Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye uğratma veya alkollü araç kullanma, uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullananlar ile başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olacak şekilde trafikte araç sürülmesi veya trafik kazasına neden olunmasıyla meydana gelen suça denir. Bu suç üç şekilde oluşur. Bunlar;
- Ulaşıma İlişkin İşaretlere veya İşletim Sistemine Müdahale Ederek Tehlikeye Neden Olma (M.179/1): Suçu oluşturan seçimlik hareketler, ulaşımın güven içinde akışını sağlamak için konulan işaretleri; kullanılmaz hale getirme, konulduğu yerden kaldırma, yanlış işaret verme, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak tehlikeye neden olma, teknik işletim sistemine müdahale ederek tehlikeye neden olma, şeklinde sıralamak mümkündür.
- Ulaşım Araçlarını Tehlikeli Olabilecek Şekilde Sevk ve İdare Etme (M. 179/2): Bu fıkradaki suç, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi ile işlenmektedir. Sevk ve idareden söz edilebilmesi için, aracın harekete geçirilmiş olması gerekir. Araçların tehlikeli olabilecek biçimde sevk ve idare edilmesi, çeşitli davranışlarla gerçekleştirilebilir.
- Alkol, Uyuşturucu Madde veya Diğer Bir Nedenle Güvenli Şekilde Araç Sevk ve İdare Edemeyeceği Halde Araç Kullanma (m.179/3): Suçun oluşması için, öncelikle kişinin alkol kullanmış olması zorunludur. İkinci olarak, kullanılan alkolün etkisi nedeniyle kişinin güvenli araç kullanma yeteneğini yitirmiş olması gerekir. Bu hususların somut olayda araştırılıp saptanması gerekmektedir. Adli Tıp Kurumu’nun görüşü ve Yargıtay uygulamaları ile 101 mg ve üzeri alkol oranının tüm bireyler yönünden güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği kabul edilmektedir.
Kanun koyucu hayatın her alanını düzenlemeye çalıştığı gibi, suçların yoğun oranda işlendiği trafik ve ulaşım alanında da çeşitli düzenlemelere yer vermiştir. Trafik güvenliğini sağlamak için belirli kurallar öngörülmüş, çeşitli işaret ve tabelalarla yaya ve araç sürücülerine çeşitli kolaylıklar sağlanmaya çalışılmış ve bunlar belirli kalıplar içinde kanunen düzenlenmeye çalışılmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde genel güvenliği tehlikeye düşüren eylemleri önlemek için üç ayrı suç türü olarak düzenlenmiştir. Bu bakımdan, genel tehlike suçu niteliğindedir. Birinci ve ikinci fıkralarda aranmış olduğundan somut tehlike suçu, üçüncü fıkra ise soyut tehlike suçu niteliğinde düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’na göre, 1 promilin üzerinde alkollü araç sevk ve idare eden sürücüler, TCK 179 madde uyarınca kasten trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçunu işlemiş olur. (Karayolları Trafik Kanunu 48/6. Madde)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Nedir?
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak düzenlenen suç; kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışı sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılmaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olunması ile oluşur.
İkinci fıkrada ise, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için aracın, tehlikeli bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerekir. Aracın sevk ve idaresinin salt trafik düzenine aykırılığı bu suçun oluşumuna neden olmayacaktır. Bu suçun oluşabilmesi için, aracın trafik düzenine aykırı olarak ve ayrıca kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde kullanılması gerekir. Bu suç, ayrıca trafik güvenliği için öngörülmüş bakım ve onarımlar yapılmadan aracın trafiğe çıkarılması halinde de işlenebilir. Anca bunun için ayrıca, gerekli bakım ve onarımı yapılmamış aracın trafiğe çıkarılması suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından bir tehlikeye neden olunması gerekir. Bu bakımdan söz konusu suç, somut tehlike suçu niteliği taşımaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişinin cezalandırılması öngörülmüştür.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu 179. Madde | |
Dayanak | 5237 sayılı TCK 179. madde |
Şikayet | TCK 241. madde şikayete tabi değildir. |
Zamanaşımı | 8 yıllık zamanaşımı süresi vardır. |
Tutuklama ve Adli Kontrol | 2 ve 3. fıkra için tutuklama kararı verilemez. Birinci fıkra için verilebilir. |
Uzlaşma | TCK 179. madde için uzlaşma hükümleri uygulanmaz. |
Etkin Pişmanlık | Etkin pişmanlık söz konusu olabilir. |
İyi Hal İndirimi | Şartları oluşmuşsa cezada TCK 62’ye ⅙’ya kadar indirim yapılabilir. |
Memurluğa Etkisi | Bu suç memuriyete engel değildir. Ceza 1 yıldan fazla olursa engel olabilir. |
İstinaf ve Temyiz | Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu sadece istinafa tabidir. |
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Şartları Nelerdir?
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu cezası, gündelik hayatı oldukça etkileyecek olumsuz durumları azaltmak bakımından oldukça önleyici bir etkiye sahip olup, yatırımları da oldukça caydırıcıdır. Toplum sağlığı ve güvenliği için bu suçun tespiti çok önemli olduğu kadar suçun işlenmesi akabinde verilecek cezalar da oldukça önemlidir. Nispi özellikte olmayan bariz tehlikelerin önlenmesi adına kanun koyucu ceza kanununda böyle bir madde işleterek gündelik hayatı kişiler için daha sıhhatli hale getirmeye çalışmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için;
- Ulaşıma İlişkin İşaretlere veya İşletim Sistemine Müdahale Ederek Tehlikeye Neden Olma Suçu (M.179/1)
Suçu oluşturan seçimlik hareketler, ulaşımın güven içinde akışını sağlamak için konulan işaretleri;
- kullanılmaz hale getirme,
- konulduğu yerden kaldırma,
- yanlış işaret verme,
- geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak tehlikeye neden olma,
- teknik işletim sistemine müdahale ederek tehlikeye neden olma, şeklinde sıralamak mümkündür.
Suç, belirtilen işaretlerin salt kullanılmaz hale getirilmesi, kaldırma, yola bir şey konulması ile oluşmamakta, ayrıca bu davranışların kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olması da gerekmektedir. Somut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir.
- Ulaşım Araçlarını Tehlikeli Olabilecek Şekilde Sevk ve idare Erme Suçu (M. 179/2)
Bu fıkradaki suç, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi ile işlenmektedir. Sevk ve idareden söz edilebilmesi için, aracın harekete geçirilmiş olması gerekir. Araçların tehlikeli olabilecek biçimde sevk ve idare edilmesi, çeşitli davranışlarla gerçekleştirilebilir.
Diğer taraftan, araçları kara, deniz, hava veya demiryolu trafiğinde kullanılmalarına yönelik olarak ilgili mevzuatta çeşitli kurallar bulunmaktadır. Bu kurallarla, ilgili taşıtlara ilişkin trafik güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Bu suçun kasıtlı bir suç olması karşısında, sürücünün özensiz ve dikkatsiz davranışlarının tehlikeye yol açmasının manevi unsuru oluşturmaz.
- Alkol, Uyuşturucu Madde veya Diğer Bir Nedenle Güvenli Şekilde Araç Sevk ve İdare Edemeyeceği Halde Araç Kullanma Suçu (m.179/3)
Suçun oluşması için, öncelikle kişinin alkol kullanmış olması zorunludur. İkinci olarak, kullanılan alkolün etkisi nedeniyle kişinin güvenli araç kullanma yeteneğini yitirmiş olması gerekir. Bu hususların somut olayda araştırılıp saptanması gerekmektedir. Adli Tıp Kurumu’nun görüşü ve Yargıtay uygulamaları ile 101 mg ve üzeri alkol oranının tüm bireyler yönünden güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği kabul edilmektedir (12.CD. 17.2.2017, 2016/7136-2017/1152). Alkolün kandaki miktarının saptanabilmesi için şüphelinin vücudundan kan alınması gerekmektedir.
Kandaki alkol oranı, olay tarihi itibariyle saptanabilmelidir. Başka deyişle, failin alkol aldığı süreçte vücudundaki alkol miktarının ulaştığı en yüksek değer araştırılmamaktadır. Önemli olan, suç oluşturduğu kabul edilen davranışın icra edildiği sırada failin kanındaki alkol oranıdır. Şüphelinin rızasının bulunması durumunda karar alınmasına gerek bulunmadan, hekim veya sağlık mesleği mensubu tarafından kan alınır. Şüphelinin rızasının bulunmaması durumunda CMK 75. maddesi uyarınca hakim kararı gerekmektedir. Diğer taraftan TCK’nı 179/3. maddesindeki suçun cezasının üst sınırı iki yıl hapis cezası olduğundan, Yargıtay CMK’nın 75/5. maddesindeki sınırlayıcı hükmün bu suç bakımından geçerli olmadığını, usulünce hakim veya C. savcısının kararıyla kan örneğinin zor kullanılarak da alınabileceğini kabul etmektedir. (4.CD. 14.5.2013, 2011/5565-2013/16325)
Hakim, alkol oranı, olay tutanağı, tanık ifadeleri, kamera görüntüleri ve failin harici davranışlarına ilişkin tanık gözlemlerini değerlendirerek suç öğesin var olup olmadığını takdir etmelidir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Yargıtay Uygulaması
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili ihtisas kurulunun bilimsel görüşleri de değerlendirilerek, faildeki alkol oranının 100 promilden daha yukarı olması durumunda güvenli sürüş yeteneğinin mutlaka kaybedilmiş olacağını kabul etmektedir. Buna karşın, yol kontrolündeki ölçümde 100 promil veya altında alkollü olduğu belirlenen ve bu ana kadar alkolün tesiri ile güvenli araç sürme yeteneğini yitirdiğine ilişkin bir davranışı belirlenemeyen kişinin eyleminin yalnızca trafik kabahati olduğu kabul edilmelidir. Yargıtay sanığın alkollü veya alkolün etkisinde olduğuna ilişkin bir tespit ve delil bulunmadığı hallerde eylemi trafik kurallarına aykırılık veya taksirli suç olarak değerlendirmektedir.
179. maddenin üç fıkrası bakımından da suç, kasten işlenebilir, taksirle işlenemez. Failin, her bir fıkrada tanımlanan fiili işlediği bilinç ve iradesiyle hareket etmesi, manevi unsurun varlığı için yeterlidir. Özel kast aranmamıştır, genel kast yeterlidir. Birinci fıkradaki suç, sayılan seçimlik hareketlerden birinin işlenmesiyle gerçekleşir. Sırf hareket suçlarında kural olarak hareketlerin bölünebilmesi durumunda, (örneğin işaretin kullanılamaz hale getirilmesi için başlanılan hareketin tamamlanamaması gibi) teşebbüse elverişlidir. 179. maddedeki eylemlere, fiilin niteliğine ve olayın özelliğine göre iştirak edilmesi söz konusu olabilir.
Sucun zincirleme olarak işlenmesi de mümkündür. Örneğin failin Ankara’dan İstanbul’a yaptığı iki günlük yolculuğu sırasında aracını birkaç kez tehlikeli şekilde kullanmışsa 43/1. maddesi uygulanmalıdır. Yargıtay da bir olayda aynı yönde karar vermiştir. “Sanığın 10 gün içinde atılı suçu dört kez işlemesi karşısında, bir (aynı) suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı sucu birden fazla işlemesi nedeniyle tek cezaya hükmedilip bu cezanın TCK’nin 43. maddesi uyarınca arttırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde (179/3-2, maddesince 4 kez mahkumiyete) hüküm kurulması, kanuna aykırıdır.” (12.CD. 3.7.2012, 2011/13369-2012/16661)
Eylemin kaza ile neticelenmesi: 179. maddedeki suçun manevi unsuru kastır. Fail, hareketinin tehlikeye neden olabileceğini öngördüğü halde davranışını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmektedir. Kaza ise taksire dayanır. Olayda tehlikeli araç sevkine ilişkin diğer bir fiil bulunmadığı takdirde, öreğin kırmızı ışıkta geçme veya hatalı sollama nedeniyle meydana gelen kaza, taksire dayalı olduğundan, tek suç oluşur. Olayda iki suçun da unsurlarının bulunması durumunda içtima kuralları uygulanmalıdır. Bu halde Yargıtay kararlarında “zarar suçunun oluştuğu halde tehlike suçundan hüküm kurulamayacağı” şeklindeki gerekçesiyle zımnen fikri içtima görüşünü terk etmiş ve bir anlamda asli normun önceliği ilkesini veya geçit suç kuralını uygulamıştır. (12.CD. 5.6.2013, 2012/22230-2013/15344)
Yargıtay bir kararında, trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme ve taksirle trafik kazasına neden olma fiillerinin birbiri ardına işlenmesi durumunda iki suçun da gerçekleşmiş olacağına işaret etmiştir. (CGK. 04.11.2014, 2013/15-733-2014/483)
Ancak somut olayın bu şekilde gerçekleşmediği durumda yalnızca zarar suçunun oluşacağı (taksirle yaralama/öldürme) görüşünü sürdürmektedir. (12. CD. 30.11.2017, 2016/12082-2017/9621)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Unsurları
Fail
Kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişi suçun failidir. İnsan ticareti suçu fail bakımından bir özellik arz etmez, herkesin bu suçun faili olabilmesi mümkündür. Fail, yabancı veya vatandaş olabilir. Suçun faili;
- Birinci fıkrada ulaşım aracını kullanan kişi olması yahut olmaması arasında fark yoktur. Herkes olabilir.
- İkinci ve üçüncü fıkradaki eylemlere göre, ulaşım aracını sevk ve idare eden kişidir.
Yani kısaca birinci fıkradaki eylemin faili herhangi bir kimse olabilir. Bu fıkra yönünden failin bir ulaşım aracını kullanan kişi olması veya yaya olması arasında fark yoktur.
İkinci ve üçüncü fıkralardaki eylemin faili, ulaşım araçlarını sevk ve idare eden kişidir. Mağdur, eylemler ile tehlike altında olan toplum ve bireylerdir.
Mağdur
Suçun mağduru, TCK 179’ da sayılan eylemler ile tehlike altında olan toplum ve bireylerdir. Mağdur belirli olmadığı gibi, suçun işleniş aşaması ve şekline göre de birden çok kişi olabilmektedir. Failin, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlemesi tek bir kişiye yöneltilemeyeceği gibi, tüm toplumu etkileyebilen bir suç olarak tanımlanmıştır.
Fiil
Ulaşıma İlişkin İşaretlere veya İşletim Sistemine Müdahale Ederek Tehlikeye Neden Olma Suçu (179/1)
Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş bulunan her türlü işareti değiştirerek, kullanılmaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaret vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeye neden olunarak işlenmektedir. Suçu oluşturan seçimlik hareketler, ulaşımın güven içinde akışını sağlamak için konulan işaretleri;
- Kullanılmaz hale getirme,
- Konulduğu yerden kaldırma,
- Yanlış işaret verme,
- Geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak tehlikeye neden olma,
- Teknik işletim sistemine müdahale ederek tehlikeye neden olma şeklinde sıralanabilir.
Suç, belirtilen işaretlerin salt kullanılmaz hale getirilmesi, kaldırılması, yola bir şey konulması ile oluşmamakta, ayrıca bu davranışların kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olması da gerekmektedir. Somut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir.
Ulaşım Araçlarını Tehlikeli Olabilecek Şekilde Sevk ve İdare Etme Suçu (179/2)
Maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkradan ayrı ve bağımsız bir suç düzenlenmiştir. Bu suç le kanun koyucu, herkesin bulunabileceği cadde, sokak, mahalle arası, okul önü yerlerde meydana gelebilecek tehlike yaratan durumların önüne geçmek istemiştir.
Bu fıkrada suç, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı değerleri açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi ile işlenmektedir. Suçun hareket unsurlarını belirtilen araçların tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi oluşturmaktadır. Suçun oluşabilmesi için aracın sevk ve idare edilmiş olması zorunludur. Yola çıkmak için teknik olarak elverişli olmayan, bakım ve onarımı yapılmamış olan bir araçla trafiğe çıkılması da suç oluşturabilmektedir. Fakat bunun için, suçun, kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olması da gerekir. Yine, kolluk memurları tarafından yapılan trafik kontrolünde, dur ihtarına uyulmadığı durumlarda da, TCK’nın 179/2. maddesindeki suç oluşacaktır.
Alkol, Uyuşturucu Madde veya Diğer Bir Nedenle Güvenli Şekilde Araç Sevk ve İdare Edemeyeceği Halde Araç Kullanma Suçu (179/3)
Maddenin üçüncü fıkrasındaki suç, alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına karşın, araç kullanılması şeklinde işlenmektedir. Suçun oluşması için somut olayda kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlıkları bakımından herhangi bir zarar tehlikesine neden olunması aranmamıştır. Herhangi bir nedenle güvenli biçimde sevk ve idare edemeyeceği halde taşıtın kullanılmasının kamu güvenliğini tehdit ettiği kabul edilmiştir.
Uyuşturucu, uyutucu veya keyif verici maddeler, 2918 sayılı KTK ve Yönetmeliğinde Uyuşturucu, uyutucu veya keyif verici gibi doğal veya sentetik psikotrop madde kullanılması halinde Yönetmeliğin 97/2. maddesi uyarınca cins, miktar ve etki derecesine bakılmaksızın, (güvenli sürüş yeteneğini yitirdiği kabul edilip) araç kullanmaktan men edilerek haklarında işlem yapılır. Bu maddelerin kullanılmış olduğu teknik cihazla belirlenir veya cihaz yoksa tıbbi yöntemlerle belirlenmek için adli tıp veya sağlık kuruluşuna sevk edilir. Kan tahlili yöntemiyle yapılacak incelemenin 24 saat içerisinde yapılması gerekmektedir.
Alkol kullanımı yönünden ise Yönetmelikte ticari araçlar ve diğer araçların sürücülerinin kandaki alkol oranlarının belirli miktarı geçmesi halinde araç kullanamayacakları kabul edilmiştir. Yönetmeliğin 97. Maddesine göre ticari araç kullananların alkol kullanarak araç kullanmaları yasak iken, diğer araç sürücülerinin ise kanlarındaki alkol oranının 0.50 promili aşması durumunda araç kullanmaları yasaklanmıştır. Fakat TCK 179/ 3 maddesi yönünden salt alkol alınması yeterli görülmeyip, alkolün etkisiyle güvenli şekilde araç kullanamayacak duruma gelmeyi aramıştır.
Suçun Manevi Unsuru
Ceza hukukunda manevi unsur, işlenen fiil ile fail arasındaki bağı ifade eder. Dolayısıyla suçun kastla mı yoksa taksirle mi işlendiğini belirtir. 179. maddede düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu kasten işlenebilir, taksirle işlenemez. Failin, her bir fıkrada tanımlanan fiili işlediği bilinç ve iradesiyle hareket etmesi, manevi unsurun varlığı için yeterlidir. Özel kast aranmamıştır, genel kast yeterlidir.
Genel tehlike suçu niteliğinde olan 179. maddenin 1. ve 2. fıkralarındaki suçların oluşabilmesi için failin kastının, davranışının tehlikeye neden olabileceğini de kapsaması gerekir. Başka deyişle fail, trafik işaretlerine yönelik hareketlerini tehlikeli olabilecek şekilde icra ettiğinde 1. fıkradaki suç, aracı tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etmesi durumunda ise 2. fıkra oluşmaktadır.
Aracın tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idaresi genellikle bir trafik kuralına aykırılıkla birlikte gerçekleşmektedir. Fail başkaları için tehlikeye neden olabilecek biçimde bir kuralı bilinçli biçimde ihlal ederse suç kastı gerçekleşir. Failin kural ihlalinin kasta değil de taksire dayanması durumunda bu suç oluşmaz. Bu bakımdan failin trafik kuralını kasta değil de taksire dayalı olarak ihlal etmesinin sonucunda ölüm veya yaralanma gerçekleşirse, fiil yalnızca taksirle yaralama suçunu oluşturur. Diğer taraftan, kuralı kasten ihlal etmiş olmak, zarar suçunun da mutlaka kasıtlı olmasını gerektirmez. Kasıtlı ihlalin tehlikeye yol açabileceği öngörülmüş ise de, meydana gelen somut netice öngörülmemiş olabilir. Bu takdirde tehlike suçu için kasıtlı olan davranış, zarar suçu yönünden taksirli olabilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Nitelikli Unsurlar
Suçun temel şekline ilave edilen ve cezanın artırılmasını veya indirilmesini gerektiren hallere, suçun nitelikli halleri denmektedir. Böyle durumlarda kanunda belirtilen suçun basit halinin yanında ek bir hareket, bir unsur ortaya çıkacaktır. İnsan ticareti suçuna ilişkin madde metninde cezayı artıran veya indiren herhangi bir nitelikli hale yer verilmemiştir.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, trafikle ilgili olarak kamu düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla kabul edilmiştir. Suç ile ulaşım araçlarının ve kişilerin güven içinde seyretmeleri amaçlanmış ve dolayısıyla trafik güvenliğini tehlikeye düşüren davranışlar önlenmek istenmiştir. Bu tarz davranışlar, gerek trafik içerisindeki kişilerin ve gerekse civarda bulunan kişi ve eşyaların zarar görmesine sebep olabilmektedir. Bu madde düzenlemesinin, kişilerin trafikte güven içinde hareket etme hakları ile birlikte hayat, vücut bütünlükleri ve mal varlığı haklarını da kapsar biçimde kamu düzeni ve güvenliğini koruduğu düşünülmektedir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Cezası Nedir?
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma TCK 179. Madde 3. Fıkrada düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında alkollü araç kullanma suçu üç farklı şekilde vücut bulabilir:
- 1.00 promilin üzerinde alkollü bir şekilde araç süren sürücü, TCK m.179/3 atfıyla TCK m.179/2 gereği cezalandırılacaktır. (KTK m.48/6)
- Hususi araç sürücüleri 0.50 promil üzerinde alkollü araç sürmeleri ve trafik kazasına sebebiyet vermeleri halinde TCK m.179/3 atfıyla TCK m.179/2 gereği cezalandırılacaktırlar. (KTK m.48/6)
- Ticari ve diğer araç sürücülerinin 0.20 promil üzerinde alkollü araç sürmeleri ve trafik kazasına sebebiyet vermeleri halinde TCK m.179/3 atfıyla TCK m.179/2 gereği cezalandırılacaktırlar. (KTK m.48/7)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Temel Halinin Cezası
TCK’da trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun temel halinin cezası maddede yazılı olan fıkralara göre belirlenmekte olmasıyla birlikte her bir fıkra suçun işlenişinin ayrı birer boyutu olarak temel hal cezasını içermektedir. Buna göre birinci fıkra gereği oluşacak suçun cezası bir yıldan altı yıla kadar hapis, ikinci fıkra gereği oluşacak suçun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis ve üçüncü fıkra gereği oluşacak suçun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis olacaktır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Nitelikli Hallerinin Cezası
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nezdinde Kanun metninde herhangi bir nitelikli hal düzenlenmediği için failin alabileceği en ağır ceza 6 yıl hapis cezası olabilecektir. Ancak içtima hükümleri saklıdır.
Trafik Güvenliğini Taksirle Tehlikeye Sokma Suçunun Cezası TCK 180 Madde
Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye 3 aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
İndirim Halleri
TCK’da Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin olarak herhangi bir indirim hali düzenlenmemiştir. Ayrıca Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu bakımından hukuka uygunluk nedenlerinin gerçekleşme ihtimali de oldukça düşüktür. Nitekim meşru müdafaa, amirin emri gibi hukuka uygunluk nedenlerinin söz konusu suçta yer alması imkansızdır.
Suçun Özel Görünüşleri
Teşebbüs
TCK m.35 teşebbüsü kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması hali olarak düzenlenmiştir. Suça teşebbüste fail suçu tamamlamak amacıyla hareket etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememektedir. Bu durumda ise kişiye tamamlanmış suça oranla daha az bir ceza verilmektedir.
Failin birinci fıkradaki suçun oluşması için sayılan seçimlik hareketlerden birinin işlenmesiyle gerçekleşen suç teşebbüs hükümlerine elverişlidir. İşaretlerin kullanılamaz hale gelmesi içim başlanılan hareket tamamlanmaz ise suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır. İkinci fıkra hükmünde ise, aracın sevk ve idare hareketi bölünemez hareket olduğundan buradaki suç teşebbüse elverişli olmayacaktır. Üçüncü fıkrada belirtilen durumda ise, fail aldığı alkol neticesinde kullanacağı aracı emniyetli biçimde sevk ve idare edemeyecek olması ve aracın alkollü veya uyuşturucu madde içilmiş bir şekilde kullanılması ile suç tamamlanacak olup, teşebbüse elverişli değildir.
İştirak
TCK m.37 gereği iştirak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesidir. Bu suça iştirak her hali ile mümkündür. Trafik işaretlerini bulunduğu yerden birlikte kaldıran kişiler müşterek fail olarak sorumlu olacak, buna teşvik eden ise yardım eden sıfatıyla ve suç kararını aldıran kişi de azmettiren sıfatıyla sorumlu tutulacaktır. Yine, birden fazla kişi tarafından sevk ve idare edilebilen taşıtlarla ilgili olarak veya işletim sistemine müdahale eylemi bakımından iştirak olanaklıdır. Bu durumda müşterek yahut yan yana faillikten söz edilebilir.
İçtima
Suçların içtimai, bir kişinin birden fazla ceza kanunu hükmünü ihlal etmesi ve bu sebepten de birden fazla suçtan sorumluluk doğması halinde oluşmaktadır. Suçların içtimai kurumu ceza sorumluluğunun sınırlarını daraltıcı niteliktedir. İçtimai hükümlerine göre kişinin bir veya birden çok fiille, ceza kanununun aynı hükmünü veya farklı hükümlerini bir veya birden çok kez ihlal etmesi, dolayısı ile failin birden çok suçtan değil yalnızca tek bir suça göre cezalandırılmasıdır. TCK m.44 fikri içtimai şöyle tanımlamaktadır: ‘’İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşumuna sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.’’
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, genel tehlikeye neden olma suçu niteliğindedir. Eylemin genel bir tehlikeye yol açması yeterlidir. Bu bakımdan, eylem nedeniyle olayda bir veya birden fazla kişinin tehlikeye düşmesi arasında fark yoktur. Olayda birden fazla kişinin tehlikeye düşmesi halinde de aynı yer ve zamanda işlenen eylem dolayısıyla 179. madde gereği tek suç işlenmiş olur. Suçun zincirleme olarak işlenmesi de mümkündür. Kişi yapacağı yolculuk sırasında aracını birkaç kez tehlikeli şekilde kullanmışsa 43/1 maddesi uygulanmalıdır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ile Taksirle Yaralama ve Öldürme Suçunun Birlikte İşlenmesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, somut bir tehlike suçudur. Bu suçun oluşabilmesi için yapılan eylem ile tehlikelilik halinin gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesinin mümkün olması gerekir. Somut bir tehlike gerçekleştirmeye elverişli olmayan eylemler trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçunu oluşturmaz. Trafik güvenliğini tehlikeye atan fail somut bir zarara sebebiyet vermese dahi, yarattığı tehlike nedeniyle cezalandırılacaktır.
Trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçunu işleyen fail bir zarara sebebiyet vermişse, sebep olduğu zarar nedeniyle de cezalandırılması gerekir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokan kişi, eylemi ile bir kimsenin yaralanmasına, ölmesine yada malına zarar vermişse, taksirle yaralama veya taksirle öldürme ya da mala zarar verme suçlarından da ayrıcı cezalandırılacaktır.
Fakat, özellikle belirtmek gerekir ki takibi şikayete bağlı olan taksirle yaralama suçu nedeniyle mağdur şikayetten vazgeçtiği takdirde, fail, şikayete tabi olmayan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle yargılanacaktır. Çünkü trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu şikayete bağlı değildir.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Adli Para Cezası
Yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından, hükümlünün bir miktar parayı devlet hazinesine ödemesine karar verilmesidir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun cezası düzenlenirken sadece hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Kasten işlenebilen bir suç olan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda, verilecek ceza bir yıl ve daha az hapis cezasına hükmedilmesini gerektirdiği takdirde hüküm, para cezasına çevrilebilmektedir.
Erteleme
Mahkemece yargılanan kişinin suçlu olduğu tespit edilmiş ve kişi hakkında hapis cezası hükmedilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından kişiye verilen hapis cezasının, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesi halinde erteleme kararı verilmiş olacaktır. Erteleme kararının şartlarından olan hükmedilen cezanın 2 yıl ve daha az olması şartının gerçekleşmesi trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu açısından mümkün olduğu için erteleme kararının verilmesi mümkün olacaktır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının miktarı 2 yıl ve daha altı olma ihtimali olduğu için suçu işleyen hakkında Hagb kararı verilmesinin olanağı vardır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Aşaması
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Soruşturma Aşaması
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu şikayete tabi bir suç olmadığından yani resen takip edilecek bir suç olduğundan dolayı savcılık ihbar üzerine veya kendiliğinden soruşturma aşamasını başlatacaktır. Bu araştırmada işlendiği iddia edilen suça dair deliller toplanmaya çalışılacaktır. Eğer savcı, yeterli delilin var olduğuna kanaat getirirse iddianame düzenleyecektir. Aksi halde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir.
Halk arasında bu karara takipsizlik kararı da denmektedir. Savcının iddianame düzenleyebilmesi için, suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe söz konusu olmalıdır. Böyle bir şüphe şartının şart koşulmasının nedeni, yargının iş yükünün gereksiz davalarla artırılmaması ve insanların gereksiz yere yargılanmamasıdır. Soruşturma aşaması savcılık tarafından, kovuşturma aşaması mahkeme tarafından resen yürütülür. Yapılan soruşturma neticesinde trafik güvenliğini tehlikeye suçunun şüphelisi hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir. Kamu davası açmak için yeterli şüphe olmasına rağmen iddianameyle kamu davası açmak yerine, cumhuriyet savcısının 5 yıl süreyle şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi karar verebilir. (CMK 171/2 madde)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Kovuşturma Aşaması
Kovuşturma aşamasında; suç üzerine soruşturma aşaması tamamlanmıştır. Artık bir ceza mahkemesinde dava açılmış demektir. Kovuşturma aşamasında; yargılama makamı, savcılık makamı ve savunma makamının işbirliği söz konusudur. Savcının düzenlediği iddianamenin Mahkeme tarafından kabul edilmesi ile kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Kovuşturma aşamasında ceza mahkemeleri görevli olacaktır. Kovuşturma evresi son evredir. Kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek cezaya hükmolunur. Eğer sanık suçsuz bulunursa beraatine hükmedilecektir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Gözaltı ve Tutukluluk Hali
Maddenin 2. ve 3. fıkrasındaki suçtan dolayı CMK’nın 100/4. maddesi hükmüne göre, tutuklama kararı verilemez. Birinci fıkradaki suçla ilgili tutukluluk süresi CMK’nın 102/1. maddesi uyarınca en çok 1 yıldır. Zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.
Gözaltı kararı savcının kararı ile şüphelinin polis ya da jandarma tarafından özgürlüğünün geçici bir süreliğine sınırlanmasını sağlayan karardır. Gözaltına alma kararı için hakim kararı aranmamaktadır. Gözaltı kişinin özgürlüğünün sınırlandığı anda başlamaktadır. Dolayısıyla aslında şüphelinin yakalandığı anda gözaltı süresi başlamaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesinde gözaltına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. İlgili maddeye göre gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünde zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemeye göre Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda birinci fıkrasının ihlali söz konusu olduğu durumlarda Cumhuriyet savcısının vereceği kararla şüpheli gözaltına alınabilecektir.
Tutuklama kararı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda en ağır koruma tedbiri olarak düzenlenmiştir. Tutuklama kararı da gözaltı kararı gibi geçici bir koruma tedbiridir. CMK’nın 100. maddesinde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, soruşturma ya da kovuşturma evresinde şüpheli ve sanık için tutuklama kararı verilebilir. Ancak verilecek olan tutuklama kararı verilmesi beklenen ceza ve işin önemi ile ölçülü olmalıdır. Ceza yargılamasında aslolan sanık ya da şüphelinin tutuksuz bir biçimde soruşturma ya da kovuşturmasına devam edilmesidir. Dolayısıyla tutuklama hali her zaman istisnai bir nitelikte olan koruma tedbiridir. Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Dolayısıyla suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe uyandıracak somut deliller mevcutsa, fail hakkında tutuklama kararı verilebilir.
Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma, Etkin Pişmanlık ve Görevli Mahkeme
Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Birinci fıkradaki suç için olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıl, 2. ve 3. fıkradaki suçlar için ise 8 yıldır. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu şikayete tabi olmayan suçlardan olduğu için herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Zaten aslında savcılığa, polise veya jandarmaya bulunduğunuz suç duyurusunun niteliği ihbar şeklindedir. Bu ihbarın da herhangi bir süresi olmamasına rağmen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun dava zamanaşımı süresince yapılması gerekmektedir. Aksi halde fail hakkında herhangi bir ceza davası açılamaz. Söz konusu zamanaşımı süresi, TCK m.179/2-3 açısından süresi 8 yıl, TCK m.179/1 açısından 15 yıldır.
Uzlaşma
Ceza hukukunda uzlaşma Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddelerinde düzenlenmiştir. Suçtan mağdur olan kişinin suç şüphelisi ile anlaşması sonucunda ceza yargılamasının sona ermesidir. Uzlaşma müzakereleri ve uzlaşma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında yapılabilir. Uzlaşma şikayetten vazgeçme değildir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bir kişisel cezasızlık ya da cezada indirime sebep olan kurumdur. Etkin pişmanlık hükümleri, Türk Ceza Kanunu’nda her suç tipi için düzenlenmemiştir. Kimi suç tipleri için öngörülen etkin pişmanlık hükümleri, kanunilik ilkesi gereğince yalnızca düzenlenmiş olduğu suç tipleri bakımından uygulanabilecek bir hukuki müessesedir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun hiçbir hali için etkin pişmanlık kurumu düzenlenmemiştir.
Görevli Mahkeme
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna bakmakla görevli mahkeme, 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle Asliye Ceza Mahkemesidir. Söz konusu dava suçun işlendiği yerin Asliye Ceza Mahkemesinde görülecektir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçuna İlişkin Örnek Yargıtay Kararları
12. CD., 01/07/2020; 2019/9954-2020/4200
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
- TCK 179. Madde
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu’ nun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenlemeye göre 1.00 promilin üzerinde alkol veya uyuşturucu madde alınması sonrası araç kullanılmasının atılı suçun oluşması için yeterli olduğu anlaşılmakla; olay günü saat 20.00 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki ticari taksi ile seyir halindeyken karşıdan karşıya geçmekte olan yaya Ahmet B…’a çarptığı, yayanın basit tıbbi müdehale ile giderilebilir şekilde yaralandığı ve sanıktan şikayetçi olmadığı, 20.23’ te alkolmetre ile yapılan ölçümde sanığın 0.95 alkollü olduğunun tespit edildiği olayda; geçen her bir saatte vücuttaki alkol seviyesinin 0.15 promil düştüğü bilindiğine göre kaza saati ile alkol ölçümü arasında 23 dakika geçtiği göz önüne alındığında, sanığın olay sırasında alkol miktarının 100 promilden yüksek olduğu sonucuna varılacağı, alkol oranının 1.00 promilin altında kaldığının kabulü halinde dahi 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/7. maddesinde yer alan, “hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi halinde, ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır” şeklindeki düzenleme karşısında; atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesi…
Y.12.CD., 29/06/2020; 2019/12685-2020/4073
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
- TCK 179. Madde
Olay günü sanığın sevk ve idaresindeki otomobili ile seyir halinde iken; trafik ekiplerince yapılan yol kontrolünde alınan adli raporda; 149 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; 2918 sayılı KTK 48/6. maddesindeki “Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca TCK’ nın 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki hükmü karşısında, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi…
Y.12.CD., 16/06/2020; 2019/12111-2020/3574
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
- TCK 179. Madde
Alkolmetre ile yapılan ölçümde 1.45 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanık hakkında, 2918 sayılı KTK’ nın 48/6. maddesindeki “yapılan tespit sonucunda 1.00 promil üzerinde alkollü olduğu tepsit edilen sürücüler hakkında ayrıca TCK’ nın 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin mahkumiyeti yerine yazılı şekilde karar verilmesi,..
Y.12.CD.,09/06/2020; 2019/11459-2020/3262
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu
- TCK 179. Madde
İdaresindeki araçla seyir halinde iken kolluk görevlilerince kontrol amaçlı durdurulan sanığın kolluk alkolmetresiyşe saat 22:46’ da yapılan ölçüme 1.12 promil alkollü, hastanede yine alkolmetreyle saat 23:02’ de yapılan ölçüme göre ise 0.59 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, dosya içerisinde yer alan kalibrasyon bilgileri incelendiğinde, sanığın alkol ölçümünün yapıldığı tarihte her iki alkolmetrenin de kalibrasyon bitiş tarihinin geçmemiş olduğu anlaşılmakla, sanığın 1.00 promil ve üzeri alkollü şekilde araç kullanmak suretiyle atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;..
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Örnek Suç Duyurusu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ Na
Mağdur : Adı ve Soyadı -T.C. Kimlik No – Adresi
Vekili : Av. Umur YILDIRIM Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. Koç İkiz Kuleleri B Blok Kat: 4 No: 7, 06530 Çankaya/ANKARA
Şüpheli : Adı ve Soyadı (T.C. Kimlik No) – Adresi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma (TCK m.179)
Suç Tarihi : …/…/….
Konu : Şüpheli hakkında işlediği suç nedeniyle soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılması talepli şikayet dilekçesidir.
Açıklamalar :
- Burada müvekkil hakkında, kim olduğuna ve şüpheli tarafından Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna nasıl konu edildiğine ilişkin bilgilere yer verilmelidir.
- Yaşanılan olay ayrıntılı bir biçimde izah edilmelidir.
- Burada ise, yaşanılan olaya ilişkin hangi delillerin olduğundan bahsedilmelidir.
- Dilekçenin ekinde yer verilecek delillerin neler olduğu belirtilmelidir.
Hukuki Sebepler: TCK ve ilgili her türlü yasal mevzuat.
Hukuki Deliller : Tanık, yemin, video kaydı, fotoğraf görüntüleri, mesajlar ve ilgili her türlü yasal delil.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını, soruşturma sonucunda kamu davası açılması yönünde karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av. Umur YILDIRIM
İmza