Yurt dışına çıkış yasağı, CMK 109/3-a maddesinde düzenlenmiştir. Yurtdışına çıkma yasağı ülke sınırlarının dışına çıkamama anlamına gelmektedir (DSHY m. 56/1-a). Adli kontrol tedbirleri kapsamında verilen yurt dışına çıkış yasağına ilişkin kararlar hakim veya mahkeme kararları, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından derhal kolluğa gönderilir (DSHY m. 39/2). Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. Ancak haklarında adli kontrol yükümlülüğüne müdürlüğe başvurması istenmemektedir (DSHY m.40/2). Kişinin bulunduğu devletin ülkesinden ayrılma özgürlüğü Anayasa m. 23/3 ve AİHS’e Ek 4 No’lu Protokolü m. 2 de tanımlanmıştır. Bu özgürlük daha önce de ifade olunduğu üzere ceza muhakemesinde şüpheli veya sanığın kaçma tehlikesinin engellenmesi amacıyla adli kontrol tedbiri kapsamında kısıtlanabilmektedir (Anayasa m. 23/5).
Adli kontrol, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) birinci kitabının koruma tedbirleri başlıklı dördüncü kısmının üçüncü bölümünde, tutuklama koruma tedbirinden hemen sonra 1091 ve 115. maddeler arasında koruma tedbiri olarak düzenlenmiştir. Buna ek olarak, adli kontrol tedbirleri bunlarla sınırlı değildir; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun (ÇKK) 20. maddesinde2 çocuklar hakkında uygulanabilecek üç tedbir daha bulunmaktadır. Adli kontrol, ceza muhakemesinin sağlıklı bir şekilde yürütülüp sonuçlandırılmasına hizmet eden ve çoğunluğu tutuklamanın amaçlarıyla örtüşen bir tedbirler/yükümlülükler demetidir3. Söz konusu tedbirler ancak bir ceza muhakemesi sırasında suç şüphesi altındaki kişiye yönelik olarak uygulanır ve birden fazlasının aynı anda uygulanması mümkündür.
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Nedir?
Yurt dışına çıkış yasağı, CMK 109/3-a maddesinde düzenlenmiştir. Yurtdışına çıkma yasağı ülke sınırlarının dışına çıkamama anlamına gelmektedir (DSHY m. 56/1-a). Adli kontrol tedbirleri kapsamında verilen yurt dışına çıkış yasağına ilişkin kararlar hakim veya mahkeme kararları, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından derhal kolluğa gönderilir (DSHY m. 39/2). Yurtdışına çıkış yasağı tutuklama kararına alternatif bir çözüm olarak uygulandığından dolayı tutuklama kararı için geçerli şartlar burada da geçerlidir. Yani kuvvetli suç şüphesi, delil karartma veya sanığın kaçma tehlikesi bulunursa yurtdışına çıkış yasağı verilebilir.
Adli kontrol kurumu, Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 109. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bir kurumdur. Bazı hallerde tutuklama nedenlerinin bulunmasına rağmen adli kontrol kararı verilir. Bazı hallerde de tutuklama yasak olmasına rağmen adli kontrol uygulanır. İşte yurt dışına çıkış yasağı, adli kontrol kurumuna ilişkin uygulamalardan biridir. Kuvvetli suç şüphesinin, sanığın kaçma tehlikesinin veya delil karartma ihtimalinin bulunduğu hallerde hakim veya mahkeme tutuklama kararı verebilir. Tutuklama kararı, yargılama sonunda uygulanacak yaptırımla ölçülü olmalıdır. Yargılama sonunda uygulanacak yaptırımla tutuklama kararı ölçülü değilse, tutuklama kararı verilemez.
Hukukumuzda kural olarak, yargılama tutuksuz yapılmalıdır. Sanık için tutuklama ölçüsüz ise, ama yukarıda zikredilen ihtimaller söz konusu ise, adli kontrol kurumu uygulanır. Adli kontrol türlerden biri ise yurt dışına çıkış yasağıdır. Hukukumuzda adli kontrol türleri çok fazladır. Taşıt kullanmaktan men edilmek, emniyete periyodik olarak bildirimde bulunmak, silah bulundurma yasağı, düzenli olarak muayene zorunluluğu gibi çok çeşitli adli kontrol uygulamaları mevcuttur. Bunlar içinde yurt dışına çıkış yasağı, sıkça karşılaşılan bir adli kontrol çeşididir.
Adli kontrol uygulamaları, bu bağlamda yurt dışına çıkış yasağı tutuklamaya alternatif olması nedeniyle, kişi lehine ve daha ölçülü görünse dahi, bazı hallerde adli kontrol kararları haksız olarak verilebilmektedir. Bazen de bu yasak çok uzun süreli olmakta ve kişi için hak kayıplarına neden olabilmektedir. Bu tip durumlarda ilgili kişi gerekli hukuki süreci takip ederek hakkını arayabilir. Bu makalemizde yurt dışı çıkış yasağı uygulamasının değişik yönlerini ele aldık ve yurt dışı çıkış yasağı nedir, yurt dışı çıkış yasağını kim koyar, yurt dışı çıkış yasağının nasıl kaldırılır, nerden öğrenilir gibi soruları yanıtladık. Konunun teknik olması nedeniyle, daha iyi anlaşılabilmesi için çalışmamızın tümünün sırası dahilinde okunmasını tavsiye ederiz.
Yurt Dışına Çıkış Yasağını Kim Koyar?
Yurtdışına çıkış yasağı, kanunda suç işlemesi şüphesi bulunanlara ve suç işleyenlere karşı ceza kanunlarının uygulanmasını sağlamak amacıyla gecikmesinde sakınca bulunan hallerde geçici olarak başvurulan ve ilgili ceza davasının kararı verilmeden önce uygulanan bir adli kontrol tedbiridir. Yurt dışına çıkış yasağı, tutuklama kurumuna alternatif olarak kabul edildiği için benzer koşulların burada da bulunması gereklidir. Şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç kuşkusu, delil karartma veya kaçma ihtimali gibi haller bahis mevzuu olmalıdır ki; tutuklama kurumu yerine yurt dışı çıkış yasağı tedbiri uygulanabilsin.
Yurt dışı çıkış yasağı ile şüphelinin veya sanığın kaçmasının engellenmesi amaçlanır. Yani gerekli olduğunda şüphelinin veya sanığın yakalanmama ihtimalinin ortadan kaldırılmasına yönelik bir tedbirdir. Bilindiği üzere, devletin ülke dışında hakimiyeti adeta yok denecek kadar azdır. Yurt dışına çıkış yasağı, tutuklama kadar olmasa dahi özgürlüğü sınırlayıcı ve seyahat özgürlüğüne karşı kısıtlama niteliği olması nedeniyle, sadece ceza soruşturması kapsamında verilebilecek bir karardır. Ceza yargılaması dışında herhangi bir durumda verilemez, verilirse karar hukuka aykırı olur.
Ceza yargılaması süreci ise, soruşturma ve kovuşturma aşaması olmak üzere iki bölümden oluşur. Ceza Muhakemesi Kanunu m. 110 gereğince, adli kontrol kararlarını soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi; kovuşturma (yargılama) aşamasında ise ilgili mahkeme verir. Bu kural uyarınca yurt dışına çıkma yasağı kararını da soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi; kovuşturma aşamasında ise ilgili mahkeme verebilecektir.
Yurt Dışına Çıkış Yasağını Öğrenme ve Aykırı Hareket Edilmesi
Kişinin hakkında yurt dışına çıkış yasağı olup olmadığını öğrenmesinin değişik yolları vardır. Bu bağlamda kişiler haklarında yurt dışına çıkış yasağı olup olmadığını emniyet müdürlüklerinde veya havalimanlarında gümrük kapısında sorgulayarak öğrenilebilirler. Kişiler eğer kendileri buralara gitmek istemiyorlarsa, bu sorgulamayı avukatları aracılığı ile de yapabilirler. Bunlara ilaveten Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesi üzerinden de yükümlülük durumuna göre seçilen linklerden yurt dışına çıkış yasağı durumunu sorgulamak (https://www.gib.gov.tr/node/103014) mümkündür. Ancak şu var ki; kimi durumlarda ceza soruşturması aşamasında dosyada gizlilik kararı verilmişse, bunun anılan yerlerden öğrenilmesi mümkün olmayabilir. Genellikle terör suçları ile örgütlü suçlar bu kapsamdadır. Bilhassa FETÖ dosyalarında ilgili mercilerden bazısının bu kararı verdiği görülmektedir. Bu nedenle anılan konuda bir avukattan yardım almakta fayda vardır.
Ceza Muhakemesi Kanunu m. 112 adli kontrol kararlarına uyulmamasına ilişkin durumu düzenlemiştir. “Tedbirlere uymama” başlıklı madde şu şekildedir:
Madde 112
- Adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. (Ek cümle:14/4/2020-7242/16 md.) Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de tutuklama kararı verebilir.
- Birinci fıkra hükmü, azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle verilen adli kontrol tedbirinin ihlali hâlinde de uygulanabilir. Ancak, bu durumda tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde dokuz aydan, diğer işlerde iki aydan fazla olamaz.”
Madde gereğince, hakkında adli kontrol kararı verilen kişi bu karara aykırı hareket ettiğinde, yargılama sonucunda verilecek cezanın ne olduğuna bakılmaksızın, adli kontrol kararı tutuklamaya dönüşebilir. Dolayısıyla kişi yurt dışına çıkış yasağı kararına aykırı hareket ettiğinde hakim veya mahkeme onu hakkında tutuklama kararı verebilir.
Yurt Dışı Çıkış Yasağının Kaldırılması
Şüpheli ya da sanık sıfatına sahip olan kişinin yapacağı itiraz değerlendirildikten sonra uygun bulunması halinde yurt dışına çıkış yasağı kaldırılabilmektedir. Bunun yerine farklı bir yaptırım uygulanabilir. CMK’nın 111. maddesine göre soruşturma veya kovuşturma evresinde verilecek olan adli kontrol kararlarına, bu kararlarda yapılan değişikliklere ve bu tedbirin kaldırılmasına itiraz etmek mümkündür. Adli kontrol kararına ilişkin olarak sulh ceza hakimliklerinin veya mahkemelerin vermiş oldukları karara, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık, şüpheli/sanığın yasal temsilcisi, eş ve katılan itiraz edebilmektedir. Aynı zamanda Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde sanık lehine olarak itiraz edebilmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunumuzun “Adli kontrol kararının kaldırılması” başlıklı 111. maddesi, bu hususu düzenlemiştir. Madde hükmü şu şekildedir:
Madde 111
- Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre beş gün içinde karar verebilir.
- Adli kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir.
Bu hüküm uyarınca yurt dışına çıkma yasağı kararına itiraz edilebilir. Madde gereğince, şüphelinin yahut sanığın talebi üzerine, savcının görüşü alarak hakim ya da mahkeme itirazı değerlendirir. Bu değerlendirmeyi 110. maddeye göre yapar.
CMK’nun 110. maddesinde ise hakimin şüpheliyi bir ya da birden fazla yeni yükümlülük altına koyabileceği veya anılan yükümlülükleri kısmen yahut tamamen kaldırabileceği ya da değiştirebileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla bir kimsenin itirazı sonucunda yurt dışına çıkış yasağı kalkabilir ya da daha basit nitelikteki bir tedbir uygulamasına dönüşebilir. Burada yurt dışına çıkış yasağının haksız olduğuna ve koşullarının gerçekleşmediğine ilgili merciyi ikna etmek önemlidir. Buna ilaveten belgelerle kişinin ülkesine bağlı olduğuna ve ülkesine döneceğine ilişkin intibayı uyandırmak lazımdır. Anılan dilekçedeki söylemlerin delilleri ortaya konmalıdır.
Öte yandan yurt dışına çıkış yasağı kararının verilmesinde mevzuatımıza ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı durumlar varsa, bunların da hukuki zeminde dile getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle karar, profesyonel biçimde değerlendirilmelidir. Bu doğrultuda salt bir hukuk dalı değil, tüm ilgili mevzuat ve usul ilkeleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Bu hususta bir avukat ile çalışmak yararlı olacaktır. Diğer taraftan yurt dışı çıkış yasağı kararı verildikten sonra, kararı veren merci tarafından “dört ay aralıklarla” adli kontrolün gerekip gerekmediği incelenerek karar verilir. Bu şekilde de soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında ise yargılama yapan mahkeme yurt dışı çıkış yasağına ilişkin kararı kaldırabilir.
Yurt Dışına Çıkış Yasağına İtiraz ve Haklı Sebepler
Adli kontrole ilişkin olarak soruşturma aşamasında sulh ceza hakiminin; yargılama aşamasında ise yargılamayı yürüten mahkemenin verdiği karar aleyhine savcı, şüpheli ya da sanığın kendisi, eşi, kanuni temsilcisi, müdafii (avukatı) ya da katılan itiraz edebilir. Yurt dışına çıkma yasağı kararına da bu doğrultuda anılan kişilerin itiraz etmesi mümkündür. Öte yandan uygulamada savcıların yargılamanın her aşamasında sanık lehine adli kontrole ilişkin karara itiraz ettikleri de görülmektedir. Sulh ceza hakimi ya da yargılamayı yürüten mahkemenin verdiği yurt dışı çıkış yasağı kararı aleyhine itiraz etmek mümkündür. Ceza Muhakemesi Kanununun 111. maddesi gereğince, yurt dışına çıkma yasağı kararına karşı yapılan itirazı hakim veya mahkemece 5 gün içinde karara bağlayacaktır.
Yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması için başvuru yapılan ilgili makama haklı gerekçeler sunmak zorunludur. Kişinin eğitim veya işi sebebiyle yurt dışına giriş çıkış yapması zorunlu olabilir. Kişinin yurt dışında akademik çalışma yapması gerekebilir. Böyle durumlarda bu nedenleri gerekçeli olarak delilleri ile birlikte dilekçeye eklemeli, bu şekilde yasağın kaldırılması talep edilmelidir. Bu hususta haklı nedenler tahdidi (sınırlı sayıda) değildir. Somut olayın özelliklerine göre ilgili makam değerlendirmeyi yapar.
Öte yandan devlet, yeni düzenlemelerle askerlik ve vergi gibi bazı Anayasal ödevlerin ifa edilmemesi dolayısıyla ülkeye giriş-çıkış hakkının bireylerin elinden alınması politikasından vazgeçmiştir. Bu bağlamda birey hakkında sadece bu ödevleri nedeniyle yurt dışına çıkış yasağı verilemeyecektir. Bu tarz bir duruma maruz kalan kişi de haklı nedenle yasağın kaldırılması talebinde bulunabilir.
Pasaportun İptali ile Pasaport Başvurusunun Reddi
Pasaportun iptali konusu, ilgili kanun hükmünde kararnamenin (KHK) 2. maddesinin 2. fıkrasında yer almaktadır. Bu iptal KHK’ye dayanır. OHAL KHK’lerini ise Anayasa Mahkemesi incelememektedir. O nedenle bu yargı yolu çok da mantıklı değildir. Bu bakımdan pasaportun iptaline ilişkin dava açmak yerine, yeni pasaport müracaatının reddine ilişkin dava açmalıdır.
Yeniden pasaport alınması, alınan yeni pasaportun iptali vb. işlemler, KHK’daki hükme dayanmaz. Bu işlemler konusunda Pasaport Kanunu uygulanır. Şayet Pasaport Kanunundaki nedenlerden biri bulunmuyorsa; bu iptal işlemi, hukuka aykırıdır. Bu iptal işlemine karşı KHK’ya dayanan iptal işleminden farklı olarak, dava açılabilir.
Öte yandan kimi durumlarda birey hakkında yasak olmamasına rağmen, yapılan pasaport müracaatı reddedilir. Bu aslında o kimse hakkında gizli yasak olduğu manasına gelmektedir. Bu yasak, yürüyen bir gizli soruşturma nedeniyle alınmıştır. Böyle bir durumda ilgili kişi, idareye dilekçeyle başvurmalıdır. Kendine olumsuz yanıt gelirse ya da 30 gün içinde cevap verilmezse, idare hukukundaki sürelere uyarak idare mahkemesinde dava açmak gerekir.
Yurt Dışına Çıkış Yasağının Kalkması ve Sonrası
Yurt dışına çıkış yasağı konması, o kişinin hürriyetini sınırlar, seyahat özgürlüğünü engeller. Kişiler için ilgili özgürlükler çoğunlukla büyük önemi haizdir. Bu nedenle ceza soruşturmasının ve kovuşturmasının takibi ile adli kontrol kararlarına ilişkin yapılacak itirazların prosedürlerine uygun olması önemlidir. Aksi halde hak kayıpları da olabilir. Bu noktada bu süreci en hızlı ve hukuka uygun olarak takip edecek kişi tecrübeli bir ceza avukatı olacaktır. Bu nedenle ilgili kişilerin bir ceza avukatından hukuki yardım almaları, sürecin etkin ve doğru biçimde sürdürülmesi bakımından yararlı olacaktır.
Ceza soruşturması aşaması, savcının takipsizlik kararı (kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı) ile yargılama başlatılmaksızın sona erer. Bu halde sulh ceza hakiminin verdiği yurt dışı çıkış yasağı, kendiliğinden sona erer. Ayrıca savcının yurt dışı çıkış yasağı tedbirine gerek olmadığı kanaatine varmasıyla da bu karar kaldırılır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi kovuşturma (dava) aşamasında ise sanığın ya da diğer ilgililerin istemi üzerine mahkeme, bu kararı kaldırılabilir. Bunlar, şüpheli yahut sanık lehine hukuki durumun değişmesidir. Ayrıca bazı durumlarda yurt dışı çıkış yasağı, geçici süre ile kaldırılabilir.
Öte yandan sanığın aleyhine olarak, CMK’nun 112. maddesinde konulmuş olan tedbire uymama hali düzenlenmiştir. Böyle hallerde tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama kararının verilmesiyle, daha önceki tedbir olan yurt dışı çıkış yasağı kendiliğinden kalkar. Diğer taraftan çıkış yasağı kaldırılan kimse hakkında başka bir tedbir kararına hükmedilmişse, bu tedbire uyması gerekir. Bu bağlamda bu kişinin anılan tedbire aykırı davranmayacak biçimde yurda giriş-çıkış yapması da mümkündür.
Yasağa İtiraz Süresi ve İlgili Mahkeme
Adli kontrol kararlarında itirazın kararı veren merciye yapılması esastır. Bu bağlamda soruşturma aşamasında sulh ceza hakiminin; kovuşturma aşamasında ise yargılamayı yürüten mahkemenin verdiği yurt dışı çıkış yasağı kararı aleyhine 7 gün içerisinde, kararı vermiş olan merciye itiraz edilebilir. Yani, yargılamayı asliye ceza mahkemesi gerçekleştiriyorsa bu mahkemeye; ağır ceza mahkemesi gerçekleştiriyorsa bu mahkemeye itiraz edilir. Yurt dışı çıkış yasağını kaldırma talepleri konusunda bunun dışında görev ile yetki kuralı yoktur.
Verilmiş olan yurt dışı çıkış yasağı kararı, kaldırılmadığı sürece yargılamanın sonuna kadar geçerliliğini korur. Bu karara soruşturma aşamasının ve kovuşturma aşamasının tüm safhalarında itiraz edilebilir. Aynı şekilde tüm safhalarda kararın kaldırılması da mümkündür. Bu hususta başka hak düşürücü süre bulunmaktadır.