Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
- Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re’sen hakim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmi dört saat içinde hakim veya mahkemenin onayına sunulur. Hakim veya mahkeme, yirmi dört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.
- Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur.
- Çocuğun soy bağının araştırılmasına gerek duyulması halinde; bu araştırmanın yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınması gerekir.
- Tanıklıktan çekinme sebepleri ile muayeneden veya vücuttan örnek alınmasından kaçınılabilir. Çocuk ve akıl hastasının çekinmesi konusunda kanunî temsilcisi karar verir. Çocuk veya akıl hastasının, tanıklığın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda olması halinde, görüşü de alınır. Kanunî temsilci de şüpheli veya sanık ise bu konuda hâkim tarafından karar verilir. Ancak, bu halde elde edilen deliller davanın ileri aşamalarında şüpheli veya sanık olmayan kanunî temsilcinin izni olmadıkça kullanılamaz.
- Bu madde gereğince verilen hakim veya mahkeme kararlarına itiraz edilebilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde Gerekçesi
(5353 sk. değ.) Bu düzenlemede, mağdurun bedeni üzerinde muayene yapılması hususunda, iç ve dış beden muayenesi ayırımına yer verilmemiştir. Mağdurun bedeni üzerinde muayene yapılması veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örnekler ile saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınması hususunda da, hâkim mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı karar verebilir. Ancak, bunun için, mağdurun sağlığının tehlikeye düşürülmemesi gerekir. Keza, mağdurun vücudu üzerinde cerrahi müdahalede bulunulamaz.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, mağdurun açık rızasının varlığı halinde, birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bu hükümle mağdurun rızası, bir hukuka uygunluk sebebi olarak özel bir düzenleme alanı bulmaktadır.
Mağdurun rızasının ikinci fıkra olarak eklenmesi nedeniyle, 76. maddenin ikinci fıkrası teselsül ettirilmek suretiyle üçüncü fıkra olarak düzenlenmiştir. Buna göre, örneğin cinsel saldırı suçunun açıklığa kavuşturulması için, suç sonucunda mağdurun ya da şüpheli veya sanığın hamile kalması durumunda, hamile kalınan çocuğun soy bağının tespitine ihtiyaç bulunabilir. Bu durumda, maddenin üçüncü fıkrasına göre, soruşturma veya kovuşturma konusu suçun mağduru konumunda olmayan çocuğun soy bağının araştırılmasına yönelik tıbbî tahlillerin yapılabilmesi için, birinci fıkrada öngörülen şekilde karar verilmesi gerekmektedir.
76. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları ise, dördüncü ve beşinci fıkralar olarak aynen muhafaza edilmiştir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması Emsal Kararlar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi E: 2009/ 8701 K: 2009 / 7816
- Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
- Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
Somut olayda; trafik kazasında ölen kişinin kimliğinin soruşturma aşamasında belirlenememesi nedeniyle nüfus kaydında ölüm bilgisinin işlenemediği, sanık hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan açılan dava sonucunda mahkemece sanığın mahkûmiyetine dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ardından ölenin çocukları olduklarını söyleyen kişilerin Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak ölenin kimliğinin tespiti ile ölüm bilgisinin nüfus kaydına işlenmesini istediği, Cumhuriyet Başsavcılığı ölenin kimliğinin belirlenebilmesi bakımından moleküler genetik inceleme yapılmasına karar verilmesini istemişse de, Sulh Ceza Hâkimliğince soruşturma ve kovuşturma aşamalarının tamamlanmış olması nedeniyle bu istemin reddine karar verildiği, Adalet Bakanlığının da bu kararın kanun yararına bozulması için başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca; adli olaylarda ve kazalarda meydana gelen ölüm olaylarını nüfus müdürlüklerine veya Genel Müdürlüğe bildirme yükümlülüğünün Cumhuriyet Savcılıklarına ait bulunduğu, ölenin kimliğinin tespit edilememesi nedeniyle Cumhuriyet Savcılığının bu bildirimi soruşturma aşamasında yapamamış olmasının bu yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, ayrıca ölenin kimliğinin saptanabilmesi için moleküler genetik inceleme yapılması için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca hâkim kararına ihtiyaç bulunduğu, somut olayda yerel mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması karşısında henüz kovuşturma aşamasının sonuçlanmadığı, bu durumda Cumhuriyet Başsavcılığının ölüm olayı ile ölenin kimliğini bildirme yükümlülüğünün halen devam ettiği ve ölenin kimliğinin tespiti ile ilgili işlemlerin Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesi gerektiği, ayrıca hakim kararı ile yapılabilecek işlemler bakımından ilgili merciden istemde bulunabileceği, o nedenle Sulh Ceza Hakimliğinin ret kararının yasal dayanaktan yoksun bulunduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.07.2008 tarih ve 2008/217 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 01.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 5.Ceza Dairesi E: 2003/2103, K: 2003/4269
- Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
- Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
Irza geçmekten sanık Sercan Özdemir’in yapılan yargılanması sonunda, mahkûmiyetine dair Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.12.2002 gün ve 2002/317 Esas, 2002/432 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması olduğuna göre; mağdurenin yargılama aşamasında ırzına geçen kişinin komşuları İhsan Tırpan adlı kişi olduğu yönündeki, açıklamaları ile olumlu veya olumsuz bir karara bağlanmayan sanık vekilinin tevsii tahkikat niteliğindeki talebi üzerinde de durularak, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilip sanık ve mağdurenin öz kardeş olmaları nedeniyle önceki Biyoloji İhtisas Dairesinin 15.12.2002 günlü mütalaasında açıklandığı üzere DNA testlerindeki uygunluğun doğan çocuğun babasının sanık olabileceğine dair %99.99 nispetindeki sonuca, kardeşlik bağının etkisi bulunup bulunmayacağı hususlarında açıklayıcı görüş alınması, verilecek cevaba göre gerektiğinde İhsan Tırpan adlı kişinin celp edilerek CMUK’un 50. maddesindeki tanıklıktan çekilme hakkı da hatırlatılarak tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurulması, gerekli görüldüğü takdirde onun da DNA incelemesine tabi tutularak mağdurenin dünyaya getirdiği çocuğun babası olup olamayacağı araştırıldıktan sonra delillerin hep birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 01.07.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi E: 2012/17565, K: 2012/23123
- Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
- Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
Dava: İ… ili K… ilçesinde meydana gelen oto hırsızlık olayı ile ilgili olarak araç üzerinde yapılan inceleme sonucunda elde edilen biyolojik bulgular ile müştekiden alınan kan örneklerinin mukayesesinin yapılması amacıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 78 ve 79. maddeleri gereğince genetik moleküler inceleme kararı verilmesine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin, müştekinin rızasının bulunduğu, bu halde 5271 sayılı Kanun’un 76/2. maddesi uyarınca herhangi bir emir ve karara gerek bulunmadığı gibi örneklerle temin edilen delillerin mukayesesi için dahi verilmesi gereken herhangi bir karara veya onaya gerek bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair İstanbul Yedinci Sulh Ceza Mahkemesi’nin 13.03.2012 tarihli ve 2012/244 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Otuz birinci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.03.2012 tarihli ve 2012/38 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 07.06.2012 tarih ve 2012/9953/33887 sayılı kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2012 tarih ve 2012/158951 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.
5237 sayılı TCK’nın 26/2. madde ve fıkrası uyarınca, ilgilinin (mağdurun) rızası hukuka uygunluk nedenidir.
5271 sayılı CMK’nın 76/2. madde ve fıkrası uyarınca, diğer kişilerin (mağdurun) beden muayenesi ve vücudundan kan veya benzeri biyolojik örnek alınması işleminde diğer kişinin (mağdurun) rızasının varlığı halinde hâkim veya mahkemeden, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yoktur. Ancak;
5271 sayılı CMK’nın 78. maddesi uyarınca, 75 ve 76. maddeye göre alınan örnekler üzerinde… elde edilen bulgunun şüpheli ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için … Moleküler genetik inceleme yapılabilmesi için mutlaka hâkimden karar alınması, 79/1. madde ve fıkrasının amir hükmüdür.
Somut olayda, mağdurun rızası olduğu için, beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması için hâkim veya Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yok ise de; 5271 sayılı CMK’nın 78 ve 79/1. maddeleri uyarınca, mağdurdan alınan kan örneği ile suç konusu araçtan elde edilen bulguların karşılaştırılması, diğer bir ifadeyle moleküler genetik inceleme işleminin yapılabilmesi için mutlaka hakim kararına gerek bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden istemin kabulü ile İstanbul Otuz birinci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.03.2012 tarih ve 2012/38 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4-a. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 07.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu E: 2010/5-179/K: 2010/226
- Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
- Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
Başkent Üniversitesinde birlikte okuyan sanık ile katılan arasında duygusal bir yakınlaşmanın yaşandığı, zaman zaman katılanın sanığın bekâr olarak yaşadığı evinde kaldığı, bu süre içinde sanık ile katılan arasında cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel yakınlaşmaların olduğu, olay gecesi de arkadaşları ile bir barda eğlenen katılanın saat 03.00 sıralarında kendi isteği ile sanığın evine geldiği, sanığın evinde bu sırada tanıklar M… U…, H… S…. ve T… G… D…l’in de misafir olarak bulunduğu, sanığın yatak odasında sanık ile katılanın cinsel ilişki kurduğu ve bu ilişki nedeniyle katılanın kızlığının bozulduğu hususları dosya içeriği ile sabittir. Olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan ile kurduğu ilişkinin rızaen mi yoksa zorla mı olduğunun belirlenmesine ilişkindir.
Olay gecesi katılanın saat 03.00 sıralarında kendiliğinden sanığın bekâr olarak kaldığı eve gelmesi, olay öncesinde de cinsel ilişki boyutuna varmayan yakınlaşmalarının olması gibi olguların varlığının cinsel ilişkinin de rızaya dayalı olduğuna delalet etmeyeceği, başka bir anlatımla, suç tarihinde yirmi yaşını tamamlamış bir üniversite öğrencisi olan katılanın, sanıkla aralarında devam eden duygusal yakınlaşma sırasında sevişme boyutuna ulaşan cinsel yakınlaşmaya gösterdiği rızanın, cinsel ilişki kurulmasını da kapsadığını kabule olanak bulunmamaktadır.
Diğer taraftan olaydan sonraki gün alınan rapordaki; “hymende saat kadranına göre 4 hizasında kaideye kadar inen taze bir yırtığın bulunduğu, hymen etrafında hiperemik alan ve hassasiyet mevcut olduğu, sağ yanakta 2 cm çapında ekimoz, sol yanakta hassasiyet, sağ kol içyüzde, sol kol içyüzde 1-2 cm çapında ekimoz, boynun ön tarafında sübjektif ağrı” ve sanığın evinde yapılan aramada elde edilen olay sırasında sanık ve katılanın yattığı yatakta serili olduğu anlaşılan çarşaftaki kan lekesinin DNA profili ile katılandan alınan kan örneğinin DNA profilinin birbiriyle uyumlu olması, olaydan hemen sonra katılanla uzun süre beraber olan ve katılanın içinde bulunduğu durumu yakından gözlemleme olanağına sahip bulunan tanıklar C… ile E…’nin anlatımları, katılanın beyanlarımı, dolayısıyla ırza geçmenin zorla olduğunu doğrulamakta, buna karşın aşamalarda esaslı değişiklikler gösteren ve dosyadaki kanıtlarla da örtüşmeyen sanığın savunmalarını çürütmektedir.
Bu nedenle, sanığın suç tarihinde katılanın zorla ırzına geçerek kızlığını bozduğunun sübuta erdiği kabul edilmelidir. Bu itibarla, sanığın beraatına hükmeden yerel mahkeme direnme kararında isabet bulunmadığından bozulmasına karar verilmelidir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E:9323, K:6272
- Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
- Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla ırzına geçmek ve alıkoymak suçlarından şüpheli A.Ç hakkında yürütülen soruşturma sırasında; mağdurenin beden muayenesine izin vermemesi sebebiyle kızlık muayenesi yapılabilmesi için 5271 sayılı CMK’nın 76/1. maddesine göre izin verilmesine ilişkin Gaziosmanpaşa C.Başsavcılığının 13.4.2007 tarihli ve 2007/4657 soruştur ma sayılı talebinin reddine dair, Gaziosmanpaşa Sulh Ceza Mahkemesinin 19.4.2007 tarihli ve 2007/745 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.4.2007 tarihli ve 2007/70 değişik iş sayılı kararının;
Kayden 10.3.1995 doğumlu olup, suçun işlendiği 22.1.2007 tarihinde 15 yaşından küçük bulunan mağdurenin rızasıyla şüphelinin ırzına geçtiğinin ifadesinde belirtmiş olması karşısında suçun oluşumu ve toplanacak delillere göre kamu davası açılabilmesi bakımından mağdurenin beden muayenesine ihtiyaç bulunduğundan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 20.6.2007 gün ve 32527 sayılı Kanun Yararına Bozmaya atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozmaya dayanan ihbarname içeriği yerinde Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.4.2007 tarihli ve 2007/70 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, oyçokluğuyla karar verildi.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi E:2012/17564, K: 2012/23123
- Ceza Muhakemesi Kanunu 76. Madde
- Diğer Kişilerin Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması
5237 sayılı TCK’nin 26/2, madde ve fıkrası uyarınca, ilgilinin (mağdurun) rızası hukuka uygunluk nedenidir. 5271 sayılı CMK’nın 76/2, madde ve fıkrası uyarınca, diğer kişilerin (mağdurun) beden muayenesi ve vücudundan kan veya benzeri biyolojik örnek alınması işleminde diğer kişin (mağdurun) rızasının varlığı hâlinde hâkim veya mahkemeden, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yoktur. Ancak; 5271 sayılı CMK’nın 78. maddesi uyarınca, 75 ve 76. maddeye göre alınan örnekler üzerinde… elde edilen bulgunun şüpheli ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için… Moleküler genetik inceleme yapılabilmesi için mutlaka hâkimden karar alınması, 79/1. madde ve fıkrasının âmir hükmüdür.
Somut olayda, mağdurun rızası olduğu için, beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması için hâkim veya Cumhuriyet Savcısından karar alınmasına gerek yok ise de; 5271 sayılı CMK’nın 78 ve 79/1. maddeleri uyarınca, mağdurdan alınan kan örneği ile suç konusu araçtan elde edilen bulguların karşılaştırılması, diğer bir ifadeyle moleküler genetik inceleme işleminin yapılabilmesi için mutlaka hâkim kararına gerek bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle; Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden istemin kabulü ile İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.03.2012 tarih ve 2012/38 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4-a. maddesi uyarınca bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.