8. Yargı Paketi

8 yargi paketi

8. Yargı Paketi, 7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12.03.2024 tarihli ve 32487  sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. 8. Yargı Paketinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 76, 105/A, 108, geçici madde 1, geçici madde 10 hükümlerinde değişiklik yapılmasını öngören bir düzenlemedir. Bu değişikliklerin dışında kanuna geçici madde 11 adlı yeni bir madde de ekleneceği düzenlenmiştir. Bu yeni madde eklenmesi ve diğer maddelerdeki değişiklikler Yargı Hizmetlerinin Etkinliğinin Arttırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı olarak adlandırılmıştır. Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak bu yazımızda 8. Yargı Paketi Değişiklikleri’nden (Mahkumlara İlişkin İnfaz Değişikliği) bahsedeceğiz. 8. Yargı Paketi taslağı; genel af çıkar mı, mahkumlar için af var mı sorularına yanıt olmaktadır. Bu yargı paketinde bazı önemli değişiklikler şu şekilde sınıflandırılır:

  • İkinci kez mükerrir olan kişiler (İkinci kez suç işleyen kişiler)
  • Koşullu salıverilme hakları geri alınan kişiler
  • Örgütlü suçlardan mahkumiyeti olan kişiler
  • Denetimli serbestliğe dair süreler
  • Hükümlü kişilere vasi atanması hususu
  • İnfaz hakimliğinin kararlarına karşı itiraz ve süresi
  • Hükümlü kişilerin öğrenim hakları
  • Adli para cezalarının ödenmemesi hususu

Yukarıda sayılan maddeler dışında hükümlü kişiye vasi atanmasını düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407 ve 471. Maddelerinde de değişiklik yapılacağı öngörülmüştür. Ceza kanunu dışında bir yasada değişiklik yapılmasının nedeni Türk Medeni Kanunu’ndaki hükümlerin de cezaların infazını ilgilendiriyor olmasıdır. asa değişikliği ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu ile bazı kanunlarda düzenleme yapılarak kanun yolları bakımından gün olarak belirlenen sürelerin hafta ve ay şeklinde değiştirilmiştir. İtiraz, istinaf ve temyiz başvuru süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak belirlenmiştir. Başvuru sürelerinin yeknesaklaştırılmasını sağlayan bu düzenlemelerde öne çıkan başlık; ceza yargılamasında süre tutum dilekçesi uygulamasının kaldırılması olmuştur. Tüm bu değişiklikleri tek tek ele alacağız.

8 yargi paketinde neler var
8 yargi paketinde neler var

8. Yargı Paketi Detayları

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

  • Sürelerin başlama ve bitmesi maddesine ekleme yapılmış, süre hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecektir.
  • Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurabilecektir.
  • Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerince verilen ve miktar veya değeri elli sekiz bin sekiz yüz Türk lirasını geçen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecektir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

  • Kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi ancak kendi isteğiyle kısıtlanabilecek veya kendisine kayyım atanacaktır.
  • Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasına mahkum ergin kişi isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi hâlinde kısıtlanabilecektir.
  • Vesayet makamının karar vermeden önce hükümlüyü dinleme zorunluluğu getirilmiştir.
  • Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için resmi sağlık kurulu raporunun tanzimi için gereklilik bulunması halinde Kanun’un 436. madde hükmü uygulanacaktır.
  • Mahkeme tarafından hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme kararına karşı ilgili veya yakınları tarafından on gün içinde itiraz yoluna başvurulabilecektir.
  • 1.Toplam beş yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması,

2. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine kişiliğinin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması, şartlarının varlığı halinde hapis hâlinin devamı süresince vesayeti sona erdirilebilecektir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

  • Adli para cezasının bir gün karşılığı olan miktar en az yüz ve en fazla beş yüz Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
  • Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir.
  • Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler:

  • Yakalama, tutuklama işleminin yanı sıra adli kontrol işlemine de karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteyebilecektir.
  • Ayrıca Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenler de tazminat isteyebileceklerdir. Ayrıca karar veren merciler ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildireceklerdir.
  • Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen, mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan, konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen (CMK 141/1 (e), (f) ve (l) bentleri) kişiler bakımından tazminat istemleri Tazminat Komisyonu tarafından karara bağlanacaktır.
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi durumunda müsadereye ilişkin hükümlerinin uygulanması konusu açıklığa kavuşturulmuştur.
  • Sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmeyeceği hükmü kaldırılmıştır.
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecektir.
  • Kaçak sanık hakkında daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkumiyet kararının yanı sıra ceza verilmesine yer olmadığı kararı da verilemeyecektir.
  • Basit yargılama usulünde itiraz üzerine, itiraz, itirazı veren Mahkeme dışındaki tevzi kriterlerine göre belirlenen asliye ceza mahkemesi tarafından incelenecektir. Yargılama giderlerine, vekalet ücretine veya maddi hataya ilişkin itiraz olması halinde yine basit yargılama usulü kapsamında hata giderilecek ve sanığın indirimi korunacaktır.
  • İstinaf kanun yoluna başvuru süresi hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde yapılacaktır.
  • Temyiz kanun yoluna başvuru süresi hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde yapılacaktır.
  • Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtecektir.
  • Kanun’un 22. maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihleri belirlenmiştir.

6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’un adı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun olarak değiştirilmiş olup Kanun’da yapılan birtakım değişiklikler;

  • Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat ile 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 142. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini istemleri Kanun kapsamına alınmıştır.
  • Komisyonun müracaatın ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve verilecek tazminat miktarının saptanmasında, gerekli gördüğü araştırmaları yapmaya veya üyelerden birine yaptırmaya ya da Cumhuriyet başsavcılıklarından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmeye yetkili olduğu, ayrıca komisyonun giderlerinin, Bakanlık bütçesinden karşılanacağı düzenlenmiştir.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuş olanların Komisyona yapacağı müracaat bakımından müracaatın elektronik ortamda da yapılabilmesine imkân tanınmıştır.
  • Kanun ile yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılacak müracaatın şekli ve süresi ayrıca koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
  • Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat istemleri bakımından;

a) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde inceleme süreci devam eden bireysel başvuruların, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren,

b) Anayasa Mahkemesinin incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği gerekçesiyle düşme kararı verdiği bireysel başvuruların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten veya düşme kararının tebliğinden itibaren,

c) Anayasa Mahkemesinin incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği gerekçesiyle verdiği düşme kararı üzerine veya 10/10/2023 tarihinden itibaren doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların, bu Mahkemenin münhasıran iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması gerekçesine dayanan kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren, üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından inceleneceği hüküm altına alınmıştır.

  • Komisyona, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142. maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki istemler bakımından 1.6.2024 tarihinden sonra müracaat edilebileceği düzenlenmiştir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler;

  • Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi yasağının istisnaları düzenlenmiştir.
  • Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması düzenlemesi değiştirilmiştir.
  • Kurulca verilen idari para cezalarına karşı, idare mahkemelerinde dava açılabileceği düzenlenmiştir.

İkinci Kez Mükerrirler Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

Türk Ceza Hukuku’nda bir kişi hakkında hükmedilen cezanın tamamı infaz edilmese de belli bir bölümü infaz edildikten sonra hükümlünün şartla salıverilmesi mümkündür. Ancak bazı şartlar gerçekleştiği takdirde sanık daha önceden de suç işlediği bilindiğinden mükerrir kabul edilir. Bu şartlar sanığın önceden işlediği suçtan dolayı mahkumiyet hükmünün olması, yeni bir suç işlemiş olması ve suçun tekerrür süresi geçmeden işlenmesi halidir. Tekerrür süreleri şu şekildedir:

  • Sanığın önceki suçtan hükmedilen cezası 5 yıldan fazla hapis cezası ise; 5 yıl
  • Sanığın önceki suçtan hükmedilen cezası 5 yıl ve daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası ise; 3 yıldır.

Yukarıda yer alan süreler geçtikten sonra kişi tekrar suç işlerse artık tekerrür hükümleri uygulanmaz. Ayrıca tekerrür hükümlerinin uygulanması için ilk işlenen suçtan hüküm kurulması yeterlidir ve infaz edilmesi şart değildir. Sanığın ikinci kez mükerrir olması halinde, kişi koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamamaktaydı yani cezasının tamamı infaz edilmekteydi. Ancak 8. Yargı Paketi kapsamında getirilen değişiklik ile ikinci kez suç işleyen bu kişiler için koşullu salıverilme yasağı kaldırılmıştır. Bu değişikliğe göre hükümlü kişiler; aldıkları hapis cezasının ¾’ünü çekip, koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabilir. Yani kişiler aşağıda yer alan süreleri ceza infaz kurumunda geçirdikten sonra koşullu salıverilmeden yararlanabilecekler:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişiler; 39 yılı,
  • Müebbet hapis cezası alan kişiler; 33 yılı,
  • Birden fazla süreli hapis cezası mahkumiyeti olan kişiler; en fazla 32 yılı,

8. Yargı Paketi Taslağı’na göre ikinci kez mükerrir olan kişiler şartları taşıyorlarsa geçici madde 6 ve geçici madde 10/6’dan da faydalanabilecekler. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/2. maddesine göre; tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek ceza miktarı tekerrüre esas alınan cezanın ağırlığından fazla olamayacaktır. Ancak ikinci kez mükerrir olan kişiler hakkında bu kural uygulanmayacaktır.

Koşullu Salıverilmesi Geri Alınanlar Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

Koşullu salıverilme; bir kişi hakkında hapis cezasına hükmedildikten sonra kişinin cezaevinde geçirdiği süre içinde topluma uyum sağlayacağı düşüncesi ile özgür bırakılmasına denir. Hükümlünün hapishanede kaldığı süre boyunca hal ve hareketlerine göre iyi halli olup olmadığı belirlenir. Eğer iyi halli olduğuna inanılıyorsa kişi cezasının kalanını dışarıda geçirir bu da şartlı tahliye yani koşullu salıverilme olarak adlandırılır. Koşullu salıverilmenin uygulanabilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Bu şartlar:

  • Kişi hakkında hükmedilen bir ceza olması ve bu cezanın bir kısmının infaz edilmesi gerekir.
  • Hükümlü kişinin cezaevinde kaldığı sürede iyi halli olması gerekir.
  • Hükümlü kişi hakkında mahkemenin koşullu salıverilme kararı vermesi gerekir.

Kişinin hükmedilen bir cezasının olması ve bu cezanın bir kısmının infaz edilmesi objektif bir şarttır. 8. Yargı Paketi Taslağı’nda koşullu salıverilmesi geri alınan kişilerin hakkında iyileştirici bir düzenleme getirilmemiştir. Hükümlü bu kişiler; açık kuruma ayrılamaz ya da denetimli serbestlikten yararlanamaz. Aynı zamanda koşullu salıverilmesi geri alınan bu kişiler hakkında koşullu salıverilme kararı da verilemez. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/12-13. Maddelerindeki uygulamalar da bu kişiler hakkında devam etmektedir. Söz konusu madde hükümleri şu şekildedir:

“Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararı geri alınır.” (m. 107/12)

“Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün;

a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin,

b) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin,

Ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir. Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilmez.” (m. 107/13)

Terör Suçları ve Örgütlü Suçlardan Mahkum Olanlar Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

Suç örgütü; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. Maddesine göre en az 3 kişinin suç işlemeye yarayan araç ve gereçlere sahip olarak, iş bölümü içinde ve hiyerarşik bir düzende amaçladıkları suçu sürekli bir araya gelerek işlemeleridir. Örgütlü suçlar çeşitli isimlerle farklı suçlar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Örgütlü suçlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Suç Örgütü Kurma veya Yönetme (TCK m. 220/1)
  • Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Üyeliği (TCK m. 220/2)
  • Örgüte Yardım Etme (TCK m. 220)
  • Silahlı Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşleme (TCK m. 220/7)
  • Örgüt Propagandası Yapma (TCK m. 220/8)

Yukarıda yer alan suçlar için örgütün silahlı bir örgüt olması halinde verilecek ceza her suç bakımından arttırılmaktadır. 8. Yargı Taslağı Paketi’nde de terör suçları ve diğer örgütlü suçlardan mahkum olan kişiler için bir düzenleme yapılmamıştır. Yani terör suçlarından ya da örgütlü suçlardan mahkum olan kişilerin cezalarının infazı yürürlükteki hükümlere göre uygulanacaktır. Bunun dışında gerek Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarından gerekse doktrinden gelen önerilerle örgütün tanımının ve bazı suça konu maddelerin değiştirilmesi planlanıyor.

8 yargi paketi af
8 yargi paketi af

Adli Para Cezalarını Ödemeyenler Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

Adli para cezaları 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52. Maddesinde yer alan; gün sayısı olarak belirlenip her gün karşılığı 20 TL ila 100TL arası bir miktarla hesaplanan değerin Devlet hazinesine ödenmesi şeklinde hükmedilen bir cezadır. Kural olarak adli para cezaları 5 günden az ve kanunda aksine bir hüküm yoksa 730 günden fazla olamaz. Ayrıca belirlenen gün sayısı da en az 20 TL en fazla 100 TL ile çarpılarak bir bedel hesaplanır. Bu hesaplama için şu durumlar göz önünde bulundurulur:

  • Kişinin suçu işleyiş biçimi
  • Kişinin suçu işlediği yer ve zaman
  • Kişinin suçu işlerken kullandığı araçlar
  • Suçun önem ve değeri
  • Kişinin işlediği suç neticesinde meydana gelen zarar ve tehlike
  • Kişinin işlediği suçtaki kusuru
  • Kişinin suçu işlerken güttüğü amaç ve saik

Hâkim adli para cezasına hükmederken, taksitli ödenmesi şeklinde karar verebileceği gibi mehil de verdirebilir. Ancak taksitin süresi 2 yıldan fazla ve 4 taksitten az olamaz. Kişiler hakkında hükmedilen adli para cezaları ödenmediği takdirde hapis cezalarına çevrilir. Adli para cezaları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre ödenmediği takdirde hükümlü kişinin bir gün karşılığı 100 TL olarak hapsedileceği öngörülmüştür. Ancak 8. Yargı Paketi kapsamında gün karşılığı meblağın enflasyondan ve paranın değer kaybetmesinden dolayı 500 TL olarak hesaplanacağı öngörülmektedir. Bu da 5275 sayılı Kanun’a geçici madde 1’de değişiklik yapılarak belirlenmektedir.

Denetimli Serbestlik Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

Denetimli serbestlik; mahkemenin belirleyeceği şartlar ve süre içerisinde; şüpheli, sanık, hükümlünü topluma yeniden kazandırılması için yapılan uygulamalara verilen isimdir. Denetim planı ile bu kişiler toplumun ihtiyacı olan hizmet, program ya da kaynaklara katkı sağlamaktadır. Ancak asıl amaç hükümlü kişinin suç işlemesine neden olan davranışlarını düzeltmek ve kişilerin tekrar suç işlemesini engellemektir.

Denetimli serbestlik sürelerinin öngörüldüğü 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nda, bu uygulamanın koşullu salıverilmeden önce uygulanacağı belirtilmiştir. Aynı kanunun 105/A maddesinin 3. Fıkrasında denetim serbestlik sürelerinin iyileştirileceği ve kapsamının genişletileceği de 8. Yargı Paketi kapsamındadır. Kişilerin denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için açık y a da kapalı olarak fiilen infazı gereken sürenin 4/5’ini ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gerekmektedir. Ancak bu süre en az 3 yıl olmalıdır.

Kısaca özetlemek gerekirse, en fazla 3 yıl olma şartıyla, koşullu salıverilmenin infazı için gereken sürenin 4/5i infaz edildiği takdirde kişi hakkında denetimli serbestlik kararı verilmektedir. 8. Yargı Paketi ile her hükümlüye aynı süre ile denetimli serbestliğin uygulanmayacağı ve mahkumlara ayrı ayrı hesaplama yapılarak sürenin belirleneceği öngörülmüştür. Bunun dışında 8. Yargı Paketi’nde denetimli serbestliğin ön şartı olan açık kuruma ayrılmak ya da ayrılmayı hak etmek kriterinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. 8. Yargı Paketi kapsamında denetimli serbestlik sürelerinde değişikliğe gidilmesi; bu paketin yürürlüğe girmesinden itibaren işlenen suçlar için uygulanacaktır. Ancak yürürlük tarihinden önce işlenen suçlar hakkında da yalnızca lehe olan hükümler uygulama alanı bulacaktır.

Denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanmak için belirlenen sürelerde bir istisna bulunmaktadır. Bu istisnai hallere göre kişiler yine koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanmak istemekte ve bunun için ceza infaz kurumlarında belli bir süre geçirmek zorundadırlar. Bu süre 3/5’i ceza infaz kurumlarında geçmesi halinde en çok 4 yıl şeklinde olur. Ancak 8. Yargı Paketi kapsamında herkese aynı şekilde uygulanan sürelerde bir değişikliğe gidilmiş olup, kişilerin işledikleri suça, çektikleri cezaya orantılı şekilde denetimli serbestlik süreleri belirlenecektir. Buna benzer şekilde aşağıda sayılan ayrıcalıklı gruplar için de daha iyileştirici düzenlemeler yapılacaktır. Bu gruplar:

  • Kadın hükümlülerden 0-6 yaş arasında çocuğu olanlar,
  • 70 yaşını doldurmuş hükümlü kişiler,
  • Ağır bir hastalığa maruz kalan hükümlüler,
  • Engelliliği olan hükümlüler,
  • Yaşlılık nedeniyle hayatını idame ettirmekte zorlanan hükümlüler,

Hükümlülerin Öğrenim Hakkı Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

1982 Anayasa’sının 42. Maddesinde yer alan eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi kişilerin sahip oldukları eğitim ve öğrenim hakkını düzenlemektedir. Bu hak doğrultusunda hiç kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Çünkü bu hakların sağlanması Devletin en önemli görevlerinden biridir. Yani eğitim ve öğrenim hakkı Anayasa’nın sağladığı temel haklardan olduğundan, herkes bu hakka sahiptir ve bir kişinin tutuklu/hükümlü olması onun öğrenimini etkilememelidir. Ki 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da da Öğretimden Yararlanma başlıklı bir madde bulunmaktadır.

Açık ceza infaz kurumlarında veya çocuk eğitim evlerinde hükümlüler bulunabilir. Bu hükümlüler için tüm öğretim türlerinden yararlanabilmeleri için 8. Yargı Paketi’nde bazı güncellemeler yapılmaktadır. Bunun dışındaki ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler için ise kurum içinde verilebilen ya da açık öğretim programları geliştirilmektedir. Hükümlü kişilerin çeşitli eğitim hakları olmasına rağmen, başarısızlığı, devamsızlığı veya disiplin cezası gerektiren fiil işlemesi halinde ceza infaz kurumlarında eğitim öğretim almasına uygun olmadığına karar verilir.

Kapalı ceza infaz kurumlarında olan hükümlüler; yukarıda sayılan eğitimler dışında kurum içinde örgüt öğretim programlarına da katılabilir. Ancak kurum içindeki eğitim programları hükümlülerin iyi hal şartı taşıyıp taşımadığına bakmaktadır. Hükümlü iyi hal şartını sağladığı takdirde, kurumun kapasitesi ve imkanları yeterli ise hükümlüler eğitimden yararlanabilir. Ancak hükümlülerin disiplini ya da güvenliği tehlikeye düşürmemesi gerekmektedir. Hükümlüler arasında kapasitenin az olması nedeniyle bir seçim yapılması gerektiğinde aşağıdaki kriterler dikkate alınır:

  • Hükümlünün yaşı
  • Hükümlünün eğitim durumu
  • Hükümlünün sosyal durumu
  • Hükümlünün ekonomik durumu
  • Hükümlünün örgüt eğitime katılma ihtiyacının olup olmadığı

Hükümlülere Vasi Atanması Hakkında 8. Yargı Paketinde Gelen Düzenlemeler

22.11.2001 Tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun düzenlediği, kişinin menfaatlerinin korunması için getirilen bir hukuk müessesesidir. Vasi; vesayet altına alınan kişinin hak ve menfaatlerini, kişilik haklarını, malvarlığını koruyan kişidir. Vesayet kısıtlı kişilere, ergin olmayanlara, hürriyeti kısıtlayıcı ceza alanlara getirilebileceği gibi kişinin kendi rızası ile de vesayet altına girebilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda vesayeti gerektiren haller şu şekilde sıralanmıştır:

  • Yaş küçüklüğü (TMK m. 404)
  • Akıl hastalığı (TMK m. 405)
  • Akıl zayıflığı (TMK m. 405)
  • Savurganlık (TMK m. 406)
  • Alkol (TMK m. 406)
  • Uyuşturucu madde bağımlılığı (TMK m. 406)
  • Kötü yaşam tarzı (TMK m. 406)
  • Hayatın kötü yönetilmesi (TMK m. 406)
  • Özgürlüğü bağlayıcı ceza verilmesi (TMK m. 407)

Hapis cezası kişilerin özgürlüklerini kısıtlayan bir ceza olduğu için kişilerin menfaatleri, hukuki işlem yapmaları, malvarlıkları da kısıtlanmaktadır. Kişilerin özgürlükleri kısıtlandığından dolayı mahkeme tarafından kendilerine bir vasi tayin edilmelidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda vesayetin hangi durumlarda uygulandığı belirlenmiştir. Özgürlüğü bağlayıcı cezalardan dolayı kişilere vasi atanması bir yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarındaki erginler için geçerlidir. Cezaya hükmeden mahkeme, yetkili vesayet makamına da hemen bildirmelidir. Ancak bu1 yıllık süre ve mahkemenin vesayet makamına bildirme yükümlülüğünü içeren düzenleme 8. Yargı Paketi kapsamında güncellenmiş ve değişikliğe gidilmiştir.

8. Yargı Paketi’ndeki değişikliklerin sebebi; Anayasa Mahkemesi’nin 22.03.2023 tarihinde 2022/105 E. 2023/54 K. sayılı ilamıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndaki bazı maddeleri iptal etmesidir. İptal edilen maddeler Türk Medeni Kanunu’nun 407 ve 471. Maddeleridir. Resmi gazetede yayınlanan iptal kararı 23.03.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş kabul edilecektir. 8. Yargı Paketi’ndeki değişikliklere göre; kesinleşmiş hapis cezasının infazı nedeniyle ceza infaz kurumlarında bulunan ergin kişiler istekleri üzerine kısıtlanabileceği gibi kendilerine kayyım da atanabilir. Hükmedilen cezası 5 yıl ve daha fazla hapis cezası ise, ergin kişi istemese dahi kişilik hakları ve malvarlığının korunması amacıyla kısıtlama kararı verilebilir. Cezayı yerine getirmekle görevli makam da hapis cezasının infazına başlandığını vesayet makamına derhal bildirir. Vesayet makamı bir karar vermeden önce hükümlüyü dinlemelidir. Kısaca mahkumlara vasi atanmasına ilişkin değişiklikler şu şekildedir:

  • Madde hükmü; “1 yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza verilen her ergin kısıtlanır.” iken “Kesinleşmiş hapis cezasının infazı nedeniyle ergin kişiler istekleri üzerine kısıtlanabilir ya da kendilerine kayyım atanır.” Şeklinde değiştirilmiştir.
  • Ayrıca eklenen diğer kısım da şu şekildedir; “5 yıl ve daha fazla hapis cezası alan ergin kişi, isteği olmasa dahi gerekli görüldüğü takdirde kısıtlanabilir.”
  • Madde hükmü; “Cezayı yerine getirmekle görevli makam hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, vesayet makamına derhal bildirir.” iken cezayı yerine getirmekle görevli makamın vesayet makamına derhal bildirmesinde değişiklik yapılmamış olup, şu hüküm eklenmiştir: “Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinler.”

Yorum Gönderin

ncmec raporu

NCMEC Raporu ve Çocuk İstismarına Karşı Mücadele

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

aids hiv pozitif bulastirma sucu cezasi

AIDS – HIV Pozitif Bulaştırma Suç mu? Cezası Nedir?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

polis telefonla ifadeye cagirir mi

Polis Telefonla İfadeye Çağırır Mı?

Nafaka indirim davası, nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi durumunda gelen değişiklik sebebiyle nafaka miktarının değiştirmek için açılan davaya denir. […]

X
kadim hukuk ve danışmanlık