İçerik Başlıkları
Suçta tekerrür, kişinin daha önce işlediği suç nedeniyle kesinleşmiş olan belli bir cezaya mahkum edilmiş olmasına rağmen yeni bir suç işlemesidir. Yeniden suç işleyen bu kişiye mükerrir denir. Ceza hukuku açısından kişinin tekrar suç işlemesi, onun suç işlemede gösterdiği kararlılık toplum açısından tehlikeliliğini ifade eder. İlk defa suç işleyen bir suçlu ile, daha önceden bir ve birden fazla suç işleyen mükerrir suçlu, suç işlemeyi itiyat haline getiren itiyadi suçlu, suçu meslek edinen suçlu veya örgüt mensubu suçluların, toplum açısından gösterdikleri tehlikelilik aynı oranda ve boyutta değildir. Bu nedenle her ceza kanununda ilk defa suç işleyenlere nazaran, mükerrir, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen, örgüt mensubu kişiler hakkında daha ağır cezai yaptırımlar düzenlenmiş, bu kişiler hakkında özel ve daha sıkı infaz rejimleri öngörülmüştür. TCK 58. Madde uyarınca suçta tekerrürün şartları;
- Sanığın önceden bir suç işlemiş olması ve bu suçtan verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması gerekir.
- Sanığın yeni bir suç işlemiş olması. (Bu yeni suçun, önceki mahkumiyetin 5 yıldan fazla hapis cezası olması halinde, söz konusu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde işlenmesi gerekir. Bu yeni suçun, önceki mahkumiyetin 5 yıldan az hapis cezası veya adli para cezasına ait bir ceza ise bu cezanın infazından itibaren 3 yıl içinde işlenmesi gerekir.
- Sanığın gerek önceki mahkumiyetinde, gerekse suçu işlediği sırada, 18 yaşını doldurmuş olması gerekir. (18 yaşını doldurmadan önce küçüklerin işledikleri suçlar hiçbir şekilde tekerrüre esas olmaz.)
- Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askeri suçlarla – diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanamayacağından, tekerrüre esas alınan suç ile sonradan işlenen suçun, suç ayrımı açısından aynı türde olması gerekir. (Önceki suç kasti suç – hapis, sonraki işlenen suç kasti suç – hapis olmalıdır. Önceki suç kasti suç – adli para cezası (kesin değil), sonraki suç kasti suç hapis olabilir.)
- Tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyet yabancı ülke mahkemelerinde verilmiş bir karar ise ilama konu suçların kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçlarından birisi olması gerekir.
Ceza hukuku sistemlerinde, mükerrir kişinin, yargılanırken alacağı cezada belli oranda artırım yapılması veya ceza kesinleştikten sonra infazında cezaevinde kalacağı sürede belli oranda artırım yapılması düzenlenmiştir. Suçta tekerrür durumunda uygulanacak mükerrirlere özgü infaz rejiminin sanık üstünde yaratacağı olumsuz etkiler gözetildiğinde ceza avukatı ile çalışmanız menfaatinize olacaktır.

Suçta Tekerrür Nedir?
Tekerrür, kişinin daha önce işlediği suçu nedeniyle belli bir cezaya mahkum edilmiş olmasına rağmen, yeniden suç işlemesidir. Yeniden suç işleyen bu kişiye mükerrir denir. Ceza hukuku açısından kişinin tekrar suç işlemesi, onun suç işlemede gösterdiği kararlılık toplum açısından tehlikeliliğini ifade eder. Tekerrür, sözlük anlamı ile “tekrarlama” demektir. Ceza hukukunda ise tekerrür, “kişinin bir ceza mahkumiyetinden sonra yeniden suç işlemesi” olarak tanımlanabilir. Bu şekilde suç işleyen kişiye ise “mükerrir” denir.
Mükerrirliği önlemek için cezanın ıslah amacı burada büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan tekerrür, cezaya etkili olan, cezayı ağırlaştıran bir neden olarak ortaya çıkmıştır. Tekerrür kurumu, Türk Ceza Kanunu (TCK.) madde 58’de düzenlenmiştir. Ceza hukuku sistemlerinde, mükerrir kişinin, yargılanırken alacağı cezada belli oranda artırım yapılması veya ceza kesinleştikten sonra infazında cezaevinde kalacağı sürede belli oranda artırım yapılması düzenlenmiştir.
Sanığın mükerrir olması halinde, mahkumiyet kararında sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı hususlarının belirtilmesi gerekmektedir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için sanığın daha önceden tekerrüre esas bir suç işlemiş olması gerekmekle birlikte, sanığın itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu olması halinde diğer şartlara bakılmaksızın hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması zorunluluğu bulunmakta olup, mahkemenin bu yönde karar vermesi gerekmektedir.
Suçta Tekerrür Nasıl Tespit Edilir?
Ceza mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezalarının infazı için bu cezanın tamamının ceza infaz kurumunda ya da denetim serbestlik tedbiri altında geçirilmesi gerekmeyip, iyi halli olmak şartıyla cezanın belli bir bölümünün infaz edilmesi yeterli görülmekte ve hükümlü şartla salıverilmektedir. Fakat belirli şartların varlığı halinde, daha önceden suç işleyen sanık mükerrir kabul edilmekte ve bu kişinin ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre uzamaktadır. Sanığın ikinci kez mükerrir olduğuna karar verilmesi halinde ise kişi şartla salıverilme hükümlerinden yararlanamamakta ve cezanın tamamı infaz edilmektedir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra hükümlünün yeni bir suç işlemesi gerekir. Tekerrüre esas alınacak olan önceki suçun cezasının hapis ya da para cezasına ilişkin olması gerekir; önceki mahkumiyetin adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara ilişkin olması ya da sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanması halinde, tekerrür hükümlerinin uygulanmaz. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ikinci suçun ilk suçun cezasının kesinleşmesinden sonra belirli bir süre içinde işlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Yani;
- Tekerrüre esas alınan önceki suçtan dolayı 5 yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu suça ilişkin cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 5 yıl,
- 5 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde ise bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 3 yıl,
İçerisinde suç işlenmesi halinde, tekerrür hükümlerinin uygulanması mümkündür. Bu süreler geçtikten sonra ikinci suçun işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanamaz. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk suça dair cezanın kesinleşmesi yeterli olup, infaz edilmesine gerek yoktur. Bununla birlikte ikinci suçun işlendiği zaman aralığı hesaplanırken gözetilecek 3 ve 5 yıllık süreler, infaz tarihi esas alınarak belirlenecektir. Dolayısıyla, eğer suç infaz edilmemiş ise 3 ve 5 yıllık süreler işlemeyecek, hüküm infaz edilene kadar daha uzun süreler geçmesine rağmen tekerrür hükümlerinin uygulanması mümkün olacaktır. Örneğin 2 yıl hapis cezası içeren ilk suçun 01.01.2020 tarihinde kesinleşmesi ve 01.01.2022 tarihinde infaz edilmiş olması halinde, sanık 01.01.2022 tarihi ile 01.02.2025 tarihi arasında işlediği suçlar yönünden mükerrir kabul edilir.
Sanık hakkında bir kez tekerrür hükümlerinin uygulanması ve sanığın bu kararın infazından itibaren geçecek 3 veya 5 yıllık sürelerde yeni bir suç işlemesi halinde, sanık ikinci kez mükerrir kabul edilecektir. Dolayısıyla mahkemece tekerrür şartları oluşan ve tekerrüre esas alınan ilamda tekerrür hükümleri uygulanmış ise sanık ikinci kez mükerrir kabul edilecektir. İkinci tekerrür halinin hükümde belirtilmesi şarttır; hükümde belirtilmedikçe infaz aşamasında re’sen dikkate alınıp uygulanamaz. Önceki suçtan dolayı verilen hapis cezasının ertelenmiş olması, sonraki suçtan dolayı tekerrür hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Sanığın mükerrir olduğunun tespit edilmesi ve yargılama konusu sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezasının öngörülmesi halinde, mahkemece zorunlu olarak hapis cezasının tercih edilmesi gerekmektedir.
Tekerrür Hükümlerinin Uygulanmayacağı Haller
Aşağıda belirtilen hallerde tekerrür hükümleri uygulanmaz:
- Önceki cezanın hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç olmak üzere 3000 Türk Lirası dâhil adli para cezasına ilişkin kesin nitelikte olması.
- Sanığın yargılama konusu (sonraki) suç nedeniyle adli para cezasına mahkûm edilmiş olması.
- Fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar (Failin suça sürüklenen çocuk olması ya da sanığın tekerrüre esas alınan önceki mahkûmiyetinin yaşı küçükken işlenmiş bir suça ilişkin olması).
- Kasıtlı suçlar ile taksirli suçlar ve sırf askerî suçlar ile diğer suçlar arasında tekerrür şartlarının oluşması.
- Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç yabancı ülke mahkemelerince verilen hükümler.
Suçta Tekerrürün Koşulları
Yeni TCK’nın 58. maddesinde açıklanmış, cezada artırım nedeni değil, infaz aşamasında dikkate alınması gereken bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir. Tekerrür dolayısıyla kişinin cezasında artırma yapan sistemden vazgeçilmiştir. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, önceki mahkumiyetin infaz edilmesi değil kesinleşmesi aranmış (TCK’nın 58/1. maddesi), ancak tekerrürün uygulanamayacağı sürelerin işlemeye başlaması açısından önceki mahkumiyetin infaz edilmiş olması şartı (TCK’nın 58/2. maddesi) aranmıştır.
TCK. madde 58/1 ve 58/2’ye göre;
(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.”
Buna göre tekerrürün koşulları şunlardır:
- Sanığın önceden işlenen suçtan dolayı kesinleşmiş bir mahkumiyetinin bulunması,
- Yeni bir suçun işlenmiş olması,
- Yeni suçun tekerrür süresi geçmeden işlenmiş olması.
- Sanığın Önceden İşlenen Suçtan Dolayı Kesinleşmiş Bir Mahkumiyetinin Bulunması
Tekerrürden söz edebilmek için ilk koşul, sanığın daha önceden bir suç işlemiş olması, bu suç nedeniyle mahkumiyetinin bulunması ve bu mahkumiyetinin kesinleşmiş olmasıdır. Mahkumiyet kararının hapis veya adli para cezası olması önemli değildir. Ancak ceza niteliğinde olmayan özel hukuka ilişkin mahkumiyet kararları (mesela tazminat kararları), idari para cezaları, güvenlik tedbirleri, hapisten çevrilen adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlar tekerrüre esas alınmaz.
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmaması demek olduğundan ve denetim süresi içinde yeni suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine uygun davranıldığında, hüküm ortadan kaldırılarak düşme kararı verileceğinden, tekerrüre esas olmaz.
Uzlaşmanın varlığı halinde soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında ise düşme kararı verileceğinden, tekerrüre esas durum ortaya çıkmayacaktır. Öte yandan tekerrüre esas olmayan mahkumiyetler şunlardır:
- Suç tarihinde onsekiz yaşını doldurmamış olanlara verilen mahkumiyetler;
- Disiplin cezası niteliğindeki mahkumiyetler;
Disiplin hapsi, “kısmi bir düzeni korumak amacıyla” yaptırım altına alınan fiil nedeniyle verilen ve “adli sicil kayıtlarına geçmeyen” hapsi ifade eder. Örneğin orduda disiplini sağlamak için verilen oda hapsi cezaları.
- Kabahatler Kanununa göre verilen mahkumiyetler; Kabahatler, TCK.da yer almamış, 5326 sayılı Kabahatler Kanunuyla düzenlenmiştir. TCK. madde 58/1 gereğince kabahatler ve suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Tekerrür hükümlerinin uygulanması için önceki ve sonraki fiillerin “suç niteliğinde” olması gerekir.
- Yabancı ülkede işlenen suçlar nedeniyle verilen mahkumiyetler; TCK. madde 58/4 uyarınca; “Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.” Dolayısıyla kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları tekerrüre esas alınabilecektir. Bu sayılanlar dışındaki suçların yabancı ülkede işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanamayacaktır.
- Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında; TCK. madde 58/4 uyarınca; kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Sırf askeri suçlar, nitelikleri itibariyle yalnızca asker kişiler tarafından işlenebilen, kısmen veya tamamen başka kanunlarda suç sayılmayan suçlardır. Sırf askeri suçlara örnek olarak düşman karşısından kaçmak (Askeri Ceza Kanunu madde 69) ve askerlikten soğutmak (Askeri Ceza Kanunu madde 96) gösterilebilir. Diğer taraftan, tekerrür için cezanın infazı aranmamaktadır; ama tekerrür için maddenin 2. fıkrasında belirlenen sürelerin başlangıcı bakımından infaz tarihi esas alınacaktır. Ceza mahkumiyetini ortadan kaldıran veya sonuçlarını etkisizleştiren genel af, şikayetten vazgeçme (mahkumiyetten sonra şikayetin geri alınabileceği hallerde), yasal değişiklikle eylemin suç olmaktan çıkarılması hallerinde tekerrür olmayacaktır. Önödeme halinde (TCK. madde 75) kamu davasının açılması söz konusu olmadığından tekerrür de konu edilmeyecektir. Dava zamanaşımı kamu davasını düşüreceğinden tekerrür söz konusu olmayacak; ceza zamanaşımında ise mahkumiyet kesinleşmiş olduğundan tekerrür uygulanabilecektir.
- Yeni Bir Suçun İşlenmiş Olması
Tekerrürden söz edebilmek için ikinci koşul, kesinleşmiş bir suçtan sonra, yeni bir suçun işlenmiş olmasıdır. Yeni bir suçun, önceki hüküm kesinleştikten sonra işlenmiş olması gerekir. Önceki suç ile ilgili hüküm kesinleşmeden tekerrürden söz edilemez.
- Yeni Suçun Tekerrür Süresi Geçmeden İşlenmiş Olması
TCK. madde 58/2’ye göre;
“Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.”
Hapisten çevrilen adli para cezalarında tekerrür süresi adli para cezasına göre belirlenir. Esas alınacak ceza, önceki kararda mahkemenin verdiği sonuç cezadır. Süreler, TCK. madde 51/6 uyarınca resmi takvime göre belirlenir.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejiminde Dikkat Edilmesi Gerekilen Konular
- Ceza mahkemesi yargılama aşamasında, yargılamayı yapan hakim, sanığın mükerrir olup olmadığını resen araştırmakla yükümlüdür.
Mahkeme hâkimi resen kişinin sabıka kaydını dikkate alarak, 5237 sayılı TCK’nın 58/2. maddesindeki; Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı:
- Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
- Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıllık,
Sürenin geçip geçmediğini araştıracak, bu süreler geçmemiş ise ve diğer şartlan da taşıması halinde, cezada artırım değil “Mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve cezanın infazından sonrada denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verecektir. Bu durum 5237 sayılı TCK’nın 58/7 maddesinde “Mahkumiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
- Mahkeme kararında ayrıca tekerrüre esas alınan cezanın ne olduğu, hangi mahkemece verildiği ve ceza miktarı da göstermesi gerekecek midir? Bu durum zorunlu mudur?
Yargıtay CGK’nın 22.01.2013 tarih, 2012/6-1431 esas ve 2013/18 karar sayılı kararı ve yine Yargıtay CGK’nın 12.02.2013 tarih, 2012/13-1438 esas ve 2013/53 karar, sayılı kararlarında; “Tekerrüre esas alınan ilam kararda gösterilmemiş ise de, infaz aşamasında bu husus dikkate alınabileceğinden, Bozma sebebi yapılmamıştır.” Mahkeme hakimi kararında hüküm kurarken TCK’nın 58/7. maddesi gereğince; “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağını” açık olarak kararında belirtmesi gerekecektir. Ancak yukarıda belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurul kararları gereği tekerrüre esas cezayı hükümde mutlaka göstermesine gerek yoktur. Ancak tekerrüre esas cezayı kararda göstermesi de mümkündür.
Tekerrüre esas ilam mahkeme kararında gösterilmemiş ise bu durum infaz aşamasında ve müddetname düzenlenmesinde dikkate alınacaktır. İnfaz savcısı, kendisine kesinleşmiş olarak gelen ceza mahkemesinin kararına bakarak infazı yapacak, müddetnameyi düzenleyecektir. Eğer kararda tekerrüre (mükerrirlire) esas alınan ceza gösterilmemiş ise İnfaz savcısı hükümlünün sabıka kaydını çıkartarak tekerrüre esas olan cezayı, birden fazla ceza varsa en ağırını belirleyerek, müddetnameyi düzenleyecektir. Tekerrüre esas cezada tereddüt varsa, 5275 sayılı Kanun 98/1. maddesi gereğince mahkemesinden karar isteyebilecektir.
- Mahkemece “Mükerrirlere özgü infaz rejimi” uygulanacağı kararda gösterilmemişse
Bu durum sanık ve hükümlü için “kazanılmış hak teşkil eder. Çünkü Yargıtay Ceza Genel Kurulu TCK’nın 58. maddesinde belirtilen tekerrürü maddi ceza hukukuna ilişkin görmüş ve kararda mutlaka mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağının belirtilmesi gerektiğini, aksi halde bunun kazanılmış hakka konu teşkil edeceğini belirtmiştir. Sonuç olarak; mahkemenin kararında “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağı” belirtilmemiş ise bu durum kazanılmış hakka konu teşkil eder, bu hükümlü hakkında 5275 sayılı CGTIHK’nın 108. maddesi gereğince, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanamayacaktır. Hükümlü hakkında normal müddetname yapılacaktır.
- Mahkemece “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanacağı” kararda göstermiş ancak “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı” kararda gösterilmemiş ise;
Bu durum sanık ve hükümlü için “kazanılmış hak teşkil etmez”. Çünkü Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu hususta, sonradan infaz aşamasında şartla tahliyeye karar veren mahkemece bu hususta karar verilebileceği belirtilmiştir. Sonuç olarak, mahkemenin kararında “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı gösterilmemiş ise bu durum kazanılmış hakka konu teşkil etmez, bu hükümlü hakkında infaz aşamasında şartla tahliyeye karar veren hâkim, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine ve süresine karar verebilecektir.
- Müddetname yapılırken, hükümlünün tekerrüre esas alınan birden fazla cezası var ise;
Bu cezalardan en ağırı dikkate alınarak müddetname hesaplanacaktır. Bu durum 5275 sayılı CGTİHK’nın 108/2. maddesinde, “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverilmesine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz” şeklinde belirtilmiştir. Bu durumda müddetname yapılırken sabıka kaydı çıkartılarak, hükümlünün tekerrüre esas birden fazla cezası var ise tekerrüre esas cezalardan en ağırı belirlenerek, buna göre müddetnamesi yapılacaktır.
İkinci Defa Mükerrir Nedir?
İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması için şunlar gereklidir:
- Birden fazla kasti suç işlenmiş olmalıdır; sanık tarafından farklı zamanlarda 3 ayrı kasti suç işlenmiş olmalıdır. 1. Kasti suç işlenmiş kesinleşmiş 2. Kasti suç birinci suçun kesinleşme tarihinden sonra işlenmiş olmalı, 3. Kasti suçta ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra işlenmiş olmalıdır.
- Suçu işleyen sanık bu 3 ayrı suçu işlerken çocuk (18 yaşından küçük) olmamalıdır. Çünkü çocuklar hakkında tekerrür hükümleri uygulanamaz.
- İşlenen kasti suçlardan son ikisi yeni 5237 sayılı Yasa döneminde işlenmiş olması gerekir. Yani sanık tarafından işlenen veya son iki suçun suç tarihleri 08.07.2005’ten sonra işlenmiş olmasıdır. Çünkü mükerrirlere özgü infaz rejimi yeni 5237 sayılı TCK’nın ile gelmiştir. 1, kez mükerrirliğe karar verilen suç ile 2. kez mükerrirliğe karar verilen suçun mutlaka yeni TCK’nın döneminde işlenmiş olması gereklidir.
- İkinci suçun yargılaması sonunda mahkemece “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına” karar verilmelidir. İkinci suçtan yargılamayı yapan mahkeme tekerrüre esas olarak eski 765 sayılı TCK’nın döneminde işlenen bir suçu tekerrüre esas alabileceği gibi yeni 5237 sayılı TCK’nın döneminde işlenen bir suçu da tekerrüre esas alabilir. Önemli olan tekerrüre esas alınan cezada TCK’nın 58. maddesindeki şartların taşıması gerekir. İkinci suçun suç tarihi, birinci suçun kesinleşme tarihinden sonra olmalı veya birinci suç infaz edilmiş ise infaz tarihinden itibaren süre şartı (TCK’nin 58/2. maddesin de belirtilen 3 yıl veya 5 yil) geçmeden işlenmiş olması gerekir. Bu durumda ikinci suçtan yargılamayı yapan hâkim tekerrüre esas olarak birinci suçtan verilen cezayı esas almalıdır. Böylece ikinci suçta yargılamayı yapan mahkeme 1. kez mükerrirliğe karar vermiş olacaktır. İkinci suçtan verilen cezada TCK’nin 58. madde uygulanmış olmalıdır.
- Üçüncü suçun yargılamasını yapan mahkeme, tekerrüre esas ceza olarak, ikinci suçtan ceza verilen mükerrirlik uygulanan mahkemenin cezasını tekerrüre esas almalıdır. Üçüncü suçun suç tarihi, ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra olmalı veya ikinci suç infaz edilmiş ise infaz tarihinden itibaren süre şartı (TCK’nın 58/2. maddesin de belirtilen 3 yıl veya 5 yil) geçmeden işlenmiş olması gerekir. Bu durumda üçüncü suçtan yargılamayı yapan mahkemece tekerrüre esas olarak, ikinci suçtan mahkemece verilen cezayı esas almalıdır. Üçüncü suçtan yargılamayı yapan hakim, tekerrüre esas olarak 1.kez mükerrirliğe karar verilen ikinci suçtan verilen cezayı esas almalıdır. Yani üçüncü suçtan yargılamayı yapan hakim, hakkında TCK’nın 58. Madde tekerrür uygulanmış ikinci suçtan verilen cezayı tekerrüre esas almalıdır. Aksi taktirde ikinci kez mükerrirlik olmayacaktır.
- Üçüncü suçun yargılaması sonunda mahkemece “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına, sanık hakkında ikinci kez mükerrirlik hükümlerinin uygulanmasına” karar verilmelidir. Üçüncü suçun suç tarihi ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra olmalı veya ikinci suç infaz edilmiş ise infaz tarihinden itibaren süre şartı (TCK’nın 58/2. maddesin de belirtilen 3 yıl veya 5 yil) geçmeden işlenmiş olması gerekir. Bu durumda üçüncü suçtan yargılamayı yapan mahkemece tekerrüre esas olarak, 1.kez mükerrirliğe karar verilen cezayı esas almalı, ayrıca “mükerrirlere özgü infaz rejimine ve sanık hakkında ikinci kez mükerrirlik hükümlerinin uygulanmasına” mutlaka karar vermelidir. Aksi durumda ikinci kez mükerrirlik uygulanamayacaktır.
Ancak bu durumlarda, ikinci kez mükerrirlikten dolayı, 5275 sayılı Yasa’nın 108/3. maddesi gereğince, hükümlü hakkında şartla tahliye uygulanmayacak, ceza bihakkın infaz edilecektir. (Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, 01.10.2014 tarih, 2014/ 30512 Esas ve 2014/ 32171 sayılı kararı da bu yöndedir.)
İkinci mükerrirde hükümlü şartla tahliyeden yararlanamayacaktır. Cezası bihakkın infaz edilecektir. Bu durum 5275 sayılı CGTIHK’nın 108/3. maddesinde, “(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez. (Ek cümle:14/4/2020 7242/49 md.) Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir.” şeklinde belirtilmiştir. 7242 sayılı Kanun’un 49. maddesi ile yapılan ekleme ile “Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir” şeklinde belirtilmiştir.
Sanık ikinci kez mükerrir ise bu durumun mutlaka kararda belirtilmesi gerekir. Kararda mükerrirlere özgu infaz rejiminin uygulanacağı belirtilmiş ancak ikinci kez mükerrir olduğu belirtilmemiş ise bu durum “kazanılmış hakka konu teşkil eder”, bu durumda hükümlü birinci kez mükerrir gibi müddetnamesi yapılır.
İkincikez Mükerrirlik Örnekleri (Çift Mükerrir)
- Örnek
1. Suç: Kasten yaralama, Yargılamayı yapan mahkeme: Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi: 23.02.2003, Cezası: 3 yıl hapis, kesinleşme tarihi: 02.04.2005, cezanın infaz tarihi: 15.08.2009, sanık suç tarihinde 18 yaşından büyük.
2. Suç: Kasten mala zarar verme, Yargılamayı yapan mahkeme: Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi:20.10.2007, Cezası: 2 yıl hapis, kesinleşme tarihi:02.04.2010, cezanın infaz tarihi: 27.10.2014’dir. İkinci suçtan yargılama yapan Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi, birinci suçun kesinleşme tarihinden sonra bu suç işlendiğinden, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 3 yıl hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve mükerrirlere özgü infaz rejimine karar vermiştir.
3. Suç: Evrakta sahtecilik, yargılamayı yapan mahkeme: Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi: 15.06.2013, cezası: 4 yıl hapis, kesinleşme tarihi:02.04.2015, üçüncü suçtan yargılama yapan Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi, ikinci suçun kesinleşme tarihinden sonra bu suç işlendiğinden, Çubuk Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2 yıl hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve “mükerrirlere özgü infaz rejimine” karar vermiştir. Ayrıca tekerrüre esas alınan Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin kararında TCK’nın 58. madde uygulanarak birinci kez mükerrirliğe karar verildiğinden, ikinci kez mükerrirlik söz konusu olduğundan ayrıca “sanığın cezasının ikinci kez mükerrirlere göre infazına” karar vermesi gerekecektir.
- Örnek
1. Suç: Kamu görevlisine hakaret, Yargılamayı yapan mahkeme: Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesi, suç tarihi:23.05.2006, Cezası: 1 yıl 6 ay hapis. kesinleşme tarihi:17.04.2008, cezanın infaz tarihi: 13.09.2010, sanık suç tarihinde 18 yaşından büyük.
2. Suç: Hırsızlık, Yargılamayı yapan mahkeme: Van 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Suç tarihi:21.05.2011, Cezası: 3 yıl 6 ay hapis, kesinleşme tarihi:19.04.2013, cezanın infaz tarihi: 17.10.2018’dir. İkinci suçtan yargılama yapan Van Asliye Ceza Mahkemesi, birinci suçun infaz tarihinden itibaren 3 yıl içinde bu suç işlendiğinden, Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 1 yıl ó hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve “mükerrirlere özgü infaz rejimine” karar vermiştir.
3. Suç: Kasten neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, Yargılamayı yapan mahkeme: Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Suç tarihi: 10.01.2019. Cezası: 5 yıl hapis, Kesinleşme Tarihi: 29.06.2020, Üçüncü suçtan yargılama yapan Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi, ikinci suçun infaz tarihinden itibaren 3 yıl içinde bu suç işlendiğinden, Van 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 3 yıl 6 ay hapis cezasını tekerrüre esas kabul etmiş ve “mükerrirlere özgü infaz rejimine” karar vermiştir. Ayrıca tekerrüre esas alınan Van 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararında TCK’nın 58. madde uygulanarak birinci kez mükerrirliğe karar verildiğinden, ikinci kez mükerrirlik söz konusu olduğundan ayrıca “sanığın cezasının ikinci kez mükerrirlere göre infazına” karar vermesi gerekecektir.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Nasıl Olur?
Mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verebilmek için, hükümlünün yargılandığı suçun suç tarihi 08.07.2005 tarihinden sonra olmalıdır. Çünkü 5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesi, ilk yürürlüğe girdiğinde “İnfaz rejimi yönünden, hüküm zamanında yürürlükte bulunan kanun uygulanır denilmekteydi.
08.07.2005 tarih ve 25869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5377 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle, 5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesinde yapılan değişiklik ile “Hapis cezalarının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır” prensibi gelmiştir. Buna göre kanunda yapılan değişiklik ile “cezalarının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç” denildiği için bunlarda “lehe kanun prensibi” geçerlidir.
08.07.2005 tarihi son derece önemlidir. Hakim tarafından resen dikkate alınmalıdır. Yani mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verebilmek için öncelikle sanığın suçu işlediği tarihin 08.07.2005 tarihi ve sonrası olmalıdır. Aksi taktirde mükerrirlere özgü infaz rejimine karar verilemeyecektir.
Bu konuda, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22.03.2006 tarih, 2005/20195 Esas ve 2006/4283 sayılı kararında, “5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi hükmüne göre, ‘Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. 5237 sayılı TCK’nın 7/3. maddesine göre ise hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverme ve tekerrür ile ilgili olanlar hariç, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır. Bu kurallara aykırı olarak sanıkların adli sicil kaydının bulunduğu gerekçesiyle suç tarihinde yürürlükte olmayan, infaz rejimi ile ilgili bulunan ve sanık aleyhine sonu doğuran 5237 sayılı TCK’nin 58 maddesinin 6. fıkrası gereğince sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin, 15.02.2007 tarih ve 2006/7606 esas, 2007/1615 sayılı kararında 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle 5237 sayılı Yasa’nın 7/3. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, 08.07.2005 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağı” belirtilmektedir.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimine Göre Müddetname Örnekleri
- Örnek
Hükümlünün işlediği suçun tarihi, 10.04.2005’dir ve 5 yıl hapis cezası almıştır. Mahkeme hükümlünün sabıka kaydında bulunan önceki hapis cezalarından dolayı TCK’nın 58. maddesi gereğince, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar vermiştir. Bu durumda müddetname nasıl yapılacaktır?
Yukarıda açıklandığı üzere, mükerrirlere özgü infaz rejimi ancak 08.07.2005’ten sonra işlenen suçlar için söz konusu olabileceğinden, suç tarihi (10.04.2005) itibarıyla mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması mümkün değildir. İnfaz savcılığı ilgili mahkemesinden 5275 sayılı Yasa’nın 98/1. maddesi gereğince infazda tereddüt olduğunu belirterek karar isteyecektir.
Mahkeme, bu konuda suç tarihi itibarıyla “mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmamasına” karar vermelidir. mahkeme bu konuda karar vermez ise karar istinaf veya temyizden geçmeden kesinleşmiş ise infaz savcılığı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluna gitmelidir. Sanığın lehine olarak her zaman kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. İstinaftan geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308/A. maddesi gereğince istinaf başsavcılığının itirazı, temyizden geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı yoluna gidebilecektir. Hükümlü hakkında, suç tarihi itibarıyla eski infaz yasası lehe olduğundan, 647 sayılı Yasa’nın 19. maddesi gereğince (1/2 ve ayda 6 gün indirim) yapılarak müddetname düzenlenecektir.
- Örnek
Hükümlünün işlediği suçun suç tarihi, 20.05.2007’dır Hükümlü suçu işlediği tarihte 18 yaşından küçüktür, mahkeme hükümlü hakkında suç tarihi 08.07.2005’ten sonra olduğundan ve önceden sabıka kaydıda olduğundan, yaşını dikkate almadan mükerrirlere özgü infaz rejimine karar vermiş ise bu durumda İnfaz savcısı nasıl müddetname yapacaktır?
Eski 2253 sayılı Yasa’nın 12/3 maddesinde ve Yeni 5237 sayılı TCK’nın 58/5 maddesinde belirtildiği üzere “Fiilli işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz” Yani çocuk hükümlüler hakkında tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda infaz savcısı çocuğun müddetnamesini yaparken mükerrirlere özgü infaz rejimini uygulamayacak, ilgili mahkemesinden de 5275 sayılı Yasa’nın 98/1. maddesi gereğince infazda tereddüt olduğunu belirterek karar isteyecektir. mahkeme bu konuda bir karar vermez ise karar istinaf veya temyizden geçmeden kesinleşmiş ise infaz savcılığı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluna gitmelidir. Sanığın lehine olarak her zaman kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. İstinaftan geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308/A. maddesi gereğince İstinaf Başsavcılığının itirazı, temyizden geçerek kesinleşmiş ise CMK’nın 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı yoluna gidebilecektir.
Suçta Tekerrürün Sonuçları
TCK’nın düzenlemesi uyarınca tekerrürün sonuçları şunlardır:
- Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
- Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir.
- Tekerrür halinde cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
- Tekerrür Halinde, Sonraki Suça İlişkin Kanun Maddesinde Seçimlik Olarak Hapis Cezası İle Adlî Para Cezası Öngörülmüşse, Hapis Cezasına Hükmolunur
Bu sonuç, TCK. madde 58/3’de açıkca düzenlenmiştir.
- Tekerrür Halinde Hükmolunan Ceza, Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimine Göre Çektirilir
Bu konu aşağıda ayrı bir başlık altında incelenecektir.
- Tekerrür Halinde Cezanın İnfazından Sonra Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanır
TCK. madde 58/6 gereğince mükerrir hakkında, aldığı ikinci cezanın infazından itibaren başlamak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi konusunda karar verecek merci, hükümlünün koşullu salıverilmesine karar verecek olan infaz hakimliğidir.
TCK. madde 58/8’e göre “mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.” Burada kast edilen “mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik”, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddenin 4, 5 ve 6. fıkralarında düzenlenen denetimli serbestlik süresi, cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak üzere bir yıldan az olmayacak; tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanacaktır. Hakim, gerekli görürse denetim süresini beş yıla kadar uzatılabilecektir.
TCK. madde 58/7 uyarınca mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
Aynı maddenin 9. fıkrası ise, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, “itiyadi suçlu”, “suçu meslek edinen kişi” ile “örgüt mensubu suçlu” hakkında da uygulanacağını hükme bağlamıştır. Bu tür suçluların tanımı ise TCK.nın 6/1. maddesinde yapılmıştır.
Bahse konu madde uyarınca, ceza kanunlarının uygulanmasında;
- “İtiyadi suçlu” deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
- “Suçu meslek edinen kişi” deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
- “Örgüt mensubu suçlu” deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi anlaşılır.
Bu tür suçlular da “tehlikelilik” kavramı kapsamında bulunduğundan mükerrirler gibi aynı infaz rejimine tabi olurlar.
Türk Ceza Kanununun 58. maddesinde tanzim edilen tekerrür müessesesi, ceza artırımı öngörmemektedir. Maddenin 6. fıkrası gereği tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde “mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri”, düzenlenmiştir. Bu şekildeki düzenleme ile tekerrür, “maddi ceza hukuku müessesesi” olmanın yanında “infaz müessesesi” niteliğini de taşımaktadır. Mükerrirler hakkında ceza yasası uyarınca tayin edilen ceza, infaz yasasının ilgili hükümleri uyarınca öngörülen infaz rejimine göre çektirilir.
Tekerrürün “maddi ceza hukuku müessesesi” olup olmadığı hususu, “kazanılmış hak” konusunda özellikle önem taşımaktadır. Çünkü maddi ceza hukukunda kazanılmış hak ilkesi geçerli olduğu halde, infaza ilişkin olarak kazanılmış hakkın geçerli olmayacağı kabul edilmektedir. Yargıtayın görüşü ise, tekerrürün maddi ceza hukuku içinde olduğu yönündedir (CGK. 2007/98 K.). “Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir” şeklindeki TCK. madde 58/7 hükmü karşısında, mahkûmiyet kararında bu hususlara yer verilmemesi halinde sanık lehine kazanılmış hak söz konusu olacaktır. Özetleyecek olursak, TCK’nn kabul ettiği sisteme göre mükerririn cezası artırılmamakta, seçenekli yaptırım öngörülmüşse hapis cezası uygulanmakta, koşullu salıverilme süreleri artırılmakta, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaktadır.
Mükerrirlere Özgü İnfaz
TCK.nun 58/6 maddesi gereği, tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Buna göre tekerrür halinde hükmolunan ceza, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesine göre infaz edilecektir.
5275 sayılı yasanın “Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlıklı 108. maddesi uyarınca;
Mükerrirlere ve Bazı Suç Faillerine Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri – İnfaz Kanunu Madde 108
(1) Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,
b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,
c) (Ek:14/4/2020-7242/49 md.)Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının,
d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin, İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. (Ek cümle:14/4/2020-7242/49 md.) Ancak, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.
(2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.
(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez. (Ek cümle:14/4/2020-7242/49 md.) Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir.
(4) İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.
(5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.
(6) İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.
(7) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrirler, infaz hâkimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.
(8) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır.
(9) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun102 nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında da uygulanır. (Ek cümle:14/4/2020- 7242/49 md.) Ancak, süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı, dörtte üç olarak uygulanır. 188 inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilir:
a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak
b) Tedavi amaçlı programlara katılmak
c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak
d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak
e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak
f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak
(10) (Ek:18/6/2014-6545/82 md.) Dokuzuncu fıkra hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.
(11) (Ek:18/6/2014-6545/82 md.) Bu maddenin dokuzuncu fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.
Bu madde TCK’nin 58. maddesi ile birlikte ele alındığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır:
- TCK ile tekerrür uygulamasında koşullu salıverme sürelerinde artırım öngörülmüş olup, adli para cezasında koşullu salıverme hükümlerinin uygulanması olanaklı bulunmadığından, ikinci suç için verilen sonuç ceza adli para cezası ise tekerrür hükümleri uygulanamaz.
- Tekerrür halinde, işlenen suçtan dolayı mahkum olan kişinin koşullu salıverilme süresi ilk kez suç işleyene göre daha uzundur. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/2. maddesinde ilk defa suç işleyenlerin süreli hapis cezasına mahkum olmaları halinde cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilecekleri düzenlenmişken; mükerrirler için bu süre, aynı kanunun 108/1 maddesinin c bendinde hapis cezasının dörtte üçü olarak hükme bağlanmıştır. İnfaz kurumunda bu süreleri iyi hâlli olarak geçirmeleri durumunda koşullu salıverilmeden yararlanabileceklerdir.
- Hakkında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar ise koşullu salıverilmeden yararlanamazlar.
Suçta Tekerrürün Sonuçları
Suçta tekerrür, sanığın işlediği ikinci suç nedeniyle daha ağır bir yaptırımla karşılaşmasına yol açar. Suçta tekerrür halinde sanık aleyhine ceza hukuku ve infaz hukuku alanında üç hukuki sonuç gerçekleşir:
- Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi Uygulanır: Suçta tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüye 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 108. Maddesinde düzenlenen “mükerrirlere özgü infaz rejimi” uygulanır. Mükerrirlere özgü infaz rejimi, hükümlünün cezaevinde daha fazla kalmasına yol açar. Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulandığında hükümlünün ne kadar süreyle cezaevinde kalacağı aşağıda ayrı bir başlık altında incelenmiştir.
- Seçimlik Cezalardan Hapis Cezasına Karar Verilir: Tekerrür halinde işlenen ikinci suçun (tekerrür hükümleri uygulanacak suç) cezası seçimlik olarak hapis cezası veya adli para cezası olarak öngörülmüşse, hapis cezasına hükmedilir. Hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez (TCK md. 58/3).
- Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanır: Tekerrür halinde cezanın infazından sonra gelmek üzere hükümlü “Denetimli Serbestlik” tedbiri uygulanmasına karar verilmelidir (TCK md. 58/6). Mahkeme sadece denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar vermelidir. İnfazdan sonra ne kadar süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağına, infaz aşamasında koşullu salıverme kararı veren mahkeme tarafından kararlaştırılması gerekir.
Yerel mahkeme tarafından koşulları oluştuğu halde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmediği takdirde, aleyhe temyiz de yoksa, sanığın kazanılmış hakkı doğar.