Devlet Memurları Kanunu 31. Madde (DMK)
Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı
(Değişik: 12/5/1982 – 2670/11 md.) Devlet memurlarının kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır.
- İlgili Makale:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) Tam Metin:
Devlet Memurları Kanunu 31. Madde Açıklaması
Yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde gizlilik ihtiva eden kozmik bilgilerin memur tarafından açıklanması görevden ayrılmış olsa bile yasaklanmıştır. Bilgilerin gizliliği memurun göreviyle ilgili olup, bu hususta mevzuatımızda çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Ayrıca güvenlik veya askeri ve stratejik öneme haiz hususlarda meri mevzuatımızda gizli bilgilere ilişkin özel hükümler bulunmaktadır. Vergi Usul Kanununun 5.maddesinde vergi mahremiyeti düzenlenmiştir. Bu yasağa uymayan memurlar hakkında cezai ve disipline ilişkin yaptırımlar uygulanır. Bu ve benzeri düzenlemelere aykırı olarak gizliliği olan bilgilerin açıklanması hem disiplin hem de cezai soruşturmaya konu teşkil eder. Bu bilgilerin açıklanması hususunda ilgili Bakanın sözlü izni de geçerli olmaz, mutlaka yazılı izni gerekir. Burada gizli bilgiler kurumlara ve bakanlıklara göre farklılık gösterebilmektedir.
Devlet Memurları Kanunu 31.Madde Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı Emsal Kararlar
Danıştay Birinci Dairesi E:1984/291, K:1984/294
- Devlet Memurları Kanunu 31. Madde
- Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı
Maliye ve Gümrük Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5.maddesinin son fıkrasında, “Bakan, emri altındakilerin faaliyet ve işlemlerinden sorumlu olup, Bakanlık merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı ile ilgili kuruluşlarının faaliyetlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkilidir.” denilmekte olduğuna göre, vergi işlemlerinin yürütülmesinde sorumlu, yetkili ve görevlidir. Oysa, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin, Maliye ve Gümrük Bakanının yukarıda değinilen sorumluluğuna, görev ve yetkilerine sahip olduğunu söylemek mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerince, vergi dairelerinden mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine ilişkin olarak istenen gizli bilgi ve belgelerin verilmesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5.maddesinde yer alan yasak kapsamına girdiği mütalaa kılınmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 22.12.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Danıştay İdari İşler Kurulu E:1985/42,K:1985/42
- Devlet Memurları Kanunu 31. Madde
- Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı
Anayasamızın 123.maddesinde; idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün aldığı kabul edilmiştir. Anayasamıza göre idare organlarının değişik yasal ve Anayasal hukuki yapıda kurulmaları, idarenin bütünü ilkesini zedelememektedir. Bakanlıklar ile onlara bağlı kuruluşlar, yürütme organının içinde yer alan ve idarenin esasını oluşturan temel yapıdırlar. Bakanlıklar, birbirlerinden idarelere değil bir bütünün görev ve yetki yönünden değişik konum ve görünümlerini ifade eden idari yapılardır. Ekonomik alandaki kamu hizmetini yürütmekle görevli Bakanlıkların görev ve yetki alanları ise bu bütünlüğü teyit edecek şekilde daha çok iç içe ve yan yanadır. Bu yüzden de değişik ve fakat birbirleriyle ilgili kamu hizmetlerini ifa eden bakanlıkların, tek bir idarenin organları olarak ellerindeki bilgi ve belgeleri birbirlerine karşı, ancak açık bir kanun hükmüyle gizlemeleri mümkündür. Nitekim Devlet İstatistik Enstitüsü hakkındaki 53 sayılı Kanunun 27.maddesinde; Enstitüce toplanan bilgilerden özel nitelikte olanların resmi bir makama verilmesi veya açıklanması yasaklanmıştır.
Bütün bu sebeplerle Vergi Usul Kanununun 5.maddesi ile konulan yasaklamaların, bakanlıkların kendilerine mevdu kamu hizmetlerinin yerine getirmek üzere ihtiyaç duydukları ve vergi mükellefleri hakkında olup, Maliye Bakanlığının elinde bulunan bilgileri kapsamayacağı açıktır.” yolundaki görüşün gerekçeye ilave edilmesi suretiyle Birinci Daire Kararında yer alan azınlık görüşünün onanmasına ve bu yolda görüş bildirilmesine 14.3.1985 gününde karar verildi.