Suçta tekerrür, kişinin daha önce işlediği suç nedeniyle kesinleşmiş olan belli bir cezaya mahkum edilmiş olmasına rağmen yeni bir suç işlemesidir. Yeniden suç işleyen bu kişiye mükerrir denir. Ceza hukuku açısından kişinin tekrar suç işlemesi, onun suç işlemede gösterdiği kararlılık toplum açısından tehlikeliliğini ifade eder. İlk defa suç işleyen bir suçlu ile, daha önceden bir ve birden fazla suç işleyen mükerrir suçlu, suç işlemeyi itiyat haline getiren itiyadi suçlu, suçu meslek edinen suçlu veya örgüt mensubu suçluların, toplum açısından gösterdikleri tehlikelilik aynı oranda ve boyutta değildir. Bu nedenle her ceza kanununda ilk defa suç işleyenlere nazaran, mükerrir, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen, örgüt mensubu kişiler hakkında daha ağır cezai yaptırımlar düzenlenmiş, bu kişiler hakkında özel ve daha sıkı infaz rejimleri öngörülmüştür. TCK 58. Madde uyarınca suçta tekerrürün şartları;
- Sanığın önceden bir suç işlemiş olması ve bu suçtan verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması gerekir.
- Sanığın yeni bir suç işlemiş olması. (Bu yeni suçun, önceki mahkumiyetin 5 yıldan fazla hapis cezası olması halinde, söz konusu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde işlenmesi gerekir. Bu yeni suçun, önceki mahkumiyetin 5 yıldan az hapis cezası veya adli para cezasına ait bir ceza ise bu cezanın infazından itibaren 3 yıl içinde işlenmesi gerekir.
- Sanığın gerek önceki mahkumiyetinde, gerekse suçu işlediği sırada, 18 yaşını doldurmuş olması gerekir. (18 yaşını doldurmadan önce küçüklerin işledikleri suçlar hiçbir şekilde tekerrüre esas olmaz.)
- Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askeri suçlarla – diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanamayacağından, tekerrüre esas alınan suç ile sonradan işlenen suçun, suç ayrımı açısından aynı türde olması gerekir. (Önceki suç kasti suç – hapis, sonraki işlenen suç kasti suç – hapis olmalıdır. Önceki suç kasti suç – adli para cezası (kesin değil), sonraki suç kasti suç hapis olabilir.)
- Tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyet yabancı ülke mahkemelerinde verilmiş bir karar ise ilama konu suçların kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçlarından birisi olması gerekir.
Ceza hukuku sistemlerinde, mükerrir kişinin, yargılanırken alacağı cezada belli oranda artırım yapılması veya ceza kesinleştikten sonra infazında cezaevinde kalacağı sürede belli oranda artırım yapılması düzenlenmiştir. Suçta tekerrür durumunda uygulanacak mükerrirlere özgü infaz rejiminin sanık üstünde yaratacağı olumsuz etkiler gözetildiğinde ceza avukatı ile çalışmanız menfaatinize olacaktır.

Suçta Tekerrür Nedir?
Tekerrür, kişinin daha önce işlediği suçu nedeniyle belli bir cezaya mahkum edilmiş olmasına rağmen, yeniden suç işlemesidir. Yeniden suç işleyen bu kişiye mükerrir denir. Tekerrür olması durumunda mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanır ve daha fazla cezaevinde kalırsınız. Ceza hukuku açısından kişinin tekrar suç işlemesi, onun suç işlemede gösterdiği kararlılık toplum açısından tehlikeliliğini ifade eder. Tekerrür, sözlük anlamı ile “tekrarlama” demektir. Ceza hukukunda ise tekerrür, “kişinin bir ceza mahkumiyetinden sonra yeniden suç işlemesi” olarak tanımlanabilir. Bu şekilde suç işleyen kişiye ise “mükerrir” denir.
- Birinci suç kesinleştikten sonra, ikinci suç işlenmişse; TCK 58/1. Maddesi gereği; önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez. Sanık 2. Suçu ne zaman işlerse işlesin mükerrirdir.
- Birinci suç kesinleşip infaz edildikten sonra, ikinci suç işlenmiş ise; TCK 58/1. Maddesi gereği; tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl geçmeden; beş yıl ve daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl geçmeden 2.suç işlenirse kişi mükerrirdir.
Not: 3 yıl ve 5 yıllık süreler geçtikten sonra suç işlenirse 2. suçta mükerrirlik olmaz.
Mükerrirliği önlemek için cezanın ıslah amacı burada büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan tekerrür, cezaya etkili olan, cezayı ağırlaştıran bir neden olarak ortaya çıkmıştır. Tekerrür kurumu, Türk Ceza Kanunu (TCK.) madde 58’de düzenlenmiştir. Ceza hukuku sistemlerinde, mükerrir kişinin, yargılanırken alacağı cezada belli oranda artırım yapılması veya ceza kesinleştikten sonra infazında cezaevinde kalacağı sürede belli oranda artırım yapılması düzenlenmiştir.
Sanığın mükerrir olması halinde, mahkumiyet kararında sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı hususlarının belirtilmesi gerekmektedir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için sanığın daha önceden tekerrüre esas bir suç işlemiş olması gerekmekle birlikte, sanığın itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu olması halinde diğer şartlara bakılmaksızın hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması zorunluluğu bulunmakta olup, mahkemenin bu yönde karar vermesi gerekmektedir.
Suçta Tekerrür Şartları
Suçta tekerrür hükümleri, kişi hakkında bir cezaya hükmedilirken daha fazla ceza almasına yol açan ve hem infaz hem de ceza hukukunu ilgilendiren bir kurumdur. Tekerrürün uygulanması için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Örneğin önceden kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyeti olmalıdır. Bu kesinleşme tüm yargı yollarının tüketilmesi ile sağlanır. Ayrıca tekerrüre esas suçların suç vasfının aynı olmasına gerek bulunmamaktadır yani suç tipleri farklılık gösterebilir. Örneğin verilen ilk ceza yağma suçundan verilmiş olsa da ikinci suç cinsel taciz suçu olduğunda tekerrür hükümleri yine de uygulanabilir. Tekerrür hükümleri yalnızca hapis cezalarında uygulanacak olup, adli para cezalarında tekerrür hükümleri uygulanması mümkün değildir. Tekerrür için ilk verilen hapis cezasının infaz edilmesi, ikinci suçun işleneceği tarihin belirlenmesi açısından önemlidir. Tekerrür için gerekli şartlar çeşitli şekillerde olup, bu şartlar şu şekilde sıralanabilir:
- Kesinleşmiş bir ceza mahkumiyeti olmalıdır. Kişi hakkında önceden işlediği bir suçtan dolayı kesinleşmiş bir ceza mahkumiyeti olduğu takdirde ikinci bir suç işlemesi halinde diğer şartların da sağlanması halinde tekerrür hükümleri uygulanabilir.
- Ceza infazının gerçekleşmesine gerek yoktur. Bu hususta önemli olan mahkumiyetin kesinleşmiş olmasıdır. İnfazının tamamlanması ya da infazının başlamasının bir önemi yoktur.
- Kasıtlı işlenen suçlar ile taksirle işlenen suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten işlenen suçlar için kasten işlenen suçlarda tekerrür hükümleri uygulanır. Taksirle işlenen suçlar için ise taksirle işlenen suçlarda tekerrür hükümleri uygulanır. Ancak kasten işlenen suçlar için taksirle işlenen suçlarda tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Suç vasıflarının aynı olmasına gerek yoktur.
- Tekerrür sadece hapis cezaları için uygulanabilir.
- Süre şartı: Birinci suçun cezası kesinleşmiş ancak infazı gerçekleşmemişse ikinci suçun birinci suç kesinleştikten sonra işlenmesi yeterlidir. Birinci suçun cezası kesinleşmiş ve infaz edilmişse çeşitli durumlara ayrılmaktadır.
- Birinci suçtan verilen hapis cezası 5 yıldan fazla ise, infazdan itibaren 5 yıl içinde suç işlenmelidir.
- Birinci suçtan verilen hapis cezası 5 yıl ve daha az ise, infazdan itibaren 3 yıl içinde suç işlenmelidir.
Suçta Tekerrür Nasıl Tespit Edilir?
Ceza mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezalarının infazı için bu cezanın tamamının ceza infaz kurumunda ya da denetim serbestlik tedbiri altında geçirilmesi gerekmeyip, iyi halli olmak şartıyla cezanın belli bir bölümünün infaz edilmesi yeterli görülmekte ve hükümlü şartla salıverilmektedir. Fakat belirli şartların varlığı halinde, daha önceden suç işleyen sanık mükerrir kabul edilmekte ve bu kişinin ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre uzamaktadır. Sanığın ikinci kez mükerrir olduğuna karar verilmesi halinde ise kişi şartla salıverilme hükümlerinden yararlanamamakta ve cezanın tamamı infaz edilmektedir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra hükümlünün yeni bir suç işlemesi gerekir. Tekerrüre esas alınacak olan önceki suçun cezasının hapis ya da para cezasına ilişkin olması gerekir; önceki mahkumiyetin adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara ilişkin olması ya da sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanması halinde, tekerrür hükümlerinin uygulanmaz. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ikinci suçun ilk suçun cezasının kesinleşmesinden sonra belirli bir süre içinde işlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Yani;
- Tekerrüre esas alınan önceki suçtan dolayı 5 yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu suça ilişkin cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 5 yıl,
- 5 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde ise bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 3 yıl,
İçerisinde suç işlenmesi halinde, tekerrür hükümlerinin uygulanması mümkündür. Bu süreler geçtikten sonra ikinci suçun işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanamaz. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk suça dair cezanın kesinleşmesi yeterli olup, infaz edilmesine gerek yoktur. Bununla birlikte ikinci suçun işlendiği zaman aralığı hesaplanırken gözetilecek 3 ve 5 yıllık süreler, infaz tarihi esas alınarak belirlenecektir. Dolayısıyla, eğer suç infaz edilmemiş ise 3 ve 5 yıllık süreler işlemeyecek, hüküm infaz edilene kadar daha uzun süreler geçmesine rağmen tekerrür hükümlerinin uygulanması mümkün olacaktır. Örneğin 2 yıl hapis cezası içeren ilk suçun 01.01.2020 tarihinde kesinleşmesi ve 01.01.2022 tarihinde infaz edilmiş olması halinde, sanık 01.01.2022 tarihi ile 01.02.2025 tarihi arasında işlediği suçlar yönünden mükerrir kabul edilir.
Sanık hakkında bir kez tekerrür hükümlerinin uygulanması ve sanığın bu kararın infazından itibaren geçecek 3 veya 5 yıllık sürelerde yeni bir suç işlemesi halinde, sanık ikinci kez mükerrir kabul edilecektir. Dolayısıyla mahkemece tekerrür şartları oluşan ve tekerrüre esas alınan ilamda tekerrür hükümleri uygulanmış ise sanık ikinci kez mükerrir kabul edilecektir. İkinci tekerrür halinin hükümde belirtilmesi şarttır; hükümde belirtilmedikçe infaz aşamasında re’sen dikkate alınıp uygulanamaz. Önceki suçtan dolayı verilen hapis cezasının ertelenmiş olması, sonraki suçtan dolayı tekerrür hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Sanığın mükerrir olduğunun tespit edilmesi ve yargılama konusu sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezasının öngörülmesi halinde, mahkemece zorunlu olarak hapis cezasının tercih edilmesi gerekmektedir.
Adli Para Cezalarında Tekerrür
Ceza mahkemelerince verilen:
- Karar tarihi 01.06.2005 tarihinden önce olan suçlarda:
- Hapisten çevrilen adli para cezaları 647 sayılı kanunun 4/5 maddesinin, 07.12.1988 tarih ve 3506 sayılı kanunun 6. Maddesi ile yapılan değişikliklerden dolayı miktarına bakılmaksızın; kesin değildir. Temyize kabildir ve tekerrüre esas olur.
- Doğrudan verilen adli para cezaları 01.12.1992 tarihinde yürürlüğe giren 18.11.1992 tarih ve 3842 sayılı yasanın 28. Maddesi ile değişik CMUK’un 305/1. Maddesi gereği; 2.000 TL dahil olmak üzere altındaki para cezaları, kesindir. Temyize kabil değildir ve tekerrüre esas olmaz.
- Karar tarihi 01.05.2005 tarihinden sonra olan suçlarda: 5237 sayılı TCK’nın 50/5. Maddesi gereği ve 21.07.2004 tarihinde Resmi Gazetelerde yayınlanarak yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK’un 305/1 maddesi gereği; 2.000 TL dahil olmak üzere altındaki para cezaları, ister hapisten çevrilme veya doğrudan verilen adli para cezaları olsun kesindir. Temyizi kabil değildir ve tekerrüre esas olmaz.
Not: uyarlama sonucunda eski 765 sayılı TCK lehe görülmüş ise ve 647 sayılı yasanın 4. Maddesi uygulanarak hapisten çevrilme para cezası verilmiş ise bu ceza 2.000 TL’nin altında olsa bile kesin değildir. Tekerrüre esas olur.
- Karar tarihi 07.10.2010 ile 14.04.2011 tarihleri arasında olan suçlarda: Anayasa Mahkemesinin 23.07.2009 tarih 2006/65-2009/114 sayılı iptal kararının yürürlük tarihi; 07.10.2010’dur. 6217 sayılı kanunun 26. Maddesi ile getirilen değişikliğin yürürlük tarihi; 14.04.2011’dir. Bu tarihler (07.10.2010 ile 14.04.2011) arasında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereği; hapisten çevrilen adli para cezaları veya doğrudan verilen adli para cezaları kesin değildir. Temyizi kabildir ve tekerrüre esas olur.
- Karar tarihi 14.04.2011 tarihinden sonra olan suçlarda: 6217 sayılı kanunun 26. Maddesi ile yapılan değişiklik ile 5320 sayılı kanuna eklenen ek geçici 2. Maddesi ile ”Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar”; hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere; sonuç olarak belirlenen 3.000 TL dahil olmak üzere ve altındaki adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri kesindir. Temyizi kabil değildir. Tekerrüre esas olmaz.
- Karar tarihi 20.07.2016 istinafın (Bölge Adliye Mahkemesi) yürürlüğe girdiği tarihten sonra olan suçlarda: doğrudan verilen 3.000 TL ve altındaki adli para cezaları, kesin olmakla birlikte,, CMK 272. Maddesinde kesin para cezalarının tekerrüre esas olmadığına dair bir hüküm bulunmadığından 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlarda, doğrudan verilen 3.000 TL ve altındaki adli para cezaları kesin olmakla birlikte tekerrüre esas hale gelmişti.
15.04.2020’de 31100 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 7242 sayılı kanunun 17. Maddesi ile CMK 272/3 maddesine eklenen cümle ile “Kesin adli para cezaları tekerrüre esas olmaktan çıkarılmıştır.” Kesin adli para cezaları tekerrüre esas alınarak uygulanan, karar tarihi 20.07.2016 tarihi ile 15.04.2024 tarihleri arasında olan, kararlarda TCK 58. Maddesi uygulanmış ve başka tekerrüre esas sabıkası da yoksa, TCK 58. Tekerrür maddesi Yargıtay CGK. Kararı ile maddi hukuka ilişkin olarak kabul edildiğinden mutlaka uyarlama yapılması gerekecektir.
Tekerrür Hükümlerinin Uygulanmayacağı Haller
Tekerrür hükümleri çeşitli durumlarda uygulanmayacak olup bunlardan bazıları da aşağıda yer almıştır. Örneğin yaş küçüklüğü durumunda tekerrür hükümleri uygulanmaz. Yani kişi 1. Suçu işlediğinde 18 yaşından küçük bir çocuk ise ancak ikinci suçu işlediğinden 18 yaşından büyük ise tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. Bununla birlikte mahkumiyeti bütün sonuçları ile ortadan kaldıran bazı durumlar bulunmaktadır. Bunlardan birisi de genel af durumudur. Bu nedenle genel af halinde suçta tekerrür hükümleri uygulanmazken özel af halinde suçta tekerrür hükümleri uygulanabilir.
Erteleme hükümlerinin uygulanması halinde ise kişi denetim süresini iyi olarak geçirdiği takdirde denetim süresi geçtikten sonra tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. Ancak koşullu salıverilme halinde tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Bir suç kapsamında uzlaşma yapılması halinde tekerrür hükümleri uygulanmayacağı gibi ön ödemeye tabi durumlarda ya da zamanaşımına uğrayan suçlarda da tekerrür hükümleri uygulanmaz. Aşağıda yer alan durumlar tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı durumları göstermektedir:
- 18 yaşından küçük çocuklar için tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Genel af hükümleri uygulandığı takdirde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Erteleme hükümleri uygulandığı takdirde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Fiil suç olmaktan çıkarıldıysa tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Kabahatler hakkında tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç yabancı ülke mahkemelerince verilen hükümlerde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Kasıtlı suçlar ile taksirli suçlar ve sırf askerî suçlar ile diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Uzlaşma, ön ödeme, dava zamanaşımı hallerinde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Tazyik hapsi halinde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Güvenlik tedbiri halinde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Disiplin cezası halinde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Kesin nitelikli adli para cezaları halinde tekerrür hükümleri uygulanmaz.
- Hapis cezasından çevrilen adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlarda tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Suçta Tekerrürün Koşulları
Yeni TCK’nın 58. maddesinde açıklanmış, cezada artırım nedeni değil, infaz aşamasında dikkate alınması gereken bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir. Tekerrür dolayısıyla kişinin cezasında artırma yapan sistemden vazgeçilmiştir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, önceki mahkumiyetin infaz edilmesi değil kesinleşmesi aranmış (TCK’nın 58/1. maddesi), ancak tekerrürün uygulanamayacağı sürelerin işlemeye başlaması açısından önceki mahkumiyetin infaz edilmiş olması şartı (TCK’nın 58/2. maddesi) aranmıştır.
TCK. madde 58/1 ve 58/2’ye göre;
(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.”
Buna göre tekerrürün koşulları şunlardır:
- Sanığın önceden işlenen suçtan dolayı kesinleşmiş bir mahkumiyetinin bulunması,
- Yeni bir suçun işlenmiş olması,
- Yeni suçun tekerrür süresi geçmeden işlenmiş olması.
- Sanığın Önceden İşlenen Suçtan Dolayı Kesinleşmiş Bir Mahkumiyetinin Bulunması
Tekerrürden söz edebilmek için ilk koşul, sanığın daha önceden bir suç işlemiş olması, bu suç nedeniyle mahkumiyetinin bulunması ve bu mahkumiyetinin kesinleşmiş olmasıdır. Mahkumiyet kararının hapis veya adli para cezası olması önemli değildir. Ancak ceza niteliğinde olmayan özel hukuka ilişkin mahkumiyet kararları (mesela tazminat kararları), idari para cezaları, güvenlik tedbirleri, hapisten çevrilen adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlar tekerrüre esas alınmaz.
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmaması demek olduğundan ve denetim süresi içinde yeni suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine uygun davranıldığında, hüküm ortadan kaldırılarak düşme kararı verileceğinden, tekerrüre esas olmaz. Uzlaşmanın varlığı halinde soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında ise düşme kararı verileceğinden, tekerrüre esas durum ortaya çıkmayacaktır. Öte yandan tekerrüre esas olmayan mahkumiyetler şunlardır:
- Suç tarihinde onsekiz yaşını doldurmamış olanlara verilen mahkumiyetler;
- Disiplin cezası niteliğindeki mahkumiyetler;
Disiplin hapsi, “kısmi bir düzeni korumak amacıyla” yaptırım altına alınan fiil nedeniyle verilen ve “adli sicil kayıtlarına geçmeyen” hapsi ifade eder. Örneğin orduda disiplini sağlamak için verilen oda hapsi cezaları.
- Kabahatler Kanununa göre verilen mahkumiyetler; Kabahatler, TCK.da yer almamış, 5326 sayılı Kabahatler Kanunuyla düzenlenmiştir. TCK. madde 58/1 gereğince kabahatler ve suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Tekerrür hükümlerinin uygulanması için önceki ve sonraki fiillerin “suç niteliğinde” olması gerekir.
- Yabancı ülkede işlenen suçlar nedeniyle verilen mahkumiyetler; TCK. madde 58/4 uyarınca; “Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.” Dolayısıyla kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları tekerrüre esas alınabilecektir. Bu sayılanlar dışındaki suçların yabancı ülkede işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanamayacaktır.
- Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında; TCK. madde 58/4 uyarınca; kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Sırf askeri suçlar, nitelikleri itibariyle yalnızca asker kişiler tarafından işlenebilen, kısmen veya tamamen başka kanunlarda suç sayılmayan suçlardır. Sırf askeri suçlara örnek olarak düşman karşısından kaçmak (Askeri Ceza Kanunu madde 69) ve askerlikten soğutmak (Askeri Ceza Kanunu madde 96) gösterilebilir. Diğer taraftan, tekerrür için cezanın infazı aranmamaktadır; ama tekerrür için maddenin 2. fıkrasında belirlenen sürelerin başlangıcı bakımından infaz tarihi esas alınacaktır. Ceza mahkumiyetini ortadan kaldıran veya sonuçlarını etkisizleştiren genel af, şikayetten vazgeçme (mahkumiyetten sonra şikayetin geri alınabileceği hallerde), yasal değişiklikle eylemin suç olmaktan çıkarılması hallerinde tekerrür olmayacaktır. Önödeme halinde (TCK. madde 75) kamu davasının açılması söz konusu olmadığından tekerrür de konu edilmeyecektir. Dava zamanaşımı kamu davasını düşüreceğinden tekerrür söz konusu olmayacak; ceza zamanaşımında ise mahkumiyet kesinleşmiş olduğundan tekerrür uygulanabilecektir.
- Yeni Bir Suçun İşlenmiş Olması
Tekerrürden söz edebilmek için ikinci koşul, kesinleşmiş bir suçtan sonra, yeni bir suçun işlenmiş olmasıdır. Yeni bir suçun, önceki hüküm kesinleştikten sonra işlenmiş olması gerekir. Önceki suç ile ilgili hüküm kesinleşmeden tekerrürden söz edilemez.
- Yeni Suçun Tekerrür Süresi Geçmeden İşlenmiş Olması
TCK. madde 58/2’ye göre; “Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.”
Hapisten çevrilen adli para cezalarında tekerrür süresi adli para cezasına göre belirlenir. Esas alınacak ceza, önceki kararda mahkemenin verdiği sonuç cezadır. Süreler, TCK. madde 51/6 uyarınca resmi takvime göre belirlenir.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejiminde Dikkat Edilmesi Gerekilen Konular
- Ceza mahkemesi yargılama aşamasında, yargılamayı yapan hakim, sanığın mükerrir olup olmadığını resen araştırmakla yükümlüdür.
Mahkeme hâkimi resen kişinin sabıka kaydını dikkate alarak, 5237 sayılı TCK’nın 58/2. maddesindeki; Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı:
- Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
- Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıllık,
Sürenin geçip geçmediğini araştıracak, bu süreler geçmemiş ise ve diğer şartlan da taşıması halinde, cezada artırım değil “Mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve cezanın infazından sonrada denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verecektir. Bu durum 5237 sayılı TCK’nın 58/7 maddesinde “Mahkumiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
- Mahkeme kararında ayrıca tekerrüre esas alınan cezanın ne olduğu, hangi mahkemece verildiği ve ceza miktarı da göstermesi gerekecek midir? Bu durum zorunlu mudur?
Yargıtay CGK’nın 22.01.2013 tarih, 2012/6-1431 esas ve 2013/18 karar sayılı kararı ve yine Yargıtay CGK’nın 12.02.2013 tarih, 2012/13-1438 esas ve 2013/53 karar, sayılı kararlarında; “Tekerrüre esas alınan ilam kararda gösterilmemiş ise de, infaz aşamasında bu husus dikkate alınabileceğinden, Bozma sebebi yapılmamıştır.” Mahkeme hakimi kararında hüküm kurarken TCK’nın 58/7. maddesi gereğince; “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağını” açık olarak kararında belirtmesi gerekecektir. Ancak yukarıda belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurul kararları gereği tekerrüre esas cezayı hükümde mutlaka göstermesine gerek yoktur. Ancak tekerrüre esas cezayı kararda göstermesi de mümkündür.
Tekerrüre esas ilam mahkeme kararında gösterilmemiş ise bu durum infaz aşamasında ve müddetname düzenlenmesinde dikkate alınacaktır. İnfaz savcısı, kendisine kesinleşmiş olarak gelen ceza mahkemesinin kararına bakarak infazı yapacak, müddetnameyi düzenleyecektir. Eğer kararda tekerrüre (mükerrirlire) esas alınan ceza gösterilmemiş ise İnfaz savcısı hükümlünün sabıka kaydını çıkartarak tekerrüre esas olan cezayı, birden fazla ceza varsa en ağırını belirleyerek, müddetnameyi düzenleyecektir. Tekerrüre esas cezada tereddüt varsa, 5275 sayılı Kanun 98/1. maddesi gereğince mahkemesinden karar isteyebilecektir.
- Mahkemece “Mükerrirlere özgü infaz rejimi” uygulanacağı kararda gösterilmemişse
Bu durum sanık ve hükümlü için “kazanılmış hak teşkil eder. Çünkü Yargıtay Ceza Genel Kurulu TCK’nın 58. maddesinde belirtilen tekerrürü maddi ceza hukukuna ilişkin görmüş ve kararda mutlaka mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağının belirtilmesi gerektiğini, aksi halde bunun kazanılmış hakka konu teşkil edeceğini belirtmiştir. Sonuç olarak; mahkemenin kararında “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağı” belirtilmemiş ise bu durum kazanılmış hakka konu teşkil eder, bu hükümlü hakkında 5275 sayılı CGTIHK’nın 108. maddesi gereğince, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanamayacaktır. Hükümlü hakkında normal müddetname yapılacaktır.
- Mahkemece “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağı” kararda göstermiş ancak “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı” kararda gösterilmemiş ise;
Bu durum sanık ve hükümlü için “kazanılmış hak teşkil etmez”. Çünkü Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu hususta, sonradan infaz aşamasında şartla tahliyeye karar veren mahkemece bu hususta karar verilebileceği belirtilmiştir. Sonuç olarak, mahkemenin kararında “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı gösterilmemiş ise bu durum kazanılmış hakka konu teşkil etmez, bu hükümlü hakkında infaz aşamasında şartla tahliyeye karar veren hâkim, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine ve süresine karar verebilecektir.
- Müddetname yapılırken, hükümlünün tekerrüre esas alınan birden fazla cezası var ise;
Bu cezalardan en ağırı dikkate alınarak müddetname hesaplanacaktır. Bu durum 5275 sayılı CGTİHK’nın 108/2. maddesinde, “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverilmesine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz” şeklinde belirtilmiştir. Bu durumda müddetname yapılırken sabıka kaydı çıkartılarak, hükümlünün tekerrüre esas birden fazla cezası var ise tekerrüre esas cezalardan en ağırı belirlenerek, buna göre müddetnamesi yapılacaktır.
İkinci Defa Mükerrir Nedir?
Tekerrür ve mükerrir kavramları genellikle birbirine karıştırılmaktadır. Ancak, 2. kez tekerrür ile 2. kez mükerrir aynı anlamı ifade etmektedir. İnfaz Hukukuna göre 2. kez tekerrür eden kişi, 2. kez mükerrir olarak kabul edilmektedir. Bir sanık, hakkında birinci tekerrürün koşulları oluştuğunda, tekerrür hükümleri uygulanır. Bu hükmün kesinleşmesinin ardından, sanık tekrar tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren yeni bir suç işlerse, ikinci kez mükerrir olarak kabul edilir. Özetle, sanığın ikinci kez mükerrir sayılabilmesi için yasal olarak belirlenen süre ve koşullar içerisinde üç suçun işlemiş olması gerekmektedir.
İkinci defa mükerrir, 3 tane kesinleşmiş suç olması ve bunların her birinin tekerrüre uygun olmasına denir. Yani işlediği suç sebebiyle kesin bir hükümle mahkum edilen kişinin bir yeni suç işlemesi durumuna tekerrür denir. Söze konu kişi ise mükerrer olarak adlandırılır. Çift mükerrer ise bu durumu tekrar eden, yani mükerrer olduktan sonra bir kez daha mükerrer olan kişi için kullanılan infaz hukuku terimidir.
- Durum: birinci suç 01.06.2005 tarihinden önce işlenmiş olabilir. Ancak ikinci kez mükerrirliğin olabilmesi için ikinci suç ve üçüncü suçun mutlaka yeni TCK döneminde, hatta 5237 sayılı TCK 7/3 maddesinde değişiklik yapan, 5377 sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 08.07.2005 tarihinden sonra işlenmiş olması gereklidir. Şartlarını taşıyorsa, ikinci suç birinci suçu tekerrüre esas alarak birinci kez mükerrirlik, üçüncü suçta sanık ikinci kez mükerrir olacak ve hakkında ikici kez mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasın karar vermek gerekecektir.
- Durum: her üç suçta yeni TCK döneminde işlenmiş olmalıdır, hatta 5237 sayılı TCK 7/3. Maddesinde değişiklik yapan, 5377 sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 08.07.2005 tarihiden sonra işlenmiş olması gerekir. Şartlarını taşıyorsa, ikinci suç birinci suçu tekerrüre esas alarak birinci kez mükerrirlik, üçüncü suçta ikinci suçu tekerrüre esas alması durumunda, üçüncü suçta sanık ikinci kez mükerrir olacak ve hakkında ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmansa karar vermek gerekecektir.
İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması için şunlar gereklidir:
- Birden fazla kasti suç işlenmiş olmalıdır; sanık tarafından farklı zamanlarda 3 ayrı kasti suç işlenmiş olmalıdır. 1. Kasti suç işlenmiş kesinleşmiş 2. Kasti suç birinci suçun kesinleşme tarihinden sonra işlenmiş olmalı, 3. Kasti suçta ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra işlenmiş olmalıdır.
- Suçu işleyen sanık bu 3 ayrı suçu işlerken çocuk (18 yaşından küçük) olmamalıdır. Çünkü çocuklar hakkında tekerrür hükümleri uygulanamaz.
- İşlenen kasti suçlardan son ikisi yeni 5237 sayılı Yasa döneminde işlenmiş olması gerekir. Yani sanık tarafından işlenen veya son iki suçun suç tarihleri 08.07.2005’ten sonra işlenmiş olmasıdır. Çünkü mükerrirlere özgü infaz rejimi yeni 5237 sayılı TCK’nın ile gelmiştir. 1, kez mükerrirliğe karar verilen suç ile 2. kez mükerrirliğe karar verilen suçun mutlaka yeni TCK’nın döneminde işlenmiş olması gereklidir.
- İkinci suçun yargılaması sonunda mahkemece “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına” karar verilmelidir. İkinci suçtan yargılamayı yapan mahkeme tekerrüre esas olarak eski 765 sayılı TCK’nın döneminde işlenen bir suçu tekerrüre esas alabileceği gibi yeni 5237 sayılı TCK’nın döneminde işlenen bir suçu da tekerrüre esas alabilir. Önemli olan tekerrüre esas alınan cezada TCK’nın 58. maddesindeki şartların taşıması gerekir. İkinci suçun suç tarihi, birinci suçun kesinleşme tarihinden sonra olmalı veya birinci suç infaz edilmiş ise infaz tarihinden itibaren süre şartı (TCK’nin 58/2. maddesin de belirtilen 3 yıl veya 5 yil) geçmeden işlenmiş olması gerekir. Bu durumda ikinci suçtan yargılamayı yapan hâkim tekerrüre esas olarak birinci suçtan verilen cezayı esas almalıdır. Böylece ikinci suçta yargılamayı yapan mahkeme 1. kez mükerrirliğe karar vermiş olacaktır. İkinci suçtan verilen cezada TCK’nin 58. madde uygulanmış olmalıdır.
- Üçüncü suçun yargılamasını yapan mahkeme, tekerrüre esas ceza olarak, ikinci suçtan ceza verilen mükerrirlik uygulanan mahkemenin cezasını tekerrüre esas almalıdır. Üçüncü suçun suç tarihi, ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra olmalı veya ikinci suç infaz edilmiş ise infaz tarihinden itibaren süre şartı (TCK’nın 58/2. maddesin de belirtilen 3 yıl veya 5 yil) geçmeden işlenmiş olması gerekir. Bu durumda üçüncü suçtan yargılamayı yapan mahkemece tekerrüre esas olarak, ikinci suçtan mahkemece verilen cezayı esas almalıdır. Üçüncü suçtan yargılamayı yapan hakim, tekerrüre esas olarak 1.kez mükerrirliğe karar verilen ikinci suçtan verilen cezayı esas almalıdır. Yani üçüncü suçtan yargılamayı yapan hakim, hakkında TCK’nın 58. Madde tekerrür uygulanmış ikinci suçtan verilen cezayı tekerrüre esas almalıdır. Aksi taktirde ikinci kez mükerrirlik olmayacaktır.
- Üçüncü suçun yargılaması sonunda mahkemece “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına, sanık hakkında ikinci kez mükerrirlik hükümlerinin uygulanmasına” karar verilmelidir. Üçüncü suçun suç tarihi ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra olmalı veya ikinci suç infaz edilmiş ise infaz tarihinden itibaren süre şartı (TCK’nın 58/2. maddesin de belirtilen 3 yıl veya 5 yil) geçmeden işlenmiş olması gerekir. Bu durumda üçüncü suçtan yargılamayı yapan mahkemece tekerrüre esas olarak, 1.kez mükerrirliğe karar verilen cezayı esas almalı, ayrıca “mükerrirlere özgü infaz rejimine ve sanık hakkında ikinci kez mükerrirlik hükümlerinin uygulanmasına” mutlaka karar vermelidir. Aksi durumda ikinci kez mükerrirlik uygulanamayacaktır.
Ancak bu durumlarda, ikinci kez mükerrirlikten dolayı, 5275 sayılı Yasa’nın 108/3. maddesi gereğince, hükümlü hakkında şartla tahliye uygulanmayacak, ceza bihakkın infaz edilecektir. (Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, 01.10.2014 tarih, 2014/ 30512 Esas ve 2014/ 32171 sayılı kararı da bu yöndedir.)
İkinci mükerrirde hükümlü şartla tahliyeden yararlanamayacaktır. Cezası bihakkın infaz edilecektir. Bu durum 5275 sayılı CGTIHK’nın 108/3. maddesinde, “(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez. (Ek cümle:14/4/2020 7242/49 md.) Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir.” şeklinde belirtilmiştir. 7242 sayılı Kanun’un 49. maddesi ile yapılan ekleme ile “Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir” şeklinde belirtilmiştir.
Sanık ikinci kez mükerrir ise bu durumun mutlaka kararda belirtilmesi gerekir. Kararda mükerrirlere özgu infaz rejiminin uygulanacağı belirtilmiş ancak ikinci kez mükerrir olduğu belirtilmemiş ise bu durum “kazanılmış hakka konu teşkil eder”, bu durumda hükümlü birinci kez mükerrir gibi müddetnamesi yapılır.

İkinci Kez Mükerrirlik Örnekleri (Çift Mükerrir)
- Örnek
1. Suç: Kasten yaralama, Yargılamayı yapan mahkeme: Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi: 23.02.2003, Cezası: 3 yıl hapis, kesinleşme tarihi: 02.04.2005, cezanın infaz tarihi: 15.08.2009, sanık suç tarihinde 18 yaşından büyük.
2. Suç: Kasten mala zarar verme, Yargılamayı yapan mahkeme: Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi:20.10.2007, Cezası: 2 yıl hapis, kesinleşme tarihi:02.04.2010, cezanın infaz tarihi: 27.10.2014’dir. İkinci suçtan yargılama yapan Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi, birinci suçun kesinleşme tarihinden sonra bu suç işlendiğinden, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 3 yıl hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve mükerrirlere özgü infaz rejimine karar vermiştir.
3. Suç: Evrakta sahtecilik, yargılamayı yapan mahkeme: Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi: 15.06.2013, cezası: 4 yıl hapis, kesinleşme tarihi:02.04.2015, üçüncü suçtan yargılama yapan Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi, ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra bu suç işlendiğinden, Çubuk Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2 yıl hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve “mükerrirlere özgü infaz rejimine” karar vermiştir. Ayrıca tekerrüre esas alınan Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin kararında TCK’nın 58. madde uygulanarak birinci kez mükerrirliğe karar verildiğinden, ikinci kez mükerrirlik söz konusu olduğundan ayrıca “sanığın cezasının ikinci kez mükerrirlere göre infazına” karar vermesi gerekecektir.
- Örnek
1. Suç: Kamu görevlisine hakaret, Yargılamayı yapan mahkeme: Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi:23.05.2006, Cezası: 1 yıl 6 ay hapis. kesinleşme tarihi:17.04.2008, cezanın infaz tarihi: 13.09.2010, sanık suç tarihinde 18 yaşından büyük.
2. Suç: Hırsızlık, Yargılamayı yapan mahkeme: Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Suç tarihi:21.05.2011, Cezası: 3 yıl 6 ay hapis, kesinleşme tarihi:19.04.2013, cezanın infaz tarihi: 17.10.2018’dir. İkinci suçtan yargılama yapan Van Asliye Ceza Mahkemesi, birinci suçun infaz tarihinden itibaren 3 yıl içinde bu suç işlendiğinden, Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 1 yıl ó hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve “mükerrirlere özgü infaz rejimine” karar vermiştir.
3. Suç: Kasten neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, Yargılamayı yapan mahkeme: Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Suç tarihi: 10.01.2019. Cezası: 5 yıl hapis, Kesinleşme Tarihi: 29.06.2020, Üçüncü suçtan yargılama yapan Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi, ikinci suçun infaz tarihinden itibaren 3 yıl içinde bu suç işlendiğinden, Van 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 3 yıl 6 ay hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve “mükerrirlere özgü infaz rejimine” karar vermiştir. Ayrıca tekerrüre esas alınan Van 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararında TCK’nın 58. madde uygulanarak birinci kez mükerrirliğe karar verildiğinden, ikinci kez mükerrirlik söz konusu olduğundan ayrıca “sanığın cezasının ikinci kez mükerrirlere göre infazına” karar vermesi gerekecektir.
Ertelenmiş Cezalarda Tekerrür
Suç tarihi 01.06.2005 tarihinden önce ise hapis cezası para cezasına çevrilmiş ve ertelenmiş ise (647 sayılı kanun md. 4 ve 6) hüküm tarihinden, eski TCK 95/2 maddesine göre karar tarihinden, 5 yıl geçmeden suç işlenirse tekerrüre esas olur. Ancak hüküm tarihinden 5 yıl sonra suç işlenirse tekerrür söz konusu olmaz.
Suç tarihi 01.06.2005 tarihinden sonra ise, hüküm tarihi yerine hükmün kesinleşme tarihi esas alınır. Hükümlünün denetim süresine bakılır. 1 yıl – 3 yıl arasındaki denetim süresi içerisinde suç işlenirse TCK 51/7’ye göre aynen infaz kararı verilir. Aynı zamanda işlenen suçta mükerrirlik olur. Yani tekerrür söz konusudur. Denetim süresi sonunda ceza infaz edilmiş kabul edilir. Cezanın infaz edilmiş sayıldığı tarihten itibaren 3 yıl içinde suç işlenirse bu sefer aynen infaz söz konusu olmaz. Ancak işlenen ikinci suçta mükerrirlik olur. Söz edilen bu üç yılın bitiminden sonra artık suç işlenirse tekerrür de söz konusu olmayacaktır.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Nasıl Olur?
Mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verebilmek için, hükümlünün yargılandığı suçun suç tarihi 08.07.2005 tarihinden sonra olmalıdır. Çünkü 5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesi, ilk yürürlüğe girdiğinde “İnfaz rejimi yönünden, hüküm zamanında yürürlükte bulunan kanun uygulanır denilmekteydi.
08.07.2005 tarih ve 25869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5377 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle, 5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesinde yapılan değişiklik ile “Hapis cezalarının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır” prensibi gelmiştir. Buna göre kanunda yapılan değişiklik ile “cezalarının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç” denildiği için bunlarda “lehe kanun prensibi” geçerlidir.
08.07.2005 tarihi son derece önemlidir. Hakim tarafından resen dikkate alınmalıdır. Yani mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verebilmek için öncelikle sanığın suçu işlediği tarihin 08.07.2005 tarihi ve sonrası olmalıdır. Aksi taktirde mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verilemeyecektir.
Bu konuda, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22.03.2006 tarih, 2005/20195 Esas ve 2006/4283 sayılı kararında, “5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi hükmüne göre, ‘Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. 5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesine göre ise hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverme ve tekerrür ile ilgili olanlar hariç, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır. Bu kurallara aykırı olarak sanıkların adli sicil kaydının bulunduğu gerekçesiyle suç tarihinde yürürlükte olmayan, infaz rejimi ile ilgili bulunan ve sanık aleyhine sonu doğuran 5237 sayılı TCK’nin 58 maddesinin 6. fıkrası gereğince sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin, 15.02.2007 tarih ve 2006/7606 esas, 2007/1615 sayılı kararında 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle 5237 sayılı Yasa’nın 7/3. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, 08.07.2005 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağı” belirtilmektedir.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimine Göre Müddetname Örnekleri
- Örnek
Hükümlünün işlediği suçun tarihi, 10.04.2005’dir ve 5 yıl hapis cezası almıştır. Mahkeme hükümlünün sabıka kaydında bulunan önceki hapis cezalarından dolayı TCK’nın 58. maddesi gereğince, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar vermiştir. Bu durumda müddetname nasıl yapılacaktır?
Yukarıda açıklandığı üzere, mükerrirlere özgü infaz rejimi ancak 08.07.2005’ten sonra işlenen suçlar için söz konusu olabileceğinden, suç tarihi (10.04.2005) itibarıyla mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması mümkün değildir. İnfaz savcılığı ilgili mahkemesinden 5275 sayılı Yasa’nın 98/1. maddesi gereğince infazda tereddüt olduğunu belirterek karar isteyecektir.
Mahkeme, bu konuda suç tarihi itibarıyla “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmamasına” karar vermelidir. mahkeme bu konuda karar vermez ise karar istinaf veya temyizden geçmeden kesinleşmiş ise infaz savcılığı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluna gitmelidir. Sanığın lehine olarak her zaman kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. İstinaftan geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308/A. maddesi gereğince istinaf başsavcılığının itirazı, temyizden geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı yoluna gidebilecektir. Hükümlü hakkında, suç tarihi itibarıyla eski infaz yasası lehe olduğundan, 647 sayılı Yasa’nın 19. maddesi gereğince (1/2 ve ayda 6 gün indirim) yapılarak müddetname düzenlenecektir.
- Örnek
Hükümlünün işlediği suçun suç tarihi, 20.05.2007’dır Hükümlü suçu işlediği tarihte 18 yaşından küçüktür, mahkeme hükümlü hakkında suç tarihi 08.07.2005’ten sonra olduğundan ve önceden sabıka kaydı da olduğundan, yaşını dikkate almadan mükerrirlere özgü infaz rejimine karar vermiş ise bu durumda İnfaz savcısı nasıl müddetname yapacaktır?
Eski 2253 sayılı Yasa’nın 12/3 maddesinde ve Yeni 5237 sayılı TCK’nın 58/5 maddesinde belirtildiği üzere “Fiilli işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz” Yani çocuk hükümlüler hakkında tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda infaz savcısı çocuğun müddetnamesini yaparken mükerrirlere özgü infaz rejimini uygulamayacak, ilgili mahkemesinden de 5275 sayılı Yasa’nın 98/1. maddesi gereğince infazda tereddüt olduğunu belirterek karar isteyecektir. mahkeme bu konuda bir karar vermez ise karar istinaf veya temyizden geçmeden kesinleşmiş ise infaz savcılığı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluna gitmelidir. Sanığın lehine olarak her zaman kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. İstinaftan geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308/A. maddesi gereğince İstinaf Başsavcılığının itirazı, temyizden geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı yoluna gidebilecektir.
2. Kez Tekerrür Kaldırma ve İtiraz
Ceza kesinleşmiş olsa dahi, belirli şartların varlığı halinde 2.kez tekerrürün kaldırma işlemi kanunen mümkündür. Kesinleşen bir cezaya; sanığın kendisi, eşi/vasisi veya ceza avukatı ile yapacağı itiraz neticesinde ikinci kez mükerrir kaldırma işlemi sanık lehine gerçekleştirilebilir. Ancak bunun için öncelikle, tükerrürlüğe esas alınan cezalardan en az birisinin kesinliğinin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Bir cezanın kesinleşmiş olması, ikinci kez mükerrir kaldırma yoluna gidilemeyeceği anlamına gelmez. Kesinleşmiş bir cezaya itiraz edebilmek ve infazın durdurulması için birçok yasal yol bulunmaktadır. İşte bu yollar:
- Tebligat Usulsüzlüğü: Eğer tekerrüre esas alınan mahkeme kararı usulsüz bir şekilde tebliğ edilmişse, bu durumu belirterek doğrudan ilgili mahkemeye istinaf veya temyiz dilekçesi sunarak infazın durdurulması sağlanabilir.
- Kanun Yararına Bozma Dilekçesi: Cezanın, istinaf veya temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ise kanun yararına bozma dilekçesi verilebilir. Bu, cezanın hukuka uygunluğunun yeniden değerlendirilmesi sonuçlanana kadar ikinci kez mükerrir kaldırma işlemi gerçekleştirilebilir.
- İstinafta Kesinleşen Karar: Eğer tekerrür esas alınan karar İstinaf’ta kesinleşmişse, CMK 308/A maddesi uyarınca istinaf dairesine başvurmak amacıyla İstinaf Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısına müracaat edebilir.
- Yargıtay’da Kesinleşen Karar: Eğer tekerrür esas alınan karar Yargıtay’da kesinleşmişse, CMK 308. Madde gereğince Yargıtay Ceza Genel Kuruluna başvurmak için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına başvuru yapılabilir.
- Lehe Düzenleme: Kesinleşmiş bir ceza hakkında sonradan kanunda lehe bir düzenleme getirilmişse uyarlama yargılaması için tekerrüre esas kararı veren mahkemeye başvurulabilir. Lehe düzenlemeye örnek vermek gerekirse; suçun uzlaşma veya ön ödeme kapsamına alınması, cezada indirim ya da suç olmaktan çıkarılma hali sayılabilir.
- Yargılamanın Yenilenmesi: Son olarak, yargılamanın yenilenmesi talebiyle ilgili mahkemeye başvurulabilir. Yargılamanın yenilenmesi halinde ise ikinci kez mükerrir kaldırma işlemi başarıyla sağlanmış olacaktır.
Bu kısımda, “İkinci Kez Tekerrür Kaldırma” konusunu kapsamlı bir şekilde ele aldık. Paylaştığımız bilgiler, hukuki süreçlerin daha anlaşılır hale gelmesine yardımcı olmayı hedeflemektedir. Ancak, bu bilgiler genel bilgilendirme amacı taşır ve hukuki danışmanlık yerine geçmez. Hukuki meselelerinizde doğru adımlar atmak için, alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanızı şiddetle tavsiye ederiz.
Suçta Tekerrürün Sonuçları
TCK’nın düzenlemesi uyarınca tekerrürün sonuçları şunlardır:
- Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
- Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir.
- Tekerrür halinde cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
- Tekerrür Halinde, Sonraki Suça İlişkin Kanun Maddesinde Seçimlik Olarak Hapis Cezası İle Adlî Para Cezası Öngörülmüşse, Hapis Cezasına Hükmolunur
Bu sonuç, TCK. madde 58/3’de açıkca düzenlenmiştir.
- Tekerrür Halinde Hükmolunan Ceza, Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimine Göre Çektirilir
Bu konu aşağıda ayrı bir başlık altında incelenecektir.
- Tekerrür Halinde Cezanın İnfazından Sonra Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanır
TCK. madde 58/6 gereğince mükerrir hakkında, aldığı ikinci cezanın infazından itibaren başlamak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi konusunda karar verecek merci, hükümlünün koşullu salıverilmesine karar verecek olan infaz hakimliğidir.
TCK. madde 58/8’e göre “mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.” Burada kast edilen “mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik”, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddenin 4, 5 ve 6. fıkralarında düzenlenen denetimli serbestlik süresi, cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak üzere bir yıldan az olmayacak; tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanacaktır. Hakim, gerekli görürse denetim süresini beş yıla kadar uzatılabilecektir.
TCK. madde 58/7 uyarınca mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
Aynı maddenin 9. fıkrası ise, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, “itiyadi suçlu”, “suçu meslek edinen kişi” ile “örgüt mensubu suçlu” hakkında da uygulanacağını hükme bağlamıştır. Bu tür suçluların tanımı ise TCK.nın 6/1. maddesinde yapılmıştır.
Bahse konu madde uyarınca, ceza kanunlarının uygulanmasında;
- “İtiyadi suçlu” deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
- “Suçu meslek edinen kişi” deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
- “Örgüt mensubu suçlu” deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi anlaşılır.
Bu tür suçlular da “tehlikelilik” kavramı kapsamında bulunduğundan mükerrirler gibi aynı infaz rejimine tabi olurlar. Türk Ceza Kanununun 58. maddesinde tanzim edilen tekerrür müessesesi, ceza artırımı öngörmemektedir. Maddenin 6. fıkrası gereği tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde “mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri”, düzenlenmiştir. Bu şekildeki düzenleme ile tekerrür, “maddi ceza hukuku müessesesi” olmanın yanında “infaz müessesesi” niteliğini de taşımaktadır. Mükerrirler hakkında ceza yasası uyarınca tayin edilen ceza, infaz yasasının ilgili hükümleri uyarınca öngörülen infaz rejimine göre çektirilir.
Tekerrürün “maddi ceza hukuku müessesesi” olup olmadığı hususu, “kazanılmış hak” konusunda özellikle önem taşımaktadır. Çünkü maddi ceza hukukunda kazanılmış hak ilkesi geçerli olduğu halde, infaza ilişkin olarak kazanılmış hakkın geçerli olmayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay’ın görüşü ise, tekerrürün maddi ceza hukuku içinde olduğu yönündedir (CGK. 2007/98 K.). “Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir” şeklindeki TCK. madde 58/7 hükmü karşısında, mahkûmiyet kararında bu hususlara yer verilmemesi halinde sanık lehine kazanılmış hak söz konusu olacaktır. Özetleyecek olursak, TCK’nın kabul ettiği sisteme göre mükerririn cezası artırılmamakta, seçenekli yaptırım öngörülmüşse hapis cezası uygulanmakta, koşullu salıverilme süreleri artırılmakta, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaktadır.
Mükerrirlere Özgü İnfaz
TCK.nun 58/6 maddesi gereği, tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Buna göre tekerrür halinde hükmolunan ceza, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesine göre infaz edilecektir.
5275 sayılı yasanın “Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlıklı 108. maddesi uyarınca;
Mükerrirlere ve Bazı Suç Faillerine Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri – İnfaz Kanunu Madde 108
(1) Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,
b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,
c) (Ek:14/4/2020-7242/49 md.)Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının,
d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin, İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. (Ek cümle:14/4/2020-7242/49 md.) Ancak, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.
(2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.
(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez. (Ek cümle:14/4/2020-7242/49 md.) Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir.
(4) İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.
(5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.
(6) İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.
(7) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrirler, infaz hâkimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.
(8) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır.
(9) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun102 nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında da uygulanır. (Ek cümle:14/4/2020- 7242/49 md.) Ancak, süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı, dörtte üç olarak uygulanır. 188 inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilir:
a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak
b) Tedavi amaçlı programlara katılmak
c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak
d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak
e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak
f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak
(10) (Ek:18/6/2014-6545/82 md.) Dokuzuncu fıkra hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.
(11) (Ek:18/6/2014-6545/82 md.) Bu maddenin dokuzuncu fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.
Bu madde TCK’nin 58. maddesi ile birlikte ele alındığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır:
- TCK ile tekerrür uygulamasında koşullu salıverme sürelerinde artırım öngörülmüş olup, adli para cezasında koşullu salıverme hükümlerinin uygulanması olanaklı bulunmadığından, ikinci suç için verilen sonuç ceza adli para cezası ise tekerrür hükümleri uygulanamaz.
- Tekerrür halinde, işlenen suçtan dolayı mahkum olan kişinin koşullu salıverilme süresi ilk kez suç işleyene göre daha uzundur. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/2. maddesinde ilk defa suç işleyenlerin süreli hapis cezasına mahkum olmaları halinde cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilecekleri düzenlenmişken; mükerrirler için bu süre, aynı kanunun 108/1 maddesinin c bendinde hapis cezasının dörtte üçü olarak hükme bağlanmıştır. İnfaz kurumunda bu süreleri iyi hâlli olarak geçirmeleri durumunda koşullu salıverilmeden yararlanabileceklerdir.
- Hakkında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar ise koşullu salıverilmeden yararlanamazlar.
Suçta Tekerrürün Sonuçları
Suçta tekerrür, sanığın işlediği ikinci suç nedeniyle daha ağır bir yaptırımla karşılaşmasına yol açar. Suçta tekerrür halinde sanık aleyhine ceza hukuku ve infaz hukuku alanında üç hukuki sonuç gerçekleşir:
- Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi Uygulanır: Suçta tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüye 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 108. Maddesinde düzenlenen “mükerrirlere özgü infaz rejimi” uygulanır. Mükerrirlere özgü infaz rejimi, hükümlünün cezaevinde daha fazla kalmasına yol açar. Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulandığında hükümlünün ne kadar süreyle cezaevinde kalacağı aşağıda ayrı bir başlık altında incelenmiştir.
- Seçimlik Cezalardan Hapis Cezasına Karar Verilir: Tekerrür halinde işlenen ikinci suçun (tekerrür hükümleri uygulanacak suç) cezası seçimlik olarak hapis cezası veya adli para cezası olarak öngörülmüşse, hapis cezasına hükmedilir. Hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez (TCK md. 58/3).
- Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanır: Tekerrür halinde cezanın infazından sonra gelmek üzere hükümlü “Denetimli Serbestlik” tedbiri uygulanmasına karar verilmelidir (TCK md. 58/6). Mahkeme sadece denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar vermelidir. İnfazdan sonra ne kadar süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağına, infaz aşamasında koşullu salıverme kararı veren mahkeme tarafından kararlaştırılması gerekir.
Yerel mahkeme tarafından koşulları oluştuğu halde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmediği takdirde, aleyhe temyiz de yoksa, sanığın kazanılmış hakkı doğar.
Suçta Tekerrür Hakkında Mahkeme Kararları
Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2020/258 E. 2020/3675 K. Ve 01.07.2020 Tarihli Kararı
Sanık hakkında mahkemece, Sarayköy Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/19 esas 2014/133 karar sayılı ilamıyla aldığı 5 ay hapis cezası esas alınarak tekerrür hükümleri uygulanmışsa da, UYAP kayıtlar ile sabıka kaydının incelenmesinde; tekerrüre esas alınan hükmün sanık ile ilgisi bulunmadığı gibi sanığın sabıkasında da bu mahiyette bir hükmün bulunmadığı, ayrıca sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek başkaca ilamın da bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında koşullar bulunmadığı halde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi…
Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2020/2035 E. 2020/3695 K. Ve 01.07.2020 Tarihli Kararı
Sanık hakkında, tekerrür oluşturan mahkûmiyetlerinden daha ağır cezayı içeren Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23.02.2012 tarih, 2010/506 esas ve 2012/97 karar sayılı ilam ile verilen ve 10.06.2013 tarihinde kesinleşen, 22.03.2019 tarihinde yerine getirilen 5 yıl 5 ay hapis cezasına ilişkin hüküm yerine, Bitlis 2. Asliye Ceza Mahkemesinden 2016/ 252 esas ve 2017/11 karar sayılı ilamı ile verilen 2 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin hükmün tekerrüre esas alınması…
Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2019/7697 E. 2020/3682 K. Ve 01.07.2020 Tarihli Kararı
Tekerrüre esas alınan Adıyaman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28.06.2008 tarih ve 2008/334 esas 2008/333 karar sayılı ilam ile verilen 6.000,00 TL adli para cezasının 23.08.2009 tarihinde infaz edildiği bu tarihten itibaren hüküm verilinceye kadar 3 yıldan fazla sürenin geçtiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrür hükmünün uygulanamayacağının gözetilmemesi…
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/7774 E. 2019/3487 K. Ve 20.02.2019 Tarihli Kararı
Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırken, ikinci kez mükerrerliğe esas alınan Kartal 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 25.10.2011 tarihli ve 2010/192 Esas – 2011/1235 Karar sayılı ilamının hapisten çevrilen adli para cezası olduğu halde tekerrür hükümleri uygulandığı ve sonuç cezanın adli para cezası olarak belirlendiği durumlarda tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı, bu nedenle sanığın ikinci kez mükerrerliğine karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması…