Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre derdest, görülmekte olan şeklinde tanımlanmıştır. Kısaca derdestlik bir davanın mahkemede açılmış ve halen görülmekte olduğunu tanımlayan bir usul hukuku kavramı olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle açılmış ve görülmekte olan davanın dava sonunda verilecek hükmün şekli anlamda kesinleşinceye kadarki zaman dilimi içerisinde bulunduğu durumu ifade eder. Derdestlik terimi hukuki bir terimdir. Mevzuatta derdest kelimesinin net bir tanımı bulunmamaktadır. Derdestliğin tanımı doktrin tarafından yapılmıştır. Doktrinde de tek bir tanım yapılmamış olup, derdestliği tanımlamak üzere farklı görüşler öne sürülmüştür.
Hukukta derdest kavramı “devam eden dava” için kullanılır. Dava için kullanılan derdest kavramından kasıt, davanın halen görülmekte olmasıdır. Bir başka ifadeyle derdestlik, dava konusu, sebebi ve tarafları aynı olan bir davanın geçmişte aynı ya da bir başka mahkemede açılmış ve halihazırda görülüyor olmasıdır. Derdestlik halinin usul hukukunda doğurduğu sonuç ise derdestlik itirazıdır. Derdestlik, dava dosyası kapanana kadar devam etmekte olup; dava dosyasının herhangi bir sebep ile işlemden kaldırılması tarihinden 3 ay süre ile de devam edecektir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olmakla birlikte bu hükümler, davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkar ve dava derdest olmaktan çıkar.
Derdest Nedir?
Hukuki terim olarak kullanılmakta olan derdestlik, halen görülmekte olması yani bir başka değiş ile devam ediyor olması anlamına gelmektedir. Bir dava hakkında kesin hüküm verilinceye kadar o dava derdest durumdadır. Başka bir anlatımla bir davanın derdest olması o dava hakkında henüz kesin hüküm verilmemiş olması anlamına gelmektedir. Dava dosyasının derdest olması dosyanın daha önceden açılmış ve halen görülmeye devam etmekte olduğu anlamına gelmektedir.
Derdestlik kavramı kısaca bir durumu ifade etmektedir. Dava konusu, dava sebebi ve tarafları aynı olan bir dava bir mahkemede açılmış görülmekteyken, aynı veya farklı bir mahkeme de yeniden açılmış olması halini ifade eder. Bu halde aynı davanın tekrar açılması halinde derdestlik sebebiyle bu davanın açılamaması durumu söz konusu olacaktır. Derdestlik durumu çeşitli yargı kollarına göre farklı anlamlandırılmakta ve farklı usulü yollar öngörülmektedir. Derdest’in ne anlama geldiği hususu açıklandıktan sonra farklı yargı kollarına göre değerlendirilmesi yapılacaktır.
Medeni Usul Hukukunda Derdestlik Kavramı
6100 sayılı HMK’nin dava şartları başlıklı bölümünde yer alan 114/1-ı maddesinde; “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” şeklindeki düzenleme ile derdestlik dava şartı haline getirilmiştir. “Aynı davanın açılmış ve görülmekte olmaması” ile ifade edilmek istenen tarafları, dava sebebi (olayı) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus re’sen veya talep üzerine dikkate alınır ve ikinci dava, dava şartı yokluğundan esasa girilmeksizin reddedilir.
Derdestlik durumu bir dava şartıdır. Davanın esastan incelenip karar verilmesini engelleyen, davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden gözetmesi gereken ve davanın taraflarınca da davanın her aşamasında eksikliği öne sürülebilen hususlar dava şartları şeklinde ifade edilir. Mahkeme kendiliğinden veyahut tarafların ileri sürmesiyle dava şartlarının eksikliğini fark ederse, davanın esasını incelemeye girişmeden davayı usulden reddedecektir. Dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında incelemeye geçebilmesi için gerekli olan şartlardır. Dava şartlarından biri eksik olarak açılmış bir dava da açılmış sayılır, diğer bir ifadeyle dava derdesttir. Dava şartlarının bulunmaması sebebiyle, mutlaka reddedilecek bir dava henüz usulden reddedilmeden, tarafları sebepleri ve konuları aynı olan yeni bir dava açılacak olursa, ikinci dava derdestlik nedeniyle başka bir anlatımla dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir.
Derdestliğin dava şartı olarak düzenlenmesiyle birlikte, taraflar derdestlik ilk itirazında olduğu gibi belli bir süre içerisinde bu itirazı öne sürmek zorunda olmayıp, yargılamanın her aşamasında derdestliğe ilişkin iddialarını ileri sürebileceklerdir. Hatta mahkeme kendiliğinden de açılan ikinci davanın derdest olup olmadığı araştırabilecektir. Gerek taraflarca derdestliğin ileri sürülmesi ile gerekse de mahkemenin kendiliğinden yapacağı incelemeden açılmış olan ikinci davanın ilk dava ile dava konularının, dava sebeplerinin ve taraflarının aynı olduğu kanaatindeyse açılmış olan bu ikinci davayı usulden reddedecektir.
Madde 114
- Dava şartları şunlardır: … ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
Madde 115
- Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
- Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
- Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.
İdari Yargılama Usul Hukukunda Derdestlik
Derdestliğin HMK’daki hukuki mahiyetinin dava şartı olduğunu, yani daha önce açılmış ve görülmekte olan bir davanın aynısının ikinci kez açılmış olması halinde, ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceğini ve mahkemece davanın usulden reddine karar verileceğini birinci bölümde detaylı olarak açıklamıştık. Bu kısımda ise, İYUK’ta düzenlenmemiş olmasına rağmen, idari yargılama usulünde de uygulanan derdestliğin hukuki mahiyetini ortaya koymaya gayret edeceğiz.
İdari yargı mevzuatında derdestlik konusuyla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bununla birlikte, idari yargılama hukukunda da derdestlik durumu söz konusu olabilir. İdari yargıda derdestlik durumunda medeni usul hukukuna ilişkin kural, hüküm ve sonuçlar kıyasen uygulanır.
Derdestlik, medeni usulde olduğu gibi idari yargıda da kamu düzenine ilişkin bir dava şartıdır. Buna göre, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilir veya hâkim tarafından re’sen dikkate alınabilir. Kesin hüküm gibi derdestlik de ilk incelemede bakılacak hususlardandır. Eğer, derdestlik hâli tespit edilirse sonraki davanın usul yönünden reddine karar verilmelidir.
Ceza Muhakemesi Hukukunda Derdestlik
Ceza muhakemesi hukukunda mükerrer yargılama yasaktır. Bir yargılamada mükerrerlikten bahsedilebilmesi için bazı şartların mevcut olması gerekir. Bu şartlar,
- Dava konusu fiilin aynı olması,
- Dava konusu suçun işlendiği tarih ile önceden yapılan yargılamaya sebebiyet veren suçun işlendiği tarihin aynı olması,
- Her bir davanın taraflarının aynı olması olarak kabul edilebilir.
Buna göre bir ceza davasında yukarıda da belirtilen şartlara uygun hükmün olması noktasında söz konusu suça ilişkin tekrar yargılama yapılarak yeniden bir hüküm verilmesi kanuna ve temel hukuk kurallarına aykırılık teşkil edecektir. Yine aynı şekilde yasal mevzuat kapsamında hala devam etmekte (derdest) olan bir yargılama konusu fiile ilişkin tekrar bir dava açılması a mümkün değildir. Derdestlik olumsuz bir dava şartı olarak kabul edilebilir. Dava açılabilmesi için derdestlik durumunun mutlaka olmaması gerekir. Sonuç olarak yargılamaya ilişkin konuyla ilgili daha önce mevcut hükmün olması veya hala devam etmekte olan başka bir yargılamanın mevcut olması durumunda davanın reddi hükmünün verilmesi gerekir.