Çocukların cinsel istismarı suçu, TCK 103. maddede belirlenen belli yaştaki çocuğun bedenine cinsel amaçlı fiziksel temasta bulunma şeklinde ile oluşur. (TCK 103/1. madde). Cinsel istismar suçunda mağdur çocuktur. Çocuk tanımı, TCK’nın 6/1-a maddesinde, “henüz 18 yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlanmıştır. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 103. maddesinde ;
- 103/1. maddesinde basit cinsel istismar suçu, (TCK 103/1)
- 103/1. maddesinin 2. cümlesinde sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçu, (TCK 103/1 2. cümle)
- 103/2. maddesinde ise nitelikli cinsel istismar suçu düzenlenmiştir. (TCK 103/2)
- TCK’nın 103/3. ve 103/4. maddelerinde ağırlaştırıcı nedenler, (TCK 103/3 – 103/4)
- 103/5. ve 103/6. maddelerinde ise suçun neticesi sebebiyle ağırlaşan halleri düzenlenmiştir. (TCK 103/5 – 103/6)
Cinsel istismar kavramı geniş tanımlamadır. Sadece tecavüzü değil, bedensel teması içeren her türlü hareket istismar kapsamındadır. Çocuğun okşanması, öpülmesi veya failin kendi cinsel organına dokundurtması gibi hareketler istismar kapsamındadır. Cinsel istismar suçu tüm çocukları kapsamaktadır. Ancak ilgili hükümde 18 yaş altınındaki çocukların yaşına göre bir ayrım yapılmıştır. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda mağdurun yaşı bizim hangi maddeyi uygulayacağımızı gösterir. Türk Ceza Kanunu madde 103’te kanunen çocuk yaştaki bireylere karşı işlenen cinsel suçlar düzenlenmiştir. İlgili maddede mağdurların yaşını 0-12, 12-15 ve 15-18 olarak kategorilere ayırmış ve nitelikli halleri sıralamıştır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Nedir?
Çocukların cinsel istismarı suçu, TCK 103. maddede belirlenen belli yaştaki çocuğun bedenine cinsel amaçlı fiziksel temasta bulunma şeklinde ile oluşur. (TCK 103/1. madde) Cinsel istismar terimi, yetişkin bir kimsenin, çocuğu, cinsel doyumu için kötüye kullanmasıdır. Cinsel istismar niteliğindeki fiiller, mağdur çocuğun yapılan fiilin ne anlama geldiği kavrayamadığı, gelişimsel özellik olarak hazır olmadığı, toplumun kültürel değerlerine ve kanunlara aykırı olan fiillerdir. Coulborn Foller cinsel istismarı, yedi guruba ayırmaktadır. Bunlar;
- Temas içermeyen istismar türleri: Seksi konuşma, istismarcının çocuğa özel bölgelerini gösterdiği veya önünde mastürbasyon yaptığı teşhir, istismarcının çocuğu soyunukken gözlediği röntgencilik bu kapsamda değerlendirilir.
- Cinsel Dokunma: Vücudun özel bölgelerine yapılan dokunmadır.
- Oral-Genital Seks: İstismarcının çocuğun genital organlarına oral seks yapmasıdır. Bu durum ağız-anüs, ağız-penis, ağız-vajina şeklinde olabilir.
- Interfemonel İlişki: İstismarcının penisini çocuğun bacakları arasına yerleştirdiği ilişki türüdür.
- Seksüel Penetrasyon: Parmakların vajinaya, anüse veya her ikisine birden yerleştirildiği dijital penetrasyon, bir objenin cinsel boşluklara sokulduğu objelerle penetrasyon, penisin vajinaya sokulduğu genital ilişki, penisin anüse sokulduğu anal ilişki bu türdendir.
- Cinsel Sömürü: Çocuk pornografisi ve çocuk fuhuşu bu kapsamdadır.
- Başka Şekillerde Yapılan Cinsel İstismar: Çocuğun cinsel istismarına başka şeylerde katılmış olabilir, cinsel amaçla çocuğun üzerine çiş, kaka yapma olaylarına rastlanılmıştır.
Çocuğun cinsel istismarı türlerini bu şekilde saydıktan sonra, TCK’nın 103. maddesi bağlamında çocuğun istismarını, çocuğa karşı vücut temasıyla yapılan her türlü cinsel hareket olarak tanımlayabiliriz. TCK’nın 103. maddesi de çocuğun cinsel istismarını tanımlamıştır. Bu maddenin birinci fıkrasına göre, Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, Anlaşılır.
Çocukların cinsel istismarı suçu; basit cinsel istismar, sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar ve nitelikli cinsel istismar olarak 3 kategoriye ayrılmıştır. Basit cinsel istismar ve sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar, çocuğun vücudu üzerinde, cinsel arzuları tatmin amacı ile yapılan ancak cinsel ilişki boyutuna varmayan temas içeren her türlü cinsel davranışlardır. Sanığın eylemleri devamlılık gösteriyorsa, ani ve kesik mahiyette değillerse, basit cinsel istismar suçu; devamlılık göstermiyor, ani ve kesik hareketler şeklinde gerçekleşmiş ise sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar suçu oluşur.
Nitelikli çocukların cinsel istismarı suçu ise, 18 yaşından küçük olan mağdurun vücuduna organ ya da başka bir cisim sokmak suretiyle gerçekleştirilen cinsel eylemlerdir. Bu eylemlerin cinsel arzuların tatmini amacına yönelik olması şart değildir. Cinsel amaç ile gerçekleştirilmesi yeterlidir.
TCK Madde 103 – Çocukların Cinsel İstismarı Suçu
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ağır Ceza Mahkemesi) Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza Mahkemesi) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz. (Ağır Ceza Mahkemesi)
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocuklara Karşı Cinsel İstismar Suçunun Şartlar Nelerdir?
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan çocukların cinsel istismarı suçu oluşabilmesi için öncelikle mağdurun çocuk olması ve cinsel amaçlı bedensel bir temasa ihtiyaç vardır. Eğer mağdur çocuk değil ve yetişkin bir bireyse eylem TCK’nin 102. maddesindeki cinsel saldırı suçu kapsamına girmektedir. Eğer cinsel tatmin amaçlı eylem temas boyutuna ulaşmamış ise TCK’nin 105. maddesindeki cinsel taciz suçu oluşmuştur. Çocukların cinsel istismarı suçunda (TCK 103. madde) çocuk kavramı üç ayrı kategoride ele alınmaktadır:
- 15 yaşını tamamlamamış çocukların cinsel istismarı,
- 15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte kendisine yönelen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocukların cinsel istismarı,
- 15-18 yaş aralığında çocukların, sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak cinsel istismarı.
Çocukların cinsel istismarı suçunda en önemli hususlardan biri mağdurun rızasının bulunması halidir. Failin, fiilini gerçekleştirirken mağdurun rızasının bulunmaması zaten başlı başına suç sayılmaktadır. Ancak kanun koyucunun düzenlediği önemli bir durum karşımıza çıkmaktadır ki o da şudur: 15 yaşından küçük mağdurlarda, mağdurun rızasının bulunması halinde bile geçerli bir rızadan söz edilemez ve fail rıza yokmuşçasına cezalandırılır. Bunun yanında 15 yaşından büyük olup, işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri düşük bir mağdurun olması halinde de geçerli bir rızadan söz edilemez.
15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük ve işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri gelişmiş mağdurların eyleme rıza göstermeleri halinde bir suç oluşmaz, mağdur tarafından gösterilen bu rıza geçerli kabul edilmektedir. Yine 15-18 yaş grubu aralığında bulunan ve kendisine karşı işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri olan mağdurlara karşı suçun oluşması için, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenin olması gerekmektedir.
Basit Cinsel İstismar Suçu (TCK 103/1)
Basit cinsel istismar, çocuğun vücudu üzerinde, cinsel arzuları tatmin amacı ile yapılan ancak cinsel ilişki boyutuna varmayan temas içeren her tarla cinsel davranışlardır. Temas unsuru gerçekleşmediği takdirde basit cinsel istismar suçu oluşmaz, cinsel taciz suçu oluşur. Temas unsuru gerçekleşmiş, ancak ani ve kesik hareketler şeklinde gerçekleşmiş ise, bu kez de basit cinsel istismar suçu oluşmaz, sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçu oluşur.
Sanığın eylemleri devamlılık gösteriyorsa, ani ve kesik mahiyette değillerse, basit cinsel istismar suçu oluşur. Sanığın eyleminin hangisi olduğunu tespit edebilmek açısından, eylemin gerçekleşme şekli ve süresi önem taşımaktadır ve her olay için ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Keza, TCK’nın 103. maddesi metninde de çocuğun cinsel istismarının tarifi açık ve net olarak yapılmıştır. 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesine göre cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileye başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır.
Suçun yasada öngörülen ceza yaptırımları ve mağdurun yaşına göre dörtlü bir ayrım yapılabilir,
a) 12 yaşından küçük olan mağdurlara yönelik işlenen istismar ve sarkıntılık eylemleri,
b) 12-15 yaş gurubunda olan (yani 12 yaşımı bitirmiş fakat 15 yaşını henüz tamamlamamış olan) mağdurlara yönelik istismar ve sarkıntılık eylemleri,
c) 15-18 yaş gurubunda olan (yani 15 yaşını bitirmiş fakat 18 yaşını henüz tamamlamamış olan) fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş mağdurlara yönelik istismar ve sarkıntılık eylemleri,
d) 15 yaşını ikmal etmiş, filin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri gelişmiş ancak cinsel istismara, cebir, tehdit, hile ya da iradeyi etkileyen diğer yollarla maruz kalan 18 yaşını ikmal etmemiş mağdurlara yönelik istismar ve sarkıntılık eylemleri,
TCK’nın 103/1-2. cümlesine 24/11/2016 tarih 6763 sayılı kanunun 13. maddesi ile eklenen “Mağdurun on iki yaşımı tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz” şeklindeki ek cümle ile suçun cezası tamamen mağdurun yaşına göre basamaklı hale getirilmiştir.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Unsurları
Fail
Çocukların cinsel istismarı suçunun faili herkes olabilir. TCK düzenlemesi ile 765 sayılı TCK’dan farklı olarak, bu suçun failinin erkekler yanında, kadınların da olabileceği kabul olunmuştur. Çocukların cinsel istismarı suçları ayrı cinsler arasında olabileceği gibi, aynı cinsler arasında da işlenebilir. Bir kadın bu suçu bir erkeğe veya kadına karşı da işleyebilecektir. Failin yaşının genel hükümler dışında bir özelliği bulunmamaktadır. Öğretide bu suçun failinin, on beş yaşını doldurmuş olması gerektiği, on beş yaşını henüz doldurmamış olan kişilerin cebir, tehdit veya hile gibi iradeyi etkileyen herhangi bir hal olmaksızın birbirleriyle cinsel ilişkiye girmeleri halinde bu kişilerin ceza hukuku sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği ifade edilmektedir. Suçun faili 60 yaşında da olsa, 15 yaşında da olsa, TCK’nın 103. maddesinde düzenlenen bu suçun faili olabilecektir. Hatta mağdurun yaşı ile, failin yaşı arasındaki farkın da suçun oluşması açısından herhangi bir neticesi bulunmamaktadır.
Suçun hem faili hem de mağduru yabancı olsa da, 5237 sayılı TCK.nun 8. maddesinde de “Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır” şeklindeki düzenlemeler nedeniyle, mülkilik ilkesinin gereği olarak failin Türkiye’de yargılanması gerekir. Yargılamanın ya da soruşturmanın yabancı ülkeye devrine karar verilemez. Failin onsekiz yaşından küçük olması halinde, sarkıntılık düzeyinde kalmış fiillerden dolayı suçun takibi 6545 sayılı Kanunla 103. Maddenin birinci fıkrasına eklenen üçüncü cümle uyarınca şikayet bağlıdır.
CMK’nın 182 ve 185. maddelerinin amir hükmüne göre duruşmanın herkese açık olduğu, sadece onsekiz yaşını tamamlamayanlar hakkındaki duruşmaların tamamı ile genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılabileceği hüküm altına alındığından, anılan yasanın 182. maddedeki nedenler mevcut olmadan 18 yaşını tamamlayan fail hakkında duruşmaların gizli yapılmasına karar verilemez. 18 yaşını bitirmeyen failler hakkındaki hükümlerin CMK.’nın 185. maddesi uyarınca kapalı duruşmada açıklanması gerekir.
Mağdur
Çocukların cinsel istismarı suçunun mağduru ancak, 18 yaşını tamamlamamış kişiler olabilir. Mağdur 18 yaşını tamamlamışsa, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldın suçu oluşur. Çocuk Koruma Kanunu’nun 3/1a. maddesi karşısında, 18 yaş mutlak şarttır, ergin olma önemli değildir, bir kişi 18 yaşından küçük olduğu sürece ergin olsa bile bu suçun mağduru olabilir. Bir kimse evlenmeyle veya mahkeme kararıyla ergin olsa bile, 18 yaşından küçük ise, buna karşı gerçekleştirilen eylemler çocuklanın cinsel istismar suçunu oluşturacaktır. Yargıtay Özel Daireleri tarafından da mağdur evlenme ile reşit olsa dahi 18 yaşından küçük olduğu müddetçe çocuk sayılacağı kabul edilmektedir. Özel Dairenin uygulaması istikrar kazanmıştır.
Çocukların cinsel istismarı suçunda korunan hukuki yarar, cinsel özgürlük olduğundan ve evlenmekle de bir eşin cinsel özgürlüğünü diğer eşe terk etmiş olmayacağından, cinsel istismar suçları eşler arasında da işlenebilir. Hatta doktrinde, bu suçun TCK’nın 103/1. maddesinde belirlenen basit halinin dahi eşe karşı işlenebileceği ileri sürülmektedir. Ancak Yargıtay onsekiz yaşını bitirmeksizin ergin olan mağdurlara karşı işlenen cinsel eylemlerde failin sıfatına göre suç niteliğinin belirlenmesi gerektiğine işaret edilmektedir. Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasına göre;
- Eşi tarafından vücuda organ veya sair cisim sokmak suretiyle bir suç işlenmesi durumunda 5237 sayılı Kanunun 102/2. maddesinde düzenlenen nitelikli cinsel saldırı,
- Eşi dışında başka bir kişi tarafından vücuduna organ veya sair cisim sokmak suretiyle bir suç işlenmesi durumunda 5237 sayılı Kanunun 103/2. maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturacağı kabul edilmektedir.
Eş tarafından, 18 yaşından küçük olan diğer ese karşı, onun rızası dışında gerçekleştirdiği basit cinsel istismar veya sarkıntılık düzeyinde kalan eylemler, suç teşkil etmeyecektir. Cinsel istismar suçları ancak yaşayan insana karşı işlenebilir. Mağdur sağ değil de ölü ise, bu suç değil TCK’nın 130/2. maddesinde düzenlenen ölünün hatırasına hakaret suçu oluşabilir. Ayrıca bu suç hayvana karşı işlenirse, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14.maddesinin j bendi yollamasıyla 28, maddesinin k bendindeki idari para cezasını gerektiren kabahat fiilini oluşturur.
Çocukların cinsel istismarı suçu, farklı cinsten kişiye karşı işlenebileceği gibi, aynı cinsten kişiye karşı da işlenebilir. Bu suçu bir kadının bir erkeğe veya kadına, bir erkeğin de bir kadına veya erkeğe karşı işlemesi mümkündür. Bu suçun mağdurunun evli veya bekar olması da fark etmez, cinsel istismarda bulunulan kimsenin evli olma zorunluluğu bulunmamaktadır.
TCK’nın 103. maddesiyle mağdurun yaşına göre, üçlü bir ayrıma tabi tutulmuştur. Bunlar,
- Onbeş yaşını tamamlayanlar,
- Onbeş yaşını tamamlayıp onsekiz yaşını bitirmeyen algılama yeteneği gelişmemiş çocuklar,
- Onbeş yaşını tamamlamamış çocuklar.
Suçun Hukuki Konusu
Cinsel istismar suçunda mağdur çocuk dış çevre ve her türlü cinsel eylemin muhatabı olmaktan korunduğu gibi, rızası kabul edilmeyerek aynı zamanda çocuk kendisinden de korunmaktadır. Yargıtay çocuğun cinsel istismarı suçunun konusunun mağdurun vücudu olduğunu kabul etmektedir. Uygulamada, 5237 sayılı TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçu ile 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçları aynı suç kapsamında bulunmasa da, her iki suçun konusunun aynı olarak kaldığı, ancak mağdurun yaşının büyümesi sebebiyle fail hakkında uygulanacak madde hükmünün değiştiği ifade edilmektedir.
Fiil
Çocukların cinsel istismarı suçunda TCK 103. madde 1. fıkraya göre cinsel birliktelik düzeyine ulaşmayan saldırı veya sarkıntılık olabileceği gibi 103. maddenin 2. fıkrasına göre vücuda sair cisim veya organ sokularak da gerçekleştirilebilir. Bu suçun oluşabilmesi için mutlaka fiziksel bir temas lazımdır. Aksi halde TCK madde 105’te yer alan cinsel taciz suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Mağdurun iradesi dışında vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel arzuları tatmin amacına yönelik hareketlerdir. TCK’nın 103/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için bedensel temas gereklidir. Fail, mağdurun vücuduna dokunarak vücut dokunulmazlığını ihlal eder. Fiziksel temas içermeyen eylemler TCK’nın 103/1. maddesindeki suçu oluşturmaz. Temas yok ise TCK’nın 105. maddesindeki cinsel taciz suçu oluşur. Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de cinsel istismar suçlarında sanığın mağdurun vücuduna temas etmesi suçun zorunlu bir unsurudur. Mağdurun iradesi yani rızası ile gerçekleşen cinsel eylemlerin hukuka uygun kabul edilebilmesi için bu iradenin, rızanın herhangi bir sebepten dolayı sakatlanmamış yani geçerli bir rıza olması gerekir.
- 15 yaşından küçük çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlarda, mağdur çocuğun rızasının bulunması halinde bile, bu rıza geçerli bir rıza olmadığından suç oluşur.
- 15 yaşından büyük mağdurlarda ise, işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri gelişmemiş ise, bu mağdur çocukların eyleme gösterdikleri niza hiç bir önem taşımaz, rıza geçerli bir rıza olmadığından suç oluşur. 15-18 yaş gurubunda bulunan ve işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri gelişmiş olan mağdurların eyleme rıza göstermeleri halinde ise, eylem suç oluşturmaz. Bu yaş gurubunda bulunan çocukların cinsel davranışlara gösterdikleri rızayı kanun koyucu geçerli saymıştır.
- 15-18 yaş gurubunda bulunan ve işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri gelişmiş olan mağdurlara karşı gerçekleştirilen bu tür eylemlerin suç teşkil edebilmesi için, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmiş olması gerekir.
Suçun Manevi Unsuru
Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenme olanağı bulunmamaktadır. Aynıca bu suç, doğrudan kastla işlenebileceği gibi olası kastla da işlenebilir. Faildeki kastın suç tipinin tüm unsurlarına (vücut temasına, cinsel davranışa, mağdurun rızasının olmamasına ve cinsel arzuların vücuda bir organ veya cisim sokmadan tatminine) yönelik olması aranır. Ayrıca, bu suçun basit şeklinin işlenmesi için, failin cinsel arzuları tatmin amacıyla da hareket etmesi gerekir. Failin cinsel arzuları tatmin amacı olmadan cinsel istismar suçu teşkil eden eylemlerde bulunması halinde, örneğin kavga sırasında onu yaralamak için yanağını ısırması gibi, bu durumda cinsel istismar suçu değil, yaralama suçu oluşacaktır. Bu durumu özel kast aranır.
Nitelikli Cinsel İstismar
Türk Ceza Kanunu 103. maddesinde çocuklara yönelik cinsel istismar suçunun nitelikli halleri de sayılmıştır. Buna göre:
- Suçun birden fazla kişiyle işlenmesi
- Mağdurun 12 yaşını doldurmamış olması
- Failin suçu işlerken insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanması
- Suçun üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi
- Suçun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi
- Failin kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle suçu işlemesi
- Cinsel istismarın cebir ve tehditle işlenmesi
Suçun cezasını arttırır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Cezası
Basit Cinsel İstismarın Cezası
TCK 103. maddesinin 1. fıkrasına göre çocuklara yönelik basit cinsel saldırının cezası 8-15 yıl olarak düzenlenmiştir. Mağdur 12 yaşını tamamlamamış ise verilecek ceza 10 yıldan az olamaz. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde cezası 3-8 yıl olarak düzenlenmiştir fakat yine mağdur 12 yaşını tamamlamamış ise verilecek ceza 5 yıldan az olamaz
Nitelikli Cinsel İstismarın Cezası
Suçun nitelikli halinin işlenmesi halinde TCK madde 103 fıkra 2’ye göre 16 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ayrıca madde 103/3-a-b-c-d-e şeklinde işlenen çocuklara karşı cinsel istismar suçlarında verilecek ceza yarı oranında arttırılmaktadır.
Çocuğun Cinsel İstismarında Cezayı Hafifleten Nedenler
- Çocuğa karşı cinsel istismar suçunu işleyen kişinin yaşı 12 yaşından küçükse ceza verilmez. Ancak bu durum pek mümkün değildir. Bu suçu işleyen kişi 12-15 yaş aralığında ise ve cinsel istismar suçunun hukuki anlam ve sonuçları bakımından algılama yeteneği gelişmemişse ceza verilmez, güvenlik tedbirleri uygulanır. Ancak algılama yeteneği gelişmişse ceza indirimli olarak uygulanır.
- Somut olaya bağlı olarak cinsel istismar suçunu işleyen kişi, çocuğun yaşı konusunda yanılmışsa ceza almayabilir. Örneğin çocuk 15 yaşını tamamlamadığı halde, suçu işleyen kişi 15 yaşını tamamlamış olduğunu düşünüyorsa ve çocuğun rızası ile cinsel ilişkide bulunmasıyla birlikte çocuk şikayetçi olmamışsa ve failin hatası kabul edilebilir olursa bu hatasından yararlanabilir.
- Çocuğa cinsel istismarı gerçekleştiren kişi akıl hastası ise tıbbi kurumların raporuyla yapılan tespite bağlı olarak ceza verilmez, güvenlik tedbirleri uygulanır. Akıl geriliği, engeli olan kişilerde ise cinsel istismar için mazeret kabul edilmez ve sadece cezada indirime gidilebilir.
Cinsel İstismar Suçunun Özel Görünüşleri
Teşebbüs
TCK madde 35’te suça teşebbüs tanımlanmıştır. Buna göre kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Çocuklara yönelik istismar suçlarında suçun hem basit hali hem de nitelikli cinsel saldırı hali için teşebbüs mümkündür. Fail cinsel istismar amacı ile eylemine başlamış fakat gerek mağdurun çabası gerek çevredekilerin müdahalesi ile eylemini sonuçlandıramamışsa bile suça teşebbüsten sorumlu olacaktır.
İştirak
TCK madde 37, 38 ve 39’da suça iştirak düzenlenmiştir. Birden fazla kişinin bu suçu işlemeye irade ve kararı ile iştirak durumu ortaya çıkar. İştirak suçun icrası sırasında yardım ederek olabileceği gibi suç öncesinde azmettirme olarak da karşımıza çıkabilir. Çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda iştirak mümkündür. Mağdurun kaçmasını engelleyen veya cebir, tehdit ile mağdurun direncini kıran kişi suça iştirak etmiştir ve faillerin hepsi asli fail olarak cezalandırılır. Aynı zamanda birden fazla kişi ile suçun işlenmesi halinde müşterek faillik ortaya çıkar ve TCK madde 103/3-a’ya göre bu suçun cezasını ağırlaştıran bir sebeptir.
İçtima
Türk Ceza Hukukunda failin birden çok suç işlemesi halinde bazı durumlarda tüm suçlar tek suç çatısı altında toplanır ve ona göre ceza verilir. Buna suçların içtiması denir. TCK 42, 43, 44 maddelerinde düzenlenmiştir. Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında suçların içtiması mümkündür. Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında fail eylemi yaparken belli ölçüde cebir ve tehdit kullandığı hallerde cebir suçundan ayrı bir ceza almayacaktır fakat mağduru belli bir süre kapalı bir yerde tutarak özgürlüğünü kısıtlaması halinde cinsel istismar ve cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun bırakma suçunu ayrı ayrı işlemiş olacaktır. Çocukların cinsel istismarı suçu işlenirken cebir ve tehdit sırasındaki basit yaralama ayrı bir suç oluşturmazken mağdurun ağır şekilde yaralanması halinde TCK madde 103/5 sebebiyle neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış suç kapsamına girecektir.
Zincirleme Suç
Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında fail aynı mağdura karşı farklı zaman aralıklarında bu suçu işlerse zincirleme suç kapsamına girecek ve cezası arttırılacaktır. TCK madde 43/1’de aynı mağdura karşı işlenen zincirleme suçlardan TCK madde 43/2’de farklı mağdurlara karşı işlenen zincirleme suçlardan bahsedilmiştir. Fail mağdura karşı hem basit cinsel istismar hem de nitelikli cinsel istismar suçunu işlemişse nitelikli cinsel istismar suçu üzerinden zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Kararı
Adli Para Cezası
Çocuğun cinsel istismarı suçunda hükmedilen ceza miktarı nedeniyle hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi pek mümkün değildir. Cezanın alt sınırdan verilmesi ile cezayı azaltan nedenlerin bir arada bulunması halinde mümkün olabilir. Aksi durumda adli para cezasına çevrilmez.
Erteleme
Ceza ertelenmesi, ceza mahkemesi tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Diğer bir tanımla cezanın ertelenmesi, yargılama sonucunda verilen hapis cezasının belirli şartlarla infaz edilmesidir. Çocuğun cinsel istismarı suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının miktarı nedeniyle ertelenmesi mümkün değildir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
HAGB sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Çocuğun cinsel istismarı suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının miktarı nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir.
Soruşturma ve Kovuşturma Evreleri
Çocuklara karşı işlenen istismar suçlarında şikayete bağlı olan tek bir durum vardır, suçu işleyen fail çocuksa ve suç sarkıntılık düzeyini aşmamış ise bu suç mağdurun veya mağdurun velisinin şikayetine bağlıdır. Şikayet için süre 6 aydır. 6 aydan sonra şikayet süresi dolmuştur. Şikayette bulunan kişilerin soruşturma ve kovuşturma evrelerinde şikayetlerini çekmeleri mümkündür fakat şikayet çekildikten sonra tekrar aynı suçla ilgili şikayette bulunulamaz.
Bu saydığımız durumun dışında çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında şikayete gerek yoktur. Soruşturma savcılık tarafından resen yürütülür. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçlarda yetkili mahkeme asliye mahkemeleriyken diğer çocuklara karşı işlenen cinsel suçlarda yetkili mahkeme ağır ceza mahkemeleridir.
Suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olan mağdurların tanık olarak be- yanlarının alınması sırasında, bilirkişi sıfatı ile bir uzman psikolog, psikiyatr veya tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulmaması CMK’nin 236/3. maddesine aykırılık teşkil edecektir. Mağdur beyanlarının bu tür soruşturmalarda en önemli delillerden birisi olduğu ve beyanlara itibar edilip edilemeyeceği hususunun kurulacak hükmü doğrudan etkiler niteliği gözetilerek Kanunun bu hükmüne riayet zorunluluğuna dikkat edilmelidir
Tutuklama ve Gözaltı
Bu suçların (Maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi hariç) soruşturma ve kovuşturması, CMK’nın 150/3. Maddesi uyarınca sanığa müdafii atanmadan yapılamaz. Bu suçları işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde CMK’nin 100/3. Maddesi uyarınca tutuklama nedeni var sayılabilir.
- Maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki suçla ilgili tutukluluk süresi CMK’nın 102/1. Maddesi uyarınca en çok 1 yıldır. Zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.
- Maddedeki diğer suçlarla ilgili tutukluluk süresi CMK’nın 102/2. Maddesi uyarınca en çok 2 yıldır. Zorunlu hallerde 3 yıl daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.
Bu suçla ilgili CMK’nın 135. Maddesi uyarınca dinleme, kayda al- ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi koruma tedbirine başvurulabilir. Bu suçun kovuşturması ile ilgili 6284 Sayılı Kanunun 20. Maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ihbar yapılmalıdır.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme
Şikayet Süresi
TCK’nın 103. maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçunun takibi şikayete bağlı değildir, re’sen kovuşturulur. 28/06/2014 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 59. maddesi ile yapılan değişiklikle sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlı hale getirilmiştir.
Zamanaşımı
Basit Cinsel istismar suçlarında zamanaşımı genel hükümlere tabidir. Basit cinsel saldırı suçlarında zamanaşımı bölümünde açıkladığımız zamanaşımı ile ilgili genel hususlar basit cinsel istismar suçları için de geçerlidir. Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
Zamanaşımı sürelerinin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur, seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır. Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
5237 Sayılı TCK’nın ikinci kitabının dördüncü kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz. Dava zamanaşımını kesen veya durduran sebepler 5237 sayılı TCK’nın 67. maddesinde belirtilmiştir.
TCK’nın 103/1-1. maddesinde düzenlenen basit cinsel istismar suçu bakımından;
- TCK’nın 66/1-d. maddesine göre basit cinsel istismar suçunda suç tarihinde 18 yaşından büyük olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıl, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 22 yıl 6 aydır.
- TCK’nın 66/2. maddesine göre suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 7 yıl 6 ay, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 11 yıl 3 aydır. (1/2)
- TCK’nın 66/2. maddesine göre suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 10 yıl, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 15 yıldır. (2/3)
TCK’nın 103/1-1. maddesi ile birlikte TCK’nın 103. maddesinin 3. ve 4 fıkralarındaki nitelikli hallerin varlığı halinde ise;
- Suç tarihinde 18 yaşından büyük olan sanıklar için TCK’nın 66/1-c. bendi gereğince olağan dava zamanaşımı süresi 20 yıldır. Olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 30 yıldır.
- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 10 yıl, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 15 yıldır. (1/2)
- Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 13 yıl 4 ay, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 20 yıldır. (2/3)
TCK’nın 103/6. fıkrasındaki durumun gerçekleşmesi halinde ise;
Bu fıkradaki; ” Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” Şeklindeki hükümden dolayı:
- Suç tarihinde 18 yaşından büyük olan sanıklar için TCK’nın 66/1-a. bendi gereğince olağan dava zamanaşımı süresi 30 yıldır. Olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 45 yıldır.
- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıl, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 22 yıl 6 aydır. (1/2)
- Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanıklar için olağan dava zamanaşımı süresi 20 yıl, olağanüstü dava zamanaşımı süresi ise 30 yıldır. (2/3)
Uzlaşma
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, 5271 sayılı CMK’nın 253/3 maddesi hükümlerine göre cinsel dokunulmazlığa karşı işle nen suçlarda uzlaştırma hükümleri uygulanmaz. 19.12.2006 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı kanunun 2. ve 24, maddesi ile bu tarihten sonra uzlaşma TCK’dan çıkartılıp, 5271 sayılı CMK kapsamında bir usul kuralı haline getirilmiştir. Ayrıca yapılan bu değişiklik ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar da uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır. Bu yüzden sanık lehine olan yasanın uygulanması esnasında 19.12.2006 tarihine kadar işlenen takibi şikayete bağlı olan cinsel suçlarda 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesi gereğince uzlaşma işlemi yapılıp sonucuna göre karar verilecek, bu tarihten sonra işlenen suçlarda ise takipleri şikayete bağlı olsa bile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş olmaları nedeniyle uzlaşma hükümleri uygulanmayacaktır.
Görevli Mahkeme
TCK 103/1 ve 2. maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçu için maddede öngörülen cezanın üst sınırına göre 5235 sayılı Yasanın 10 – 14. maddeleri hükümleri de gözetilerek görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi, TCK’nın 103/1. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen sarkıntılık düzeyinde kalmış basit istismar suçu için maddede öngörülen cezanın üst sınırına göre görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Emsal Yargıtay Kararları
14. CD 14.01.2021 tarih, 2016/7603 esas, 2021/160 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
Çocuğun cinsel istismarı suçunu düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesinde hükümlerden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla bu suç ile bağlantılı işlenen diğer suçlarla ilgili davaya bakma, delilleri değerlendirme ve suç vasfının tayini ile buna göre lehe kanunu belirleme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek 5235 sayılı Kanunun 12 ve 5271 sayılı CMK’nın 4. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması…
14. CD 03.06.2020 tarih, 2016/2098 esas, 2020/2437 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
… Sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu düzenleyen $237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesinde hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla davaya bakma, delilleri değerlendirme ve suç vasfının tayini ile buna göre lehe kanunu belirleme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek 5235 sayılı Kanunun 12 ve 5271 sayılı CMK’nın 4. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması…
14. CD 26.01.2021 tarih, 2016/9496 esas, 2021/450 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
Mağdure Makbulenin, kendisine yönelik sanığın eylemiyle ilgili diğer mağdure Merve’nin soruşturma evresinde verdiği ifadeyi teyit etmeksizin sanığın bir kaç kez cinsel organını gösterip, birkaç kez de vücuduna dokunmaya çalıştığını beyan etmesi karşısında, mevcut haliyle sanığın değişik zamanlarda Makbule’ye karşı gerçekleştirdiği fiziksel temas içermeyen eylemlerinin TCK’nın 105/1, 43. maddeleri kapsamında kalan cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun cinsel istismar suçundan hüküm kurulması…
14. CD 18.01.2021 tarih, 2016/10225 esas, 2021/225 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
Sanığın sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla tanışıp arkadaş olduğu mağdura yönelik fiziksel temas içermeksizin mesajlar göndermek suretiyle cinsel yönden rahatsız etmesi eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 105. madde- sinde düzenlenen ve şikayet üzerine takip edilen cinsel taciz suçunu oluşturup…
14. CD 24.11.2020 tarih, 2016/5431 esas, 2020/5228 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
Mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma ile tüm dosya içeriğine göre sanığın, olay günü oturduğu binanın giriş kısmında gördüğü on iki yaşındaki mağdureye imalı bir şekilde “aşkım sokak nerede” diye sormasının ardın- dan kendisine olumsuz yanıt veren mağdureye yaklaşarak öpmek için uzandığı sırada bağırması üzerine onun aşılabilir mukavemeti dışında eylemini tamam- lamasına engel harici bir neden bulunmaksızın olay yerinden ayrıldığı anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 36. maddesinde yer alan gönüllü vazgeçme düzenlemesi de nazara alındığında mevcut haliyle sanığın fiziksel temas içermeyen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 105/1. maddesinde yer alan cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarına teşebbüs suçundan hüküm kurulması…
14. CD 04.02.2020 tarih, 2016/5076 esas, 2020/788 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
Sanığın, olay günü mağdurenin kollarından tutarak öpmek istemesi eyleminde fiziksel temasın gerçekleşmesi nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçunun tamamlandığının tüm dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır…
14. CD 15.01.2020 tarih, 2016/2153 esas, 2020/425 karar
- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
- TCK 103. Madde
Tüm dosya kapsamına göre olay günü suça sürüklenen çocuğun, yolda yürümekte olan müştekinin kalçasına dokunma şeklindeki fiziksel temas içeren eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı ve mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında temel cezanın alt sınırdan tespit edilmesi nedeniyle sonuç ceza miktarının değişmediği…
Çocukların Cinsel İstismarı Suçuna İlişkin Emsal Kararlara Yargıtay’ın Sitesinden Ulaşabilirsiniz. https://www.yargitay.gov.tr/