istenilen azmettirenin azmettirme hareketi sonrası azmettirilende suçu işlemeye yönelik değişen düşüncedir. Yaşanan düşünce değişikliği ile azmettirmeye sebebiyet vermektedir. Azmettirilen tarafından değişen düşünce icra hareketlerine başlamak suretiyle dış dünyaya yansıtıldığı takdirde azmettirme neticesi ortaya çıkar. Suç kararının alınmasına rağmen azmettirilen tarafından suçun icrasına başlanılmadığı takdirde azmettirme cezalandırılmaz.
- Azmettirmede Nedensellik Bağının Olması
Azmettirmeden bahsedebilmek için azmettirme hareketi ile azmettirme neticesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Azmettirme fiilinin tamamlanıp azmettirilende suç işleme düşüncesinin oluşması ardından, azmettirilenin icra hareketlerine başlayıp gerçekleştirdiği fiil arasında da nedensellik bağı olmalıdır.
2. Azmettirmenin Manevi Unsuru
Azmettirme kasten yapılabilir. Azmettirmede asıl olan bir suçu başka bir kişiye işletme isteğidir. Azmettiren azmettirilen tarafından işlenecek olan fiilin suç olduğunu bilmeli veya en azından öngörebilmelidir. Azmettirmenin olası kastla işlenmesi mümkündür. Örneğin, bir kahvehanenin silahla taranarak kahvehane sahibinin öldürülmesini emreden kişi, o sırada kahvehanede bulunan kişiler yanında, kahvehanenin önünden geçmekte olan diğer kişilerin de yaralanıp, ölebileceklerini öngörmüştür. Bu durumda diğer neticeler bakımından olası kastla sorumlu olacaktır.
Azmettirme Türleri
- Basit Azmettirme
Bir kişinin başka bir kişiyi suç işleme kararı aldırarak suça sevk etmesi suretiyle suç yoluna sokup, suça itmesi, normal şartlar altında suç işlemeyecek kişiyi etki altına alarak suç işlettirmesi basit azmettirmedir.
- Zincirleme Azmettirme
Doğrudan doğruya azmettirilenin değil de, başka birisinin azmettirilmesi ve bunun da ilk azmettirilen ile iletişime geçmek suretiyle azmettirilmesi halinde bu durumda “azmettirmeye azmettirme” veya “zincirleme azmettirme” Örneğin, bir suç örgütünün başının adamlarından birisine, bir kiralık katil bulup başka birini öldürtmesinin istemesi zincirleme azmettirmedir.
- Dolaylı Azmettirme
Azmettirilenin başka bir üçüncü kişiyi sadece azmettirmede araç olarak kullanması halinde dolaylı azmettirme vücut bulacaktır.
- Müşterek Azmettirme
Müşterek azmettirmede azmettirme hareketlerinin birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesidir. En az 2 azmettirenin müştereken azmettirilen üzerinde veya bir aracı azmettiren kullanarak zincirleme şekilde failde azmettirme kararı oluşturmaya yönelik hareketlerdir.
- Yardım Etmeye Azmettirme
Azmettirenin kasten işlediği hukuka aykırı fiile yardım etme düşüncesi olmayan azmettirilenin ikna edilmesi suretiyle azmettirene yardım etmesine karar verdirmektir. Yardım etmeye azmettirme, asli fiile yardım etme olarak kabul edilmektedir. Yardım etmeye azmettirmenin cezalandırılabilmesi için, azmettirilen yardım edenin faile yardıma yönelik icra hareketlerine başlamış olması şarttır.
Altsoy, Üstsoy ve Çocuğun Azmettirilmesi
Azmettiren kişinin, aralarındaki üstsoy ve altsoy ilişkisini kullanarak başkasını bir suçu işlemeye azmettirmesi cezayı artıran neden olarak kabul edilmiştir. Usul füruu ilişkisi de denilen akrabalık bağının yarattığı nüfuzdan yararlanılarak suça azmettirme, azmettirenin suçlu kişiliğini yansıtması ve topluma zararlı sonuçları göz önüne alınarak daha ağır biçimde cezalandırılmasına gerek duyulmuştur. Bu durumda azmettirenin cezası üçte birinden yarısına kadar artırılmaktadır.
Çocuklar ayrıca sayıldığından üstsoy-altsoy ilişkisi bakımından 18 yaşını tamamlamış kişinin azmettirilmesi söz konusu olmalıdır. Örneğin ana veya babanın yetişkin çocuklarını suça azmettirmesi veya dedenin yetişkin torununu azmettirmesi durumunda bu hüküm uygulanmalıdır. Buna karşın amca-yeğen veya kardeşlik gibi üstsoy-altsoy ilişkisine dahil olmayan akrabalık bağların dan yararlanılması bu ağırlatıcı nedenin uygulanmasını sağlamaz.
Diğer taraftan maddenin yazım şekline göre azmettirmenin yukarıya doğru da olabilirliği akla gelebilir. Madde ile ağırlatıcı neden olarak bu bağın varlığı değil, bu ilişkiden doğan nüfuzun kullanılması temel alınmıştır. Toplumumuzda bu nüfuz ilişkisi yukarıdan aşağıya doğru olduğundan, tersine (evla din babasını azmettirmesi gibi) gerçekleşen azmettirmede bu hükmün uygulanamayacağı düşünülmelidir.
Hukuka Uygunluk Nedenleri ve Kusurluluğu Etkileyen Haller
- Meşru Müdafaa
Meşru müdafaa, hukuka uygunluk nedenlerinden biri olması sebebiyle ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. TCK madde 25 kapsamında meşru müdafaa şartlarının oluşması halinde hem azmettirenin hem de azmettirilenin ceza sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Ancak azmettiren tarafından azmettirileni meşru müdafaa haline sokarak suç işlettirilmesi halinde azmettirenin ceza sorumluluğu bulunmaktadır.
- Zorunluluk Hali
Zorunluluk hali kusurluluğu ortadan kaldıran hallerden biridir. Zorunluluk haline sığınarak azmettiren, azmettirilenin içinde bulunduğu zorunluluk halinden dolay cezasızlık sebebinden yararlanamayacaktır. Ancak azmettirilenin zorunluluk halinde başka türlü davranma imkanı bulunmaması halinde azmettirenin zorunluluk halinden yararlanmaya teşvik etmesi halinde azmettiren cezalandırılmayacaktır.
- Hata
Azmettirme konusunda hukuki hataya düşen azmettiren, azmettirmeyi yanlış yorumladığı takdirde azmettiren bundan yararlanamaz. Ancak azmettirenin fiili hataya düşmesi halinde suçun kasten işlemesi engellenecektir. Azmettirenin suçun tipindeki unsurda hataya düşmesinde de suçun kasten işlenebilmesi engelleneceğinden azmettirenin ceza sorumluluğu bulunmayacaktır.
Azmettirmenin Cezası
TCK madde 38 – Azmettirme
(1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hallerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.
TCK madde 38/1’e göre azmettirene verilecek olan ceza azmettirilene işlemiş olduğu suça verilecek olan cezadır. Bu bakımdan ilgili suç ile ilgili ceza uygulanırken güvenlik tedbirleri de uygulanabilir.
- TCK madde 38/2’ye göre azmettirenin üstsoy ve altsoy ilişkisinden kaynaklanan nüfuzunu kullanması suretiyle azmettirilenin suça teşvik ve ikna etmesi halinde azmettirenin cezası 1/3’den ½’ye kadar arttırılmaktadır; çocukların azmettirilmesi bakımından üstsoy ve altsoy ilişkisi aranmamaktadır. Bir annenin çocuğunu suç işlemeye azmettirmesi ile arasında üstsoy altsoy ilişkisinin olmadığı çocuğu azmettirmesi halinde her halükarda cezası arttırılacaktır. Ancak altsoy ve üstsoy ilişkisi bu tarz bir nüfuz oluşturmuyorsa bu cezayı artıran nitelikli hal de uygulanmayacaktır.
- TCK madde 38/3’e göre azmettirenin belli olmaması, ulaşılamaması halinde azmettirenin ortaya çıkmasına yardım eden fail veya diğer suç ortaklarının yaptırımlarında azaltılmaya gidilebilir. Kanun maddesinin lafzından anlaşılacağı üzere ceza yapılacak olan azaltma veya azaltmanın yapılıp yapılmayacağı tamamen hakimin takdirine bağlıdır. Azmettirenin kim olduğunun ortaya çıkarılmasından anlaşılması gereken ve Yargıtay kararlarınca da anlaşılması gereken işlenen suçu aydınlatacak ve azmettirenleri saptamaya yarayacak nitelikte eksiksiz bir bilgidir. Azmettirenin ortaya çıkmasına yardım eden fail veya diğer suç ortakları için;
Azmettirici Kaç Yıl Ceza Alır?
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
- Müebbet hapis cezasında müebbet hapis cezası,
- Süreli hapis cezasında ise aynı süreli hapis cezasıyla cezalandırılır.
Türk Ceza Kanunu’nda tanımı gerçekleştirilmiş olan çocuğun, işlemiş olduğu bir suçta çocuk biri tarafından azmettirilmiş ise, çocuğu bu suça azmettiren kişi icrası gerçekleştirilen suçun üçte biri ile yarısı kadar bir ceza artırımı ile karşılaşmaktadır. Bir örnek ile izah etmek gerekirse, çocuğu suça azmettirmiş kişi için suçun cezası 30 yıl olmakta ise, bu durumda kişi için ceza artırımı yapılması sonucunda kişi 40-45 yıl arasında bir hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır.
Azmettirilen azmettirenin aldırdığı suç kararı suçtan başka bir suçu veya azmettirilen suçun nitelikli halini işlemesi halinde azmettiren kastettiği suçla sorumlu olur. Ancak azmettiren bu durumu öngörebiliyorsa farklı neticelerden de sorumlu tutulur. İşlenen fiil, kastedilen suçtan daha hafif bir suçu oluşturursa azmettiren için ceza tayininde işlenen suç esas alınır. Azmettirici kaç yıl ceza alır? Azmettirmenin cezası ne kadardır? gibi sorulardan anlaşılacağı üzere azmettirici de suçtan ceza almaktadır. Hürriyetinizin hapis cezası ile bağlanma ihtimali varlığı söz konusudur. Bu nedenle ceza avukatı ile çalışmanız bir hayli önemlidir.
Adli sicil ve arşiv kaydında (sabıka kaydında) kişi hakkında hükmedilmiş süreli hapis cezaları ve adli para cezaları yer alır. Bunun yanında bir çok husus adli sicilde yer alsa da en temelde bu iki husus yer alır. Dolayısıyla azmettirme durumunda kişi hakkında cezaya hükmedilirse bu durum adli sicil ve arşiv kaydına işlenir. E-devlet üzerinden yapılacak adli sicil kaydı alma başvurusunda bu husus çıkacaktır. Azmettirici esasında fail gibi ceza alır. Adli sicilinde açık şekilde işlenen fiile azmettirdiği gerekçesiyle ceza aldığı yer alacaktır.
TCK 38. Madde Azmettirme Yargıtay Kararları
Yargıtay 1.Ceza Dairesi 12.03.2007 4188/1380 Esas
- Suça Azmettirme
- TCK 38. Madde
Oluşa ve delillere göre; sanık Tufan’ın, kafenin ortak işletmesinden ve kız arkadaşı ile olan ilişkiye yönelik müdahaleden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle maktul Ergün’ün gözdağı amacıyla para karşılığı dövülmesi için, sanıklar Ercan G ve Ercan Ön’ün yardımı ile bulduğu sanık Selim’e talimat verdiği, sanıklar Ercan G ve Ercan Ö’ün olaydan 3 gün önce ölenin evini sanık Selim’e gösterdikleri, sanık Selim’in de, sanıklar Ömer ve Ekrem’i bularak onlardan maktulü dövmelerini istediği ve talebi kabul etmeleri üzerine sanık Selim’in, olayın planlamasını yaparak olaydan 2 gün önce Ömer’e ait araçla ölenin işyerine giderek sanık Ekrem’e öleni gösterdiği; daha sonra sanıklar Selim, Ekrem ve Ömer’in fiili icra etmek için maktule ait kafenin karşısında gözetleme yaparak , uygun ortamı kollamaya başladıkları, ancak iş çıkışı takip etmelerine rağmen maktulün aracı ile süratli gitmesi sebebiyle, gözden kaybederek eylemi o gün icra edemedikleri; olay günü ise sanık Tufan ile görüşen sanık Selim’in, “bu işi kesin halledin” şeklindeki aldığı talimat üzerine, sanıklar Ömer ve Ekremle buluşarak yaptıkları iş bölümü gereği, yanına Ekrem’i alarak maktule ait evin bir alt sokağında beklemeye başladıkları, sanık Ömer’in de aracı ile maktule ait kafenin karşısında gözetleme yaparken maktulün işten çıktığını sanık Selim’e telefonla haber vermesi üzerine sanık Selim’in bekleme yerinde kaldığı, sanık Ekrem’in önceden sanık Ömer’in aracından almış olduğu sopa ile evine gelen maktulün kafasına, ani bir kast değişikliği sonucu sopa ile 5-6 kez vurarak kafatası kırığı ve beyin kanaması oluşturarak öldürdüğü olayda,…sanıklardan Tufan ve Selim’in tasarlayarak kastı aşan müessir fiil sonucu adam öldürme suçuna azmettirmek; sanık Ekrem’in tasarlayarak adam öldürmek, sanıklar Ömer, Ercan Ö ve Ercan G’nin tasarlayarak kastı aşan müessir fiili sonucu adam öldürme eylemine fer’an iştirak etmek suçlarından cezalandırılmaları ve lehe kanun değerlendirilmesinin buna göre yapılması gerekir…
Yargıtay 1.Ceza Dairesi 21.4.2010, Esas: 2009/6664 Karar: 2010/2826
- Suça Azmettirme
- TCK 38. Madde
Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktul ile evli olan sanık Dilek’in, maktulden kaynaklanan hakaret, tehdit ve yaralama eylemleri nedeniyle
kardeşiyle beraber yaşayan sanık Akın’dan yardım istediği, sanık Akın’ın da arkadaşı olan Bülent’e haber verdiği, olaydan bir hafta on gün kadar önce Çamlıca tepesindeki bir çay bahçesinde bir araya gelen sanıklardan Bülent’in arkadaşı olan sanık Mehmet Emin’i çağırarak maktulün dövülmesi konusunda konuştukları, ertesi gün yeniden bir araya gelen sanıklar arasında maktulü, sanık Mehmet’in vurması, silahın da Dilek veya Akın tarafından temin edilmesi konusunda anlaşmaya varılarak bir miktar paranın sanık Dilek tarafından sanık Mehmet Emin’e verildiği, yapılan anlaşma ve plan doğrultusunda olay günü maktulü takip eden sanık Mehmet Emin’in tabancayla göğüs bölgesine ateş edip öldürerek olay yerinden kaçtığı, olaydan sonra vaat edilen paranın kalan kısmının da sanık Dilek tarafından sanık Akın
aracılığıyla diğer sanıklara verildiği olayda,… Maktulün öldürülmesi için sanık Dilek’in sanık Akın’dan yardım istediği, sanık Akın’ın da sanık Bülent’i temin ettiği, sanık Bülent’in de maktule ateş ederek öldüren sanık Mehmet Emin’i suç işlemeye ikna ettiği göz önüne alındığında sanık Akın ve Bülent’in azmettirici konumunda bulunduğu halde haklarında TCK’nın 38. Maddesi yollamasıyla 82/1-a maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi…
Yargıtay 1.Ceza Dairesi 4.10.2005, Esas: 2005/369 Karar: 2005/2680
- Suça Azmettirme
- TCK 38. Madde
Sanık Gazi’nin alacak-verecek sebebiyle husumet beslediği maktul Bekir’in öldürülmesi için, yeğeni olan sanık Hüseyin’i azmettirerek maktulü vuracak birisini bulmasını istediği, Hüseyin’in de sanık Cuma’yı bulduğu, birlikte gitmek suretiyle maktulü işyerinde iken Cuma’ya gösterip tanımasını ve otosuyla meskun mahal dışına götürüp Gazi’nin verdiği tabancayla Cuma’nın deneme atışı yapmasını sağladığı, Cuma’ya tanınmaması için kıyafet temin ettiği, maktulün evini gösterdiği, eylem sırasında yakın bir yerde otosuyla bekleyip Cuma’yı olay mahallinden uzaklaştırdığı olayda, sanık Hüseyin’in suçun işlenmesine yardım sınırlarını aşarak doğrudan azmettirme suretiyle suça katıldığı anlaşıldığından azmettirme yerine yazılı şekilde fer’i iştirakten ceza tayini, bozmayı gerektirmiş…