İlk inceleme müessesesi, İdari Yargının özelliklerinden biridir. Bu müessese, kayda alınan dava dilekçelerinin sonraki işlemlere geçilmeden önce kimi yönlerden kanuna uygunlukları konusunda ön incelemeye tabi tutulmalarını ifade eder. Dava dilekçelerinin, idari yargı yerinin görev ve yetkisi, davacının davada taraf olma niteliği, dava dilekçesinin kanunda yazılı biçim ve koşullara uygunluğu, dava açma süresine uyulup uyulmadığı gibi usulü noktalara ilişkin olan bu yönlerden biri ya da birkaçı ile kanuna aykırılığının saptanması, yargı yerinin sonraki yargılama işlemlerine devamını engeller. Bu durumda ya dava sona erdirilir ya da kanuna aykırılık davanın açıldığı yargı yerince bizzat giderilerek sonraki işlemlere devam olunur. Davanın sonra erdirilmesi, kanuna aykırılığın türüne göre, davayı açanın hak arama yollarını tümüyle kapayabileceği gibi, davanın başka bir yargı düzeninde veya başka bir idari yargı yerinde görülmesini ya da dava dilekçesini usulüne uygun olarak düzenlenmesinden sonra aynı yargı yerinde yenilenmesini gerektirebilir. İdari yargıda dilekçeler üzerine ilk incelemede;
- Görev ve yetki,
- İdari merci tecavüzü,
- Ehliyet,
- İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
- Süreaşımı,
- Husumet,
- 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadığı incelenir.
İlk inceleme müessesesinin yargılamanın ileri aşamalarında ortaya çıkma halinde dahi davanın esasının karara bağlanmasına, idare ile idare edilen arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasına engel olabilecek usulü noksanlık ve aykırılıkların daha davanın başında saptanmalarını sağlayarak, hak arama sürecini kısaltmak gibi önemli bir yararı vardır. İlk incelemede sorun yaşamamak ve davanızı sağlık yürütmeniz için idare hukuku avukatı ile çalışmanız menfaatinize olacaktır.
İdari Yargıda Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme Yöntemi
Kanunun 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, ilk incelemenin kimler tarafından, hangi yöntemlerle, ne kadar zaman içerisinde yapılacağı ve dilekçelerde kanuna aykırılık saptanması durumunda hangi işlemlerin yapılacağı belirtilmiştir.
- İlk İncelemeye Yetkili Olanlar: Maddenin üçüncü hükmüne göre ilk inceleme Danıştay’da ilgili daire başkanının görevlendireceği tetkik hakimi; idare ve vergi mahkemelerinde de, mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından yapılır. Görevlendirme olmadan, Danıştay’da tetkik hakimi mahkemede de üye kendiliğinden ilk inceleme yapamaz.
- İncelemede Nazara Alınacak Kanuna Aykırılık Halleri: Üçüncü fıkra ilk incelemede dava dilekçesinin kanuna uygunluğu açısından nazara alınacak hallerin bir sıralamasını yapmıştır. Buna göre;
- Görev ve yetki,
- İdari merci tecavüzü,
- Ehliyet,
- İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
- Süreaşımı,
- Husumet,
- 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadığıdır.
- Rapor Hazırlanması: İlk inceleme sonunda dava dilekçesinde üçüncü fıkrada belirtilen yönlerden kanuna aykırılık görülürse ilk inceleme yapan tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya üyesi bu durumu bir raporla görevli daireye veya mahkemeye bildirir. Rapor düzenleme, yalnızca Danıştay’da açılan davalara ait dilekçeler ile idare ve vergi mahkemelerinin kurul olarak görevine giren davalara ait dilekçeler için söz konusudur.
- İlk İncelemeyi Sonuçlandırma Süresi ve Bu Süreye Uyulmamasının Sonuçları: Dava dilekçesinin kayda geçirildiği tarihten itibaren en geç on beş gün içinde sonuçlandırılması gereken işlemler;
- Dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden incelenmesi,
- Dava dilekçelerinin bu yönlerden biri veya birkaçı ile kanuna aykırı görülmediği halinde, kanunun 15. maddesinde alınması öngörülen kararlar,
- İlk incelemeyi yapılanları bu noktalardan kanuna aykırılık görmemeleri veya daire mahkeme tarafından ilk inceleme raporunun yerinde görülmemesi durumunda aynı maddenin beşinci fıkrasında göre yapılması gereken tebligat işlemleridir.
Kanun, bu süreye uyulmaması halinde bir yaptırım öngörmüş değildir. İlk inceleme ile ilgili olarak yapılan işlem ve verilen karar, on beş günlük süreye tecavüz edilmiş olunması halinde dahi, hukuken geçerlidir. Söz konusu düzenleme dava dilekçelerinin kaydedildikleri yani davanın açıldığı tarihten itibaren on beş gün geçtikten sonra, artık ilk inceleme yapılamayacağı ve 15. maddede öngörül kararın verilemeyeceği anlamına gelmemekte aksine davanın her aşamasında 15. madde hükmünün uygulanmasına amirdir.
İdari Yargıda Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme Verilecek Kararlar
İdari yargıda ilk inceleme, dava dilekçesinin kayda girmesinden sonra (dava açılması ile birlikte) yapılır. İlk incelemeyi yapan üye/tetkik hakimi ilk inceleme konusu hususlara dair sorun görmezse, dilekçe idarenin savunması alınmak üzere tebligata çıkarılır ve dilekçelerin teatisi aşamasına geçilir. İlk inceleme yönünden bir sorun tespit edilirse dilekçe idare mahkemesi heyetine girer ve idare mahkemesi bu konuda bir karar verir. İlk incelemeye ilişkin bir husus, sadece dava açıldıktan hemen sonraki ilk inceleme aşamasında değil, davanın her aşamasında (kanun yolları dahil) ileri sürülebilir (ya da resen dikkate alınabilir). Yani bu durum her aşamada önünüze çıkabilir.
- Görev ve Yetki: Görev, konu bakımından davaya bakacak mahkemeyi ifade ederken yetki ise, coğrafi açıdan hangi görevli mahkemenin davaya bakacağını ifade eder. Davaya idare mahkemesinin mi yoksa vergi mahkemesinin mi bakacağı konusu görevle ilgili iken, Kayseri Vergi Mahkemesinin mi yoksa Ankara Vergi Mahkemesinin mi bakacağı konusu yetki ile ilgilidir. İlk inceleme sırasının en başında görev ve yetki birlikte yazıldığından bu konulara birlikte bakılır. Fakat öncelikle görev konusu gelir. Örneğin, Ankara İdare Mahkemesi’nde açılması gereken bir dava Kayseri Vergi Mahkemesi’nde açılır ise, Kayseri Vergi Mahkemesi’nce görev ret kararı verilerek dosya doğrudan görevli ve yetkili olan Ankara İdare Mahkemesi’ne gönderilir. Görev aynı yargı kolu içerisinde olabileceği gibi farklı yargı kolları içerisinde de olabilir. Adli yargının görevli olduğu konularda vergi mahkemesine açılan davalarda görev ret kararı verilir. İdari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davalarda ise, dava görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilir.
- İdari Merci Tecavüzü: İdari dava açılmadan önce idari bir makama başvurulması yasayla mecbur kılınmışsa, bu zorunlu başvuru yapılmadan doğrudan dava açılmasına idari merci tecavüzü denir. Bir idari işlemin tesisinden sonra, eğer ki kanun ilgiliye o işleme karşı başkaca bir makama başvuru veya itiraz yolu öngörmüş ise, ilgilinin o makama müracaatla tesis edilen işlemi oranın incelemesinden geçirmeden doğrudan dava konusu etmesi idari mercii tecavüzü olarak tanımlanır. İdari merci tecavüzü, dava açılmadan önce kanunen tüketilmesi gereken bir başvuru yolu kullanılmadan dava açılmasıdır. Zorunlu başvuru yolu tüketilmeden açılan davada idari merci tecavüzü vardır ve bu durumda dilekçenin, görevli idare merciine tevdiine karar verilir. Bu karara karşı 30 günlük istinaf başvuru yolu açıktır.
- Ehliyet: İlk inceleme konuları arasında yer alan ehliyet, objektif ve subjektif olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 2577 sayılı Kanun 31. maddesinde ehliyet ile ilgili olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’una atıf yapıldığından dolayı, idari yargıda ehliyet konusunda 6100 sayılı Kanunda yer alan hükümler de uygulanır. 6100 sayılı Kanunda objektif ehliyete dair düzenlemeler yer alır. Bu kanuna göre objektif ehliyet, taraf ehliyeti ve dava ehliyetinden oluşur. Taraf ehliyeti, medeni haklardan yararlanma ehliyetidir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetidir. Dava ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir.
- İdari Davaya Konu Olacak Kesin ve Yürütülmesi (İcrai) Gereken İşlem: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14.maddesinin 3/d bendinde, dava konusu işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı konusunda ilk incelemeye tabi tutulacağı, devamı 15.maddesinin 1/b bendinde de, yapılacak inceleme sonucu dava konusu edilen işlemin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığının saptanması halinde davanın reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
- Süre: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış ve Vergi Mahkemelerinde otuz gündür. Kanun’un 15. maddesinin 1/b bendinde de süre aşımı halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
- Husumet: İdari yargıda davalıya hasım, davanın karşı tarafa yönetilmesine de husumet denir. Her davanın mutlaka bir hasmı olmalıdır ve idari yargı da hasım hep idaredir. Davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliğine karar verilir. Bu karar ara karar mahiyetinde olduğundan, karara karşı kanun yolu gidilemez. Davanın hasım gösterilmeden veya hiç alakasız bir hasım gösterilerek açılmasının hiç bir önemi yoktur. Çünkü idari yargıda hasım, re’sen mahkemece belirlenir ve yanlış hasım düzeltilir.
- Derdestlik ve Kesin Hüküm: 2577 sayılı Kanun’da ilk inceleme konuları açık olarak sayılmıştır. 2577 sayılı Kanun’da olmayan hükümler için de Kanun’un 31. maddesinde 6100 sayılı Kanun’a atıf yapılmıştır. Oysa derdestlik ve kesin hüküm konusu, ilk inceleme konuları arasında ve 31. maddede yer alan atıflar arasında yer almamaktadır. Fakat idari yargıda da, derdest olan iki veya daha fazla aynı dava aynı anda görülemeyeceği ve hakkında kesin hüküm bulunan aynı olay tekrar yargı önüne taşınamayacağı için bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemelerce derdestlik ve kesin hüküm konusu ilk inceleme sırasında göz önüne alınmaktadır.
İlk İnceleme Üzerine Verilecek Kararlar
Öncelikle davaya konu uyuşmazlığın idari yargı düzeninin görev alanına girmesi, ikinci olarak bu uyuşmazlığın çözümünün davanın açıldığı idari yargı yerinin görevleri arasında yer alması, son olarak da davanın açıldığı idari yargı yerinin coğrafi yetki alanına giren bir uyuşmazlık olması gereklidir.
- İdari yargı yerinde açılan davanın idari yargıda değil, adli yargıda düzenine dahil mahkemelerin görevine girdiği kanısına varan yargı yeri, bu durumu ve görevli yargı yerini belirterek davanın reddine karar verir.
- Eğer idari yargı düzeninin görev alanına gören bir uyuşmazlığı konu edinen dava, açıldığı idari yargı yerinin değil de, başka bir idari yargı yerinin görevine giriyorsa ve mahkemede, bu yolda bir kanı oluşmuşsa; mahkeme, kararında görevli yetkili idari mahkemeyi göstererek, davanın reddine karar verir ve dava dosyasını görevli ve yetkili mahkeme olarak gördüğü idari yargı yerine gönderir.
- Dava görevli ancak yetkisiz idari yargı yerinde açılmışsa, davanın açıldığı mahkeme, davayı yetkisizlik sebebiyle reddederek dava dosyasını yetkili idari mahkemeye gönderir.
- İdari dava açmadan önce ilgili mevzuatın zorunlu kıldığı idari itiraz yolunu denemeyen davacıların dava dilekçeleri görevli idari mercie tevdi edilir.
- Davanın; fiil ehliyeti bulunmayan, vekil olmayan kişilerce, tüzel kişiliği olmayan kuruluşlarca ya da tüzel kişi davacının kanuni temsilcisi olmayan kişilerce, tüzel kişiliği sona eren kuruluşlarca, dava konusu işlemde taraf olmayan kişilerce açılması ehliyetsiz kişi tarafından açılması anlamına gelmektedir. Bu durumda ehliyetsizlik nedeniyle reddedilen davanın yenilenmesi mümkün değildir. Henüz idari dava açma süresi dolmamışsa, davacının kanuni temsilcisi veya avukatı tarafından ayrıca dava açılabilir.
- Ortada bir idari işlem mevcut değilse ya da davaya konu edilen idari işlem kesin ve yürütülmesi gerekli nitelik taşımıyorsa, açılan dava incelenmeksizin reddedilir.
- Süre geçtikten sonra açılan dava ilk inceleme sırasında veya davanın sonraki aşamalarında süreaşımı nedeniyle reddedilir.
- Dava dilekçesinde davalı idarenin gösterilmemesi veya yanlış idarenin hasım olarak gösterilmesi davacı yönünden sorun yaratmaz, mahkemenin kanunun 15. madde çerçevesinde tespit edeceği gerçek hasma dava dilekçesi tebliğ edilir.
- Dava dilekçesi kanunun 3. ve 5. maddelerine uygun olmadığı anlaşılır ise dilekçenin reddine karar verilir fakat davacıya yapılan hataları düzeltip dava dilekçesini yenilemesi için otuz gün süre verilir. Bu süre zarfında dilekçe kanunun 3. ve 5. maddelerine uygun hale getirilip mahkemeye sunulur ise yargılama başlamış kabul edilir.