Asliye hukuk mahkemesi; özel hukuktan kaynaklı uyuşmazlıklarına bakmakla görevli asıl mahkemedir (6100 sayılı HMK 2. madde). Diğer bir tanımla özel hukuktan kaynaklı davaların görüldüğü, görev alanı özel bir konu veya kişi ile sınırlandırılmamış genel görevli ve tek hakimli bir ilk derece mahkemesidir. Asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir. Tüm yargı çevresinde adliyede kurulması zorunlu genel mahkemedir. (5235 sayılı Kanun 5. madde) Özel hukuktan kaynaklı davalara bakan mahkemeler;
- Asliye Hukuk Mahkemesi,
- Sulh Hukuk Mahkemesi,
- Aile Mahkemesi,
- İş Mahkemesi
- İcra Mahkemesi
- Asliye Ticaret Mahkemesi,
- Tüketici Mahkemesi,
- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi,
- Kadastro Mahkemesidir.
Asliye hukuk mahkemesi ve sulh hukuk mahkemesi özel hukuktan kaynaklı davalara bakmakla görevli genel iki mahkemedir. Genel görevli mahkemelerden olan asliye hukuk mahkemeleri görevi asıl, sulh hukuk mahkemeleri ise istisna görevlidir. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girer.
Asliye Hukuk Mahkemesi Nedir?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi belirtilmiştir. Aksine bir düzenleme yoksa aşağıdaki davalar için dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bunlar:
- Malvarlığı haklarına ilişkin davalar
- Şahıs varlığına ilişkin davalar
Asliye hukuk mahkemesi asıl görevli mahkemedir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun uyarınca asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir ve her adliyede bulunması zorunlu olan mahkemelerdendir. Asliye Hukuk Mahkemelerinde kural olarak yazılı yargılama usulü uygulanır. Bu usule göre yargılama: dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm olmak üzere bu 5 aşamada tamamlanır.
Asliye Hukuk Mahkemesi Nasıl Kurulur?
5235 sayılı Kanuna göre;
- Hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
- Hukuk mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.
- Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır.
- İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmi Gazete’de yayımlanır.
- İş yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde birden fazla asliye hukuk mahkemesi kurulabilir. Bu mahkemeler numaralandırılır. Örneğin, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kırıkkale 3. Asliye Hukuk Mahkemesi gibi.
Asliye Hukuk Mahkemesinde Yetki
Hangi yerdeki görevli mahkemenin davaya bakacağı yetki kurallarına göre belirlenir. Görevli mahkemeyi asliye hukuk mahkemesi olarak belirledikten sonra hangi yerdeki asliye hukuk mahkemesinin yetkili olduğunu belirlemek gerekir.
Yetki dava şartıdır, yetki kurallarına uymak gerekir. Davacı dilediği yerdeki asliye hukuk mahkemesinde davasını açamaz. Yetkiyi mahkeme her aşamada kendiliğinden araştırır.
Genel Yetkili Mahkeme: Davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
- Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.
Özel Yetkili Mahkeme: Davacıya seçim hakkı tanıyan bir özel yetki kuralıdır. Davacı davasını genel yetkili asliye hukuk mahkemesinde açabileceği gibi, özel yetkili asliye hukuk mahkemesinde de açabilir.
- Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir.
- Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.
- Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da açılabilir.
- Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
Kesin Yetkili Mahkeme: Kanunda kesin yetkili olarak belirtilen hallerde, o yerdeki mahkeme dışında hiçbir yerde dava açılamayacaktır. Aksi halde yetkisiz mahkeme yetkisizlik kararı verecektir.
- Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevleri
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması da bir dava şartıdır. 6100 sayılı HMK 2. madde uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
Genel görevli mahkemelerden sulh hukuk mahkemesinin görevleri kanunda sınırlı olarak sayılmış, bunların dışında kalan özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işlerde asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Bazen davaların aralarında bağlantı bulunması nedeniyle birlikte açılması gerekir. Bu davalarda bir kısım dava arkadaşları veya talepler yönünden özel mahkeme, bir kısmı yönünden de genel mahkeme görevli ise tüm davaya bakmakta özel mahkeme görevlidir.
Özel mahkemelerin kurulamadığı yargı çevrelerinde (adliyelerde) genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi, özel mahkemenin sıfatıyla yargılama yapacaktır. Asliye hukuk mahkemesi özel mahkeme sıfatıyla yargılama yaparken, bunu kararında belirtecek ve o mahkemenin tabi olduğu usule göre yargılama yapacaktır.
Asliye Hukuk Mahkemesinde Görülen Davalar
Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına giren davalardan bazıları şunlardır;
- Alacak Davası
- El Atmanın Önlenmesi Davası
- İtirazın İptali Davası
- Menfi Tespit Davası
- Önalım (Şufa) Davası
- Maddi Tazminat Davası
- Manevi Tazminat Davası
- Ecrimisil Davası
- Mirastan Mal Kaçırma Davası
- Miras Sözleşmesinin İptali Davası
- Mirasçılıktan Çıkarma Davası
- Vasiyetnamenin İptali Davası
- Tapu Tescil Ve İptal Davası
- Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası
- Mirasta Tenkis Davası
- İstirdat Davası
- Geçit Hakkı Davası
- Kamulaştırmasız El Atma Davası
- Derneğin Feshi Davası
- Ad ve Soyadı Değişikliğine İlişkin Davalar
- Kamulaştırmaya İlişkin Tescil Davası
- Kamulaştırmaya Dayalı Bedel Davası
Asliye Hukuk Mahkemelerin Dava Açmak
Dava açmak için dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar HMK m. 119’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
a) Mahkemenin adı,
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri,
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri,
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri,
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri,
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği,
g) Dayanılan hukuki sebepler,
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu,
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardır.
Bu unsurlara yer verilerek dilekçe hazırlandıktan sonra yetkili ve görevli olan asliye hukuk mahkemesinde davanın açılması gerekir. Dava açarken o yerde bulunun birden fazla asliye hukuk mahkemeleri arasında seçim imkanı yoktur. Dava dilekçesi o yerdeki asliye hukuk mahkemesine hitaben yazılır, daha sonra mahkemeler arasındaki iş yüküne göre otomatik olarak dağıtılır.
Asliye Hukuk Mahkemelerinde Dava Süreci
Asliye hukuk mahkemesinde açılacak olan özel hukuk davası yazılı yargılama usulüne tabidir. İlk derece yargılamasındaki aşamaların tamamlanmasıyla asliye hukuk mahkemesi bir karar verecektir. Yargılamanın daha düzenli yürütülüp uzamaması için bu aşamalar getirilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığa ilişkin asliye hukuk mahkemesinde açılacak bir dava aşağıdaki aşamalara geçerek çözüme kavuşacaktır. Bunlar;
- Dilekçeler Aşaması: Yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine verilecek bir dilekçe ile dava açılır ve karşılıklı dilekçeler verilir.
- Ön İnceleme Aşaması: Dava şartları ve ilk itirazlar incelenir.
- Tahkikat Aşaması: Yargılamanın en yoğun aşaması olup, tarafların dilekçelerinde ileri sürdükleri iddiaların doğru olup olmadığı araştırılır.
- Sözlü Yargılama Aşaması: Tahkikat aşaması sona erip sözlü yargılamada taraflara son sözleri sorulur.
- Hüküm: Yargılamanın son aşaması olup uyuşmazlık artık nihayete erer.
Davanın yargılama süresi ise her asliye hukuk mahkemesinin yoğunluğuna göre değişmektedir.
Asliye Hukuk Mahkemesi Kararlarına Karşı Kanun Yolları
İstinaf
İlk derece mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesinin kararlarına karşı istinaf yoluna başvurabilmek için bazı şartların varlığı gerekmektedir. Bunlar:
- İlk derece mahkemelerinin nihai kararları aleyhine istinafa başvurulabilirken, kural olarak ara kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz. Ancak, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi kararlar ara karar olmasına rağmen son kararı beklemeden bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılması mümkündür.
- 2022 yılında aleyhine istinaf başvurusu yapılan asliye hukuk mahkemesi kararında yer alan davanın miktar ve değeri en az 8.000 TL olmalıdır. Miktar ve değeri 8.000 TL’yi aşamayan asliye hukuk mahkemesi kararları kesin olduğundan aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz.
- Manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Bu şartları sağlayan asliye hukuk mahkemesi kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinafa başvurulmalıdır. İstinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren asliye hukuk mahkemesine bir istinaf dilekçesi verilerek yapılır.
Temyiz
Asliye hukuk mahkemesi kararı hakkında istinaf incelemesi neticesinde verilen hükmün, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı açısından denetlenmesini sağlayan kanun yolu temyizdir. Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilen Asliye hukuk mahkemesi kararları kesinleşinceye kadar HUMK’ un temyiz hükümleri uygulanmaya devam edecek, bu kararlara karşı istinafa gidilemeyecektir. Temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi mümkün olan asliye hukuk mahkemesi kararlarının şu şartları sağlaması gerekir:
- 2022 yılında aleyhine temyiz başvurusu yapılacak olan istinaf mahkemesi kararında yer alan miktar ve değer 107.090 TL’yi aşmalıdır. Miktar ve değeri 107.090 TL’yi aşamayan istinaf mahkemesi kararları kesin olduğundan aleyhine temyiz başvurusu yapılamaz.
- İstinaf mahkemesinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi Adres ve Telefon
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi Adresi: Ankara Adliyesi Dışkapı Ek Hizmet Binası, Etlik, Etlik Cd, 06050 Altındağ/Ankara22
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404552
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404558
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404562
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404567
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404572
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404577
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404582
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404587
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404592
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404597
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404602
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404607
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404613
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404617
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404622
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404627
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404632
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404637
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404642
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404647
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404652
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404657
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404662
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404667
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404672
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404677
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404872
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404877
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404785
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404788
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404780
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404771
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404802
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404806
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404812
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404817
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404822
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404827
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404832
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404837
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404842
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404847
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404852
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404857
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404862
- Asliye Hukuk Mahkemesi 03125404867
Asliye Hukuk Mahkemesine İlişkin Emsal Karar
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
2021/11835 E. , 2021/16749 K.
“…4721 sayılı TMK’nın “Adın korunması” başlıklı 26 ncı maddesi ise;
“Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir.” Şeklindedir.
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, dava 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 26 ncı maddesi kapsamında adın korunmasına ilişkin olup uyuşmazlık 6356 sayılı Kanun’dan kaynaklanmadığından, somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Bu itibarla mahkemece görevsizlik sebebiyle davanın usulden reddi ve HMK’nın 20’ nci maddesinde öngörülen usul dahilinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi isabetsizdir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”