Ceza Muhakemesi Kanunu 58. Madde
Tanığa İlk Önce Sorulacak Hususlar ve Tanığın Korunması
- Tanığa, ilk önce adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yeri, işyerinin veya geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa telefon numaraları sorulur. Gerekirse tanıklığına ne dereceye kadar güvenilebileceği hakkında hâkimi aydınlatacak durumlara, özellikle şüpheli, sanık veya mağdur ile ilişkilerine dair sorular yöneltilir.
- Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir.
- Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hakim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.
- Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemler, ilgili kanunda düzenlenir.
- İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu 58. Madde Gerekçesi
Maddede, tanıkların dinlenmesinde çok önemli dört husus yer almıştır:
- Birinci fıkrada her tanığa özellikle sorulacak hususlar yer almaktadır: Tanığa, her şeyden önce adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yeri, işyeri veya geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa telefon numarası özellikle sorulacaktır. Bunlardan sonra, yine tanıklık konusuna geçilmeden önce şüpheli, sanık veya mağdur ile ilişkilerine dair sorular sorulacaktır. Bu sorularla tanığın beyanına ne dereceye kadar güvenilebileceğinin belirlenmesine çalışılacaktır.
- Ceza yargılaması süreçlerinde kanıtlanmış olan ve bu nedenle göz ardı edilmeyecek gerçeklerden biri de kişilerin tanıklık etmekte gösterdikleri çekingenliktir. Özellikle son zamanlarda suç işlemek amacı ile artan örgütlenmeler, giderek büyüyen kent rantlarını paylaştırmak için oluşturulan çeteler, suçun ve suçlunun izlenmesinde yeterince özenli ve etkili davranılmadığı yolundaki bir kısım medyadaki beyanlar, tanıklığın bir işe yaramaya cağı doğrultusundaki olumsuz değerlendirmeler, “mafya” denilen suç şebekelerine ilişkin günlük haberler ve bunlara eklenebilecek diğer psikolojik etkenlerle kişiler tanıklık yapmada çekingenlik göstermekte ve hatta korkmaktadırlar. Bu olumsuz etkilerin giderilmesi yolu, tanıkların güvenliklerinin eksiksiz sağlanmasıdır. Bu nedenle gerek kendi gerek bir başka kişi örneğin, ailesi yönünden sakınca görülmesi halinde, tanığın adreslerini gizleyebilmesi için Cumhuriyet savcısı, mahkeme başkanı veya hâkimin kendisine davetiyenin ulaşabileceği bir başka adresi göstermesine izin verebilmesi, ikinci fıkrada kabul edilmiştir.
- Tanığın kimliğini açıklaması, kendisinin veya başka bir kişinin beden bütünlüğünü veya özgürlüğünü tehlikeye düşüreceği yolunda bir kuşkuya yol açıyorsa kimliğini açıklamadan kaçınabilmesine Cumhuriyet savcısı, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından izin verilebilecektir. Ancak tanığın, tanıklık ettiği olayları hangi neden ve vesile ile öğrenmiş bulunduğunu açıklaması zorunludur. Böylece anlatımının gerçeğe uygunluk denetiminin yapılabilmesi ve sanığın da savunma olanaklarını uygun biçimde kullanabilmesi sağlanmış ve çıkarlar arasında denge gözetilmiş olmaktadır.
- Tanığın dinlenilmesi sırasında kimliğinin açıklanması gerektiğinde, tanık hakkında hâkim kararıyla 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 20. maddesinde gösterilen “koruma tedbirleri” uygulanabilecektir. Bu tedbirlere ancak tanığın kimliğinin açıklanmasının kendisi veya başkaları için ciddi bir tehlike oluşturması hâlinde başvurulabilecektir.
- Tanığın kimliğine ilişkin bilgilerin tanıklık etmekle doğan veya varsayılan sakıncaların ortadan kalkmasına değin, dosyaya konulmayarak Cumhuriyet savcılığında ve kovuşturma evresinde mahkemede saklanması ve engelin ortadan kalkması ile birlikte dosyaya konulması maddenin beşinci fıkrasının emri gereğidir.
- Tanığın kimlik ve adresine ilişkin bilgileri bu madde hükümlerine aykırı olarak açıklayanlara verilecek ceza, maddenin son fıkrasında hükme bağlanmaktadır.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 58. Madde Tanığa İlk Önce Sorulacak Hususlar ve Tanığın Korunması Emsal Kararlar
Yargıtay 1. Ceza Dairesi E: 2009/5798, K: 2010/1986
- Ceza Muhakemesi Kanunu 58. Madde
- Tanığa İlk Önce Sorulacak Hususlar ve Tanığın Korunması
Töre sakini ile yaşı küçük kardeşini öldürme, bu suça azmettirme ve yardım suçlarından yargılanan sanık Kemal savunmalarında; “kardeşinin gayri meşru çocuk doğurması nedeniyle kardeşini kendisinin öldürdüğünü, diğer sanıkların azmettirmesi veya teşvikinin olmadığını”; sanık Mehmet savunmalarında; “kendisi ve diğer sanıklar Sitti, Kemal, Sabri ve Ekrem ile evlerinde maktuleyi öldürme konusunda karar aldıklarını, kızını sanıklar Kemal, Sabri ve Ekrem’e teslim ettiğini, sonraki savunmalarında aile içi karar alınmadığını, Kemal’i azmettirmediğini”; sanık Sitti savunmalarında; “kendisi ve diğer sanıklar Mehmet, Kemal, Sabri ve Ekrem ile evlerinde maktuleyi öldürme konusunda karar aldıklarını, kızını sanıklar Kemal, Sabri ve Ekrem’e teslim ettiğini, kızının öldürülmesinden pişman olmadığını ve bu olayın namus meselesi olduğunu, sonraki savunmalarında aile içi karar alınmadığını, Kemal’i azmettirmediğini”; sanık Sabri savunmalarında; ”Mehmet’in evine iftara çağırmak için gittiğini, evde olmadıklarından geri döndüğünü, olay akşamı evinde olduğunu, Naile’nin öldürülmesi için kimseyi azmettirmediğini”; sanık Ekrem savunmalarında; “sanık Sabri ile birlikte sanık Mehmet’in evine gittiğini, Mehmet ile konuştuklarını, sonraki savunmalarında Mehmet’in evine hiç gitmediğini, kimseyi azmettirmediğini”; sanık Zeki savunmalarında; “kimsenin evini taşlamadığını, maktulenin hala öldürülüp öldürülmediğini sormadığını”; söylemeleri karşısında; sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 152/1. ve Avukatlık Yasası’nın 38.maddesine aykırı olarak yargılamada sanıklar Kemal, Mehmet, Sitti, Sabri, Ekrem ve Zeki’nin aynı müdafiiler ile temsil edilmeleri,
Yeterince Türkçe bilmeyen sanıklar Mehmet, Sabri ve Ekrem’in 05.10.2007, 05.12.2007, 11.01.2008, 05.03.2008, 02.04.2008, 18.06.2008 tarihli celselerde beyanlarının alınmasına, esas hakkında mütalaanın verildiği 21.11.2008 tarihli celsede sanıklar Sabri ve Ekrem’in ek savunmalarının tespitine, 09.01.2009 tarihli celsede sanıklar Mehmet, Ekrem ve Sabri’nin esas hakkında savunmalarının ve son sözlerinin tespitine yardımcı olan tercüman bilirkişi Ö. Ç.’ın kimliğinin tespit edilmemesi ve yemininin yaptırılmaması suretiyle CMK’nın 62/1. Maddesi yollamasıyla CMK’nın 58/1 ve 64/6. Maddelerine aykırı davranılması,
Usule aykırı ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair cihetleri incelenmeksizin, öncelikle bu nedenle sanıklar Kemal, Mehmet, Sitti, Sabri, Ekrem ve Zeki hakkındaki hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 31.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 9.Ceza Dairesi E: 2012/11308, K: 2013/2553
- Ceza Muhakemesi Kanunu 58. Madde
- Tanığa İlk Önce Sorulacak Hususlar ve Tanığın Korunması
Soruşturma aşamasındaki beyanı hükme esas alınan gizli tanık X1’in duruşmada dinlenmeden hüküm kurulması suretiyle CMK’nın 58/2-3, 210 ve 217. maddelerine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle bu sebepten dolayı bozulmasına, 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi E:2015/238, K:2015/442
- Ceza Muhakemesi Kanunu 58. Madde
- Tanığa İlk Önce Sorulacak Hususlar ve Tanığın Korunması
Sanığın tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmediği, internet sitesinden alınan görüntülerinde ve polis kamerası ile yapılan tespite göre sanığın yasal olmayan izinsiz gösteriye katıldığı anlaşılmış ise de ”dişe diş kana kan seninleyiz öcalan” şeklinde silahlı terör örgütü lehine slogan attığına ilişkin delil bulunmaması,
11.04.2013 tarih ve 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesindeki propaganda suçunun, CMK 58/5. maddesi gereğince örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan olmaması nedeniyle gizli tanık ifadesinin sanık aleyhine delil olarak kullanılmasına yasal imkan bulunmadığı gözetilerek, sanığın müsnet suçtan mahkumiyeti için yeterli kanuni delil bulunmadığından beraati yerine mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı bozulmasına, 31.03.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.