Kadına şiddet suçu (Aile içi şiddet), Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi Bildirisi’nde “Cinsiyete dayalı ve kadınlarda fiziksel, cinsel, psikolojik herhangi bir zarar ve üzüntü sonucunu doğurmaya yönelik özel yaşamda veya kamu yaşamında gerçekleşebilen her türlü davranış, tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi biçimde engellenmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre kadın kamusal alanda örneğin okul, iş veya sokakta yürürken; özel alanda ise aile içindeki şiddete yönelik her türlü eylem kadına karşı şiddet suçunu oluşturur. Kadına yönelik şiddet ve ve ev-içi şiddetle ilgili eylemler aynı zamanda Ceza Kanunu uyarınca da suç teşkil edebilir. Bu durumda failin cezalandırılması için ayrıca ceza davası açılması gereklidir. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili olabilecek hükümleri aşağıda belirtilmektedir :
- TCK 81. Madde Kasten Öldürme
- TCK 82. Madde Nitelikli Haller
- TCK 82. Madde İntihara Yönlendirme
- TCK 86. Madde Kasten Yaralama
- TCK 87. Madde Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama
- TCK 89. Madde Taksirle Yaralama
- TCK 94. Madde İşkence
- TCK 95. Madde Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence
- TCK 96. Madde Eziyet
- TCK 97. Madde Terk
- TCK 98. Madde Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi
- TCK 99. Madde Çocuk Düşürtme
- TCK 102. Madde Cinsel Saldırı
- TCK 103. Madde Çocukların Cinsel İstismarı
- TCK 104. Madde Reşit Olmayanla Cinsel İlişki
- TCK 105. Madde Cinsel Taciz
- TCK 106. Madde Tehdit
- TCK 107. Madde Şantaj
- TCK 108. Madde Cebir
- TCK 109. Madde Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma
- TCK 116. Madde Konut Dokunulmazlığının İhlali
- TCK 117. Madde İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali
- TCK 122. Madde Nefret ve Ayırımcılık
- TCK 123. Madde Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma
- TCK 227. Madde Fuhuş
- TCK 230. Madde Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören
- TCK 232. Madde Kötü Muamele
- TCK 233. Madde Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali
Kadına yönelik şiddet; ekonomik, fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet şeklinde gerçekleşebilir. Bu eylemler kadına doğrudan acı veren ya da ileriki zamanda verme ihtimali olan eylemlerdir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin herhangi bir türünde vakit kaybetmeden, en hızlı şekilde adli ve idari mercilere başvuru yapılmalı, alanında uzman bir avukatın desteği alınmalıdır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu noktada hizmet vermekte olup, bu yazımızda kadına şiddet suçu ve cezasından (Aile içi şiddet) bahsedeceğiz. Kadına şiddet suçu ve cezası başlıklı makalemizde; kadınların gerek ev içinde gerek kamusal alanda maruz kaldığı şiddet karşısında başvurabileceği temel hukuki düzenlemelere ve yasal haklara açıklayacağız. İçeriğimizde şiddetin her türlüsüne, tek taraflı ısrarlı takibe, yıldırma ve kadın ticaretine maruz kalınması halinde yararlanılabilecek hukuk yolları ve dikkat edilmesi gereken hususlar incelenmiştir.
Kadına Karşı Şiddet ve Aile İçi Şiddet Nedir?
Kadına şiddet suçu, kadının cinsiyeti nedeniyle fiziksel, cinsel ya da psikolojik olarak zarar görmesi hatta acı çekmesine yol açan her türlü eylemdir. Bu zarar doğmuş olabileceği gibi doğması muhtemel bir zarar da olabilir. Kural olarak kadına karşı şiddet dört ana başlık altında toplanır. Bunlar fiziksel şiddet, ekonomik şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet olarak sıralanabilir. Aile içi şiddet ise biraz daha geniş bir kavramdır.
Kadına karşı şiddet suçlarında 2022 yeni düzenlemeler yapıldı ve cezalar arttırıldı. Kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali bu suçun nitelikli halleri arasına alınacak. Kasten öldürme suçunda ceza müebbet hapis iken bu suçun kadına karşı işlenmesi halinde verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapse çıkarılacak. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı 4 aydan 6 ay hapse yükseltilecek. İşkence suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın 3 yıl olan alt sınırı 5 yıl hapse çıkarılacak. Eziyet suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın 2 yıl olan alt sınırı 2 yıl 6 ay hapse yükseltilecek. Hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle işlenen tehdit suçunun mağdurunun kadın olması halinde cezanın 6 ay olan alt sınırı 9 ay hapse çıkarılacak. Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçunun konusunun sağlık hizmetleri olması durumunda verilecek ceza altıda biri oranına kadar artırılacak. Kadına şiddet suçu aslında ayrı bir suç tipi değildir. TCK kapsamında suçlarda ayrı maddelerde ekleme yapılmıştır.
Aile; kişinin beslenmesi bakımı gibi gereksinimlerini karşılayan ve ona bir güven ortamı sağlayan bir ortamdır. Ancak çoğu zaman aile her türlü şiddetin içinde olduğu, kişinin beden ve akıl sağlığını korumakta zorlandığı bir ortamdır. Aile içi şiddet; ailedeki bireylerden birinin diğerinin yaşamını, bağımsızlığını, psikolojisini vb. kişilik gelişimini tehlike altına sokan hatta zarar veren eylemlerin tamamıdır. Kadına karşı şiddet kapsamında olan 4 eyleme ilave olarak aile içi şiddette ihmal bulunmaktadır. Şiddetin bu türleri ayrıntısı ile aşağıda açıklanmıştır:
- Fiziksel Şiddet: Fiziksel şiddet; aile içerisinde veya aile dışında, bir kimsenin bir kişiye kasıtlı olarak zarar vermek için uyguladığı her türlü eylemdir. Bu eylem cinsiyetinden dolayı bir kadına yönelik yapılıyorsa kadına karşı fiziksel şiddet adını alır. Eylemde amaç kadına veya aile içi şiddet ise çocuğa yönelik zarar verme kastıdır. Fiziksel şiddet çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir, bunlardan en çok karşılaşılanlar ise, tokat, yumruk, vurma, ısırma, yakma, silahla-bıçakla yaralama, kesme hatta tedavi görmenin engellenmesi şeklinde sıralanabilir. Fiziksel şiddet bedensel üstünlük nedeniyle, bir kadının kontrol edilmesi ya da aşağılanması gibi amaçlarla kullanılır. Fiziksel şiddet neticesinde, kadın, çocuk ya da erkek hem fiziksel olarak yaralanır hem de duygusal olarak etkilenir. Bu nedenle çoğu mağdurda genel olarak travma sonrası stres bozukluğu vb. hastalıklar ortaya çıkar. Bu tür durumlarda vakit kaybetmeden çeşitli destek hatları ile iletişime geçilerek olası fiziksel şiddetin önüne geçilmelidir.
- Ekonomik Şiddet: Kadına karşı maddi güç ya da maddi üstünlük kurmaya çalışan bireyler, kadını küçük düşürmek, aşağılamak amacıyla bu üstünlüğü kullanıyorsa ekonomik şiddet uyguluyor demektir. En yaygın şekilde ekonomik şiddet, kadının çalışmasına karşı çıkmak, meslek edinmesine hatta okumasına engel olmak, çalıştığı gelirine el koymak, borca sokmak şeklinde örneklerle anlatılabilir. Hatta kadının para için yalvarmasına neden olmak ya da oldukça düşük miktarlarla geçimini sağlamasına yol açmak da ekonomik şiddetin örnekleridir. Ekonomik şiddet, kişinin finansal bağımsızlığını ve kaynaklarını kısıtlamayı amaçlar. Ekonomik şiddet ile, maddi kaynaklara erişimi engelleyerek kadının banka hesaplarına ya da parasına ulaşımını engeller. Kadının para sıkıntısına düşmesi ekonomik olarak istismar edilmesi nedeniyle erkeğe bağımlı hale gelir. Bununla birlikte kadının işten çıkartılması ya da iş bulmasının engellenmesi hatta okumasının engellenmesi, erkeğin mağdurun geleceğini kontrol etmeye çalışmasından kaynaklanmaktadır.
- Psikolojik Şiddet: Psikolojik şiddet diğer adıyla duygusal şiddet, kişinin psikolojik olarak zarar görmesine neden olan şiddet eylemlerini içerir. Psikolojik şiddet fiziksel şiddet kadar belirgin olmasa da mağdur üzerinde daha derin yaralar açabilir. Çünkü hasar bedensel değil zihinsel olmaktadır. Psikolojik şiddet çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Bunlar; hakaret etme, insanların yanında aşağılama, küfür etme, tehdit etme, korkutma, kişiyi manipüle etme şeklinde ortaya çıkabilir. Psikolojik şiddet neticesinde mağdur kendisine olan öz güvenini kaybeder, depresyon gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıklar geçirir. Nitekim kadını sevgi ve ilgiden yoksun bırakmak, becerilerini küçümsemek, yalnızlaştırmak gibi eylemler kadının yoğun psikolojik şiddet altında olmasına yol açar. Kadının ya da çocuğun böyle bir durumla karşı karşıya kalması genellikle fiziksel şiddetten önce başlar ve sürekli devam eder.
- Cinsel Şiddet: Cinsel şiddet, kişinin cinsel olarak istismar edilmesine yol açan eylemler bütünüdür. Cinsel şiddet fiziksel şiddet ve duygusal şiddetle birlikte gerçekleşir ve bu eylemler neticesinde çeşitli travmatik bozukluklar ortaya çıkabilir. Cinsel şiddetin çeşitli örnekleri bulunmakla birlikte, bazıları şu şekilde sıralanabilir: Tecavüz, cinsel saldırı, cinsel istismar, cinsel taciz gibi.
Cinsel şiddet mağdurları, genellikle fiziksel ve cinsel şiddetin yanında psikolojik şiddete de maruz kalır. Bu şiddet neticesinde mağdur stres, cinsel işlev bozukluğu, intihar gibi düşüncelere sahip olur. Mağdur genel olarak bu eylemleri gizlemeye çalışır ve toplumda utanç kaynağı olduğunu hissederek sessizleşir. Ancak mağdurun olası bir cinsel şiddet eylemini vakit kaybetmeden adli mercilere taşıması ve failin cezalandırılması gerekmektedir. Nitekim cinsel suçlarda deliller olaydan hemen sonra toplanmalıdır ki aksi takdirde deliller yok olabilir.
Gebe (Hamile) Kadına Karşı Şiddet
Kadınların şiddete maruz kaldıkları birçok dönem bulunmaktadır. Bunlardan birisi de gebelik dönemidir. Gebelik döneminde kadınlar çevredeki sosyo-ekonomik etkilerden, psikolojik, çevresel faktörlerden normal dönemlere göre daha çok etkilenir. Bu nedenle uygulanan fiziksel, psikolojik ya da ekonomik bir şiddet bu dönemde kadının ruhsal olarak daha çok yara almasına neden olacaktır. Bununla birlikte kadının gebelik döneminde şiddete maruz kalması bebeğinin ölümüne neden olabileceği gibi kendi ölümüne de neden olabilir. Gebelik döneminde kadının maruz kaldığı şiddetin sonuçları şu şekilde sıralanabilir:
- Dönem dönem kanamalar,
- Erken doğum,
- Düşük (Abortus),
- Ölü doğum,
- Kadının ölümü.
Türk hukukunda, kasten yaralama Türk Ceza Kanunu’nun 86. Maddesinde düzenlenmiş olup, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama 87. Maddede düzenlenmiştir. Kasten yaralamanın ağırlaştırıcı nedenlerinden birisi de gebe kadına karşı işlenip çocuğun vaktinden önce doğmasına neden olmak ile çocuğun düşmesine neden olmak şeklinde ikiye ayrılır. Birinci durumda verilecek ceza bir kat arttırılırken ikinci durumda verilecek ceza iki kat arttırılır. Kadına şiddet suçu cezası maddenin içinde arttırıcı sebep olarak genelde düzenleme altına alınmıştır.
Kadına Şiddet Suçunun Cezası
Kadına yönelik şiddet, fiziksel, ekonomik, cinsel, duygusal şiddet şeklinde gerçekleşebilir. Bu nedenle şiddet çeşitli şekillerde sirayet ettiğinden, farklı suçlar ve cezalar ortaya çıkar. Kadının bu suçlar karşısında başvurabileceği birçok yol bulunmaktadır ve her türlü şiddet karşısında vakit kaybetmeden adli ve idari mercilere başvuru yapılmalıdır. Kadına şiddet suçu cezası aşağıda ayrıntılı olarak sıralanmıştır:
- Kadına karşı hakaret suçu: 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası (TCK m. 125)
- Kadına karşı tehdit suçu: 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası (TCK m. 106)
- Kadına karşı hürriyetinden yoksun kılma suçu: 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ancak eşe veya eski eşe karşı işlenirse verilecek ceza bir kat arttırılır. (TCK m. 109)
- Kadına karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçu: 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası (TCK m. 116)
- Kadına karşı kasten öldürme suçu: Müebbet hapis cezası ancak nitelikli hallerde eş, eski eş ve kadına karşı kasten öldürme hükümleri yer almış olup bu durumda verilecek ceza ağırlaştırılmış hapis cezası olacaktır. (TCK m. 81-82)
- Kadına karşı kasten yaralama suçu: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ancak suçun kadına karşı işlenmesi halinde verilecek cezanın alt sınırı 6 aydan az olamaz ve eş/eski eşe karşı işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır. (TCK m. 86)
- Kadına karşı eziyet suçu: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ancak eylemin gebe kadına, eşe, boşandığı eşe, anneye karşı işlenmesi halinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 96)
- Kadına karşı cinsel saldırı suçu: 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası. Ancak sarkıntılık düzeyinde kalırsa 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 102)
- Kadına karşı cinsel istismar suçu: 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ancak sarkıntılık düzeyinde kalırsa 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 103)
- Kadına karşı reşit olmayanla cinsel ilişki suçu: 2 yıldan 65 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 104)
- Kadına karşı cinsel taciz suçu: 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ancak eylemin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 105)
- Kadına karşı zorla genital muayene suçu: 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 287)
- Kadına karşı çocuk düşürtme suçu: 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. (TCK m. 99)
Yukarıda ayrıntılı olarak yer alan hakaret, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları psikolojik şiddetin türleridir. Fiziksel şiddetin örnekleri ise kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet olarak üçe ayrılmıştır. Kadına yönelik cinsel şiddet suçları ise, cinsel saldırı, cinsel istismar, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz, zorla genital muayene, çocuk düşürtme olarak sıralanabilir. Bununla birlikte çocuk düşürme suçunda fail kadın olurken 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilir.
Şiddete Maruz Kalan Kadının Başvurabileceği Yollar
Kadına karşı şiddet suçu; kadının cinsiyeti nedeniyle ev içerisinde ya da dışarısında kadının maruz kaldığı sistemli şiddet eylemleridir. Bu eylemlerden kadının korunması için çeşitli iletişim numaraları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü sitesinde yer almıştır. Öncelikle şiddete maruz kalan bir kadının başvurabileceği şikayet ve ihbar mercileri şu şekilde sıralanabilir:
- Valilik
- Kaymakamlık
- Polis merkezleri
- Jandarma karakolları
- Cumhuriyet Başsavcılıkları, Aile Mahkemeleri gibi adli makamlar
- Aile ve sosyal hizmetler il müdürlükleri
- Şiddet önleme ve izleme merkezleri (ŞÖNİM)
- Sosyal Hizmet Merkezleri
- Sağlık Kuruluşlarının tamamı
Bununla birlikte belirlenen acil telefon hatlarını da arayarak çeşitli destekler alınabilir. Bunlar ALO 183 Sosyal Destek Hattı, 112 Acil Çağrı Merkezi Hattı ve 444 43 06 Gelincik Merkezi Hattı olarak sıralanabilir. Bununla birlikte telefona indirilebilen Kadın Destek Sistemi (KADES) uygulaması ile yine her türlü şiddetin ihbarı yapılabilir. Şiddet sonrasında; şiddet eyleminden kurtulduktan sonra danışma, barınma gibi maddi yardımlar için de çeşitli destek hatları oluşturulmuştur. Bunlar da şu şekilde sıralanabilir:
- Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri’nden barınma, danışmanlık hizmeti,
- ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri
- Sosyal Hizmet Merkezi (Çeşitli irtibatlar için)
- ALO 183 Sosyal Destek Hattı (7/24 İletişime geçilebilir.)
- Sivil toplum örgütlerinden barınma hizmeti ya da maddi yardım,
- Barolara bağlı kadın hakları merkezlerinden barınma ve maddi yardım,
- Belediyelerden barınma ve maddi yardım talep edilebilir.
6284 Sayılı Kanun Nedir?
Türk hukukunda aile içi şiddetin önlenmesi için kabul edilen ilk kanun 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun’dur. Bununla birlikte sonraki süreçte 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine Dair Kanun 8 Mart 2012’de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir. 20.03.2012’de Resmi gazetede yayınlanan bu yasaya göre, şiddet mağduru kadın, çocuk, aile üyeleri hatta ısrarlı takip mağdurlarının korunması amaçlanmıştır. Yasada şiddetin önlenmesi için alınacak çeşitli tedbirler düzenlenmiş olup, kanundaki çoğu hüküm İstanbul Sözleşmesi esas alınarak oluşturulmuştur. Ancak 20.03.2021 tarihli Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin bozulmasına karar verilmiştir. Kanundaki tedbirler önleyici ve koruyucu tedbirler olarak ikiye ayrılmakta olup bu tedbirler aşağıda tablo şeklinde verilmiştir:
Tedbirin Niteliği | Tedbiri Kimin Verdiği | Tedbirin Ne Olduğu |
---|---|---|
Koruyucu | Polis, Cumhuriyet Savcılıkları, Valilik | Barınma yeri sağlamak |
Koruyucu | Polis, Cumhuriyet Savcılıkları, Valilik | Geçici maddi yardım sağlamak |
Koruyucu | Polis, Cumhuriyet Savcılıkları, Valilik | Psikolojik danışmanlık hizmeti vermek |
Koruyucu | Polis, Cumhuriyet Savcılıkları, Valilik | Çocuklar için kreş imkanı sağlamak |
Koruyucu | Hakim | İş yerini değiştirmek |
Koruyucu | Hakim | Müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yer belirlemek (Evlilik var ise) |
Koruyucu | Hakim | Tapu kütüğüne aile konutu şerhi koymak (Evlilik var ise) |
Koruyucu | Hakim | Kimlik ve diğer bilgileri değiştirmek |
Önleyici | Polis | Failin, konuttan derhal uzaklaştırılması |
Önleyici | Hakim | Konutun mağdura tahsis edilmesi |
Önleyici | Hakim | Failin, mağdurun okul-iş yerlerinden uzak durmasının sağlanması |
Önleyici | Hakim | Failin çocuklarına yaklaşamaması |
Önleyici | Hakim | Failin, mağduru iletişim araçları ile rahatsız etmemesi |
Önleyici | Hakim | Failin mevcut silahlarını kolluğa teslim etmesi (Görevinden dolayı bulunduruyor olsa bile) |
Önleyici | Hakim | Bağımlılık var ise tedavi edilmesinin sağlanması |
Önleyici | Hakim | Çocuk için kayyım atanması |
Önleyici | Hakim | Çocuk ile kişisel ilişki kurulmasının sağlanması |
Önleyici | Hakim | Çocuk için velayete ilişkin karar verilmesi |
Önleyici | Hakim | Çocuk ya da kadın hakkında nafakaya hükmedilmesi |
Kadın Şiddet Görüyorsa Ne Yapmalıdır?
Jandarma veyahut polis karakolu veyahut Cumhuriyet Başsavcılığına, kaymakamlık, valilik, şiddet önleme ve izleme merkezlerine, belediyelerin kadın dayanışma merkezlerine, hastane, sosyal hizmet merkezlerine başvuruda bulunulabilir. Bu durum Aile mahkemesine resen bildirilir. Başvuru yapılan her mercide mutlaka Adli tıptan rapor alınmak istendiği söylenmelidir. Acil durumlar için polisten yahut jandarmadan önleyici ve koruyucu tedbirler alınmasını isteyebiliriz. Polisin/ jandarmanın şiddet uygulayan kişi ile barıştırma uzlaştırma gibi görevleri yoktur. Dilekçe ile savcılığı da suç duyurusunda bulunulabilir.
Şiddete uğrayan kişilere kalacak yerleri olmaması durumunda barınma yeri sağlanmaktadır. Kaymakamlıklar, valilikler, şiddet önleme merkezleri; sığınağa yerleştirmek zorundadır. Bunun için illaki şikayetçi olmak yahut aile mahkemesinden karar alınmasına gerek yoktur. Yine 6284 sayılı kanun sayesinde şiddet uygulayan kişiyi; şiddet önleme merkezlerine, cumhuriyet başsavcılığına, aile mahkemesine başvurarak evden, okuldan, işten uzaklaştırılması sağlanabilir.
6284 sayılı kanun acil tedbirler alınmasını sağlamak için düzenlenmiş özel bir kanundur. Bu kanun kapsamındaki tüm kararlar, tedbir niteliğinde olduğu için sürelidir. Bu kanun kapsamındaki başvurular için ücret alınmamaktadır. Resmi, dini nikahlı, boşandığınız, babanız , abiniz, dayınız, sevgiliniz yahut tanımadığınız bir erkeğin şiddet uygulaması halinde bu kanundan yararlanılabilir. Avukat için maddi olarak uygun olmayan kişiler için yaşanan şehrin barosundaki adli yardım bürosuna başvurularak ücretsiz avukat atanması talep edilebilir.
Kadına Şiddet Suçu Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3379 E. 2020/3972 K. ve 22.09.2020 Tarihli Kararı
- Kadına Şiddet Suçu ve Cezası (Aile İçi Şiddet)
İlk derece mahkemesi kararını erkek temyiz etmiş, Dairemizin 11.12.2018 tarihli bozma ilamıyla mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranış yanında kadının da erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, kadının cinsel birliktelikten de kaçındığı, erkeğin dava açmakta haklı olduğu ve erkeğin açtığı davanın TMK m. 166/1 uyarınca kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda tarafların karşılıklı birbirlerine fiziksel şiddet uyguladıkları ve kadının cinsel birliktelikten de kaçındığı belirtilerek tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ve cinsel birliktelikten kaçındığı, davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğe göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden mahkemece tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru bulunmamıştır.
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir (TMK m. 175/1). Davacı-karşı davalı kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğe göre ağır kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakasının koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5420 E. 2015/9451 K. ve 29.12.2015 Tarihli Kararı
- Kadına Şiddet Suçu ve Cezası (Aile İçi Şiddet)
Somut olayda, sanığın eşi olan katılana karşı gerçekleştirdiği şiddet eylemi nedeniyle hakkında, Aile Mahkemesi tarafından, dosya üzerinden 13.04.2011 tarihinde eşine ve aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerine karşı, 4320 SK uyarınca müşterek evin 6 ay süreyle tahsisi ile evden uzaklaştırılmasına ve eşi ile aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerine karşı, şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmamasına… kesin olarak karar verilmiştir. (Bu kararın sanığa tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi belge bulunmamaktadır.) Sanığın koruma süresi içinde 13.07.2011 tarihinde uzaklaştırıldığı eve gittiğinin tespit edilmesi sonucunda hakkında 26.07.2011 tarihli iddianameyle konut dokunulmazlığını ihlal ve 4320 SK’na muhalefet suçlarından kamu davası açılmış, sanık hakkında 16.12.2011 tarihli kararla, 4320 SK’na muhalefet suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, sanık hükmü temyiz etmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, hüküm tarihinden önce 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun ile 4320 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırıldığından ve 6284 sayılı Kanunda da aynı fiiller suç olarak düzenlenmediğinden, sanığın mahkumiyetine karar verilemeyeceği gibi, 4320 sayılı Kanun’a göre verilen koruma kararına dayalı olarak sanık hakkında 6284 SK kapsamında zorlama hapsi de verilemez. CMK’nun 223/9. maddesine göre derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyeceğine göre, 6284 SK’na göre Aile Mahkemesinin görevli hale geldiği gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının bozulmasında hukuki yarar bulunmadığından, mahkumiyet hükmünün bozularak, CMK’nun 223/9. maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.