Ceza Muhakemesi Kanunu 137. Madde
Kararların Yerine Getirilmesi, İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi
- 135. maddeye göre verilecek karar gereğince Cumhuriyet savcısı veya görevlendireceği adlî kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak istediğinde, bu istem derhâl yerine getirilir; yerine getirilmemesi halinde zor kullanılabilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
- 135. maddeye göre verilen karar gereğince tutulan kayıtlar, Cumhuriyet Savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metin hâline getirilir. Yabancı dildeki kayıtlar, tercüman aracılığı ile Türkçe’ye çevrilir.
- 135. maddeye göre verilen kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da aynı maddenin birinci fıkrasına göre hâkim onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir. (Ek cümle:8/7/2021-7331/18 md.) Beraat kararı verilmesi durumunda da tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar, hâkim denetimi altında aynı usulle yok edilir.
- Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde soruşturma veya kovuşturma evresinin bitiminden itibaren, en geç on beş gün içinde, Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkeme, tedbirin nedeni, kapsamı, süresi ve sonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir.
Ceza Muhakemesi Kanunu 137. Madde Gerekçesi
Madde, 135. madde gereğince alınacak kararların nasıl yerine getirileceği hakkındaki usulleri, icra ile görevli olanların neler yapacakları, kayıtların metin hâline getirilmesi, toplanan bilgilerin yargısal değeri, kayıtların muhafazası konularını düzenlemektedir.
Buna göre:
Cumhuriyet savcısı veya onun görevlendireceği kolluk memuru, istediğinde resmen telekomünikasyonlarla görevli olanlar veya böyle bir hizmeti yerine getirmek hususunda yetkili bulunanlar, kararın uygulanması için gerekli bütün faaliyetleri derhal yerine getirmekle yükümlüdürler. İşin başladığı ve bitirildiği tarih ve saatler saptanarak bir tutanağa bağlanır. Kolluk, işlemleri bizzat kendisi de gerçekleştirebilir.
Elde edilen kayıtlar, Cumhuriyet savcılığınca veya görevlendireceği kolluk memuru tarafından çözülür ve metin hâline getirilir; yabancı dildeki kayıtlar da Türkçe’ye çevirttirilir. Kayıtlar ise zarflara konularak mühürlenir.
İlgilinin 147. maddede, ifade almada ve sorguda, isnat açıklandıktan, susma hakkı tanındıktan sonra, serbest irade ile yapılan açıklamaların delil niteliği kazandığı belirtildiği için, gizlice yapılan telefon ve benzeri dinlemelerde, ilgilinin beyanda bulunması, ikrar delili değil, bir belirti delili olarak anlam kazanır. İkrar, suçun doğrudan doğruya ispatı açısından elverişli bir delil olduğu halde, emare delili, parmak izi gibi dolaylı bir ispat gücüne sahiptir ve başka delillerle bütünleşmeden tek başına ispat bakımından yeterli olmaz. Bu nedenle maddenin üçüncü fıkrasında kayıt ve saptamaların yargılamada sanığın ikrarına ilişkin delil olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
- İlgili Makale:
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Tam Metin:
Ceza Muhakemesi Kanunu 137. Madde Kararların Yerine Getirilmesi, İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi Emsal Kararlar
Yargıtay 10. Ceza Dairesi E:2021/2849, K:2021/5922
- Ceza Muhakemesi Kanunu 137. Madde
- Kararların Yerine Getirilmesi, İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık ve müdafiinin dilekçelerindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, hakkında verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen sanık …’in kullandığı cep telefonu ve sim kartı üzerinde CMK’nın 137. maddesi kapsamında düzenlenen 18/02/2020 tarihli inceleme raporunda, sanık … ile whatsapp uygulaması üzerinden mesajlaşma kayıtlarından bahsedilmediği, aynı tarihte iki kopya halinde cep telefonu ve sim kartın dijital kopyalarının alındığı; sanık …’in 15/01/2020 tarihinde, Cumhuriyet savcısı huzurunda alınan ifadesi sırasında, cep telefonunda sanık … ile whatsapp yazışmalarının incelenmesini talep etmesi üzerine, söz konusu cep telefonu kendisine verilerek, whatsapp uygulaması üzerinden “… abim” olarak kayıtlı şahısla yazışmalarının görüldüğü belirtilip, “…’in, ‘… ‘ olarak kayıtlı şahıstan, aracını istediği, …’un ‘Polise yakalanmamak lazım’ şeklinde cevap verdiği, olay tarihinden önce farklı günlerde …’in, …’a ‘Diğerleri bitti abi.’ şeklinde mesaj attığı,” tespit edilerek, ifade tutanağına geçirildiği, ancak fiziken ve UYAP üzerinden yapılan incelemede, bu görüşmelere ilişkin ayrıntılı mesajlara, ekran fotoğraflarına ilişkin ayrı bir tutanağın dosyada bulunmadığı anlaşılmakla; CMK’nın 217. maddesinin 1. fıkrasındaki “Hakim kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir.” hükmü karşısında, 15/01/2020 tarihli ifade tutanağına ‘özet’ halinde geçirilen whatsapp mesajlaşma kayıtlarının, CMK’nın 134. maddesi kapsamında görüşme tarihleri, saatleri belirtilerek, ayrıntılı diyaloglar şeklinde, ekran görüntülerine de yer verilerek denetime olanak verecek şekilde tutanağa bağlanması, bu şekilde düzenlemiş bir tutanak mevcut ise aslı ve denetime olanak verecek şekilde onaylı suretinin dosyaya konulması, söz konusu evrakların duruşmada sanığa okunarak diyeceklerinin sorulması, tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği halde, eksik inceleme ile savunma hakkını kısıtlar nitelikte hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olup, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin 14/12/2020 tarihli, 2020/2653 esas ve 2020/2675 karar sayılı hükmü hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına, suçun niteliği, tutuklu kalınan süre ve bozma sebebine göre sanık hakkındaki salıverilme talebinin reddine, CMK’nın 304/2 (b) maddesi uyarınca dosyanın Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 24/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi E:2012/19386, K:2014/12515
- Ceza Muhakemesi Kanunu 137. Madde
- Kararların Yerine Getirilmesi, İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi
Sanığın, pil ticareti işi ile uğraşan temyiz dışı Ercemali Demirel’in yanına gelerek pil almak istediğini belirtmesi üzerine 17.900 TL tutarındaki pil satımı hususunda anlaştıkları, sanığın, 900 TL nakit verebileceğini, geri kalan 17.000 TL için ise keşidecisinin Korhan Petrol Ürünleri Limited Şirketi olduğu 17.000 TL bedelli suça konu çeki verebileceğini belirtmesi üzerine Ercemali’nin, çekin sağlam olduğuna ilişkin teyidini aldıktan sonra, çek karşılığında, 05/09/2005 tarihli Korhan Petrol Ürünleri adına faturayı keserek sanığa malı teslim ettiği, Korhan Petrol Ürünleri Şirketi yetkililerinin alınan beyanlarında, çekteki imzanın kendilerine ait olmadığını ifade ettikleri, alınan bilirkişi raporunda da keşideci bölümündeki imzanın keşideci şirket yetkililerine ait olmadığı, fakat, çek muhtevasında el yazıları ve keşideci imzasının sanığın eli ürünü olabileceğini gösterir nitelikte benzeşimlerin varlığının müşahede edildiği ve aynı elin ürünü olmaları ihtimalinin yüksek olduğunun değerlendirildiği, böylece sanığın, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine göre, herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir: Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek, savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak, kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir savunmacının yardımından yararlanmak ve eğer savunmacı tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek, iddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağrılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek, duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmak. Anayasa’nın 36. maddesine göre ise de; herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu hükümler çerçevesinde; savunmanın, adli yargılanma hakkının en önemli unsuru olduğu, sanığa, yetkili ve görevli mahkeme huzurunda savunmasını yapıp delillerini sunabilmesi imkanı tanınması, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olduğu aşikardır.
Bu genel bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı gözetilmeden, savunmasının alınabilmesi için çıkarılan yakalama emri üzerine sorgusunun, aynı ağır ceza mahkemesi yargı çevresinde bulunan alt dereceli Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesince yapılıp savunma hakkının kısıtlanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6., Anayasa’nın 36. ve 5271 sayılı CMK’nın 137 ve devamı maddelerine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 23.06.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi E:2013/2351, K:2014/9417
- Ceza Muhakemesi Kanunu 137. Madde
- Kararların Yerine Getirilmesi, İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi
Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan şikayetçinin katılma hakkının verilmemesi karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 260.maddesinin 1.fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkının bulunduğu belirlenerek CMK’nın 137/2. maddesi gereğince davaya katılmasına karar verilip yapılan incelemede;
Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.
Sanığın, işyerinde çalışmaya başlayan katılandan aldığı 735,36 TL’lik teminat senedini, katılanın işyerinden ayrılmasından sonra icraya koymak suretiyle kullandığı iddia edilen olayda, katılanın sanığa verdiği senedin teminat olarak verildiğine dair delil elde edilemediğinden mahkemenin sanığın beraatine dair kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına, 13/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.