TCK 53 – Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

belli haklari kullanmaktan yoksun birakilma tck 53

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede kişinin işlediği suç nedeniyle mahkumiyeti durumunda hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı düzenlenmiştir. Yani işlemiş olduğu suç nedeniyle cezalandırılan kişinin belli bir süreyle bazı hakları kullanmasının yasaklanmasıdır. İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsılmaktadır. Bu nedenle, suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Burada aslında ek bir ceza söz konusudur. Örneğin, sürücü belgesinin geri alınması, vakıf veya dernek yöneticisi olmaktan yasaklanma gibi. Burada aslında ek bir ceza söz konusudur. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma, mahiyeti itibarıyla bir tedbir özelliği taşımaktadır. Zira hak yoksunluğu, kusurlu bir iradeyle hareket edilen hallerde hükmedilen hapis cezasına veya adli para cezasına mahkûmiyetin varlığı halinde uygulanabilecektir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine 3 farklı şekilde karar verilebilir:

  • Mahkumiyet ile birlikte zorunlu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir. (TCK 53/1. madde)
  • Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir. (TCK 53/5. madde)
  • Ceza mahkeme tarafından bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı verebilir. (TCK 53/6. madde)

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesinde “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” hususu düzenlenmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda cezalandırmayla güdülen amaç, suç işleyen kişinin bundan dolayı pişmanlık duymasını sağlamak ve sucuyu tekrar ıslah ederek topluma kazandırmaktır. Bir kişinin işlediği suçtan dolayı mahkûm olduğu cezayı çekmekle, gerçekleştirmiş olduğu ihlalin karşılığını gördüğü, toplumun kendisine karşı kaybetmiş olduğu güveni yeniden kazandığı ve ıslah olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla mahkûm olunan cezanın infazından sonra devam eden bir yaptırım uygulamasının gereksiz olduğu düşünülmüş ve hak yoksunlukları kural olarak ceza mahkumiyetinin süresiyle sınırlandırılmıştır.

tck 53 madde
tck 53 madde

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Ne Demek?

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hükümler, kanunun birinci kitap, üçüncü kısım ikinci bölümünde “ Güvenlik Tedbirleri” başlığı altında 53. maddede düzenlenmiştir. TCK’nin 53. maddesine göre, hak yoksunluğu kural olarak, kasten işlenen bir suçtan ötürü hapis cezasına mahkûm olunması durumunda, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmayı ifade etmektedir. Ceza mahkumiyetinin önemli sonuçlarından biri de kişiyi maruz bıraktığı hak yoksunluğudur. TCK.’nın 53. maddesinde belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiş, pek çok özel kanunda belirli suçlardan yahut belirli miktarın üzerinde cezaya mahkum olmanın (örneğin, Anayasa m. 76, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.48/5, Avukatlık Kanunu m.5/a veya Ticaret Kanunu gibi) bir kısım hak sınırlamaları doğuracağı düzenlenmiştir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma için belli şartların olması gereklidir. Bunlar;

  • İşlenen suç kasıtlı suç olmalıdır: TCK’nın 53. Maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin uygulanabilmesi için işlenen suçun kasıtlı olması gerekmektedir. Kasıt doğrudan olabileceği gibi olası kast da olabilir. Taksirli suçlarda TCK md. 53 birinci fıkrası hükümleri uygulanmamaktadır.
  • Hapis cezasına hükmedilmelidir: TCK 53. Maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hak yoksunluklarının uygulanabilmesi için sanığa hapis cezası verilmiş olması gerekmektedir. Adli para cezası ve diğer seçenek yaptırımlarda bu madde hükmünün uygulanması mümkün değildir.
  • Sanığın suç tarihinde 18 yaşını tamamlamış olması gerekir: TCK 53. Maddesi dördüncü fıkrası kapsamında sanığa verilen bir yıl veya daha az (kısa süreli) hapis cezası ertelenmiş ise ve sanığın suç tarihinde onsekiz yaşını tamamlamamış olması halinde TCK 53. Maddesinin birinci fıkrası uygulanmaz.

TCK’nin 53. maddesine göre, hak yoksunluğu kural olarak, kasten işlenen bir suçtan ötürü hapis cezasına mahkum olunması durumunda, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmayı ifade etmektedir. Ceza mahkumiyetinin önemli sonuçlarından biri de kişiyi maruz bıraktığı hak yoksunluğudur. TCK.’nun 53. maddesinde belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiş, Pek çok özel kanunda belirli suçlardan yahut belirli miktarın üzerinde cezaya mahkum olmanın (örneğin, Anayasa m.76, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.48/5, Avukatlık Kanunu m.5/a veya Ticaret Kanunu gibi) bir kısım hak sınırlamaları doğuracağı düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi, suçlu bulunan kişilerin belli haklardan mahrum bırakılmasını düzenler. Bu madde, ceza hükmüyle birlikte uygulanan sınırlamalara dair hükümleri içerir. TCK’nin 53. maddesi hakkında şu bilgileri vermekte fayda var:

  • TCK 31 uygulandığı hallerde TCK 53. yani belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma uygulanmaz.
  • Hapis cezası seçenek yaptırıma çevrildiğinde TCK 53 uygulanmaz.
  • TCK 53. Maddesinin 1. ve 5. fıkrası kasıtlı suçlarda, 6. fıkrası taksirli suçlarda uygulanır.
  • TCK53/5 maddesi uygulanabilmesi için iddianamede yer almalı veya sanığa ek savunma hakkı verilmelidir.
  • TCK53/5 maddesi uygulanırken yargılama konusu hak ve yetki konusunda yasaklılığa karar verilebilir.
TCK 53 Nedir?
TCK 53, mahkumiyet kararı verilen kişilerin bazı haklardan geçici veya sürekli olarak yoksun bırakılmasını öngören bir düzenlemedir. Bu haklar genellikle suçun türüne ve mahkumiyetin ağırlığına göre değişiklik gösterir. Yasa, özellikle suçun toplum üzerindeki etkisini azaltmayı ve suçlunun topluma yeniden kazandırılmasını amaçlar.

Hak Yoksunlukları Türleri Nelerdir?

“Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” tedbiri, Türk Ceza Kanunu’nun 1. Kitap’ının “Yaptırımlar” başlıklı 3. Kısım’ının “ Güvenlik Tedbirleri” başlıklı 2. Bölümü’nde yer alan 53. maddesinde düzenlenmektedir. Kanun maddesinde belirtilen hak yoksunlukları şunlardır:

  • Kamu Görevinin Üstlenilmesinden, Atanmaya ve Seçime Tabi Bütün Memuriyet ve Hizmetlerde İstihdam Edilmekten Yoksunluk: Kamu görevinin üstlenilmesinden yoksunluk, hapis cezasına mahkûmiyetin ilk sonucu oluşturmaktadır. Bu sonucun doğumu açısından üstlenilen kamu hizmetinin sürekli, süreli veya geçici olmasının önemi olmadığı gibi, bu göreve seçim veya atanma usulüyle gelme de önem arz etmemektedir. Kanunda kamu görevinin üstlenilmesinden sonra, seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksunluk olarak bahsedilmektedir. Bu kapsamda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksunluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Atama ve seçilme yoluyla kamusal bir görevi üstlenen kişiyi de kanun, kamu görevlisi saymaktadır.
  • Seçme ve Seçilme Ehliyetinden Yoksunluk: Kasten işlenen bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infazı süresince kişi seçme ve seçilme liyakatini kaybetmektedir. Ancak bu yoksunluk, cezanın infaz süresiyle sınırlıdır. Anayasamızda (m. 67, 68), Milletvekili Seçimi Kanunu’nda (m.10, 11) ve Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’da (m. 9, 31) seçme ve seçilme ehliyetinin koşulları düzenlenmiştir. Bu mevzuatlarda seçilebilmek için diğer şartların yanı sıra taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymemek şartı aranmış, belli suçlardan mahkûmiyeti bulunanlara affa uğramış olsalar bile seçilemeyecekleri belirtilmiştir. Dolayısıyla bu başlık çerçevesinde dile getirilen seçilme ehliyetindeki yoksunluk Anayasanın amir hükmü gereği bu şekilde uygulanacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin 8.10.2015 tarihli, 2014/140 E. ve 2015/85 sayılı Kararı’na göre seçme hakkından yasaklılık ancak kişinin cezaevinde olduğu sürece mümkün olabilecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 17.9.2013 tarihli Söyler / Türkiye Kararı’nda; hükümlülerin oy verme haklarının her miktarda hapis cezasına mahkumiyetin sonucu olarak kullandırılmaması 1 no’lu Protokolün 3. maddesini ihlal eder nitelikte olduğuna hükmetmiştir.
  • Velayet Hakkından, Vesayet veya Kayyımlığa Ait Bir Hizmette Bulunmaktan Yoksunluk: Velayet, vesayet ve kayyımlık medeni hukuk kurumu olup kanunda kanuni temsilcilik olarak isimlendirilmektedir. Dolayısıyla bu hak yoksunluğu kanuni temsilcilik yapma hakkından yoksunluk olarak belirtilmektedir. Hapis cezasına mahkûm olan kişi kural olarak cezanın infazı süresince bu haktan yoksun kalacaktır. Bu konuda hakimin takdir yetkisi de yoktur. Hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen kişinin sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinden yoksunluğu ortadan kalkacaktır (m. 53/3). Alt soy dışındaki kişiler bakımından söz konusu olan vesayet ve kayyımlık yetkileri, ancak hapis cezasının infazının tamamlanmasından sonra kullanılabilecektir.
  • Vakıf, Dernek, Sendika, Şirket ve Siyasi Parti Tüzel Kişiliklerinin Yöneticisi veya Denetçisi Olmaktan Yoksunluk: Bu yoksunluk, özel hukuk tüzel kişisinin yöneticisi veya denetçisi olabilme hakkından yoksunluktur. Özel hukuk tüzel kişilerinin yöneticisi veya denetçilerinin ne şekilde seçileceği Medeni Kanun, Dernekler Kanunu gibi ayrı mevzuatlarda düzenlenmektedir.
  • Resmi İzne Tabi Bir Meslek Veya Sanatı İcra Etmekten Yoksunluk: Bu yoksunluk, bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak yürütmektir. Kanunda kamu kurumundan bahsedildiği için kasti bir suçtan dolayı mahkûmiyet sonucunda kamu idarelerince verilen izne tabi bir meslek veya sanatı icra etmekten yoksunluk söz konusu olmayacaktır. Hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında söz konusu yoksunluğun uygulanmasına karar verilebilecektir. Ancak bu husus hakimin takdir yetkisindedir.
  • Silah Taşıma ve Kullanma: Silah taşıma ve kullanma hakkından mahrum bırakılma.
tck 53 madde hak yoksunlugu
tck 53 madde hak yoksunlugu

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılmanın Şartları Nelerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki hak yoksunluğunun tedbirinin infaz tarzı, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 57. ve Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 39. maddesiyle düzenlenmiştir. TCK’nın 53. maddesinden hareketle belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri uygulanış biçimi yönünden “kanuni netice olarak infaz süresiyle sınırlı bir şekilde uygulanan hak yoksunluğu”, “cezanın infazından sonra da belli bir süre uygulanan hak yoksunluğu”, taksirli suçlar nedeniyle uygulanan hak yoksunluğu” şeklinde üçe ayırmak mümkündür. Her üç duruma ilişkin şartlar şunlardır:

  • Kanuni Netice Olarak İnfaz Süresiyle Sınırlı Bir Şekilde Uygulanan Hak Yoksunluğunun Şartları

Hak yoksunluğu kural olarak kasten işlenebilen bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak uygulanabilen bir tedbir niteliğindedir (TCK m. 53/1). Dolayısıyla taksirli suçlardan hapis cezasına mahkûmiyet maddenin 6. fıkrasındaki istisnai durum dışında, doğrudan hak yoksunluğunu gerektirmemektedir. Aynı şekilde kasten işlenen bir suçtan adli para cezasına mahkûmiyette maddenin 5. fıkrasındaki istisnai durum dışında, hak yoksunluğunu getirmemektedir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri, kasti bir suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni neticesi olarak kendiliğinden uygulandığından, mahkeme hükmünde ayrıca tedbire hükmedildiğin belirtilmesi gerekli değildir (CMK 223/6, m.230/1-c) ve bu nedenle bu hususun hükümde belirtilmemiş olması hükümlü bakımından lehe bir durum oluşturmaz.

Hak yoksunluğu tedbiri, failin suçu işlediği sırada on sekiz yaşını doldurduğu hallerde kanuni sonuç olarak uygulama kabiliyetine haizdir. Bu durumda failin; hüküm tarihindeki yaşı değil suçu işlediği esnadaki yaşı dikkate alınır. Suç işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış kişiler açısından hükmolunan ceza miktarı ne olursa olsun hak yoksunluğu söz konusu olmayacaktır. Örneğin on sekiz yaşını doldurmadan işlenen suçlar bakımından alınacak ceza, failin daha sonra bir kamu görevine girmesine engel olmaz.

Hak yoksunluğu tedbirinin uygulanması için kural olarak kasten işlenmiş bir suçtan dolayı kesinleşmiş hapis cezasına mahkûmiyetin varlığı yeterlidir. Hapis cezasının süresi ve infaz edilmiş olup olmaması önemli değildir. Kural olarak ertelenen hapis cezaları dahi deneme süresince hak yoksunluğuna sebep olur ( TCK m. 51). Ancak kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olanlar hakkında hak yoksunluğu tedbiri uygulanmaz (TCK m. 53/4).

  • Cezanın İnfazından Sonra Belli Bir Süreyle Uygulanabilen Hak Yoksunluğunun Şartları

TCK 53. Maddesinin 1. fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde (örneğin rüşvet alan bir memur hakkında hak yoksunluğu), ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Ancak bu hususta ayrıca karar verilmesi lazımdır. Yani hükümde ve hükmün gerekçesinde bu yasaklamaya ayrıca yer verilmesi gerekir.

Cezanın infazından sonra belli bir süre hak yoksunluğunun uygulanması için suçun maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkinin kötüye kullanımıyla işlenmiş olması gerekir, belli bir hak ve yetkiye sahip kişiler tarafından işlenebilecek suçun varlığı burada yeterli değildir. Bu hak yoksunluğu için suçun kural kasten işlenmiş olması gerekmektedir. Ancak maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkilerin kullanılması suretiyle işlenen dolayısıyla sadece adli para cezasına hükmedilmesi halinde hükümde geçen gün sayısın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilecektir. Bu durumda hak yoksunluğuna ilişkin süre, adli para cezasının tamamen infazından itibaren başlayacaktır.

Eğer hapis cezasına mahkumiyet söz konusu ise infazdan sonra işlemek üzere bu cezanın yarısından bir katına kadar süre hak yoksunluğuna hükmedilebilecektir. Cezanın yanı sıra hükmolunan hak yoksunluğu tedbiri, hapis veya adli para cezasının tamamıyla infazından sonra işlemeye başlayacaktır.

Failin maddenin 1. fıkrasındaki hak ve yetkilerden birini kötüye kullanarak birden fazla suç işlediği hallerde, her bir suç için ayrı ayrı infazdan sonra işlemek üzere hak yoksunluğuna hükmedilmesi ve bunların ayrı ayrı infaz edilmesi gerekir. Hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması hükmedilmişse infazdan sonra işlemek üzere sadece bir hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerekir.

Maddenin 5. fıkrasının uygulanabilmesi için bu hususun iddianamede yer alması veya kovuşturma aşamasında sanığa bu konuda ek savunma imkânı verilmesi gereklidir.  Bu hüküm uygulanırken hangi hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suç işlenmişse, o hak ve yetkinin yasaklılığına karar verilmelidir.

  • Taksirli Suçlarda Hak Yoksunluğunun Şartları

TCK 53. Maddesinin 6. Fıkrası hükmü gereğince; belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az veya üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

Bu yoksunlukların uygulanabilmesi, söz konusu meslek ve sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık veya sürücü belgesine sahip olmanın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir suçun işlenmiş olmasına bağlıdır. Taksirli suçlardan dolayı hükmedilecek hak yoksunluğu, cezanın infazından sonra işlemek üzere ayrıca kararlaştırılır. Yani hükümde ayrıca belirtilmesi gereklidir.

belli haklari kullanmaktan yoksun birakilma tck 53
belli haklari kullanmaktan yoksun birakilma tck 53

TCK 53 – Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma adı altında yer alan güvenlik tedbirleri ceza hukuku sistemimizde hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak öngörülmüştür. Her ne kadar, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri, güvenlik tedbirleri başlığı altında düzenlenmiş ise de, bu tedbir ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olduğundan hukuki niteliği itibari ile bir güvenlik tedbiri değil mahkumiyetin yasal sonucu olan bir ek cezadır. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma adı altındaki bu güvenlik tedbirlerinin, geri
alınabilir ve değiştirilebilir olmamaları da bir tedbir olmayıp ceza olduklarının kanıtıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hükümler, kanunun birinci kitap, üçüncü kısım ikinci bölümünde “ Güvenlik Tedbirleri” başlığı altında 53. maddede düzenlenmiştir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma adı altında yer alan güvenlik tedbirleri ceza hukuku sistemimizde hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak öngörülmüştür. Her ne kadar, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri, güvenlik tedbirleri başlığı altında düzenlenmiş ise de, bu tedbir ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olduğundan hukuki niteliği itibari ile bir güvenlik tedbiri değil mahkumiyetin yasal sonucu olan bir ek cezadır. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine üç farklı şekilde hükmedilebilir:

  • Mahkumiyetin kanuni/zorunlu sonucu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir. (TCK m.53/1)
  • Kötüye kullanılmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir. (TCK m.53/5)
  • Mahkeme bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma kararı verebilir. (TCK m.53/6)

TCK 53 – Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir. 

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.

TCK 53 – Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Madde Gerekçesi

İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsılmaktadır. Bu nedenle, suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin var­lığını gerekli kılan belli hakların kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Madde metninde, işlediği suç dolayısıyla kişinin hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı belirlenmiştir.

Ancak, bu hak yoksunluğu süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdü­len asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağ­layıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksun­luklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle, madde metninde söz konusu hak yoksunluklarının mahkûm olunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Böylece, kişi mahkûm olduğu cezanın infazının gereklerine uygun davranarak bunun ta­mamlanmasıyla kendisinin tekrar güven duyulan bir kişi olduğu konusunda topluma da bir mesaj vermektedir. Bu bakımdan hak yoksunluklarının en geç cezanın infazının tamamlanması aşamasına kadar devam etmesi, suç ve ceza politikasıyla güdülen amaçlara daha uygun düşmektedir.

Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için ya­saklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir.

Maddenin üçüncü fıkrasında mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesa­yet ve kayyımlık yetkilerini kullanabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, dördüncü fıkrada, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında mahkûm oldukları cezaya bağlı herhangi bir hak yoksunluğunun doğmadığı hüküm altına alınmıştır.

Maddenin beşinci fıkrasında, belli bir hak ve yetkinin kötüye kulla­nılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla mahkumiyet hâlinde, mahkûm olunan cezanın infazından sonra da etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi öngörülmüş­tür. Bu durumda mahkemenin belli bir hak ve yetkiyle ilgili olarak vereceği yasaklama kararı bir güvenlik tedbiri niteliği taşımaktadır.

Altıncı fıkrada, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin ge­rektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, yine güvenlik tedbiri olarak, belli bir süre için bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği öngörülmüştür.

tck 53 madde
tck 53 madde

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Tedbirinin Hukuki Niteliği Nedir?

İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsılmaktadır. Bu nedenle, suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin var­lığını gerekli kılan belli hakların kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Madde metninde, işlediği suç dolayısıyla kişinin hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı belirlenmiştir. Ancak, bu hak yoksunluğu süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdü­len asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağ­layıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksun­luklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle, madde metninde söz konusu hak yoksunluklarının mahkûm olunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür.

Hak yoksunlukları, hapis cezasına mahkumiyetin yasal bir sonucu olarak kendiliğinden ortaya çıktığından, bunların kararda ayrıca gösterilmesi gerekmez. Bu nedenle de kararda gösterilmemiş olması hükümlü açısından kazanılmış hak oluşturmaz. Ancak istisnai olarak, bu tedbirlerin cezanın yanı sıra uygulanan güvenlik tedbirleri niteliğinde olduğu hallerde bulunmaktadır (TCK. m. 53/5-6 ). Bu hallerde güvenlik tedbirlerine hükmedildiğinin açıkça gösterilmesi gerekir.

Kişi mahkum olduğu cezanın infazının gereklerine uygun davranarak bunun ta­mamlanmasıyla kendisinin tekrar güven duyulan bir kişi olduğu konusunda topluma da bir mesaj vermektedir. Bu bakımdan hak yoksunluklarının en geç cezanın infazının tamamlanması aşamasına kadar devam etmesi, suç ve ceza politikasıyla güdülen amaçlara daha uygun düşmektedir. Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için ya­saklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir.

Maddenin üçüncü fıkrasında mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesa­yet ve kayyımlık yetkilerini kullanabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, dördüncü fıkrada, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında mahkûm oldukları cezaya bağlı herhangi bir hak yoksunluğunun doğmadığı hüküm altına alınmıştır.

Maddenin beşinci fıkrasında, belli bir hak ve yetkinin kötüye kulla­nılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla mahkumiyet hâlinde, mahkûm olunan cezanın infazından sonra da etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi öngörülmüş­tür. Bu durumda mahkemenin belli bir hak ve yetkiyle ilgili olarak vereceği yasaklama kararı bir güvenlik tedbiri niteliği taşımaktadır.

Altıncı fıkrada, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin ge­rektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, yine güvenlik tedbiri olarak, belli bir süre için bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği öngörülmüştür.

Hak Yoksunluklarına İlişkin Kararların Adli Sicile Kaydedilmesi

Adli sicile kaydedilecek bilgilerin hangileri olduğu, 25.05.2005 tarih ve 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununun 4. maddesinde düzenlenmiştir. 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasında, Türk mahkemeleri tarafından vatandaş veya yabancı hakkında verilmiş ve kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin adli sicile kaydedileceği belirtildikten sonra; aynı fıkranın “e” ve “f” bentlerinde, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili olarak adli sicile kaydedilmeye ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

5352 SY. m. 4/1-e’ye göre; kasten işlenen bir suç nedeniyle hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak yoksun kalınan haklara cezanın ertelenmesi dolayısıyla getirilen istisnaya ilişkin kararlar ile mahkumiyet hükmüyle bağlantılı olarak verilen, belli bir hak ve yetkinin kullanılmasının veya belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararlar adli sicile kaydedilecektir. Yine, 5352 SY. m. 4/1-f’de; Türk vatandaşı hakkında yabancı mahkemeden verilmiş ve kesinleşmiş olan mahkumiyet kararının Türk hukuku bakımından doğurduğu hak yoksunluklarına ilişkin olarak Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkemece verilen kararın da adli sicile kaydedileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre; belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili olarak,

  • TCK. m. 53/3-2. cümlede düzenlenmiş olan “hak yoksunluğunun uygulanmaması”na ilişkin kararlar,
  • TCK. m. 53/5’te düzenlenen “belli bir hak ve yetkinin kullanılmasının veya sanatın icrasının yasaklanması” na ilişkin kararlar
  • TCK. m. 53/6’te düzenlenen “sürücü belgesinin geri alınması” na ilişkin kararlar ile,
  • TCK. m. 17 uyarınca yabancı mahkemelerden verilen cezaların doğurduğu hak yoksunlukları bakımından, Türk kanunlarındaki sonuçlarının geçerliliği konusundaki kararların adli sicile kaydedilmesi gerekmektedir.

Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adli sicil arşivine kaydedilir (5352 SY. m. 13/A, f. 6). Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır (5352 SY. m. 13/A, f. 7).

belli haklari kullanmaktan yoksun birakilma
belli haklari kullanmaktan yoksun birakilma

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Tedbirlerinin İnfazı ve İtiraz

Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir. Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir. Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir (5352 SY. m. 13/A, f. 3-5).

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirinin infaz usulü Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 57. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, kasten işlemiş olduğu bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak kişi hakkında uygulanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddesinin birinci fıkrasının (a) ilâ (e) bentlerinde sayılan tedbirlerdir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirleri aşağıda belirtilen esaslara göre yerine getirilir:

  • Mahkemece Cumhuriyet başsavcılığına gönderilen ilâm, infaz defterine kaydedilerek infaza başlama ve bitiş tarihleri yazılır. Ancak bu tedbirlerin infazına, mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak hapis cezasının infazına başlama tarihi ile birlikte başlanır,
  • Cumhuriyet başsavcılığınca, hapis cezasının infazına başlanacağı tarih de dikkate alınarak, bu tedbiri içeren ilâmın içeriği, tedbirin konusu ve niteliğine göre ilgili kurum ve kuruluşlar ile kolluğa bildirilir. Cumhuriyet başsavcılığınca, ayrıca infaza başlama ve bitiş tarihleri de bildirilir,
  • 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ilâ (e) bentlerinde belirtilen yoksun bırakılma konusu faaliyet ve görevlerle ilgili olarak, tedbirin infazının tamamlanmasından sonra hükümlünün bu faaliyet ve görevlerde bulunabilmesi, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu hükümlerine göre temin edeceği adlî sicil kaydının ilgili yere ibrazı ile mümkündür.

5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarına göre hükmedilen tedbirler, 5275 sayılı Kanunun 104 üncü maddesine göre denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da büroları tarafından yerine getirilir. Ayrıca, 5402 Sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Kanunu 14. Maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre , 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince belli bir hak veya yetkinin kullanılmasının yasaklanması ve altıncı fıkrası gereğince meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ya da sürücü belgesinin geri alınması kararı verilenlerin denetim sürelerini, kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak geçirmelerini, güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesini gerektiğinde kolluk ve ilgili diğer makamlarla işbirliği içinde sağlamak görevi denetimli serbestlik şube müdürlüklerinin görevleri arasında sayılmıştır.

Hak Yoksunluğu Ne Zaman Sona Erer?

TCK 53’üncü madde uyarınca, kasten suç işleyen kişi, hapis cezasına mahkum olduğu takdirde bu mahkumiyetin yasal sonucu olarak maddenin (1)’inci fıkrasında sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılır. Bu haklar yorum yolu ile genişletilemez. TCK 53. Maddesinin ikinci fıkrasında hak yoksunluğunun kişinin mahkûm olduğu hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği öngörülmüştür. Koşullu salıverilme süresi de buna dahildir. Bu konu ile ilgili olarak, yasaklanmış hakların geri verilmesi 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunumuza alınmamış, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununda düzenlenmiş bulunmaktadır. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun “Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi” başlıklı 13/A maddesine göre;

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
  2. Mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
  3. Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
  4. Mahkum olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukuki nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkum olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
  5. Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
  6. Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
  7. Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
  8. Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adli sicil arşivine kaydedilir.
  9. Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır” hükmü düzenlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kamu hizmetlerinden yasaklılığı ayrı bir ceza olmaktan çıkartarak, kasten işlenen bir suçun yasal sonucu olarak uygulanacak bir güvenlik tedbiri haline getirmiştir. 765 sayılı Türk Ceza Kanununda olduğu gibi ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklılık da bulunmamaktadır.

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kural olarak cezanın infazı süresince devam edecek bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiştir. Bu kuralın istisnası ise 53’üncü maddenin (5) ve (6)’nci fıkralarında hükme bağlanmıştır. Birçok özel yasada da, bazı suçları işleyenlerin veya hapis cezasına mahkum olanların bazı haklardan yoksun bırakılacaklarına ilişkin düzenlemeler vardır. Yalnız 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nazara alındığında cezanın infazı ile birlikte ya da istisna olarak belli bir süre geçtikten sonra yasaklılık hali kendiliğinden sona ermektedir.

Ancak, hak mahrumiyetlerinin bulunduğu bazı özel yasalarda 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda belirtilen süreler geçmiş olsa bile belli konularda yasaklamanın devam edeceği öngörülmektedir. Bu hükümler özel yasa hükümleri olduğundan geçerliliğini korumaktadır. Bu durumda da 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu “yasaklanan hakların geri verilmesi” başlıklı 13/A maddesi uygulanacaktır.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, K.T.: 18.1.2013, 2012/1690 E, 2013/1497 K. sayılı Kararı

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK 53. Madde

Taksirli suçlarda uygulama imkânı bulunmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında TCK’nın 53/1-2-3 maddeleri gereği hak yoksunluğuna hükmedilmesi…


Yargıtay 12. Ceza Dairesi, K.T.: 17.12.2016, 2015/4433 E., 2016/2368 K. sayılı Kararı

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK 53. Madde

TCK’nın 53/6. maddesinde belirli meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına yada sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden 4 ay süreyle lokanta işletmekten yasaklanmasına karar verilmesi….


Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Tarih 25.1.2013, 2012/10256 E., 2013/2385 K. sayılı Kararı

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK 53. Madde

Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanması talep edildiği halde bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi.


Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Tarih 18.01.2013, 2012/1690 E., 2013/1497 K.

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
  • TCK 53. Madde

Taksirli suçlarda uygulama imkanı bulunmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında TCK 53/1-2-3 maddeleri gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi…


Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma TCK 53 Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

  • Kamu hizmetlerinden yasaklanma ne demek?

Sürekli, süreli veya geçici olarak bir kamu görevinin üstlenilmesinden yoksun bırakılmadır. Yani TCK 53 kapsamında sanığın, hükümlülük süresince, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevini üstlenmekten men edilmesidir.

  • Belirli haklardan yoksun bırakmaya ilişkin güvenlik tedbirinin infazına ne zaman başlanır?

Kararın kesinleşmesinden itibaren başlar. Yani tüm olağan kanun yollarından sonunda infaza başlanır.

  • Tck 53/1 memuriyete etkisi var mı?

TCK 53/1 maddesi uygulananlar o süre boyunca memur olamazlar. Güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanır.

  • Otobüs şoförüyüm. Otobüsü kullanırken bir kazaya sebebiyet vermem halinde sürücü belgeme el konulur mu?

Şoförlük mesleği icra etmeniz size bu mesleği icra ederken dikkat ve özen yükümlülüğü yüklemektedir. Mesleği icra ederken bu yükümlülüğe aykırı şekilde davranmanız ve taksirli bir suç işlemeniz halinde üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere sürücü belgenize el konulmasına mahkemece karar verilecektir.

  • Şoförlük mesleğini icra ederken işlemiş olduğum taksirli suç nedeniyle sürücü belgeme el konulma süresi ne zaman başlar?

Taksirli suçlardan dolayı hükmedilecek belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararı, cezanın infazından sonra işlemek üzere ayrıca kararlaştırılır. Sürücü belgenizin hakkında verilen el konma kararında belirtilen süre, taksirli suçtan almış olduğunun cezanızın infazı tamamlandıktan sonra başlayacaktır.

X
kadim hukuk ve danışmanlık