FETÖ davalarında ankesörlü telefon kriterleri yargı kararları ışığında oluşmuştur. 15 Temmuz olayından sonra Fetö/PYD ile ilişiği tespit edilen kişilerin yargılanması ve cezalandırılması gündemi çok meşgul etmiştir. Savcılık ve ceza mahkemeleri tarafından kişi hakkında araştırmalar yapılarak bu terör örgütü ile bağlantısının olup olmadığı tespit edilmektedir. Bu kapsamda dosyalara gelen evraklarda kişinin ankesörlü telefon kayıtlarının ve bu telefonlardan arama geçmişlerinin ortaya çıkması çok sıkıntılı bir durumdur. Bu davaların görüldüğü idare mahkemeleri memurun Ankesörlü telefon kriterleri Fetö davalarında son zamanlarda çok sık başvurulan delillerden biridir.
Bilindiği üzere ankesörlü telefonlar ve büfe telefonları başta olmak üzere sabit hatlar kullanılarak yapılan aramalar terör örgütünün sıklıkla kullandığı iletişim yöntemleri arasında bulunmaktadır. Bu itibarla terör örgütü ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda sabit hatlardan yapılan aramalara ilişkin kayıtlar soruşturma ve kovuşturma makamlarınca önemli bir delil olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte özellikle geçmişte sabit hatların özellikle askeri hizmetlerde günlük ve meşru amaçlar için asker kişiler tarafından sıkça kullanıldığı dikkate alınacak olursa sabit hatlardan aramış ya da aranmış olmanın kişi aleyhine değerlendirilmesinin mağduriyetlere neden olma ihtimali de yüksek bulunmaktadır.
Bunu dikkate alan yargı makamları hangi tür aramaların terör örgütü kapsamında değerlendirilebileceği nokrasında bir takım kriterler belirlemişlerdir. Bu makalemizde Kadim Hukuk olarak Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 06.11.2019 tarihli ve 2019/1582 E. 2019/6838 K. sayılı kararından hareketle FETÖ davalarında dikkate alınan ankesörlü telefon kriterleri hakkında değerlendirme yapılmıştır.
Ankesörlü Telefon Ardışık Arama Nedir?
Ardışık arama, FETÖ mahrem imamlarının örgüt üyesi kişilerle haberleşmek için sabit hattan veya ankesörlü telefonlardan periyodik aramalar yaparak iletişim kurmasıdır. Ardışık aramalar genellikle kısa süreli, sadece çağrıdan ibaret, sıfır saniyeli veya tek taraflı aramalar olarak da nitelendirilir. Ankesörlü telefon ardışık arama, FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü Askeri Mahrem Yapılanması içinde bir iletişim yöntemidir. Bu iletişim yöntemi, farklı ankesörlü sabit telefon hatlarıyla haberleşme sağlamak üzerine kuruludur.
Özellikle Yargıtay’a göre, FETÖ örgütünün TSK içerisinde farklı bir yapılanmasının bulunduğu, hücre tipi ve birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturulduğu belirtilmiştir. Bu noktada ünitelerde sivil abilerin/imamların sorumluluğunda üst düzey komutanlar, alt türbe subaylar ve astsubaylar bulunduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Nitekim TSK bünyesinde terör örgütü ile ilintisi bulunan şahısların çok az bir kısmına kriptolu haberleşme programı olan Bylock ve Eagle gibi programlar yüklendiği, geriye kalan büyük kısmıylaysa farklı ankesörlü sabit telefon hatlarıyla veya sabit hatlar aracılığıyla iletişim kurulduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda ankesörlü telefon ardışık arama da bu ankesörlü sabit hatlar aracılığıyla iletişim kurulması ve bu iletişimin periyodik incelemeye takılmasıdır.
Bu kapsamda örgütün haberleşme ve iletişim aracı olaraksa:
- Ankesörlü telefon, (Ankesörlü telefon ardışık arama )
- Büfe araması
- Operasyonel Hat
- GSM,
- Bylock-Eagle vb.
- Yüzyüze buluşma,
- Canlı kuryelik,
- Kriptolu IP Hattı,
- Not yöntemi ile haberleşme,
- Basın yayın araçlarını kullanma, gibi çeşitli yöntemler kullandığı belirtilmiştir.
Bu noktada özellikle randevulaşma sisteminin esas usul olarak kullanıldığı ANCAK deşifre olmamak amacıyla kamuya açık ve bağımsız market, büfe, kırtasiye, iddia bayii veya lokanta gibi işletmelerde bulunan ve ücret karşılığı kullanılabilen sabit hatlar (kontörlü/voip) ile Türk Telekoma ait ankesörlü telefon hatları üzerinden haberleşildiği ve ankesörlü telefon ardışık arama işlemlerinin tespit edildiği görülmüştür.
Yargıtay’a göre ankesörlü telefon ardışık arama yönteminin kullanılma sebepleri ise şu şekilde açıklanmıştır:
- Pratik ve kolay ulaşılabilir bir iletişim modeli olması, (Örneğin, operasyonel hat ile iletişim için gerekli olan 2. bir telefon, çevresi tarafından şahsın durumunu şüpheli hâle getirebilir)
- Anonim bir iletişim modeli olması, (Açıklamaya ihtiyaç duyulduğunda gönül ilişkisi vb. bahaneler ileri sürülebilir)
- Teknolojik imkânların güvenilir olmadığı, (ByLock sunucularının elde edilmesi vb. toplu deşifrasyon olmayacağı inancı)
- Arayan mahrem sorumlusunun kimliğinin deşifre olmayacağı, olarak açıklanmıştır.

Ankesörlü Telefon Ardışık Arama Kriterleri
Ankesörlü telefon ardışık arama kritlerleri şunlardır:
- Ankesörlü telefon ardışık arama işlemlerinin genellikle tek taraflı ve kısa süreli ya da sadece çağrıdan ibaret bulunması,
- HTS kayıtlarında “0” saniyeli çağrıların da bulunması,
- Sadece sorumlu şahısların arama işlemi yaptığı, askeri şahsın ise karşı arama yapmadığı, nadiren de olsa askeri personelin mahrem imama ulaşmak için arama yapabildiği,
- Aranan askeri şahısların genellikle rütbe/makam olarak genelde denk oldukları, (Örneğin; aranan Astsubay ise ardışık aranan kişi de Astsubay, Subay ise ardışık aranan da Subay gibi), aynı şekilde kuvvetlerin de denk olduğu (Örneğin; aranan jandarma ise ardışık Jandarma, aranan KKK personeli ise ardışık KKK personelinin arandığı gibi),
- Tek ankesör ya da sabit hattan (market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranmasının arka arkaya arama (ARDIŞIK ARAMA) şeklinde olması durumunda aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirdiği,
- Genel manada her sivil mahrem yöneticinin sorumluluğunda birden fazla hücre bulunduğu, her bir hücrenin 2-3 askerden oluştuğu (askeri öğrenci ve/veya muvazzaf personel) oluştuğu, bu asker şahısların da aynı kuvvete mensup olup aynı rütbede bulundukları (istisnai olarak farklı rütbe ve/veya kuvvetlere mensup asker şahıslardan bir hücre oluşabildiği, örneğin; sivil sorumlunun astsubaylardan oluşan grubunun yanında astsubaylıktan subaylığa geçen askeri personelle de ilgilenebileceği)
- Aynı ankesör/sabit (büfe-market vb.) hattan arka arkaya (ARDIŞIK) arama yapılmasının mahrem sorumlu şahsın tedbirsizliği ve işin kolayına kaçmasından kaynaklandığı,
- Aramaların periyodik ve yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra anlamına gelen Ardışık arama şeklinde yapıldığı,
- Aramaların genellikle mesai saatleri dışında yapıldığı,
- Sorumlu şahsın askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı alakasız kişileri de ankesörle arayarak hedefin kaybolmasını amaçladığı,
- Genellikle 15 gün, ayda veya 2 ayda 1 kez iletişime geçilerek buluşmaların/toplantıların gerçekleştirildiği, bu görüşmede bir sonraki buluşma tarihinin kararlaştırıldığı, bir aksaklık olmadığı müddetçe yeniden aramaya ihtiyaç duyulmadığı,
- Bazen mahrem sorumlu tarafından sorumluluğundaki gruplarla ilgili grup içerisindeki tek şahsın arandığı ve bu şahıstan gruptaki diğer şahsa veya şahıslara bilgi vermesini istediği,
- Aramanın sadece büfe, lokanta, market vs. kontörlü arama yapılabilen yerler olmadığı, ayrıca ankesörlü telefonlar ile kontörü olmadığından bahisle rica yolu ile iş yerlerinde mevcut sabit hattan da arama işlemi yapılabildiği,
- Genel olarak yüzbaşı ve üstü rütbedeki subaylarda “birebir sorumluluk” esasının geçerli olmasından dolayı birden fazla asker şahsın oluşturduğu hücre sisteminin tercih edilmediği,
- Mahrem yapı sorumlusunun kural olarak sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğu,
- İstisnai olarak sözde TSK yapılanmasının bölge esaslı teşkilatlanması nedeniyle yakın ilde bulunan hatlarla da iletişim kurulabildiği,
- Mahrem yapı sorumlusunun sorumlu olduğu örgüt mensubu asker şahısları aramasından sonra belirlenen buluşma yerinde aranılan hatların takılı bulunduğu cihazların götürülmemesi veya götürülse bile kapatılmasına yönelik tedbir uygulanmaya çalışıldığı, bu tedbirin ortak yer baz istasyonundan sinyal verilmesini ve/veya dinleme yapılmasını önleme amaçlı olduğu,
- Daha önceden kararlaştırılan noktaya gelinmediği takdirde ya da mahrem imam il dışında ise ve periyodik zamanlarla bir araya geliniyorsa (2 haftada bir Cumartesi gibi) bir gün önce mahrem imamın arayarak çağrı bıraktığı,
- Arama işlemi sonrasında gizlilik (son aradığı numaranın telefon hafızasında kalmasını önlemek) ve tedbir amaçlı olarak ilgisiz rastgele numaraların çevrildiği ve redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışıldığı,
- Aramaların kısa olmasının nedeninin ise askeri personelin daha önceden yeri ve zamanı kararlaştırılan görüşmeye gelinmemesi gerektiği veya gelip gelemeyeceğinin teyit edilmesi ya da görüşmeye gelmeyen kişiye gelecek görüşme yer ve zamanının bildirilmesi veya daha önceden kararlaştırılan yer/tarihin değişmesinden dolayı yapılan aramalar olmasından kaynaklı olduğu,
- Birim içerisinde sorumlu düzeyde bulunan örgüt mensuplarının, kendilerine bağlı askerlere ait telefon numaralarını, telefonlarına farklı isimler kullanarak veya not kâğıtlarına GSM numaraları üzerinde belirli değişiklikler yaparak kaydettikleri,
- İletişim kurmak istedikleri zamanlarda ankesörlü telefonları kullanmak suretiyle kendilerine bağlı askerleri aradıkları, tespit edilmiştir.
Özellikle deşifre olunmaması adına ankesörlü telefon ardışık arama işlemleri yani sabit hatlar üzerinden çok az irtibat kurmaya özen gösterildiği, ayrıca askeri personelin sık aranmasının toplantılara gelmeme veya örgüt ile olan bağlantısını koparmaya sebep olabileceği ifade edilmekte, askeri personelin az aranmasının ise ilgili personelin toplantılara geldiğinin, gerçekleştirilen toplantılara düzenli katıldığının göstergesi olduğunun, hatta örgüt imamlarının eşlerinin askeri personelin eşleriyle ilgilendikleri de belirtilmiştir.
Bu şekilde yapılan görüşmelerin 2017 yılına kadar devam ettiği, bu tarihten sonra ise sabit hatlardan ya da ankesörlü telefonlar aracılığıyla askeri personelin aranmamasına dikkat edildiği belirtilmiştir. Bunun nedeni ise ankesörlü telefon ardışık arama işlemlerinin deşifre olma ihtimalidir.
Özellikle bu tarihten itibaren lojmanlarda oturmayan ve örgüt içerisinde faaliyet gösteren askeri personelin evlerine gidilerek irtibat kurulduğu ya da asker şahsın mahrem imamın evine gitmesi şeklinde irtibat kurulmaya çalışıldığı ve subay, astsubay veya askeri öğrenciler ile ilgilenen mahrem imamların birbirinden farklı olduğu, örneğin subay ve astsubayların aynı grup içerisine dâhil edilmediği anlaşılmıştır.
Büfe/Ankesörlü Sabit Telefon Hatlarıyla İrtibat Kurma Yönteminin Özellikleri
FETÖ kapsamında yürütülen soruşturmalardaki şüphelilerin hatları ile kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesinde;
- Ardışık Arama (Yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra),
- Periyodik Arama (Farklı tarih ve zaman diliminde belirli gün aralığı dahilinde),
- Tek Arama,
Şeklinde iletişimin gerçekleştirildiği ve irtibat sağlandığı saptanmıştır. Birim içerisinde sorumlu düzeyde bulunan örgüt mensuplarının, kendilerine bağlı askerlere ait telefon numaralarını, telefonlarına farklı isimler kullanarak veya not kâğıtlarına GSM numaraları üzerinde belirli değişiklikler yaparak kaydettikleri, iletişim kurmak istedikleri zamanlarda ise; kamuya açık ve birbirinden bağımsız Market/Büfe/Lokanta vb. işletmelerde kurulu bulunan kontörlü/voip (sabit) hatlar ile Türk Telekom’a ait Ankesörlü telefonları kullanmak suretiyle kendilerine bağlı askerleri aradıkları belirlenmiştir. Ardışık arama, örgüt mensubu olan kişilerin örneğin A, B ve C kişinin arka arkaya aranması veya aramalarıdır. Eğer kişinin arka arkaya arandığı veya aradığı numaraların her biri Fetö/pyd üyesi olan kişiler ise bu yargılanan kişinin örgütle bağlantısı olduğunu güçlendirmektedir.
Yapılan soruşturma ve kovuşturmalar sırasında elde edilen bilgilerden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün “Mahrem Yapısı” içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının, kendi sorumlulukları altında bulunan asker şahısların telefon numaralarını, deşifre edilmelerinin önlenmesi ve örgütsel faaliyetlerinin sürdürülebilir olması amacıyla şifreleme metotları kullanarak kaydettikleri de tespit edilmiştir.

Yargıtay Ankesörlü Arama Kriterleri
Yargıtay 16.Ceza Dairesi tarafından ankesörlü/sabit hatlardan ardışık aramalara ilişkin aramaların şifreli metod ile yapılması, tek taraflı kısa süreli olması ya da çağrıdan ibaret olması, mesai saatleri dışında yapılması, aranan kişilerin aynı kuvvet komutanlığından ve yakın ya da denk rütbede olması, peşi sıra ilgisiz numaraların aranması, 15 günde ayda ya da iki ayda bir olmak üzere periyodik olması, mahrem imamlarla aynı yerde ikamet edilmesi, asker şahısların toplantı yerine telefon götürmemesi ya da telefonlarını kapalı tutması gibi kriterler aranmaktadır. Yargıtay’a göre, ayrıca bu delillerin teyidi açısından; mahrem imamların büfe/ankesörlü sabit telefon hattı ile hedef şahıslarla görüşmelerinde gizliliği sağlamak için genellikle kullandığı yöntem olarak belirlenen;
- Hedef şahsın telefon numarasının, deşifre edilmesinin önlenmesi amacıyla çeşitli şifreleme metotları kullanarak kaydedilmesi,
- Bazı mahrem imamların arama yapmadan önce ajandada kayıtlı numaralara baktığında şifreleme yaptığını unutarak/kasten yazılı olan şifreli numarayı aradığı, daha sonra yanlış numara çevirdiğini fark ederek/kasten asker şahsı tekrar gerçek numarasından aramış olmaları,
- Aramalar tek taraflı ve kısa süreli olması veya sadece çağrıdan ibaret bulunması,
- Aranan askeri personelin büyük kısmının genellikle rütbe/makam olarak ve bağlı bulunduğu kuvvetlerin de denk olmaları,
- Mahrem imamlar tarafından gerçekleştirilen arka arkaya aramanın (ARDIŞIK ARAMA) örgütsel amaçlı olduğuna dair karine oluşturması,
- Aramanın mesai saatleri dışında yapılması, sorumlu şahsın, askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı ilgisiz ve alakasız kişileri de ankesörle arayarak bu bütün içerisinde hedeflerin kaybolmasını sağlama çabası,
- Aramanın on beş gün, ayda veya iki ayda bir kez olmak üzere periyodik olması,
- Mahrem imamın sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğunun gözetilmesi,
- Asker şahısların hatların takılı bulunduğu cihazların toplantı yerine götürülmediği veya götürülse bile kapalı tuttukları,
- Mahrem imamlarca hedef şahıs arandıktan sonra ilgisiz rastgele numaraların çevrilerek, redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışılması, hususlarını da ortaya koyan, bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı, hukukiliği konusunda yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında kişiselleştirilmiş, Emniyet birimlerince, büfe/ankesörlü sabit telefon hatlarıyla irtibat kurma yöntemine ilişkin olarak düzenlenen ayrıntılı analiz raporunun temin edilerek dosyaya konulması,
- Emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK’dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının, “0” saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirilmesi,
- Şüpheli/sanığın görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak sabit hat ve ankesörlü telefon kullandığına ilişkin analiz raporunun da istenmesi,
- Şüpheli/sanıkla ilgili sabit hat veya ardışık aramaya ilişkin varsa itirafçı beyanlarının dosyaya getirilmesi, gerektiği takdirde tanık sıfatıyla dinlenilmeleri,
- Ardışık aramalar kapsamında, diğer asker şahıslar hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılıp varsa ifade örneklerinin dosyaya ibrazı sağlanarak değerlendirilmesi suretiyle maddi gerçeğin ortaya konulması gerekmektedir.
Bu kapsamda; Yukarıda açıklanan özellikler doğrultusunda, bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olarak değerlendirilebilecektir.
Şüphelinin/sanığın askeri mahrem hizmetler yapılanmasında yer alıp sabit hat ve/veya ankesörlü telefonlar üzerinden hücresel haberleşme ağına dahil olup olmadıklarının belirlenmesi ile soruşturma ve yargılama aşamasında sanığın hukuki durumunun ve konumunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suçun ispatı açısından belirleyici nitelikte olması nedeniyle bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı, hukukiliği konusunda yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında, taraflar huzurunda tartışılması, savunma argümanlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Mensuplarınca Kullanılan ve Tespit Edilebilen Bazı Şifreli Kaydetme Yöntemleri
- On (10) Rakamına Tamamlama; Öğrencilerin telefon numaralarını telefona kaydetmek yasak olduğu için normal bir esnafın kartvizitinin arkasına veya herhangi bir kâğıda telefon numaralarının son dört rakamının her biri 10’a tamamlanarak kaydedilir. Yani kayıtlı telefon numarasının son dört rakamının her birini 10 sayısından çıkararak ortaya çıkan rakam yazılır. 10’a tamamlama sistemine örnek vermek gerekirse telefon numarasının son dört rakamı 46 05 ise not kâğıdına yazılan numaranın son dört rakama 64 05 olur. Bir başka örnekte ise telefon numarasının son dört rakamı 43 17 ise kartvizite yazılan numaranın son dört rakamı 67 93 olur.
- Sondan İkili Rakam Bloklarını Çapraz Yer Değiştirme; Telefon numarasının sondan rakam bloklarının yerlerinin çapraz olarak değiştirilmesi yöntemidir. Örneğin, 0 xxx 345 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx 345 44 62 olarak kaydedilir.
- Rakam Bloklarını Ters Yazma; Telefon numarasının operatöre ait ilk 3 rakamları sabit kalmak şartıyla geri kalan rakamları ise rakam bloklarının kendi arasında ters yazılarak kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx 345 62 41 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx 543 26 14 olarak kaydedilir.
- Sondan 4 üncü Rakamı Dört (4) Arttırma; Telefon numarasının sondan dördüncü rakamına dört eklenerek kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx xxx 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx xxx 02 44 olarak kaydedilir.
- Sondan 2 nci ve 4 üncü Rakamı Yer Değiştirme; Telefon numarasının sondan ikinci ve dördüncü rakamlarının yerlerinin değiştirilerek kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx xxx 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx xxx 42 64 olarak kaydedilir.
- Telefon Numarasını Oluşturan Rakamlara Bir Ekleme Bir Çıkarma; Telefon numarasını oluşturan rakamlara soldan başlayarak sırasıyla bir ekleme bir çıkarma yapılarak kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx 444 62 44 numaralı telefon kaydedilirken 0 xxx 535 53 35 olarak kaydedilir.
- Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Kredi Kartı Numarasına Benzetme; Telefon numarasını oluşturan rakamlarının başına, sonuna rakamlar ekleyerek veya 16 haneli kredi kartı numarası şeklinde kaydedilmesidir. Örneğin, 0 xxx 444 62 44 telefon numarası 5410 xxx4 4462 4454 olarak kaydedilir.
- Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Servis Sağlayıcı Operatör Kodunun İl Alan Koduna Değiştirme; Operatör kodunun herhangi veya faaliyet gösterdiği il kodu şeklinde kaydedilmesidir. Örneğin, 0 505 xxx xx xx numaralı telefon kaydedilirken 0 312 xxx xx xx olarak kaydedilir.
- 99’a Tamamlama; Aranacak telefon numaraları doğrudan olarak değil son iki hanesini 99‘a tamamlama yöntemiyle aranmasıdır. Örneğin 5XX 123 45 67 numarasının 5XX 123 45 32 şeklinde yazılması.
- 100’e Tamamlama; Aranacak telefon numaraları doğrudan olarak değil son iki hanesini 100‘e tamamlama yöntemiyle aranmasıdır. Örneğin 5XX 123 45 67 numarasının 5XX 123 45 33 şeklinde yazılması.
- Çaprazlama metodu; Aranacak telefon numaraları doğrudan olarak değil son dört hanesinin ikili gruplar halinde kendi içinde çaprazlama yöntemiyle aranmasıdır. Örneğin 5XX 123 45 67 numarasının 5XX 123 76 54 şeklinde yazılması, şeklinde olduğu saptanmıştır.
Günümüzde iletişim aracı olarak cep telefonlarının kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun ve kabul edilen bir gerçek olmasına karşın, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatlar üzerinden asker şahıslarla GEZEREK ya da ARDIŞIK şeklinde yapılan aramaların; örgütün “gizlilik” ve “deşifre olmama” kuralına uygun olarak Askeri Mahrem Yapılanmasının irtibat kurma yöntemlerinden biri olup FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Mahrem İmamları tarafından örgütsel amaçlı, örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği, sonucuna varılmıştır.

Ankesörlü Telefon Kriterleri Emsal Karar
Konu hakkında Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararı aynen şu şekildedir:
“… Ek olarak, XXX tarihinden başlayıp YYY tarihine dek süren iki buçuk yılı aşkın süreç içerisinde sanığı sadece iki sabit hat yalnızca dört kere aramıştır. Söz konusu aramaların hiçbiri (0 saniye) değildir ve aranmalar mesai saatleri içerisindedir. Aranma ve görüşmelerin sıklığının azlığı, zamanlamaları, aranmalar arasındaki sürelerin epey uzun olması, dört görüşmenin her birinin de saniyelerce sürmesi yüksek yargı organının mevzubahis hususta aradığı ölçütlerden vareste şekilde sanığın lehine bulgulardır. Her ne kadar sanığı arayan iki adet sabit hattan aynı günlerde yukarıda belirtilen tanıklardan bir kısmının da ardışık arandığı bilirkişi raporunda belirtilmişse de; anılan bağlantıların Yargıtay 16.Ceza Dairesi tarafından belirlenen ankesörlü/sabit hatlardan ardışık aramalara ilişkin kriterlere uyduğu yönünde dosya kapsamında herhangi bir somut delile ulaşılamamıştır. Sanığın daha önce görev yaptığı yer il emniyet müdürlüklerine sanık hakkında beyan bulunup bulunmadığına ilişkin müzekkereye verilen cevabi yazıda sanık açısından bu yönde bir tespit bulunmadığının belirtildiği, havuz sorgusuna göre sanığın Fetö/Pdy silahlı terör örgütü ile bağını ortaya koyan bir delil bulunmadığı, UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık açısından esasa etkili delil mahiyetli bir veriye rastlanılmadığı, ülke çapında yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda dosyamız sanığı hakkında beyan ya da teşhiste bulunan kişi ya da kişiler olmadığı, sanığın alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği ve söz konusu durumlar karşısında sanığın, Fetö/Pdy silahlı terör örgütünün askeri mahrem yapılanması kapsamında olduğunun ve bu kapsamda arandığının dosyada mevcut deliller kapsamında kesin ve net olarak tespit edilemediği, sanığı arayan kişinin kimliğinin de tespit edilemediği gibi sanığın tüm savunmaları ve aramalara ilişkin kriterler gözetildiğinde sanığın örgütsel saik ile aranıp aranmadığı konusunda şüphe oluştuğu, sanığın, örgüte insan kazandırma faaliyetlerinde veya maddi katkıda bulunduğuna, örgütün organizasyonlarına dahil olduğuna, örgütün gizli haberleşme programlarını kullandığına, askeri mahrem yapılanma içinde olduğuna, örgüt içerisinde görev üstlendiğine, kod adı kullandığına, örgüt amacını benimseyerek örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk ettiğine, örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katıldığına, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerde bulunduğuna ilişkin hakkında tam vicdani kanaati oluşturacak bir delil veya tespit bulunmadığı, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” ilkesine göre kuşkudan sanığın yararlandırılması gerektiği, sanığın cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemeyeceği, ceza mahkûmiyetinin bir ihtimale değil kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın teorik de olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemesi gerektiği, yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmanın ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına geleceği anlaşılmakla sanığın mahkumiyetine yeter nitelikte ve derecede delil bulunmadığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
Fetö Davalarında Ankesörlü Telefon Değerlendirmesi
Sabit hatların geçmişte günlük ve meşru amaçlarla herkes tarafından sıklıkla kullanıldığı, yıllar önce yapılan aramaları hatırlamaları mümkün olmayan şüpheli ve sanıkların bu belirsiz suçlamalar karşısında kendilerini savunamayacakları dikkate alınacak olursa arayan kişinin kim olduğunun ve hangi amaçla aradığının ve ayrıca arama içeriğinin tespit edilemediği sabit hat aramalarından hareketle soruşturma başlatılması ve ceza verilmesi hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Ceza yargılamasında herhangi bir kişiye herhangi bir cezanın verilmesi için suçun o kişi tarafından işlendiğinin hiçbir şüpheye yer verilmeyecek bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Suçun kişi tarafından işlenmiş olmasının çok yüksek bir ihtimal olması bile kişinin cezalandırılması için yeterli değildir. Bu durumda tesadüfün ve ihtimalin çok yüksek bir olasılık olduğu, arayanın ve arama içeriğinin tespit edilemediği, hatırlamasının mümkün olmaması nedeniyle arananın kendini savunamadığı sabit hat aramalarının kişi aleyhine değerlendirilmesi hukuka ve hakkaniyete uygun bir yaklaşım olmayıp ceza hukukunun temel ilkeleriyle de çelişmektedir.
Sabit hatlardan yapılan aramalar ancak kuvvetli suç şüphesini gösteren diğer delillerle birlikte değerlendirilebilir. Bu durumda bile yakın zamanlara kadar askerlik hizmetini ifa edenlerin cep telefonu kullanamadıkları ve komutanlarını sabit hatlardan arayabildikleri dikkate alınacak olursa istisnai durumlar haricinde ve diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi dışında sabit hatlardan yapılan aramalar şüpheli ya da sanık aleyhine değerlendirilmemelidir. Zira bir kişinin tesadüfen ardışık aranmış olması küçümsenecek bir ihtimal değildir ve belirsizliğin ve tesadüfün yüksek bir ihtimal olduğu durumlara dayanılarak ceza verilmesi şüphe üzerine ceza verilemeyeceğini öngöre temel ceza hukuku ilkelerine aykırıdır.