Devlet Memurları Kanunu 94. Madde
Çekilme
Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. (Ek hüküm: 31/7/1970 – 1327/75 md.) Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.
Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber vermek şartıyla bir ay kaydına tabi değildirler.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 94. Madde Açıklaması
Devlet memurluğu yapmak bir hak ise, Devlet memurluğundan ayrılmak da bir haktır. Bu hakkın kullanılması yasal yollarla bile engellenemez. Ancak, her çalışma alanı ile ilgili uyulması zorunlu bazı kurallar konabilir. Bu kurallara uymamak bazen parasal sorumluluğu gerektirebileceği gibi bazen de hak mahrumiyetine yol açabilir. Hak mahrumiyeti; kişinin önceden yararlandığı belirli alandaki hakkının sürekli ya da geçici olarak kaydedilmesidir.
Devlet memuru tek taraflı bir akitle çalıştırılmaktadır. Özel hukuk alanı için gerekli olan akit serbestîsi, Devlet memurları için geçersizdir. Önceden saptanmış bazı kuralların herhangi bir koşul ileri sürülmeksizin kabul edilmesi Devlet memurluğunun özelliklerindendir. Hizmet koşulları Devletçe belli edilerek saptanır. Memur bu koşulların kendisi hak kında aynen ve tamamen uygulanmasını isteme hakkına da sahiptir.
Statü hukuku ile saptanmış bu koşulları beğenmeyen memurun, statüsünden ayrılmak hakkıdır. Ancak, bu hakkın kullanılması sırasında uyulması gereken kurallar yine statü hukuku ile belirlenmiştir.
Memurun iradesi ile statüsünden ayrılmasına istifa denir. İradesi dışında memuriyet statüsünün sona ermesi ise memuriyetten çıkarmadır. Ancak, memur hakkında yasa dışı keyfi işlemlerle görevine son verilemez. Bu, hukuk devleti anlayışının doğal bir sonucudur.
Devlet Memurları Kanunu 94. Madde Çekilme Emsal Kararlar
Danıştay 12. Dairesi E: 2001/4008, K: 2003/599
- Devlet Memurları Kanunu 94. Madde
- Çekilme
… Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi’nde Şoför olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Yasa’nın 94. maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin 24.5.2000 günlü ve 2545 sayılı işlemin iptali ile bu işlemin uygulandığı tarihten itibaren yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; davacının 12.4.2000 tarihinde 10 gün süre ile izin kullanmak üzere görevinden ayrıldığı, ancak izin süresi dolmadan 18.4.2000 tarihinde oto hırsızlığı suçundan dolayı … Nöbetçi 4. Sulh Ceza Mahkemesince tutuklanarak cezaevine sevk edildiği, 1.6.2000 günlü yazı ile davalı idareye davacının tutuklu olduğunun bildirildiği ve davacının izin süresinin bitimi olan 24.4.2000 tarihinden itibaren 10 gün göreve gelmediğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, davacının 10 gün süre ile göreve gelmediği tespit edilen günlerde tutuklu olarak cezaevinde bulunduğu konusunda kuşkuya yer bulunmadığı, bu durumda tutukluluk halinde davacının fiili olarak göreve başlayamayacağı açık olduğundan kabul edilebilir mazeret niteliği taşıyan tutukluluk halinin dikkate alınmayarak tesis olunan dava konusu işlemde mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare; davacının yüz kızartıcı bir suçtan yargılandığı için tutuklu olduğunu gizlediğini ve durumunu idareye bildirilmediğini, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürülmekte ve İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Hüküm veren Danıştay On ikinci Dairesince; davacının, parasal ve özlük hakları talebi hakkında İdare Mahkemesince hüküm kurulmamış ve davacı tarafından da kararın bu kısmı temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 18.3.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 5. Dairesi E: 1983/1126, K: 1984/333
- Devlet Memurları Kanunu 94. Madde
- Çekilme
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, ……. Belediyesinde memur olan davacının, görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olup, ……. 1. no.lu İdare Mahkemesinin 27.6.1983 gün ve 442 sayılı kararı ile, kesinleşen mahkûmiyetini çekmek üzere cezaevine giren bir memurun izinli sayılmasına imkan bulunmadığı gibi, mahkûmiyet durumunun özür kabul edip edilmemesi hususunda kurumunun takdirine bağlı olduğundan, davacının durumunun özür kabul edilmeyerek görevden çekilmiş sayılması yolundaki işlemde isabetsizlik görünmediği gerekçesiyle dava reddedilmiş bulunmaktadır.
Karar, davacı tarafından, 6136 sayılı Yasaya muhalefetten giydiği hüküm nedeniyle kurumuna haber vererek 4.1.1982 tarihinde görevinden ayrıldığı ve cezaevine girdiği, cezasının bitimi üzerine 4.5.1982 tarihinde görevine döndüğü, 6.12.1982 tarihine kadar çalıştıktan sonra görevine son verildiği, göreve başlatılmakla idarece özrünün kabul edilmiş sayıldığı ileri sürülerek temyiz edilmiştir.
Davacının temyiz isteği 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunduğu cihetle dava konusu karar bozularak aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca işin esasına geçildi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinde mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde yazılı müracaat şartı aranmaksızın çekilme isteğinde bulunulmuş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden davacının 6136 sayılı Kanuna muhalefetten 6 ay hapse mahkûm olduğu ve bu mahkûmiyetini çekmek üzere kuruma haber vererek 4.1.1982 tarihinde cezaevine girdiği, 4.5.1982 tarihinde şartlı salıverilerek aynı gün eski görevine başladığı, ancak kesin başlama işlemi yapılmayarak 657 sayılı Yasanın 94. maddesinin 2. fıkrası uyarınca cezaevine girdiği 4.1.1982 tarihinden geçerli olmak üzere görevden çekilmiş sayıldığı anlaşılmaktadır.
Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinde belirtildiği gibi bir memurun görevden çekilmiş sayılabilmesi için izin veya kurumunca kabul edilebilir bir özrü olmadan 10 gün görevin terk edilmesi gerekmektedir. Mahkûmiyetini çekmek üzere cezaevine giren bir kimseyi özürsüz olarak kabul etmek mümkün olmadığına göre, bu madde gereğince tesis olunan görevden çekilmiş sayılma işleminde mevzuata uyarlık bulunmadığından mahkemece davacın reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline, 1600 lira yargılama gideri ile 2329 sayılı Kanuna göre 3400 lira avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, dosyanın ……. 1. no.lu İdare Mahkemesine gönderilmesine, 26.1.1984 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Danıştay 12. Dairesi E: 2003/1034, K: 2005/4521
- Devlet Memurları Kanunu 94. Madde
- Çekilme
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla ; dava dosyasının incelenmesinden , … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde hasta bakıcı olan davacının, 21.6.2001-6.7.2001 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve devam etmediği gerekçesiyle 657 sayılı Kanunun 94. maddesi uyarınca … günlü işlemle görevden çekilmiş sayıldığı , davacının 21.6.2001 tarihinden 6.7.2001 tarihine kadar görevine gelmediği hususunun dosyaya ibraz edilen tutanaklardan anlaşıldığı , davacı tarafından da 21.6.2001-2.7.2001 tarihleri arasında mazeretsiz olarak , 2.7.2001-6.7.2001 tarihleri arasında ise cezaevinde bulunması nedeniyle mazeretli olarak göreve gidemediğinin belirtildiği , davacının 2.7.2001-6.7.2001 tarihleri arasında göreve gidememesine ilişkin mazeretinin kabulü halinde bile 21.6.2001-2.7.2001 tarihleri arasında kesintisiz ve mazeretsiz olarak 11 gün süreyle göreve gitmediği hususu açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, 30.6.2001 ve 1.7.2001 tarihlerinin hafta sonu tatili olan Cumartesi ve Pazar günlerine rastladığını, 2.7.2001-6.7.2001 tarihlerinde ise Mal Beyanında Bulunmamak suçundan dolayı cezaevinde bulunduğunu , bu nedenle kesintisiz ve mazeretsiz olarak 10 gün görevine devam etmemesi halinin bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 94.maddesinde; “Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır….” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde hasta bakıcı olan davacının, 21.6.2001-6.7.2001 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve devam etmediği gerekçesiyle 657 sayılı Kanunun 94. maddesi uyarınca … günlü işlemle görevden çekilmiş sayıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, davacının 21.6.2001-29.6.2001 tarihleri arasında 9 gün süreyle görevine gitmediği günü gününe tutulan tutanaklarla sabit olmakla birlikte, kesintisiz ve mazeretsiz olarak görevine devam etmediği ileri sürülen 30.6.2001 ve 1.7.2001 tarihlerinin hafta sonu tatili olan Cumartesi ve Pazar günlerine rastlaması nedeniyle davacının bu tarihlerde fiili olarak göreve başlayamayacağının açık olması, sonraki ilk iş günü olan 2.7.2001 Pazartesi gününden başlamak üzere 6.7.2001 tarihine kadar olan dönemde ise davacının , Mal Beyanında Bulunmamak suçundan dolayı aldığı cezanın infazı için cezaevinde bulunması nedeniyle bu tarihler arasında görevine devam etmemesi halinin kabul edilebilir bir mazeret niteliği taşıması karşısında, 30.6.2001-6.7.2001 tarihleri arasında mazeretsiz bir devamsızlıktan söz edilemeyeceğinden, davacının izinsiz ve mazeretsiz olarak 10 gün göreve gelmediği gerekçesiyle görevinden çekilmiş sayılması yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz talebinin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine , 13.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay 5. Dairesi E: 1989/3005, K: 1991/514
- Devlet Memurları Kanunu 94. Madde
- Çekilme
Dava, … … Bucağı Ortaokulu öğretmeni olan davacının görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Konya İdare Mahkemesince verilen 04.10.1989 günlü, E:1989/39, K:1989/725 sayılı kararla; çalışma takvimine göre ortaöğrenim kurumlarında görev yapan öğretmenler 01.07.1988 tarihinde tatile girdiğinden bekleme ve sorumluluk sınavında görevlendirilmesine ve bu husus kendisine tebliğ edilmesine rağmen davacının beklemeli öğrenci bulunmadığından bahisle 14.06.1988-01.07.1988 tarihleri arasında görevine gelmemesinin hukuken geçerli bir mazeret olarak kabul edilemeyeceği bu nedenle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 1327 sayılı Kanunla değişik 94. maddesi uyarınca görevden çekilmiş sayılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı görevli olduğu okulda beklemeli öğrenci olmadığından bekleme ve sorumluluk sınavı için belirlenen günlerde okula gelmesine de gerek kalmadığını, bu sebeple belirtilen günlerde göreve devam etmemiş sayılamayacağını öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Orta dereceli okullardaki bekleme ve sorumluluk sınavlarına, tüm öğretmenlerin değil, görevlendirilen öğretmenlerin katıldıkları bilinen bir husustur. Olayda Öğretmenler Kurulunca hazırlanan sınav programına göre davacı bekleme ve sorumluluk sınavları için 14.06.1988-01.07.1988 tarihleri arasında görevlendirilmiş ve kendisine de okul müdürü tarafından tebligat yapılmışsa da; aynı programın sonunda yer alan “bekleme ve sorumluluk sınavına katılacak öğrenci yoktur.” kaydı karşısında belirtilen tarihlerde okulda görevlendirme konusuyla ilgili olarak yapılacak bir görevin olmadığı açık bulunduğundan davacının bu günlerde göreve gelmemesinin hukuken geçerli bir mazerete dayandığını kabul etmek gerekmektedir. Bu durum nedeniyle 657 sayılı Kanunun 94. maddesinin uygulanması suretiyle davacının görevden çekilmiş sayılması yolunda tesis edilen işlemde sözü geçen maddeye uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesince verilen 04.10.1989 günlü, E:1989/39, K:1989/725 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.03.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Danıştay 5. Dairesi E: 1992/271, K: 1992/855
- Devlet Memurları Kanunu 94. Madde
- Çekilme
İdare Mahkemesi kararıyla; 657 sayılı yasanın 94. maddesiyle görevden çekilmenin memura bir hak olarak tanındığı, bu nedenle çekilme zamanını saptama yetkisinin de bu hakkı kullanacak olanın iradesine bağlandığı, bu hukuki durum karşısında 18.6.1990 tarihinden itibaren memuriyet ten çekilme isteğinde bulunan davacının, bu isteminin 11.6.1990 tarihinden itibaren memuriyetten çekilme isteğinde bulunan davacının, bu isteminin 11.6.1990 günlü olur ile belirtilen tarihten geçerli olarak kabul edilmesinde mevzuata aykırılık yok ise de; çekilme isteminin yürürlüğe gireceği tarihten önce 15.6.1990 tarihinde istemini geri alan davacının çekilme hakkını kullanmaktan vazgeçtiğinin nazara alınmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Davalı idare davacının çekilme isteğinden vazgeçme dilekçesini 15.6.1990 tarihinde değil, 18.6.1990 tarihinde verdiğini ve bu tarihte kayda girdiğini ileri sürmekte ise de; sözü edilen konudaki 15.6.1990 günlü dilekçenin Altındağ Belediye Başkanlığı Yazı İşleri ve Kararlar Müdür Vekili Mustafa Güleç’in havalesiyle 15.6.1990 gününde 21 sayı ile kayda alındığı Dairemizin 1992/271 esasına kayıtlı dosyası nedeniyle getirtilmiş olan işlem dosyasında mevcut dilekçe aslından anlaşıldığından sözü geçen iddia haklı dayanaktan yoksun görülmüştür.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen 15.10.1991 günlü, 1991/1550 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar verildi.
KARŞI OY: Davacı 11.6.1990 tarihinde verdiği dilekçe ile 18.6.1990 tarihinden itibaren istifa ettiğini bildirmiş olup bu isteği 11.6.1990 tarihli olurla davalı idarece kabul edilmiştir. Davacı bu onayın yürürlüğe gireceği 18.6.1990 tarihinden önce verdiği 15.6.1990 tarihli dilekçesi ile görevden çekilmiş sayılma isteminden vazgeçtiğini bildirmiş ise de bu bildirimin olura bağlanmasından önce yapılması idari istikrar ilkesinin ve 657 sayılı Yasanın 94. maddesinin bir gereğidir.
Belirtilen hukuki durum karşısında yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi gerektiği halde, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından temyiz isteminin kabulü gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.
Devlet Memurları Kanunu 95. Madde
Çekilmede Devir ve Teslim Süresi
Çekilen Devlet memurlarından devir ve teslim ile yükümlü olanlar, bu işlemlerin sonuna kadar görevlerini bırakamazlar. Hizmet icaplarına göre devir ve teslim işlemleri için gerekli süreler, yönetmelikte belirtilir.
Devlet Memurları Kanunu 95. Madde Açıklaması
Çekilmek isteyen memur, yerine atanan kimsenin gelmesine kadar görevine devam eder. Çekilmek isteyen memur, çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Bu fıkra, maddenin birinci fıkra hükmünün uygulamasıyla ilgili usulleri kapsamaktadır. Bu nedenle, izinsiz veya kurumlarınca kabul edilebilir özrü olmaksızın görevini 10 gün süre ile terk eden memurlar hakkında uygulanma olanağı yoktur.
Çekilmek isteyen memur; isteminde herhangi bir tarih belirtmemişse, yerine atanan kimsenin gelmesini veya çekilme isteğinin kabulünü en çok bir ay süre ile bekleyecektir. Bu süre sonuna kadar, yerine atanan kimse gelip görev ine başlamazsa veya bir vekil memur atanmazsa yahut çekilme isteğinin kabulü bu süre içinde sonuçlandırılmazsa memur, amirine haber vererek görevini bırakabilir.
Devlet Memurları Kanunu 96. Madde
Olağanüstü Yönetim Hallerinde Çekilme Usulü
Olağanüstü hal, seferberlik ve savaş hallerinde veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet memurları, çekilme istekleri kabul edilmedikçe veya yerine atanacaklar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar.
Devlet Memurları Kanunu 96. Madde Açıklaması
Olağanüstü hallerde memurun görevinden çekilmesi bazı koşullara bağlanmıştır. Bu koşullar, kamuyu ilgilendiren olağanüstü durumlarda görevlerin aksamaması bakımından çekilme için mutlaka memurun uyması zorunlu olan koşullardır. 96. maddeye göre bu koşullar şunlardır:
Devlet memurları;
- Seferberlik,
- Savaş,
- Olağanüstü hallerde.
- Genel hayata tesir eden afetlere uğrayan yerlerde,
Yerlerine atananlar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar.
Olağanüstü haller Anayasanın 119 ve 122’nci maddelerinde sayılmıştır. Bu maddelere göre, savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren veya Anayasanın tanıdığı demokratik düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen yaygın şiddet hareketleri olağanüstü hallerden sayılmıştır.
Genel hayata tesir eden afetlerin neler olduğu ise 7269 sayılı “Milli Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’ da gösterilmiştir.