İçerik Başlıkları
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, hakim adaylığı sınavına girmek ve avukatlık veya noterlik stajına başlayabilmek için 7188 sayılı kanun ile 24 Ekim 2019’da yürürlüğe giren bir ön eleme sınavdır. Türkiye’de hukuk fakültesinden mezun olanlar ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye’deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik kalan derslerden sınava girip başarılı olmak suretiyle denklik belgesi almış bulunanlar bu sınava girebilir.
24 Ekim 2019’da Resmi Gazetede yayımlanan 7188 sayılı ‘‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun’’ kapsamında avukatlık kanununun ve noterlik kanununun ilgili maddelerinde değişiklik yapılmış ve mesleğe başlayabilmek için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında başarılı olma şartı getirilmiştir. Bu sınav, kanunun Resmi Gazetede yayımlanma tarihi olan 24 Ekim 2019 tarihinden sonra hukuk fakültelerine kayıt yaptıran öğrencileri kapsamaktadır. Bu tarihten önce hukuk fakültelerine kayıt yaptıranlar bu sınava tabii değildir. 5 Temmuz 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 31887 sayılı ‘‘Devlet Memurları Kanunu ile bazı kanunlarda ve 375 sayılı kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılmasına dair kanunda’’ şöyle bir madde bulunmaktadır: ‘‘Ancak Hukuk Meslekleri Sınavında başarılı olma şartı 24/10/2019 tarihinden sonra ilgili yükseköğretim kurumuna kayıt yaptıranlardan 31/03/2024 tarihinden önce mezun olanlar bakımından uygulanmaz.’’ Mevzuatta yapılan bu değişiklik sonucunda 24/10/2019 tarihinden sonra hukuk fakültesine kayıt yaptırıp 31/03/2024 tarihinden önce mezun olanlar için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavına girme şartı aranmayacaktır. Bu kişilerin bu sınava girmeden avukatlık ve noterlik stajını başlatabilmeleri, hakimlik ve savcılık sınavına girmeleri mümkündür.
İlgili düzenlemenin yayınlanması ile birlikte hukuk fakültesi öğrencileri; hukuk mesleklerine giriş sınavı resmi gazete, hukuk mesleklerine giriş sınavı kimleri kapsıyor, hukuk mesleklerine giriş sınavı ne zaman, hukuk mesleklerine giriş sınavı yönetmeliği, hukuk mesleklerine giriş sınavını geçemeyenler, avukatlık sınavını kazanamayanlar ne yapacak, hukuk mesleklerine giriş sınavı – ekşi, hukuk mesleklerine giriş sınavı’nda hangi dersler var gibi hususları aratmaya başladılar. Biz de makalemizde bu hususları ele alacağız. İyi okumalar dileriz.

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavının Formatı
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı yılda en az bir defa olacak şekilde Adalet Bakanlığı ile imzalanacak protokole göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılacaktır. Sınavının yapılış şekli ile sınava ilişkin diğer hususlar; Türkiye Barolar Birliği, Hakimler Savcılar Kurulu, Türkiye Noterler Birliği ve Yükseköğretim Kurulu’ndan görüş alınarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenecektir. Sınav çoktan seçmeli şekilde olacaktır. En az 100 sorudan oluşacaktır. Başarılı sayılmak için 100 üzerinden en az 70 puan almak gerekmektedir. Mülakat şartı bulunmamaktadır. Başarılı olunduğu takdirde Adli Yargı Hakimliği, İdari Yargı Hakimliği ve savcılık için asli sınava girme hakkı, avukatlık ve noterlik için staj aşamalarına başvuru hakkı elde edilecektir.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında adaylar kamu hukuku alanında Anayasa Hukuku, Ceza Hukuku, İdare Hukuku, Anayasa Yargısı Hukuku, İcra ve İflas Hukuku ve Vergi Hukuku derslerinden, özel hukuk alanında ise Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku ve İş Hukuku derslerinden, usul hukuku alanında; Medeni Usul Hukuku Ceza Usul Hukuku, İdari Yargılama Usulu Hukuku, Vergi Usul Hukuku derslerinden sorumlu olacaktır. Ayrıca Avukatlık Hukuku, Türk Hukuk Tarihi ve Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi dersleri de müfredat dahilindedir.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı Neden Gerekli?
24 Ekim 2019’da yürürlüğe giren 7088 sayılı kanun öncesinde avukatlık mesleğini icra edebilmek için herhangi bir sınav şartı bulunmamaktaydı. Hukuk fakültesi mezunu olan herkes gerekli şartları karşıladığı takdirde avukatlık stajını başlatabilmekteydi. Ancak son yıllarda sayıları hızla artan ve niteliği düşen hukuk fakültelerinden dolayı mezunların hukuki yeterlilikleri soru işareti uyandırmaya başlamıştır. Sadece hukuk fakültesi mezunu olmak hukuk mesleklerini icra edebilmek için yeterli gelmemeye başlamış, mesleğe girişte bir sınava ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu sebeple avukatlık, noterlik stajını başlatabilmek için ve hakimlik, savcılık sınavına girebilmek için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında başarılı olma şartı aranmaya başlamıştır. Bu sınav hukuk fakülteleri arasında eğitim öğretim açısından oluşan farklılıkları önlemek, hukuk mesleklerinin kalitesi arttırmak ve yargıya yansıyan olumsuzlukları gidermek açısından önemlidir. Hukuk mesleklerini icra edecek kişilerin hukuki yeterliliklerini ölçtüğünden liyakate dayalı mesleki istihdamın önü açılmış olacaktır. Bu sayede toplumda bu meslekleri icra eden kişilerin mesleki yetkinlik ve niteliğine duyulan şüphe azalırken hukuk düzenine olan güven artmış olacaktır.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı bağımsız savunmanın yegane temsilcisi olan ve hukuk kurallarının uygulanmasında yargının kurucu unsurlarından olan avukatlık mesleğinin onurunu, saygınlığını arttırmak ve süreç içerisinde avukatların yaşadıkları sorunların çözümü noktasında gereklidir. Bu sınav elbette bu amacı tek başına sağlamaz fakat sınavın getirilmesi ön adımı ile başlayan süreç daha sonrasında avukatlık mesleğinin sorunlarının çözümü için gerekli olan değişimlerin de yapılmasını sağlayabilir. Sonuç olarak Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, Türk hukuk düzeninin işlerliği arttırmak ve Türk hukuk düzenini geliştirmek için gereklidir.

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ile İdari Ön Yargı Sınavı Arasındaki Farklar
Hukuk fakültesi mezunlarının yanında siyasal bilgiler, idari bilimler, maliye ve iktisat bölümlerinde 4 senelik yükseköğretim yapmış kişiler de mezun oldukları takdirde idari hakimlik sınavına girebiliyordu. Ancak yeni yapılan düzenleme ile hukuk fakültesi mezunlarına Hakimlik Sınavına girebilmeleri için öncelikle Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında başarılı olmaları şartı getirildi. Siyasal bilgiler, idari bilimler, maliye ve iktisat bölümlerinden mezun olan kişilere ise idari hakimlik sınava girebilmeleri için İdari Ön Yargı Sınavında başarılı olma şartı getirildi.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavına Türkiye’de hukuk fakültesinden mezun olanlar ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip Türkiye’deki hukuk fakülteleri müfredatlarına göre eksik olan derslerden sınava girip başarılı olup denklik belgesi alanlar girebilir. İdari Yargı Ön Sınavına ise hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren ; siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az 4 yıllık yükseköğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumlarından mezun olanlar girebilir.
- Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında ilgililerin;
- Anayasa Hukuku,
- Anayasa Yargısı,
- İdare Hukuku,
- İdari Yargılama Usulü,
- Medeni Hukuk,
- Borçlar Hukuku,
- Ticaret Hukuku,
- Hukuk Yargılama Usulü,
- İcra ve İflas Hukuku,
- Ceza Hukuku,
- Ceza Yargılama Usulü,
- İş Hukuku,
- Vergi Hukuku,
- Vergi Usul Hukuku,
- Avukatlık Hukuku,
- Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi,
- Türk Hukuk Tarihi, alanlarındaki bilgileri ölçülür.
- İdari Yargı Ön Sınavında ise ilgililerin;
- Anayasa Hukuku,
- Anayasa Yargısı,
- İdare Hukuku,
- Türk İdari Teşkilatı,
- İdari Yargılama Usulü,
- Medeni Hukuk,
- Borçlar Hukuku (Genel hükümler),
- Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku,
- Hukuk Yargılama Usulü,
- Ceza Hukuku (Genel hükümler),
- Ceza Yargılama Usulü,
- Vergi Hukuku,
- Vergi Usul Hukuku,
- Maliye ve Ekonomi,
- İmar ve Çevre Hukuku,
- Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi, alanlarındaki bilgileri ölçülür.
- Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı yılda en az 1 kere yapılırken İdari Yargı Ön Sınavı en az 2 yılda bir kere yapılır.
- İki sınav da test şeklinde yapılır. Sınavlar en az 100 sorudan oluşur ve başarılı olmak için 100 puan üzerinden 70 puan almak gerekir. Sınavların yapılma şekli ile sınavlara ilişkin diğer hususlar Türkiye Barolar Birliği, Hakimler Savcılar Kurulu, Türkiye Noterler Birliği ve Yükseköğretim Kurulu’ndan görüş alınarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Her iki sınavdan da üniversitelerin ilgili bölümlerine 24 Ekim 2019 tarihinden sonra kayıt yaptırıp 30 Mart 2024 tarihinden sonra mezun olanlar sorumludur.
Tarihsel Süreçte Avukatlık Sınavı ve Beraberinde Getirdiği Tartışmalar
02.05.2001 tarihli ve 4667 sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için ‘‘avukatlık sınavını başarmış olmak’’ koşulu getirilmiş, ilgili maddede bu yönde değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerle; avukatlık sınavının staj sonunda Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezince yapılacağı düzenlenmiştir. Bu sınav uygulanamadan 28.11.2006 tarih ve 5558 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi avukatlık sınavını yürürlükten kaldıran hükümlerin anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Bu noktada bir yasa kuralın ortadan kaldırılmasının da (Anayasa Mahkemesinin denetimine açık) yeni bir yasa ile mümkün olduğunu hatırlatmak ve Anayasaya aykırılık iddiasını Anayasa Mahkemesine taşıyan davacılar ile mahkemenin gerekçelerine bakmak faydalı olacaktır.
Dava dilekçesinde, sınavla baroların bağımsızlığı ve avukatlık mesleğinin hak ettiği saygınlığa kavuşturulmasının amaçlandığı, avukatlık mesleğinin de hâkimlik ve savcılık mesleği gibi kamu hizmeti niteliğinde özel bir meslek olduğu ve gerekli donanım, bilgi ve kaliteye ulaşmış kişilerden olması gerektiği, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın hukukun uygulanması ve temel hak ve özgürlüklerin korunmasında yaşamsal bir önem ve değere sahip bulunduğu, sınavın Türkiye Barolar Birliği ve baroların muhalefetine rağmen kaldırıldığı, kamusal yanı ağır basan avukatlıkta sınavın kaldırılmasında kamu yararının gözetilmediği, sav, savunma ve yargılamayı yapanların adaletin gerçekleşmesi yönünden aynı hukuksal durumda olduklarından mesleğe kabullerinde de eşit işleme tabi tutulmaları gerektiği, bu nedenlerle avukatlık sınavının kaldırılmasının Anayasa’nın 2., 10. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Anayasa Mahkemesi ise, yasaların Anayasa’ya aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmaya mecbur olmadığını, taleple bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasa’ya aykırılık kararı verebileceğini belirtip , kuralın anayasanın 36. Maddesi yönünden de incelenmesini uygun görmüştür. Anayasa Mahkemesine göre:
- Yasaların, kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasa koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir. Önceki kuralların, yeni yasayla değiştirilmesi ya da tümüyle yürürlükten kaldırılması hukukun doğal karşıladığı, genel ilkelere uygun bulduğu bir düzenleme biçimidir. Yeni kural, eski kuralı yürürlükten kaldırabilir. Bu tür düzenlemeler, yasa koyucunun takdir yetkisi içinde olan bir yasama işlemidir. Tıpkı, yürürlüğe giren yasalar gibi, yürürlükten kaldırılan kurallar da yasama tasarrufudur ve yasa koyucu bu yetkisini kullanırken Anayasa’ya bağlı kalmak durumundadır.
- Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan “bağımsız yargı”, yargının olmazsa olmaz koşulu olan “savunma” ile birlikte anlam kazanır. Savunma, “sav-savunma-karar” üçgeninden oluşan yargının vazgeçilmez öğesidir. Adaletli bir yargılamanın varlığı, ancak avukatın etkin katılımıyla sağlanabilir. Avukatlığın önemi ve özelliği nedeniyle bu mesleğe girişin kimi koşul ve kayıtlamalara bağlı kılınması, hukuk devletinin ve adil yargılanma hakkının gereğidir.
- Avukatın seçkinliği ve üstün nitelikler taşıması, hem kamunun hem de yargının beklediği bir husus olup, bunun sağlanmasında mesleğin gelişmesine katkı kadar mesleğe seçilme de önem kazanır. Sadece temel hukuki konularda eğitilmiş olmak, bir mesleği yürütmek için yeterli olamaz. Mesleki açıdan yetkinlik, stajyerlik gibi özel eğitimlerin yanı sıra mesleğe girişte seçme ya da elemeyi de içerir.
- Yasa koyucu tarafından sınavın getirilmesindeki, savunma hakkı ve adil yargılamaya, adaletin gerçekleşmesine ve avukatlık mesleğinin niteliğine dayalı kamu yararının, sınavın kaldırıldığı tarihte de geçerliliğini koruyup korumadığının saptanması, sınavın getirildiği zamandaki koşullar, kaldırılma zamanında değişmemiş ya da ortadan kalkmamış, hatta avukatlık mesleğinin niteliği yönünden çok daha önemli hale gelmişse bunun da değerlendirilmesi gerekir.
- Öte yandan, Anayasa’nın 36. maddesinde, herkesin meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Yargının kurucu unsurlarından olan, bağımsız, serbestçe temsil eden, hukuksal ilişkilerin düzenlenmesinde, her türlü hukuksal sorun ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesinde ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında temel görev üstlenen avukat, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının da önemli bir unsurudur. Güçlü ve bağımsız savunma mesleği; hukukun üstünlüğünün, hukuksal uzlaşmanın, adil yargılanma duygusunun ve toplumsal barışın güvencesi olup bu değerler, mesleğinde yetkin bağımsız savunucularla teminat altına alınmıştır.
- Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden yasalaştığı anlaşılan dava konusu kural Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Bu gerekçeden, avukatlık mesleğine başlama öncesinde bir sınav uygulanması görüşünü mahkemenin de paylaştığı anlaşılmaktadır. Ancak yasa koyucu bu yönde bir düzenlemeye gitmediği sürece mahkeme kararıyla bunun dikte edilmesinin Anayasaya aykırı olacağı da kuşkusuzdur. Nitekim mahkeme de görüşünü yasa koyucunun bir tasarrufunu inceleme aşamasında ifade etmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi kararında asıl önemli olan gerekçe; ‘‘Yasa koyucu tarafından sınavın getirilmesindeki, savunma hakkı ve adli yargılamaya, adaletin gerçekleşmesine ve avukatlık mesleğinin niteliğine dayalı kamu yararının, sınavın kaldırıldığı tarihte de geçerliliğini koruyup korumadığının saptanması, sınavın getirildiği zamandaki koşullar, kaldırılma zamanında değişmemiş ya da ortadan kalkmamış, hatta avukatlık mesleğinin niteliği yönünden çok daha önemli hale gelmişse bunu da değerlendirilmesi gerekir.’’ şeklinde ifade edilmiştir.
Sonuç olarak yukarıda bahsi geçen Anayasa Mahkemesi Kararı bu sınavın gerekliliğini, avukatlık mesleğinin niteliğini artırmaya yönelik yapacağı katkıları vurgulamaktadır. 2001 yılında getirilen avukatlık sınavı 2006 yılında kaldırılmıştır. 2009 yılında Anayasa Mahkemesi 2006 yılındaki bu kanun değişikliğinin anayasaya aykırı olduğuna karar vermiş ancak yasama organını yeni bir kanun yapmaya zorlayamayacağı için sınav konusu ile ilgili mevzuat değişikliğinin yapılması 2019 yılını bulmuştur. 24 Ekim 2019’da kanunda yapılan bu düzenleme ile birlikte yalnızca avukatlık sınavı değil hukuk mesleklerine giriş sınavı adı altında tüm hukuk mesleklerine girebilmek için başarılı olunması şart olan bir sınav getirilmiştir. 2024 yılında ilk kez uygulanacak bu sınav hakkında belirsizlikler olsa da hukuk dünyası için beklenen faydaları sağlamasını umuyoruz.