Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
- Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmi dört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmi dört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.
- İç beden muayenesi yapılabilmesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlığına zarar verme tehlikesinin bulunmaması gerekir.
- İç beden muayenesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınması, ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabilir.
- Cinsel organlar veya anüs bölgesinde yapılan muayene de iç beden muayenesi sayılır.
- Üst sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.
- Bu madde gereğince alınacak hâkim veya mahkeme kararlarına itiraz edilebilir.
- Özel kanunlardaki alkol muayenesine ve kan örneği alınmasına ilişkin hükümler saklıdır.
Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde Gerekçesi
Yapılan düzenleme ile beden muayenesi iç ve dış beden muayenesi olarak ikiye ayrılmıştır. Bu madde kapsamında şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesinin hangi şartlarda ve ne suretle yapılacağı düzenlenmiştir. Dış beden muayenesi ayrıca düzenlenmemiştir. Dış beden muayenesi için, mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet savcılığı tarafından bir karar verilmesine gerek bulunmayıp soruşturma ve kovuşturma makamları bu işlemi kendileri yapabileceklerdir.
Madde metninde ayrıca, şüpheli veya sanığın vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle, saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınması da, iç beden muayenesine ilişkin şartlara tabi tutulmuştur.
Buna göre, şüpheli ve sanık üzerinde iç beden muayenesinin yapılabilmesi veya vücuttan örnek alınabilmesi hususunda kural olarak hâkim veya mahkeme tarafından karar verilebilir. Bu hususta karar, Cumhuriyet savcısının veya mağdurun talebi üzerine veya re’sen verilebilir.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından da bu hususta karar verilebilir. Ancak, Cumhuriyet savcısının kararı, yirmi dört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmi dört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz. Bu düzenlemeyle, Cumhuriyet savcısının iç beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasıyla ilgili kararı sadece soruşturma evresiyle sınırlı tutulmamıştır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; iç beden muayenesinin veya vücuttan örnek alınmasının, münhasıran şüpheli veya sanığa isnat edilen suçla ilgili delil elde etmek amacına yönelik olması gerekir. Bu bakımdan örneğin, bilimsel bir deney veya veri bankası oluşturmak amacıyla, söz konusu işlemlerin yapılmasına karar verilemez.
İç beden muayenesi, şüpheli veya sanığın bedeni üzerinde cerrahi müdahaleyi de gerekli kılabilir. Ancak, maddenin üçüncü fıkrasına göre; cerrahi müdahaleyi de gerektirebilen iç beden muayenesinin yapılabilmesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınabilmesi için; bu işlemlerin, şüpheli veya sanığın sağlığına zarar verme tehlikesinin bulunmaması gerekir. Bu nedenle, maddenin dördüncü fıkrasında, iç beden muayenesinin veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınmasının, ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabileceği kabul edilmiştir. Bu fıkra aynı zamanda iç beden muayenesi ile dış beden muayenesinin sınırını da belirlemektedir. Buna göre, iç beden muayenesi, ancak bir hekim veya sağlık mesleği mensubu bir kişi tarafından yapılabilecek bir müdahale olarak anlaşılmalıdır.
Keza belirtmek gerekir ki, beden muayenesi için şüpheli veya sanığın rızasının olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak, müdafi huzurunda rıza göstermesi halinde, şüpheli veya sanığın iç beden muayenesinin yapılabilmesi, vücudundan örnek alınabilmesi için karar alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Maddenin beşinci fıkrasında, cinsel organlar veya anüs bölgesinde yapılan muayenenin, iç beden muayenesi sayılacağı belirtilmiştir. Ancak, örneğin ağız, burun veya kulak gibi vücut boşluklarında yapılan muayene, iç beden muayenesi olarak kabul edilemez.
Altıncı fıkrada, soruşturma veya kovuşturma konusu suçun kanunda yazılı cezasının üst sınırı gösterilmek suretiyle, bu madde hükmünün uygulama alanı daraltılmıştır.
Maddenin son fıkrası ile Karayolları Trafik Kanunu gibi bazı özel kanunlardaki alkol muayenesine ve kan örneği alınmasına ilişkin hükümler saklı tutulmaktadır.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması Emsal Kararlar
Yargıtay 12. Ceza Dairesi E: 2020/11249, K: 2021/425
- Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
- Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179/2. maddesinde yer alan, “Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması” başlıklı 75/5. maddesinde yer alan “Üst sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, şüphelilerin üzerlerine atılı eylemin üst sınırının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suç olmayıp, iki yıla kadar hapis cezası gerektirmesi karşısında, şüphelinin kan örneğinin alınabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27/10/2020 gün ve 94660652-105-07-15089-2020-Kyb sayılı sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.11.2020 gün ve 2020/99595 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Alanya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/09/2020 tarihli ve 2020/1934 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 20/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi E:2018/786, K:2018/4486
- Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
- Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
13/06/2017 tarihli olay tutanağına göre Elazığ 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin olay tarihini de kapsayan 17/05/2017 tarihli ve 2017/1196 değişik iş sayılı önleme araması kararına istinaden kollukça şüphe üzerine yapılan kaba üst aramaları esnasında şüphelilerin bulunduğu araçtan esrar kokusu geldiğinin fark edilmesi üzerine, araçta detaylı adli arama yapılması için kolluk tarafından Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği ve Cumhuriyet savcısı tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal olduğu değerlendirilerek hakim kararı beklenmeksizin araçta arama yapılmasına ve ayrıca şüphelilerden kan veya idrar örneği alınmasına karar verildiği, Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılan arama sonucunda şüphelilerin içinde bulunduğu araçta esrar ele geçirilerek el konulduğu ve idrar örneklerinde yapılan tahlillerde de esrar tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, esasen önleme araması kararının dahi yeterli olduğu olayda kolluk tarafından talep edilmesi üzerine ayrıca Cumhuriyet savcısı tarafından da arama emri verilmiş olduğu, kaldı ki somut olayda suç üstü halinin varlığı ve gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında yapılan el koyma ve şüphelilerin vücudundan örnek alınması işlemlerinin Cumhuriyet savcısına CMK’nın 127 ve 75. maddeleri ile tanınmış yetkiler olduğu anlaşıldığından, yasaya uygun olan el koyma ve şüphelilerin vücudundan örnek alınması işlemlerinin hakim tarafından onaylanması talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
Açıklanan nedenlere göre; el koyma ve şüphelilerin vücudundan örnek alınması işlemlerinin onaylanması taleplerinin ayrı ayrı reddine dair Elazığ 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 14/06/2017 tarihli ve 2017/1433 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına bozulmasına, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 23. Ceza Dairesi E: 2015/20329, K: 2015/7193
- Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
- Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
08/11/2014 tarihinde meydana gelen mala zarar verme olayının failinin tespiti amacıyla olay yerinden alınan ve A.. Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünde bulunan DNA örnekleri ile şüpheli M.. Y..’dan alınacak DNA örneklerinin karşılaştırmasının yapılmasına yönelik talebin reddine dair Banaz Sulh Ceza Hakimliğinin 23/06/2015 tarihli ve 2015/119 değişik iş sayılı kararma yönelik itirazın keza reddine ilişkin Uşak Sulh Ceza Hakimliği’nin 29/06/2015 tarihli ve 2015/1488 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 04/09/2015 gün ve 18187/58558 sayılı Kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/10/2015 gün ve 2015/310798 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Dosya kapsamına göre, Sulh Ceza Mahkemesince, şüphelinin bir kere kan örneğinin alındığı ancak uygun şartlarda korunmadığından tekrar kan örneğinin alınmasının talep edildiği, suçun mala zarar verme suçu olduğu, Ağır Cezalık bir suç olmadığı, kan örneklerinin saklanmasında yetkililerinin ihmalinin bulunduğu, yeni bir delil yokken ve suçun nevi de dikkate alınarak şüpheliden yeniden kan alınmasının kişinin temel hak ve özgürlüklerini ihlal edeceğinden bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Kanun’un “şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması” başlıklı 75. maddesinin 1. fıkrasındaki “Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının karan, yirmi dört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmi dört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.”, 75. maddesinin 5. fıkrasındaki “üst sınırın iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.”
Aynı Kanun’un “moleküler genetik incelemeler” başlıklı 78. maddesindeki “(1) 75 ve 76. maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soy bağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır. “
Aynı Kanun’un “hâkimin kararı ve inceleme yapılması” başlıklı 79. maddesinin 1. fıkrasındaki “78. madde uyarınca moleküler genetik incelemeler yapılmasına sadece hâkim karar verebilir. Kararda inceleme ile görevlendirilen bilirkişi de gösterilir.” şeklindeki hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, adlî bir soruşturmada failin kimliğinin tespitinin yapılmasının Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesinin zorunlu bulunduğu, şüphelinin üzerine atılı eylemin üst sınırının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suç olmayıp, şüphelinin kan örneğinin alınabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
Banaz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mala zarar verme suçunun şüphelisi olan M.. Y..’dan alınan DNA örnekleri ile olay yerinden alınan DNA örneklerinin mahkeme kararıyla karşılaştırılmasına karar verilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, söz konusu kan örneklerinin şüpheli M.. Y..’ya ait olmadığının tespit edilmiş olması, 03/12/2014 tarihli uzmanlık raporunda olay yerinden elde edilen kan örneklerinin şüphelinin yakın çevresine ait olduğuna dair herhangi bir veri bulunmadığı gibi şüpheli M.. Y..’dan tekrar kan örneği alınması için yeni bir delilin de dosya içerisinde olmaması, şüphelinin yakınları hakkında başlatılmış bir soruşturmanın bulunmaması nedeniyle, Uşak Sulh Ceza Hakimliği’nin 23/06/2015 tarihli ve 2015/119 değişik iş sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine, 25/11/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi E:2015/6512, K:2015/4911
- Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
- Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçuna ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/23775 sayılı soruşturma esnasında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75. maddesi uyarınca şüpheli …’den kan ve idrar örnekleri alınması talebi üzerine, şüpheliye atılı suçun üst sınırının 2 yıldan az olduğu gerekçesiyle talebin reddine dair … Sulh Ceza Mahkemesince verilen 06.05.2014 tarihli ve 2014/428 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … Asliye Ceza Mahkemesinin 12.05.2014 tarihli ve 2014/278 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak” başlıklı 191/1. maddesinde yer alan, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması” başlıklı 75/5. maddesinde yer alan “Üst sının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, şüphelilerin üzerlerine atılı eylemin üst sınırının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suç olmayıp, iki yıla kadar hapis cezası gerektirmesi karşısında, şüphelinin kan ve idrar örneklerinin alınabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 23.06.2014 tarih ve 12722/42483 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.07.2014 tarih ve 2014/240129 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla; dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçeyle yerinde görüldüğünden, … Asliye Ceza Mahkemesinin 12.05.2014 tarih ve 2014/278 Değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi E: 2014/1869, K: 2014/1563
- Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
- Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli Ç.. Ş.. hakkında İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 02.01.2014 tarihli ve 2013/659 değişik iş sayılı itirazın reddi kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava dosyasının 31.01.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Şüpheli Ç.. Ş.. hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sırasında, Cumhuriyet savcısının 20.12.2013 tarihinde 2013/118988 soruşturma sayılı yazı ile, atılı suça ilişkin delil elde edebilmek amacıyla şüpheliden gerekli kan ve idrar örneklerinin alınmasına karar verilmesini talep etmesi üzerine, İzmir 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nce 20.12.2013 tarihinde 2013/747 değişik iş sayı ile “şüpheliye isnat olunan suçun cezasının üst sınırının 2 yıl olduğu, CMK’nın 75/5 maddesi gereğince üst sınırı 2 yıldan daha az hapis cezası gerektiren suçlarda iç beden muayenesinin yapılamayacağı, kişiden kan veya biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örneklerin alınamayacağının belirtilmesi karşısında koşulları oluşmadığı” gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği,
Cumhuriyet savcısının bu karara yönelik itirazının, İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 02.01.2014 tarihinde 2013/659 değişik iş sayı ile reddedildiği anlaşılmıştır. Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak” başlıklı 191/1. maddesinde yer alan, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması” başlıklı 75/5. maddesinde yer alan “Üst sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, şüphelilerin üzerlerine atılı eylemin üst sınırının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suç olmayıp, iki yıla kadar hapis cezası gerektirmesi karşısında, şüphelinin kan ve idrar örneklerinin alınabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.01.2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
Kanun yararına bozma isteği yerinde görüldüğünden; İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.01.2014 tarihli ve 2013/659 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına bozulmasına; aynı Kanun’un 309. Maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi E: 2012/20312, K: 2013/63
- Ceza Muhakemesi Kanunu 75. Madde
- Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheliler H.. K.. ve E.. K.. hakkında Kaynarca Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 09.05.2012 tarihli ve 2012/12 değişik iş sayılı itirazın reddi kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava dosyasının 31.07.2012 tarihli ihbar yazısı ekinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
Şüpheliler H.. K.. ve E.. K.. hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sırasında, Cumhuriyet savcısının 03.05.2012 tarihinde 2012/161 soruşturma sayılı yazı ile, atılı suça ilişkin delil elde edebilmek amacıyla şüphelilerin vücudundan 5271 sayılı CMK’nın 75. maddesi gereğince kan örneklerinin alınmasına karar verilmesini talep etmesi üzerine, Kaynarca Sulh Ceza Mahkemesi’nce 07.05.2012 tarihinde 2012/50 değişik iş sayı ile “şüphelilere atılı suçun cezasının üst sınırının 2 yıl olduğu, CMK’nın 75/5 maddesinde üst sınırı 2 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda kan örneğinin alınamayacağının belirtildiği” gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, Cumhuriyet savcısının bu karara yönelik itirazının Kaynarca Asliye Ceza Mahkemesi’nce 09.05.2012 tarihinde 2012/12 değişik iş sayı ile reddedildiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak” başlıklı 191/1. maddesinde yer alan, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şüpheli veya Sanığın Beden Muayenesi ve Vücudundan Örnek Alınması” başlıklı 75/5. maddesinde yer alan “Üst sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, şüphelilerin üzerlerine atılı eylemin üst sınırının iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suç olmayıp, iki yıla kadar hapis cezası gerektirmesi karşısında, şüphelilerin kan örneklerinin alınabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Kaynarca Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09.05.2012 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce yerinde olduğundan; Kaynarca Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09.05.2012 tarihli ve 2012/12 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına bozulmasına; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 07.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.