İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde (İYUK)

İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde (İYUK)

idari yargilama usulu kanunu 4 madde

İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde

Dilekçelerin Verileceği Yerler

Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrak, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hâkimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde Açıklaması

İYUK’un 4. maddesi davayla ilgili her türlü dilekçenin ve her türlü evrak verileceği yerleri göstermektedir. Dava dilekçesi, savunma dilekçeleri, itiraz dilekçeleri, kanun yoluna başvurma dilekçeleri ve diğer ek dilekçelerinin görevli ve yetkili mahkemeye verilmesi esastır. Diğer taraftan idari yargı teşkilatını her yerde oluşturulamaması veya davanın taraflarının bulunduğu yer ile dilekçelerin gönderileceği mahkemenin farklı yerlerde bulunması halinde İYUK’un 4. maddesi dilekçelerin verileceği yerlere alternatifler getirmiştir. Buna göre, dilekçelerin gönderileceği Danıştay veya mahkeme başkanlıklarına gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesine, yurt dışında ise Türk konsolosluklarına verilebilecektir.

Davanın taraflarının bulundukları yer ile davanın görüldüğü mahkemenin yerleri farklıysa, tarafların bulundukları yerde bir idare veya vergi mahkemesi varsa, dilekçeler görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmek üzere, bu idare veya vergi mahkemesi başkanlığına verilebilir. Danıştay bir kararında, idari para cezasına karşı Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere, İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile dava açılması halinde dava süresi açısından, dava dilekçesinin İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giriş tarihi esas alındığına işaret etmiştir.

İYUK’un 4. maddesine göre, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın dava dilekçeleri asliye hukuk hâkimliklerine verilebilmektedir. Örneğin, İstanbul’un Tuzla ilçesinde ikamet eden davacı, İstanbul İdare Mahkemesinde aça cağı davanın dilekçesini, Anadolu Adliyesi’nde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesine vererek davasını açabilir. Bu halde, asliye hukuk mahkemesine daya dilekçesinin verildiği tarih, idari davanın görevli ve yetkili idari yargı mercinin açıldığı tarih gibi işlem görecektir. Büyükşehirler açısından dava dilekçelerinin teatisi ve beyanların sunulmasında da 4. maddenin yukarıda ifade edilen hükmü geçerlidir. Şöyle ki, İstanbul’da ikamet eden davacı, Ankara İdare Mahkemesinde görülen davası için savunma dilekçesini doğrudan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere İstanbul’da Bakırköy, İstanbul veya Anadolu adliyelerindeki asliye hukuk mahkemesine verebilir. Tekrar söylemek gerekir ki bu husus sadece büyükşehir belediyeleri içinde yer alan ilçeler için değil büyük şehir niteliğinde olmayan ve bulundukları yerlerde idare veya vergi mahkemesi bulunmayan iller için de geçerlidir. Örneğin Burdur’da yerleşik olan davacı, bu ilde idari yargı teşkilatı olmadığı için Isparta İdare Mahkemesinde açacağı davanın dava dilekçesini, Isparta İdare Mahkemesine gönderilmek üzere Burdur Asliye Hukuk Mahkemesine verebilir.

  • İlgili Makale: 
  • 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Tam Metin: 

idari yargilama usulu kanunu 4 madde iyuk
idari yargilama usulu kanunu 4 madde iyuk

İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde Dilekçelerin Verileceği Yerler Emsal Kararlar

Danıştay 15.Daire Esas: 2011/ 163, Karar: 2011 / 3444

  • İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde
  • Dilekçelerin Verileceği Yerler

Ankara 6. İdare Mahkemesi’nce; dava konusu işlemin 23/7/2007 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, 4077 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca bu işleme karşı 7 gün içerisinde en geç 30/7/2007 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 3/8/2007 tarihinde açılan davanın 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Danıştay Başsavcılığı’nca, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen kanun yararına bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesinde, idare mahkemelerince kesin olarak verilen kararların da kanun yararına temyiz olunacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, kanun yararına bozmanın amaç ve işlevi dikkate alındığında idare mahkemesince verilen kesin kararların da kanun yararına temyiz olunabileceğine karar verilerek, esasa geçildi:

2577 sayılı Kanun’un 4. maddesinde; dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrakın, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebileceği, 6. maddesinin birinci fıkrasında ise; Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına veya 4. maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısının dilekçenin üzerine yazılacağı, davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılacağı kuralına yer verilmiştir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 26. maddesinin ikinci fıkrasında ise; bu Kanun’da öngörülen para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği, itirazın idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağı ve zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılacağı, itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete 4077 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının 23.7.2007 tarihinde tebliğ edildiği, bu işleme karşı Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere, 30/7/2007 tarihinde İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile dava açıldığı, aynı tarihte harç ve posta giderlerinin yatırıldığı, 2577 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca dava dilekçesinin İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giriş tarihi esas alındığında, davanın 4077 sayılı Kanunun 26. maddesine uygun olarak süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; davayı süre aşımı nedeniyle reddeden İdare mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmektedir.


Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E: 2014/40, K: 2015/5697

  • İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde
  • Dilekçelerin Verileceği Yerler

Dava; davacı şirket hakkında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 17. ve 25/8. maddeleri uyarınca 73.966,00.TL idari para cezası ve reklam durdurma cezası uygulanmasına ilişkin 20.10.2011 günlü, 2982 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

… 7. İdare Mahkemesi’nin… günlü, E:….. sayılı kararıyla; 4077 sayılı Kanunun 17. ve 25/8. maddeleri uyarınca 73,966,00 TL idari para cezası ile reklam durdurma cezasına ilişkin 20/10/2011 günlü, 2982 sayılı işlemin davacı şirkete tebliğ edildiği 27/10/2011 tarihini takip eden 28/10/2011 tarihinden itibaren 4077 sayılı Kanunun 26/3. maddesi uyarınca 15 gün içinde ve en son 11/11/2011 tarihinde dava açılması gerekirken, dava dilekçesinin … Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmek üzere 10/11/2011 tarihinde …. 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verildiği, …. Nöbetçi İdare Mahkemesi kayıtlarına ise … tarihinde girdiği, anılan süre geçirildikten sonra … tarihinde kayda giren dilekçeyle açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Anılan karar, Danıştay On beşinci Dairesinin 13/02/2013 günlü, E:2012/9913, K:2013/1167 sayılı kararıyla; 2577 sayılı Kanun’un 4. maddesinde, 05/07/2012 günlü, 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’un 52. maddesiyle yapılan değişiklikle, dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrakın büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın Asliye Hukuk Hakimliklerine verilebileceğinin düzenlendiği, bu durumda; …. Hukuk Mahkemesi’ne… Tarihinde verilen dava dilekçesinin 15 günlük yasal süre içerisinde verildiği görüldüğünden, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı, … 7. İdare Mahkemesi’nin… günlü, E:…. sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 26. maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Kanun hükümlerine göre verilen idarî yaptırım kararlarına karşı 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulacağı, İdare Mahkemesinde davanın, işlemin tebliği tarihinden itibaren on beş gün içinde açılacağı belirtilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4. maddesinde, dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrakın, Danıştay veya ait mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hâkimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebileceği hükmüne yer verilmiş iken, 05.07.2012 günlü, 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki 6352 sayılı Kanunun 52. maddesinde yapılan değişiklik ile söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında yer alan “bulunmayan yerlerde” ibaresinden sonra gelmek üzere “büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın” ibaresi eklenmiştir.

6352 sayılı Yasanın 52. maddesiyle yapılan ve yukarıda bahsedilen ibareye, kanun tasarı metninde yer verilmediği ancak komisyon toplantıları esnasında yeni madde ihdasına ilişkin olarak verilen önergede, 2577 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasında geçen “bulunmayan yerlerde” ibaresinden sonra gelmek üzere “büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın” ibaresi eklenmesi isteminde bulunulduğu, önergenin gerekçesi olarak; “Büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde bulunan ilçe belediyelerinde ikamet eden vatandaşların, idarî yargı mercilerine gönderecekleri dilekçelerini, bu ilçelerdeki asliye hukuk mahkemelerine verebilmesi sağlanarak, vatandaşların ulaşım yükünden kurtarılması amaçlanmaktadır.” ifadesine yer verildiği görülmektedir.

Bu durumda, 6352 sayılı Yasanın 52. maddesinin, gerekçesiyle birlikte değerlendirilmesi sonucunda, değişikliğin amacıyla bağdaşmayacak şekilde davacılar aleyhine yorumlanmasına imkân bulunmamaktadır. Bu nedenle, İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi kayıtlarına 10.11.2011 tarihinde giren dilekçe ile davanın 15 günlük özel dava açma süresi içinde açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.


İdari Yargılama Usulü Kanunu 4. Madde Hakkında Emsal Karar Aramak İçin: https://karararama.danistay.gov.tr/

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık