İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

izinsiz ses kaydi almak suc mudur

İzinsiz ses kaydı almak suç mudur sorusu çok merak edilen bir konudur. Teknolojik alanda meydana gelen gelişmelerle birlikte günümüzde birçok telefon ve ses kayıt cihazı ile ses kaydı alınabilmektedir. Bu noktada insanların aklına ses kaydı alınması ve bunun delil olarak paylaşılmasının bir suç olup olmadığı gelmektedir. Özellikle hukuki konularda ve kişisel verilerin gizliliği konusunda kişilerin izni olmaksızın alınan görüntü ve ses kayıtlarının kullanılabilirliği tartışma konusudur. Türk Ceza Kanunu kapsamında ses kaydı alınması şeklinde spesifik bir suç türü olmasa da izinsiz ses kaydı alınması sonucunda TCK’da düzenlenen birtakım suçlara sebebiyet verilmektedir. Bu suçlara örnek vermek gerekirse;

  • Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (TCK 134)
  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK 132)
  • Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu (TCK 133)

Oluşmasına sebebiyet verebilir. Ses kaydının alınmasının bir suça sebebiyet verebilmesi için aranan kriter bu ses kaydının elde ediliş şeklidir. Kişinin izni olmaksızın ses kaydı alınması hukuka aykırılık teşkil edeceğinden dolayı bu verilerin delil olarak kullanılması mümkün değildir. Ses kaydını izinsiz alan kişi de Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eden bir eylem gerçekleştirmiş olacaktır. Kişinin rızası olması dahi bu kayıtların delil olarak kullanılabilmesi için yeterli olmayıp ses kaydının hukuka uygun kabul edilebilmesi için birtakım koşulların bulunması gerekmektedir. Bu yazımızda izinsiz ses kaydı almak suç mudur sorusunun cevabını vereceğiz.

izinsiz ses kaydi almak suc mudur tck
izinsiz ses kaydi almak suc mudur tck

Ses Kaydı Yapmak Suç mu?

İzinsiz ses kaydı alınması kişilerin özel hayatına müdahale niteliğindedir. Bu nedenle izinsiz ses kaydı alınması TCK bakımından suç teşkil edip etmeyeceği sorusu akıllara gelmektedir. Ses kaydı alınmasında suç sebep olan hareket kişiler arasındaki özel konuşmaların kayda alınmasıdır. Bu noktada özel konuşmadan kastedilen konuşmanın aleni yapılıp yapılmadığıdır. Üçüncü kişiler tarafından duyulmasında çaba sarf edilmeyen konuşmalar alenidir. Yani herkesin rahatlıkla duyabileceği konuşmalar aleni kabul edilir. Aleni konuşmaların kayda alınması da suça sebep olabilir.

Burada suç teşkil eden hareket kişiler arasında yapılan özel konuşmaların ses veya video kayıt cihazı ile kayda alınmasıdır. Özelden kasıt ise konuşmanın aleni yapılıp yapılmadığıdır. Eğer kişiler arasında yapılan konuşmalar üçüncü kişiler tarafından duyulması için özel çaba gerektirir ise bu konuşma aleni bir konuşma değildir. Yani diğer üçüncü kişiler tarafından duyulması için çaba sarf edilmeyen konuşmalar alenidir ve herkes rahatlıkla duyabilecektir. Dolayısıyla aleni konuşmaların kayda alınması işbu suçu oluşturmaz.

Dolayısıyla elde edilen ses kayıtlarının ve görüntü kayıtlarının, fotoğraf çekimlerinin ve video çekimlerinin yukarıda bahsedilen durumlarda yapılması halinde Türk Ceza Hukuku’nda yer alan işbu suçları teşkil edecektir. Yani aleni olmayan konuşmaların kayda alınması suçtur. Bu sebeple bu kayıtların hukuka uygun olarak elde edilerek suç teşkil etmemesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

Ses kayıtlarının bahsedildiği şekilde yapılması durumunda Türk Ceza Kanunu’nda  yer alan birtakım suçlara sebebiyet verebilir. İzinsiz ses kaydı almak Türk Ceza Kanunu kapsamında birtakım suçlara sebebiyet vermektedir. Ancak ses kaydının içeriği ve ses kaydının alınma nedeni bazı hallerde suç unsurunu ortadan kaldırabilmektedir.

İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur ve Hangi Suçu Oluşturur?

Gizlice ses, video ve fotoğraf kayıtları, belli usullere uyularak hukuka uygun bir şekilde elde edildikleri takdirde özel hukuk ve ceza davalarında delil değerine sahiptir. Fakat sistematik ve planlı bir şekilde delil üretmek amacıyla gizlice alınan, bu nedenle hukuka aykırı bir şekilde elde edildiği kabul edilen ses, görüntü veya video kayıtları ispat aracı olarak delil niteliğinde hukuk veya ceza davalarında kullanılamaz.

CMK ve HMK’de hukuka aykırı elde edilen deliller mahkeme tarafından hükme esas alınamaz:

  • Özel hukuk uyuşmazlıkları (boşanma davası, ticari, alacak, maddi manevi tazminat, işçi işveren alacağı vs.) hakkında mahkeme tarafından karar verilirken hukuka aykırı deliller bir vakıanın ispatında dikkate alınmaz. (HMK 189/2. madde)
  • Ceza muhakemesinde “delillerin serbestliği” ilkesi vardır. Yani ceza davalarında her şey delil olarak değerlendirilebilir. Fakat, şüpheli veya sanığın işlediği suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilebilir. (CMK 217/2. madde) Hukuka aykırı elde edilerek ceza davasında kanıt olarak ileri sürülen deliller hakim tarafından reddedilir. (CMK 206/2-a madde)
  • Özel Hayat Kavramı

TCK md. 134’te yer alan özel hayat kavramı “başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayı” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre de herkes tarafından bilinebilecek durumundaki olayların ve bu olaylar esnasında yapılan konuşmaların ses kaydın alınması, özel hayatın ihlali suçunu oluşturmaktadır.

Yargıtay kararlarında da ses kaydı almanın TCK md. 134 kapsamında suç olarak değerlendirilebileceği fakat ses kaydı içeriğinin özel hayata ilişkin olmaması halinde bu suçun oluşmayacağı kabul edilmiştir.

  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK 134)

TCK madde 134’e göre “Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”

Maddenin birinci fıkrasında suçun basit hali ile ceza artırımına sebep olacak hallere yer verilmiş; ikinci fıkrasında ise suçun nitelikli hali düzenlenmiştir. Burada belirtmek gerekir ki suçun ikinci fıkradaki nitelikli halinin işlenmesi halinde fail; ilk fıkraya ek olarak ikinci fıkradaki suçtan da ayrı olarak cezalandırılacaktır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşması için bir kişinin hayatının gizli alanlarına başka bir kişi tarafından izinsiz olarak müdahale edilmesi gerekir.

  • Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (TCK 132)

TCK md. 132’e göre “Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuk aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu; iki veya daha fazla kişinin, başkaları tarafından bilinmeyeceği inancı ve iradesiyle, belli iletişim araçları kullanarak (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) gerçekleştirdiği haberleşmenin dinlenmesi, okunması, kaydedilmesi veya ifşa edilmesi ile oluşur.

TCK md.132’de yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlığında düzenlenmiştir. Aşağıdaki seçimlik hareketlerden birinin işlenmesiyle suç meydana gelir:

  • En az 2 veya daha fazla kişi arasındaki haberleşmenin gizliliğinin üçüncü bir kişi tarafından herhangi bir şekilde ihlal edilmesi (TCK md.132/1-1.cümle),
  • En az 2 veya daha fazla kişi arasındaki haberleşmenin üçüncü bir kişi tarafından “kayda alınmak suretiyle” gizliliğin ihlal edilmesi (TCK md.132/1-2.cümle),
  • En az 2 veya daha fazla kişi arasındaki haberleşmenin üçüncü bir kişi tarafından “ifşa edilmesi” (açığa vurulması) suretiyle gizliliğin ihlal edilmesi (TCK md.132/2),
  • Kişinin kendisiyle yapılan haberleşmeyi herhangi bir şekilde veya basın ve yayın yoluyla “hukuka aykırı bir şekilde ifşa ederek (açığa vurarak)” gizliliği ihlal etmesi (TCK md.132/3).

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun gerçekleşmesi için de 2 şart aranır:

  • Haberleşme, belirli kişiler arasında gerçekleşmeli ve sınırlı sayıda kişi tarafından bilinmelidir.
  • Haberleşmenin tarafları hem haberleşmenin hem de içeriğinin gizli kalmasını istemelidir.

İzinsiz ses kaydı alarak haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi, haberleşmenin taraflarından biri tarafından gerçekleştirilebileceği gibi 3. bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilir. Haberleşmenin taraflarından birinin haberleşmeyi kayda alması tek başına haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu teşkil etmez. Ancak kaydedilen haberleşme içeriğinin ifşa edilmesi halinde TCK m. 133/2 hükmünde yer alan suç oluşur.

  • Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu (TCK 133)

TCK md. 133’e göre “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı inancıyla yaptığı konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması veya kaydedilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ile oluşur. TCK 133. maddede öngörülen suçun gerçekleşmesi için failin konuşmanın taraflarından birinin olmaması gerekir. Ses dinleme cihazı, gizli dinleme cihazı ya da ortam dinleme cihazı ile başkaları arasında gerçekleşen ve aleni olmayan konuşmaların dinlenmesi halinde TCK m. 133 hükmünde yer alan suç gerçekleşir.

izinsiz video kaydi almak suc mudur
izinsiz video kaydi almak suc mudur

Ses Kaydı Almanın Cezası Nedir?

İzinsiz ses kaydı almak cezası, kişinin hangi suçtan cezalandırılacağına göre değişir.

  • Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlemiş ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu işlemiş ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu işlemiş ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Ses Kaydı Almanın Cezası Paraya Çevrilir Mi?

Yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından, hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir. Ses kaydı almanın hangi suçtan cezalandırılacağına göre durum değişmekle birlikte hükmedilen cezanın 1 yıl ve altında olması halinde adli para cezasına çevrilebilir.

İzinsiz Ses Kayıtları Mahkemelerde Delil Olarak Kullanılabilir Mi?

Hukuki bir uyuşmazlıkta iddiayı ispatın en önemli aracı delildir. Mahkemeye sunulan deliller hukuka uygun bir şekilde elde edilmelidir. Deliller hakimde olayın nasıl ve ne şekilde gerçekleştiğine dair kanı oluşturmak için sunulur. Deliller ile geçmişte gerçekleşen bir olayın canlandırılması ve hukuki zemine oturtulması sağlanır.

Ses veya video kaydı; karşı tarafın izni olmaksızın gizlice yapılan kayıtlardır. Peki ses kaydı ceza ve özel hukuk davalarında delil olur mu? Kitle iletişim araçlarının yoğun olarak kullanıldığı günümüzde, cep telefonlarıyla çekilen birçok video ve ses gibi kayıtları mahkemelere delil olarak sunulmaktadır.

Özel hayatın gizliliği ihlal sebebiyle gizlice yapılan ses kayıtları davalarda delil olarak kullanılamaz. Fakat bu durumun istisnaları vardır. Bazı davalarda ve hukuka uygun olarak elde edilen ses kayıtları gibi delil olarak kullanılabilir. Bu hususlar aşağıda detaylı şekilde ele alınacaktır.

Ses Kaydı Nasıl Yasal Olur? Delil Elde Etme Amacıyla Ses Kaydı Alma

Zorunluluk halinde bulunan kişilerin ses, görüntü ve video kaydı alınması eylemi hukuka uygun kabul edilir. Hukuka uygun fiiller ise suç teşkil etmeyeceğinden söz konusu fiilleri gerçekleştiren kişiler cezalandırılmaz. Ses, görüntü veya video kaydı alan kişinin eyleminin hukuka uygun kabul edilmesi için zorunluluk hali şartlarının gerçekleşmesi gerekir. Söz konusu şartlar şunlardır:

  • Fiili gerçekleştiren kişinin kendisine veya yakınlarına yönelen bir suç işleniyor olmalıdır. Kişi, kendisine ya da yakınlarına yönelen haksız saldırıyı önlemek amacıyla ses kaydı yapmalıdır.
  • Kişinin kendisine ya da yakınlarına yönelen saldırı tesadüfen ya da aniden gelişmelidir.
  • Haksız saldırıya uğrayan kişinin yetkili makamlara başvuru imkânı bulunmamalıdır.
  • Haksız saldırıda gerçekleşen ve kaybolma ihtimali bulunan delillerin muhafaza altına alınmasını sağlama amacıyla kayıt yapılmalıdır.

İzinsiz bir şekilde alınan ses kayıtlarının delil olarak kullanılıp kullanılmayacağı kaydın durumuna bağlıdır. Bir suçun meydana gelmesi anında başka türlü delil elde etme imkanı yok ise ses kaydı alınması veya kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmalarının engellenmesi amacıyla ses kaydı alınması durumunda özel hayatın gizliğini ihlal suçu oluşmayacaktır. Başkaca delillerle belgelendirme olanağı bulunmadığı durumlarda karşı taraftan izinsiz ses kaydı yapılması ceza anlamında delil olarak sayılır. Bunun dışında ceza hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve delil olarak kullanılamaz.

Eşin Ses Kaydı Alması Suç Mudur?

Evlilik birliğinde eşler birbirinin sadakatini ölçmek için, evlerine koydukları kayıt cihazları boşanma sebebi sayılmaktadır. Çünkü burada yaşanılan ortak alan kişinin özel hayatının mahremiyetinden daha önemli değildir. Eve yerleştirilen kayıt cihazlarında her iki tarafında haberi olmalı kişinin rızası olmadan ortam dinlemesi yapılmamalıdır. Bu durum TCK bakımından suç teşkil etmektedir.

Evlilik birliği içinde bulunan tarafların birbirlerinin özel hayatına müdahale etmesi “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçunu meydana getirebilir. Ancak kişilerin içinde bulundukları şartlar, TCK m. 25/2 hükmünde düzenlenen “zorunluluk hali” oluşturduğu takdirde hukuka uygunluk nedeni bulunacağından söz konusu eylemler suç teşkil etmeyecektir.

Nitekim bu konuya ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/4369 Esas 2019/8633 Karar numarası dosyasında; “Kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkı, evlilikle tamamen ortadan kalkmaz. Tarafların evli olmaları ve aynı konutu paylaşmalarından dolayı birbirlerinin kişisel eşyalarına ve özel yaşam alanına giren hususlara kolayca ulaşabilme imkanına sahip bulunmaları, eşlerin hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleyebileceği ve denetleyebileceği şeklinde yorumlanamaz. Ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan ( cinsel saldırı, cinsel taciz, yaralama, hakaret, tehdit, şantaj gibi ) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığından da söz edilemez.”

Telefonla Konuşurken Ses Kaydı Almak Suç Mu?

Telefon ile konuşurken gizlice ve izinsiz ses kaydı alınması halinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşmaz. Zira izinsiz ses kaydı yapılması halinde bu suçun oluşması için iki şarttan birinin varlığı gerekir:

  • Haberleşme içeriğinin 3. bir kişi tarafından kaydedilmiş olmalıdır. Konuşmanın taraflarından birinin kayda alması bu suça sebebiyet vermez.
  • İzinsiz alınan ses kaydı ifşa edilmelidir.

Bu konuya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/5-1270E., 2013/248K. ve 21.05.2013 tarihli kararında; “…kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla …” kararı incelendiğinde ses kaydı almanın suç oluşturmayacağı açıktır..

Telefonu Hoparlöre Almak Suç Mu?

Bir kişiyle telefon konuşması gerçekleştirildiği sırada telefonu hoparlöre alarak başka bir kişiye haberleşme içeriğinin dinletilmesi suçtur. Söz konusu durumda haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu gerçekleşir. Suçun gerçekleşmesi için haberleşme taraflarından birinin rızası bulunmaması gerekir.

Kişisel arasındaki konuşmaların uzaktan ses dinleme cihazı, casus dinleme cihazı, telefona takılan dinleme cihazı gibi aletlerle dinlenmesi ya da ses kaydedici böcek gibi aletlerle kaydedilmesi halinde suç oluşur. Konuşmaya taraf olmayan bir kişinin başkaları arasında gerçekleşen konuşmaları dinlemesi ya da kayda alması halinde TCK m. 133 hükmüne göre 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.

Kamerada Ses Kaydı Yasal Mı?

Sesli kamera kullanılarak kişilerin konuşmalarının kaydedilmesi halinde TCK m. 133 hükmünde düzenlenen “kişilerin konuşmalarının dinlenmesi ve kaydedilmesi” suçu meydana gelir. Ses kayıt özelliğini bulunan kamera kullanarak kişilerin konuşmalarının kaydedilmesi kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlalidir.

İzinsiz Ses Kaydı Alınması Suç Mudur Hakkında Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 05.10.2022 tarih, 2020/1058 E. 2022/6239 K. Sayılı kararı

  • İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Bir devlet hastanesinde kulak burun boğaz uzmanı olarak görev yapan ve görev yaptığı hastanede başhekim yardımcısı olarak görevli katılanla idari görevlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve adliyeye de yansıyan husumet bulunan sanığın, hastane yönetimi ve katılan tarafından kendisine psikolojik taciz ve mobbing yapıldığına dair iddialarını delillendirmek amacıyla, katılanın makam odasında görüştükleri esnada, katılanla aralarında geçen günlük olağan olaylarla ilgili konuşmaları, gizlice kayda alarak, TCK’nın 133/1. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;

Ses kaydının çözümüne ilişkin 23.03.2015 tarihli CD dinleme tutanağına ve dosya kapsamına göre, sanık tarafından yüz yüze gerçekleşen görüşme esnasında kaydedilen konuşmanın tarafları sadece sanık ve katılan olup, sanığın tarafı olduğu konuşmayı kaydetmesinden dolayı iddianamede sanığa yüklenen TCK’nın 133/1. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme suçunun yasal unsurları oluşmadığı gibi, sanıkla katılan arasındaki uyuşmazlıklarla ilgili konuşmaların, katılanın özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, yerel mahkemenin sanık hakkında CMK’nın 223/2-a. madde, fıkra ve bendi gereğince beraat kararı verilmesine dair kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş; adli emanete alınan ses kaydını içerir flash bellek hakkında bir karar verilmemesi, bu konuda mahkemesinden her zaman bir karar alınması olanaklı olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, karar verilmiştir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 13.01.2021 Tarih, 2020/851E. 2021/220K. Sayılı kararı

  • İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

… İncelenen dosyada, sanık hakkında 03.08.2011 tarihinde işlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile şantaj suçlarından kurulan 03.10.2012 tarihli mahkumiyet hükümlerinin, sanığın ve katılan vekilinin istemlerine dayalı olarak yapılan temyiz incelemesi sonunda, Dairemizin 14.10.2015 tarihli ve 2015/2303 esas, 2015/15380 karar sayılı bozma ilamı ile “… 1- Sanığın, katılanla yaptığı yüzyüze konuşmaları kaydetme eyleminin TCK’nın 133/1. maddesindeki suçu değil, aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği; taraf beyanlarından ve dosya kapsamından, sanık ve katılan arasındaki konuşma içeriğinin aleni olmayan ortamda katılanın başkalarının duymasını ve bilmesini istemeyeceği zannıyla hareket ederek kendi özel yaşamına ait “yabancı uyruklu kadın bul, alem yapalım” şeklindeki beyanların özel hayatın gizliği kapsamında değerlendirilebileceği dikkate alındığında, sanığın, katılanın özel hayatına ait konuşmalarını kaydetmesi eyleminin TCK’nın 134/1-2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

… TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. madde ve fıkrası uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan olduğu, mağdur …’in, karar tarihinden sonra hüküm mahkemesine sunduğu 13.07.2017 hâkim havale tarihli ve ekine nüfus cüzdanı fotokopisinin eklendiği dilekçesinde, sanığa yönelik şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle TCK’nın 73/6. madde ve fıkrası uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,

d) Katılan …’in, karar tarihinden sonra sanığa yönelik şikayetinden vazgeçtiğini belirtmiş olması karşısında, CMK’nın 243. maddesi gereğince katılmanın hükümsüz kalması ve adı geçene vekalet ücreti hükmedilmesi nedeniyle bu hususun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 03.04.2019 Tarih, 2018/4933E. 2019/4453K. Sayılı kararı

  • İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

… Sanığın, dolandırıcılık ve tehdit suçlarından dolayı şikayetçi sıfatıyla suç duyurusunda bulunmak amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına giderek şikayet dilekçesi vermek istediği, görevli zabıt katibi Uğur’un sanığı refakatine alarak Cumhuriyet savcısının odasına götürdüğü, Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın şikayet dilekçesi incelenip, öğle tatilinden sonra gelerek ifade vermesinin söylendiği, sanığın ifade vermek için öğleden sonra tekrar adliyeye geldiği, zabıt katibi Uğur tarafından sanığın doğrudan zabıt katiplerinin bulunduğu kalem odasına götürüldüğü, bu esnada sanığın, üzerinde bulunan cep telefonunun video kayıt özelliğini açarak, zabıt katibi tarafından ifadesinin alınması sürecini kaydettiği ve kamera görüntüsüne aynı kalem odasında çalışan diğer zabıt katipleri … ile Şefika’nın da dahil olduğu, bir süre sonra, dolandırıcılık ve tehdit suçlarından dolayı sanığın şikayeti üzerine başlatılan adli soruşturma ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini müteakip, sanığın, ifadesinin Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat ve zabıt katibi tarafından da gereği gibi alınmaması nedeniyle eksik soruşturma yapıldığı gerekçesine dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ettiği ve itiraz dilekçesine şikayete konu kaydı içeren CD’yi eklediği, ayrıca, Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER’e) elektronik ortamda başvurarak, Cumhuriyet savcısından ve ifadesini alan zabıt katibinden şikayetçi olduğunu bildirdiği, bu sürecin ardından sanık hakkında başlatılan adli soruşturma sonunda, sanığın, Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifade anını, zabıt katibi olan şikayetçiler Uğur, … ve Şefika’nın görev mahallindeki görüntülerini de içerecek şekilde gizlice telefonuna kaydetmesi nedeniyle görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,

Şikayete konu CD’nin incelenmesi sonunda hazırlanan 04.12.2015 tarihli bilirkişi raporuna ve dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat ve zabıt katibi tarafından da gereği gibi ifadesinin alınmadığını iddia eden sanığın, bu durumu delillendirmek amacıyla yaptığı gizli çekim esnasında, şikayetçilerin, başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyecekleri özel yaşam alanlarına ilişkin görüntülerinin kaydedilmediği; ancak, soruşturma işlemi sırasındaki ses ve görüntüleri yetkisiz olarak kayda alan sanığa, iddianamede eyleminin tarif edildiği de nazara alınıp, CMK’nın 226. maddesi uyarınca TCK’nın 286/1. madde ve fıkrasının uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanınması ve sanığın eyleminin ses veya görüntülerin kayda alınması suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, sanığın sübut bulan eylemi yalnızca TCK’nın 134/1. madde ve fıkrası kapsamında değerlendirilip, görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması …

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 28.2.2018 Tarih, 2017/10713E. 2018/2242K. Sayılı kararı

  • İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21.05.2013 tarihli ve 2012/1270 esas, 2013/248 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlar dışında, karşı tarafın konuşmalarını gizlice kaydetmesi hukuka uygun kabul edilemez.

İncelenen dosyada; taraflar arasındaki telefon görüşmesinin içeriğinde yer alan ve cinsel taciz iddiasına konu olan konuşmaların söylenmesinde, sadece katılanın tutum ve davranışlarının etkili olmadığı, aksine, sanığın, sorduğu sorularla katılanın kendisi ile ilgili duygu ve düşüncelerini ortaya çıkaran sözler sarf etmesine katkıda bulunduğu, katılanın cinsel içerikli sözlerine hiçbir tepki göstermeksizin konuşmayı sürdürdüğü, katılanın “…Hayır, ben hiç istemiyorum dediğin anda, ben de tabi ki düşünmek durumundayım o zaman yani…” sözlerini de yanıtsız bırakarak, katılanla aralarındaki ilişkinin devamına zemin hazırladığı dikkate alındığında, katılan tarafından taciz edildiğini iddia etmesine rağmen başkalarına bu hususu açıklamak yerine en kısa sürede Cumhuriyet Başsavcılığı ya da ilgili kolluk makamlarına müracaat etmeyip, ancak katılanın kendisini şikayet etmesinden ve işten çıkarılmasından sonra katılan hakkında şikayetçi olan ve katılanın fiziksel olarak da cinsel tacizde bulunduğuna dair beyanlarından bilahare dönen sanığın, katılanla aralarındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu anlamlandırmaya yönelik soruları üzerine katılan tarafından verilen yanıtlardan oluşan konuşmalar cinsel taciz olarak nitelendirilemez. Ayrıca, sanığın, kendi savunmalarında da açıkça belirttiği üzere, katılanla olan konuşmalarını kaydetme kararı alıp, bir hazırlık içerisine girmesi, sanığın cevapsız aramasından sonra katılanın sanığı araması ve sanığın sorduğu sorularla katılanı yönlendirmesi üzerine katılanın konuşmalarının gizlice kayda alınması karşısında, tesadüfen yapılan bir görüşme esnasında ve başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde değil, bir planlama dahilinde yapılan ses kaydı hukuka uygun kabul edilemez.

Açıklanan nedenlerle sanığın, katılan tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, katılanın özel yaşam alanına girdiğinde kuşku bulunmayan konuşmalarını, onun bilgisi ve rızası dışında kaydetmesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 134/1. maddesinde tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle sanığın beraatine karar verilmesi…” nedenine dayalı olarak bozulduğu ve mahkemece kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme-görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçları açısından önceki verilen kararda direnildiği belirtilerek, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme-görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından ayrı ayrı 04.05.2017 tarihli beraat hükümlerinin kurulduğu anlaşılmaktadır.

… Sanığın, katılan tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, katılanın özel yaşam alanına girdiğinde kuşku bulunmayan konuşmalarını gizlice kaydetmesi ve içeriği özel konuşmaların kaydedildiği ses kaydını başkasına verip dinleterek katılanın bilgisi dışında ifşa etmesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 134/1 ve aynı Kanun’un 134/2. maddelerinde tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından dolayı mahkumiyet hükümleri kurulması gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle sanığın beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 15.01.2018 tarih, 2016/3265 E. 2018/73 K sayılı karar

  • İzinsiz Ses Kaydı Almak Suç Mudur?

Dava, izinsiz ses kaydı yapmak ve kaydı ifşa etmek eylemi nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilinin avukat olduğunu, davalı ile eski eşi arasında … . Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/511 esas sayılı dosyasında görülmekte olan kamu davasında, eşinin avukatı olarak vekalet görevini yürüttüğünü, davalının talebi ile ofisinde yapılan görüşmenin izinsiz bir şekilde ses kaydının yapıldığını ve bu kaydın ceza dosyasına delil olarak sunulduğunu, davalının suç teşkil eden eylemi nedeniyle şikayetleri üzerine açılan kamu davası sonucunda … . Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/230 esas, 2014/457 sayılı kararı ile davalı hakkında TCK. 133/3 maddesi gereğince mahkumiyet kararı verildiğini beyanla, davalının bu şekilde haksız eylemi nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir.

Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyada mevcut delillere ve özelikle yukarıda belirtilen Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasında toplanan delillere göre; davalının sanık sıfatıyla yargılandığı ve davacının katılan vekili olarak yer aldığı ceza yargılaması sırasında, davacının avukatlık ofisinde yapılan görüşmenin davacının izni olmaksızın davalı tarafından kaydedildiği ve mahkemeye delil olarak sunulduğu hususu sabit olmakla, davalının bu şekildeki eylemi davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetindedir. Bu nedenle, mahkemece olayların gelişimi ve mahiyeti de gözetilerek, davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

X
kadim hukuk ve danışmanlık