Devlet Memurları Kanunu 99. Madde
Çalışma Saatleri
Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir.
Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir.
Ancak bu kanuna, özel kanunlara, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine veya bunlara dayanılarak çıkarılacak yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabilir.
Cumhurbaşkanı, yurt dışı kuruluşlarda hizmetin gerektirdiği hallerde, hafta tatilini Cumartesi ve Pazardan başka günler olarak tespit edebilir.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 99. Madde Açıklaması
Madde hükmüne göre, memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir. Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir.
Kanunun yürürlüğe girdiği 1965 yılındaki ilk metninde de haftalık çalışma süresi 40 saat olarak tespit edilmiş, ancak, bazı sınıfların tüzükleriyle bu genel hükümden ayrılabilme imkanı getirilerek, bu sürenin altında veya üstünde bir başka sürenin tespitine fırsat verilmiştir. Bu şekilde tespit edilen normal çalışma süresi dışında memur çalıştırılması halinde bunlara normal aylıklarına ek olarak fazla çalışma ücretinin ödeneceği ayrıca hükme bağlanmıştı.
Daha sonra 1974 yılında çıkarılan 12 sayılı KHK ile değiştirilen 99’uncu maddede yapılan bu değişiklikle ilk kez yarım gün çalışılan cumartesi tatil günü sayılmış, haftalık çalışma süresi değiştirilmemiştir.
Devlet Memurları Kanunu 99. Madde Çalışma Saatleri Emsal Kararlar
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E: 2003/66, K: 2005/207
- Devlet Memurları Kanunu 99. Madde
- Çalışma Saatleri
2368 sayılı Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanunun 2. maddesinde günlük çalışma saatlerinin 657 sayılı Yasa hükümlerine göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. 657 sayılı Yasanın 99. maddesinde de memurların haftalık çalışma sürelerinin 40 saat olduğu, ancak özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma sürelerinin tespit edileceği kuralı yer almıştır.
Görüldüğü gibi, Yasa koyucu Devlet memurlarının haftalık çalışma sürelerini tüm kamu personeli yönünden ortak bir esasa mutlak olarak bağlamamış, kurumların ve hizmetlerin özelliklerine göre genel esastan ayrılarak farklı çalışma süreleri saptanmasına izin vermiştir. Röntgen ve radyumla tedavi müesseselerinde görevli personelin sağlıklarının yakın ve ağır bir tehlike altında bulunması nedeniyle bu personel yönünden 657 sayılı Yasa ve Devlet memurları için öngörülen haftada 40, günde 8 saat çalışma süresinden farklı bir düzenlemeye gidilmesinin hizmetin bir gereği olduğu tartışmasızdır.
Nitekim, 3153 sayılı Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanunun 3. maddesi uyarınca çıkarılan Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkındaki Tüzüğün 2. maddesinde çalışma tarzına dair hükümlere yer verilmiş, 19. ve 24. maddesinde de çalışma ve sağlık koşullarına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Anılan tüzüğün 21. ve 22. maddesinde röntgen ve radyomla günde 5 saatten fazla çalışılmayacağı, bu şekilde çalışanların hastanenin başka işlerinde kullanılmayacakları ve bu kişilere gece uykularını ihlal edecek işler verilemeyeceği açıkça belirtilerek hizmetin özelliği vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idareye bağlı Ankara İhtisas Hastanesinde kardiyoloji uzmanı olarak görev yapan davacının, radyasyona maruz kalması nedeniyle günde 5 saat üzerinde çalıştırılmaması istemiyle yaptığı başvurusunun reddedilmesi üzerine, bakılan davayı açtığı, davalı idarece ise kardiyoloji uzmanlarının hafta içi her gün değil, bir veya en çok iki gün anjiyo laboratuarında çalıştırıldığı, bu nedenle her gün röntgen çeken röntgen uzmanları ile aynı risk grubunda değerlendirilemeyeceği, aksi halde kardiyoloji olarak verilmesi gereken hizmetlerin aksayacağının ileri sürüldüğü anlaşılmıştır.
Bu durumda, her ne kadar mahkemece, davalı idarece, şua izninden yararlandırılan dolayısıyla röntgen ışınlarına maruz kaldığı tartışmasız olan davacının günde 5 saatten fazla çalıştırılmaması gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş ise de; davacının ihtisasının kardiyoloji olması ve anjiyo laboratuarında çalışmak suretiyle şuaya maruz kalması karşısında günlük çalışma süresinin hizmetin özelliği dikkate alınmaksızın günde 8 saat olarak belirlenmesi yukarıda belirlenen düzenlemelere aykırı ise de, ilgilinin günde 5 saatle sınırlı çalışması hali ancak anjiyo laboratuarında çalıştığı günlerle sınırlı olacağından anjiyo yaptığı günlere mahsus olmak üzere 5 saatten fazla çalıştırılmaması gerekli olup aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, Mahkemece, belirtilen hususlar göz önüne alınmaksızın davacının, bu husus belirtilmeksizin günlük 5 saat çalıştırılması gerektiği yolunda verilen ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Ankara 6. İdare Mahkemesinin 13.11.2002 günlü, E: 2002/1540, K: 2002/1576 sayılı ısrar kararının Danıştay On ikinci Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın Ankara 6. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 7.4.2005 günü oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 5. Dairesi E: 1990/630, K: 1990/3085
- Devlet Memurları Kanunu 99. Madde
- Çalışma Saatleri
657 sayılı Yasanın 99. maddesinde; memurların haftalık çalışma süresinin genel olarak 40 saat olduğu ancak özel kanunlarla yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerde kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkat alınmak suretiyle farklı çalışma sürelerinin tespit olunacağına işaret edilmektedir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere yasa koyucu, Devlet memurlarının haftalık çalışma sürelerini tüm kamu personeli yönünden mutlak ve ortak bir esasa bağlamamış, kurumların ve hizmetlerin özelliklerine göre genel esastan ayrılmasına ve farklı çalışma süreleri saptanmasına izin vermiştir.
Kamu sağlık hizmetlerinin önemi düşünülerek bu hizmetlerde çalışan personel yönünden, 657 sayılı Devlet Memurları için genel olarak öngörülen haftada 40 saatlik çalışma süresinden farklı bir düzenlemeye gidilmesinin hizmetin bir gereği olduğu duraksamaya yer bırakmayacak kadar açıktır. Nitekim 2368 sayılı Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanunun 2. maddesinde; kamu sağlık hizmetlerinde çalışan personelin haftalık kanuni çalışma süresinin 45 saat olduğu açıkça belirtilerek hizmetin özelliği vurgulanmıştır. Anılan maddede kamu sağlık hizmetlerinde çalışan görevlilerin mensup olduğu sınıf ve sağlık hizmetine katkının doğrudan ya da dolaylı olması yönünden bir ayrım yapılmamış, sağlık hizmetinin bütünlüğü göz önünde tutularak, özel kanunların verdiği hak ve yetkiye dayanarak mesleklerini serbest olarak icra edenler hariç tüm personel ortak çalışma düzenine tabi kılınmıştır.
Öte yandan 2162 sayılı Yasa kapsamında bulunan personele en yüksek Devlet memuru aylığının % 50’sini geçmemek üzere aylık tazminat verileceği öngörüldüğü halde bu yasayı yürürlükten kaldıran 2368 sayılı Yasada anılan personele 1.1.1981 tarihinden itibaren 657, 926 ve 1765 sayılı Yasalara göre hak edilen aylık, yakacak yardımı, iş riski, iş güçlüğü, temininde güçlük zammı ve mahkumiyet yeri ödeneği verilmesi hükme bağlandığından, davacının kendisine sağlık tazminatı verilmediği yolundaki iddiasının geçerli yönü bulunmamaktadır. Hastabakıcı kadrosunda ve yardımcı hizmetler sınıfında bulunan davacının tedavi kurumunda hastaların ve hastanenin temizliği ile ilgili hizmetleri yaptığı ve 2368 sayılı Yasanın 1.maddesinde öngörülen iş riski zammından yararlandığı dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Belirtilen yasal duruma göre haftada 45 saat çalışma süresine tabi bulunan davacı hakkında, ortada fazla sayılabilecek bir çalışması bulunmadığı için fazla mesai ücreti verilmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığından bu yolda tesis edilen işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle tarafların temyiz isteminin kabulü ile Erzurum İdare Mahkemesince verilen 3.11.1989 günlü, 1989/416 sayılı kararın 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bozulmasına karar verildi.
Danıştay 5. Dairesi E: 1986/1877, K: 1987/308
- Devlet Memurları Kanunu 99. Madde
- Çalışma Saatleri
T.C. Anayasasının 127.maddesinin 5.fıkrasında merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
İçişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek kabulü Hakkında 3152 sayılı kanunun Birinci maddesinde, bu kanunun amacının mahalli idarelerin yönlendirilmesi olduğu açıklanmış, ikinci maddesinde de, mahalli idareleri ve bunların merkezi idare ile olan alaka ve münasebetlerini düzenleme görevi Bakanlığın görevleri arasında sayılmıştır. Yine aynı Kanunun 12.maddesinin C fıkrası hükmü ile de, Bakanlık yangından korunma ve önleme tedbirlerini, itfaiye teşkillerinin standartlarını tespit etmek, personelini eğitmek, teşkilleri denetlemek ve koordinasyon sağlamakla görevli kılınmıştır. Aynı kanunun 33. maddesinde de, Bakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü oldukları hizmetleri, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda sözü edilen hükümler karşısında belediyelerin itfaiye hizmetlerinin daha iyi yürütülmesi, yurt sathında hizmet birliği ve standardı sağlamak için itfaiye personelinin çalışma saatlerinin bir yönetmelik hükmüyle düzenlenmesinde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 99. maddesinde de, özel kanunlarla yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabileceği belirtilmiştir.
İtfaiye hizmetlerinin devamlılık arz eden bir kamu görevi olduğundan kamu güvenliği ve sağlığı ile yakın ilişkisi bulunduğundan 12 saat iş, 12 saat istirahat ya da 24 saat iş, 24 saat istirahat şeklindeki düzenlemenin hem personelin yarısı ile hizmete devamlılık sağlayan hem de personelin diğer yarısının istirahatını gerçekleştiren dengeli ve adaletli bir düzenleme olduğu anlaşıldığından yönetmelik hükmünün hizmet gereklerine aykırı olduğu iddiası da yerinde görülmemiştir. Kaldı ki sözü edilen personelin fazla çalışması karşılığı ücretle karşılanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verildi.
Danıştay 11. Dairesi E: 2002/398, K: 2005/470
- Devlet Memurları Kanunu 99. Madde
- Çalışma Saatleri
2368 sayılı Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanunun 2’nci maddesinde, “günlük çalışma saatlerinin 657 sayılı Yasa hükümlerine göre tespit edileceği belirtilmiş, 657 sayılı Yasanın 99. maddesinde ise, memurların haftalık çalışma sürelerinin 40 saat olduğu ancak özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınarak farklı çalışma sürelerinin tesbit edileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
3153 sayılı Radyoloji, Radyum ve Elektrikli Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun ve bu kanun uyarınca çıkarılan Tüzüğün 2. faslında çalışma tarzına dair hükümlere yer verilmiş, 19-24 üncü maddelerinde de çalışma ve sağlık koşullarına ilişkin usul ve esaslar, 21 ve 22’nci maddelerinde röntgen ve radyumla günde 5 saatten fazla çalışılamayacağı, bu şekilde çalışanların hastanenin başka işlerinde kullanılamayacağı ve gece uykularını ihlal edecek işlerin verilemeyeceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 4.10.2000 tarih ve 24190 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 47. maddesi gereğince SSK’da görevli personele ödenecek ek ödeme oranlarının tespitine ilişkin SSK Yönetim Kurulunun 21.12.2000 günlü ve 5203 sayılı Ek Ödemenin Tediyesine İlişkin Usul ve Esasların Sağlık Hizmetleri Bölümünün 6. maddesinde Hastanelerde full-time görev yapan uzman tabiplere %180 oranında, part-time görev yapan anılan unvandaki kişilere ise %90 oranında ek ödemede bulunulacağı belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; SSK İzmir Tepecik Eğitim Hastanesinde radyoloji uzmanı olarak görev yapan davacının tam gün ( full-time ) çalışma esasına göre ek ödeme yapılması yolundaki başvurusunun reddi üzerine, yasa gereği günde beş saat çalışmasının zorunlu olduğu ve çalışmasının tam gün çalışma olarak değerlendirilerek, eksik ödenen ek ödeme farklarının tazmini istemiyle temyize konu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Açıklanan maddi olay ve yukarıda sözü geçen 2368, 657 sayılı Kanunların ve 3153 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan Tüzüğün ilgili hükümleri göz önünde bulundurulduğunda; hekim sağlığının korunması amacıyla part-time veya full-time çalışma koşulları göz önünde bulundurulmaksızın diğer hekim ve sağlık çalışanlarından farklı olarak röntgen ve radyumla çalışan personelin, doğrudan günde 5 saat çalıştırılmalarının mevzuatın gereği olduğu, röntgen ve radyumla çalışan personelin full-time veya part-time statüde çalıştıklarına bakılmaksızın günlük çalışma sürelerinin 5 saat olduğu, dolayısıyla radyoloji uzmanlarının günlük 5 saat çalışma sürelerinin diğer çalışanların full-time çalışma süresine eşit olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, davacının günde beş saat çalışmasının, anılan Yasa ve tüzük hükümleri gereği tam gün çalışma niteliğinde olması nedeniyle, Sağlık Hizmetleri Bölümünün 6/a maddesinde hastanelerde full-time görev yapan uzman tabiplere yapılan ek ödeme oranı olan %180 oranından yararlandırılması gerekirken, part-time görev yapanlara uygulanan %90 ek ödeme oranından yararlandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Diğer taraftan, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı ek ödeme farklarının idareye başvuru tarihi olan 12.1.2001 tarihinden itibaren tazmininin gerektiği kuşkusuzdur.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen 17.10.2001 günlü ve E:2001/154, K:2001/771 sayılı kararının bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 8.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Devlet Memurları Kanunu 100. Madde
Günlük Çalışma Saatlerinin Tespiti
Günlük çalışmanın başlama ve bitme saatleri ile öğle dinlenme süresi, bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre merkezde Cumhurbaşkanınca, illerde valiler tarafından tespit olunur.
(Ek fıkra: 13/2/2011 – 6111/104 md.) Ancak engelliler için; engel durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilir.
(Ek fıkra: 13/2/2011 – 6111/104 md.) Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür. Bu hususa ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanınca belirlenir.
Devlet Memurları Kanunu 100. Madde Açıklaması
Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkün hale getirilmiştir. Bu hükmün memurların mesai saatlerine veya görev yerine bağlı olmadan çalıştırılmasının öngörülmesi uygulamada memura eziyet veya tecride dönüştürülme riski taşıdığı değerlendirilmektedir. Bu hususta yapılacak düzenlemenin esasları hizmet gereğine ve objektif kriterlere bağlı olması gerekir.
Memur hangi hallerde ve ne kadar süre ile görev yeri dışında çalıştırılacak, memurun çalışma saat ve süreleri dışındaki çalışma usulleri nasıl olacak, bunun memura yansıması maddi veya izin şeklindeki uygulaması nasıl olacak, bu hususlarda uygulamada sıkıntıların yaşanabileceği, yapılacak ikincil düzenlemede bu görevlendirmelerin veya çalışma esaslarının kamu hizmet ve gereklerine uygun olarak ve amirlerin memurları mağdur edebileceği de düşünülerek objektif olmayan uygulamaları önleyecek şekilde kriterlerin getirilmesi gerekir.
İllerde günlük çalışma saatlerinin başlama ve bitiş saati ile öğlen dinlenme saati her ilin valiliklerince belirlenir. Taşrada illerin coğrafi veya iklim koşullarına göre birbirinden farklı çalışma saatleri belirlenebilir.
Devlet Memurları Kanunu 100. Madde Günlük Çalışma Saatlerinin Tespiti Emsal Kararlar
Danıştay 12. Dairesi E: 1997/151
- Devlet Memurları Kanunu 100. Madde
- Günlük Çalışma Saatlerinin Tespiti
Dava konusu 13.01.1997 günlü, 97/9022 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 18.03.1981 günlü, 8/2557 sayılı Bakanlar Kurul Kararına ekli listelerde yer alan kurumların çalışma saatleri 13.01.1997-08.02.1997 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 08.00-12.00/12.30 16.30 olarak değiştirilmiş olup, bu uygulama ile çalışma saatleri: ramazan ayı için ve iftar saatlerine uygun biçimde düzenlenmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Günlük çalışma saatlerinin tespiti” başlıklı 100. maddesinde Günlük çalışmanın başlama ve bitme saatleri ile öğle dinlenme süresinin, bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre merkezde Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının tekliği üzeri ne Bakanlar Kurulunca, illerde Valiler tarafından tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
T.C. Anayasasının başlangıç kısmının 5. paragrafında yer alan “… ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” yolundaki emri 2. maddesinde yer alan “demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir” ve 24. maddesindeki “kimse Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla istismar edemez ve kötüye kullanamaz” ifadeleri karşısında, Türkiye Cumhuriyetinin her vatandaşının bu kurallara aykırı gördüğü karar ve uygulamalara karşı çıkmakta menfaat ilgisi olduğu bir yana, kararnamenin fiilen bütün yurtta ve ramazan ayıyla sınırlı olarak uygulanmakta olması karşısında kamu görevlisi olan davacının merkezde ikamet etmese dahi dava açma hakkı olduğu tabii bulunmaktadır.
Kaldı ki, iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilen Bakanlar Kurulu Karanı; iftar saatleri farklı olan illerde Valiliklerce mesai saati belirleme kararlarına dayanak alınacağı gibi İller İdaresi Kanununun 9. maddesinin (c) bendi hükmüne göre Bakanlar Kurulu Kararlarına aykırı karar alması mümkün olmayan Valilerce de aynı ilkenin uygulanacağı konusunda kuşku yoktur.
Açıklanan nedenlerle, davacın bu davayı açmakta menfaati bulunduğu kabul edilerek uyuşmazlığın esasına geçildi:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun yukarıda sözü edilen 100. maddesi hükmüne göre günlük çalışma sürelerinin başlama ve bitme saatlerinin ancak bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre değiştirilebilmesi esas olup, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında ise. iftar saatinin çalışma süresi dışında bırakılmasının amaçlandığı, bu hususun, yukarıda açıklanan Anayasa hükümlerine aykırı olduğu gibi, din ve devlet işlerinin birbirinden bağımsız şekilde yürütülmesi biçiminde uygulanan laiklik ilkesine de ters düştüğü açıktır.
Belirtilen nedenlerle dava konusu Bakanlar Kurulu Karanı ile çalışma saatlerinin değiştirilmesinde kamu yaranı bulunmadığı ve Anayasaya aykırılığı açık olduğundan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4001 sayılı Yasa ile değişik 27. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen koşulların gerçekleşmiş olması karşısında dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının yürütülmesinin durdurulmasına, oyçokluğu ile karar verildi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E: 2020/2052, K: 2021/464
- Devlet Memurları Kanunu 100. Madde
- Günlük Çalışma Saatlerinin Tespiti
Davacı tarafından, dava konusu uygulamanın, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerine açık aykırılık taşıdığı, fazla çalışmanın önünü açtığı ve angarya yasağına aykırı olduğu, düzenlemenin gece ve gündüz vardiyası olmak üzere 12+12 saat çalışmayı düzenlediği, bu durumda personel açısından 8 saat zorunlu çalışma, 4 saat fazla çalışmanın söz konusu olduğu, 4 saatin fazla çalışma ücretine tabi olduğu, oysa haftanın 5 günü 12 saat görev yapan personelin 4 haftada 80 saat fazla mesai yapmış olacağı, çalışanların % 10 sınırlaması ile 666 sayılı KHK uyarınca 50 saatten sonra yapılan çalışma için fazla mesai ücreti alamayacağı, dava konusu Yönetmelikte vardiya dönemleri ile vardiya başlangıç ve bitiş saatleri ile başka kurumlarca yapılacak denetim ya da aramalara talep edilmesi halinde iştirak edecek personeli ve bu personelin mesai saatleri dışına taşan fazla çalışma saatlerini belirleme yetkisinin vergi dairesi başkanı veya defterdara verildiği, ancak 657 sayılı Kanun’un “Günlük Çalışma Saatlerinin Tespiti” başlıklı 100. maddesinde çalışma saatlerine ilişkin usul ve esasların Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirleneceğinin belirtildiği, dolayısıyla Yönetmelikle getirilen hükmün yetki gaspı olduğu, dava konusu Yönetmelikte 24 saat çalışma esası uyarınca görev yapacak personelin güvenliğinin ve yemekhane, ulaşım gibi ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına, 24 saat hizmet verilecek binaların güvenlik, jeneratör gibi esaslı ihtiyaçlarının nasıl giderileceğine ilişkin bilgilerin yer almadığı, bu durumun davalı idarenin yeterli alt yapıyı hazırlamadığını gösterdiği, vergi dairelerinin 24 saat esaslı çalışma sistemine ihtiyacının olmadığı ileri sürülmektedir.
Açıklanan nedenlerle;
- Davacının temyiz isteminin reddine,
- Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay On ikinci Dairesinin temyize konu 07/10/2019 tarih ve E:2018/4503, K:2019/7090 sayılı kararının ONANMASINA,
- Kesin olarak, 10/03/2021 tarihinde oybirliği ile verildi.