Ceza Muhakemesi Kanunu 44. Madde
Çağrıya Uymayan Tanıklar
- Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır. (Ek cümle:8/7/2021-7331/11 md.) Zorla getirme kararı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması hâlinde bu araçlardan yararlanılmak suretiyle de tanığa bildirilir.
- Fiili hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askeri makamlar aracılığıyla infaz olunur.
Ceza Muhakemesi Kanunu 44. Madde Gerekçesi
Madde çağrıya uymayan tanıklar hakkında uygulanacak işlem ve yaptırımları göstermektedir. Usulüne uygun olarak çağrılmış tanık gelmediğinde zorla getirilecektir. Ancak gelmeyen tanık önceden mazeretini bildirmiş ve bu mazereti kabul edilmiş ise zorla getirilmez ve yeniden davet olunur. Mazeretini bildirmeyen tanık, zorla getirilmesi dışında, gelmemesinin neden olduğu giderler ile beraber yüz milyon liradan beş yüz milyon liraya kadar hafif para cezasına mahkum edilecektir.
Önceden mazeretini bildirmediği veya bildirdiği mazereti kabul olunmadığı için zorla getirilen ve ceza ve giderlere mahkûm edilmiş bulunan tanık, gelmemesini haklı gösterecek nedenleri derhal açıklar ve bunları ispat ederse, hükmedilen gider ve cezalar kaldırılacaktır.
Mahkemenin verdiği bu karara itiraz olunabilir. Maddenin ilk üç fıkrasında yer alan bu hükümleri istinabe olunan mahkeme, naip hakim ve soruşturma sırasında sulh ceza hakimleri de uygulamak yetkisine sahiptirler. Fiili hizmette bulunan askerlere davetiye, Tebligat Kanunu hükümlerince tebliğ olunacaktır. Ancak ihzar müzekkereleri askerî makamlar aracılığı ile yerine getirilecektir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
ceza muhakemesi kanunu 44 madde cmk
Ceza Muhakemesi Kanunu 44. Madde Çağrıya Uymayan Tanıklar Emsal Kararlar
Yargıtay 9. Ceza Dairesi E: 2020/2211, K: 2020/1711
- Ceza Muhakemesi Kanunu 44. Madde
- Çağrıya Uymayan Tanıklar
03/07/2009 tarihinde meydana gelen kazada sanığın kolluk görevlisi olarak tutanak tuttuğu, söz konusu kazaya ilişkin mahkeme tarafından yapılacak keşfe sanığın, tanık olarak çağrıldığı, diğer kolluk birimlerinin sanığı keşif mahallinde hazır bulundurması gerektiği, sanığın eyleminin keşif dosyası kapsamında tanıklık görevinin icrası olduğu, 5271 sayılı yasanın 44. maddesi kapsamında usulüne uygun çağrıldığı halde çağrıya uymayan tanıklar hakkında yapılacak işlemin zorla getirme olduğu; ayrıca önceki gece nöbetçi olan sanığın, keşif günü görev istirahatlı sayıldığı göz önüne alındığında; üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olduğunun anlaşılması karşısında; görevi ihmal suçundan beraatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/11/2014 tarihli 2013/830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK’nın 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına dair kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiğinden; somut olayda sanığın sabit kabul edilen fiilinin ne olduğu belirtilip buna dayanak olan deliller gösterilip tartışılmadan gerekçesiz hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca bozulmasına, 21/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Yargıtay 5.Ceza Dairesi E: 2007/542 K: 2007/595
- Ceza Muhakemesi Kanunu 44. Madde
- Çağrıya Uymayan Tanıklar
Dava: Cinsel istismar suçundan dolayı G. Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2006/16511 sayılı soruşturma sırasında, müşteki ifadesi alınmak üzere usulüne uygun çağrı kağıdı ile çağrılmasına rağmen Cumhuriyet Savcılığına gelmemesi sebebiyle zorla getirilmesine karar verilmesi talebinin, Cumhuriyet Savcısının zorla getirme yetkisi olduğu, bu hususta mahkeme kararı gerekmediğinden bahisle reddine dair, G. 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 3.10.2006 gün ve 2006/2095 değişik iş sayılı kararma yönelik itirazın reddine ilişkin G. 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 6.10.2006 gün ve 2006/122 müteferrik sayılı kararının;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre soruşturma işlemlerinin yapılmasından Cumhuriyet Savcısı sorumlu olmakla birlikte, Cumhuriyet Savcısının soruşturma sırasında ne şekilde hareket etmesi gerektiğini belirten kuralların anılan Kanunun birinci kitabında düzenlendiği, bu düzenlemelerden bazılarına göre gözlem altına alma için 74, moleküler genetik inceleme için 79, yakalama emri için 98, el koyma için 127. maddeleri gereğince hakim kararı arandığı, keza anılan Kanun’un 233/2. maddesine göre çağrıya rağmen gelmeyen mağdur ve şikayetçi için tanıklara ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtildiği. Kanun’un çağrıya uymayan tanıklar başlıklı 44/1.maddesinde usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirileceğinin hüküm altına alınmış olması karşısında, hürriyeti kısıtlama sonucunu doğurabilecek zorla getirme emri için hâkim kararı gerekmesinin tabii olduğu, dolayısıyla ifadesine başvurulmak üzere çağrı gönderilen müştekinin gelmemesi üzerine zorla getirilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 233/2 ve 44/1.maddeleri gereğince mahkemece zorla getirme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza- Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 28.11.2006 gün ve 056019 sayılı kanun yararına bozmaya atfen C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
İfadesine başvurulmak üzere çağrı gönderilen müştekinin gelmemesi üzerine, zorla getirilmesi yetkisi 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasanın 20. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 146.maddesinin 4. ve 5.fıkralarıyla ve eklenen 7.fıkrasıyla C. Savcısına da tanınmış olduğu ve bu nedenle G. 1. Asliye Ceza Mahkemesinin itirazın reddine dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılması karşısında, Kanun yararına bozma isteyen düşünceye iştirak edilmediğinden talebin CMUK’un 309.maddesi gereğince reddine, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 05.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.