Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları Nelerdir?

guzellik estetik ve epilasyon merkezlerine karsi hukuki basvuru yollari nelerdir

Güzellik, estetik ve epilasyon merkezlerine karşı hukuki başvuru yollarını bu yazımızda sizlere aktaracağız. Günümüz dünyasında insanların gerek kişisel bakım ve gerekse güzel görünmek, hissetmek için güzellik, estetik ve epilasyon merkezlerine ihtiyaç duyduğu ortadadır. Bu ihtiyaca binaen son zamanlarda açılan çok sayıdaki güzellik, estetik, lazer ve epilasyon merkezlerinde yapılan işlemler sonucunda hem tüketici, icra ve ceza hukukunun inceleme alanına girebilecek çok sayıda mağduriyet ortaya çıkmaktadır. Bu yazımızda da bu tür merkezler kaynaklı mağduriyetleri hem ceza hukuku hem de tüketici ve icra hukuku hükümleri çerçevesinde değerlendireceğiz. İlk olarak belirtmek gerekir ki, güzellik merkezlerinden hizmet alan kişi tüketicidir ve Tüketicinin Korunması Kanunu Kapsamında korunmaktadır. Güzellik merkezi-estetik ve epilasyon merkezi ise verdiği hizmetin vaat edilen şekilde olmasından sorumludur. Güzellik merkezinin sunduğu hizmeti ayıplı ifa ettiği durumlarda tüketicinin 4 seçimlik hakkı bulunmaktadır. Bu haklar;

  • Hizmetin yeniden görülmesi,
  • Hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı,
  • Ayıp oranında bedelden indirim veya
  • Sözleşmeden dönme haklarıdır.

Söz konusu merkezlerdeki sağlayıcılar, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar da sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat talebinde de bulunabilecektir. Tüketici böyle bir sorun ile karşılaştığında, hizmet sağlayan ile anlaşarak sorununu çözemiyor ise belirlenen parasal sınırlar dahilinde ilçe tüketici hakem heyetine, il tüketici hakem heyetine veya Tüketici Mahkemelerine başvuru yapabilme hakkına sahiptir. Bu yazımızda son zamanlarda yaygınlaşan güzellik, estetik ve epilasyon merkezlerine karşı hukuki başvuru yollarını ele alacağız. Bu merkezler tarafından hatalı olarak uygulanan işlemlere karşı hakların neler olduğu ve hangi hukuki yollara başvurulabileceğini açıklayacağız.

İlgili Makale: İnfaz Hesaplama

Ceza Hukuku Açısından Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerinin Sorumluluğu

Güzellik, estetik ve epilasyon merkezlerine karşı hukuki başvuru yollarının ilki cezai yoldur. Lazer epilasyon işleminden sonra vücudunda yanık oluşan veya başka herhangi bir sağlık sorunuyla (vücutta morluk, renk değişikliği, deformasyon vb.) karşılaşan kişi lazer işlemi yapan kişi veya işletmeyi şikâyet etme hakkına sahiptir. Güzellik, estetik, lazer ve epilasyon merkezlerinde hatalı olarak yapılan işlemler esnasında veya sonrasında oluşan herhangi bir sağlık sorunu (vücutta yanık, morluk, renk değişikliği gibi) oluşması halinde söz konusu işletmeyi savcılığa suç duyurusunda bulunarak şikayet edebilirsiniz. Bu şikayeti Türk Ceza Kanununun 89. maddesinde belirtilen “Taksirle Yaralama Suçu” kapsamında yapmak gerekmektedir. Söz konusu sağlık sorununun ortaya çıkmasından işletmenin veya çalışanın kusurlu olması gereklidir.

Merkezlerin hukuki ihtilaflarının bir de ceza hukuku bakımından boyutu da bulunmaktadır. Makinelerin yanlış kullanımından kaynaklı veya tüketicinin kendileri ile ilgili vermiş olduğu sağlık/tıbbi bilgileri göz ardı ederek hatalı işlem yapılması sonucu kişinin vücudunda veya yüzünde yanıklar ve kalıcı iz meydana gelebilmektedir. Bu sonuçlar Ceza Hukuku bağlamında genellikle taksirle yaralama suçu kapsamında ele alınmaktadır. Taksirle yaralama suçu Türk Ceza Kanunu’nda 89. Maddede düzenlenmiş olup failin öngörülebilir bir neticeyi “öngörmeyerek” dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir hareketle yaralama teşkil eden fiili işlemesi demektir.

Bu gibi durumlarda, yanlış işlem sonucu bir yaralanma, yanık meydana geldiğinde kişi derhal bir sağlık kurumundan yaralanmaya ilişkin durum bildirir sağlık raporu almalıdır çünkü kişi alınacak olan bu raporla yaşadığı mağduriyeti yargı merciine kanıtlayabilecektir. Kişi kurumdan raporu aldıktan sonra bulunduğu yere bağlı olarak adliyeye giderek savcılık makamlarına şikâyette bulunabilir. Akabinde sunmuş olduğu deliller savcılık makamınca dikkate alınacak ve yanlış işlemi uygulayan kişi ve işletme hakkında kovuşturma başlatılacaktır. Taksirle yaralama suçunun cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. Taksirle Yaralama suçu şikâyete tabi olup, söz konusu sağlık sorunu ortaya çıkar çıkmaz hemen bir sağlık kurumundan detaylı bir rapor alınmalıdır. Bu rapor aynı zamanda oluşan zarara ilişkin maddi-manevi tazminat talepleri bakımından da önemlidir. Türk Ceza Kanunu’nun kapsamında mağdur ya da mağdurların, yukarıda da belirttiğimiz gibi suçun işlenmesinden sonra 6 ay içerisinde şikayette bulunması gerekir. Ancak yaralama ve yanık oluşumu gibi kalıcı ya da geçici iz durumunda 8 yıl zamanaşımı vardır.

guzellik estetik ve epilasyon merkezlerine karsi suc duyurusu
guzellik estetik ve epilasyon merkezlerine karsi suc duyurusu

İdare Hukuku Açısından Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerinin Sorumluluğu

Güzellik, estetik ve epilasyon merkezlerine karşı hukuki başvuru yollarından ikincisi idari başvuru yoludur. Bu merkezlerin çoğu yetkisi olmadan bu işlemi yapmaktadır. Bunları denetlemek ve idari yoldan cezalandırmak Sağlık Bakanlığının sorumluluğundadır. 25/08/2022 tarihli ve 31934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Güzellik Salonlarına ilişkin; “Mesleki ya da teknik ortaöğretim diplomasına veya en az dördüncü seviye kurs bitirme belgesine veya en az dördüncü seviye meslekî yeterlilik belgesine sahip kişilerin de güzellik salonlarında sorumlu müdür olarak görev alabilmesi sağlanmıştır.”

Aynı zamanda bu yönetmelikle güzellik, epilasyon merkezi gibi işletmelerin kurulabilmesi veya işlemlerine devam edebilmesi için sıkı şartlara tabi tutulmuşlardır. Bu işletmelerde çoğu zaman sadece doktorlar tarafından kullanılması gereken cihazlar da bulunmaktadır. Bu kapsamda kullanılan bu cihazların yetkisiz kişilerce kullanılması suç teşkil etmektedir. Ayrıca alınan şikayet sonrası İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte belirtilen şartların yerine getirilmemesi halinde de idari para cezası ve kapatma cezası uygulanabilmektedir.

Tüketici-İcra Hukuku Bakımından Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerinin Sorumluluğu

Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerinde hizmet alan ile hizmet verecek kişi arasında bir sözleşme yapılarak güzellik merkezi bakımından vereceği hizmetle ilgili bir taahhütte bulunmayı, hizmet alan açısından da belirli bir ücret ödenmesine karar verilir. Bu sözleşme kapsamında da hizmeti alan tüketici konumundadır. Yapılan sözleşmeye uygun olarak yapılmayan işlemlerle ilgili oluşan uyuşmazlıklar Tüketicinin Korunması Kanunu Kapsamında değerlendirilecektir. Tüketicinin Korunması Kanununun 13. Maddesine göre ayıplı hizmet ise, “Sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.” Şeklinde belirtilmiştir. Bu hususlara uygun olmayan hizmet sözleşmeleri ayıplı hizmet sayılacak ve aynı kanunun 15. Maddesi kapsamında tüketicinin,

  • Hizmetin yeniden görülmesi
  • Hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı
  • Ayıp oranında bedelden indirim
  • Sözleşmeden dönme

hakları bulunmaktadır. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. Bu kapsamda tüketici ayıplı hizmet sağlayan ile anlaşarak sorununun çözülmemesi durumunda 2023 yılı için değeri 66.000 (altmışaltı bin) Türk Lirasının altında bulunan tüketici uyuşmazlıklarında,  İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Başvurular ücretsiz olarak e-devlet üzerinden ya da elden yapılabilmektedir. Başvuru sırasında tüm bilgi ve belgeler sunulması gerekmektedir.

İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetlerin kararlarının kesinleşmesi beklenmeden icraya konması mümkündür. Bu nedenle ayıplı hizmet veren firmanın heyet kararına karşı tüketici mahkemesine başvurması icrayı durdurmaz. Tüketici mahkemesi hakimi firmanın talebi üzerine tedbir olarak icrayı durdurabilir. Uyuşmazlığın daha hızlı bir şekilde çözülmesi ve yargılama masrafının düşürülebilmesi için tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş gerekmekte olup bu husus dava şartıdır. TKHK’nın 73/A maddesinde arabuluculuğa başvurmanın istisnaları,

a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar

b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar

c) 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar

d) 74 üncü maddede belirtilen davalar

e) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar şeklinde belirtilmiştir.

Tüketici hakem heyetine kararına karşı 15 (onbeş) gün içerisinde tüketici hakem heyetinin veya tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki Tüketici Mahkemesine itiraz hakkı mevcuttur. Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmayacaktır. Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

Ayrıca hizmet sağlayanla yapılan sözleşme eğer borcun taksitle ödenmesi durumunu taşıyorsa bu durum TKHK’nın 17. Maddesinde belirtilen taksitle satış sözleşmeleri kapsamına girmektedir. Buna göre yukarıda bahsedilen ayıplı hizmete ilişkin hükümlerden farklı olarak TKHK’nın 18. maddesinde cayma hakkıyla ilgili olarak “Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür.” Şeklinde düzenlenmiştir.

Hizmet sözleşmesi nedeniyle haklarında icra takibi başlatılanlarla ilgili olarak eğer sözleşmeye dayanak olarak takip açılmışsa bu durumda tebligatın ulaşmasından sonra (7) gün içerisinde icra dairesine itiraz yapılarak takip durdurulur. Ancak senede dair bir takip yapılırsa tebligatın ulaşması halinde (5) gün içerisinde itiraz yapılarak takip durdurulabilir. Söz konusu süreler kaçırılırsa Menfi Tespit Davası açmalı ve bu dava ile borçlu olmadığını ispat etmesi gerekmektedir.

guzellik estetik ve epilasyon merkezlerine karsi icra takibi
guzellik estetik ve epilasyon merkezlerine karsi icra takibi

Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları Hakkında Yargıtay Kararları

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2706 E. 2022/2509 K. 28.04.2022 tarihli kararı

  • Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları

Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Bu sözleşme niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu bu itibarla eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen BK’nın 355. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı meme protez, büyütme ve dikleştirme, karın, yüz, kol, bacak germe, yağ aldırma, göz kapağı, burun ve genital bölge estetiği gayesiyle yani estetik amaçla davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanması ve sürecin sağlıklı bir şekilde neticelendirilmesi hususlarının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır.

Diğer yandan yüklenici olan hekimin edimini sadakat ve özenle ifa etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunda benzer alanlardaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kuralların esas alınacağı da açıklanmıştır. Yine eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmiş sayılmalıdır. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin sorumluluğundadır.

Somut olayda; ilk derece mahkemesince Adli Tıp Kurulu 2. İhtisas Kurulu’ndan 20.04.2015 tarihli rapor alınmış, bu rapora itiraz üzerine Estetik, Plastik ve Rekonstürktif Cerrahi uzmanı bilirkişi kurulu 10.12.2015 tarihli raporunu mahkemeye sunmuştur. Alınan bu raporlar gözetilerek davalı hekimin kusurunun bulunmadığı gerekçesi asıl dava reddedilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davacının meme protez, büyütme ve dikleştirme ile ilgili isteminin yüklenici tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi ve müdahale sonrası sürecin sağlıklı bir şekilde neticelendirilmesi niteliğinde olduğu, ancak operasyon sonrasında davacının meme ucunu ve simetrisini kaybetmiş olduğu gözetildiğinde, davacıya yapılan estetik müdahalenin sonucu itibariyle davacı iş sahibi yararına sonuç vermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda meme protez, büyütme ve dikleştirme operasyonu bakımından yeterli gerekçe içermeyen bilirkişi raporlarına dayanılması hatalı olmuştur.

Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş, davalı hekimin davacının meme ucunu ve simetrisini kaybetmesi bakımından kusurlu olduğu gözetilerek davacının istek kalemlerini değerlendirmek, hükme esas alınan 10.12.2015 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarını hesaplattırmak, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre manevi tazminat miktarını da değerlendirmek ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.


Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/21538 E. 2016/385 K. 14.01.2016 tarihli kararı

  • Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanık O.. D..’in işletme sahibi ve sorumlusu, sanık S.. A..’ın ise estetisyen olarak görev yaptığı “L… Lazer Epilasyon Estetik Hizmetleri” adlı güzellik merkezine katılanın lazer epilasyon yaptırmak için başvurduğu, 16.05.2010 tarihinde lazer epilasyonun 2. seansını sanık S…’e yaptıran katılanın vücudunda 1.derecede yanıkların meydana geldiği, 21 Eylül 2011 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun düzenlemiş olduğu rapora göre katılanın ” yaşamı tehlikeye girmeden ve kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile iyileşebilecek” şekilde yaralandığının belirtildiği, Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 11.06.2012 tarihli raporda “ …lazer epilasyona bağlı birinci derece yüzeysel yanık olduğu, bu tip yanıkların lazer epilasyonunun komplikasyonu olduğu cihetle kusur atfedilemeyeceği” görüşü belirtilmiş ise de; mağdurun vücudunda epilasyon uygulamasının hemen 2. seansında yanık meydana geldiğinin anlaşılması ancak mağdura uygulanan lazer yöntemi ve uygulanan doz miktarı hakkında dosya içerisinde bir bilgiye rastlanılmadığından; öncelikle uygulanan yöntem ve doz miktarının uygun olup olmadığı ile olay tarihindeki “Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” hükümleri kapsamında, estetisyen olan sanık S.. A..’ın lazer epilasyonu uygulama yetkisinin olup olmadığının tespiti ile sanıkların hukuki durumlarının tespit ve tayini yerine eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/10434 E. 2019/6925 K. Sayılı kararı

  • Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları

…Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine ancak;

Olay tarihinde Binkonutlar Tıp Merkezi”nde güzellik uzmanı olan sanık …’e katılanın lazer epilasyon yaptırdığı, lazer işlemi sonrası vücudunda basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yanıklar oluştuğu olayda; mağdura uygulanan lazer yöntemi ve uygulanan doz miktarı hakkında dosya içerisinde bir bilgiye rastlanılmadığından; öncelikle uygulanan yöntem ve doz miktarının uygun olup olmadığı ile olay tarihindeki “Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik” hükümleri kapsamında, sanığın lazer epilasyonu uygulama yetkisinin olup olmadığı ile sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini yerine eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi…


Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/2328 E. 2017/4047K. sayılı 21.11.2017 tarihli kararı

  • Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları

Dava, lazer epilasyon hizmeti sözleşmesinden cayma hakkını kullanan tüketicinin, sözleşme bedelinin iadesi istemine dair olup, tüketici mahkemesince; taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğine dair görevsizlik kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalı ile 07.09.2013 tarihli sözleşme ile, 5.000,00 TL’nin kredi kartından on taksit halinde çekilmesi karşılığında, lazer epilasyon hizmeti almak üzere anlaştıklarını, yeterince incelemeden imzaladığı sözleşmeden 08.09.2013 tarihinde e-mail yoluyla cayıp, davalıya bildirmesine rağmen, taksitlerin kredi kartından tahsiline devam edildiğini belirterek, 5.000,00 TL’nin faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.Davalının tüketici mahkemesinin görevli olmadığına dair itirazı kabul edilerek, davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.6100 Sayılı HMK’nın 1. vd. maddelerine göre mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Davada öncelikle, lazer epilasyon hizmetine dair sözleşmenin tüketici işlemi sayılıp sayılmayacağı hususu çözümlenmelidir. 6502 Sayılı Yasa’nın. geçici 1. maddesine göre uygulanması gereken, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde; Kanun’un amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanun’un 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek ve tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan Kanun’un 3/d maddesinde “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için Kanun’un amacı içinde, yukarda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına dair bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 Sayılı Kanun’un 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.

Somut olay değerlendirildiğinde; davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının da satıcı (hizmet sağlayıcı) olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme ve dava dilekçesi içeriğine göre lazer epilasyon hizmeti niteliği gereği, tedavi veya estetik amaçlar dışında yapıldığında davaya bakmaya genel mahkeme değil tüketici mahkemesi görevlidir. (Nitekim B.K. Yargıtay 13. HD 11.09.2012 tarih 2012/18626-19294 E-K sayılı kararı) Taraflarca ileri sürülmese bile görevin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No:2015/36944 Karar No:2017/5642 sayılı kararı

  • Güzellik, Estetik ve Epilasyon Merkezlerine Karşı Hukuki Başvuru Yolları

Davacı, davalılara ait …’da faaliyet gösteren Medilase lazer epilasyon ve güzellik merkezine yaklaşık 2 yıl gittiğini, son olarak 03.11.2010 tarihinde gittiğini ve lazer epilasyon yaptıdıktan sonra inanılmaz yaralar ve acılar çeker şekilde merkezden ayrıldığını, yapılan yanlış uygulama neticesinde göğüs bölgesinden diz bölgesine kadar yaralar ve yanıklar oluştuğunu, tedavi sürecinin devam etmekte olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müşterek ve müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle bilikte 5.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekilince temyiz edilmiş, dairemizin 05/02/2015 tarih 2014/7746 Esas 2015/2649 Karar sayılı ilamı ile ”Dava, epilasyon hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, uyuşmazlığın dava hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı yasanın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekirken.” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve bozmadan önceki şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm yine davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

Davacı, eldeki davada davalılara ait lazer epilasyon ve güzellik merkezinde yapılan yanlış uygulama nedeniyle vücudunda yaralar ve yanıklar meydana geldiğini ve tadavi sürecinin devam ettiğini beyan ederek davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 5.000,00 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, davalılar oluşan durumun uygulamadan kaynaklanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece A**** *** Tıp Fakültesi A**** *** Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan rapor aldırılmış ve rapor sonucuna göre hesap bilirkişisi ve tedavi giderlerinin hesaplanması amacıyla alınan bilirkişi raporları aldırılmış hüküm kurulmuştur, A**** *** Tıp Fakültesi A**** *** Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda ”….27.01.2015 tarihinde … Estetik Güzellik Merkezi’nde başladığı lazer epilasyonun, 03.11.2010 tarihindeki seansından sonra bacaklarda ve karın kısmında eritemli plaklar geliştiği, aynı tarihte gittiği … … … Hastanesi’nde alerjik kontakt dermatit tanısı konulduğu ve ilaç tedavisi başlandığı, 18.12.2012 06.02.2013 tarihlerinde Anabilim Dalımızda alınan anamnezde vücudundaki döküntüler için değişik bitkisel tedaviler uygulandığının öğrenildiği, muayenesinde vücudundaki döküntülerin iyileşmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu yaralanma neticesinde şahsın gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 10 gün olduğu, vücudunda kalıcı nitelikte iz bulunmadığı sonucuna varılmıştır. ” görüşüne yer verilmiştir. Raporda davacıya ait birtakım tedavi evraklarına yer verilmiş ancak bu hususlarda ve davacıda meydana gelen yaralanmaların yapılan lazer uygulaması sonucunda meydana gelip gelmediği hususlarında açıklayıcı herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır ve alınan rapora hem davacı taraf hem de davalılar itiraz etmişlerdir. Hal böyle olunca, davacının, epilasyon uygulaması sonrası müracaat ettiği sağlık kuruluşlarından tanı ve tedaviye ilişkin tıbbi dokümanlarla birlikte dosyanın üniversitelerden seçilecek konusunda uzman özellikle Güzellik Uzmanı ile Dermatoloji uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyeti oluşturularak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim edilmesinin istenmesi, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

musteki katilan musteki sanik

Müşteki, Müşteki Sanık ve Katılan Ne Demek?

yasadisi bahis oynama cezasi sorgulama

Yasadışı Bahis Oynama Cezası Sorgulama – Nasıl Öğrenilir?

5 yil suc islememe cezasi bozulursa ne olur

5 Yıl Suç İşlememe Cezası Bozulursa Ne Olur?

İlgili Yazılar

X
kadim hukuk ve danışmanlık