Cezai şart, borçlunun, borcunu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde önceden kararlaştırılmış bir edimde bulunmayı alacaklıya karşı üstlenmesi anlamına gelmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 179-182. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Taraflar anlaşarak çoğunlukla cezai şartı bir miktar para olarak belirlerler. Ancak borçluya ait bir malvarlığı da cezai şart olarak belirlenebilir. Hukukumuzda cezai şartın türleri;
- Seçimlik cezai şart,
- İfaya eklenen cezai şart
- İfa yerine cezai şart (dönme cezası) olarak düzenlenmiştir.
Cezai şart terimi karşılamak üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (Kanun) “ceza koşulu” terimi kullanılmakta ve 179 – 182. maddeleri arasında buna ilişkin esasları düzenlenmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki, uygulamada ve Yargıtay kararlarında halen yerleşik kavram olan cezai şartı ceza koşulu kavramı yerine kullanılmaktadır. Cezai şart ile borçlu üzerinde baskı kurularak asıl borcun ifasını güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Zira, borçlu borcunu ifa etmez ya da gereği gibi yerine getirmezse bir miktar cezayı alacaklıya ödemek zorundadır. Bu durum borçluyu psikolojik olarak etkilemekte ve borcunu gereği gibi yerine getirmesi hususunda borçluyu zorlamaktadır.
Cezai Şart Nedir?
Cezai şart, ceza koşulu ve sözleşme cezası borçluyu sözleşmeden doğan borçlarını gereği gibi ifa etmeye zorlamak için kullanılan bir yöntemdir. Eski Borçlar Kanunu’ndaki ismi cezai şarttır. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl alacağın varlığını zorunlu kılar. Bir diğer anlatımla asıl alacağın varlığı halinde cezai şartın varlığından söz etmek mümkündür. Cezai şartın ödenmesi için, ortada herhangi bir zararın bulunması şart değildir. Taraflarca kararlaştırılmış olması yeterlidir. Türk Borçlar Kanunu’nda cezai şart, Madde 179 – 184 arasında düzenlenmiştir:
- Madde 179: Tarafların, borçlunun borcunu yerine getirmemesi veya eksik getirmesi durumunda ödemesi gereken cezai şartı sözleşmede belirleyebilecekleri hükme bağlanmıştır.
- Madde 180: Borçlunun borcunu yerine getirmemesi veya eksik getirmesi durumunda alacaklının, asıl borç ve cezai şartı birlikte talep etme hakkı vardır.
- Madde 181: Cezai şartın, borcun ifası yerine geçmesi şeklinde kararlaştırılması mümkündür.
- Madde 182: Cezai şartın miktarı, hakim tarafından azaltması ve indirmesi
Asıl borç geçerli olarak meydana gelmemişse yahut sonradan takas, ibra vb. şekilde ortadan kalkmışsa cezai şart da ortadan kalkar. Örneğin, sözleşmenin hukuka veya ahlaka aykırılık, başlangıçtaki imkansızlık, tarafların fiil ehliyetsizliği veya şekil noksanlığı nedeniyle geçersiz olması halinde sözleşmede belirlenen cezai şart da geçersiz olur. Cezai şart, borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi ihtimaline karşın kararlaştırılır. Cezai şartın yan borç niteliği muaccel oluncaya kadar devam eder. Cezai şart muaccel olduktan sonra bağımsız bir alacak niteliği kazanır. Cezai şartın teminata bağlanması mümkündür.
Cezai Şarta İlişkin Yasal Düzenlemeler
- Madde 179- Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi
“Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir”
Bu maddede seçimlik cezai şartı tanımlanmaktadır. Aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça konulan cezai şartlar seçimlik kabul edilecektir. Seçimlik cezai şartın hiç veya gereği gibi yerine getirmeme durumunda oluştuğunu madde metninde görmekteyiz.
“Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
Bu madde de ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir. İfaya eklenen cezai şart için öncelikle belirli zaman ve yerde ifa edilmesi gereken bir borç olacağı; bu borçtan da feragat edilmemiş olması ve borcun çekincesiz kabul edilmemiş olması gerekecektir. Bu durumda asıl borçla beraber ceza şartı istenebilir.
“Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.”
Bu maddede ifayı engelleyen cezai şart düzenlenmiştir. Bu durum dönme cezası olarak da adlandırılmaktadır. Taraflar dilerse belli bir meblağ ödeyerek anlaşmayı sonlandırmayı kararlaştırabilir. Gerçek anlamda cezai şart değildir. Varlığını ispat borçluya aittir. Aşkın zararın talebi mümkün değildir.
- Madde 180- Ceza ile zarar arasındaki ilişki
“Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.”
Cezai şartın talep edilebilmesi için herhangi bir zararın ispatı şart değildir.
“Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez.”
Alacaklının hem uğradığı zararı hem de bu zararın cezai şartı aştığının ispatı gerekmektedir. Emredici bir hüküm olmadığından aksi kararlaştırılabilir. Dönme cezasında istenemez. İstisnai olarak borçlu adam çalıştırıyor ve zarar çalışanın kusurlarından meydana geldiyse alacaklının ispatı aranmaz.
- Madde 181- Kısmi ifanın yanması
“Ceza koşuluna ilişkin hükümler, dönme durumunda ifa edilmiş olan kısmın alacaklıya kalacağını öngören sözleşmelere de uygulanır.”
“Taksitle satışa ilişkin hükümler saklıdır”
Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi yüzünden satılanın devrinden önce sözleşmeden dönerse, alıcıdan sadece ödenmeyen peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar işleyecek yasal faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz.
- Madde 182- Cezanın Miktarı, Geçersizliği Ve İndirilmesi
“Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler”
Bu madde ile ilgili en önemli istisna işçinin işveren karşısındaki zayıf pozisyonu sebebiyle hizmet sözleşmelerine tek taraflı olarak cezai şart konulamayacağıdır.
“Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez”
“Hakim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.”
Cezai şart ile ilgili kanunda düzenlenen maddelerden sadece bu madde emredici nitelikte olup diğerleri ile ilgili aksine düzenleme yapılabilir.
Cezai Şartın Bağlı Olduğu Şekil Nedir?
Cezai şart, sözleşmelerde tarafların anlaşma koşullarına uyulmaması durumunda ödenmesi gereken önceden belirlenmiş bir tazminat miktarını ifade eder. Cezai şart, sözleşmeye taraf olan kişilerin, sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmemeleri veya geciktirmeleri halinde uygulanır. Cezai şart, genellikle sözleşmelerde, tarafların yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirmelerini sağlamak amacıyla yer alır. Bu tür bir hüküm, sözleşmeye taraf olan kişilere, anlaşma koşullarına uyulmamasının maddi sonuçlar doğurabileceğini hatırlatarak caydırıcı bir etki yaratır.
Cezai şartın uygulanması ve miktarı, sözleşme koşullarına ve yerel yasal düzenlemelere bağlıdır. Özellikle, cezai şartın orantılı ve makul olması beklenir. Aksi takdirde, mahkemeler, cezai şartı geçersiz sayabilir veya miktarını düşürebilir. Cezai şart ya asıl sözleşmenin yapıldığı sırada o sözleşmenin bir parçası olarak onun içerisinde yer alır ya da sonradan bağımsız bir sözleşme ile kararlaştırılır. Kanun cezai şartın tabi olduğu şekil hakkında herhangi bir hüküm içermemekle birlikte, asıl borç için düzenlenen şekil şartının cezai şart için de geçerli olduğu kabul edilmektedir. Örneğin, taşınmazın satışını kuvvetlendirmek için öngörülen cezai şart da satış sözleşmesinin tabi olduğu resmi şekilde yapılmalıdır.
Cezai Şartın Amacı
Cezai şartım başlıca üç amacı vardır. Bunlar şu şekildedir:
- Borcunu hiç ya da gereği gibi ifa etmeyen borçluyu cezalandırmak.
- Borçluyu ifaya zorlamak.
- Borcunu hiç ya da gereği gibi ifa etmeyen borçluyu tazminata maruz bırakmak.
Yukarıda bahsedilen cezai şartın bu üç önemli amacından birinin diğerine tercihi ya da üstünlük göstermesi mümkün değildir. Bu üç ana işlev sadece zamansal olarak kendilerini göstermesi itibariyle birbirlerinden ayrılır. Şöyle ki, borçluyu ifaya zorlama amacı, borca aykırılığın ortaya çıkacağı zamana kadar, tazmin fonksiyonu ise borca aykırılığın çıktığı andan itibaren etkili olur.
Cezai Şartın Çeşitleri
Hukukumuzda cezai şartın türleri;
- Seçimlik cezai şart,
- İfaya eklenen cezai şart
- İfa yerine cezai şart (dönme cezası) olarak düzenlenmiştir.
Seçimlik Cezai Şart
Seçimlik cezai şart TBK m. 179/1’ de; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Seçimlik ceza koşulunda alacaklı seçimlik bir yetkiye sahiptir. Buna göre o, koşulun gerçekleşmesi, yani borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ya asıl edimin ifasını ister ya da bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini talep eder.
Seçimlik ceza koşulunda alacaklı hem asıl edimin ifasını hem de ceza koşulunun ödenmesini isteyemez. Alacaklı cezai şartın ödenmesini talep etmişse artık asıl edimin ifasını talep edemez. Buna karşılık, taraflar sözleşmede önce asıl edimin ifasının talep edilebileceğini, borçlunun bunu yerine getirmemesi halinde, alacaklının sonradan ceza koşulunun ödenmesini isteyebileceğini kararlaştırabilir.
İfaya Eklenen Cezai Şart
TBK m.179/2’ de ifaya eklenen cezai şart; “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İfaya eklenen cezai şart tarafların özel bir anlaşmasına veya bir kanun hükmüne dayanır.
İfaya eklenen cezai şart taraflarca yapılan özel bir anlaşmaya dayanıyorsa, alacaklının bunu ispat etmesi gerekir. İfaya eklenen cezai şartta koşul gerçekleştiği takdirde alacaklı hem ifayı hem de cezayı talep eder. Burada taleplerin yığılması (toplanması) söz konusudur. İfaya eklenen cezai şart için zararın meydana gelmesi aranmaz. Alacaklı borçlunun borca aykırı davranışı nedeniyle zarara uğramasa dahi kararlaştırılan cezai şartı talep edebilir. İfaya eklenen cezai şart uygulamada özellikle rekabet yasağında görülür.
İfa Yerine Cezai Şart (Dönme Cezası)
TBK m.179/3’ e göre; “Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” Burada asıl alacak ve borcun kuvvetlendirilmesi, teminat altına alınmak suretiyle ifasının sağlanması ve böylece alacaklının hukuki durumunun sağlamlaştırılması değil, tam aksine dilerse cezayı ödemek ve sözleşmeden dönmek veya onu feshetmek suretiyle borçlunun durumunun kolaylaştırılması söz konusu olmaktadır.
Bu tür ceza koşulunda borçlu cezayı ödemek suretiyle sözleşmeden dönebileceği ya da onu feshedebileceği gibi, alacaklı da sadece cezanın ödenmesini isteyebilir. Burada alacaklı borçludan asıl edimin ifasını talep edemez.
Aşırı Cezanın İndirilmesi
Cezai şart tarafların irade özerkliği ve sözleşme özgürlüğü ilkelerine dayanır. Bu ilkeler çerçevesinde taraflar cezai şart tutarını diledikleri biçimde belirleyebilirler. Ancak kararlaştırılan ceza miktarı bazı hallerde borçlunun ekonomik kişilik hakkını, ticari faaliyetini ihlal edecek, olumsuz etkileyecek ölçüde aşırı olabilir. Bu takdirde aşırı ceza koşulu, borçluyu sadece sınırlı olarak bağlar. TBK m.182/3’ e göre; “Hakim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” Söz konusu hüküm gereğince, hakim takdir yetkisini kullanarak kendiliğinden indirir.
Aşırı Cezanın İndirilmesinin Koşulları
Aşırı cezanın indirilmesi için gerekli olan şartlar şu şekildedir:
- Geçerli bir ceza koşulu anlaşması bulunmalıdır: TBK m.182/3’ de düzenlenen; “Hakim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” Hükmü ifayı engelleyen cezai şartta (dönme koşulu) uygulanmaz.
- Ceza koşulu muaccel olmalıdır: Muaccel olmayan ceza edimi, henüz bağımsız bir edim niteliğini kazanmadığı için bunun indirilmesi de söz konusu olamaz.
- Ceza henüz ifa edilmemiş olmalıdır: Ceza koşulunu ifa eden borçlu, bunun indirilmesini talep edemez.
- Ceza koşulu aşırı ölçüde yüksek olmalıdır.
Cezai şart, bir karşı edim mukabilinde yüklenilmiş bir edim olmadığı için borçlu aşırı yararlanma(gabin) hükümlerine başvuramaz. Hakimin aşırı ceza koşulunu indirme kararı, yenilik doğuran bir karar olup geçmişe etkili hüküm ve sonuç doğurur. Cezai şartın indirilmesi için açılacak davada hakim cezai şartın tamamının ortadan kaldırılmasına karar veremez.
Bununla birlikte, Türk Ticaret Kanunu m.22’de, tacir sıfatını haiz borçlunun hakimden aşırı ceza koşulunun indirilmesini isteyemeyeceği düzenlenmiştir. Ancak tacir sıfatını haiz borçlu, sözleşmenin içerdiği ceza koşulu miktarının ekonomik mahvına neden olacak derecede yüksek olduğu, bu nedenle ticari kişilik hakkına, adalet ve hakkaniyete aykırı bulduğu gerekçesiyle tamamen kaldırılmasını ya da makul düzeye indirilmesini isteyebilir.