Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi)

konutu terk etmeme ev hapsi

Konutu terk etmeme (Ev hapsi) Ceza Muhakemesi Kanunu’muzun 109. Maddesinde yer alan adli kontrol tedbirleri içerisinde yer almaktadır. Konutu terk etmeme, halk arasında ev hapsi olarak bilinir. Konutu terk etmeme, suç şüphesi altındaki kişi hakkında mahkemelerce verilen şüpheli veya sanığın yargı mercii tarafından belirlenen konutunu mazereti olmaksızın veya izin almaksızın terk etmemeyi kapsayan bir adli kontrol tedbiridir (CMK 109/3-j madde). Konutu terk etmeme adli kontrol tedbirine karar verilebilmesi için öncelikle tutuklama kararı verilmesine gerek yoktur, doğrudan doğruya da konutu terk etmeme kararı verilebilmektedir.  Ceza Muhakemesi Kanunu’muza göre adli kontrol kural, tutuklama ise istisnai bir durumdur. Bu nedenle konutu terk etmeme kararı verilebilecekken kişi hakkında sınır aşılarak tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırı olacaktır. Konutu terk etmeme kararının neden yetersiz kalacağına ilişkin hukuki ve fiili nedenler gerekçelendirilmesi durumunda tutuklama kararı verilebilmektedir.

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde de “konutu terk etmeme” adli kontrol tedbirine yer verilmiştir. İlgili yönetmelikte konutu terk etmemek yükümlülüğü “şüpheli veya sanığın yargı mercii tarafından belirlenen konutunu mazereti olmaksızın veya izin almaksızın terk etmemesi” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Konutu terk etmeme yani ev hapsi şüpheli veya sanığın kaçmasının, saklanmasının, delilleri yok etmesinin, gizlemesinin veya değiştirmesinin veyahut tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapması girişiminde bulunmasının önüne geçmek amacıyla tutuklamaya alternatif olan ve diğer adli kontrol tedbirlerine nazaran en ağır adli kontrol tedbiridir.

Konutu terk etmemek yükümlülüğü altında olan kişiler haklarındaki bu tedbir sona erinceye kadar yaşamlarını sürekli olarak konutlarında sürdürmek zorundadır. Yukarıda anılan Yönetmelik’in 57. maddesinde ifade edildiği üzere bu tedbirin infazı elektronik kelepçe takılmak suretiyle takip edilmektedir. Böylelikle ikamet ettiği konutun dışına çıktığı anda kişilerin haklarındaki adli kontrol yükümlülüklerini ihlal etmeleri söz konusu olabilmektedir. Ayrıca konutu terk etmeme kişilerin fiziksel özgürlük alanını yalnızca ikamet ettiği konutun içi ile sınırlandıran, elektronik kelepçe takılmak suretiyle infazı söz konusu olabilen ve kaldırılıncaya kadar gün boyunca kesintisiz olarak devam ettirilen, uyulmadığında ise şüpheli veya sanık hakkında tutuklama tedbirinin uygulanmasına neden olabilen bir adli kontrol tedbiri niteliğindedir. Konutu terk etmeme tedbiri uygulanan kişinin konutunun dışına çıktığı an adli kontrol yükümlülüğü ihlal edileceğinden ve bu nedenle de kişi tutuklanacağından adli kontrol tedbirleri içerisindeki en ağır adli koruma tedbiri olduğu aşikardır.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Nedir?

Ev hapsi (konutunu terk etmemek) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda koruma tedbiri olarak düzenlenen adli kontrol tedbiri altında şüpheli veya sanık tarafından uyulması gereken bir yükümlülük çeşidi olarak öngörülmüştür. Ev hapsi; kişinin kaçması veya saklanması ya da delilleri yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi ya da tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapma girişiminde bulunmasını engellemek amacıyla uygulanmaktadır. Ancak tutuklama tedbirinin olumsuz sonuçlarını bertaraf etmek üzere bu tedbirde denetim ve gözetim tutukevi veya ceza infaz kurumunda değil, şüpheli ya da sanığın konutunda gerçekleştirilmektedir.

Konutu terk etmeme veya bir diğer ismi ile ev hapsi, bir tutuklama sebebinin varlığı haline şüphelinin tutuklanması yerine başvurulabilecek bir tedbirdir. Yine bu tedbire, kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de başvurulabilmesi mümkündür. Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması durumunda da salıverilenler hakkında konutu terk etmeme tedbirinin uygulanabilmesi mümkündür. Konutu terk etmeme/ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirinin amacı şüpheli veya sanığın konutunda denetim altında tutulmasıdır. Tedbirin bu amaca uygun bir şekilde konulması gerekir. Bu nedenle öncelikle şüpheli ve sanığın konutu belirlenmeli, konut belirlendikten sonra bir adli kontrol tedbiri olarak konutu terk etmeme (ev hapsi) tedbirine karar verilmelidir.

Şüpheli veya sanığın konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirine uyup uymadığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü (https://cte-ds.adalet.gov.tr/) görevlileri tarafından şüpheli veya sanığa elektronik kelepçe takılarak denetlenir. Şüpheli veya sanık konumundaki kişi hakkında hakim tarafından CMK m.109/3-j gereğince “konutu terk etmeme (ev hapsi)” biçiminde adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi halinde, yasak kaldırılıncaya kadar bu kişinin artık konuttan dışarı çıkmaması gerekir. Konutu terk etmeme tedbirinin ihlal edilmesi şüpheli veya sanığın tutuklanabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. maddesinde yer alan düzenleme şöyledir;

Adli kontrolMadde 109

(1) (Değişik: 2/7/2012-6352/98 md.) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.

(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

(3) Adli kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:

a) Yurt dışına çıkamamak.

b) Hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.

c) Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.

d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.

e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.

f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.

g) Silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.

h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.

i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.

j) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Konutunu terk etmemek.

k) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.

l) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

(4) (Ek: 25/5/2005 – 5353/14 md.) (Mülga: 2/7/2012-6352/98 md.) (Yeniden Düzenleme:14/4/2020-7242/15 md.) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adlî kontrol kararı verebilir.

(5) Hakim veya Cumhuriyet savcısı (d) bendinde belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir.

(6) Adli kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin üçüncü fıkrasının (e) ve (j) bentlerinde belirtilen hallerde uygulanmaz. (Ek cümle:8/7/2021-7331/15 md.) Ancak, (j) bendinde belirtilen konutunu terk etmemek yükümlülüğü altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır.

(7) (Ek: 6/12/2006 – 5560/19 md.) Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

Konutu terk etmeme bir diğer isimle ev hapsinin amacı kişinin cezaevi dışında kontrol altında tutulmasıdır. Burada kişinin ev hapsi ile birlikte konutunu izinsiz ve mazeretsiz bir şekilde terk edilmesinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Kişi mahkemece uygulanan tedbir kaldırılıncaya kadar adli kontrol hükümlerine uygun davranması gerekmektedir. Aksi halde kişi hakkında verilen adli kontrol tedbiri tutuklamaya dönüşebilecektir. Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından kişilerin ev hapsine uyup uymadığı kontrol edilmektedir. Ev hapsi kararı soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği, kovuşturma aşamasında ise davaya bakan mahkeme tarafından verilir. Ve yine işbu karar soruşturma aşamasında kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı, kovuşturma aşamasında ise beraat kararı verilmesi ile birlikte kendiliğinden kalkar.

konutu terk etmeme ev hapsi nedir
konutu terk etmeme ev hapsi nedir

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Kararı Kim Tarafından Verilir ve Kaldırılır?

Konutu Terk Etmeme bir diğer ismiyle ev hapsi kararı soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının talebi üzerine Sulh Ceza hakimliği tarafından verilen kararlardır. Kovuşturma aşamasında ise yargılamanın yapıldığı mahkeme tarafından ev hapsi tedbirine karar verilebilir.  Mahkeme tarafından verilen bu karar yine aynı mahkeme tarafından kaldırılabilir. Ancak ev hapsi kararına karşı itiraz sulh ceza mahkemesi kararına karşı asliye ceza mahkemesine, mahkemeler tarafından verilen kararlar ise bir sonraki numaralı mahkemeye yapılmaktadır. Bununla birlikte Cumhuriyet savcısı soruşturma aşamasında ev hapsi kararını veremeyeceği gibi kaldırmaya da yetkili değildir.

Soruşturma aşamasında Sulh ceza hâkimi tarafından adli kontrol kararı verilebilmesi için Cumhuriyet savcısının bu yönde bir talebinin bulunması gerekir. Ancak kovuşturma aşamasında mahkeme Cumhuriyet savcısının talebi üzerine ya da re’sen adli kontrol kararını verebilir. Adli kontrol kararı verilmesini isteme yetkisi sadece Cumhuriyet savcısına aittir. Mağdur/şikayetçi/suçtan zarar gören ile vekillerinin adli kontrol karan verilmesini isteme yetkileri bulunmamaktadır. Adli kontrol kararı doğrudan verilir. Daha açık bir ifade ile önce tutuklama kararı verilip ardından bunun adli kontrol tedbirine çevrilmesine karar verilemez. 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile değişik 109/4.maddesi gereğince, maddede belirtilen hallerle sınırlı olmak üzere hükmü veren ilk derece mahkemesince de adli kontrol kararı verilebilecektir.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Kararı’nın Uygulanması

Şüphelinin Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) altına alınmasına karar verilmesi için sorgusunun yapılması kanunda açıkça şart koşulmamış olup, uygulamada Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) tedbirinin kimi zaman hazır edilen şüphelinin sulh ceza hakimliğine sevk edilmesi kimi zaman da dosya üzerinden talep edilmesi suretiyle uygulama alanı bulduğu gözlemlenmektedir. Cumhuriyet savcısı tarafından sulh ceza hâkimliğine hitaben tanzim edilecek Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) talebine ilişkin yazıda;

  • Soruşturma numarası,
  • Şüphelinin açık kimlik ve adres bilgileri,
  • Şüphelinin üzerine atılı suç
  • Suç tarihi ve yeri,
  • Uygulanması istenen tedbir veya tedbirler,
  • Tedbirin gerekliliğine ilişkin açıklama,
  • Talep tarihi ve saati,
  • Cumhuriyet savcısının imzası, Yer almalıdır.

Sulh ceza hakimliğince Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) adli kontrol talebinin kabul edilmesi halinde buna ilişkin karar, gereği yapılmak üzere Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğüne gönderilmek suretiyle infaz edilir. Hâkim, şüphelinin istemi üzerine ve Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verebilecektir. Adli kontrol tedbiri, tutuklama tedbirinde olduğu gibi, Cumhuriyet savcısınca da re’sen kaldırılabilmektedir. Şartların oluşması üzerine tedbirin kaldırılmasına UYAP üzerinden karar verilmesi yeterli olup, bu karar gereği yapılmak üzere ilgili birimlere doğrudan ulaşmaktadır.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Kararı Şartları

Adli kontrol kararı verebilmek için; Ortada bir suç işlendiğinden bahisle bir soruşturma ya da kovuşturma yürütülmesi gerekir. (CMK 109/1, 110/3) CMK’nın 100. maddesinde öngörülen tutuklama sebeplerinin somut olayda gerçekleşmesi gerekir. (CMK 109/1) Bu noktada tutuklamanın koşullarını tekrar hatırlatmak gerekirse;

  • Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı
  • Tutuklama nedenlerinden en az birinin var olması
  • Tutuklamada Orantılılık İlkesi

Ancak bu koşulların gerçekleşmesi halinde adli kontrole hükmolunabilir. Eğer tutuklamanın şartları gerçekleşmesine karşın, hedeflenen amaca, adli kontrol ile ulaşılabilecekse, artık tutuklama tedbirine değil, kontrol tedbirine başvurulabilecektir. Tutuklama yasağının öngörüldüğü hallerde de adli kontrole hükmolunabilir. (CMK 109/2) Bu noktada tutuklama yasaklarını da hatırlamak gerekirse;

  • Şüpheli veya sanığın üzerine atılı suçun kanunda öngörülen cezası, doğrudan ve yalnızca adli para cezası ise, şüpheli veya sanığın yaşı kaç olursa olsun bu suçtan dolayı tutuklama yasağı vardır. (CMK 100/4)
  • Şüpheli veya sanık tutuklamaya sevk edildiği tarihte 15 yaşını doldurmamış ise, bu durumda üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı tutuklama yasağı mevcuttur. (5395 sayılı Kanunun 21.maddesi) Bu haller de tutuklama kararı verilemez ise de adli kontrole hükmedilmesi mümkündür.

Yine CMK’nın 102. maddesinde öngörülen azami tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında da adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilebilir. (CMK 109/7) 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 15.maddesi ile CMK’nın 109/4.maddesine getirilen hükme göre;

  • Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 5275 sayılı Kanun’un 16/3.fıkrası uyarınca tespit edilen şüphelinin,
  • Gebe olan kadın şüphelinin,
  • Doğurduğu tarihten itibaren 6 ayı geçmemiş kadın şüphelinin,

 Tutuklanması yerine hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilebilir. Adli kontrol kararı, şüpheli veya sanık huzurda ise yüzlerine karşı, aksi halde yokluklarında da verilebilir.  Adli kontrol kararı İTİRAZA tabi bir karardır.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbirine Aykırılık

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli hakkın da, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. Dolayısıyla Cumhuriyet savcısı, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünce ihlal bildirimi yapması ve mevcut delil durumuna göre gerekli görmesi halinde, kolluğa “şüphelinin mevcutlu olarak hazır edilmesi” yönünde talimat verip tutuklama talebinde bulunabilecektir.

Böyle bir durumda müdafi, öncelikle adli kontrol tedbirine uyulmadığı iddiasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını ve uyulmamış ise de bu olgunun şüphelinin bilinçli davranışından kaynaklanıp kaynaklanmadığını, ayrıca kanunda yer bulan hükmün tutukluluğu zorunlu kılmadığını göze terek adli kontrol tedbirine uyulmamış olsa da mevcut delillere göre şüphelinin tutuklamasını gerektirecek şartların bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla gerekli incelemeleri yapmalı, Cumhuriyet savcısına veya gereği halinde sulh ceza hâkimine tutuklama tedbiri uygulanmasına yer olmadığı gerekçesiyle şüpheli lehine taleplerini sunmalıdır.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbirinin Süresi

Konutu terk etmeme bir adli kontrol tedbiridir. Bu nedenle konutu terk etmeme süresinin ne kadar olacağı adli kontrol tedbirlerinin süresine göre belirlenir. Bu bakımdan Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan 110/A maddesinde yer alan düzenleme şu şekildedir;

Madde 110/A – (Ek:8/7/2021-7331/17 md.)

(1) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir.

(2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez.

(3) Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır.

İlgili maddeden anlaşılacağı üzere asliye ceza mahkemelerinin alanına giren davalarda tedbir süresi 2 yıl ve zorunluluk halinde 1 yıl uzatılabilecekken, ağır ceza mahkemesinin alanına giren suçlar bakımından 3 yıl ve zorunluluk halinde 3 yıl daha uzatılabilmektedir. Terörle mücadele kanunu kapsamındaki suçlarda ise uygulama süresi 4 yıl olacaktır. çocuklar bakımından ise süre yarı oranında düşürülmektedir.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbiri Verilen Suçlar Nelerdir?

Konutu terk etmeme tedbiri uygulama alanı bakımından geniş kapsamlı olup TCK kapsamındaki bütün suçlar bakımından uygulama alanı bulmaktadır. Özellikle bakıldığında tutuklama kararı verilmesi mümkün olmayan suçlar bakımından ev hapsi tedbirlerinin sıklıkla uygulandığı görülmektedir. Katalog suçlar bakımından genellikle tutuklama kararı verildiği görülse de bazı hallerin varlığı halinde konutu terk etmeme tedbiri bu suçlar bakımından  da uygulama alanı bulmaktadır. Katalog suçlar, cezai işlemlerde daha ağır yaptırımlara tabi tutulur. Katalog suçlara dair uygulanabilecek koruma tedbirleri;

  • Gözaltı,
  • Tutuklama,
  • Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma,
  • Postada el koyma,
  • Şirket yönetimi için kayyım tayini,
  • İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması,
  • Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,
  • Teknik araçla izleme,
  • Zorlama amaçlı el koyma ve teminat belgesidir.

Bu bakımdan bu aşağıdaki katalog suçlarda daha ağır tedbirler uygulacak olup bunlar dışında kalan suçlarda ev hapsi tedbirleri ile karşılaşmak sıklıkla mümkündür. Katalog suçlar 5271 sayılı CMK 100/3’de şöyle sayılmıştır ;

  • Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
  • Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
  • Kasten Öldürme
  • Kasten Yaralama ve Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama
  • İşkence
  • Cinsel Saldırı
  • Çocukların Cinsel İstismarı
  • Hırsızlık ve Yağma
  • Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti
  • Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma
  • Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
  • Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
  • Düşmanla İşbirliği Yapmak
  • Devlete Karşı Savaşa Tahrik
  • Düşman Devlete Maddi ve Mali Yardım
  • Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiilî Saldırı
  • Silah Kaçakçılığı Suçları
  • Banka Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri ile Diğer Mensupları Tarafından İşlenen Zimmet Suçu
  • Kasten Orman Yakma Suçu
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Haksız Olarak Yurtdışına Çıkarma Suçu
  • Kaçakçılık Suçlarının Tamamı
  • Sağlık Personeline Yönelik İşlenen Kastan Yaralama Suçu

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Altında Geçen Sürelerin Cezadan Mahsubu

Kural olarak adli kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez (CMK m.109/6). Ancak, CMK m.109/3-(j) bendinde belirtilen konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi), hükümlülük halinde cezadan mahsup edilebilir. Konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi) altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır. Örneğin, konutu terk etmeme adli kontrol tedbiri altında 12 aylık bir süre geçirmiş şüpheli veya sanık, yargılama neticesinde mahkum olduğunda 6 aylık bir süre cezasından indirilecektir.

Konutu terk etmeme tedbirine hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında başvurulabilmektedir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde de “konutu terk etmeme” adli kontrol tedbirine yer verilmiştir. İlgili yönetmelikte konutu terk etmemek yükümlülüğü “şüpheli veya sanığın yargı mercii tarafından belirlenen konutunu mazereti olmaksızın veya izin almaksızın terk etmemesi” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Konutu terk etmeme yani ev hapsi şüpheli veya sanığın kaçmasının, saklanmasının, delilleri yok etmesinin, gizlemesinin veya değiştirmesinin veyahut tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapması girişiminde bulunmasının önüne geçmek amacıyla tutuklamaya alternatif olan ve diğer adli kontrol tedbirlerine nazaran en ağır adli kontrol tedbiridir.

konutu terk etmeme ev hapsine itiraz
konutu terk etmeme ev hapsine itiraz

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbirine İtiraz

Konutu terk etmeme kararı, adli kontrol süresinin bitmesi veya mahkeme tarafından gerekçeli kararın verilmesi ile birlikte kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Bu tedbirin uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu düşünmeniz ve sürenin bitmesi veya mahkeme kararının çıkmasını beklemek istememeniz durumunun da konutu terk etmeme kararının tarafınıza tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde itirazda bulunmanız mümkündür.

Ancak bu tedbirler hürriyeti kısıtlayıcı tedbirler olduğundan dolayı mahkemeden adli kontrolün tekrardan değerlendirilmesini talep etmeniz yine de mümkündür. CMK 111. Madde gereğince Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre beş gün içinde karar verebilir. Adlî kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir. Bahsedilen 110. Maddenin ikinci fıkrasında ise Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.” Şeklinde düzenleme yer almakta olup mahkemeye yapılan sözlü talep üzerine de değerlendirmede bulunulabileceği anlaşılmaktadır.

Konutu Terk Etmeme (Ev Hapsi) Tedbirine İtiraz Dilekçesi

……. ASLİYE/AĞIR CEZA MAHKAMESİ BAŞKANLIĞINA

Gönderilmek Üzere

……. ASLİYE/AĞIR CEZA MAHKAMESİ BAŞKANLIĞINA

Dosya No : 20…/… E.

Sanık: İsim Soyisim (T.C.:12345678910) – Adres Bilgileri Buraya Yazılacak.

Müdafii: Av. Umur YILDIRIM

Suç: …

Suç Tarihi: …

Suç Yeri: …

Karar Tarihi: …/…/…

Konu  : Konutu terk etmeme adli kontrol tedbirine itiraz.

AÇIKLAMA:

[Olayın özeti, tarihleri ve detayları belirtin. Örneğin, “Müvekkilimin [tarih] tarihinde yapılan mahkeme duruşmasında konutu terk etmeme tedbiri uygulanmıştır.”]

  1. Tedbirin Gerekçesi: [Tedbirin neden uygulandığını ve müvekkilinizin bu konudaki durumunu açıklayın. Örneğin, “Mahkeme tarafından konulan tedbirin, müvekkilimin suçlamalara yanıt vermek için gerekli olan hakları kısıtladığına inanıyoruz.”]
  2. İtirazın Nedenleri:
  1. a) [İlk neden: Tedbirin haksız veya orantısız olduğunu belirtin.]
  2. b) [İkinci neden: Müvekkilin herhangi bir suç veya tehdit oluşturmadığını vurgulayın.]
  3. c) [Üçüncü neden: Tedbirin müvekkilin yaşamını olumsuz etkileyeceğini belirtin.]
  1. Sonuç:
    Yukarıda belirtilen nedenlerle, konutu terk etmeme adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını veya hafifletilmesini talep etmekteyiz.

DELİLLER: [Varsa belgeler veya tanık isimleri belirtin.]

İSTEM: Yukarıda belirtilen nedenlerle, konutu terk etmeme tedbirinin kaldırılmasını veya değiştirilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla,

        Sanık Müdafii

     Av. Umur YILDIRIM

alkol uyusturucu madde etkisinde olma tck 34

Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisinde Olma – TCK 34. Madde

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

beraat derhal beraat karari

Beraat Kararı (CMK Madde 223/2)

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

ek savunma

Ceza Hukukunda Ek Savunma – CMK Madde 226

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık