Süresiz nafaka, kamuoyunda çok fazla tartışmalara neden olan bir durumdur. Hatta bu konuda “süresiz nafaka mağdurları derneği” isminde dernek kurulmuştur. Esasında Türk Medeni Kanunu TMK 175. maddeye göre yoksulluk nafakası süresizdir. Bu sebeple yoksulluk nafakası kamuoyunca “süresiz nafaka” olarak bilinmektedir. Süresiz nafaka, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafa, boşanmada kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer tarafça yapılan süresiz ödemedir. Türk Hukuk sisteminde süresiz nafaka olarak adlandırılan kavram hakkında birçok tartışma olmakla birlikte boşanma davasına mahkeme kararı ile hükmedilen nafakanın süresiz olmadığı bilinmelidir. Belirli durumlarda eski eş aleyhine hükmedilen nafakanın sonlanması mümkündür. Bununla birlikte nafaka türlerine göre bu konuya değinmekte fayda vardır. Nafaka türlerini, bakım nafakası ve yardım nafakası olarak iki ana başlığa ayırmak mümkündür. Tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası da bakım nafakasının alt başlıklarıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası birer bakım nafakasıdır. Kanunumuzda yer alan dört çeşit nafakayı açıklamak gerekirse;
- Yoksulluk nafakası, boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarındandır. Türk Medeni Kanunu md. 175’de düzenlenen yoksulluk nafakasına göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası, TMK’da bir bakım nafakası türü olarak yer almıştır. Bu durumda nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Boşanma (TMK m. 161-166) davasında yer alan yoksulluk nafakası isteği boşanma davası içinde talep edilmeyerek bağımsız bir dava ile istenilmişse harca bağlıdır. Boşanma davasında yer alan yoksulluk nafakası isteği boşanmanın eki niteliğinde olduğundan harca bağlı değildir. Yoksulluk nafakası boşanmanın fer’i sonuçları arasında yer alır. Hâkimin yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için istek olması gerekir.
- Tedbir nafakası, boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilebilir. Boşanma davası açılırken veya açıldıktan sonra herhangi bir eşin veya ergin olmayan çocukların geçinmesini sağlamak üzere boşanma davası süresince hükmedilen nafaka türüdür. Tedbir nafakası, boşanma davası açılmadan önce evliliğin devamı süresince eş tarafından evlilik birliğinin korunması için, birliğin giderlerine katkı yapmaktan kaçınan eş aleyhine açılan bir dava türüdür. Henüz açılmış bir boşanma veya ayrılık davası yokken ileri sürülen tedbir nafakası talepleri bağımsız dava niteliğindedir.
- İştirak nafakası, boşanmanın çocuklarla ilgili sonuçlarındandır. TMK md.182’e göre, “…Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” Madde metnine göre velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Çocukların boşanmanın kesinleşme tarihine kadar verilen nafaka iştirak nafakası olarak değil tedbir nafakasıdır. Boşanma kararı içinde iştirak nafakası verilmemişse velayet hakkı kendisine verilen taraf her zaman için açacağı bir dava ile iştirak nafakası talep edebilecektir. Bu durumda iştirak nafakasının başlangıç tarihi sonradan açılan iştirak nafakası davasının açıldığı tarih olacaktır.
- Yardım nafakası, boşanma davası veya evlilik ile bir ilişkisi olmayıp bir kimsenin, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoy ve üstsoyu ile kardeşlerine ödediği nafaka türüdür. TMK md.364’e göre “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.” Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan ailedeki üstsoy, altsoy ve kardeşe ödenen nafakadır.
Yoksulluk nafakasını düzenleyen Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” denilmek suretiyle kusuru ağır olan eşin yoksulluk nafakası alamayacağı ve yoksulluk nafakasının, nafakayı ödeyecek kişinin mali gücü oranında belirleneceği belirtilmiştir. TMK 175. maddeden açıkça anlaşılacağı üzere, kamuoyunda yaratılmaya çalışılan algının aksine; yoksulluk nafakası her koşulda süresiz değildir. Ayrıca mahkemelerce ödenmesine hükmedilen nafakalar, nafaka alacaklısının insan onuruna yaraşır biçimde yaşamasına engel miktarda olup çoğu zaman nafaka yükümlüsünün Kanuna aykırı davranışları nedeniyle de tahsil edilememektedir.
Yoksulluk Nafakası Süresiz Midir?
Türk Medeni Kanunu md. 175’de düzenlenen yoksulluk nafakasına göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu nedenle yoksulluk nafakası kamuoyu tarafından süresiz nafaka olarak adlandırılmaktadır. Hukukumuzdaki süresiz nafaka uygulamasından önce yoksulluk nafakası 1 yıl ile sınırlandırılmıştı. 743 sayılı Medeni Kanun’un 144. maddesine göre, kusursuz eşin büyük bir yoksulluğa düşmesi halinde bu eş lehine en fazla bir yıl süreyle nafakaya hükmedilebilmekteydi. Ancak Medeni Kanunumuzda 04.05.1988 tarihinde yapılan değişiklikle, 12.05.1988 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere nafakanın süresiz olduğu düzenlenmiştir. Bu tarihten itibaren de nafaka süresiz olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Boşanma davası sonrası ekonomik güvence, Türkiye’de önemli bir konudur. Çünkü çalışma hayatında çok zor yer edinen ve kısıtlı bir geliri olan kadın bu nafakaya muhtaç duruma getirilmiştir. Bu yazımızda, Türkiye’de süresiz nafaka uygulamasının detayları ve önemi ele alınmaktadır. Makale, boşanma sonrası ekonomik güvence sağlama konusundaki yasal düzenlemeleri ve süresiz nafakanın tartışmalarını inceliyor. Ayrıca, süresiz nafakanın avantajları ve dezavantajları da tartışılmaktadır. Türkiye’de süresiz nafaka konusuna dair bilgi edinmek isteyenler için kapsamlı bir kaynak olacaktır. Son zamanlarda Bakan ve çeşitli kurumlarda yapılan açıklamalar sonrasında; “Süresiz nafaka devam ediyor mu?” “Süresiz nafaka hangi durumlarda verilir?” “Eşe nafaka ne kadar süre ödenir?” ” Süreli nafaka mümkün mü?” “Süresiz nafakaya ilişkin son dakika gelişmeleri nelerdir?” gibi sorular çok fazla sorulmaya başlandı. Bizde bu yazımızda süresiz nafakaya ilişkin tüm gelişmeleri aktaracağız.
Süresiz Nafakaya Hükmedilmesi için Gerekli Şartlar
Süresiz nafakaya her durumda hükmedilebilmesi mümkün değildir. Bu nafakaya hükmedilebilmesi için belirli şartların bulunması gerekmektedir. Bu şartlar;
- Taraflardan birinin mahkemeden süresiz nafakaya hükmedilmesi talebinde bulunması gerekmektedir. Yoksulluğa düşecek olan eşin mahkemeden talepte bulunması gerekir. Talepte bulunulmadığı sürece mahkeme tarafından süresiz nafakaya hükmedilmesi mümkün değildir. Mahkeme, nafaka talebinde istenen nafaka miktarıyla üst sınır olarak bağlı olup nafaka talebinde açıkça ve belirgin olarak nafaka miktarı belirtilmelidir.
- Süresiz nafaka talebinde bulunan eşin diğer eşe göre daha ağır kusurlu olmaması gerekmektedir. Nafaka talebinde bulunan eşin evlilik birliği içerisinde daha ağır kusurlu olması halinde lehine süresiz nafakaya hükmedilmez.
- Nafaka talebinde bulunan eşin evlilik birliğinin sona ermesi halinde yoksulluğa düşecek olması gerekir. Nafaka talebinde mahkeme tarafından eşlerin ekonomik durumu araştırılarak yoksulluğa düşürüp düşürmeyeceği saptanmaktadır. Süresiz nafakaya hükmedilebilmesi için nafaka talebinde bulunan eşin, evlilik birliği içerisindeki hayat standartlarında ciddi bir değişim olmasına neden olacak ve ortalama bir hayat sürmesine yetecek mali güce sahip olmadığının tespit edilmesi yeterlidir.
- Aleyhine süresiz nafaka ödemesi talep edilen eşin mali gücü ile orantılı olarak bir nafakaya hükmedilmelidir. Nafaka ödemesi talep edilen eşin mali gücü yoksa aleyhine nafakaya hükmedilemez.
Süresiz nafakaya hükmedilirken eşlerin kusur durumu ve evlilik sonrası ekonomik olarak düşecekleri durum değerlendirilerek bir karar verilmektedir. Ancak süresiz nafakaya hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin, diğer eşe nazaran daha kusurlu olmaması yeterli bir hal almaktadır. Hatta eşit kusurlu veyahut iki tarafından kusursuz olduğu durumlarda dahi nafakaya hükmedilebilmektedir. Keza Türk Medeni Kanunu’nun 175.maddesinin 2.fıkrasında nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz düzenlemesi yer almaktadır.
Süresiz Nafaka Kaldırılabilir mi?
Evlilik birliğinin sona ermesi neticesinde yoksulluğa düşecek olan talebi halinde hükmedilen yoksulluk nafakası süresiz nafaka olarak adlandırılmaktadır. Ancak bu süresiz ifadesi nafakanın sona ermesi için herhangi bir süre şartı olmadığı anlamına gelmektedir. Bu nafakanın hiçbir şekilde sonlanmayacağı anlamına gelmemektedir. Belirli şartların gerçekleşmesi durumunda süresiz nafaka kaldırılabilir. Bu şartlar;
- Yoksulluk nafakası ödenen eş evlenirse nafaka ödeyen eş süresiz nafakanın kaldırılması için talepte bulunabilir.
- Eş resmi olarak evli olmasa bile başka kişi ile evliymiş gibi hayat sürerse nafaka ödeyen eş süresiz nafakanın kaldırılması için talepte bulunabilir.
- Yoksulluk nafakası ödenen eşin yoksulluk durumunun ortadan kalkması halinde de nafaka ödeyen eşin süresiz nafakanın kaldırılması için talepte bulunma hakkı vardır.
- Eşlerden birisinin ölmesi halinde de doğal olarak nafaka ödemesi sonlanacaktır.
Süresiz Nafakada Yeni Düzenleme Yapıldı mı?
Süresiz nafaka ile ilgili şuan için onaylanmış veya yürürlüğe girmiş yeni bir hukuki düzenleme mevcut değildir. Ancak kamuoyunda süresiz nafaka mağdur olduğunu ifade kişiler ve diğer şartlar gözetilerek nafakanın süresiz olması durumu tartışılmaktadır. Bu konuda birçok fikir öne sürüldüğü gibi Yargıtay tarafından da süre sınırının getirilmesi gerektiği yönünde bir kanaat ileri sürülmüştür. Süre belirlenmesi gerektiği ve bu sürenin hakim tarafından takdir edilebileceği yönünde de fikirler mevcut olmakla birlikte Anayasa Mahkemesi tarafından kanunda süresiz ifadesinin yer alması Anayasaya aykırı bulunmamıştır. Anayasa Mahkemesi 17.05.2012 tarih ve 136/72 sayılı kararı ile TMK 175/1’de yer alan “süresiz olarak” ifadesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vererek, iptal başvurusunu reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin ret gerekçeleri şöyledir;
- Kanunda yer alan “süresiz olarak” ibaresinin, nafaka alacaklısının her zaman ölünceye kadar yoksulluk nafakası alacağı anlamına gelmediği,
- Kanun koyucunun 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 175. maddesinde “süresiz olarak” ibaresine yer vermesinin amacının, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eş tarafından, şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması olduğu,
- Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, ahlaki değerler ve sosyal dayanışma düşüncesinin yer aldığı,
- Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşen eşi korumak için diğer eşin, koşulları bulunduğu sürece, herhangi bir süre sınırı olmaksızın yoksulluk nafakası vermesinin düzenlendiği, bu yükümlülüğün sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği olarak getirildiği,
Gerekçeleri ile “süresiz olarak” ibaresinin Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmiştir. Karşı oyda ise yoksulluk nafakasının kanunda belirlenen şartlar dahilinde süresiz talep edilebileceğinin öngörülmesinin Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu belirtilmiştir.
Son Dakika Süresiz Nafaka Gelişmeleri
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ağustos 2023 tarihinde; nafaka, tazminat ve boşanmayı kapsayan aile hukuku konusunda çalışmalarının sürdüğünü, bir düzenlemenin geleceğini söyledi. Boşanmanın ardından genelde erkeklerin kadınlara ödediği aylık nafakanın ‘süresiz’ olması yerine belirli dönemi kapsamasına dair düzenleme talebi bir süredir dile getiriliyor. Bu duruma ilişkin A Haber canlı yayınında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir soru üzerine süresiz nafakaya değindi. Tunç, 1988’e kadar nafakada sürenin bir yıl olduğunu, daha sonra bunun süresiz hale getirildiğini belirtti. Bu konuda ülke genelin tartışmaları hatırlatan Bakan Tunç, nafaka alacaklısıyla nafaka borçlusundaki dengenin gözetilmesi gerektiğini kaydetti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Adalet Bakanının bu açıklamalarına karşı bir beyanda bulunmadı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında bu konu aile hukukuyla ilgili bir konu. Nafaka, tazminat, boşanma konusu. Özellikle aile hukuku konusunda geniş bir çalışmamız var. Bilim Komisyonumuz şu anda çalışıyor. Özellikle boşanma davalarının, nafaka ve tazminat davalarından ayrı tutularak uzun süren boşanma davalarının önüne geçilmesi gerekiyor. Çünkü tarafları mağdur eden bir durum söz konusu. Aile hukukunu toptan ele alacak bir düzenlememiz söz konusu olacak. Özellikle aile arabuluculuğu yönünde görüşler var. Yani burada da kadına şiddet konusu ayrı tutularak boşanma hukukunda da tazminat ve nafaka konusunda da arabuluculuk müessesinin getirilmesi konusunda birtakım görüşler var. Bu görüşlere uygun Bilim Komisyonumuzun da çalışmaları söz konusu. Nafaka konusu da bu kapsamda değerlendirilebilecek bir konu.
Burada elbette ki bir gün evli kalıp yıllarca, on yıllarca nafaka ödeyen kişiler var ancak bu dosya bazında değerlendirdiğimiz zaman kadınların da mağduriyetine neden olmayacak bir düzenleme gerekebilir. Her dosyanın özelliği farklı olabilir. Burada özellikle kadınlarımızı da mağdur etmeyecek, nafaka alacaklısı olan kadınların mağdur olmamasıyla ilgili de bir güvenceyi sağlamamız gerekir. Bu nedenle o dengeyi gözeterek çalışma yapmak gerekir.” Dedi. Yasal düzenleme şimdilik netleşmedi. Netleştiğinde tüm okuyuculara güncel olarak bilgi verilecektir. Aile ve sosyal hizmetler bakanı ise konuya ilişkin bir açıklamada bulunmadı.
Evlilik Süresinin Kısa Olması Halinde Toplu Yoksulluk Nafakası Uygulaması (Süresiz Nafakanın Kaldırılması)
Süreli nafaka uygulamasının bir diğer uygulama biçimi toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesidir. Evlilik süresinin kısa olduğu durumlarda yani kısa süreli evliliklerde, eşlerin birbirlerine olan ekonomik bağımlılığı genellikle daha azdır ve boşanma sonrası maddi olarak desteklenme ihtiyacı da kısa vadeli olabilir. Bu durumda, süresiz nafaka modelleri yerine, toplu yoksulluk nafakası gibi alternatif çözümü yüksek yargı uygun bulmaktadır. Bu durum aslında süresiz nafakaya alternatif olarak sunulmaktadır.
Toplu yoksulluk nafakası, belirli bir süre için değil, boşanma sonrası bir defaya mahsus olarak ödenen bir miktarı ifade eder. Bu miktar, boşanma anındaki ekonomik duruma göre belirlenebilir ve uzun vadeli ekonomik güvence sağlamak yerine, kısa vadeli bir destek sunar. Toplu yoksulluk nafakasının avantajlarından biri, kısa süreli evliliklerde daha adil bir çözüm sunmasıdır. Özellikle kısa süreli evliliklerde, eşlerin çalışma gücü olabilmesi, tarafların uzun süre karşı karşıya gelmemelerini sağlanması yönleriyle toplu yoksulluk nafakası, boşanma sonrası taraflar arasında adil bir mali denge sağlayabilir. Ancak toplu yoksulluk nafakasının yeterli bir çözüm olmayacağı uzun süreli evliliklerde bulunacaktır. Bu durumu aile mahkemesinin değerlendirmesinde dikkate alması daha adil bir yaklaşım olacaktır.
Toplu Nafaka Örnek 2024 Yılı İstinaf Mahkemesi Kararı
Davalının, davacı yararına hükmolunan yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun incelemesine gelince;
Kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda düzenli bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına TMK’nun 175. maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların evlilik süresinin kısa olması, yaşları, boşanma hükmünden sonra çıkması muhtemel ihtilafların önüne geçilmesi hususları dikkate alındığında, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek davacı kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına (TMK m.176) karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu sebeplerle, davalının, davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının toptan olarak hüküm altına alınmamasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına, davacı yararına, boşanma hükmünden sonra çıkması muhtemel ihtilafların önüne geçilmesi, evliliğin süresi ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak bir defaya mahsus olmak üzere …….. TL toptan yoksulluk nafakasına hüküm kurulmuştur.
Görüleceği üzere yüksek yargı evlilik süresinin kısa olması, tarafların yaşları, taraflar arasında daha sonradan ihtilaf yaşanmaması koşullarını kıstas alarak süreli nafaka verilmesi yerine toplu yoksulluk nafakasına hükmederek süreli nafaka modelini tercih etmiştir. Sonuç olarak yoksulluk nafakasının temel amacı, boşanma sonrası ekonomik olarak zor durumda kalan eşin yaşam standardını korumaktır. Aile mahkemesi vereceği yoksulluk nafakası kararında bu durumu göze almalıdır. Ancak bu durumu göze alırken de adaleti hem yoksulluk nafakası ödeyecek tarafı hem de nafaka alacaklısını koruyacak şekilde vermelidir. Özellikle uzun süreli evliliklerin sona ermesi durumunda, eşlerden birinin maddi açıdan desteklenmesi gerekmektedir. Ancak kısa süreli evlilikler, tarafların çalışma gücünün olduğu evlilikler, evlilikte tarafların yaşları yoksulluk nafakasına hükmedilirken kıstas olarak alınarak toplu yoksulluk nafakasıyla daha adil bir sistem sağlanması süreli nafakaya alternatif bir düzenleme olarak değerlendirilmelidir.
Hiç kimse dünyaya gelirken cinsiyetini seçmez.Cinsiyet üzerinden pozitif ayrımcılık başlı başına hakkaniyete aykırı aynı zamanda mantığa ve vicdana aykırı bir durumdur. Antlaşamayan ve ayrılan iki insanı devlet ve adalet sistemi aracılığıyla süresiz bir hüsümete sonu gelmeyen bir çatışmaya mahkum eden bir uygulamadır süresiz nafaka. %99,99 Erkek cinsiyeti üzerine yüklenen ayrıca alacaklı kadınlar için ise gayri resmi çalışma ve yeniden hayat kurmayı engelleyen gayri meşru yaşamı teşvik eden kadınlar arasında cinsiyet aynı olmasına rağmen zenginin ve fakirin aldığı nafaka miktarı farkı nedeniyle küçük düşürücü toplumda dengeyi adaleti çiğneyen bir değişiklik eseri uygulama ve kanun maddesidir süresiz nafaka. Fiilen ülkemizde çalışmak isteyen herkese cinsiyet ayrımı olmadan çalışmak istedikten sonra bir uğraş bir iş erkek veya kadın farkı olmadan artık yürürlükte ve bir çok alanda sayısızca kadın Bankalarda,Eğitimde ve kurumlarda ve özel sektör de ev işlerinde ,fabrikalarda pek çok alanda çalışıyor ve bu kadının toplumda mağdur işe giremeyen algının artık yeri kalmamıştır. Kaldı kı yoksulluk işsizlik söz konusu ise sosyal devlet konunun çözümü için tedbirini almak ile yükümlüdür. Evlilik nedeni ile cinsiyeti Erkek diye bu açığı Erkek cinsiyetine yüklemek antlaşılır bir mantık ve kanun maddesi olamaz! insan demeliyiz kadın ve erkek diye ayırmak pozitif ayrımcılık yapmak büyük bir ayıp ve adaletsizlik! Tembel bir kadın toplumuna sebep ve ekonomiye kazandırılması gereken boşanmış kadınlara eski eşin sigorta olması kadar aykırı bir durum olamaz! Unutulmamalıdır kı ülkemizde Erkeklerin ortalama yaşam ömrü kadınlardan 7-10 yıl daha kısa olmakta! Erkeğe yüklenen stress ve yükümlülükler bir hayli fazla zaten! Babanın yeri toplumda örselensin diye her türlü gayret o süresiz nafaka dinamitini koyan zihniyet tarafından zaten yapılmaktadır. Süresiz nafaka aile yapımıza 1988 de malum bir aykırı grubun takibi ile konulmuş bir dinamit adeta bir facialara sebep adaletsiz kanun maddesi değişikliği dır. Acilen 1988 ve öncesi gibi azami 1 yıl ile sınırlandırılmalıdır. Ayrılan iki insanın biri birine ömür boyu hüsümete neden bir ceza gibi sonu gelmeyen borca devlet eli ile mahkum olmamalıdır. Tabii burada 18 yaşına kadar müşterek çocuklar için iştirak nafakasını her iki tarafa eşit şekilde yüklemek gerekir. ve çocuk giderleri için çocuğa tahsis edilmesi gereken nafakayı kesinlikle ayrı tutuyorum. Aykırı bulduğum Tembel in eksikliğini çalışkana yüklemek de ! Ne demek kadına süresiz nafaka neyin parası bu ayıp bir ödeme aylık neyin bedeli anlamak mümkün değil bu kadın cinsiyetine hakaret küçük düşürücü bir durum ayrıca! Yüzünü görmek istemediği el olmuş insana devlet eli ile muhtaç edilmek hiç medeni bir topluma yakışan bir tablo değildir olamaz. Zulümdür süresiz nafaka ! Süresiz kavgaya sebep birde kanun marefeti ile!!! 1988 de yapılan bu haksızlığa dur deyin ey kanun koyucular. Ahiret hesabını da unutmayın alanı da vereni de günaha sokmaktasiniz! Kendiniz ise hesap vermeyeceksiniz !