Trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları trafik kazası geçiren her vatandaşın merak ettiği bir konudur. Motorlu araç işletilmesi nedeniyle meydana gelen zararların nasıl tazmin edilmesi gerektiği hususu, mevzuatlarda ve yargı kararlarında artan bir yoğunlukta yer almaya başlamıştır. Ülkemizde motorlu araç işletilmesi nedeniyle meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluğu düzenleyen temel mevzuat 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’dır. Trafik kazası kavramı da KTK’da düzenlenmiştir. KTK m. 3’e göre kara yolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaylara trafik kazası denilir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere, meydana gelen olayın bir trafik kazası olarak kabul edilebilmesi için bazı unsurları barındırması gerekir.
KTK m. 3’e göre; olayın kara yolunda meydana gelmiş olması ve olaya bir veya daha fazla aracın karışmasıdır. Bir kazayı trafik kazası olarak değerlendirebilmek için en az bir aracın varlığı gerekmekte olup; bu aracın başka bir araca, bir insana, sabit bir nesne veya hayvana çarpması ya da ani manevra nedeniyle takla atması önemli değildir. Bir olayın trafik kazası olarak kabul edilebilmesi için araçlardan en az birinin hareket halinde olması gerekir. KTK kapsamında trafik kazası olarak nitelendirilen bir kaza sonucunda meydana gelen zararların maddi ve manevi tazmini de mümkündür. Bu yazımızda bu itibarla açılabilecek davalar ve gerekli belgeler anlatılacaktır. Trafik kazası halinde meydana gelen araç hasarı, bedensel zararlar ve ölüm nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmini, Türk Borçlar Kanunumuzun 49. maddesi ve devamı hükümleri uyarınca talep edilebilmektedir.
Ölümle neticelenen trafik kazalarında, ölenin yakınları, yakınlarının ölümlerinden dolayı kayıplarından, ölenin maddi ve manevi desteğinden mahrum kaldıklarından, çektikleri acı ve ızdıraplardan dolayı maddi ve manevi zararlara uğramışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Türk Borçlar Kanunu, Trafik Kanunu ve diğer ilgili mevzuat ölenin eşine, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine ve ölenin daha önceki desteğinden mahrum kalanlara maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı vermiştir. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları açmadan önce sigorta şirketine başvurulması gereklidir.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Ödenmesi İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Trafik kazasının yaşandığı hallerde, tazminat ödenmesi için öncelikle Sigorta Şirketine başvurulması gerekmektedir. Sigorta şirketi, bu başvurunuza ilişkin size ödeme yapabilmek adına, yaşanılan kazanın yaratmış olduğu zarara göre bir takım belgeler talep etmektedir. Kaza sonucu yalnızca maddi zarar oluşmuşsa talep edilen belgeler ayrı, bedeni hasar veya vefat halleri oluşmuş ise talep edilen belgeler ayrıdır. Bu nedenle 3 başlık halinde, durumlara göre sigorta şirketinden talep edilen belgeleri izah edeceğiz. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları açmadan aşağıda yazan evraklar ile sigorta şirketine başvurulması gereklidir.
Bunun yanında manevi zararlar konusunda KTK m. 90 genel hükümlere gönderme yapmaktadır. Bu nedenle manevi zarara ilişkin tazminat taleplerinin belirlenmesi KTK hükümlerine göre değil genel hükümlere göre yapılmaktadır. Bunun bir sonucu olarak manevi zararlar trafik sigortasından talep edilemeyecektir. Sadece trafik sigortasının kapsamında manevi zarara ilişkin bir kloz bulunmakta ise manevi zararlar sigorta şirketinden talep edilebilecektir. Kişinin çektiği acı ve ıstırabın bir karşılığı olan manevi tazminatın belirlenmesi sigortacılık tekniği açısından mümkün olmadığından genelde poliçelerde bu kloza yer verilmemektedir. Buna karşılık sigorta poliçesinde manevi zararlara ilişkin bir klozun bulunması halinde manevi zararlarda sigorta şirketinden tahsil edilebilecektir.
Sigorta şirketine başvuru sürecinde gerekli olan evraklar, kazanın durumuna ve meydana gelen olay sonucunda oluşan zararın türüne göre değişkenlik göstermektedir. Sigortaya başvuruda öncelikle kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında yer almayan ve eksper raporlarında yer almayan durumların belirtilmesi, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına giren zararların sigorta şirketinden istenmesi gerekir. Bu itibarla kazadan meydana gelen zarara göre gerekli olan evraklar şunlardır;
- Bedensel Zararın Meydana Geldiği Trafik Kazalarında Sigorta Şirketine Başvuruda Gerekli Evraklar
- Yaralamalı Trafik Kazası Sigorta Şirketine Başvuru İçin Gerekli Evraklar
- Kaza tespit tutanağı ve trafik kazası bilirkişi raporu,
- Hastane raporu (taburcu edildiğine dair) veya epikriz raporu, tedavi masraflarına ilişkin faturalar,
- Kazaya ilişkin hasar fotoğraflar,
- Trafik kazasına karışan diğer araçlara ait araç ruhsat ve sigorta poliçe örneği,
- Başvuru sahibinin nüfus cüzdanı örneği,
- Başvuru sahibi Tüzel kişi ise imza sirküsü ve yetkilinin nüfus cüzdanı örneği,
- Başvuru sahibinin banka hesap bilgileri
- Taleplerini içeren ve kazanın anlatıldığı başvuru dilekçesi,
- Ölümlü Trafik Kazası Sigorta Şirketine Başvuru İçin Gerekli Evraklar
- Kaza tespit tutanağı ve trafik kazası bilirkişi raporu,
- Trafik kazasına karışan diğer araçlara ait araç ruhsat ve sigorta poliçe örneği,
- Hastane raporu veya epikriz raporu, tedavi masraflarına ilişkin faturalar,
- Veraset ilamı veya mirasçılık belgesi,
- Ölüm sonrasına vefat edene ait vukuatlı nüfus kayıt örneği,
- Vefat edene ait son üç aylık ücret belgesi,
- Mirasçılara ait banka hesap bilgileri,
- Mirasçıların taleplerini içeren ve kazanın anlatıldığı başvuru dilekçesi,
- Maddi Hasarın Meydana Geldiği Trafik Kazasında Sigorta Şirketine Başvuruda Gerekli Evraklar
- Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı örneği veya Tramer Kaza Tespit Tutanağı (KTT)
- Başvuru sahibine ait banka, şube ve hesap numarası bilgileri (IBAN)
- Sigortalının ehliyet fotokopisi,
- Zarar gören aracın ruhsat fotokopisi,
- Zarar görenin kimlik bilgileri/vergi levhası
- Kaza fotoğrafları,
- Poliçenin aslı (veya fotokopisi), poliçe prim makbuzu,
- Araç dışı maddi zararlar için hak sahipliğini belirten resmi belge,
- Alkol durumunu gösteren promil belgesi
- Kaza nedeniyle alınan ifade varsa ifade tutanakları veya görgü tespit tutanakları,
- Araçtaki Maddi Hasar ile Değer Kaybı için Başvuru Yapılması Halinde
- Kaza Tespit Tutanağı, varsa ifade tutanakları veya görgü tespit tutanakları,
- Zarar gören araca ait ruhsat,
- Kaza fotoğrafları,
- Zarar görenin değer kaybını talep ettiğine dair beyanı,
- Ekspertiz raporu varsa ekspertiz raporu,
- Başvurucunun banka hesap bilgileri,
- Zarara Uğrayan Araç Dışında Başka Malvarlığı ise;
Trafik kazası neticesinde zarara uğrayanın karşı tarafın aracı dışında malları olması halinde bu belgeler ile zarar gören mallara ilişkin satın alındığına dair fatura gibi mülkiyeti gösteren belgeler sunulmalıdır.
Trafik Kazalarında Tazminat Davası Konuları
Hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedele hukuk terminolojisinde tazminat adı verilmektedir. Bir diğer tanımıyla tazminat; oluşan zararların zarar görene, zarar veren ya da sorumlu tarafından ödenmesi, yahut mahkeme tarafından bu zararlar için bir parasal değer veya edim ödenmesine karar verilmesi durumudur. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları bu nedenle hukuk sistemimizde önemli bir yere sahip davalardır.
Trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.51 vd. de düzenlenmiş olup maddi ve manevi tazminat olmak üzere ayrıma tabi tutulmuştur. Maddi tazminat maddi zarara yol açmış hukuka aykırı bir eylem nedeniyle talep edilebilirken; manevi tazminatta talep edilen miktar hukuka aykırı bir fiil nedeniyle zarar görenin, kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilme sebebiyle çekilen manevi üzüntülerin dindirilmesi ve telafisi içindir. Manevi tazminat davalarında ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği, aynı kanunun 56.maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Trafik kazaları sonucunda açılan tazminat davalarının konuları çok çeşitli olabilir. Bunlar ölüm nedeniyle, yaralanma nedeniyle, ruhsal sarsıntı nedeniyle, araç hasarı nedeniyle, yolcunun taşımacıya karşı, ticari veya özel eşya sahiplerinin taşımacıya karşı, bina ve yapılara verilen zarardan dolayı tazminat davaları ile zarar görenlere tazminat ödeyenlerin rücu davaları şeklinde sınıflandırılabilir. Yaralanmalı trafik kazası tazminat davası ile ölümlü trafik kazası tazminat davası arasında ödenecek tutar bakımından farklılıklar vardır. Bu nedenle ayrı ayrı ele alınmalıdır
Ölüm Nedeniyle Tazminat Davası
Trafik kazası sonucu ölüm gerçekleşmişse, bu durumda meydana gelen zararlar ölenin yakınlarına ve mirasçılarına ait zararlardır. Bu durumda uğranılacak zararlar TBK m. 53’te düzenlenmiştir. Bu zararlar; cenaze giderleri, tedavi giderleri ve destekten yoksun kalanların zararlarıdır. Eğer ölüm hemen gerçekleşmemişse yaralananın ölene kadar olan, tedavi giderleri ve kazanç kaybı gibi birtakım zararları da işleten veya işleten olarak kabul edilen kişilerden tazmin edilebilmektedir. Ölüm nedeniyle açılacak davalarda;
- Destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat,
- Cenaze giderleri için maddi tazminat,
- Eğer ölüm öncesi bir tedavi süreci geçirildiyse tedavi giderlerinin tazmini nedeniyle maddi tazminat,
- Ölenin destek tazminatı isteyemeyecek durumda olan yetişkin çocukları, kardeşleri vs. gibi birinci dereceden yakınlarının ise manevi tazminat talep edilebilmektedir.
Ölümlü trafik kazası tazminat 2020 tazminat tutarları hesaplanırken bu hususlar dikkate alınır. Bu kalemler ödenir.
Yaralanma Nedeniyle Tazminat Davası
Vücut bütünlüğünün ihlali halinde ortaya çıkacak olan zararlar TBK m.54’te düzenlenmiştir. Buna göre yaralanma halinde ortaya çıkacak zararlar; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün geçici veya sürekli kaybedilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır. Bedensel zarar hem fiziksel hem psikolojik zararı kapsar niteliktedir. Trafik kazalarının neden olduğu yaralanmalarda zarar görenin;
- Beden gücü kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminat,
- Geçici iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat,
- Tedavi ve iyileşme giderleri,
- Yaşam boyu bakıma muhtaçlık durumunda bakıcı giderleri,
- Yaşam boyu kullanılacak protez, ilaç ve gereç giderleri,
- Estetik zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle tazminat hakkı vardır.
Yaralamalı trafik kazası sigorta ödemesi kalemleri bunlardır. Tedavi giderleri vücudu eski hale getirmek için harcanan tüm giderleri kapsamaktadır. Kazanç kaybı ise yaralanan kişinin tamamen veya kısmen çalışamaması nedeniyle uğradığı zararı ifade etmektedir. Kazanç kaybı, kazanın meydana gelmesinden sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre içerisinde yaralananın iyileşme tedavi süresi boyunca işe gidememesi nedeniyle uğramış olduğu zarar olarak tanımlanmakta ve geçici iş göremezlik tazminatı olarak da adlandırılmaktadır. Çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zarar ise bu kişinin bu nedenle gelecekte uğrayacağı zararı ifade etmektedir. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ise, bir tiyatro oyuncusunun veya bir Yargıtay kararında da konu olan terzinin yüzünde meydana gelen iz gibi çalışma gücünde kayıp olmamasına rağmen kişinin ekonomik olarak uğrayacağı muhtemel zararlardır.
Ruhsal Sarsıntı Nedeniyle Manevi Tazminat Davaları
Maddi zarar kişinin maddi varlığındaki iradesi dışında yaşanan eksilmeyi ifade ederken manevi zarar ise zarar görenin kişilik unsurlarında iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ifade etmektedir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik unsurlarında meydana gelen bu eksilmenin zarar veren olay meydana gelmeden önceki haline iadesi amacıyla ödenmesi gereken tazminattır. TBK m. 58’e göre kişilik hakkı hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişi, uğradığı bu zarara karşılık manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödenmesini isteyebilecektir.
TBK’nın 58.maddesinde kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat, 56.maddesinde ise bedensel bütünlüğün zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat düzenlenmiştir. Manevi tazminata hükmedebilmek için öncelikle bir manevi zarar meydana gelmiş olmalıdır. Tüm kişilik unsurlarına karşı yapılan saldırı nedeniyle oluşan manevi zararlar manevi tazminatın sebebini oluşturabilir. Zarar verici olay nedeniyle gerek ruhsal yönden gerekse fiziki yönden gerekse de sosyal olarak zarar görenler bu zararlarının tazmini için bir miktar paranın kendilerine ödenmesini talep edebilirler. Hakim tarafından her somut olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirilerek ulaşılması gereken ölçü, manevi zarara uğrayan kişide bir huzur hissi, bir tatmin duygusunun oluşturulabilmesidir.
Trafik kazalarında karşılaşılan bir diğer durum da kişilerin ve yakınlarının geçirdiği ruhsal travmalar olup bu durumlarda;
- Kaza geçiren kişinin yakınlarının manevi tazminat istekleri,
- Kaza geçiren kişi bedensel zarara uğramamışsa bile olay esnasında ve sonrasında geçirdiği psikolojik travmalar ve sinir bozuklukları nedeniyle manevi tazminat isteği hakkı tanınmıştır.
Ölenin yakınları ve yaralanmalı trafik kazalarında vücut bütünlüğü ihlal edilen kişi manevi tazminat talebinde bulunabilir. TBK m.56’ya göre ağır bedensel zarar durumunda sadece zarar gören değil yakınlar da manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Ağır bedensel zarar uğrayan ve bu nedenle bakıma muhtaç hale gelen kişiyle aynı yerde yaşayan ve bu nedenle hayat standartları bu kaza nedeniyle değişmek zorunda kalan kişiler manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.
Araç Hasarı Nedeniyle Tazminat Davası
Trafik kazalarının neredeyse tamamında maddi hasar oluşmaktadır. Bu nedenle araçta meydana gelen hasarın tazmini için yapılması gerekenlere değinmek önemlidir. Maddi hasarlı trafik kazalarında onarım masrafları, değer kaybı, kazanç kaybı gibi maddi kayıplar sigorta şirketinden talep edilebilecektir. Yaralanma ya da ölüme sebep olmayan fakat araç hasarlarıyla sonuçlanan trafik kazalarında zarar gören tarafın zarar verenden ya da sorumludan;
- Araç hasarı varsa onarım bedelini,
- Araç kullanılamaz hale gelmişse araç bedelini,
- Araçtaki hasardan dolayı onarım sonrası meydana gelen değer kaybını,
- Ticari araçlarda ise onarım süresince meydana gelen kazanç kaybını isteme hakkı bulunmaktadır.
Tazminat davalarını maddi, yaralanmalı ve ölümlü olarak genel bir ayrıma tabi tutmanın yanı sıra kazadaki tarafların durumuna göre birtakım davalarda söz konusu olabilmektedir;
- Yolcunun Taşımacıya Karşı Tazminat Davaları; Diğer tazminat davalarından farklı olarak bu tip tazminatların bazı halleri yasal dayanağını 6098 sayılı TBK’dan değil, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerinden almaktadır.
- Yolculuğun kötü geçmesi veya kazada bedensel zarara uğramamış olmasına karşın ruhsal sarsıntı ve sinir bozukluğu nedeniyle yolcunun taşımacıdan manevi tazminat isteği,
- Yolcunun kişisel eşyasının ve bagajının hasarlanması veya kaybı nedeniyle tazminat istemi (6102 sayılı TTK m.912)
- Yolcunun ölmesi durumunda, taşımacının kendisine teslim edilen bagajı koruma borcu, bu eşyanın mirasçılara veya Sulh hakimine teslimine kadar sürer (6102 sayılı TTK m.915/I).
- Ticari veya Özel Eşya Sahiplerinin Taşımacıya Karşı Tazminat Davaları; Eşyasını, ticari mallarını, ham madde veya ürünlerini taşıtan gerçek veya tüzel kişilerin trafik(taşıma) kazasında zarar görmeleri durumunda, zarar verenlere karşı davaları da dava konularındandır.
- Bina ve Yapılara Verilen Zarardan Dolayı Tazminat Davası; Trafik kazaları sonucunda çeşitli yerlere verilmiş zararların tazminat konusu yapılabildiği dava türleridir. Şöyle ki;
- Yol kıyısındaki yapılara, bariyerlere, karayolları tesislerine, işaret ve yön levhalarına, benzin istasyonlarına verilen zararlardan dolayı tazminat davaları,
- Şehir içi trafik kazalarında binalara, iş yerlerine, kamu kurumlarının tesisleri gibi yerlere verilen zararlardan dolayı araç sahiplerine onları işletenlere karşı açılacak tazminat davaları bu tip davalara konu teşkil etmektedir.
- Zarar Görenlere Tazminat Ödeyenlerin Rücu Davaları; Hem ölümlü, hem yaralamalı, hem de maddi zararlı trafik kazaları ele alındığında, tazminatı yüklenen ve karşılamak zorunda kalan makam ya da kişiler ödedikleri miktarları kusurlu harekette bulunan zarar verenlerden kusurları oranında rücu edebilirler.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Dava Türleri
Belirsiz Alacak Davası
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazalarında gerçekleşen zararlar için açılacak en doğru ve en uygun dava türü kuşkusuz belirsiz alacak davasıdır. Zira, bu davaların başında ciddi anlamda belirsizlikler bulunmakta; zararın ve kapsamın önceden belirlenebilir olması hali pek de mümkün olmamaktadır. Özellikle trafik kazalarında ve iş kazalarında meydana çıka gerek iş göremezlik gerekse de destekten oksun kalma tazminatların dava açıldığı sırada tespit edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle zarara uğrayanların haklarının tam olarak karşılanabilmesi için gerek maddi tazminat talepleri talepleri belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmektedir.
Dava açıldığı sırada meydana gelen zararlar az çok tahmin edilebilse dahi, zararın tam karşılığı dava sırasında toplanan tüm deliller doğrultusunda başvurulan bilirkişinin raporu sonucunda belirlenebilir. Bu nedenle az bir değer bildirilerek belirsiz alacak davası açılmalı, davanın ilerleyen kısmında zararın tam olarak ne kadar olduğu ortaya çıktıktan sonra dava değeri artırılır. Alacağın bir kısmı belirtilerek bu kısım üzerinden peşin harç ödendiği için zararın tamamının ortaya çıkarılmasından sonra peşin harcın tamamlanması gerekir. Dava açılırken yasal sürelere ve zamanaşımına uyulmuş olması halinde yargılama ne kadar uzun sürerse sürsün alacak konusu tazminat zamanaşımına uğramamaktadır. Tazminat alacağına uygulanacak faiz bu harcın tamamlanacağı tarih değil dava tarihi olarak kabul edilir.
Manevi tazminat davalarında da tazminatın miktarını hakim dava sonucunda belirleyeceği için bu miktarı davacının önceden bilmesi mümkün olmasa da manevi tazminatın bölünmezliğinden dolayı belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Bu nedenle dava açılırken manevi tazminat miktarının ıslah edilemeyeceği, yani sonradan arıttırılamayacağı göz önünde bulundurularak tutar belirtilmelidir.
Tespit Davası
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel veya maddi zararlardan doğrudan belirsiz alacak davası açmak yerine, 6100 sayılı HMK’nın 3.fıkrasındaki tespit davasının da açılabileceği öngörülmüştür. HMK m. 106’da düzenlenen ve davacı tarafın bir hukuki ilişkinin varlığının, yokluğunun ya da içeriğinin tespit edilebilmesi için açtığı davalara tespit davası denilmektedir. Bir hukuki ilişkide henüz eda davasının şartları oluşmadığı için eda davasının öncüsü niteliğindeki tespit davasının açılması mümkündür. HMK 107/3’e göre davacının dava açarken talep sonucunu belirleyemiyor olması halinde dilerse belirsiz alacak davası açabilirken dilerse de kısmi dava ile alacağın geri kalanı için tespit davası ya da alacağın tamamı için tespit davası açabilir.
Dava açan taraf alacağı tazminat için belirsiz alacak davası açmış olması halinde mahkeme hükmü ile alacağını ilamlı icra yoluyla tahsil edebilecekken, HMK m. 107/3 kapsamında açılan bir tespit davası sonucu alınan hüküm ile alacağını genel haciz yoluyla tahsil edilebilecektir. Tespit davası açarken de dava dilekçesinde dava değerinin belirtilmesi gerekir. Ayrıca dava dilekçesinde davacının tespit davası açmadaki hukuki yararı ortaya konulmalıdır.
Kısmi Dava
Trafik kazalarında ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle asla kısmi dava açılmamalıdır. Trafik davalarında kısmi dava ölüm ve bedensel zararlar dışında daha çok araç değer kayıplarında ve araç hasarlarında söz konusu olmaktadır. Çünkü bu durumlarda eksperden alınan raporlar ve tespitler bulunmakta böylece zarar tutarı belli olduktan sonra sigorta şirketine veya işletene karşı dava açılırken bu dava türüne başvurulmaktadır. Taşıma işlerinde eşyanın zarar görmesi durumunda önceden bir zarar tespiti yaptırılmış ve bir rapor alınmışsa alacak az çok belli olduğundan, burada da belirsiz alacak davası açılamayıp, kısmi dava açmak gerekecektir.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davalarını Kim Açabilir?
Tazminat davalarında davacı olabilecekler yine yukarıdaki tazminat davalarının konularına göre şekillenecektir. Tazminat davalarının mantığı “zarar gören”e ödenecek bedel olduğu için davacı olma hakkı da dava konusu olaydan zarar görenler olacaktır.
Ölenin Desteğinden Yoksun Kalanlar
Ölümlü trafik kazaları sonrasında tazminat davası açabilecek asıl davacılar destekten yoksun kalanlardır. Bu kişilerin hem maddi hem de manevi tazminat isteme hakları vardır. Genellikle destekten yoksun kalma tazminatı olarak maddi tazminat isteyebilecekler ölenin eşi ve çocukları, annesi ve babasıdır. Kardeşler çok sınırlı koşullarda birbirinin desteği olabilmektedir. Bu kişiler dışında, ölenin yakını olup da yargısal inanç ve öğretideki görüşlerle çizilen sınırlar dışında kalan ve destekten yoksun kaldıkları kabul edilmeyen kişiler yalnızca manevi tazminat isteyebilirler. Bu durumun tipik örneği ise belli bir yaşı geçmiş yetişkin çocukların anne veya babalarını yitirdikleri ve destekten yoksun kalma tazminatını isteyemeyip sadece manevi tazminat isteyebildikleri haldir. Kardeşler de aynı şekilde manevi tazminat isteyebileceklerdir.
Bu kişiler dışında, ölenin yakını olup da yargısal inanç ve öğretideki görüşlerle çizilen sınırlar dışında kalan ve destekten yoksun kaldıkları kabul edilmeyen kişiler yalnızca manevi tazminat isteyebilirler. Destekten yoksun kalmakla birlikte buna ilişkin maddi tazminat isteme hakları bulunmayan yakınlara manevi tazminat talep hakkı verilmiştir. Bu kişiler genel olarak yetişkin çocuklar, kardeşler ve torunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun tipik örneği ise belli bir yaşı geçmiş yetişkin çocukların anne veya babalarını yitirdikleri ve destekten yoksun kalma tazminatını isteyemeyip sadece manevi tazminat isteyebildikleri haldir. Kardeşler de aynı şekilde manevi tazminat isteyebileceklerdir. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda maddi tazminat olarak destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek hak sahipleri;
Eş, Çocuklar ve Evlatlık
Eşler ölen desteğin yaşam süresi ile sınırlı olarak, yaşça büyük iseler kendi yaşam süreleri ile sınırlı olarak; erkek çocuklar 18 yaşına, orta öğrenimde iseler 20 yaşına kadar; kız çocuklar 22 yaşına, yüksek öğrenim görüyorlarsa 25 yaşına kadar destekten yoksun kalma tazminatı alabilirler. Ayrıca bu kişiler akıl hastası veya ileri derecede fiziksel özürlü iseler bunların tazminatı kendi yaşam sürelerine göre değil, ölen desteğin yaşam süresi ile sınırlı olarak belirlenir. Evlatlık da öz çocukla aynı haklara sahiptir.
Anne ve Baba
Trafik kazasında yaşamını yitiren destek küçük çocuk veya yetişkin evlat ise, bu durumda destekten yoksun kalacak olanlar anne ve babalardır. Çok sınırlı koşullar haricinde kardeşler destek tazminatı isteyemezler. Ölen yetişkin evlat evli ve çocuklu ise desteğinden yoksun eşi ve çocuklarının yanı sıra annesi ve babası da destek tazminatı isteyebilir.
Nikahsız Eş ve Nişanlı
Nikahsız eşin ölen ile süregelen birlikteliğini kanıtlaması durumunda nikahlı eş gibi hem destek hem de manevi tazminat hakkı için davacı olabileceği düzenlenmiştir. Öte yandan evlilik hazırlığına girip bu yönde çeşitli masraflar yapan, nikah başvurusunda bulunduğunu kanıtlayan nişanlının da hem destek hem de manevi tazminat hakkı vardır.
Kardeşler
Çok sınırlı koşullarda uygulanmak üzere (anne-baba ölmüş veya baba işsiz ve yaşlı olup da evin ve kardeşlerinin geçimini üstlenmiş kardeşlerden biri) ölenin küçük kardeşlerinin destekten yoksun kaldığı kabul edilebilir. Destekten yoksunluk süreleri ise anne veya babalarını kaybettikleri koşullardaki gibi hesaplanır.
Ölümlerde Yalnızca Manevi Tazminat İsteyebilecek Olanlar
Destekten yoksun kalmakla birlikte buna ilişkin maddi tazminat isteme hakları bulunmayan yakınlara manevi tazminat talep hakkı verilmiştir. Bu kişiler genel olarak yetişkin çocuklar, kardeşler ve torunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bedensel Zarara Uğrayanlar
Geçirdikleri trafik kazaları sonucunda yaralanan ve bedensel hasar gören kişiler bu zararlarına ilişkin beden gücü kayıpları, geçici veya sürekli iş göremezlik zararları, tedavi ve iyileşme giderleri, bakım giderleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahiptirler. Bununla birlikte trafik kazası geçirmiş ama hiç yaralanmamış ve beden gücü kaybına uğramamış olsalar bile yaşadıkları olayın psikolojik sarsıntısı nedeniyle manevi tazminat isteme hakları vardır. Kalıcı sakatlıkları olmasa bile, geçirdikleri kaza sonrasında tedavi sürecinin uzaması nedeniyle bazı hak ve imkanlardan yoksun kalanlar uğradıkları maddi zararın tazminini isteyebilmektedirler. 6098 sayılı TBK m.54/4 uyarınca ekonomik geleceği sarsılan kişi de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmektedir.
Bedensel Zarara Uğrayan Kişinin Yakınlarının Manevi Tazminat İstekleri
6098 sayılı TBK m.56/2 uyarınca kaza geçirenin yakınlarına manevi tazminat isteme hakkı verilmiştir.
Aracı Hasarlanan Kişinin Dava Hakkı
Trafik kazası sonucu aracı hasarlanan özel araç sahipleri araçlarının hasarlarına göre hasar bedelini ya da araç bedelini talep edebilirler. Sürücü ile aracı herhangi bir nedenle elinde bulunduranlar da onarım giderlerini belgelemek koşuluyla araç hasarını kaza sorumlularından isteyebilirler. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20.maddesi d bendi uyarınca resmi biçimde gerçekleşmemiş olsa bile, Türk Medeni Kanununun 983.maddesine dayanarak aracı sahibine aynen geri vermekle yükümlü olan zilyet de onarım giderlerini belgelemek koşuluyla davacı olabilir.
Bina, Yapı ve Tesis Sahiplerinin Dava Hakkı
Motorlu araç sahipleri çarptıkları bina, yapı ya da tesis gibi yerler için bu yerlerin sahiplerine ya da ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tazminat davası açma hakkı tanınmıştır.
Eşya Sahiplerinin Dava Hakkı
Yolcu eşya ve bagajları ile taşımacıların araçlarına yüklenen özel eşya ve ticari emtianın zarar görmesi durumunda bu malların sahipleri davacı olabilirler.
Rücu Hakkı Sahiplerinin Dava Hakkı
Trafik kazalarında birden fazla sorumlunun olduğu davalarda zarar görene ya da yakınlarına tazminat ödeyen kişinin diğer sorumlulara kusurları oranında rücu hakları söz konusu olduğunda onların da dava hakkı doğacaktır. Bu hususta sigortacıların ve işverenlerin sorumlu olduğu ve ödedikleri tazminatı ilgililerden kusurları oranında rücu edebilecekleri çeşitli kanunlar uyarınca hüküm altına alınmıştır.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davalarında Davalılar
Trafik kazalarından dolayı ölüm ve bedensel zararlar nedeniyle dava edilebilecek gerçek ve tüzel kişiler;
- İşleten (araç sahibi), girişimci, işleten gibi sorumlu olanlar; İşletenin tam olarak tespit edile memesi halinde kaza tespit tutanağında araç sahibi olarak gözüken kişiye karşı dava açılması dava sırasında işletenin başka birisi olduğunun anlaşılması halinde ise davalının değişmesi, kaza sırasında işleten olan kimseye davanın yöneltilmesi gerekmektedir.
- Sürücü ve yardımcıları; KTK uyarınca motorlu taşıt işleten kişinin sorumluluğu tehlike sorumluluğudur ve sorumluluğun doğması için kusur aranmamaktadır. Ancak sürücüler ve yardımcı kişiler için aynı şey söylenememektedir. Bu kişilerin sorumluluğu kusur ilkesine dayanmaktadır. Bu nedenle meydana gelen zarardan sürücü veya yardımcı kişilerin sorumluluğuna başvurabilmek için bu kişilerin kusuru ile meydana gelen kaza arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir.
- Sigortacı; KTK m. 91 gereğince işletenler ZMSS yaptırmak zorundadırlar. Bu sigortacılar meydana gelen zarardan belirlenen limitler tutarınca sorumludurlar. Bu kişilere açılacak dava öncesinde zararın karşılanması için yazılı olarak başvurmak gerekmektedir. Yazılı başvurunun bu şirketlere ulaşmasından itibaren 15 gün içerisinde cevap verilmemesi ya da talebin karşılanmaması halinde bu kişiler aleyhine dava açılabilmektedir. İşletenin isteğe bağlı sorumluluk sigortası yaptırmış olması durumunda zararın ZMSS limitlerini aşan kısmı için bu şirket aleyhine de dava açılabilmektedir.
- Taşımacılardır.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davalarında Manevi Tazminat İsteyebilmenin Koşulları
Trafik kazalarındaki maddi tazminat davalarında zarar verenin verdiği zararın çeşitli rapor ve belgelerle kanıtlanması sonucunda maddi tazminat belirlenmektedir. Belirlenmesinde muğlaklıklar barındıran kısım manevi tazminat istemleriyle alakalı olup bu tür tazminatların caydırıcılık ve önleyicilik işlevi ile birlikte maddi tazminatı tamamlayıcı denkleştirme işlevi taşıması gerektiği hususu genel kabul gören düşüncedir. Manevi tazminat isteyebilmenin koşulları TBK’nın 56. ve 58.maddelerinin metni incelendiğinde şu şekilde sayılabilir;
- Hukuka aykırı bir biçimde bedensel zarara veya ölüme neden olunmalıdır.
- Zarar ile eylem arasında nedensellik bağı kurulabilmelidir.
- Zarar veren az çok kusurlu olmalı, sorumluluğu gerektiren koşullar oluşmalıdır.
- Maddi tazminattan farklı olarak, zarar gören, bedensel zarara uğramasa bile, fiziksel kişilik değerleri etkilenmiş; eylem veya olay, ruhsal sarsıntı ve sinir bozukluğu yaratmış olmalıdır.
- Beden bütünlüğü bozulan veya ölümden etkilenen bazı kişiler, zarar gördükleri kesin olmakla birlikte hiç maddi tazminat alamamış veya aldıkları maddi tazminat yetersiz kalmış olmalıdır.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davaları Hangi Süre İçerisinde Açılmalıdır?
KTK m. 109/1 gereğince motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsün öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğramaktadır. Ancak dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Trafik kazalarının çok büyük bir kısmı aynı zamanda ceza hukuku anlamında da bir suçu oluşturan fiillerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle KTK m.109/2 gereğince trafik kazalarında genel olarak zamanaşımı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 66’ya göre belirlenir. Buna göre ise ölümlü trafik kazalarında zamanaşımı 15 yıl, yaralanmalı trafik kazalarında 8 yıl olarak uygulanmaktadır. Sadece maddi hasar olan kazalarda eğer eylem herhangi bir suça vücut vermiyorsa zamanaşımı KTK m. 109/1 gereğince 2 yıldır.
KTK manevi tazminat konusun da TBK hükümlerine atıf yapmış olsa da trafik kazası aynı zamanda cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa uzamış zamanaşımının varlığı manevi tazminat için de kabul edilmektedir. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, KTK m. 109/4’e göre kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğramaktadır.
Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
KTK m. 110’a göre İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşuna ait olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hem zemin geçitte meydana gelen tren trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanmaktadır. HMK’ya uygun olarak düzenlenen bu maddeye göre yaralanmalı veya ölümlü bir trafik kazası meydana gelmiş olması halinde idarenin kusuru söz konusu olsa dahi dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmak zorundadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi tazminat taleplerinin sigortadan talep edilmesi gerekmekte olup yazılı talebin sigortaya ulaşmasından itibaren 15 gün içerisinde talebe cevap verilmemesi ya da talebin karşılanmaması durumunda sigorta şirketine dava açılabilir. Bu durumda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Yolcu taşıma işi bir ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yolcu taşıma sırasında meydana gelen bir kaza neticesinde de yolcunun ölümü ya da yaralanması nedeniyle oluşan zararların tazmini için açılacak olan tazminat davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu durumlarda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 4 gereğince arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemelerinde tazminat davası açılmadan önce dava şartı olarak arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmaktadır.
KTK göre trafik kazalarında açılacak maddi ve manevi tazminat davaları sigortacının merkezi veya şubesinin ya da sigortayı yapan acentenin bulunduğu yerde açılabileceği gibi, kazanın olduğu yerde de açılabilmektedir. Trafik Kazaları Nedeniyle Tazminat Davaları genel yetkili mahkeme davalı kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ayrıca haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde de tazminat davası açılabilir. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları hakkında Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere profesyonel anlamda vereceğimiz hukuki destek ile bu zor süreci en az zararla geçireceksiniz.