Ceza Davalarında Yargılamanın Yenilenmesi – CMK 311. Madde

Ceza Davalarında Yargılamanın Yenilenmesi – CMK 311. Madde

ceza davalarinda yargilamanin yenilenmesi

Ceza Muhakemesi Hukuku kapsamında olağanüstü kanun yolları arasında yer alan yargılamanın yenilenmesi kanun yoluyla kesinleşmiş hükümdeki adli hataların ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sınırlı sayıda sayılan nedenlere dayanılarak yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna başvurulmasıyla suçun yeniden yargılamasının yapılması mümkün olabilmektedir. Ceza mahkemeleri tarafından verilen ve  kesinleşen bir hüküm, CMK’da belirlenen sınırlı hallerde (CMK 311.madde) hükümlü lehine veya aleyhine olarak yeniden yargılama yapılmasına “yargılamanın yenilenmesi” denir.

Yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yoludur. Yargılamanın yenilenmesi başvurusu, hükmü veren mahkemeye bir “yargılamanın yenilenmesi dilekçesi” ile yapılır. Mahkeme yaptığı yargılama sonucunda bir karar verdikten ve bu karar kesinleşerek hüküm niteliğini aldıktan sonra, bu hükümde “maddi olgu” bakımından hataların bulunduğunu belirterek, bu hataların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla başvurulacak olan kanun yolu, yargı lamanın yenilenmesidir.

ceza davalarinda yargilamanin yenilenmesi nedir
ceza davalarinda yargilamanin yenilenmesi nedir

Yargılamanın Yenilenmesi Nedir?

Yargılamanın yenilenmesi ancak kesin hükümlere karşı başvurula bilecek bir kanun yoludur. Kesin hükümle birlikte artık yargılamaya konu sorun çözülerek, maddi gerçeğe ulaşıldığından kesin hükümle sonuçlanmış bir ihtilaf kural olarak yeniden yargılama konusu yapılama yapacaktır. Bununla birlikte bir yargılama faaliyeti sonucu verilen kesin hükümde adli hataların yapılması da mümkündür. Hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan maddi olaylar, kesin hükmün maddi gerçeği yansıttığı kabulünü ve kesin hükmün ispatı ile ilgili temellerini sarsabilecektir. Bu durumda bir yandan kesin hüküm, diğer yandan ise adli hatanın düzeltilmesi zorunluluğu söz konusu olacaktır. Bu iki değerden birinin tamamen gözardı edilmesi mümkün olmadığından kanun koyucu madde temelleri sarsılmış kesin hükümden fedakarlık yapmak zorunda kalmış ve bunun şartlarını belirlemiştir.

Yargılamanın yenilenmesi CGK’nun 11.03.2014 tarih ve 909/121 sayılı kararında şu şekilde tanımlanmıştır. “kanunda sınırlı şekilde sayılan yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden en az birine dayalı olarak kesinleşmiş bir hükümde adli hata bulunduğu iddiasıyla kural olarak hükmü veren mahkemeye başvurulmasıyla başlayan, hükmü veren hakimin katılımı olmaksızın, mahkemece başvurumun şekil ve esas açısından kabulüne karar verilmesi halinde devam edilerek hükme konu sanık ve fiil hakkında yeniden kovuşturma yapılmasına imkan sağlayan, olanağanüstü bir kanun yoludur.”

Yargılamanın yenilenmesi yoluna ilk derece mahkemeleri tarafından verilen hükümlere karşı başvurulabileceği gibi bölge adliye mahkemelerinin, CMK’nın 281/2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak verdikleri yeni hükümlere karşı da yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilecektir. Yargılamanın yenilenmesi, ancak bu yönde yapılacak bir talep üzerine söz konusu olacaktır. Mahkemeler veya bölge adliye mahkemeleri, kendiliklerinden yargılamanın yenilenmesi yoluna gidemezler. Hükmün infaz edilmiş veya hükümlünün ölmüş olması, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmasına engel değildir.

Yargılamanın Yenilenmesi Kanun Yolunun Niteliği

Yargılamanın yenilenmesi, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde öngörülen olağanüstü kanun yollarındandır. Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş hükümler aleyhine başvurulabilecek bir yoldur. Hukuki güvenlik ve hukuk devletinin işlerlik kazanabilmesi için kesin hüküm gerekli olsa da bazı hallerde adli hataların düzeltilmesi de gerekmektedir. Bu gerekliliğin sonucu yargılamanın yenilenmesidir. Yargılamanın yenilenmesinde daha önce kesin hüküm veren mahkeme, gerekli hallerin mevcut olması durumunda eski hükmü kaldırarak yerine yeni bir hüküm tesis etmektedir. Yargılamanın yenilenmesini istemek mahkemenin vermiş olduğu hükmün hatalı olduğunu iddia etmek ve bu hususta bir karar verilerek hatalı kararın ortadan kaldırılması için yargılama makamlarını harekete geçirmektir.

Hükümlü Lehine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri – CMK Madde 311

(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.

c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.

d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.

e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.

f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

(2) Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.

Yargılamanın Yenilenmesine Başvurabilecek Kişiler

Yargılamanın yenilenmesi ancak istek üzerine yapılabilir. Mahkeme re’sen yani kendiliğinden yargılamanın yenilenmesine karar veremez. Yargılamanın yenilenmesini hükümlü, hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı verilen kişi isteyebilir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu md.313/1 e göre “Hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesi istemine engel olmaz.” Yani hüküm infaz edilmiş olsa da hükümlü kişi vefat etmiş olsa da yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre hükümlü vefat etmişse eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesini isteyebilir. Eğer vefat eden kişinin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yoksa Adalet Bakanı da yargılamanın yenilenmesini isteyebilir.

Yargılamanın Yenilenmesi Başvuru Süresi

Yargılamanın iadesi başvurusu kural olarak herhangi bir süreye bağlı tutulmamıştır. Kesin hükme ilişkin adli hatanın ne zaman meydana geleceği bilinemeyeceğinden dolayı yargılamanın yenilenmesinin herhangi bir süreye tabii tutulmaması isabettir.

Yargılamanın yenilenmesi süre bakımından dava zamanaşımına tabii olsa da hükümlünün lehine yargılanmanın yenilenmesi talebi süreye tabii değildir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-f bendinde yargılamanın yenilenmesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebileceği düzenlenmiştir. AİHM kararları neticesinde yargılamanın yenilenmesi istemi süresi, madde hükmü gereği AİHM kararlarının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıldır ve bu süre hak düşürücü süredir.

Yargılamanın Yenilenmesi Talebi

Yargılamanın yenilenmesi talebi 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 317. maddesi 2. fıkrası gereğince istemin yasal nedenleriyle dayandığı delilleri içermelidir. Başvuru yazılı olarak yapılmalıdır. Yargılamanın yenilenmesi talebi kural olarak hükmü veren mahkemeye yapılmaktadır. Ancak 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 303. maddesi gereği Yargıtay’ca davanın esasına hükmedilerek hukuka aykırılığın düzeltildiği hallerde, yani Yargıtay’ın hüküm kurduğu hallerde ve yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak temyiz yargılaması yapmış olan Yargıtay hâkimlerinin suç teşkil eden görev kusurları ileri sürülmüşse, istisnai olarak yargılamanın yenilenmesinde yetkili makam 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesi 2. fıkrasına göre Yargıtay’ın ilgili, hükmü kuran dairesidir.

Başvuru yapıldıktan sonra başvuru ilgili deftere kaydedilerek başvuruya ilişkin tutanağın bir örneği başvuruda bulunana verilir. Daha sonra tutanak ve dilekçe derhal ilgili mahkemeye gönderilir. Ayrıca 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3 maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi davası ilk hükmü veren mahkeme hâkimi tarafından görülemez. Mahkeme başvurunun kabule değer olup olmadığına karar verir. Yargılamanın yenilenmesi başvurusu reddedilirse başvuru sahibi yeni bir yargılamanın yenilenmesi nedeniyle tekrar başvuruda bulunabilir.

Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Etkisi

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 312. Maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez, ancak mahkeme hükmün infazının geri bırakılmasına ya da durdurulmasına karar verebilir. Yargılamanın yenilenmesi başvurusu üzerine mahkeme tarafından verilen infazın geri bırakılması bırakılmaması veya durdurulması durdurulmaması kararlarına karşı itiraz yoluna gidilemez.

ceza davalarinda yargilamanin yenilenmesi nasil yapilir
ceza davalarinda yargilamanin yenilenmesi nasil yapilir

Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

Yargılamanın yenilenmesi için kanunda sınırlı sayıda sayılan nedenlere göre yargılamanın iadesi talebinde bulunulabilir. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. Maddesinde hükümlünün lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri, aynı kanunun 314. Maddesinde hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenleri sayılmıştır.

1. Hükümlünün Lehine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

Kesinleşmiş hükümde yer alan adli hatalara dayanan hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. Maddesinde tek tek sayılmıştır. Bu nedenlerden birinin mevcut olması durumunda hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir.

  • Sahte belge kullanılmış olması

Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. Sahte belge kullanılması sebebine dayalı olarak yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi için söz konusu belgenin duruşmada kullanılmış olması ve hükmü etkilemiş olması gerekir.

Sahte belgenin sanığın veya hükümlünün haberi olmadan hazırlanması lehe yargılamanın yenilenmesi nedeni iken sanık veya hükümlü sahte belgeden haberdarsa ya da bizzat sahte belgeyi kendisi hazırlamışsa bu durumda aleyhe yargılamanın iadesi nedenidir. Bu nedenle sahte belgenin duruşmada incelenmesine yanı sıra sahte belge kullanılmasının hükümlünün lehine mi yoksa aleyhine mi kullanıldığının tespit edilebilmesi için hükme etkisinin de mahkeme tarafından duruşmada değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca belge sahte değilse ve sadece belgenin içeriği gerçeği yansıtmıyorsa kanun maddesi gereği sahte belge kullanılması nedeniyle yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyecektir. Bu durumda yeni delil ve olaylara dayanarak yargılamanın hükümlü lehine yenilenmesi yoluna gidilebilirse de aleyhe yenilenme talep edilemeyecektir.

  • Yalancı tanıklık ya da gerçeğe aykırı bilirkişilik yapılmış olması

Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğunun veya oy verdiğinin anlaşılması durumunda hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir.

Yargılamanın bu sebeple yenilenebilmesi için tanığın yeminle dinlenmesi gerekmektedir. Eğer ki tanık kanun gereği yeminsiz dinlenebilecek tanıklardan ise bu tanığın adli hataya neden olmasından bahisle yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyecektir. Yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak sadece yeminli tanıkla sınırlanması hakkaniyete aykırıdır.

Madde metninde bilirkişilerin hükmü etkileyecek şekilde yalan beyanda bulunması da hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak sayılmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda kıyas yapmak mümkün olduğundan bu madde kapsamına tercümanlar da kıyas yoluyla dahil edilebilmektedir.

Sonuçta bu madde gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi için yalan tanıklığın veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan bilirkişinin hükme etki etmiş olması gerekmektedir.

  • Hakimin görevini ifa ederken suç işlemesi

Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmişse bu nedenle hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmesi için;

  • Görevi ifa ederken suç işleyen kişi hükme katılmış olan hâkim olmalı,
  • Hâkim görev kusuru işlemiş olmalı,
  • Suç işleyen hâkim hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunmalı veya mahkûmiyet hükmünün, delil yetersizliğinden başka bir nedenle verilmemiş olduğu anlaşılmalıdır.

Diğer yandan bu sebepte hâkim tarafından işlenen suçun hükmü etkilemiş olması aranmamaktadır. Kanun maddesinde hâkimin kusurunun hükümlünün neden olduğu bir kusur olmaması gerektiği de belirtildiğinden yargılamanın bu sebeple lehe yenilenebilmesi için, hâkimin kusuruna bizzat hükümlü tarafından sebebiyet verilmemesi gerekmektedir.

  • Dayanak hükmün ortadan kalkması

Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilecektir. Yargılamanın bu nedenle yenilenmesinin talep edilebilmesi için;

  • Öncelikle bir hukuk mahkemesi hükmü bulunmalı,
  • Ceza mahkemesi hükmünün dayanağını bir hukuk mahkemesi hükmü oluşturmalı,
  • Ceza mahkemesi hükmü ile hukuk mahkemesi hükmü arasında illiyet bağı bulunmalıdır.

Ceza mahkemesi hükmü ile hukuk mahkemesi hükmü arasında illiyet bağı bulunması da ceza davasında hukuk mahkemesinin kesinleşmiş hükmünün delil olarak kullanılmasıyla, hukuk mahkemesi hükmü için bekletici sorun kararı vermek suretiyle alınan kararın ceza hükmüne dayanak yapılmasıyla veya hukuk mahkemesi hükmünü ortadan kaldıran yeni hükmün ceza hukuku açısından sonuç doğuran bir hukuki durumu değiştirmesiyle gerçekleşebilecektir.

Kanun maddesinde belirtildiği üzere, hukuk mahkemesince verilen hüküm bir başka hüküm ile ortadan kaldırılmış olmalı ve bu nedenle yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi için diğer hükmün kesinleşmiş bir hüküm olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle ceza mahkemesi hükmünün dayanağını oluşturan hukuk mahkemesi hükmünü ortadan kaldıran kararın kesinleşmiş hüküm olması gerekir.

  • Yeni olay veya yeni delilin bulunması

Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilecektir. Bu yeni delil veya vakıa hükümlünün sadece beraatini gerektirecek olması durumunda değil aynı zamanda daha az bir cezayı gerektiren hallerde ve daha hafif bir suç işlediğini gösteren hallerde de yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kullanılabilmektedir.

Bu sebebe dayanak olacak olay veya delilin yeniliği hükümden sonra meydana gelmiş olmasına bağlı değildir. Mahkeme esnasında bulunamayıp sonradan ortaya çıkan deliller ve olaylar da bu madde kapsamına dâhildir. İlk hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama esnasında dikkate alınamayan her türlü olay ve delil de yeni sayılmaktadır.

  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuya ilişkin karar vermesi

Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi halinde de hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilecektir. Ancak bu halde yargılamanın yenilenmesi talep süresi yukarıda da belirtiğimiz üzere kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıldır ve bu süre hak düşürücü süredir.

Ayrıca 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinin 2. fıkrasında “Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.” şeklinde düzenleme mevcut olup bu düzenlemeye göre de söz konusu yargılamanın yenilenmesi nedenine bir tane daha süre sınırlaması getirilmiştir.

Bu süre zarfında başvurulmuş olsa bile bu sebebe dayanılarak yargılamanın hükümlü lehine yenilenebilmesi için öncelikle AİHM tarafından verilmiş ve kesinleşmiş esasa ilişkin bir kararın varlığı gerekmektedir. Bu madde gereği AİHM’nin kararının kesinleşmiş olması şarttır. Ayrıca AİHM’nin kararlarında ceza hükmünün İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin tespit edilmiş olması gerekmektedir. AİHM’in vermiş olduğu karar hükmü etkiliyorsa yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilecektir.

2. Sanık veya Hükümlünün Aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

Kesinleşmiş hükümde yer alan adli hatalara dayanan hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenleri 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 314. maddesinde tek tek sayılmıştır. Bu nedenlerden birinin mevcut olması durumunda hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir.

  • Sahte belge kullanılması

Sahte belge kullanılması yargılamanın yenilenmesinin hükümlü lehine sebepler arasında da yer almaktadır. Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir.

Sahteliğin, hükümlü aleyhine mi yoksa lehine mi değerlendirileceği noktasında belgeyi hazırlayan kişi esas alınır. Sahtelik sanığın haberi olmadan hazırlanmışsa, hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedeni olurken sanık sahte belgeyi kendisi hazırlamışsa veya sahtelikten haberdarsa bu durumda sahte belge nedeniyle hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilecektir.

  • Hakimin görevini ifa ederken suç işlemesi

Yargılamanın yenilenmesinin bu sebebi hükümlü lehine sebepler ile aleyhine yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin ortak olan ikinci sebebidir. Bu nedende hükümlü aleyhine yargılamanın yenilenmesi sebebinin söz konusu olabilmesi için hâkimin görevinin ifası sırasında işlediği suçun sanık ya da hükümlünün lehine sonuç doğurması gerekmektedir. Diğer bir deyişle hâkimin görevini ifa ederken işlediği suç sonucunda sanık haksız bir şekilde beraat etmeli veya hak ettiğinden daha az bir cezaya hükmedilmiş olması gerekmektedir.

  • Sanığın ikrarı

Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi istenebilir. Sanığın hâkim önündeki ikrarının göz önüne alınabilmesinin şartı sanık hakkında beraat kararı verilmiş olmasıdır. Bu ikrarın da beraat hükmü kesinleştikten sonra yapılması gerekmektedir. Mahkûmiyet hükmünden sonra daha ağır bir cezanın verilmesi sonucunu doğuracak sanık ikrarı, yargılamanın yenilenmesi sebebi değildir.

Sanığın ikrarının yargılamanın hükümlü aleyhine yenilenmesine neden olabilmesi için ikrarın güvenilir olması ve sanığın özgür iradesine dayalı olması gerekmektedir. İkrarın güvenilirliği kararını ve sanığın özgür iradesine dayalı olup olmadığı kararını, yargılamanın yenilenmesi başvurusunu inceleyen mahkeme vermektedir.

Yargılamanın Yenilenmesinin Kabul Edilmeyeceği Haller

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 315. maddesinde yargılamanın yenilenmesinin kabul edilemeyeceği haller düzenlenmiştir. Bu madde metnine göre kanunun aynı maddesinde yer almış sınır içinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi kabul edilemez ve hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol varsa, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.

Kesinleşmiş hükümdeki adli hatanın giderilmesi, olağan kanun yollarına veya diğer olağanüstü kanun yollarına başvurularak giderilebiliyorsa yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyecektir.

Yargılamanın Yenilenmesi Muhakemesi

  • Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Usulden İncelenmesi

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesinin 1. fıkrasına göre yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur ve bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 303. maddesi gereği Yargıtay’ca davanın esasına hükmedilerek hukuka aykırılığın düzeltildiği hallerde, yani Yargıtay’ın hüküm kurduğu hallerde ve yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak temyiz yargılaması yapmış olan Yargıtay hâkimlerinin suç teşkil eden görev kusurları ileri sürülmüşse, istisnai olarak yargılamanın yenilenmesinde yetkili makam 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesi 2. fıkrasına göre Yargıtay’ın ilgili, hükmü kuran dairesidir.

Yargılamanın kabule değer olup olmadığına dair karar duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden verilmektedir.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 319. Maddesine göre yargılamanın yenilenmesi talebi, kanunda belirtilen şekilde yapılmamışsa veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek hiçbir yasal neden gösterilememişse ya da yargılamanın yenilenmesi sebeplerini doğrulayacak deliller açıklanmamışsa, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.

Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü halinde, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur. 5271 Sayılı Kanun’un 319. maddesi gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.

  • Delillerin Toplanması

Ceza mahkemesinin maddi gerçeği araştırma amacı yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yolunda da geçerlidir. Bu nedenle mahkeme CMK md. 320 gereğince delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebilir veya kendisi de bu hususları yerine getirebilir.

Delillerin mahkemece veya naip hakim ya da istinabe olunan hakim tarafından toplanması sırasında, soruşturmaya ilişkin hü­kümler uygulanır. Delillerin toplanması aşamasında sadece iddia edilen yargılamanın iadesi nedenlerinin oluşup oluşmadığına dair muhtemel deliller toplanabilmektedir. Yargılamanın yenilenmesi nedeniyle bağlantısı olmayan delilleri mahkeme araştıramaz. Ancak mahkeme yenileme başvurusunda bulunan kişinin yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu iddia ettiği delillerle de bağlı değildir. Mahkeme başvuruda belirtilen deliller dışındaki delilleri de re’sen araştırabilmektedir.

Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet Savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir.

  • Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Reddi veya Kabulü Kararı

5271 Sayılı CMK md. 321 gereğince, yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya aynı kanunun md. 311/1-a sahte belge kullanılması ve md. 311/1-b yalancı tanıklık ya da gerçeğe aykırı bilirkişilik yapılmış olması ile md. 314/1-a sahte belge kullanılması hâllerinde işin durumuna göre bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi sağlam bir temele dayanmaması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir. Bu halde yargılamanın iadesi talebi kabule değer bulunmuştur ancak mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda yargılamanın iadesi için yeterli veya inandırıcı delilin ileri sürülmediği kanaatine varılmıştır.

Mahkeme tarafından talebin kabul edilmesi halinde ise yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilir. Ancak verilen kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilmektedir.

Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin İncelenmesi ve Hüküm

  • Yenilenme İsteminin Duruşmalı İncelenmesi ve Duruşma Sonunda Verilecek Hüküm

Yargılamanın yenilenmesi kural olarak duruşmalı yapılır. Yargılamanın yenilenmesi için yapılacak duruşmanın usulüne ilişkin kanunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Kesinleşmiş hüküm için yapılmış olan duruşmaların devamı niteliğinde olmadığı için kanunlarda öngörülen duruşma usullerine göre duruşma yapılır.

5271 Sayılı CMK md. 323 gereğince yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylayabilir veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verebilir. Kişinin yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmesi, mahkeme tarafından yargılamanın yeniden yapılacağı anlamına gelmektedir. Ancak mahkeme yeni ileri sürülen delillere, yargılamanın yenilenmesi nedenlerine rağmen, yargılamanın yenilenmesi talebine konu kesinleşmiş hükmün onanarak aynı hükmün tekrar verilmesi mümkündür.

Aleyhe değiştirme yasağı gereğince, yargılamanın iadesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez. Adli Sicil Kanunu md. 4/2 gereğince, yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen mahkumiyet hükmü ya da önceki hükümde değişiklik yapan tüm hüküm ve kararlar Adli Sicile işlenir.

  • Yenilenme isteminin duruşma yapılmaksızın incelenmesi ve karar

Yargılamanın yenilenmesi her ne kadar kural olarak duruşmalı yapılması gerekse de bazı istisnai durumlarda duruşma yapılmaksızın da karar verilmesi mümkündür.

5271 Sayılı CMK md. 322 uyarınca hükümlü ölmüşse mahkeme yeniden duruşma yapmaksızın gerekli delilleri topladıktan sonra hükümlünün beraatine veya yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verir. Bu halin dışındaki durumlarda mahkeme bu hususta yeterli delil varsa Cumhuriyet savcısının uygun görüşünü aldıktan sonra duruşma yapmaksızın hükümlünün derhâl beraatine karar verir. Mahkeme beraat kararı ile beraber önceki hükmün ortadan kaldırılmasını da karar altına alır.

Yargılamanın iadesi isteminde bulunan kimse isterse, gideri Devlet Hazinesine ait olmak üzere önceki hükmün iptaline ilişkin karar Resmî Gazete ile ilân olunacağı gibi mahkemenin takdirine göre diğer gazetelerle de ilân edilebilir. Bununla birlikte hatalı mahkûmiyet hükmü nedeniyle sanığın, hükümlünün görmüş olduğu zararın bir nebze de olsa manevi olarak tatmini amaçlanmaktadır.

  • Kanun yolları

Yargılamanın iadesi duruşması neticesinde verilen kararlara karşı temyiz ve istinaf kanun yollarına başvurulabilir. Ancak doktrinde yargılamanın yenilenmesi davasında verilen onama kararlarının kesin hüküm niteliği taşıdığı, buna karşın önceki kesinleşmiş hükmün iptal edildiği hallerde yeniden kurulan hükme karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceği kabul edilmektedir.

Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve eki Protokol’lerindeki ilkeler yargılamanın her aşamasında başvurulabilecek ilkeler olması nedeniyle yargılamanın yenilenmesi sürecinde de aykırılık iddiasıyla yeniden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabilmektedir.

Yargılanmanın Yenilenmesi Sonucunda Verilen Beraat veya Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararının Etkisi: Tazminat

5271 Sayılı CMK md. 323/3 uyarınca yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddî ve manevî zararlar aynı Kanunun 141. ve  144. maddeleri hükümlerine göre tazmin edilir.

Yargılanmanın Yenilenmesi Yargıtay Kararları

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 26.12.2016 Tarih, 2016/2658E. 2016/4291K. Sayılı Kararı

  • Yargılanmanın Yenilenmesi
  • CMK 311. Madde

Hükümlü … müdafii, hükmü veren mahkemeye yapmış olduğu yargılamanın yenilenmesi talebinde hükme katılan ilk derece mahkemesi hakimleri … ve … ile fezlekeyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı … iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısı C. K duruşmaya katılan Cumhuriyet savcısı… haklarında aleyhlerine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur ettiklerinden bahisle CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen “Hükme katılmış olan hakimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmesi” hâli kapsamında yargılamanın yenilenmesini talep etmişse de, bahse konu Cumhuriyet savcısı ve hakimler hakkında mevcut ise adli veya idari soruşturmaların konusu itibariyle, hükümlü hakkındaki yargılamayla ilişkili olduğuna dair CMK’nın 318. ve 319. maddesi anlamında doğrulayacak somut hiçbir delil sunulmadığı, İstanbul (Kapatılan) 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK’nın 250. maddesiyle görevli) tarafından 01/10/2015 tarihinde 2010/219 esas ve 2010/249 karar sayı ile “sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” ilişkin verilen ek kararda “Hükümlünün talep dilekçesinde yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak dayandığı yargılandığı dönemdeki mahkeme başkanının yapılan soruşturma sonucunda tutuklanmasının ve C. Savcısının ise açığa alınmasının bu dosya ile bir ilgisinin bulunmadığı” belirtildiği ve bu durumun aksini doğrulayacak somut hiçbir delil sunulmadığı, kanun yararına bozma aşamasında Daire’ye sunulan dilekçelerindeki FETÖ terör örgütü mensuplarının müvekkiline himmet adı altında para talep ederek baskı yaptığı ve müvekkilinin kabul etmemesi üzerine adı geçen terör örgütünce hedef alındığı, yönündeki beyanın soyut iddiadan ibaret olduğu ve bu yönüyle de doğrulayacak delillerin açıklanmadığı, 15 Temmuz darbe girişimi olayları ile bu olayın öncesi ve sonrasında hükümlü hakkındaki yargılamada görev almış bir kısım Cumhuriyet savcısı ve hâkim hakkında adlî ve/veya idarî soruşturma başlatılması durumunun yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında hükümlünün beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı, bu bakımdan hükümlü müdafiinin talebinin, CMK’nın 311. maddesinin 1. fıkrasının (c) ve (e) bentleri kapsamında yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabule değer olmadığı anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.


Yargıtay 4. Ceza Dairesi 03.02.2016 Tarih, 2013/35133E. 2016/1575K. Sayılı Kararı

  • Yargılanmanın Yenilenmesi
  • CMK 311. Madde

Sanığın Kartal 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada akıl hastalığı nedeniyle yargılamanın yenilenmesini talep ettiği ve Mahkeme tarafından Pamukova Cumhuriyet Başsavcılığından, sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanarak rapor aldırılması yönünde talimat yazıldığının, anlaşılması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK’nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda CMK’nın 74. maddesine göre gözlem altında tutulup usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, tekerrüre esas alınan ilamda, sanığın akıl hastalığı nedeniyle yargılamanın yenilenmesini talep etmesi ve mahkemece sanığın bu talebi haklı görülerek yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi karşısında, davanın sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırıdır.


Yargıtay 2. Ceza Dairesi 23.06.2014 Tarih, 2013/27509E. 2014/17702K. Sayılı Kararı

  • Yargılanmanın Yenilenmesi
  • CMK 311. Madde

1- 5271 sayılı CMK.nın 314. maddesinde hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenleri;

a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa,

b) Hükme katılmış olan hakimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise,

c) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hakim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa,

şeklinde sınırlı olarak üç bent halinde sayılmış olup, ancak bu hallerde hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile davanın tekrar görülmesi mümkün olacaktır.

Olay yerinden temin edilen ve kanıt niteliği taşıyan parmak izleri, yargılamayı yapan mahkemece değerlendirilip, sanığa ait olup olmadığının tespiti yönünden, Adli Tıp Kurumundan rapor istenmiş, Fizik İhtisas Dairesince yapılan parmak izi karşılaştırması sonucunda düzenlenen 21.01.2008 gün ve 9916 sayılı raporda, parmak izlerinin sanığa ait olmadığının belirtilmesi üzerine, konusunda uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen bu rapor mahkemece hükme esas alınarak sanığın beraatine karar verilmiş, hükmün kesinleşmesinden sonra, asıl failin belirlenmesi için yapılan soruşturma sırasında, Jandarma Genel Komutanlığından alınan 09.11.2010 tarihli aksi yönde görüş içeren bilirkişi raporuna dayanılarak yerel Cumhuriyet Savcılığı’nca sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulmuştur.


Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 gün ve 2012/3-909, 2014/121 Sayılı Kararı

  • Yargılanmanın Yenilenmesi
  • CMK 311. Madde

Hükmün kesinleşmesinden sonra yargılamanın yenilenmesine dayanak olarak ileri sürülen bilirkişi raporu, mahkemenin yargılama sırasında temas ettiği, bilgi sahibi olduğu, incelediği ve değerlendirmeye tabi tuttuğu bir konuya ilişkin olduğu takdirde sonuca etkili yeni bir delil niteliğinde olmayacaktır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin hükme esas alınan raporunun sahteliğinin de ileri sürülmemesi karşısında, anılan CGK kararında da değinildiği üzere, kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulmuş olması halinde duruşmalı incelemeye yönelmek gerektiği de dikkate alınarak, CMK’nın 314. maddesinde sayılan yargılamanın yenilenmesi koşullarından hiçbiri oluşmadığından, yerel mahkemece, CMK’nın 318. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olmadığına karar verilmesi gerekirken, istem kabule değer bulunup, duruşma açılmış olması karşısında, bu aşamada, CMK’nın 323/1. maddesi uyarınca önceki hükmün onaylanması gerektiği halde, daha önce üzerinde değerlendirme yapılan parmak izi kanıtı hakkındaki farklı bir raporun hükme esas alınması suretiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi.


Yargıtay 8. Ceza Dairesi 11.06.2002 Tarih, 2002/6260E. 2002/6846K. Sayılı Kararı

  • Yargılanmanın Yenilenmesi
  • CMK 311. Madde

Yargılamanın yenilenmesinin koşulları CMUK’nun 327. maddesinde (CMK md. 311) tek tek belirlenmiş olup anılan maddenin 5. bendindeki (CMK md.311/1-e bendindeki) “yeni vakıalar” kavramının, yasa değişikliğini kapsamayacağı gözetilmeden, bu hususun yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilmesinin, madde metnine ve yasa koyucunun iradesine aykırı olacağı göz önüne alınarak, TCK’nun 312. maddesinde 4744 Sayılı Kanunun 2. maddesiyle yapılan değişiklik sonucu suçun unsurları yeniden düzenlediğinden; TCK’nun 2/2. madde ve fıkrasındaki “Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşrolunan kanun hükümleri birbirinden farklı ise failin lehinde olan kanun tatbik ve infaz olunur” hükmü uyarınca söz konusu değişikliğin, hükmün zat ve mahiyetini etkileyebilecek nitelikte olması nedeniyle, daha önce verilip kesinleşen ve infaz aşamasında olan mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak yapılan duruşmalı incelemede yasal değişikliğe göre suçun unsurları itibariyle oluşup-oluşmadığı konusunda yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği halde, CMUK’nun 327. maddesinin 5. bendi (CMK md.311/1-e bendi) yanlış yorumlanarak bu değişiklik yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilip eylemin yeni durum karşısında suç oluşturup-oluşturmayacağı da irdelenip değerlendirilmeden yazılı biçimde beraat hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş.

Yorum Gönderin

X
kadim hukuk ve danışmanlık